02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALIK 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA Bir görüntü, esinti, renk, koku, davranış, eylem! Bir ses, bir yakarış, gürültü! Belleğin gizemli kapısını farklı düşünceler, inançlar vurur kimi zaman... Kapı açılır, kapanır! Bellek bunları kayıt altına alır, çağrışımlar belleğin gizemli kapısında insanın karşısına çıkar. O zaman anlarsınız tüm olup bitenleri, unutulmuş bir kitabın eski sayfalarını çevirirken. Hayatla dalga geçtiğini umursamadan geçen yılların hesabını yaparsın bir bir... Doğrular, yanlışlar! Sevgi ve barış sözcükleri... Devlet içinde örgütlü çeteleri, kıyımları anımsarsın. Oysa tüm bu kanlı olayların içinden çıkmışsındır, acı çekmişsindir, pek çok canı yakmışsındır... O canlar yanarken, masum insanlar zindanlarda yatarken, hastalanıp ölürken, intihar ederken hiç umursamamışsındır... Gökyüzü açıkken büyük pencerelerden güneşin girdiği günler, o insanlar karanlığın derinliğine itilirken sen alkış tutmuştun... Bak aynı durum şimdi başına geldi! Ben yağmurlu bir sabahta yıllar öncesine, gençliğimin avarelik HABERLER Elleriniz Kanlı... günlerine, siyasal hareketlere, kıran yıllarına bir yolculuk yaptım... Cizre’de birkaç gün önce çıkan kanlı olayları televizyonlardan izlerken, üç kişinin öldüğünü, onlarcasının yaralandığını öğrendim... Cizre’de devlet yoktu! HüdaPar ve PKK’nin gençlik örgütü, yaşadıkları kentin sokaklarına denetim çadırları kurmuş, kimlik denetimi yapmış, ardından kıyamet kopmuştu. İşte o zaman çığlık attım: “Devlet nerede devlet?” HHH Bir zaman tüneline dönük bir yolculuktaydım... 90’lı yıllara doğru uzandım... Bir korku, bir kan gölü, ölümler, asit kuyuları! Belleğin gizemli kapısı vuruluyordu... Hizbullah ve PKK... Öldürülen Türk ve Kürt aydınları... Dersim katliamı, öldürülen masum insanlarımız, unutulmuş bir eski kitabın sayfalarında yazılanlar. Hizbullah’ı devlet, PKK’ye karşı kurdu, eğitti, silah verdi... İtirafçı ordusu kuruldu... Gençler öldürüldü, demokratlara, siyasetçilere suikast yapıldı Batman’da ve pek çok yerde... Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, korumalarıyla birlikte delik deşik edildi... Komutanlar öldürüldü! Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın... unuttunuz mu? Çağrışımlar zamanın gerisine düşer hep... Belleğimizden silinir, tıpkı Roboski katliamında olduğu gibi. 34 kişi için ağıt yakıldı! Roboskili çocukların kanlarını ellerinizde gördüm o eski kitabın sayfalarında! Yargıda o dosyayı kapattınız! Utanmadan, sıkılmadan! Vicdansızsınız! HHH Cizre’de yaşanan kanlı olaylar bana 90’lı yılları anımsattı... Acıları! Kıyımları! Faili belli olan, “faili meçhul” denilerek üstü örtülen cinayetleri... Bir kışkırtma var! Kışkırtmanın nereden geldiğini açığa çıkarmak devletin görevi değil mi? Ölenler bizim insanımız, dinleri, ırkları, inançları, mezhepleri, dilleri, renkleri ne olursa olsun... Vicdan sahibi olan, bu kanlı olaya “HüdaPar mağdur, hayır PKK mağdur” demez, diyemez... Bir kışkırtma varsa bunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer bir hukuk devleti... Yapandan hesap sorar! Ortada bir egemenlik savaşı (Hizbullah ve PKK arasında) varsa bunu kanıtlar... Demokrasi bir yaşam biçimidir! Laik demokratik, sosyal hukuk devleti yasaklarla değil yasalarla yönetilir! HHH Tarih baba bize yine ders veriyor... Belleğimizin kapısını çalıyor, insanlık için, özgürlük, demokrasi, hukuk, adalet için! Acaba devlet bunun farkında mı? 7 İnadına Kutlamak… Nermin Abadan’ın yeni yıl partisinde cumartesi günü dostlarla bir araya geldik… Davetiyenin altını “Davet sahibi: Nermin AbadanUnat, Tevellüt: hayır, doğum: Evet = 1921” diye imzalamış. Üstüne de şunları yazmış: “Değerli dostlar, meslektaşlar, en yeni arkadaşlar; 2015’te daha güzel bir yarına bakabilmek için bir araya gelelim dedim. Bu nedenle sizleri evimde ‘zeytindalı+barış+yılbaşı’ kokteyl partisine bekliyorum. Kıyafet: serbest; zihniyet: alabildiğine hoşgörülü; hedef: daha fazla demokrasi. Not: Geç gelenler için çorba bulunacak!” Nermin Hoca’nın yaşam dopingi ve enerjisi başlı başına bir hayat dersi…. Yaştır, sağlık sorunudur, şudur, budur; yüreğimizi gülle gibi ağırlaştıran memleket meseleleridir.. demiyor; eşine, dostuna, kendine, sevdiklerine ne pahasına olursa olsun zaman ayırıyor. Önem verdiği günleri ve kutlamaları asla ihmal etmiyor. Hiç üşenmiyor. Planlıyor, programlıyor, düzenliyor. Bu nedenle de her daim ileriye dönük projeleri oluyor. İnsanı ve umudu hep diri tutan en büyük yaşam sırrı bu olmalı. Kâbus yılın bitmesine saatler kaldı. Dostum, asırlık çınar Nermin Abadan’dan aldığım feyzle, yeni yıla girerken olsun “umudu” bizler de diri tutalım, bir parça hafifleyelim istedim… Bu nedenle yılın son yazısını, “son anın sürpriz yılbaşı planlarına” ayırmayı tercih ettim... Aslında “yılbaşı baskısını” öteden beri hep kafadan reddedenlerden olageldim… Ancak yılbaşından başka belki artık her şey çok bastığı için, bu kez “inadına kutlamak” ve kutlamanın her ne olursa sonuna dek tadını çıkarmak gerektiğine inanıyorum. Yılbaşı için şu ana dek hiçbir plan yapmamış olabilirsiniz. Ama önünüzde 24 saatten fazla zaman var. Bu kısacık zamanda bile, yılbaşı gecenizi TV önünde pinekleyerek geçirmekten değişik şeyler düşünebilir, örgütleyebilirsiniz. Akla hemen gelen ilk seçenek; sevgili Nermin Hanım’ın yaptığı gibi tıpkı, “kıyafet serbest, zihniyet alabildiğine hoşgörülü” düsturuyla dostları son anda bir araya getirmek ve kuru fasulyepilav gibi basit ama lezzetli yemekler, güzel bir şarapla, yeni yıla girmek… Biraz daha oyuncaklı bir organizasyonla aslında çıtayı yükseltip; özel bir “tema partisi” dahi yaratabilirsiniz. “Tema partileri” dendiğinde internette ne var ne yok diye şöyle bir göz attım da… “60’lar 70’ler nostaljisi” örneğin bayağı hoşuma gitti... Bunun için yapılması gereken tek şey, konuklardan o dönemi hatırlatan giysiler seçmelerini, kadınların misal! dönemin saçlarını yapmalarını/yaptırmalarını istemek. Gece boyu sonra birlikte ‘60’lı‘70’li yılların Fecri Ebcioğlu “aranjmanlarını”, Beatles müziklerini, San Remo parçalarını, Zeki Müren şarkılarını dinlemek… Kendi adıma böyle bir partiye seve seve giderdim diye düşündüm. Son anda şehir, hatta ülke dışına çıkmayı yeğleyenler için hâlâ çeşitli paket turlar, “internet”te “son dakika imkânları” da var. Lübnan mesela “son anda yurtdışı” gayet cazip bir seçenek. Beyrutİstanbul uçakla sadece 1 saat 20 dakika. Üstelik Türk vatandaşları için vize de istenmiyor. 60’larla, 70’li yılların ilk yarısının yıldızı olan Beyrut gerçekte tam bir nostalji mekânı. Orada da eminim gerçi artık Dubai usulü bir dolu alışveriş merkezi açılmıştır ama gene de Beyrut’un kordonboyu “Corniche”inde yürüyüp; Akdeniz’i solumak, binbir meze hazırlayan restoranlarında lezzet yolculuğuna çıkmak bile 2015’e, şöyle hafif “yumuşak bir dokunuşla” girmenize yetecektir. Yanınızda hele Lübnanlı yazar Amin Maalouf’un romanları da varsa, Beyrut’u çok farklı bir duyarlılıkla yaşayabilirsiniz. “Doğu’dan Uzakta”, “Yolların Başlangıcı”, “Ölümcül Kimlikler” böyle bir seyahatte size eşlik edecek ideal nitelikte kitaplar olurdu... Maddi olanaklar bu çeşit bir tertibe olanak vermiyorsa, yurtiçinde dört dörtlük bir tebdili mekân ortamı Kapadokya’mız da var! Ama yok bu saatten sonra “o da olmaz, çok geç” derseniz... Eğer İstanbul’daysanız, hiç olmadı yeni yıl sabahı kendinizi bir “Anadolu Kavağı” vapuruna atın. Martılarla bari gönlünüz havalansın... Beşiktaş’tan 10.30 sularında kalkan Boğaz vapuru, öğlen yarımda Anadolu Kavağı’nda oluyor. İstanbul’un ortasında hâlâ köy havasını mucizevi şekilde korumayı başaran Kavak’ta yeni yılı karşılar, şahane bir balık yersiniz. Sonra Cenevizlilerden kalan kaleye çıkıp Karadeniz’i seyredersiniz, yemeğin ardından sizi getiren vapurla, trafiğe gene hiç karışmadan… Boğaz’ı dolaşa dolaşa şehre dönersiniz. Umudun gücü ve direncini hiç yitirmemeniz dileğiyle… Cenevre’deki toplantılara çağrılmayan PYD, Moskova’daki Suriye konferansına davet edilecek PYD’ye Rusya’dan vize MAHMUT LICALI ANKARA Suriye gündemiyle uluslararası alanda 2013 ve 2014 yıllarında Cenevre’de düzenlenen toplantılara çağrılmayan PYD yönetiminin, HDP’nin Rusya ziyaretinin ardından; gelecek ayın sonunda Moskova’da yapılması planlanan Suriye Konferansı’na davet edileceği belirtildi. HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Nazmi Gür, Rus yetkililere Rojava yönetiminin planlanan toplantıya dahil edilmemesi durumunda Cenevre1 ve Cenevre2’de olduğu gibi Suriye konusunda sonuç alınamayacağını söylediklerini belirterek “Bu toplantıya Rojava da katılacak. Burada hem muhalifler hem de rejim Kürtleri görmeli. Rojava artık statü sahibi olmalı” diye konuştu. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da katılımıyla geçen hafta yaptığı Rusya ziyaretini HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Nazmi Gür; Cumhuriyet’e değerlendirdi. Dört gün süren Rusya ziyaretinde sivil toplum örgütleri, parlamenterler ve çeşitli siyasi partilerin yanı sıra Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ile de önemli görüşme gerçekleştirdiklerini anlatan Gür, Ortadoğu’da oluşan statükoyla Kürtlerin hakkı ve özgürlük Yılbaşı için son dakika planları u Gür, Rusya’da yaptıkları görüşmeler hakkında şu bilgileri verdi: “Kürtlerin ulaştığı toplumsal kuvvet artık bir güç olarak tarih sahnesinde. Bu durumu kimse de bahşetmedi. Ortadoğu şekillenirken hem bölge ülkeleri hem de Ortadoğu’yu şekillendiren ülkeler bu durumu göz ardı etmemeli. Kürtler göz ardı edilerek bir statüko oluşturma çabası son derece sakat bir durum ortaya çıkarır. Bu barışı da getirmez. Rusya’da bunu anlattık.” lerinin yok sayıldığını, Sovyetler’in ardından Rusya’nın kuruluşuyla birlikte de Ortadoğu’ya bakışın değişmediğini kaydetti. Ortadoğu’da diğer halkların kurban edildiği siyasetten vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen Gür, Rus yetkililere 4050 milyon Kürt’ün statüsüz bir şekilde yaşadığını, Ortadoğu şekillenirken Kürtlerin mutlaka hesaba katılması gerektiğini ve Kürtlerin yükselen bir güç olduğunu ilettiklerini anlattı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi ve Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Bogdanov ile yapılan görüşmenin son derece sıcak geçtiğini belirten Gür, Rojava konusunda HDP’nin söylediklerine hak verdiklerini belirterek “Rusya öteden beri bölgeye olan ilgisi nedeniyle bu konularda bilgili. Biz bunun politik olarak görülmesi gerektiğini söyledik” dedi. HDP’li Gür, ocak ayının sonlarına doğru Moskova’da Suriye konferansının düzenlenmesinin planlandığını belirterek, “Bu konferansta rejim ve muhalifler bir araya getirilmeye çalışılacak. Buraya Kürtlerin de dahil edilmesi gerektiğini söyledik. ‘Cenevre1’ ve ‘Cenevre2’ gibi dahil edilmezse sonuç alınamayacağını söyledik. Bu toplantıya Rojava da katılacak. Burada hem muhalifler hem de rejim Kürtleri görmeli. Rojava artık statü sahibi olmalı. Kürtlerin oluşturduğu demokratik yapıya saygı duyulmalı. Rojava aynı zamanda Suriye’nin barışçıl bir şekilde çözümü için de ciddi bir modeldir” değerlendirmesini yaptı. HDP’li Gür, yeni yılla birlikte HDP’nin bu düzeydeki ziyaret ve temaslarının devam edeceğini belirterek “Bütün bunların planlamasını yapıyoruz. Bu temaslarımız de vam edecek. 21. yüzyıl bu anlamda Kürtlerin yüzyılı olacak. Kürtler bir kez daha masada kaybetmeye tahammül etmeyecek” diye konuştu. nkara, Cenevre’den vazgeçmiyor Cenevre sürecinin sona erdiği düşüncesiyle yeni bir inisiyatif başlatmaya çalışan Rusya’nın girişimi ise Ankara’yı rahatsız ediyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bu rahatsızlığını, “Cenevre deklarasyonu da bu siyasi dönüşümün temelini oluşturmaktadır” diyerek açıkladı. Başta Suriye muhalefeti içerisindeki Muaz el Hatip gibi isimler Moskova’yı ziyaret ederken Çavuşoğlu dün Kazak meslektaşı ile düzenlediği basın toplantısında rahatsızlığını şöyle aktardı: “Bizim ve 114 ülke için Suriye halkının meşru temsilcisi Suriye Ulusal Koalisyonu’dur. SUK’un başka muhalif gruplarla da temasta olduğunu söyleyebilirim, bundan memnuniyet duyuyoruz. Suriye’de istikrar, kalıcı barış için siyasi dönüşüm şart. Ve Cenevre deklarasyonu da bu siyasi dönüşümün temelini oluşturmaktadır. Bu siyasi dönüşümde Suriye’deki kimse dışlanmamalı. Bu süreçte İran ve Rusya da dahil hiçbir ülke dışlanmamalı.” A ‘Ortada 3. ve 4. güç var’ Haber Merkezi Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Hatip Dicle, zamanlama ve eldeki verilerin Cizre olaylarının provokasyon olduğuna işaret ettiği iddiasında bulundu. Dicle “Ortada üçüncü bir güç var o da ‘paralel yapı’. Bu yapı çözüm sürecinin en büyük karşıtı. Hatta başka dördüncü güç olarak başka yapılar da devrede olabilir. IŞİD, yabancı istihbarat örgütleri olabilir” dedi. “Elinizde bir belge var mı” sorusuna “Çok sayıda” yanıtı veren Dicle, çözüm sürecinde başka provokasyonların olabileceğine de dikkat çekti. İMC TV’ye konuşan Dicle, “Olaylar PKK’nin gençlik yapılanması YDGH’nin kitlesel eylemlerde yüz kapatmama, halk otobüsü yakmamak ve provakasyonlara gelinmemesi konusunda aldığı kararlardan bir gün sonra başladı. O günün akşam YDGH ve ile HÜDAPAR arasındaki görüşmeler sürerken gece saat 03.00’de olaylar başladı” dedi. “Kürt hareketinde bir yeri önceden işaretlemek yoktur. O gece HÜDA PAR’lıların eve ve işylerleri işaretlendi” diyen Dicle, ayrıca olaylarda A4 tipi elde taşınamayacak kadar ağır silahların kullanıldığını vurguladı. Devlet silahlı güçleri içine sızan parelel yapının temizlenmesi gerektini kaydeden Dicle, “Parelel yapıya yönelik operasyonlar Fırat’ın doğusuna geçmedi. Fırat’ın doğusunda bunların polis ve asker içiresinde hala güçlü olduklarını düşünüyorum. Bunlar engellenmediği sürece daha kötü olaylar olabilir” dedi. “Köylerin en çok yakıldığı, faili meçhullerin zirvede olduğu dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in danışmanı olan kişi şuan paralel yapının başında. Onlar çözümün düşmanıdır” diyen Dicle, o kişinin kim olduğu yönündeki sorular üzerine isim vermek istemediğini söyledi. DTK Eşbaşkanı Dicle, paralel yapı ve IŞİD’in çözüm sürecinin en büyük karşıtı olduğunu iddia etti ‘Yolların Başlangıcı’na yolculuk ‘Yaşananlar provokasyon’ DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekilleri Selma Irmak, Ayla Akat Ata ve Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Leyla İmret, kadınlarla yürüyüş düzenledi. DBP İlçe Başkanlığı önünde basın açıklaması yapan Irmak, yaşananların provokasyon olduğunu belirtti. ÖZKOÇ: BDP 6 TALEPTE BULUNDU Canlı yayında gizli oturumu açıkladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, TBMM’de çözüm süreci ile ilgili yapılan gizli oturum kayıtlarını açıkladı. Özkoç, BDP’nin talepleri arasında “Türkiye’nin 25 eyalete bölünmesi ve Öcalan’ın serbest bırakılması”nın bulunduğu belirtti. TBMM’de 26 Ekim 2011’de “Terör” konulu kapalı oturum gerçekleştirildi. Kapalı oturumda görüşülen konuların 10 yıl içinde açıklanması suç sayılıyor. Ancak CHP’li Özkoç, Bugün TV ekranlarında canlı yayında Meclis’teki o görüşme hakkında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özkoç, gizli oturumda dönemin BDP Grup Başkanvekili’nin çözüm süreci ile ilgili taleplerini 6 madde halinde açıkladı. Özkoç, bu talepleri şöyle sıraladı: “1 Türkiye’nin 25 eyalete bölünmesi. 2 Öcalan’ın serbest bırakılması. 3 Özerklik koşullarının gündeme getirilmesi. 4 Eyalet başkanlarının TBMM’ye getirilmesi. 5 Özerklik hakkının saklı olması. 6 Her eyaletin kendi özerk güvenlik güçlerinin olması.” Gizli oturumdaki konuları açıklayan Özkoç, “Ben bunların suç olduğunu biliyorum ve kendi isteğimle açıklıyorum. Ama ben Meclis’te ettiğim yemine sadık kalmak için bunları açıklıyorum ve Türk milletine verdiğim sözü yerine getiriyorum” dedi. Cizre normale döndü MAHMUT ORAL CİZRE Cizre’de geçen cuma gecesi PKK’nin gençlik yapılanması YDGH ve Hizbullah’a yakın HüdaPar üyeleri arasında başlayan ve cumartesi günü boyunca süren, 3 kişinin öldüğü, en az 5 kişinin yaralandığı olayların ardından ilçede yaşam normale döndü. 19 yaşındaki Yasin Özer ile 15 yaşındaki B.D’nin cenazelerinin toprağa verilmesinin ardından HüdaPür üyesi Lezgin Deniz’in babası Abdullah Deniz’in cenazesi de gece Kızılsu beldesinde toprağa verildi. Birkaç günden bu yana ellerindeki Kalaşnikof ve çeşitli silahlarla sokaklarda nöbet tutan göstericiler sokaklardan çekilirken, taş ve çöp kutuları ile oluşturulan barikatlar kaldırıldı. Kentte görüştüğümüz esnaf Zahit Dayan, gösteriler başlayınca dükkânlarını kendilerinin kapattığını belirterek “Esnaf da ilçe halkı gibi devletten barış bekliyor. Esnaf, bu zarar önemli değil yeter ki Kürtlerin talepleri, hakları karşılansın, diye düşünüyor” diye konuştu. Bölgenin pek çok il ve ilçesinde Ticaret ve Sanayi Odası ile Ticaret Borsası başkanları Cizre’de esnaf ve vatandaşları ziyaret ederek karanfil dağıttı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar, “Barış süreciyle birlikte filizlenen barış ortamını bozmak isteyen karanlık güçler her seferinde sahneye çıkıp çatışmaların çıkmasına neden olmakta, barış süreci ile ilgili umudun ve beklentilerin azalmasını kirli tezgâhlar kurarak ve çeşitli oyunlar oynayarak süreci sabote etmek istemektedirler. Bunlara fırsat verilmemelidir” dedi. Şırnak Ticaret Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş de “Bugün birbirimizle hesaplaşma değil helalleşme günü. Herkesi sağduyuya davet ediyoruz” diye konuştu. sayısını bizden öğrendi CHP’li Gök: Devlet ölü CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Roboski katliamının yıldönümü nedeniyle ilçeye yaptıkları ziyaret sırasında Cizre olaylarının patlak verdiğini belirterek olaylara ilişkin yerel yöneticilerden bilgi almak istediklerini ancak muhatap bulmadıklarını söyledi. Ulaştıkları bazı yetkililerin ölü sayısını kendilerinden öğrendiğini ifade eden Gök, ısrarlı sorulara karşın işaret ettiği yetkililerin kim olduğunu açıklayamayacağını söyledi. Silopi’de önceki akşam YDGH’li gruplar, İpek Yolu’na çıkarak yolu trafiğe kapatmak istedi. Polis müdahelesi üzerine bir gösterici TOMA aracının tekerleğine bıraktığı el yapımı patlayıcı büyük gürültü ile patladı. Polis zırhlı aracının birinden mehter marşının çalınması dikkat çekti. Yüksekova’da ise göstericiler İpek Yolu’nu trafiğe kapattı. Abdullah Canan Köprüsü’nde barikat kuran göstericiler araçlarda kimlik kontrolü yaparken polis gaz bombaları ve plastik mermilerle müdale etti. Esentepe Mahallesi gaz bulutları altında kaldı. İpekyolu’na dönen zırhlı araçlar çift şeritte trafiği durdurarak 2 ekmek fırını ile 3 eve gaz bombası attı. Okuldan çıkan öğrenciler de yoğun gaz atılmasından etkilenerek fenalaştı. Polis mehter marşı çaldı n VAN (Cumhuriyet) Van’ın Çaldıran ilçesi Sarıharman Mahallesi’nde yaşayan minibüs şoförü Mehmet Salih Akyavuz (31) önceki gece, kendisine gelen telefon üzerine, yakınlarına hastalanan bir kişiyi hastaneye götüreceğini belirterek evinden çıktı. Akyavuz, evinden çıktığı sırada kimliği belirsiz kişi veya kişilerce vurularak öldürüldü. Silah sesleri üzerine dışarı çıkan yakınları Akyavuz’un cansız bedeniyle karşılaştı. Çağrılan ambulansla Çaldıran Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Akyavuz’un cenazesi, otopsi için Van Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Cumhuriyet savcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Çaldıran’da infaz kuşkusu C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle