22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALIK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA Türkiye’nin IŞİD’e desteği BM Güvenlik Konseyi raporunda HABERLER 9 kullanmış. Sanki kâğıda mürekkep damlamış gibi” diyordu. Muhatabı, “Yani sanatsal değeri yok mu” diye sorunca, “Olmaz olur mu” dedi: “Ben doğayı, kuşları, kadınları böyle gördüm, demek istiyor. Bazı resimler siyah ağırlıklı… Siyah çok baskın bir renktir. Ama diğer resimlerde renkler çok canlı…” Kafamı kaldırıp onlardan yana baktım. Resim bilgisine sahip olduğu anlaşılan kadın, yanındaki arkadaşının başparmağını yavaşça tuvalin yüzeyine sürtüyordu. Delikanlı, diğer elinde bir beyaz baston tutuyordu. HHH Onları izlerken, karanlığı ve engelleri düşündüm: Acaba görme engelli ziyaretçi, “Siyah çok baskın bir renktir” cümlesini işitince ne hissetmişti? “Tanırım o dünyayı” hüznü mü geçmişti içinden?.. Yoksa tersine, ateşböceklerinin aydınlattığı bir merdivenin hayaline tutunarak, kulağına fısıldananların açtığı kapıdan çıkıp karanlığı aşmış mıydı? Sanat, o merdivenin adı mıydı? HHH Karanlık bir yıl geçirdik biz de… Yumruklarımız sıkılı; suretlerimiz gergin… Gecenin daha da uzayacağına inananlar yılgın… Lakin engel tanımayanlar, karanlıkta da görmenin, karanlığı yenmenin yollarını biliyor. Siyahın baskısının ilelebet sürmeyeceğini, kara bulutları ebemkuşaklarının deleceğini görüyor. Okuduğumuz tarih kitapları da, usta ressamların tabloları da aynı şeyi söylüyor. İyisi mi siz de aşın engelleri; karanlığın baskısına karşı, sanatın, kitabın, inancın, direncin, ümidin ipine sarılın. Güneşe tırmanan merdivenimizin kılavuz ateşböcekleri onlar; ki bizi yarının rengârenk seherine çıkaracaklar. Hepinize mutlu yıllar! ‘IŞİD’e Türkiye üzerinden kaçak silah gitti’ FIRAT KOZOK / DUYGU GÜVENÇ ANKARA Hükümet, Suriye’de radikal gruplara karşı önlemlerini aldığını duyursa da BM Güvenlik Konseyi’nin raporu tam tersini ortaya koydu. Konseyin El Kaide Yaptırımlar Komitesi’ne destek sağlayan birimi, yazdığı raporda, IŞİD’in elindeki silahların bir bölümünün Türkiye üzerinden geçtiğini ortaya koydu. Böylece Türkiye üzerinden Suriye’de radikal gruplara silahlı destek sağlandığı ilk kez Güvenlik Konseyi raporuna yansıdı. BM Güvenlik Konseyi’nin El Kaide Yaptırımlar Komitesi’ne destek sağlayan “Analitik Destek ve Yaptırımları İzleme Birimi”nin, Güvenlik Konseyi’nin 15 Ağustos 2014 tarihinde kabul ettiği 2170 sayılı karar uyarınca “DEAŞ (IŞİD), ElNusra Cephesi ve ElKaide’yle bağlantılı diğer kişi, grup ve oluşumlardan kaynaklanan tehdit ve alınabilecek tedbirlere ilişkin tavsiyeler” konusunda hazırladığı raporda, IŞİD’e giden silahlar konusunda çarpıcı saptamalar yapıldı. Raporda, Türkiye’yi ilgilendiren iki kritik bölüm bulunuyor. Raporda, IŞİD’in elindeki silah gücünden söz edilirken, IŞİD ve El Nusra’nın özellikle ‘TÜRKİYE SINIRINDA HARAÇ İSTİYORLAR’ Raporda, El Nusra’nın maddi kaynaklarının IŞİD’e kıyasla daha az şeffaf olduğu ve açık kaynaklarda bu konuda çok az bilgi bulunduğu belirtilirken “Üye devletler, El Nusra’nın bölgede geniş bir coğrafyada bireysel finansörleri olduğuna inanmaktadır. El Nusra, zengin bireysel bağışçılardan ve bağış toplama etkinliklerinden milyonlarca dolar kaynak elde etmiştir” deniliyor. Raporda, örgütün diğer gelir kaynaklarından söz edilirken şu ifadeler kullanılıyor: “Diğer gelir kaynakları arasında daha evvel de raporlanmış olan fidye için adam kaçırma, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Türkiye ve Ürdün sınırına yakın bölgelerinde haraç ve dolandırıcılık ve Suriye Arap Cumhuriyeti içerisindeki diğer gruplara silah satışları bulunmaktadır.” dığı önlemler ortadayken, hangi bilgi ve belgelere dayandırıldığı belirtilmeksizin adının geçmesini açıkçası yadırgadık. Bu konuda gerekli girişimlerde bulunduk ve rahatsızlığımızı ilettik. Bundan sonra da konuyu yakından takip edeceğiz” dedi. Karanlık Bir Yılı Noktalarken… Sabancı Müzesi’nde Miro sergisini gezdim. Beyaz tuval üzerine, cıvıldaşan renklerle serpiştirilmiş “Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar” gördüm; bir dâhinin sihirli parmaklarında, masalsı isimler alıp çocuksu çizgilere dönüşmüşlerdi. Dönüşen sadece onlar da değildi: Bir yük çuvalı, yağlıboyalarla makyaj yapmıştı. Bir tırmık, heykel kostümü giyinmişti. Bir su vanası, “Kaçan Kız”ın kafasını süslemişti. Bu rüya kaçkını kıyafet balosundan, basamaklarında ateşböceklerinin yürüdüğü merdivenlerle semaya çıkılıyordu. Oradan bakıldığında, yaşadığımız dünya ve tanıdığımız nesneler bambaşka görünüyordu. HHH Yan salonda, Miro’nun hayatını anlatan belgeselde, Katalan sanatçının faşizm ve iç savaş dönemi eserlerinden örnekler vardı. Hiç de sergide gördüklerimize benzemiyorlardı. Ne kuş kanadında çiy damlaları, ne kız çocuklarını uyutan örümcek ağları; o masal isimlerden eser yoktu. Yumruklar sıkılı, suretler gergin, renkler koyuydu. Formu bozulmuş, eğilip bükülmüş figürler isyan kokuyordu. Siyah gelip tuvalin başköşesine oturmuştu. Karanlık salondan, yeniden Miro’nun rengârenk düş bahçesine çıkmak, Franco diktasından demokrasiye geçmekti sanki... HHH Sergiyi gezerken, az ötemdeki bir kadının, yanındaki delikanlıya fısıldayarak tabloları tarif ettiğini işittim. İster istemez kulak misafiri oldum. Önünde durdukları resmi anlatırken, “Çocuksu çizgiler ‘İdeolojik yakınlığın sonucu’ CHP İzmir Milletvekili, emekli Büyükelçi Rıza Türmen, ortaya çıkan tablonun AKP’nin IŞİD’e “ideolojik yakınlığının” sonucu olduğunu belirterek şunları söyledi: “Suriye olaylarının ilk döneminde bu iddialar gündeme gelmişti. IŞİD’e giden yardımların niteliği birkaç kategoriden oluşuyor; birincisi, kaçak yollardan yapılan yardımlara göz yumulması, ikincisi de net bir şekilde Türkiye’nin yardım ettiği yönündeki iddialar. Sonuçta bütün dünyanın mücadele ettiği, son derece vahşi yöntemlere sahip olan bu örgütün Türkiye’deki iktidarla en azından ideolojik yakınlığı olduğuna ilişkin izler bulmak mümkündür. İlgili komisyonun elinde demek ki birtakım veriler var ki bu yargıya ulaşmışlar.” geleneksel silahlarla dolu bir çatışma bölgesinde faaliyet göstermeleri nedeniyle çok iyi silahlanmış gruplar olduğu belirtiliyor. “Özellikle Irak Hükümeti’ne ait yüklü miktarda ağır silaha el koymuş olan IŞİD, tam teçhizatlı bir gruptur” denilen raporda, Türkiye üzerinden silah geçtiği şöyle anlatılıyor: “Ayrıca IŞİD ordusunda geleneksel savaş deneyimi olan ve tank ve ağır silahlar da dahil pek çok silah sistemine hâkim savaşçılar bulunmaktadır. Silah ve teçhizat, 1980’ler ve 1990’larda depolanmış mühimmatın yanı sıra daha yeni malzemelerden oluşmak tadır. Bunların pek çoğu ya Irak ya da (daha nadiren) Suriye Arap Cumhuriyeti’nin silahlı kuvvetlerinin el konulmuş teçhizatıdır veya öncelikle Türkiye üzerinden geçirilen kaçak silahlardır.” Rapor, Dışişleri’nde de şok yarattı. Komite, rapor yazım aşamasında Türkiye’den görüş almadı ve bunun üzerine BM Daimi Temsilciliği komite nezdinde girişim yaptı. Diplomatik kaynaklar, raporun henüz bağlayıcılığı olmadığını savunsa da “Türkiye’nin bu konuyla ve de kaçakçılıkla mücadele için al Dışişleri’ne şok etkisi ARAP LİGİ TOPLANTISINA MISIR’IN DA ARALARINDA BULUNDUĞU 5 ÜLKE, ‘YEMEK ERTELENDİ’ DENİLEREK ÇAĞRILMADI Diplomaside ‘yemek’ skandalı DUYGU GÜVENÇ ANKARA Türkiye, Mısır’a açılmak yerine İhvan yanlısı gruplarla saflarını sıklaştırma kararını Halid Meşal’i ağırlayarak gösterirken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Arap Ligi üyesi ülkelerin temsilcileriyle buluşmasına, Mısır dahil 5 ülke, “yemek ertelendi” denilerek davet edilmedi. Türkiye’nin bu tutumu Arap ülkeleri arasında ciddi rahatsızlık yarattı. Üstelik davet, F16 pilotu Türk subayını döven Kuveytli diplomatlara sahip çıkan ve Türkiye’yi yatırım yapmamakla tehdit eden Kuveyt Büyükelçisi Al Duwaikh’in evinde gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 24 Aralık’ta bir grup Arap ülkesinin büyükelçisi ile bir araya geldi. Toplantı “Arap Ligi ülkeleriyle buluşma” diye duyuruldu. Kuveyt Büyükelçisi Abdullah Abdulaziz AlDuwaikh’in evindeki davet için önce Arap Ligi üyesi 22 ülkenin temsilcileri davet edildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Mısır’la ilişkileri düzeltmeliyiz” açıklaması gelince, Türkiye’nin politikasında bir değişim olarak yorumlanmaması için, bu davetle ilgili jet hızıyla değişikliğe gidildi. Aralarında Mısır’ın da bulunduğu ülkelere “yemek ertelendi” mesajı, Kuveyt ve Arap Ligi temsilciliği aracılığıyla gönderildi. Ancak yemek ertelenmedi. Yemek; Mısır, Filistin, Yemen, Lübnan ve Birleşik Arap Emirlikleri temsilciliklerinin büyükelçileri olmadığı için 5 eksikle gerçekleşti. Büyükelçilerden sonra temsilde en üst düzeyde yer alan maslahatgüzarlar çağrılmadı. Üstelik davet, F16 pilotu Türk subayını döven Kuveytli diplomata sahip çıkan ve Türkiye’yi yatırım yapmamakla tehdit eden Kuveyt Büyükelçisi AlDuwaikh’in evinde gerçekleşti. AlDuwaikh, Türk subayın dövülmesinin ardından arka arkaya yapılan açıklamalar üzerine, “Burada birçok yatırımımız var. Mahkeme kararı olmadan sınır dışı edildiği duyulursa Kuveytli yatırımcılar Türkiye’den ayrılacaktır. Çünkü bu ülkeye güvenemeyecekler” demiş, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da bu sözler üzerine büyükelçinin Bakanlığa çağrıldığını ve “gereğinin yapılacağını” açıklamıştı. Mısır ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerin düzeltilmesini isteyen Başbakan Bülent Arınç’a, önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ardından da Başbakan Ahmet Davutoğlu sınır çekti. Mısır’daki yönetim değişikliğinin ardından İstanbul’a yerleşen Müslüman Kardeşler, önce “sürgün parlamentosu”nu toplarken, ardından da İstanbul’a yerleşen Sözcü Amr Darrag gibi isimler de kamuoyuna demeç vermeye başladı. Bu girişimlere son olarak Hamas lideri Halid Meşal’in ziyareti eklendi. Cuma günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile bir araya gelen Meşal, ardından da Davutoğlu ile Konya’ya gidip, AKP il kongresinde konuştu. Davutoğlu, Mısır politikasında değişim olmayacağını şu sözlerle aktardı: “Politikamız, Mısır ile sınırlı, sadece Mısır’a indirgenecek tutum değildir. O bakımdan biz, ümit ederiz ki Mısır’da hukuk devletinin olması gereken kuralları işler ve gerçek anlamda halkın iradesinin yansıdığı bir siyasi süreç ortaya konur. İşte o zaman tablo değişir. Sayın Arınç’ın açıklamasının öncesinde ve sonrasında bütün bu unsurlar var.” CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN TÜRKİŞ’İ ZİYARET ETTİ Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ İSTANBUL’DAN FRANKFURT İÇİN BELGE DÜZENLENDİ Deniz Feneri noterinin CANAN COŞKUN Almanya’daki Deniz Feneri davasında ceza alan Kanal 7 Avrupa Genel Müdürü Mehmet Gürhan’ın Frankfurt’ta tutuklu bulunduğu dönemde, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’a usulsüz şekilde genel vekâletname verilmesine ilişkin yargılanıp beraat eden İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç, “belgede sahtecilik” suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Cezası ertelenen Büyükkılıç’ın cezanın infazından sonra işlemek üzere 11 ay 8 gün süre ile noterlik mesleğinden yasaklanmasına karar verildi. Ancak ceza ertelendiği için noterin meslekten men cezası da uygulanmayacak. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmada sanık İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç ile aynı zamanda avukatı olan oğlu Cüneyt Büyükkılıç hazır bulundu. Duruşmaya CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da izleyici olarak katıldı. Duruşmada söz alan avukat Cüneyt Büyükkılıç, müvekkilinin öncelikle beraatını istediğini belirterek, mahkumiyet ve ‘Taşeronu’ yeni gördü MUSTAFA ÇAKIR cezası ertelendi rilmesi durumunda da cezanın ertelenmesini talep etti. Son sözü sorulan sanık Büyükkılıç da “Takdir mahkemenizin” diye yanıt verdi. Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Büyükkılıç hakkında iddianamede yer alan “görevi kötüye kullanmak” suçundan beraat kararı verdi. Büyükkılıç’ı “belgede sahtecilik” suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptıran heyet, bu cezayı sanığın sabıka kaydının bulunmadığı gerekçesiyle erteledi. “Resmi belgede sahtecilik”, “görevi kötüye kullanma” suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan İsmet Büyükkılıç, ilk yargılama sonunda suçlarının sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat etmişti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi ise yerel mahkemenin verdiği beraat kararını, dosyada bulunan suça konu vekâletnamenin emanete alınmasını ve sanığın tüm unsurları itibarıyla oluşup sübuta eren “resmi belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozmuştu. Yemek 5 eksikle gerçekleşti ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi başbakanlığı döneminde yaygınlaşan taşeron işçilere çözüm bulunmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Türkİş Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Türkİş’e Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan ilk ziyaret nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri alındı. Görüşmede taşeron işçilerin durumunu gündeme getirerek asıl işlerin taşerona yaptırıldığına dikkat çeken Türkİş yönetimi, açtıkları davaları kazanan binlerce taşeron işçinin hükümet tarafından kadroya alınmadıklarına işaret etti. Bu konuda Erdoğan’a dosya da sunuldu. Erdoğan, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’ten konuyla ilgilenmesini istedi. Davaları kazanan taşeron işçilere kadro verilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, konuyu başbakana da ileteceğini söyledi. Görüşmede gündeme gelen bir diğer konu da asgari ücret oldu. Türkİş yöneticileri asgari ücrette beklentilerin yüksek olduğunu belirterek alım gücündeki düşmeye dikkat çekti. Erdoğan da ilgileneceğini söyledi. Görüşmede madenlerdeki kazalar, geçici işçilerin kadroya alınması, ücretlerdeki vergi adaletsizliği, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller, sağlık hizmetlerinin getirdiği ek yük de gündeme geldi. Türkİş bu konularda da Erdoğan’a dosya sundu. 15 yıl hapsi istenmişti İhvan ile saflar sıklaşıyor Saray’da gündem: Gülen cemaati BARKIN ŞIK ANKARA Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ikinci kez başkanlık edeceği Milli Güvenlik Kurulu (MGK), ilk kez Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplanacak. Ekim ayında bir rekora imza atarak 10 saat 25 dakika süren bir toplantı gerçekleştiren MGK’de, Cemaat’ın Kırmızı Kitap olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde (MGSB) yer alması doğrultusunda hazırlanacak eylem planlarının masaya yatırılması bekleniyor. Bürokrasi ve eğitim alanındaki operasyonların ardından Cemaatin mali kaynaklarına el atılacağı belirtiliyor. 17 25 Aralık operasyonları nedeniyle Erdoğan’ın hedefi haline Gülen Cemaati, bugün toplanacak MGK’nin de ana gündem maddeleri arasında yer alıyor. İki ay önce gerçekleşen MGK’de Cemaatin “illegal iç ve dış yapılanma” olarak MGSB’de “tehdit” olarak yer alması kararlaştırılmış ve Bakanlar Kurulu da bununla ilgili bir karara imza atmıştı. MGK’nin bu kararının ardından arasında Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın da arasında bulunduğu Cemaate yakın bir grup isim, 14 Aralık operasyonu ile gözaltına alınmıştı. Erdoğan, bu olay sonrasında yaptığı açıklamada operasyonların süreceği mesajını verdi. Bugünkü MGK’de paralel yapılanmaya karşı alınacak ilave tedbirlerin gündeme getirilmesi bekleniyor. Yargı operasyonlarının yanı sıra Cemaate yönelik ekonomik yaptırımların hayata geçirilmesinin de sırada olduğu belirtiliyor. Toplantıda ele alınacak bir diğer önemli konu ise Çözüm Süreci çalışmaları olacak. 68 Ekim Kobani olayları sırasında PKK ve Hüda Par arasındaki çatışmalar nedeniyle 35 yurttaş yaşamını yitirirken, geçen hafta sonu yaşanan benzer olaylarda 3 yurttaş yaşamını yitirdi. Bölgede, bu iki grup arasında yaşanan sürtüşmelerin toplantıda ele alınarak, olayların nasıl önlenebileceği konusunda bir yol haritası çıkarılması bekleniyor. MGK’de Suriye ve Irak’ta IŞİD nedeniyle yaşanan iç çatışmalar ile Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin gerçekleştirdiği sondaj çalışmaları da ele alınacak. PKK ve HüdaPar 5 ilde yasadışı dinleme operasyonu Yurt Haberleri Servisi Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “yasadışı dinleme” iddialarıyla ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında Ankara, İstanbul, Kahramanmaraş, Bolu ve Düzce’de eşzamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, Erzurum’da 1.5 yıl süreyle yasadışı dinleme yaptıkları ileri sürülen eski Erzurum İstihbarat Şube Müdürü ile 4 emniyet amiri, görev yaptıkları kentlerde gözaltına alındı. Bolu Emniyet Müdürlüğü’nde görevli emniyet amiri S.A. ile Düzce Emniyet Müdürlüğü’nde görevli emniyet amiri Y.B. de soruşturmayla ilgili ifadeleri alınmak üzere Erzurum’a götürüldüler. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde ofisine dinleme cihazı koyduğu iddia edilen ve Ankara Ağır Ceza Mahkemesince hakkında arama kararı bulunan eski Erzurum İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı S.Z’nin de soruşturma kapsamında arandığı belirtildi. Erzurum’a getirilerek savcılıkta ifade vermeleri beklenen zanlıların yanı sıra 15 kişinin de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldığı öğrenildi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle