22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2014 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... diyor. Devrim şehidine bir mesajı bile çok gören RTE’yi de konuşmasında belki eleştiriyor. Sınıfında ders sırasında alıp götürüyorlar, mahkeme içeri atıyor. Toplumsal tepkiden boğulacak duruma gelince yargı çocuğu serbest bırakıyor. Bu defa içeriden çıkan çocuk, RTE’nin, duyduğu zaman tüylerinin diken diken olduğu bir adı ve onunla ilgili sloganı; “Hepimiz Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırıyor. Mustafa Kemal’in kurduğu cumhuriyeti emanet ettiği gençlik işte bu! HHH Saraylı, istediğin kadar: 3 yaşındaki bebeklere anaokullarında, ortaeğitimde 4+4+4 planıyla zoraki Kuran, din dersleri ile dindar nesil yetiştirmeyi hayal et. Ne yapsan ne etsen laik cumhuriyet nesillerinin yetişmesini ve yüzüne bir gün işsiz, aşçı, yoksul bir kadının 16 yaşındaki oğlunun, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırmasını engelleyemeyeceksin! Sen gelip geçicisin. Bu cumhuriyetin temellerini atan Mustafa Kemal Atatürk gönüllerde, kafalarda ebedi. Konya’daki çocuk! Bu satırları yazmama vesile olduğun için sağol! HHH Önceki gün çıkmış kürsüye. Dinleyenlerine baktım, hepsi sanki aynı tornadan çıkmış gibi, ama istisnasız siyah elbisebeyaz gömlek giymiş ve kravat takmış, baştan sona bir dizi sıraya dizilmiş, alkışlıyorlar. Dinleyici, alkışlayıcı buldu ya; artık tutma beyefendiyi. Yine AB’ye bindirdi ve Avrupa’nın engelleyemediği İslamofobinin alıp başına gittiğini söyledi. Okur mu okumaz mı bilemem ama Bay RTE’ye ertesi günü sorulamayan soruyu yazayım: Pekâlâ; Avrupa’da vukuatsız milyonlarca Müslüman yaşıyor. Ama İslamofobi neden gelişiyor? Buyur bu soruya yanıt ver! Oysa pek öyle kıvançla övünme. Bu ülkede hâlâ Alevilere, Hıristiyanlara, Yahudilere yan bakıldığını sen de bizler de pekâlâ biliyoruz. HHH Tutturmuş bir Pensilvanya. Neredeyse çarşıda pazarda fiyatlar yükselse, nedeni Pensilvanya’dan emir alan esnaf, diyecek. Bugün Pensilvanya’ya tu kaka diye söylemediklerini bırakmayanlar, big (büyük) chief (şef) emreden konuşmalara başlayınca Pensilvanya’ya dün söyledikleri övgüleri unutuverdiler... Birkaç örnek verelim: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: “Ona çete denilemez.” Başbakan AD: “Onun başımızın üstünde yeri var.” Başbakan Yardımcısı Arınç: “40 yıldır onu çok severim.” ...Ve o dönemin başbakanı, şimdinin cumhurbaşkanı RTE, bugün ateş püskürdüğü Zaman gazetesi için: “Ateşte açan çiçek gibi. Hak ve hukuku savundular. Ülkeye vizyon kattılar. Yüz akı oldular.” HHH Yukardan aşağıya düşündüler, doldurdular boşa koydular, 4 bakanı kurtaracak çare bulamadılar... Olacağı Meclis Başkanı Çiçek söyledi; “4 bakan Yüce Divan’a gitmezse bu konu hiç durmadan tartışılır” dedi. Başbakan’ın da 4 bakana “Çıkın Yüce Divan’a gitmek istiyoruz deyin” dediği, medyaya sızdırıldı. Biri dışında üç bakan bir türlü “Yüce Divan’da yargılanmaktan korkmuyoruz” diyemedi, diyemiyor. Sürekli masum olduklarını söylüyorlar ama yargılanmaktan korkuyorlar. Böylece 4 bakanla ilgili defterin Meclis komisyonu bölümünü kapatmak, 5 Ocak’ta üyelerin var mı yok mu bilinmesi olanaksız vicdanlarına... ...ya da birden tepeden üyelere “kurtarın 4 bakanı” diye bir emir gelip gelmeyeceğine kaldı... HABERLER Suriyeli ailenin bebeği çadırda hastalanıp öldü ‘Param yoktu GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada ... güne bedel bir gün yaşadık. Öğle saatlerinde Bulgaristan’daki Türklerin Jivkov döneminde uğradığı baskı ve zulümde 17 aylıkken öldürülen Türkan bebeğin anıtı önünde düzenlenen törene katıldık. Bulgaristan’daki Türklerin partisi Hak ve Özgürlükler Hareketi’nden (HÖH) milletvekilleriyle birlikte acıyı ve gelecek güzel günler özlemini paylaştık. Akşam saatlerinde de Edirne Şehit Aileleri Yardım ve Dayanışma Derneği’nde kalpleri hep vatan toprağının altındaki evlatlarıyla atan anne ve babalarla buluştuk. Ankara’yı dikkatle izliyorlar. Çözüm sürecinden kuşkuları var. Samimiyet istiyorlar. Akil insanların yerine kendilerini anlayacak asıl insanları istediklerini söylüyorlar. “Meclis’te kabul görecek bir barış ortamı en iyisidir” diyorlar. Ben de onlara tam karşımda duran bütün duvarı kaplayan şehitlerimizin fotoğraflarını gösterip “Bu duvara başka fotoğraflar eklenmesini istemiyoruz. Vatanı böldürtmeyeceğiz, halkımızı öldürtmeyeceğiz. Bütün amacımız bu” diye seslendim. HHH Dün sabah da Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta Ada Kitabevi’nin imza programlarına katılmak, yöre halkıyla söyleşmek, saha çalışması yapmak üzere Diyarbakır uçağına bindim. Uçak 1 saat rötar yaptı, görevlilere takıldım, “Diyarbakır’a her şey rötarlı mı gider!” Uçakta sol yanımda AKP’nin eski milletvekilleri, sağ yanımda ise HDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane oturuyordu. Mülkiye Hanım Kars ve çevresinin yanı sıra partisi adına Erbil’den de sorumluymuş. Çözüm sürecinde AKP’nin samimiyetiyle ilgili onun da kuşkuları var. “İyimser bir dönemdeyiz ama, AKP salt seçim odaklı mı siyaset üretiyor, yoksa kalıcı bir şey mi istiyor, tam kestirebilmiş değilim” diyor. Mülkiye Hanım Türkiye’nin hiçbir bölgesinde acıların yarıştırılmamasından yana, ülke bütünlüğü içinde çözümün olabileceğine inanıyor. Diyarbakır’a inişimizde CHP il örgütünden Muzaffer, Süleyman, Ada Kitabevi’nden adaşım Mustafa ile birlikte surların içine girip Hasan Paşa Hanı’na geldik. Süleyman yolda hemen solumuzdaki caddeyi gösterip “işte Gaffar Okkan’ın öldürüldüğü yer” diyor. Gaffar Okkan hâlâ belleklerde. Adını Akkoyunlu’nun ünlü hükümdarı Uzun Hasan’dan alan Hasan Paşa Hanı girişinde oyuncaktan müzik aletlerine kadar her şeyi satan küçücük dükkândan Selda Bağcan’ın Uğur Mumcu’yu türküleştiren Uğurlar Olsun parçası yükseliyordu. Şaşırdım. Doğrusu kulağıma ilk Kürtçe bir ezginin geleceğini bekliyordum. Dükkân sahibi Hacı Celil, “Ablam yüz şarkılık bir paket yapmış, gün boyu bunları çalıyoruz. Her türlü müzik var” diyor. Çözüm süreci için Hacı Celil’in düşüncesi şu: “Her şeyin hayırlısı... Her şeye duayla bakmak lazım...” Hasan Paşa Hanı esnafından Mehmet Ali ve Erman çay içimi sohbette yüksek bir özgüvenle kendi kimliklerini ifade edip Ankara’nın samimi olmasını istediler. Handa hemen herkesin genel havası buydu. Başlıca dikkati çeken, barışın tadını kaybetmeme ama haklarını eksiksiz olarak isteme duygusuydu. HHH Edirne ve Diyarbakır’da çok farklı ortamlarda yaptığımız sohbetlerin ortak paydası Ankara’ya yönelik kuşkuydu. Ülkemizin dört bir yanında insanlar gerçekten ağız tadının olduğu bir barış istiyor. Yaşanan bunca acılardan sonra geleceğe güvenle bakma zemini bu toplumda var. Bütün mesele siyasetin “önce insan” diyebilmesinde ve politika üretirken önceliği önümüzdeki seçimlere değil, önümüzdeki nesillere verebilmesinde. Yaşanan bunca olumsuzluğa karşın Edirne’den Diyarbakır’a ülkemizde hâlâ ortak paydaların önde olduğunu görmek umut verici. Evet, sorunlar ve kaygılar büyük, ama bir o kadar da daha güzel bir gelecek özlemi var. Gelecek karamsarlık değil, umut üzerine kurulur. doktora götüremedim’ ADANA (DHA) Suriye’deki iç savaştan kaçıp Adana’nın merkez Yüreğir ilçesinin Koza Mahallesi’nde yer alan boş arsada kurdukları çadırlarda yaşamlarını sürdüren 3 çocuklu Garip ve Şadiye Halef çiftinin 2 ay önce dünyaya gelen kızları Yasmin, gece soğukta üşütüp hasta oldu. Gece ateşi yükselen bebeklerini dün sabah hastaneye götürmek için kucağına alan anne Şadiye Halef, Yasmin’in nefes almadığını fark edince, sağlık ekiplerinden yardım istedi. Çadıra gelen 112 Acil Servis görevlileri minik bebeğin öldüğünü belirledi. Kızının hastalıktan öldüğünü söyleyen baba Garip Halef, “Suriye’den ayrıldıktan sonra İstanbul’a gitmiştik. Ancak orada geçinemeyince 4 gün önce Adana’ya akrabalarımızın yanına geldik. Kızım biraz hastaydı. Bugün hastaneye götürecektim, sabah kalktığımızda öldüğünü fark ettik. Diğerleri de aynı şekilde hasta ama param olmadığı için doktora götüremedim” dedi. Anne Şadiye Halef ise çadırın ortasında “Bebeğim canım” yazan battaniyeye sarılı Yasmin’in cenazesinin başında gözyaşı döktü. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Fotoğraf: AA Selahattin Demirtaş HDP Tunceli Kongresi’nde konuştu: Hırsızlar değil, biz yönetmeliyiz TUNCELİ (Cumhuriyet) AKP’nin getirdiği polise geniş yetkiler veren güvenlik paketini eleştiren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Başbakan yanlış yapıyorsun yanlış. İnfaz yasaları ile meşru hakların önüne geçilemez. Yapılması gereken sokaklardaki protestonun nedenlerini anlayıp çözüm bulmaktır” dedi. Tunceli Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen HDP Tunceli Kongresi’nde konuşan Demirtaş, 2015 genel seçimlerinin kendileri için önemli olduğunu vurgulayarak, “Hırsızlar ‘yüzde 50 alacağım’ diyor, biz neden almayalım ki. Türkiye’nin tüm ezilen halkları olarak bu ülke hepimizin ortak payıysa bu ülkeyi hırsızlar değil bizim yönetmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. HDP’nin emekçiler, ezilenler, kadınlar gibi toplum kesimleri dışında kimseyle ittifak yapmayacağını belirten Demirtaş, “AKP gibi bir parti ile Roboski’nin hesabını vermemiş bir parti ile oturup konuşmayız bile. İftiralara inanmayın” diye konuştu. Demirtaş, “Paralel çarşaflarıyla sokaktaki talepleri görünmez hale getiriyorlar” dedi. Demirtaş, Elazığ İl Kongresi’nde de “Lüks yaşam, israf, İslamın şartıymış gibi yaptılar, oysa böyle bir şey yok” dedi. Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, “1 trilyonluk Mercedes’e binen Diyanet İşleri Başkanı’ndan vicdan beklenir mi?” ifadelerini kullandı. Çözüm süreci için çaba sarf ettiklerini belirten Demirtaş, “Hükümet çıkıp bize eli kanlı diyor. Bunu diyenler Roboski’nin katilleridir. Kendi iktidarlarında, 376 çocuğu sokakta katledenlerdir. Bir bakanın işi gücü HDP ile uğraşmak. Ya barış sürecinden rahatsız ya da HDP iktidarı al aşağı edecek ondan korkuyor” dedi. Bu arada HDP kongresinin ardından dağılan bir grup partili Gazi Caddesi’nde Ülkü Ocakları binası önünden geçtiği sırada olay çıktı. İddiaya göre HDP’liler Ülkü Ocakları önünde slogan atmaları üzerine bir grup ülkücü tarafından dövüldü. Dövülenler arasında bulunan bir kişi Harput Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. HDP’liler Hozat Garajı mevkisinde toplanarak yaralanan kişiyi ziyaret etmek için Harput Devlet Hastanesi’ne yürüdü. Polis, yürüyüş sırasında ve hastane önünde geniş güvenlik önlemleri aldı. ‘İsraf İslamın şartı gibi...’ ‘Avutoğlu avutuyor’ ŞANLIURFA (DHA) CHP Şanlıurfa İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda konuşan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, hükümetin her seçimden önce barışı ön plana sürüp seçimden sonra başka bir politika izlediğini söyledi. Balbay, “Davutoğlu’nun soyadının başındaki ‘D’yi çıkarınca ‘Avutoğlu’, oluyor. ‘Avutmak’ üzere de her türlü sözü verip seçimden sonra işi uyutmaya bırakıyor. Ben Kürt kardeşlerimizin 10. kez aldatılmayı kabul etmemelerini ve bilinçli davranmalarını istiyorum” dedi. Balbay, Suriye’de süren savaşa dikkat çekerek “Biz insanlara ‘neden geldin’ diyemeyiz. Ama hükümetimizin bu acının dinmesi için de sağlıklı bir politika izlemediğini düşünüyorum... Göç Bakanlığı kurulmalıdır ve en çok etkilenen illere bir göç bütçesi oluşturulmalıdır” dedi. istendiğini söyledi. Akdoğan, “Ne zaman sonuca yaklaşsak, ne zaman çözüme yaklaşsak hep bir karanlık el devreye girdi. ‘Türkiye kendi iradesiyle bu sorunu çözmesin, bu sorundan kurtulmasın, bir çatışma zemini olsun’ diye birileri hep devreye giriyor. Ama biz bunun uzun soluklu bir süreç olduğunu söyledik. Sabırlı, sağduyulu olmalıyız. Duyarlı olmamız gerekiyor” diye konuştu. Balbay, Şanlıurfa’da okurlarıyla da buluştu. AKDOĞAN: Ülkücüler HDP’lilere saldırdı Papa’nın mezarını ziyaret eden Ağca İtalya’da gözaltında ROMA, (DHA) Cezasını doldurduktan sonra İtalya’da tutulduğu cezaevinden 2009’da serbest bırakılan Mehmet Ali Ağca 1981’de suikast girişiminde bulunduğu Papa 2. Jean Paul’ün Vatikan’daki mezarını ziyaret ederek çiçek bıraktı. Ağca, Adnkronos haber ajansına verdiği röportajda, “1981’de mucizenin yaşandığı bu yere yeniden geldim. Burada, Fatima’nın 3. Mucizesi gerçekleşmişti. Ben, Papa’ya saldırı düzenleyerek bir mucize gerçekleştirdim” dedi. Vatikan’da bulunduğu sırada La Repubblica gazetesi muhabiri Marco Ansaldo’yu telefonla arayan Ağca, “İstanbul’dan sabah geldim. Papa 2. Jean Paul’ün mezarını ziyaret etmeye gidiyorum, bu jesti yapma ihtiyacı duyuyordum” dedi. İtalya’ya yasa dışı yoldan girdiği öne sürülen Ağca’nın, Emniyet’te tutulduğu iddia ediliyor. karanlık el Yine devreye girdi ADIYAMAN (AA) Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Adıyaman’da İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği tarafından TPAO Kültür Merkezi’nde düzenlenen 10. İmam Hatipliler Kurultayı’nda konuştu. Hükümetin çözüm süreci konusunda samimi ve kararlı adımlar attığını belirten Akdoğan, Kobani’ye destek eylemlerinde çıkan olaylarda sürecin sabote edilmek Arınç: Mısır’da yeni politika şart Haber Merkezi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’nin Mısır ile gerilimini sona erdirerek yeni bir politika izlemesi gerektiği mesajını yineledi. Arınç, “Darbelere karşıyız ama Türkiye’nin çıkarları için yeni adımlar atmamız gerekebilir. Yeni bir Mısır politikasını uygulamamızda fayda var” dedi. Habertürk TV’de konuşan Arınç, Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerine değinerek “Mısır konusunda bazı ülkelerle farklılıklar oldu. Demokrasiye inanmış her ülke için darbeye tepki göstermek görevdir. Türkiye’nin tavrına herkesin katılmasını beklemek doğruydu. Batı, Mursi’ye karşı bir sahiplenme içine girmedi, Sisi’yi meşru cumhurbaşkanı olarak kabul etti. Bir ülkenin dış politikasını o ülkenin milli çıkarları belirler” diye konuştu. “Ahmet Şık, Nedim Şener ve Hanefi Avcı tutuklandığında da bunun yanlış olduğunu söyledim” diyen Arınç, “Yazılan kitaplardan yola çıkarak bir neticeye varamayız. Özellikle kitapla, televizyonla, diziyle vs. suç işlenmesinin istisnai olabileceğini, bunun unsurlarının ne kadar mevcut olduğunu bilmediğimi ifade ettim. Ancak bir örgüt bağlamında herkesin üzerine düşen rolü oynayarak belli bir suç meydana getirme çabası varsa bunu hâkimler tayin eder.” Emniyet’te yasadışı birime dava ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Emniyet Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanlığı bünyesinde görevli 12 polis hakkında “görevi kötüye kullanmak” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından hazırlanan iddianamenin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Şüpheliler, Mısır, Tunus, Libya gibi ülkeleri etkisi altına alan “Arap Baharı”nı izlemek üzere Başbakanlık örtülü ödeneği ile finanse edilen “yasadışı” oluşturulan “Ülke/Bölge Uzmanları Projesi” biriminde yer almakla suçlanıyor. Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman tarafından hazırlanan iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu’nun raporu üzerine 25 Temmuz 2014’te Emniyet Genel Müdürlüğü’nün oluru ile 12 polis hakkında soruşturma izni verdiği belirtildi. İddianamede, şüphelilerden Dış İlişkiler Daire Başkanı olan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Fatih İnalkaç’ın, “Ülke/Bölge Uzmanları”yla ilgili 21 Ocak 2013’te personel talebinde bulunduğu belirtildi. İnalkaç’ın, “Arap Baharı” olarak adlandırılan “değişim rüzgârları”nın Türkiye’nin ulusal çıkarlarını da yakından ilgilendirdiğini belirterek “Başkanlığımız Bünyesinde ‘Ülke/Bölge Polis Uzmanı’ görevlerinin ihdas edilmesi kararlaştırılmış olup bu görevi yürütmek üzere uluslararası konularda bilgi birikimi/ deneyimi olan teşkilatımızın yürütmekte olduğu uluslararası polis işbirliği politikalarına katkı sağlayabilecek personelin tespit edilerek talep edilmesi planlanmıştır” ifadeleriyle personel talebinde bulunduğuna işaret edildi. latıldı. Personel Görev ve Çalışma Yönetmeliği ve Teşkilat Şeması’nda bulunmayan bir şekilde “Ülke/Bölge Uzmanı” sıfatıyla “Kıtalardan Sorumlu” olarak yapıldığı belirtilen iddianamede, bu görevlendirmenin, 7 Mart 2014 tarihli genel müdürlük makamının oluru ile polislerin eski görev yerlerine atama kararı sonrasında sona erdiği, bu polislerin, görev yaptıkları Dış İlişkiler Daire Başkanlığı’na yapmış oldukları iş ve işlemlerle ilgili herhangi bir evrak teslim etmedikleri ve herhangi bir resmi yazışmaya da rastlanılmadığı kaydedildi. Ülke koordinatörleri olarak görev tanımı yapılan görevlilerin, Dış İlişkiler Daire Başkanlığı ile ilgisi olmayan ana hizmet binası yerleşkesi dışında ve yaklaşık 300 metre mesafede Haberleşme Dairesi’ne tahsis edilen Ek Hizmet Binası 1. Kat Toplantı Salonu 1 No’lu odada çalıştıkları kaydedilen iddianamede, Haberleşme Daire Başkanlığı yazısında bu yerin şifahi talimatla verildiği, bu odanın boşaltılması için yazılan yazıda ise “geçici olarak verilen 45 kişilik bir çalışma grubunun zaman zaman gelerek çalışma yaptığı” denmekle, bu grubun adı ve görev tanımının ne olduğunun, bu odayı geçici olarak veren dairenin dahi bilmediği kaydedildi. İddianamede, Daire Başkanı Fatih İnalkaç ve Başkan Yardımcısı İlyas Özgentürk dışında ne yaptıkları belli olmayan ve çalışmaları gizli tutulan bu görevliler için Başbakanlık’ın kısaca BDK diye adlandırılan Barış Destekleme ve Koruma Harekâtı için ayrılan fondan (örtülü ödenek) para aktarılmak suretiyle hem üst amirlerin yanıltıldığı hem de bu fonun kullanılma amacı dışında kullanılarak kamu zararı oluşturulduğu belirtildi. İddianamede, yapılan harcamalar sonunda ülkelerden sorumlu 6 kişi için 6 adet masaüstü bilgisayar, 6 adet dizüstü, 6 adet tablet bilgisayar, fotokopi makinesi ile sarf malzemeleri toplamı 29 bin 903 TL para aktarılarak fatura karşılığı ödeme yapıldığı kaydedildi. Örtülü ödenekten Arap Baharı için Emniyet’e fon gitmiş ‘Tutuklamalar yanlış demiştim’ VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Eski çalışma arkadaşlarımızdan Gül Yılmaz’ın sevgili annesi ŞÜKRİYE ERKMEN’in vefat ettiğini üzüntüyle öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. C Çalışanları ay sonra fark edildi Bunun üzerine Personel Daire Başkanlığı tarafından 18 Şubat 2013 tarihli genel müdürlük makamının oluru ile atamaların yapıldığı belirtilen iddianamede, Dış İlişkiler Daire Başkanlığı’nca “Ülke/Bölge Uzmanları Projesi” kapsamında 9 Temmuz 2013 tarihli görevlendirme yapıldığı an 8 İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün oğlu Murat Erdal İnönü ile Ece Başkal dün akşam Beşiktaş ShangriLa Bosphorus Otel’de düzenlenen törenle dünyaevine girdi. İnönü ailesinin yanı sıra çok sayıda davetlinin katıldığı düğüne, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın çelenk gönderdi. Törende, basın mensuplarının görüntü almasına izin verilmedi. Genç çiftin nikâhı geçen günlerde “Belediye Başkanı” sıfatı ile baba İnönü tarafından kıyılmıştı. Endüstri mühendisi olan gelin Başkal ile elektrik mühendisi oğul İnönü’nün 2002’de Alman Lisesi’nde okurken tanıştığı, genç çiftin ABD’de yaşayacağı öğrenildi. Hayri İnönü’nün mutlu günü C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle