28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Avrupa’ya Verilen Mesajlar Dersim / Tunceli: Ders Almak! Dersim/Tunceli olaylarının önemi, bugünkü Kürt ve Alevi sorunlarıyla bağlantılı oluşundadır... Kürt konusu başlı başına, kendi içinde ayrı gelişmiş ve ayrı ele alınmış bir sorundur. Bu nedenle bugün sadece Aleviler üzerinde duracağım. HHH “Geçmiş bugünü, bugün de geleceği belirler” denir. Ama otoriter rejimler, hem bugünü hem de geleceği biçimlendirmek için geçmişten işe başlarlar: Toplumu, kafalarındaki ideolojik modele göre düzenlemek istedikleri için, hem bugünü değiştirmeye, hem de tarihi yeniden yazmaya çalışırlar... Otoriter iktidarlar, tarihi yeniden yazarken, gelecek için düşledikleri modelden etkilenir, tarihi buna uygun bir biçimde saptırırlar. Dersim/Tunceli olayları, farklılıklarla birlikte yaşayacağımız demokratik bir toplum için yol göstermek amacıyla mı gündeme getirilmektedir... Yoksa AKP’nin popülist seçim stratejisi olarak da kullandığı, ama asıl, kamplaştırma, düşmanlaştırma yoluyla inşa etmek istediği bir din toplumuna yol açmak için mi? HHH Dersim/Tunceli olaylarının, aşiretlerin ayaklanmasının ve devletin burada yaptığı zulmün artık saklıgizli bir tarafı kalmamıştır: General İzzettin Çalışlar’ınki de dahil, devletin pek çok gizli raporu, o dönemde emniyet müdürü olan Çağlayangil’in anıları, tanıkların anlattıkları, sürgünler, kayıp kızlar gibi sorunlar, olaylar, kitaplaştırılmış, kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Daha 1969 yılında, 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamında, Necip Fazıl Kısakürek, Son Devrin Din Mazlumları adlı kitabında, 1938’i yaşamış olan Hayri Koç’un anılarını, bütün vahşeti ve dehşeti aktaran bir biçimde yazmıştır. Bu konuda, ayrıntılı araştırmalar da yapılmıştır... Hemen aklıma gelenler arasında Rıza Zelyut’un “Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği”, Yalçın Doğan’ın “Savrulanlar Dersim 193738 Hatta 1939”, Mahmut Akyürekli’nin “Dersim Kürt Tedibi, 19371938”, Suat Akgül’ün, “Yakın Tarihimizde Dersim İsyanları ve Gerçekler” adlı kitapları var. Konu edebiyata da yansımış, Murathan Mungan, “Bir Dersim Hikâyesi” adı altında çeşitli yazarların öykülerini kitaplaştırmıştır. HHH Olay esas olarak, dintarım toplumu aşamasında kalmış olan feodal yapı ile laikendüstri toplumunun sonucu olan ulusal devlet kurma aşamasındaki merkezi otoritenin çatışmasıdır... Ama ne yazık ki egemen Sünni kültürünün, azınlık Alevi kültürünü baskılaması ve yok etmesi sürecinin bir parçası olmuştur. HHH Bence Dersim/Tunceli olaylarından alınacak en büyük ders, Alevilere bugün de uygulanan ayrımcılığın ve zulmün sona erdirilmesi olmalıdır... Elbette farklılıklarımızla birlikte yaşayacağımız demokratik bir toplum inşa etmek istiyorsak! Batı basını Putin ve Erdoğan’ın ortak özelliklerini vurgulayarak iki ülkenin yakınlaşmasının çok da şaşırtıcı olmadığı mesajını vermeye gayret etseler de konu iki devlet başkanının karakteriyle açıklanamayacak kadar karmaşık stratejik hesaplarla ilgili. R TOLGA BİLENER Galatasaray Üniversitesi Arş. Gör. usya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 1 Aralık 2014 günü Türkiye’ye resmi bir ziya ret gerçekleştirdi. 2010 yılında iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla oluşturulan Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin yıllık toplantısı vesilesiyle Türkiye’ye gelen Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gülümseyerek el sıkıştıkları fotoğraf özellikle Batı basınında kendine geniş yer buldu. Rusya’nın diplomatik anlamda giderek sıkıştırıldığı bir dönemde Türkiye ile Rusya arasında esen sıcak rüzgârların dikkat çekmemesi zaten mümkün değildi. Batı basını Putin ve Erdoğan’ın ortak özelliklerini vurgulayarak iki ülkenin yakınlaşmasının çok da şaşırtıcı olmadığı mesajını vermeye gayret etseler de konu iki devlet başkanının karakteriyle açıklanamayacak kadar karmaşık stratejik hesaplarla ilgili. Türkiye ile Rusya’nın tarihi beş yüzyıl geriye dayanan ilişkileri, karmaşık karşılıklı bağımlılıklara ve rekabete dayanıyor. Defalarca savaşan, aynı coğrafyalar üzerinde etki kurmaya çalışan, nadiren yakınlaşsalar da genellikle birbirine şüpheyle bakan ama birbirini gözden de hiç kaçırmayan bu iki komşu ülkenin son 1520 yıllık ilişkilerine ise ekonomik çıkarlar ve beklentiler damgasını vurmuş durumda. Rusya, Türkiye’nin Almanya’dan sonraki ikinci ticari ortağı ve iki ülkenin yıllık 33 milyar dolarlık bir ticari ilişkisi var. Türkiye de Rusya’nın dış ticaretinde yedinci sırada yer alıyor. Bu ilişkiler her şeyden önce Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz almasıyla ilgili. Türkiye’nin Akkuyu’da inşa edilecek nükleer santralını Rusya’nın işbirliğiyle yapacak olmasının iki ülke arasındaki enerji ortaklığını iyice derinleştirdiğini de hatırlatalım. Putin’in ziyaretinde enerji konusu görüşmelerin doğal olarak merkezindeydi. Putin Türkiye’ye aktarılan doğalgaz miktarının artırılacağını ve fiyatların indirileceğini söylerken, Rus gazını Avrupa’ya aktaracak önemli yatırımlardan biri olan Güney Akımı projesinin de iptal edildiğini duyurdu. Doğalgaz konusunda İsrailMısırKıbrıs üçgeninde Türkiye’yi oldukça rahatsız eden gelişmeler yaşanırken Rusya’nın bu derece bonkör davranması ve Güney Akımı’nın iptal ka rarını da Türkiye ziyareti esnasında duyurması anlamlıydı. Suriye krizi konusunda Ankara ile Moskova’nın pozisyonlarının taban tabana zıt olduğu bilinmesine rağmen iki ülkenin enerji işbirliğini derinleştirmesi, sadece ticari pragmatizmle açıklanabilecek bir durum değil elbette. Enerjiyi dış politikasının odağına yerleştirmiş, çıkar alanı olarak gördüğü coğrafyalardaki etkisini sürdürmek için her türlü yola başvuran, iç ve dış politikada sertlikten kaçınmayan Rusya’nın Avrupa ülkeleriyle ilişkilerinin, Ukrayna krizi dolayısıyla giderek gerginleştiği ve AB’nin Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımları giderek çeşitlendirdiği biliniyor. Soğuk Savaş’ın bitmesinden bu yana Avrupalı devletlerle en gergin dönemini yaşayan Rusya ile NATO üyesi ve AB adayı Türkiye’nin yakınlaşması, her iki ülkenin aslında Avrupa’ya verdikleri bir mesaj. Bir yandan Rusya, enerji konusunda Avrupa’nın kendisine ne kadar bağımlı olduğunu hatırlatırken; diğer yandan Türkiye, AB dışında da dış politika seçenekleri olduğunu Avrupa’ya hatırlatma çabasında. Çok taraflı, çok değişkenli ve karşılıklı bağımlılıkların yaşandığı günümüz uluslararası sisteminde, bir ülkenin bir başkasıyla ilişkilerini geliştirmesi, diğerlerine sırtını dönmesi anlamına gelmiyor elbette. Zaten Türkiye’nin Rusya’yla işbirliğinin de sınırları bulunuyor ve o sınırlar büyük ölçüde ABD’nin Rusya ile olan ilişkilerine bağlı. Moskova ve Washington, Türkiye’nin merkezinde bulunduğu çok geniş bir coğrafyada süren çatışmaların seyri üzerinden hali hazırda pazarlığa devam ediyorlar. Bu iki büyük güç ortak bir irade gösterebilmiş olsalar, muhtemelen söz konusu çatışmalar bu kadar uzamayacaktı bile. Ancak ABD ve Rusya’nın üzerinde kısmen anlaştıkları bir konu var: Mümkün olduğu kadar Avrupa’yı devre dışı bırakarak bu pazarlığı sürdürmek. Türkiye’ye biçilen rol de bu noktada ortaya çıkıyor. Karadeniz, Hazar ve Doğu Akdeniz havzalarında ABD ile Rusya arasında süren rekabetin denetlenebilir olması için bir üçüncü ülkenin, dengenin dengeleyicisi rolünü oynaması gerekiyor. İşte Türkiye bu role talip gibi ve Putin’in ziyaretinde de gördük ki Rusya’nın buna bir itirazı bulunmuyor. Hatta bu durumu Avrupa’ya karşı kullanmaktan da son derece hoşnut. Ukrayna’dan Suriye’ye doğru inen hattın doğusunda devre dışı kaldıkları, enerji konusunda da bir nebze çevrelenmiş oldukları kendilerine her türlü yöntemle hatırlatılan Avrupalı devletlerin bu duruma nasıl tepki vereceğini görmek ise fazla zaman almayabilir. Kim bilir, belki Papa’nın Ortodoks dünyasına bu denli muhabbet besliyor olması da sadece bir tesadüftür. v e k ü Küç e d n r e l t e l a k ü y ü b ! r e l nd r m 309 TL 249 TL omatik Beko Ot inesi Çay Mak tik • Otoma leme m e çay d BKK 2212 ıcı m Su Isıt Beko Ca e ile am hazn c lı ık ış • LED i üvences sağlık g BKK 2203 115 TL 95 TL Beko Black Ser es: Hayatınızı kolaylaştıran tasarımlar Cumhuriyet’ten Çağrı Seslerin bastırıldığı, baskının yoğunlaştığı, tek bir fikrin hoyratça buyurulduğu bir zamanda çoğulcu demokrasi için Cumhuriyet sizi Olaylar ve Görüşler sayfasına davet ediyor. Demokrasi önündeki engelleri aşmak için engelsiz, özgürce bir tartışmayı sağlamak amacıyla Cumhuriyet gazetesi, toplumun her kesiminin her görüşünün kendine yer bulacağı bir alan sunuyor. Yeni editoryal yönetimi güncel ve genel konularda fikir ve katkılarınızı bekliyor. Gelin bugünlere beraber tanık olalım, tarihe beraber not düşelim, geleceği beraber kuralım. Fikir tartışmasından, hakikatin güneşi doğsun diye. Tek koşulumuz var: Yazılarınız 4 bin vuruşu geçmesin. Elektronik posta adresimiz: [email protected] inesi ma Mak t r a ız K mek Beko Ek onu ile fonksiy a m ıt ıs it • Özel sim pratik kahvaltı ı r la sabah mi ile ma siste ıt ıs d e r ekler • Infra rmış ekm a ız k it ş e 135 TL 129 TL BKK 2192 EK ndeli Beko Re Seti er El Blend a lı doğram k a ıç b t • Çif sistemi 239 TL 209 TL BKK 3080 RHB www.beko.com.tr facebook.com/Beko 444 0 888 Yetkili Servis İçin Tek Numara 249 TL, BK 2212 kodlu otomatik çay makinesinin; 95 TL, BKK 2203 kodlu cam su ısıtıcının; 129 TL, BKK 2192 EK kodlu ekmek kızartma makinesinin; 209 TL, BKK 3080 RHB kodlu el blender setinin tavsiye edilen KDV dahil peşin satış fiyatıdır. Fiyatlar 31 Aralık 2014’e kadar geçerlidir. Stoklarla sınırlıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle