28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2014 PAZAR 4 çağımızın Nasrettin Hoca’sı İlhan Başgöz’ü bir kalıpta bir arada bulmak bulunmaz bir fırsattı. Hem Nasrettin Hoca’yı dinledik, hem de İlhan Başgöz Hoca’yı. Nâzım Hikmet, Türk köylüsünden söz ederken şöyle diyor: “Topraktan öğrenip,/ kitapsız bilendir./ Hoca Nasreddin gibi ağlayıp/ Bayburtlu Zihni gibi gülendir” Neden acaba Nâzım, “Hoca gibi ağlar” demiş? Oysa Nasrettin Hoca denince akla gülmek ve mizah gelir. İznik Okulu’nda İlhan Başgöz bizi kendisi gibi güleryüzlü ve iyimser bir Nasrettin Hoca ile tanıştırdı ki, tam da beklentilerime uygun düşüyordu. HHH İlhan Başgöz, öğrenciliğinden sonra asistanlığını da yaptığı değerli hocası Pertev Naili Boratav anısına ithaf ettiği kitabına şu mâni ile başlıyor: Gülüm güle gidelim, gülüm yar Eğlen bile gidelim, gülüm yar Sen yağmur ol ben güneş, gülüm yar Güle güle gidelim gülüm yar”. Bu mâninin ardından da, eski bir Mısır hiyeroglifinden şu alıntıyı koymuş: “Tanrılar Tanrısı güldü, bundan dünyayı idare edecek yedi Tanrı yaratıldı. Tanrılar Tanrısı bir daha, bu sefer kahkahalarla güldü, bundan ışık yaratıldı. Tanrılar Tanrısı bir daha böyle gülünce, bu sefer su yaratıldı. Tanrılar Tanrısı yedinci defa gülünce insanların ruhları yaratıldı.” Nasrettin Hoca’yı anlatan bir yapıta, insan ruhunun Tanrı’nın yedi kahkahasının sonuncusu olduğunu söyleyen bu alıntıdan daha yakışan ne olabilirdi ki? Sevgili, Nasrettin Hoca ve İlhan Başgöz ile iki hafta önce, İznik kıyısında bir an zaman adeta durdu. Bu bir yanılsama idi. Ne yazık ki, elimizde akan zamanı duran zamana çevirecek bir Tanrısal güç yok. Ama ben o günden bu yana “Geçmişten Günümüze Nasrettin Hoca” adlı yapıtını başucu kitabım yaptım. Hem keyifleniyorum, hem de o iki günü yeniden yaşar gibi oluyorum. Pan Yayıncılık’tan (Barbaros Bulvarı 74/4 Beşiktaş İstanbul; tel: 0212 261 80 72) çıkmış olan bu kitabı okumanı hararetle tavsiye ederim. Bildiğin Hoca’ya, bir de bilimin gözüyle bakmış olursun. HABERLER MİT’in Erdoğan’a yolsuzluk uyarısı yaptığı bilgisini destekleyen yeni iddia Nasrettin Hoca İznik Okulu’nda Sevgili, Orhangazi İznik yolunun 15. kilometresinde, Kerametköy’ün kıyısında, Mine Sirmen’in himmetiyle oluşmuş bir yerimiz var. 22 yıldır, yalnız yazın ve baharlarda değil, kışın da zaman zaman gidip üç beş gün, hatta bir hafta kalıyoruz. Aşağıda Göl kıyısında oturan dostlarımızdan İstanbullu ekonomist, Dr. Yavuz Tezeller, geniş arazi içindeki çok güzel evinde İznik Okulu’nu faaliyete geçirdi üç yıldır. Londra’da School Of Life, New York’taki New School, Adatepe’deki Taşmektep’ten esinlenen İznik Okulu’nda, göl kıyısında tarih, felsefe, edebiyat, sanat ve sinema söyleşileri yapılıyor, derslerden vakit kalınca, doğa yürüyüşlerine çıkılıyor, şömine başında film gösterileri oluyor, havalar ısındığında da yelken yapılıp, göle giriliyor. Dr. Yavuz Tezeller seçkin bir konuşmacı grubunun katılımıyla yönetiyor, İznik Okulu’nu. Konuşmacılar grubunda Kürşat Demirci, Atilla Erdemli, Nami Başar, Hayri Fehmi Yılmaz, Mario Levi gibi isimler de var. Okul ile ilgili bilgileri Maçka Caddesi Ersoy Apartmanı Daire 5’teki merkezden (tel: 0 212 296 86 50) alabilirsin. Bilgisayarında da Google’dan “İznik Okulu”na girince, her türlü açıklamaya ulaşabilirsin. HHH 15 gün önceki hafta sonumu Mine ile birlikte evime 800 metre mesafedeki İznik Okulu’nda geçirdim. Eşsiz ve unutulmaz iki gün idi. Onur konuğu ve konuşmacı Nasrettin Hoca’ydı... Nasrettin Hoca, ünlü bilim adamımız folklor araştırmacımız İlhan Başgöz kimliği ile gelmişti, İznik Okulu’na. İlhan Başgöz, Hoca misali bilge, muzip, güler yüzlü idi, anlattığı Hoca Nasrettin’i kendi kimliğinde meczetmişti. Yüzyılların içinden birikip süzülüp gelen Nasrettin Hoca ile yıllarını Türkiye ve ABD’de araştırmalara ve özgür düşünce mücadelesine vermiş olan ‘Bağış da biliyordu’ ERDEM GÜL ANKARA MİT’in dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a 17 Aralık uyarısını 8 ay önce yaptığı bilgisini destekleyen yeni bir iddia ortaya çıktı. Buna göre, eski AB Bakanı Egemen Bağış, 17 Aralık operasyonunu tam 6 ay önce 16 Haziran tarihinde biliyordu. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun bizzat başbakan tarafından önceden bilindiğine ilişkin en önemli gelişme MİT’in 8 ay önce kendisine sunduğu bir raporla uyarıda bulunması olmuştu. MİT raporunda, Rıza Sarraf ve bazı bakanlarla ilişkileri anlatılırken, “Bakanların Sarraf ile ilişkisi ortaya çıkarsa bu durum hükümet aleyhine kullanılabilir” uyarısı yer almıştı. MİT’in hükümete 17 Aralık uyarısı konusunda hükümetten geçen sürede net bir yalanlama gelmedi. MİT’in hükümete 17 Aralık uyarısını destekleyen yeni bir gelişme bugünlerde ortaya çıktı. Gazeteci Ahmet Dönmez’in yazdığı “Adil Düzenden Havuz DüzenineYüzde On” adlı kitapta, Egemen Bağış’ın da bazı bakanlarla ilgili yolsuzluk iddialarını 6 ay önceden bildiğine ilişkin anlatımlar yer aldolaşıyor. Efendim, badı. Kitapta Gezi olaylakanlarla milletvekilleriyrının hemen ardından le ilgili birçok bilgi belge Erdoğan’ın “Yüzde 50’yi varmış. Bazı yolsuzluk evde zor tutuyoruz” dibelgeleri bulunuyormuş. yerek İstanbul’da gerBak yarın bir gün bunçekleştirdiği ilk “Milli İralar ortaya çıkar, partiydeye Saygı Mitingi” önle cemaatin arası bozucesi Egemen Bağış ile lur. Bunu nasıl yapacadaha sonra AKP’den isğız? Bir şekilde Fethultifa eden İstanbul Milletlah Hoca’ya ulaştırmak vekili Hakan Şükür aralazım. Çok konuşuluyor sındaki diyalog anlatıldı. bu. Hatta bazı şerefsizKitaba göre Bağış’ın ler yapar bunu, cemaaoperasyon beklentisini tin üzerine atarlar. BuGazeteci Ahmet Hakan Şükür’e ilettiği dinu engellemek lazım.’” Dönmez’in yazdığı kiyalog şöyle gelişti: Kitapta Bağış’ın bu taba göre Egemen sözlerine Şükür’ün Bağış, operasyon olsuzluk “Sayın Bakanım, orbeklentisini Hakan taya çıkıp çıkmadığı, dosyaları varmış’ Şükür’e iletmiş. kim tarafından çıka“Herkes oradaydı. rıldığı değil, bence böyle bir şeErdoğan’ın anonsçusu Orhan Kayin olup olmadığı önemli. İnşalrakurt alana gelen milletvekili ve lah bu dedikodular doğru değilbakanları meydandaki partililedir, bu tür yolsuzluklar, belgere takdim ediyordu. O sırada AB ler yoktur” karşılığını verdiği belirBakanı Egemen Bağış, İstanbul tildi. Kitapta ayrıca, Şükür’ün o an Milletvekili Hakan Şükür’ü kolunBağış’ın bu sözlerine anlam veredan tutarak kenara çekti. (...) ‘Samediği, ancak bu sözlerin anlamını na yeri gelmişken bir şey söyleye17 Aralık sonrası çözebildiği kenceğim’ dedi. Şükür kulak kesilmişti. Bağış şöyle devam etti: ‘Ya disi aracılığıyla cemaate mesaj veHakancığım, ortalıkta bir sürü şey rilerek aba altından sopa gösteril ‘Y diğini anladığı değerlendirmelerine de yer verildi. Kitaptaki bu iddialarla ilgili görüşüne başvurduğumuz Hakan Şükür, olayın tamamını doğruladı. Şükür, o sırada Erdoğan’ı beklediklerini, Bağış’ın eşiyle birlikte gelerek kendisine ortada yolsuzluk iddiaları bulunduğuna ilişkin anlatımlarda bulunduğunu belirtti. Şükür, “Ben o zaman anlamadım ama, 17 Aralık’ta anladım ki, onlar haklarındaki bu dosyaları biliyorlardı. Zaten MİT raporu da 8 ay önce gitmiş. Muhtemelen bu çerçevede önlem almaya, bunun ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyorlardı. Beni de hizmet hareketinin temsilcisi olarak gördüğünü tahmin ediyorum. Benim aracılığımla hizmete büyük olasılıkla mesaj gönderiyordu” dedi. Bugünlerde yayımlanacak olan kitaptaki anlatımlara ilişkin Egemen Bağış’ın da görüşüne başvurmak istedik. Açık bir demeç vermek istemeyen Bağış’ın yakın çevresine, “Bu anlatımlar gerçeği yansıtmıyor. Hiçbiri doğru değildir” dediği bize iletildi. Bağış doğrulamadı Tarihler örtüşüyor EMİNE KAPLAN ANKARA Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, TBMM Soruşturma Komisyonu’na verdiği ifadede Rıza Sarraf’a 2 yakın koruma, 3 arabası için sivil plaka tahsisi, evine ve işyerine ayrıca koruma verilmesi konusunda bir talimatı olmadığını, tapeleri hukuka aykırı olduğu için kabul etmediğini belirtirken soruşturma dosyasına giren tapelerdeki konuşmaların tarihleri ile Güler’in Sarraf’a koruma tahsisiyle ilgili açıkladığı tarihler örtüşüyor. Güler, geçen hafta komisyona verdiği ifadede, Sarraf’a koruma tahsisinde hiçbir talimatının söz konusu olmadığını, bu konuda yetkinin valiliklerde olduğunu söylemiş, 3 arabaya sivil plaka verilmesi kararında da kendisinin değil İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı’nın imzasının olduğunu belirtmişti. Güler’in komisyonda verdiği bilgiye göre, Sarraf, İstanbul Valiliği’ne verdiği 22 Nisan 2013 tarihli dilekçeyle, şirketlerinin işleri nedeniyle tehditler aldığı ve can güvenliğinin tehlikede olduğunu belirterek yakın koruma polisi verilmesi talebinde bulunuyor. 26 Nisan’da valiliğin onayıyla 1 yakın koruma, işyeri ve konutuna önleyici kolluk tedbirlerinin alınması kararı veriliyor. 12 Ağustos’ta yakın koruma sayısı 2’ye çıkarılıyor. Sarraf’ın Barış Güler ve adamlarıyla koruma verilmesiyle ilgili yaptığı görüşmelerin tarihleri ile Güler’in açıkladığı tarihlerin birebir örtüşmesi dikkat çekiyor. Tapelere göre, tarih tarih koruma diyalogları şöyle: l 11 Nisan 2013 saat 16.57: Rıza SarrafMustafa Köse görüşmesinde; Sarraf, Muammer Güler ile konuşacağını, ondan resmi bir koruma polisi isteyeceğini, emniyet şeridini de bu şekilde kullanmak istediğini söylüyor. l 13 Nisan 2013 saat 09.53: Rı Güler, Sarraf’a koruma için talimat vermediğini söyledi ama tapeler öyle demiyor YSK randevu sistemini kaldırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) haziran ayında yapılacak milletvekili genel seçimleri için kritik bir karara imza attı. Yurtdışı seçmenlerin Köşk seçiminde ilk kez denenen randevuyla oy verme sisteminde yaşanan aksaklıkları dikkate alan YSK, önümüzdeki genel seçimlerde randevu sisteminin kaldırılmasına karar verdi. Hürriyet’in haberine göre YSK, Dışişleri Bakanlığı ile ortak çalışma yaptı. Siyasi partilerden de randevu sisteminin kaldırılması konusunda görüş istendi. CHP randevu sistemi kaldırılsın görüşü bildirirken AKP ve Saadet Partisi, “Randevu sistemi kaldırılabilir. Esnek randevu sistemi de uygulanabilir” şeklinde görüş bildirdi. YSK dün randevu sistemini değerlendirdi. YSK oyçokluğu ile randevu sisteminin kaldırılmasını kararlaştırdı. Önümüzdeki genel seçimde konsolosluk seçmen listeleri esas alınacak. Ülkesine göre konsolosluklarda 124 gün oy kullanılacak. CHP’nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu’nun talebi üzerine YSK, konsolosluklarda YSK ile internet bağlantısı olmadan da oy kullanılıp sonra bu oyların işlenmesi uygulamasının da kaldırılmasına karar verdi. Mükerrer yazımın ve hataların önüne geçilmek üzere sadece YSK ile internet bağlantısı mevcutken seçmenler konsolosluklarda oy kullanabilecekler. ‘Oylama’ taktiği Suçlamalar tek tek değerlendirilecek. Bakanlar ‘rüşvet’ yerine EMİNE KAPLAN ANKARA 4 eski bakanla ilgili kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’nun raporunun oylanmasının tam da genel seçim öncesine denk gelmesi nedeniyle sıkıntı yaşayan AKP’de, parti içinde rüşvet iddialarından rahatsız olan milletvekillerinin gizli oylamada Yüce Divan yönünde oy kullanması olasılığı nedeniyle bakanlarla ilgili suçlamaların komisyonda tek tek oylanması üzerinde de duruluyor. Bu yolla bakanların rüşvet suçu yerine nüfuz suiistimali gibi daha hafif suçlardan Yüce Divan’a gönderilmesinin gündeme gelebileceği kaydediliyor. 4 eski bakanla ilgili kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu, tanık ve şüphelilerin ifadesinin alınması işlemini tamamladı. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, bu aşamadan sonra başka dinleme yapılmayacağını belirtirken bakanlarla ilgili kurumlardan istenen yazıların gelmesinin ardından rapor yazma aşamasına geçileceğini söyledi. Raporun tamamlanmasının ardından ise komisyonda bakanlarla ilgili Yüce Divan’a gidip gitmeyecekleri konusunda oylama yapılacak. Komisyonun görev süresi 27 Aralık’ta sona eriyor. Ancak TBMM Genel Kurulu çalışmalarına, 23 Aralık 2014 ve 5 Ocak 2015 tarihine kadar iki haftalık ara verilecek. TBMM Genel Kurulu’nun tatil olduğu dönemde komisyonun süresi işlemiyor. Bu nedenle komisyon raporunun TBMM Başkanlığı’na verilmesi için 8 Ocak’a kadar süresi bulunuyor. Bakanların Yüce Divan’a sevk edip edilmeyecekleriyle ilgili karar genel kurulda gizli oylamayla ve 276 olan salt çoğunlukla verilebiliyor. Gizli oylama nedeniyle AKP içinde yaşanacak fireye göre bakanlardan bazılarının ya da tamamının Yüce Divan’a gönderilebileceği olasılığına dikkat çekiliyor. Ancak genel seçim öncesinde Yü nüfuz suiistimali gibi hafif suçlardan Yüce Divan’a gönderilebilecek ce Divan’a sevk kararının AKP açısından iki yönlü bir etkisinin olacağı kaydediliyor. Partinin “İddiaları aklamadık, bakanları Yüce Divan’a gönderdik” stratejisiyle seçime gidebileceği belirtilirken, muhalefetin seçim meydanlarında “AKP’nin bakanları Yüce Divan’a sevk edildi, rüşvet ve yolsuzluk tescillendi” propagandası yapmasının AKP’yi zor duruma düşüreceği değerlendirmeleri de yapılıyor. Parti kulislerinde, komisyonda bakanlarla ilgili yapılacak oylamada tüm suçlamalar için tek oylama yapılması yerine her suçlama için ayrı ayrı yapılması formülü üzerinde duruluyor. Soruşturma önergesine göre eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, resmi belgede sahtecilik, rüşvet almak ve Kaçakçılık Yasası’na muhalefet etmek; eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, resmi belgede sahtecilik, nüfuz ticareti, rüşvet almak ve gizliliği ihlal etmek; eski AB Bakanı Egemen Bağış, nüfuz ticareti ve rüşvet almak; eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanmakla suçlanıyor. Nitelikli haller dışında kaçakçılık suçu 5 yıl, resmi belgede sahtecilik suçu 5 yıl, rüşvet suçu 12 yıl, nüfuz ticareti 5 yıl, gizliliğin ihlali 3 yıl, görevi kötüye kullanma 2 yıla kadar hapisle cezalandırılıyor. Bakanlara yöneltilen suçlamalarla ilgili ayrı ayrı oylama yapılması durumunda komisyonda üyeler rüşvet almak, resmi belgede sahtecilik yapmak ve nüfuz ticareti yapmak gibi suçlamalar için ayrı ayrı Yüce Divan’a sevkine gerek olduğu ya da olmadığı yönünde oy kullanacak. AKP’nin “rüşvet” suçlamasının seçim meydanlarında aleyhinde kullanılmaması için daha hafif suçlamalarla bakanlardan bazılarının ya da tamamının Yüce Divan’a gönderilmesi formülünü gündeme getirebileceği kaydediliyor. za SarrafAbdullah Habbani görüşmesinde; Muammer Güler ile konuştuğunu, özel bir koruma polisi seçip vereceğini söylediğini, sıradan biri olmayacağını, bir müddet sonra oğluyla geleceğini söylüyor. Abdullah Habbani “800 hazırladığını”, Rıza Sarraf, “Güzel bir çanta almasını, ayrıca Barış’ın danışmanlık şirketi ile aylık 30 bin dolardan iki yıllık sözleşme yapacaklarını” konuşuyorlar. l 13 Nisan 2013 saat 12.38: Rıza SarrafMustafa Köse görüşmesinde; Sarraf, Muammer Güler ile görüştüğünü, polis koruması konusunu halledeceğini söylediğinden bahsediyor. 16 Nisan 2013 saat 11.3411.43: Yapılan gizli takip çalışmalarından ve alınan Mobese kamerası görüntülerinden Barış Güler’in Nuruosmaniye’deki ofise eli boş gelerek çantayla çıktığı tespit ediliyor. l 19 Nisan 2013: Barış Güler’in Sarraf’a gönderdiği mesajlarda, Emniyet’e bildirilecek araçların plakalarını istiyor. Rıza Sarraf, plakaları veriyor. l 21 Nisan 2013 saat 19.09: Barış GülerRıza Sarraf görüşmesinde; Barış Güler, “Dilekçe yazıyorsunuz hemen... İstanbul Valiliği makamına diye... Babam da yanımda şu anda onun da selamı var... Zaman zaman tehditler almaktayım.. Güvenliğim, ailemin ve kendimin güvenliği için yakın koruma talep ediyorum... Ben dedi gerekli işlemleri yapacağım” diyor. Rıza Sarraf, “Bu dilekçeyi vali beye mi bırakayım size sayın bakanıma mı”; Barış Güler: “Yo bana bana gönderttiriyorsunuz, yarın işleme koyduracağım” diyor. l 26 Nisan 2013 saat 18.02: Ömer DumanRıza Sarraf görüşmesinde; Uğur isimli bir koruma polisinin gelerek göreve başladığı anlaşılıyor. Hafifletme formülü Seçimin etkisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle