04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ŞUBAT 2014 CUMARTESİ 4 HABERLER Evinde 4.5 milyon dolar ele geçirilen Halkbankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’a tahliye ‘Tarihe Uygun Boğulmak!’ Reyting rekoru kıran “Muhteşem Yüzyıl”da, geçen gün Şehzade Mustafa’nın boğdurulması bölümü canlandırılmış. Gazetelerimizden biri üşenmemiş, gidip uzmanlığı tartışma götürmeyen Prof. İlber Ortaylı’dan boğulma sahnesinin tarihe uygun olduğuna dair görüş almış. Şehzade Mustafa’nın adını birçok Padişah’tan önce, daha küçük bir çocukken öğrenmiştim. Tarih öğretmeni olan annem birkaç kez şunu söylemişti: Şehzade Mustafa boğdurulmamış olsaydı, her şey başka olurdu. Bu görüşün yaygın olduğunun altını İlber Hoca da çiziyor. “Şehzade Mustafa boğdurulmasaydı batmazdık” görüşüne Hoca’nın da katıldığını sanmam, o yalnızca yaygınlaşmış bir görüşün altını çizmekle yetiniyor. Fernand Braudel’in daha Kanuni zamanında imparatorlukta yorgunluk alametlerinin görülmeye başladığı yönündeki görüşünü okuduğumda şöyle mırıldanmıştım: Ne garip, çöküş tam zirvedeyken başlıyor. En uzun günün hemen ertesinde günlerin kısalması gibi... Her neyse, “Muhteşem Yüzyıl”ın, reytinginin böyle yüksek olması, uzun yıllar çağ dışı kalmış ve üst üste yenilgiler alarak, moral açısından örselenmiş bir toplum olduğumuzdan sık sık tarihin eski parlak dönemlerine kaçıp sığınmak kolaycılığımızdan mı doğuyor acaba? HHH Tabii burada kaçıp sığındığımız geçmişin, ne kadar gerçekten cereyan etmiş olan geçmiş, ne kadarı söylence olduğu da ayrı bir konu. Son zamanlardaki Osmanlılık tutkusuna bakıyorum da şaşıp şaşıp kalıyorum. Çünkü Osmanlı son döneminde pek öykünülecek bir durumda değildi doğrusu. Kendi sınırları diye kabul edilen topraklar üzerinde bile, neyin ne olacağına karar vermek onun elinde değildi. O kadar ki 1896 Osmanlı Bankası baskınında, kendi başkentinde terör eylemine başvuran Ermeni komitacıları dahi Osmanlı, yabancı devletlerin araya girmesi üzerine serbest bırakmak zorunda kalmıştı. Osmanlı’ya öykünme adı altında, tutuculuk bayrağı açmaya anlam vermek de güç... Çünkü hepimizin bildiği, bizzat Hanedan mensuplarının da dile getirdikleri gibi, Osmanlı’nın son yüzyılı modernleşme çabalarının birbirini izlediği bir dönemdir. Osmanlı’nın son dönemini kendi gericiliğinin aleti kılma ve onda bulunmayan bir ihtişamı arama çabası tarihe bakışımızı aslında bugünümüz ve geleceğimiz hakkında emellerimizin şekillendirmesinden kaynaklanıyor. HHH Tarihi dizilerin veya romanların tarihi gerçeklerle ne kadar örtüşmesi gerektiği konusuna gelince: Bir roman ya da dizi, kurmaca olduğuna göre, yüzde yüz tarihi gerçekleri yansıtması beklenemez. Yeter ki, tarihi kişilerin ağzından çıkmamış olan sözler onlara mal edilmeye kalkışılmasın. Bu konuda Tolstoy’un Savaş ve Barış adlı eseri örnek olacak niteliktedir. Orada, hayali kişiler serbestçe canlandırılmış, konuşturulmuş, ama tarihi kişilere mal edilen söz ve davranışların tarihi olaylara uygunluğuna titizlikle uyulmuştur. Dizilerin 19. yüzyıldaki öncüsü olarak kabul edilen Alexander Dumas kaleme aldığı tarihi romanlarda, geçmiş olayların gerçekten öyle olup olmamasına hiç de aldırmazdı. Örneğin “Üç Silahşörler”in ana kahramanı. D’Artagnan’ın yaşamı yüzyıllık bir sapmaya maruz bırakılmıştı. Dumas bu yönde kendisine yöneltilen eleştirilere hiç aldırmaz şöyle yanıtlardı: Tarih eserlerimi astığım bir çividir. Bu yönü yüzünden ünlü yazarlar tarafından küçümsenen ve tarihin ırzına geçmekle suçlanan Dumas’nın şu yanıtı oldukça ilginçtir: Evet, tarihin ırzına geçiyorum ama güzel çocuklar yapıyorum. Biz de tarihini efsanelerden ve dizilerden öğrenen bir toplum olarak şükredebiliriz: Geri dönüp Şehzade Mustafa’yı kurtarmamız mümkün değildi. Ama çok şükür ki, hiç değilse dizide, tarihe uygun olarak boğdurduk. Sıra bakan çocuklarında CANAN COŞKUN Bakan çocukları, bürokratlar ve işadamlarının tutuklu bulunduğu 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında aralarında eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan ve işadamı Rıza Sarraf’ın yardımcısı olarak bilinen Abdullah Habbani’nin de bulunduğu 6 şüpheli tahliye edildi. Aslan’ın da arasında bulunduğu 6 kişinin tahliyesine karar veren İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi yargıcı, soruşturmada elde edilen delillerin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu ifade etti. 17 Aralık operasyonunda Fatih Belediyesi’ne dönük soruşturmada da Fatih Belediye Başkanı Mustafa henüz delillerin tam olarak toplanmadığını kaydetti. Aydıner mütalaasında, tahliye talebinin delillerin toplanmasından sonra değerlendirilmesinin uygun olacağını belirtti. Hukuka aykırı delil Mahkeme yargıcı Hulusi Pur, kararında şüpheliler hakkındaki delillerin birçoğunun, iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve teknik araçlarla izleme ve neticesinde, görüntülerin kayda alınması yoluyla elde edildiğini ifade etti. Pur, bu delillerin tek başına esasa ilişkin delil mahiyetinde bulunmadığı ve yan deliller, olgu ve bulgularla desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Bazı kamu görevlileri hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının anayasa ve ilgili kanunlarca belli olduğu belirtilen kararda, tesadüfen elde edilen delillerin cumhuriyet başsavcılığına derhal haber verilmesi ve ilgili kanun hükümlerince işlem yapılması için yetkili birimlere bildirimde bulunulması yerine soruşturmaya devam edildiği ifade edildi. Kararda, kamu görevlileri hakkında mahkeme kararı olmaksızın, iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması, izleme ve görüntü alındığı ve elde edilen bulgu, tespit ve görüntülerin kanunun amir hükmüne rağmen dosya içerisinde delil olarak konularak kullanıldığı ifade edildi. Kararda, “Söz konusu elde edilen delillerin hukuka uygun olup olmadığının tespiti dava açıldığı takdirde kovuşturmayı yürüten mahkemeye ait olmak üzere, hâkimliğimizce hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu yönünde kanaat oluştuğu” denildi. Demir’in kardeşi Sebahattin Demir’in de arasında bulunduğu 7 kişi tahliye edildi. Fatih Belediyesi’ne dönük dosya kapsamında tutuklu kalmadı. Rüşvet almak suçundan tutuklu bulunan eski Halkbank Genel Müdürü Aslan ile rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçlarından tutuklu olan Habbani’nin de aralarında bulunduğu 6 şüpheli, avukatlarının itiraz etmesinin ardından dün 19. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı ile tahliye edildi. Soruşturmada tutuklu bulunan Hikmet Tuner ve Özgür Özdemir’in avukatlarının tutukluluğa itiraz etmedikleri için haklarında karar verilmediği öğrenildi. Mahkeme, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan ve işadamı Rıza Sarraf’ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, delillerin tam olarak toplanmamış olması ve kaçma ihtimallerini göz önünde bulundurarak tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Tahliyelerin ardından soruşturma kapsamında 5 tutuklu şüpheli kaldı. 100 savcı hâkimin görev yeri değişti için Bağışlar imam hatip ever ki Rıza Sarraf için “hayırs inşi” açıklamasını yapan Aslan, ev 5 n 4. luna a bu rınd tula ı ku kab yak de a yapmilyon doların imam hatip lisesi ları tırmak için toplanan bağış para olduğunu ileri sürmüştü. 17 Aralık operasyonundan sonra, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda görev yapan 100’ün üzerinde savcı ve hâkimin yeri değişti. Savcı değişiklikleri ilk olarak 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yöneten savcı Zekeriya Öz’ün Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak görevlendirilmesiyle başladı. 25 Aralık yolsuzluk operasyonunu yöneten savcı Muammer Akkaş’ın da görev yeri değiştirilmişti. Savunması tahliye gerekçesi 19. Sulh Ceza Mahkemesi, Süleyman Aslan’ın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu üzerine atılı suçun vasıf değiştirme ihtimali, savunması, dinlenen tanık beyanları ve hakkın daki suçlarla ilgili olarak delillerin büyük oranda toplanması karşısında tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Sarraf’ın yardımcısı olarak bilinen şüpheli Abdullah Habbani, Mohammadsadegh Ratsgar Shishehgarghaneh, Ahmet Murat Öziş, Onur Kaya ve Umut Bayraktar’ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, faillik durumlarının değişme ihtimali, mevcut delil durumu göz önüne alındığında tutuklu kalmalarının mağduriyet lerine sebebiyet vermemeleri bakımından tahliyelerine hükmetti. Mahkeme, bu şüpheliler hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir gün en yakın karakola imza atma zorunluluğu getirdi. Soruşturmanın savcısı Ekrem Aydıner, tahliye taleplerine ilişkin, kararın verildiği tarihten bu yana geçen süre içerisinde yeni deliller toplandığını, delillerin niteliğine göre şüphelilere atılı suçların vasfının değişme ihtimalinin ortaya çıktığını ancak Fatih’te 7 tahliye 17 Aralık soruşturması kapsamında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in kardeşi Sebahattin Demir, Yener Çavdar, Kader Demir, İmren Özbey, Selim Velioğlu, Ümit Değer ve Mustafa Bayhan’ın arasında bulunduğu 7 kişi dün akşam saatlerinde, yurtdışı yasağı konularak tahliye edildi. Söz konusu soruşturmada toplam 9 kişi tutuklanmış, daha önce 2’si tahliye edilmişti. Eski AKP’lilerin tahliye isyanı 17 Aralık sürecinde AKP’den istifa eden isimlerden eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Kütahya Milletvekili İdris Bal tahliyeleri sert bir dille eleştirdi. Ertuğrul Günay, Süleyman Aslan ve yolsuzluk operasyonu sanıklarının tahliyesini Twitter mesajıyla protesto etti. Günay, tahliyeleri, “Evinde 4.5 trilyon bulunan bankacı çıktı; ötekileri çıkaracak, yasalar yolda! Muhalefet, hâlâ garantili yerlerin adaylık kavgasıyla meşgul” diye eleştirdi. Hakan Şükür ise Twitter’da “Kutuların peşine takılıp gidenler, önce kendi kapılarının önünü temizlesin. Belediye kapılarından ayrılmayanlar bana vekilliğin gereğini öğretmeye kalkmasın” değerlendirmesini yaptı. Eski AKP İzmir Milletvekili Erdal Kalkan ise “Polisten, savcıdan ve yargıçtan şimdilik kaçabilir veya kaçırılabilirsiniz. Hakk’tan ve halktan nasıl kaçacaksınız?” diye yazdı. AKP’nin kurucuları arasında yer alan Abdüllatif Şener ise Twitter mesajında, “Türkiye çoklu hukuk sistemine geçiyor; 1. başbakan ve yakınlarının hukuku 2. halkın tabi olduğu hukuk” ifadelerini kullandı. Eski AKP’li İdris Bal ise “Yargıya, polise, müdahale edildiğinden binaen, Halk Bankası Genel Müdürü’nün tahliyesine kuşku ve kaygı ile bakmamamız mümkün değil. Polisin, yargının yapısı ile bu derece oynamak devlete ve onun kurumsal yapısının devamlılığına zarar verebilir, bu millete bedel ödetebilir” dedi. AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar ise tahliyeleri Twitter’da, “Şu anda rüşvet ve yolsuzluk sanığı tüm isimler serbest kalacak, mahkemeleri geçersiz sayılacak” ifadeleri ile savundu. Kılıçdaroğlu, Aslan’ın tahliye kararını ‘tuzun koktuğu anlamına geliyor’ diye değerlendirdi ‘Merkez’e ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da içinde olduğu 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sanıklarının tahliye edilmesine, “Tümünü serbest bırakacaklar” tepkileri geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tahliye kararına “Tuzun koktuğu anlamına geliyor. Erdoğan belki güvendiği Halkbank Genel Müdürü’nü Merkez Bankası başkanı yapar” ifadeleriyle tepki gösterdi. Twitter üzerinden Wall Street Journal’ın sorularını yanıtlayan ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeminde, 17 Aralık’taki yolsuzluk soruşturmasında yaklaşık iki ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan vardı. CHP lideri, Aslan’ın serbest kalmasıyla, 17 Aralık soruşturmasının Deniz Feneri soruşturmasına dönüştüğünü belirterek “Gelinen aşama Deniz Feneri’nin ikinci aşamasıdır” dedi. Kılıçdaroğlu, “17 Aralık, hükümetin devleti soymasının ortaya çıkmasıdır” dedi. Yolsuzluk soruşturması sonrası Erdoğan’ın “paralel devlet” benzetmesi yaparak Gülen cemaatini hedef almasını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Başbakan’a soruyorum: Paralel devlet darbe yaptı diyorsun. Ayakkabı kutusundaki 4.5 milyon dola başkan yapar’ rı paralel devlet mi koydu? 750 bin dolarlık saati paralel devlet mi verdi? Paralel devlet varsa mücadelesini yapsın ama yolsuzluk iddiasını örtmek için değil. TÜRGEV’e 99 milyon dolar paralel devlet tarafından mı yollandı? Bilal Erdoğan o vakfin başında olmasa, o yardımlar gelir miydi?” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Hükümetin VIP mahkemeleri göreve başladı; Halkbank Genel Müdürü’nün ilk önce mal varlığı sonra kendisi serbest bırakıldı” dedi. Tayyar: Hepsi bırakılacak ILAN:Layout 1 14/02/14 10:59 Page 1 arıgül: Paralel yapı bırakmıştır CHP İstanbul adayı Mustafa Sarıgül de Aslan’ın serbest bırakılmasını “Mutlaka yeni bir paralel yapı kurulmuştur ve bu paralel yapı çok acil bir karar vermiştir. Nedense 16 yıl önce saçma sapan konulara dayanarak Sarıgül’ün malına TMSF vasıtasıyla el koyanlar burada hızlı karar veriyor. Daha 90 gün bile olmadan hızlı bir şekilde adaletin tecelli etmesi, Türkiye açısından üzüntü verici bir olaydır” sözleriyle değerlendirdi. CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ise “Adalet Komisyonu’ndan geçen AKP’nin pisliklerini temizleme kanununun Meclis’ten geçmesini beklemek bunlara zor gelmiş” sözlerini kullandı. S Öz’den manidar tweet Yurt Haberleri Servisi Türkiye’yi sarsan, bazı bakanların çocukları ve bir kamu bankasının genel müdürünün de tutuklandığı 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonun ardından HSYK kararnamesi ile düz savcı olarak Bolu’ya atanan Zekeriya Öz, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da, ilginç bir tweet attı. Yunus Emre’den alıntı yapan Öz, “Olsun be aldırma Yaradan vardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Elbette her şeyin bir vakti vardır” dizelerini paylaştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle