27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2014 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada muhalefet olmazsa demokrasi de olmaz diye neden sürekli nutuklar atılıyor, çarşaf çarşaf yazılar yazılıyor” diye soruyor. Yanıt: “Var olmayan demokrasiyi içerideki halka, dışarıdaki etkin kamuoyuna var imiş gibi yutturmak için!..” HHH Espri içeren fazla iddialı bir yorum. Oysa yadsınılmaz gerçek şu: Ülkemizde biri ana sıfatlı, diğeri milliyetçiliği savunan, diğer biri de yalnız Kürt kökenli olanların haklarını savunan bir parti var. İşte demokrasimizin aynadaki görüntüsü: Yıllardır bütün hatalarına, demokratik hakları bir bir ortadan kaldıran icraatına karşın hâlâ iktidarda olan bir parti ve... ...Oylarını yükseltebilmek için iktidardaki dinci parti gibi olmaya özenen bir ana muhalefet partisi... Onunla birlikte Türkİslam sentezine yatıp AKP’nin toplumu dinci yaşama dönüştürme çabalarına arka çıkan ikinci bir partimizle demokrasimiz işliyor (galiba). HHH Ne ki hâlâ bu ülkede demokrasimiz daha ne istiyor konulu tartışmalar yapılıyor. Demokratik rejim o denli tıkırında işliyor ki bu tartışmalar demokrasimize büyük haksızlık! Öyle diyenler çoğunlukta. Eğri oturup doğru konuşalım. Ana muhalefet partimizin kuruluş felsefesi; devleti din egemenliğinden kurtararak çağdaş, laik, sosyal bir hukuk devleti yaratmak, yaşatmak mı? Evet! Ana muhalefet lideri bu saptamayı savunuyor elbette. Savunmasına savunuyor da çağdaşlığın, laikliğin, hukuk devleti olmayı savunan temel ilkelerin AKP ırzına geçtiği halde; hiçbir girişimine, uygulamasına AKP gibi yüzde 99’u Müslüman halkı oy bazında tavlarım diye sesi çıkmıyor. Örnek pek çok da, Milli Eğitim Şurası’ndaki akla da rejime de ziyan kimi kararlara, eğilimlere; Atatürkçülük dedin mi artık inandırıcı olmayan nutuklar atan Genel Başkan, partisi adına karşı duran üç beş satırlık bir açıklama yapamıyor. Hem Atatürkçü görüneceksin hem de Atatürkçülüğün ve demokrasinin temeli laiklik karşıt girişimlerine sessiz kalarak bu iktidarı destekleyeceksin! Kim yer bu yalancı dolmayı? HHH Mütedeyyin denilen kesimden alacağın kıytırık oylara karşın partinin temel ilkelerini sandık telaşında satışa çıkaran bu stratejiyle laik kesimin oyları önemli ölçüde yitecek! Farkında mısın? Ama örneğin ilkokullara zorunlu din dersi getiren komisyon çalışmalarına, şurayı ele geçiren dinci esnafın eğitimi biraz daha dinci eğitime dönüştürme çabalarına sessiz kalmak, acaba ana muhalefet partisine ne kazandıracak göreceğiz. Genel Başkan susar ama partinin ilkokul çocuklarına zorunlu din derslerine, karma eğitimi kaldırmaya karşıymış izlenimi vermek için Grup Başkanvekili Hamzaçebi’ye TV haberlerinde komisyonun aldığı kararlara karşı kısa açıklama yaptırıverir. Bu, ucuz yoldan laik rejimi sözüm ona koruduğunu, savunduğunu kanıtlamak çabası değildir de nedir? HHH Eğitim şurası mı eğitimi din kurallarına dönüştürme şurası mı? Hiç kuşku yok, bu şuraya eğitim şurası demek olanaksız. Şu hale ağlar mısınız güler misiniz? Komisyona otelcilik ve turizm meslek liselerinde alkollü içki ve kokteyl hazırlama derslerinin kaldırılması öneriliyor ve.. kabul ediliyor. Birdenbire hop Osmanlıca zorunlu ders oluveriyor. İnkılap tarihi dersi programının gözden geçirilerek objektif bir anlayışla yazılması gibi masum bir gerekçeyle aslında Atatürk’ü silmek istiyorlar. HHH Bu şura eğitime değil; RTE’nin dinci kafasına hizmet edenlerin çoğunlukta olduğu bir şura! Saraylı’nın önderliğinde, bu muhalefet partileri ile bu ülke ... ...çağdaşlığa, ileri demokrasiye doğru değil; din kurallarının egemen olduğu gerici, karanlık bir dünyaya doğru adım adım ilerliyor. Hayırlara vesile olur mu bu ilerleyiş? Ben gibi gariplere değil; ülkeyi avuçlarının içinde gören Genel Başkan ile MHP liderine sorun. Zira onlar her şeyi bilirler! Hiçbir seçimde AKP’yi koltuktan indirememeleri bu saptamanın somut kanıtı değil mi? HABERLER Bakanlığın 1. sınıfta din dersi zorunlu olmasın önergesi reddedildi GÜNDEM Bakanlık bile şuradan ılımlı u Milli Eğitim Şurası, bakanlığın ‘1. sınıfta olmasın’ önergesi ve Bakan Avcı’nın “Din dersini ilkokullar için tartışmak bana doğru gelmiyor” uyarısına karşın ilkokul 1. 2. ve 3. sınıflarda din dersinin zorunlu olması kararı aldı. SİNAN TARTANOĞLU MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada ... önceki sabah gün doğumunda Ankara’dan yola çıktım. Aklımda Toroslar’ın eteklerinde mola vermek, yıllar sonra bu coğrafyanın insanlarıyla dar zamanda da olsa sohbet etmek vardı. AnkaraKonya yolu ufuk çizgisinde gökyüzüyle yeryüzünün birbirine karıştığı, Anadolu’nun öteki yerlerinde çok da alışık olmadığımız dümdüz bir ova. Böyle bir ova yolculuğundan sonra dağlara vurunca aklıma yıllar önce Cumhuriyet’in Gezi ekindeki “Gezekalın” köşesindeki bir yazım geldi. Bir dağ yolculuğundan sonra “Dağlar doğanın şiiridir” diye yazmıştım. Toroslar da doğanın yer yer uyaklı yer yer serbest vezinde yazılmış en güzel şiirlerinden biridir. Mustafa Ekmekçi’nin Hadim’ine yaklaşırken bizi karlar karşıladı. İlk köy kahvesinde mola verdik. Yola çıkan rüzgâra aittir, kime doğru eserse tanısan da tanımasan da selamlaşmak gerekir. İlk selamı verdiğimiz masayı biraz da sıcak bulunca sabah çayını bölgenin çocukları Ömer, İsmail, Mahmut, Turan ve Muhammet’le içtik. HHH Hepsi bu yörede pancardan buğdaya tarımla uğraşan insanlar. Önce hep birlikte maden kurbanlarına saygımızı paylaştık. Sonra dertleştik. Onlara işlevlerinin önemini anlatmaya çalıştım. Her ülke tükettiği değil ürettiği kadar vardır, dedim. Ömer sözü ağzımdan aldı, “Abi, bizde üretmek neredeyse pişmanlık haline geldi” dedi. Soran gözlerle yüzüne bakarken İsmail aldı sözü: “Abi, biz ürettiğimizi satarken de yalvarıyoruz, gübreden tarım aletlerine kadar herhangi bir şey satın alırken de yalvarıyoruz. Ürettiğimiz para etmiyor, tüccar bir an önce alsın diye dil döküyoruz. Tarımda kullandıklarımız ateş pahası. Biraz indirim yapsınlar diye ecel terleri döküyoruz.” Her birinin son 12 yılda hayatlarında ne tür değişiklikler olduğunu sordum. Ortak kaygı ürettiklerinin para etmemesiydi. 2002’de 100 lira eden pancar 2014’te yüzde 20 kadar artmış... Sanılanın aksine ülkedeki gelişmeleri de yakından izliyorlar. İçlerinden biri sözü mazota getirdi, “mazot bütün dünyada düştü, Türkiye’de vergi üstüne vergi bindiriyorlar” derken öteki söz aldı, “gemimiz olsa dert olmazdı” dedi. Ne de olsa Anadolu insanıyız, sözü tatlıya bağladık. Ortaya koyu kahverengi bir tabak getiren garson, “Abi, bu da bizim Toros çikolatamız” dedi. Karlı bir sabahta koyu pekmeztahin karışımı iyi geldi. HHH Hadim’in ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilçesi Taşkent üzerinden devam ettik. Taşkent’te yeni görünen tek şey birkaç İstanbul firmasının hazırladığı dev panodaki DavutoğluErdoğan fotoğrafıydı. Onun dışında Taşkent de pek çok Anadolu kasabası gibi yarı terk edilmiş haliyle dağların koynunda canlılığını korumaya çalışıyor. Ermenek’e yaklaşırken Tepebaşı köyünde durduk. 23 evden çıkan 78 kadın bizi karşıladı. Bütün erkekler madendeydi. Çalışma koşullarının zorluğuna rağmen yerin üstündeki emekler karşılığını bulmayınca Ermenek ve çevresindeki bütün yerleşim yerlerinin erkekleri yaşamı yerin altında arıyor. Ermenek’te birkaç saatlik ziyarette ulaşabildiğimiz tüm madencilere sarılıp başsağlığı dilerken madeni işletenlerden biriyle de kısa süreli konuştuk. Onlar da çalışma yaşamında tarafların birbirine düşmanlaştırılmasından yakınıyorlar. Hükümetin sorumluluktan sıyrılıp her şeyi kendi üzerlerine attığını vurguluyorlar. Bazıları madencilerle iyi diyalog kurduklarını anlatıyor, örnek veriyor: “Mesela yılın belli günlerinde hoca çağırıp madenciler vardiyaya girerken dua ettiriyoruz...” Başkentin göbeğinden Toroslar’ın tepesine kadar adım attığımız her yerde ülkemizin iyi bir gelecek vaat ettiğini ama bugün çok kötü yönetildiğini görüyorsunuz. Ufku kapatan bu karanlık dönemi mutlaka aşacağız. ANTALYA Milli Eğitim Şurası aldığı tavsiye kararı ile Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın tartışılmasını doğru bulmadığını söylemesine karşın ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflarda din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu ders olarak okutulmasını istedi. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün din dersinin sadece 2 ve 3. sınıflarda zorunlu olarak okutulması, ilkokul 1. sınıfta okutulmamasına ilişkin önergesinin reddedilmesi dikkat çekti. 19. Milli Eğitim Şurası’nda, 4 gün süren alt komisyon çalışmalarının ardından kararlar alındı. Karma eğitim ve din eğitiminin kapsamının genişletilmesine ilişkin tartışmaların yoğun olarak yaşandığı şura çalışmalarının ardından, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da katıldığı genel kurul, benzer tartışmalara sahne oldu. Komisyon çalışmalarında reddedilen önergelerin yanı sıra yeni önergeler de genel kurula sunuldu. Milli Eğitim Bakanlığı’na tavsiye olarak sunulacak şura kararları şöyle: l Anaokulu öğrencilerine değerler eğitimi verilebilecek. Komisyonda değerler eğitiminin içeriğinde “Allah sevgisi, cennet cehennem anlayışı” gibi unsurların olması istenmişti. l Okulöncesi eğitimde tam gün eğitime geçilebilecek. l İlkokullarda haftalık ders saati 30 saat ile sınırlandırılabilecek. Bunun 5 saati serbest etkinlik olarak değerlendirilebilecek. lİlkokul 1., 2. ve 3. sınıflara zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi konulabile Şurada komisyon çalışmalarında olduğu gibi genel kurul oylamaları da basın mensuplarına kapatıldı. Üye olmayanlar ve Anadolu Ajansı muhabirleri hariç genel kurul salonuna kimse alınmadı. Milli Eğitim Bakanı Avcı’nın salona girmesinin ardından salonun yaklaşık 5 kapısı kilitlendi. (Fotoğraf: DHA) Kapılar kilitlendi cek. Milli Eğitim Bakanı Avcı, “Din dersini ilkokullar için tartışmak bana doğru gelmiyor” demişti. Şuranın Eğitim Sen’li üyeleri, “Din dersinin ilkokullara da alınması eğitim bilimlerine yapılmış bir darbedir” deyince salonda bir uğultu oldu. l Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokul 1. sınıfta zorunlu din dersinin okutulması önergesine karşı önerge ile itiraz etti. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü dersin sadece 2. ve 3. sınıflarda okutulmasını istedi. Bakanlığın talebi reddedildi. l İlkokullarda insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi dersi müfredattan kaldırılabilecek. l Üstün yetenekli öğrencilerin eğitimi için yeni bir yönetmelik hazırlanacak ve anaokulundan itibaren bu öğrenciler için yeni bir müfredat hazırlanacak. l Hafız olmak isteyen öğrenciler için ortaokul eğitimine ara verme süresi 1 yıldan 2 yıla çıkabilecek. liğe ilişkin içeriğin geliştirilmesi önerisi reddedildi. iselerde iki kat zorunlu din dersi l Liselerde zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin haftada 1 saatten 2 saate çıkarılması istendi. l Liselerde inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi programının güncel anlayışlar ve yöntemler doğrultusunda yeniden yazılması istendi. l Anadolu turizm otelcilik liselerinde alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersi müfredattan çıkarılabilecek. l Kutlu doğum haftası ve aşure gününde okullarda zorunlu olarak etkinlik düzenlenmesi istendi. lDin kültürü ve ahlak bilgisi dersi programında Alevi L smanlıcada geri adım l Osmanlı Türkçesi dersinin tüm liselerde zorunlu olmasına ilişkin komisyon kararı değiştirildi. Dersin, Anadolu imam hatip liselerinde zorunlu, diğer tüm liselerde ise eskiden olduğu gibi seçmeli olarak verilmesinin önü açıldı. O işlemeden vazgeçildi l Okullara suç oranlarına göre renkli bayrak verilmesi önerisinden de vazgeçildi. Ancak okullarda XRay cihazı, kamera, turnike ve duman sensörü kurulması özel güvenlik birimlerinin görevlendirilmesi önergeleri kabul edildi. l Osmanlıca önerisinin tartışıldığı sırada, bazı şura üyeleri, resmi dil dışındaki dillerin de öğretilmesini istedi. Ancak öneri ne gündeme alındı ne de bir yanıt veren oldu. l Okulöncesi ve ilkokulda kullanılan kitaplarda Anadolu ve İslam kültürüne ait masal, hikâye ve şiirlere yer verilecek. F ‘Avcı reddetmedi, yumuşattı’ Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, şuranın ardından şu açıklamayı yaptı: “Siyasi müdahalelerin gölgesinde toplantılardı. Cumhurbaşkanı’nın verdiği mesajlar üzerinden EğitimBirSen, siyaseten toplumu dizayn etmek, toplumu yeniden şekillendirmeyle ilgili önerilerle geldi. Din derslerinin ilkokulun tüm kademelerine yayılması, anaokuluna değerler eğitimi gibi uygulamalar genel kuruldan geçti. Yani dini ağırlıklı bilgilerin anaokulundan itibaren verilmesi hedefleri açıktı. Burada siyaseten yeni bir toplum modeli yaratmayla ilgili cumhurbaşkanı bir açıklama yapmıştı. EğitimBirSen de önerileriyle bu açıklamanın altını doldurdu. Eğitimin kalıcı sorunlarıyla ilgili bir şura olmadı. MEB’e bir misyon biçilmiş. 4+4+4’te de benzer bir durum olmuştu. O da tavsiye kararıydı ama uygulanmıştı. Bakan bey, EğitimBirSen’den gelen önerileri reddeden yerden bakmadı, sadece ‘yumuşatma’ tavrı içindeydi. Bu tavrı da yadırgadık. Alevilikle ilgili konulara karşı da çok katı bir tutum vardı.” arma eğitim gündeme gelmedi l Komisyon çalışmaları sırasında sık sık gündeme getirilen karma eğitim mecburiyetine son verilmesine ilişkin önergeler genel kurulda gündeme gelmedi. K Tütengil anıldı İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi öğretim üyesi, sosyolog Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, katledilişinin 35. yılında Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Eski başyazarımız Nadir Nadi’nin uzun süre danışmanlığını da yapan Prof. Tütengil, 7 Aralık 1979 günü evinden üniversiteye giderken uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Törene Prof. Dr. Tütengil’in kızı Deniz Tütengil Mazlum, oğlu Kaya Tütengil ile ailesi, İÜ İktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti (İFMC) Genel Başkan Yardımcısı Sevil Usanmaz, Genel Sekreteri Yasemin Çamur ile İFMC üyeleri, Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr. Nihat Falay ve dostları katıldı. Saygı duruşunun ardından konuşma yapan Kaya Tütengil, babasının fikirlerinin halen yaşadığını belirterek “Bizler böyle toplandıkça, bizden sonra da çocuklarımız bizim bu törenleri devam ettirdikçe yaşamaya, fikirleri ile de olsa devam edecek” dedi. Prof. Dr. İzzettin Önder ise 35 yıllık acıyı fikirsel bir isyanla andıklarını belirtti. ‘Köpekleştirme’ diyen İnançer’e büyük tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Daha önce “Hamile kadınlar sokağa çıkmasın” sözüyle tepki çeken Ömer Tuğrul İnançer, TBMM çatısı altında katıldığı bir konferansta Atatürk’ün 1 Kasım 1928’de yaptığı “Harf Devrimi” için “İnkilap mı? İnkilap ne demek biliyor musunuz? ‘Köpekleştirme’ demektir. Bu memlekette inkilap (köpekleştirme) yapılmıştır” dedi. TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı’ndan “Konferansın konusuyla bağlantılı olmayan ifadeler, tamamen şahsi değerlendirmelerini yansıtmaktadır” açıklaması yapılırken CHP’den sert tepki geldi. TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı’ndan yapılan açıklamada personelin mesleki ve kişisel gelişimini sağlamak üzere çeşitli eğitim programları ve konferansların düzenlendiği bildirildi. Açıklamada, İnançer’in Hz. Mevlana konusunda “en yetkin fikir adamlarından biri olduğu” ifadesi kullanılarak davet edildiği anlatıldı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İnançer’in sözlerine sert tepki gösterdi. Altay, şunları söyledi: “Türkiye’de 90 yıl geçmesine rağmen hâlâ Cumhuriyeti içselleştiremeyen bir kesim var ve iktidar partisi bu kesimin odak merkezi. Meclis Başkanı’na bu konferansı ve neden bu adamın çağrıldığını soracağız. Soruşturma talep edeceğiz. Modernleştirme karşıtı, Türkiye’yi bin yıl geriye götürmek isteyen bir sapkın adam. Böyle bir adama Meclis’te konferans verdirilmesi, konuşturulması Meclis’e sürülmüş kara bir lekedir. Bundan Meclis Başkanı sorumludur.” H NECATİ SAVAŞ) alkevleri Genel Merkezi’nden Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüyen grup, “Şuranızı tanımıyoruz, uygulatmayacağız” yazılı pankart taşıdı. Grubun en önünde “imam” kıyafeti giyen bir Halkevleri üyesi yürüdü. (Fotoğraf: Halkevleri üyeleri Milli Eğitim Bakanlığı önünde kararları protesto etti ‘Şuranızı tanımıyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Halkevleri üyeleri, Milli Eğitim Şurası’nda alınan dini eğitim ağırlıklı kararları Milli Eğitim Bakanlığı önünde protesto etti. Halkevleri üyeleri dün öğle saatlerinde Halkevleri Genel Merkezi’nden Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüdü. “Şuranızı tanımıyoruz, uygulatmayacağız” yazılı pankart taşıyan grup “Gerici, mezhepçi eğitime hayır eğitim haktır, AKP karanlıktır” sloganları attı. Grubun en önünde “imam” kıyafeti giyen bir Halkevleri üyesi yürüdü. Şurada din derslerinin yaygınlaştırılması yönünde karar alındığına dikkat çeken “imam”, bundan sonra neler yapılacağını anlattı. Metro altgeçidinden geçerken çevrede alışveriş yapanlara, “Bak bir de kızlıerkekli alışveriş yapıyorlar” diye sataşan “imam”, merdivenlerden çıkarken de kadınları ve erkekleri ayırdı. “İmam” bakanlığın önünde yaptığı açıklamada da “Bundan sonra buranın adı Milli Eğitim Din Bakanlığı oldu” diyerek kurdele kesti, açılış yaptı. Mizansenin ardından Halkevleri adına basın açıklaması gerçekleştirildi. Şuranın “din şurası” olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kararları ve önermeleri ile laiklik düşmanıdır, kadın düşmanıdır, bilim düşmanıdır, eğitim düşmanıdır. Şuranızı ve kararlarınızı tanımıyoruz. Siz 9 yaşındaki kız çocuklarımıza türbanı dayatıp karma eğitimi orta dan kaldırmaya çalıştıkça, biz gerici kuşatmanızı dağıtmak için kızlıerkekli kapınıza dayanacağız” denildi. Öte yandan Buca Belediyesi’nin Çamlıkule ve Gediz Sevgi Yolu’na kurduğu 2 yeni “Pırlanta Merkezi (PM)” adlı okulöncesi bakım ve eğitim merkezlerinin açılışını yapan CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Antalya’daki MEB Şurası’nı eleştirerek, “Sözde Milli Eğitim Şurası gibi lanse edilse de o bir TÜRGEV şurasıydı. Bu çağdışı şurayı tarihin çöp tenekesine atmak İzmirlilerin ve tüm CHP’lilerin en büyük görevi olacaktır” dedi. Tekin: TÜRGEV şurası DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Kobani protestoları sırasında PKK ve Hizbullah’a yakın gruplar arasında çıkan çatışmada 12 kişinin öldüğü Diyarbakır’da HÜDA PAR üyesi Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Hüseyin Dadak ve Riyat Güneş’in sığındıkları binanın 3. katından atılarak öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan 16 kişiden 7’si tutuklanmıştı. Cinayetlerle ilgili soruşturmasını sürdüren polis, dün sabaha karşı ikinci bir operasyon daha düzenledi. 20 adresi düzenlenen eşzamanlı operasyonlarda 17 kişi daha gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 17 kişinin sorgusuna başlandı. Yine Börü operasyonu: 17 gözaltı İstanbul Haber Servisi Demokratik Öğrenci Dernekleri Federasyonu’nun (DÖDEF), Diyarbakır’da 5 yıl önce eylemler sırasında vücuduna isabet eden kurşun sonucu yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Aydın Erdem’i anmasına polis müdahale etti. Galatasaray Lisesi önünde açıklama yaptıktan sonra DÖDEF üyeleri Taksim’e yürümek istedi. Polis üyelerin önüne TOMA’larla barikat kurarak yürüyüşlerine izin vermedi ve tazyikli su sıktı. DÖDEF’lilere polis müdahalesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle