22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr 7 ARALIK 2014 PAZAR 16 KÜLTÜR ‘TÜSAK sakıncalı bir tasarı’ u Halman için yarın TBMM’de ve Bilkent Üniversitesi’nde törenler düzenlenecek. Eski Kültür Bakanlarından Fikri Sağlar “Kültür ve sanatta büyük bir boşluk doğacak” dedi. Özen Yula da, Halman’ı, “kültür ve sanatın beyefendisi” olarak niteledi. Kültür Servisi Önceki gün yaşamını yitiren Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı ve eski yazarımız Talât Sait Halman (83) için yarın saat 11.00’de TBMM binasında ve saat 13.00’te Bilkent Üniversitesi Büyük Konser Salonu’nda birer tören düzenlenecek. Törenin ardından cenazesi İstanbul’a nakledilecek. Halman’ın cenaze töreni ise 9 Aralık Salı günü öğle namazında Teşvikiye Camii’nde yapılacak. Talât S. Halman’ın ölümü kültür ve sanat dünyasında derin bir üzüntü yarattı. Halman için sosyal medyada pek çok görüş paylaşıldı. Tiyatro oyuncusu Tilbe Saran, Halman’ın eşsiz çevirileri, engin bilgisi, zarif kişiliği ile unutulmaz biri olduğuna değinerek “Eksildik!” dedi. Tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Özen Yula “Kültür ve sanatın beyefendisi, centilmen edebiyat ve sanat adamı Talât Halman da dünyadan uzun bir yolculuğa çıkmış. Yolu açık olsun” derken, tiyatro oyuncusu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları eski Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya da “Edebiyatın zarif işçisi, acılarını belli etmeme ustası, yanlışlardan sıyrılan doğru, Talât Sait Halman. Sizi özleyeceğim” dedi. Eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar ise Halman’ın sadece ülkemizin ilk Kültür Bakanı değil, aynı zamanda ülkemizin önemli edebiyatçılarından, akademisyenlerinden, aydın insanlarından birisi olduğunu vurgulayarak, “Bir çınar daha ne yazık ki aramızdan ayrıldı. Kültür ve sanatta büyük bir boşluk doğacak” şeklinde konuştu. CHP Kültür ve Sanat Platformu’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş da, “Halman, kültür ve bilim insanıydı. Çağdaş ve özgür sanatı savunuyordu. Geçen günkü telefon görüşmemizde TÜSAK’ı sakıncalı bir tasarı olarak nitelemişti, bunun üzerine çalışmalar yapacaktık” dedi. l Önceki gün yitirdiğimiz Talât Sait Halman’ın Ercan Karakaş’la son telefon görüşmesinden: Çalışmak ‘Fuhuş’ Devrimler ‘Eşeklik!’ Bu yazıyı yazdığım sırada (cumartesi sabahı) Antalya’da adına “Eğitim Şurası” denilen kepazelik devam etmekte, genel kurul kararlarını henüz bilmiyorum. Tüm öneriler kabul edilirse olacaklar şöyle: Anaokulunda “milli değerler eğitimi” . “Din kültürü” (yani bizdeki Sünni din dersleri) 4 değil, 1. sınıftan başlayacak. Liselerde mecburi Osmanlıca dersi konacak. Seçmeli “Kuran ve peygamberin hayatı” haftada ikiden altı saate çıkacak. “İnsan hakları vatandaşlık demokrasi” dersleri kaldırılıp rehberlik programına alınacak vb. Bu öyle bir “eğitim” şurası ki nasıl ileri değil, nasıl geri gidilir diye günlerce tartıştı.... Bu arada: “Orion” uzayda deneme yolculuğuna önceki gün başladı. Dünyanın çevresini iki kez dolaşacak altı kişilik bir uzay aracı. Dünya bunu “Mars’a yolculuk resmen başlamış sayılır” diyerek alkışlıyor! Zülfü Livaneli’nin T24’teki yazısından ‘Kültür çölünde bir vaha’ “Montaigne, ‘İnsanların ölen yakınlarına üzülmeleri, akşamüstü ölecek olan kelebeklerin, öğle vakti ölen arkadaşlarına acımaları gibidir’ der. Doğan ölür; evrenin en değişmez kuralı bu. Ne var ki biz kendi ömür dilimimizle sınırlıyız. Bu yüzden ‘evvel giden her ahbap’ sarsar bizi. Talât S. Halman’ın vefat haberi de böyle derin bir sarsıntı yarattı içimde. Bu müthiş dostu, zarif beyefendiyi, edebiyat ve çeviri ustasını bir daha göremeyecek, onun tadına doyulmaz sohbetlerinden yararlanamayacak olmak çok büyük bir kayıp. Talât Bey; giderek barbarlaşan bu kültür çölünde, susuzluğunuzu kana kana gidereceğiniz bir vaha gibiydi. Talât Bey üstadım; kültür dünyamızdan bir kuyrukluyıldız gibi geçip gittiniz. Sizi çok özleyeceğim, çok arayacağım. Ne yapalım ki artık kitaplarınız, çevirileriniz ve güzel şiirlerinizle avunmaktan başka çaremiz yok.” Gözü doymamış erkek Dünya nereye biz nereye demek için geç kaldık. Sosyal Doku Vakfı kurucusu Nureddin Yıldız açıklamış: “Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de işyerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böyle fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar gördü.” Bir başka haber Meclis çatısından: “Hamileler sokağa çıkması” önerisiyle tanınan Ömer Tuğrul İnançer TBMM’ye konferans vermeye davet ediliyor. Konferansında Cumhuriyet inkılaplarını “köpekleştirme” diye niteliyor ve anayasaya aykırı olduğunu açıklıyor. Şehir Tiyatroları Müdürlüğü’ne güreş hakemliği de bulunan Demirkaya getirildi Tiyatroya güreşçi müdür BİNGÖL’ÜN BABASI: Dik dursun isterdim u Yılmaz Bingöl, oğlu adına yüz defa özür dilediğini açıkladı. Aralarında Grup Yorum’un da bulunduğu toplulukların açıklamasında da, “Bir kurşun da sen sık Elvan’a Yavuz, bu da yakışıyor sana!” denildi. Kültür Servisi Yavuz Bingöl’ün, ğını gösteriyorlar. Yavuz Bingöl’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanlışlarından dönmek ve Berkin’in Gezi Direnişi’nde polis tarafından vu annesinin elini öpmekle başlayıp rulan Berkin Elvan’ın annesi Gül tüm halktan özür dilemekle devam süm Elvan’ı meydanlarda yuhalat edecek yeni bir değişim sürecine masını ‘Bu çok insani’ şeklinde yo girmek gibi bir niyeti olacak mırumlamasına tepkiler sürüyor. dır bilmeyiz. Yavuz Bingöl’ün babası Yılmaz Olursa buna hayır diyecek kimse Bingöl “Oğlumun, iktidara karşı olmaz herhalde ama mevcut durudik durmasını isterdim” dedi ve şu muyla Yavuz Bingöl bir düşkündür.” sözleri ekledi: “Alzheimer olsaydım da bunları görmeseydim! Berkin Elvan, İsmail Korkmaz ve diğerleri… Hepsi evladım. Yavuz’un adına onlardan yüz defa özür diliyorum.” İdil Kültür Merkezi, Grup Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün, Çırağan Sarayı’nda yapılan ASKON 9. Olağan Yorum, Kültür Sanat YaşaGenel Kurulu’nda konuştu. Yavuz Bingöl’ün mında Tavır Dergisi, FOsözleriyle ilgili tartışmalara da değinen ErdoSEM (Fotoğraf ve Sinema ğan, “On yıllarca boyu fikir özgürlüğü deEmekçileri), İdil Halk Tiyatdiler, mahalle baskısından şikâyet ettiler. rosu ortak bir yazılı açıklama Şu anda kimin özgürlükçü, kimin baskıcı olduğunu hem millet görüyor hem inyaptı.“Yavuz Bingöl! Çukusanlık görüyor” dedi. Yavuz Bingöl’e gösrun bile bir derinliği var; terilen tepkileri linç olarak niteleyen Erdoğan sen çukur dahi değilsin!” şöyle konuştu: “Şu anda Türkiye’nin o büdenilen açıklamada sert ifayük sanatçısını linç etmek için ellerindeki delere yer verildi: her vasıtayı kullanıyorlar. Niye; sen nasıl “Demek insani bir şey 14 olur da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile nasıl böyle bir fotoğraf verirsin. Böyle bir zihyaşında polis tarafından katniyet olabilir mi? Hani siz sanata değer ledilmiş bir canın annesini veriyordunuz, hani siz sanatçının yanınon binlerce kişiye yuhalatdaydınız. Bütün sanatçılar sizin gibi dümak, lanetlemek, küfretşünmeye mecbur mu?” Erdoğan, tepkileri tirmek... İnsan soysuzlaşAhmet Kaya’ya yapılan lince benzetmekten mayagörsün, hiçbir değeri de geri kalmadı: “Ne yaparlarsa yapsınlar Ahmet Kaya’nın bu ülkeden mahzun aykalmıyor. Daya iyice sırtırılışıyla yüreğimiz yandı. Çatallarla porsenı milyonların ahını almış len tabaklarla onu o gece o törenden kovbir iktidara ve bir kurşun duklarını hatırlayın.” Erdoğan’ın bu benzetda sen sık Berkin’e Yavuz, mesi, pek çoklarınca tuhaf karşılandı. Yavuz bu da yakışıyor sana! Bingöl olayı ile Ahmet Kaya’nın başına geİyi izle, bugünlerde lenler arasında en küçük bir benzerlik olmadığı vurgulandı. Berkin’in nasıl vurulduğunu, o polislerin nasıl sıktı Su Ürünleri Hali Müdür YarKültür Servisi İstanbul dımcısı, 1996 1998 yıllarınBüyükşehir Belediyesi Şeda Ümraniye Belediyesi Zabıhir Tiyatroları Müdürlüğü’nde ta Müdürü olarak görev yapgörev değişikliği yapıldı. ŞT tı. 2003 yılında İETT Genel Müdürlüğünü yürüten SaMüdürlüğü’nde Eğitim Müdür lih Efiloğlu’nun yerine ŞevYardımcılığı görevini yürütket Demirkaya getirildi. Efitükten sonra 2003 2007 yılloğlu ise İstanbul Büyükşeları arası Yalova Gençlik Spor hir Belediyesi Basın ve Halkİl Müdürlüğü görevine atandı. la İlişkiler Daire Başkanlığı’na Şevket 2007 2011 itibarıyla Tekirdağ atandı. Uluslararası Güreş HaDemirkaya Gençlik ve Spor İl Müdürü olakemliği de bulunan Şevket rak görev yaptıktan sonra 2012 Demirkaya’nın atanması ise yılı itibarıyla İstanbul Büyükşehir Bedikkat çekti. lediyesi Kültür Müdürlüğü’ne atandı. Şevket Demirkaya 1985 1994 yıl2014 yılı Aralık ayında İBB Şehir Tilarında Milli Eğitim bünyesinde Müyatroları Müdürlüğü’ne atanan Şevket dür Yardımcılığı ve Okul Müdürlüğü Demirkaya aynı zamanda yönetim kugörevlerini yürüttü. 1994 1996 yıllarulu doğal üyesi. rında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yatak odasında televizyon yasağı Çarpıcı bir tanıklık da okurum Hamiyet Asan’dan geldi: 3 Aralık’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Salonu’nda müftülüğün “Mutluluk” konulu bir eğitim programına öğretmenlerin öğrencileriyle Morrissey konseri ertelendi Kültür Servisi Avrupa turnesi kapsamında bu akşam Volkswagen Arena’da gerçekleşmesi planlanan Morrissey konseri, sanatçının turne organizasyonunda ortaya çıkan lojistik gecikmeler nedeniyle ertelendi. Dün gerçekleşmesi planlanan Atina konseri de ertelenen Morrissey’nin İstanbul konserinin yeni tarihinin ise yakın zamanda açıklanacağı belirtildi. birlikte katılabilecekleri söyleniyor. Okurum da katılıyor: “Eğitimci pedagog olarak tanıtılan kişi sahnede, ‘ben size rolmodel dediğimde siz peygamber diyeceksiniz’ dedikten sonra ön sıradaki dinleyiciyle ilk uygulamasını yaptı. Kendisi rolmodel dedi ve dinleyici de peygamber diye cevap verdi. 30 dakika süren sunumda her 34 dakikada bir, salonda oturan bir kişiye komut vererek rolmodel ve peygamber ritüelini devam ettirdi.” “Mutluluk” yani kadına düşen görevleri örneklerle açıklamış pedagog eğitimci. Örneğin 60 yaşında bir kadın kocasından dayak yemiş. Kocası sevdiği diziyi izlemesine müsaade etmemiş. O da komşusuna gitmiş, orada izlemiş. Komşusunun kocası da evdeymiş. Komşusunun kocası evdeyken gidip dizi izlemesi doğru bir davranış mı? Yani durduk yerde dayak yememiş bu kadın. Eğitmenin önerisi: Kocasından şiddet gören kadınlar; onları Allah’a havale etmeli. Nasılsa öteki dünyada Allah’a hesap verecekler.... Başka bir öneri: Aileler kızlarını evlendirdiklerinde onlara maddi destekte bulunmamalı. Bu bazen kocanın eşine çok masraf ediyorsun dediğinde sorun yaratabilir. Çünkü kadın eşine sen karışamazsın ben babamın parasını harcıyorum der. Yani kadının üzerindeki söz hakkı, baba ile kocayı karşı karşıya getirir. Bir başka öneri: Yatak odanızda televizyon olmamalı. “Çünkü televizyonu açtığınızda odanıza Amerikalıları, transseksüelleri ve Yahudileri alıyorsunuz”. Okurum, eğitimci sosyolog: “Bu ne demek oluyor, siz Yahudileri kötü örnek olarak nasıl gösterirsiniz” diye tepki gösteriyor, konuşmacı acele özür diliyor; o tepkisini sürdürüyor: “Bir eğitim kurumunda transseksüeller, Yahudiler diyerek ayrımcılık nasıl yaparsınız!” Bunun üzerine okul dışından getirilen ve salonun yarısından fazlasını oluşturan kadınlardan biri “özür diledi ya” diyor ve sunum devam ediyor. İşte artık Türkiyemizde eğitim böyle! Yetmez ama... Geleceğimiz devlet eliyle can çekişiyor! HHH Talât Halman, geride sonsuz bir boşluk bıraktı. Yokluğunu, eksikliğini hep hissedeceğim. Bilime, edebiyata katkısını, dünyaya yansıttığı Türkiye’nin gülen ve aydınlık yüzünü; içe dönük hüznünü, dışavurduğu ironisini ve neşesini çok özleyeceğim. Yakınlarına, sevenlerine sabırlar diliyorum. Erdoğan’dan tuhaf benzetme Nüfus cüzdanımı , ehliyetimi ve İ.E.T.T kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Cevat Uzun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle