05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ŞUBAT 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakanın derdi Maritsa Küçük cinayeti 3 prestij! Yolsuzluk Tanımı ve ‘İleri Hukuk’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak El Cezire televizyonunun sorularını yanıtlarken, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan paralara ilişkin “O paralar Halk Bankası’nın parası değil. Yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu?” dedi. HHH Bu tanım Türkiye’nin siyaset ve hukuk tarihine bir dönüm noktası olarak geçecek. Çünkü bu tanım “yolsuzluk” ve elbette “yolsuzluk” teriminin ifade ettiği “rüşvet” eylemine de yepyeni bir anlam ve içerik kazandırıyor. Oysa ben “yolsuzluk” denince, “siyasal ya da kamusal gücün kullanılarak çıkar sağlanması”nı anlıyordum. Ama 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında yapılan tayinlere ve mahkemelerde alınan kararlara bakılırsa, galiba Başbakan’ın tanımı poliste ve yargıda da etkili kılınıyor. HHH Uğur Gürses, 12 Şubat 2014 tarihli Hürriyet’teki yazısında, geçen eylül ayında St. Petersburg’da G20 liderlerine dağıtılan dokümandaki “yolsuzluğun üç halini” aktarıyordu: Birincisi rüşvet; bireyler ya da şirketler tarafından kamu görevlilerine, kararları etkilemek için yapılan ödemeler. İkincisi kamu varlıklarına dönük hırsızlık; kamu görevlileri tarafından zimmete geçirme ya da kamu ve özel danışıklı biçimde yapılan yolsuzluk. Buna ilave olarak, reel ya da finansal kamu varlıklarının piyasa fiyatının altında illegal transferi, kamuya yapılacak ödemelerin ya da vergilerin kaçırılması, kamu fonlarının harcanması gereken yerlere değil de özel kullanıma aktarılması. Üçüncüsü “himayeci” yolsuzluk; “kayırmacılık”, “akraba kayırmacılığı” ve “yanaşmacılık” olarak adlandırılan yolsuzluk tarzlarını içeriyor. Burada özel kesimde yer alanlara siyasal ya da kamusal bir koruma söz konusu. Tanımında da, kamu sözleşmelerinin ya da transfer harcamalarının tahsisinde kamu görevlilerince özel kişi ya da kurumlara, kurallara uydurularak ayrıcalıklı muamele yapılması var. Buna mali transferlerde ve profesyonel iş fırsatlarının kamu yetkililerince “özel ayrıcalık” yapılarak onaylanması da dahil. HHH Ama “yolsuzluğun üç hali” bizi ilgilendirmiyor artık: Başbakan’ın tanımı üzerine, sadece “devletin kasası soyuluyor mu” diye bakılacak... Yani örneğin, özel bankaların soyulması, devletle iş yapan müteahhitlerin kasalarının soyulması, adam kayrılması ve bazı bürokratik kararların hızlandırılması için verilen rüşvetler, sonunda vatandaşın cebine fatura edilen usulsüz harcamalar, “yolsuzluk” tanımı dışında kalacak! Eh “İleri demokrasinin” “İleri hukuku” da böyle oluyor demek! l ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ağır şekilde hastalanan ancak Van’da köylerinin yolu kardan kapalı olduğu için sağlık hizmeti alamayınca hayatını kaybeden 1.5 yaşındaki M. T.’nin ölümüne ilişkin “Türkiye’nin sağlıkta yakaladığı prestiji, istisnai bir fotoğrafla zedelemeye kimsenin hakkı yok” dedi. Müezzinoğlu, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasındaki “YurtKur Öğrencilerinin Sağlığının Geliştirilmesine Dair Protokol”ün imza törenindeki açıklamasında şunları söyledi: “Sağlıkta tabii ki eksiklerimizi görmeliyiz, ama bir mezra ki tek bir aile yaşıyor. Olayı çok böyle sıradanmış gibi bir noktaya taşınmasını da, hele hele siyasi polemik konusu yapılmasını kendimize yapılmış bir kötülük olarak değerlendiriyorum. Hatası olan onun bedelini ödeyecek.” l İstanbul Haber Servisi Samatya’da 2012 yılında öldürülen Ermeni yurttaş Maritsa Küçük’ün (85) davasında, cinayetten bir yıl sonra ailesi tarafından evde bulunan ameliyat bıçağı ile üzeri kanlı iki örtünün incelenmesine karar verildi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Murat Nazaryan ile Maritsa Küçük’ün çocukları katıldı. Küçük’ün kızı Bayizar Midilli “Neden benim annemi çırılçıplak soyup nefret ve kinle, bıçak darbeleri ile öldürdünüz. Hepinizi bir ana doğurdu” diye sordu. Mahkeme heyeti, Nazaryan’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 12 Mart’a erteledi. Böcek... Nemrut, Hz. İbrahim’e kızdı... Putları kırmıştı... Onu ateşe atmaya karar verdi... Günlerce odun taşıdılar, çok büyük bir ateş yaktılar... Bir de mancınık yaptılar ki onu ateşin en göbeğine atabilsinler... Sallayıp sallayıp attılar da... Ama Hz. İbrahim’in düştüğü yer cennet gibi bir göle dönüştü... Alevler su oldu, odunlar balık, kimi uçuşan kül parçaları ise sinek... Sineklerden birisi Nemrut’un burnuna girdi, çıkartayım derken beynine kadar gitti... Kıpırdadıkça acı veriyor, Nemrut eliyle başına vurunca duruyordu sinek... Yoruldu tabii... Yorulunca sinek başlıyordu kıpırdamaya... Sonunda başına vurmak için adamlar görevlendirdi... Zamanla yumruk yetmedi... Özel tokmaklar yaptılar... Adamlar hafif vurduğunda Nemrut “Hızlı ulan” diye kızdı... Sonunda birisi hızlı vurdu da... Nemrut gitti... (Tarihi Taberi) H Bunlar kendi kitaplarını da okumuyorlar... Orada böcek var... H Biliyorsunuz; bütün rezillikleri böcek döküyor ortaya... Kendi adamları odasına yerleştirmişler... Beyninin içi... H Hortumu kestik dedi mesela... Meğer bunlarda havuz... H Böcek başardı bu işi sonuçta... Koca orduyu, yüzlerce üniversiteyi, milyonlarca işçiyi temsil eden sendikaları, koca medyayı, dev holdingleri, mülkün temeli adaleti, muhalefeti, cumhuriyeti halletti... Ateşler yakıldı... Mancınıklar kuruldu... Canı istediğini sallayıp attı ateşe... Ama böcek canına okuyor... H Böcek, rezillikleri ortaya döküp kıpırdadıkça.... Savcılar gidiyor, yargıçlar alınıyor, mahkemeler kapatılıyor, polisler sürülüyor, timler dağıtılıyor, bürokratlar atılıyor.... Kendi kurduğu “beyin takımı” gitti... Böcek girmiş bir kere... H Kendi kafasına vuruyor ya... Böcek durmuyor... Müstahaktır... CHP’li Danışoğlu, ayıbına dikkat çekti çocuk gelin daha değerli’ Adalet için ‘Ehliyet bile ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu, Türkiye’de 18 yaşında ehliyet verildiğini ancak evlilik yaşının 16 olduğunu anımsatarak “Yani evlenmek, çocuk sahibi olmak araba kullanmak kadar bile ciddiye alınmıyor” dedi. Danışoğlu, Meclis’teki gündem dışı konuşmasında çocuk hakları ihlallerine değindi. Çağdaş demokrasilerde sorumluların cezalandırıldığını söyleyen Danışoğlu, şunları dile getirdi: “Türkiye Barolar Birliği 2013 verilerinde ailelerin çocukların yaşlarını büyütüp evlenme izni almak için başvurularında yüzde 94 artış olduğu görülüyor. Aileler neden küçük kızlarını evlendirmek için bu kadar acele ediyorlar hiç merak ediyor musunuz? Neden bunun sosyolojik, ekonomik sebepleri araştırılmıyor, bu çocukların eğitimde kalmaları için bir gayret sarf edilmiyor? Burada el birliğiyle oluşan bir zincir var; çocukla evlenen adam, nikâhı kıyan imam, “Dur.” demeyen muhtar, düğünde halay çekenler, sessiz kalanlar, çocuğu koruyamayan devlet, yaptırım uygulamayan adalet…” Çocuk gelin ayıbına değinen Danışoğlu, “13’ünde anne olan, 14’ünde ölü bulunan K.E’yi umarım unutmamışsınızdır” dedi. Türkiye’de ehliyet alma, oy kullanma yaşının 18 olduğunu ancak 16 yaşında evliliğe izin verildiğini söyleyen Danışoğlu, “Yani evlenmek araba kullanmak kadar bile ciddiye alınmıyor” dedi. ‘HAYVAN HAKLARI ÖNCE GELİR’ Danimarka’da yasak geliyor SADİ TEKELİOĞLU helal ete KOPENHAG Danimarka’da pazartesi gününden itibaren yürürlüğe girecek bir genelgeyle, bayıltmadan yapılan dini amaçlı hayvan kesimleri yasaklanacak. Genelge yürürlüğe girdikten sonra dini ya da endüstriyel amaçlı hayvan kesimlerinde hayvanların bayıltılması zorunlu hale gelecek. Gıda Bakanı Dan Jörgensen, son zamanlarda kendilerine bayıltmadan kesim yapmak için çeşitli başvurularda bulunulduğunu belirterek “Şunu söyleyebilirim ki, bu artık bundan böyle mümkün olmayacak” dedi. 53 Müslüman örgütü şemsiyesi altında barındıran “Danish Halal” ve “Yahudi İnanç Toplumu” uygulamaya girecek genelgeye tepki gösterdiler ve bunun din özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olduğunu belirttiler. Jörgensen, İsveç ve Norveç’te de benzer yasaklar bulunduğunu, bakanlık hukukçularının yaptıkları araştırma ve incelemeler sonucunda din özgürlüğüne aykırı bir durum görülmediğini belirtti. Kabahat değil suç ALİCAN ULUDAĞ ANKARA – İzmir’de yaşayan Neşe Akcan isimli hayvansever hayvan hakları ihlallerinin Kabahatler Yasası’ndan çıkarılıp suç sayılması için Change.org adlı sosyal paylaşım sitesi üzerinden imza kampanyası başlattı. TBMM’ye verilmek üzere 300 bin imzayı hedefleyen hayvan hakları aktivistleri, dün itibarıyla internet üzerinden 215 bin imza topladı. CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da kedisini öldürüp internetten yayınlayan Can Aksoy için savcılığa suç duyurusunda bulundu. dans l İstanbul Haber Servisi 14 Şubat Sevgililer Günü’ne bu yıl kadına yönelik şiddet damgasını vuracak. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar, şiddete dur diyecek ve Beşiktaş, Sarıyer, Kadıköy, Ataşehir gibi ilçelerde, dünya ile eşzamanlı düzenlenen “One Billion Rising” (Bir Milyar Yükseliyor)” etkinliğine katılarak, saatler 14.00’ü gösterdiğinde “Adalet” için dans edecek. Dünyanın farklı metropollerinde toplam 1 milyar kişinin katılması hedeflenen etkinlikte, dans ederken katılımcıların parmakları kadına şiddete karşı adalet istemek için gökyüzüne doğru yükselecek. Türkiye’de kadın cinayetleri son 5 yılda 4 kat arttı. 2013 yılında 237 kadın kocası, sevgilisi, babası ya da erkek kardeşi tarafından öldürüldü. 2013, kadına yönelik şiddetin zirveye çıktığı yıl oldu. Bu yıl ocak ayında ise 27 kadın katledildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle