07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 28 ARALIK 2014 PAZAR 16 KÜLTÜR Karacaoğlan’ın kolunu kestiler l Saldırıya tepki gösteren heykeltıraş Metin Yurdanur, eserin onarılmasını ve eski yerine konulmasını istiyor Yeni Yıla Gülümseyerek... Dört gün sonra “Yeni Yıl”... “Yeni” sözcüğü içimi üşütür, kalbimi dondurur oldu. “Yeni Türkiye” çağrışımlarından olsa gerek... Ama yine de inatla yeni yıla gülümseyerek girmeye kararlıyım. Ortalık birbirinden güzel yeni yıl dileklerinden, dayanışma, umut vaat eden iletilerden geçilmiyor. Bu hafta içimi ısıtan, kalbimdeki buzların çözülmesine yol açan iki mektubu sizlerle paylaşmaya kararlıyım: İlki uzun yıllar WINPEACE Türkiye Yunanistan Kadın Barış Girişimi’nde, omuz omuza çalıştığım arkadaşım Nur Mardin’den... 2015’in daha güzel, sağlıklı ve barışçıl olmasını aşağıdaki öyküyle dilemiş: 500 kişi bir seminerdeydiler... Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı. Katılımcılar odaya alındı ve beş dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, birbirlerini ittiler, kaktılar, tam bir kaos ortamı oluştu. Beş dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı. Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Birkaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu. Konuşmacı dedi ki: “Yaşamımızda da bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Yalnızca kendi mutluluğuna odaklanıyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da biraz budur... Mutluluğun peşinden gitmek...” Yüreğimi ısıtan bir başka mektup, birkaç kuşak aile dostu Can Kıraç’tan. Meslek yaşamını her daim yaratıcılıkla zenginleştirmiş olan Can Bey, dostlarının yeni yılını Can Yücel’in “Mutlu Yıllar” şiiriyle kutluyor: “Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya Rengârenk batan günü al karşına Bir renk de kendinden kat Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak Kapat gözlerini bir hikâye yarat Vazgeçme hissedilir biraz da sıcaklığını kat Kalbinde, ki elleri bırakma sıkıca tut Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana.” Geçen pazar, içinde yaşadığım bu gerilimli şiddet ortamında ruh sağlığımızı koruyabilme yollarına değinmiştim... Birkaç okur, sanata sığındıklarını belirttiler. Nasıl? Ayrıntı istiyorum. Ya siz nasıl koruyorsunuz ruh sağlığınızı? Merak ediyorum yanıtlarınızı... Hepinize, yalandan dolandan, yozluktan, yokluktan, yobazlıktan, hırsızlıktan, talandan, hoyratlıktan ayrımcılıktan ve en çok, en çok şiddetten arınmış bir yıl diliyorum... Her yeni güne sağlıklı, umutlu başlayacağınız... Her akşam vicdan sesinize kulak vererek uyuyacağınız... Sevdiklerinize sımsıkı sarılabileceğiniz... Hayallerinizi ve özgürlüğünüzü yaşayabileceğiniz bir yıl diliyorum... u Saldırganlar, Karacaoğlan’ın Elif’in beline sarılırken betimlenen sol kolunu demir testeresi ile kestiler, parçayı da yanlarına alarak kaçtılar. Heykeltıraş Yurdakul, 1991’de yapıldığında deniz kenarına yerleştirilen, ancak daha sonra ücra bir köşeye konulan heykelin onarıldıktan sonra eski yerine taşınmasını istedi. ABİDİN YAĞMUR İNCECİKTEN BİR KAR YAĞAR İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye Elif’in uğru nakışlı Yavru balaban bakışlı Yayla çiçeği kokuşlu Kokar Elif Elif diye Elif kaşlarını çatar Gamzesi sineme batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye MERSİN Mersin Atatürk Parkı’nda yer alan Karacaoğlan heykelinin sol kolu kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce demir testeresi ile kesildi. Olayı bir arkadaşının bildirmesiyle öğrenen eserin sahibi heykel sanatçısı Metin Yurdanur, “Bu heykel 1991 yılında yapıldığında deniz kenarındaydı, etrafı açıktı. Geçen yıl Mersin’e gittiğimde eserimi bulamadım. Yerinden kaldırıp ağaçların arasına, kuytulara atmışlar. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı’na dilekçe yazdım. Heykelin onarıldıktan sonra eski yerine taşınmasını istedim” dedi. Mersin yöresinde yetişen ve ünü bütün Anadolu coğrafyasına yayılan halk ozanı Karacaoğlan’ın heykeli 1991 yılında, Kültür Bakanlığı’nın talebi üzerine Metin Yurdanur tarafından yapıldı. Karacaoğlan’ın sevgilisi Elif’e ilanı aşkını yansıtan 3 metre yüksekliğindeki tunç döküm heykel Atatürk Parkı içinde, deniz kıyısında uzun süre sergilendi. Ancak 2000’li yılların başında Atatürk Parkı’nda düzenleme yapan Büyükşehir Belediyesi, heykeli parkın ücra bir köşesine, ağaçlar arasına taşıdı. Geceleri çevresinde herhangi bir aydın Mutluluk Peşinde: latma bulunmayan Karacaoğlan heykeline, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce saldırı düzenlendi. Heykelin etrafında ateş yaktıkları da belirlenen saldırganlar, Karacaoğlan’ın Elif’in beline sarılırken betimlenen sol kolunu demir testeresi ile kestiler ve parçayı da yanlarına alarak kaçtılar. Ankara’da yaşayan sanatçı Metin Yurdanur, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, heykele yapılan saldırıyı bir arkadaşı aracılığıyla öğrendiğini ve konuyla ilgilenmesi için Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’a mektup yazdığını söyledi. Türkiye’nin ve dünyanın birçok şehrinde eserleri olduğunu, böyle bir şeyle ilk kez karşılaştığını belirten Yurdanur, “Bu saldırıyı yapanların bilinçli olarak, heykel düşmanlığıyla bu saldırıyı yap tığına ihtimal vermek istemiyorum. Birkaç kendini bilmez yapmıştır diye düşünüyorum. Heykelin orijinali elimde, şu günlerde Ege Üniversitesi’nde sergileniyor. Mersin’deki tunç dökümdür. Heykelin elinin tekrar dökülüp yapılması gerekir. Başkasının dokunması etik değildir, doğru değildir. Bunu sayın belediye başkanına ilettim. Duyarlı olacağını umuyorum” dedi. Karacaoğlan’ın kültürümüzün bir parçası olduğunu söyleyen Yurdanur, “Yunus Emre ne ise Karacaoğlan da odur. İnsan atasının hatırasını çöpe atar mı? Onların maneviyatına, resmine, heykeline saygı duymalıyız. Biz ancak böyle Türkiye olabiliriz” dedi. Heykelin yerinin sanatçısının izni olmadan değiştirilmesinin suç sayılması gerektiğini ve telif haklarına aykırı olduğunu vurgulayan sanatçı, “Ama biz Evlerinin önü çardak Elif’in elinde bardak Sanki yeşil başlı ördek Yüzer Elif Elif diye Karac’oğlan eğmelerin Gönül vermez değmelerin İliklemiş düğmelerin Çözer Elif Elif diye mahkeme yoluna gitme yanlısı değiliz, konuşarak çözmek istiyoruz. Belediyeden ricam, bu heykelin açık, denize karşı bir yere konulması. Şu an parkın en ücra köşesinde, etrafı kapalı, gece aydınlatması yok. Ağaçlar büyür, ama heykeller büyümez. Karacaoğlan’ı daha açık, daha aydınlık bir yere taşırsak bu tür saldırılar da olmaz” diye konuştu. Mutlu yıllar Güç Başar Gülle / Volkan Hürsever “BenSiz” (MMA Records) Caz ile klasik, Doğu ile Batı, geçmiş ile bugün arasında mekik dokuyan meraklı bir müzisyen Güç Başar Gülle. Araştırmacı ruhunu yitirmeyen, sanatıyla tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkmaya çalışan bir centilmen. İlk albümü “İlk Renk”te çaldığı udu bir caz triosu içine yerleştiren Güç, OsmanlıTürk müziğini bugüne ait bir anlayışla işlemişti. Yakın dostu, uzun süreli ortağı kontrbasçı Volkan Hürsever ile birlikte gerçekleştirdiği yeni albümü “BenSiz”de ise titizlikle inceltilmiş, sabır ve çalışmayla damıtılmış müziğini sürdürüyor; ancak bu kez farklı bir lügatle çalgıyla. Bu onun (klasik, Latin, flamenko ve caz) gitarıyla yaşadığı hayatın özeti. Altüst ilişkisi yok; o yüzden adı “BenSiz”; ki buklette de ifade edilmiş: “Yapıtlarına imza koymayan ortaçağ sanatçılarına ithafen” denerek. Güç’ün imzaladığı sekiz eserin formal düzeneği standart dışı. Yazılı bölümlerin dışındaki doğaçlamalar, eser içerisinde farklı bir alt form olarak yer alıyor. “BenSiz” tüm sakinliğine rağmen derinden bir groove taşıyor. Ritmik çeşitliliği sayesinde yarattığı tansiyon, parçalar arasında kusursuz bir süreklilik sağlıyor. Dinleyince anlıyoruz ki, “Ben” ile “Siz” arasındaki mesafe tahmin ettiğimizden kısaymış. Ali Alışır’dan ‘Sanal Manzaralar’ Kültür Servisi Ali Alışır, modern insanın gerçek ve sanallık arasında sıkışmasını, giderek doğadan uzaklaşmasını ve bunun yerine kendine ait sanal dünyalar inşa etmesini ele aldığı “Sanal Manzaralar” ismini taşıyan kişisel sergisinde, ağaç imgesinden yola çıkarak ürettiği yapıtlarını Özlem İnay Erten’in küratörlüğünde izleyiciye sunuyor. Alışır sergisinde, ağaçları ve doğayı internet ağları ile sarılmış bir şekilde kullanarak insanın doğadan uzaklaşmasının ötesinde, sanal dünyalar kurgulamaya çalışmasına da vurgu yapıyor. Fotoğraf ve resim arasında özgün bir dil yaratan Alışır’ın bu sergisi 17 Ocak’a dek Bozlu Art Project’te görülebilir. Eleni Karaindrou “Medea” (ECM) Tiyatro yönetmeni Antonis Antypas ile (özellikle Theo Angelopulos’un filmleriyle) görüntü üzerine taht kuran Yunan besteci Eleni Karaindrou’nun güçlü işbirliği “Medea.” Zahmetli müzikal süreçlerden geçerek gerçekleştirilmiş albümde lut, bendir, ney, santur, lavta, lyra, klarnet gibi etnik çalgılara, Antik Yunan şairi Euripides’in metinlerinin adapte edildiği (ve Antonis Kontogeorgiou’nun yönettiği) 15 kişilik koro eşlik etmiş. 2011 yılına ait epik bir proje bu; kayıtlar aynı yıl, son rötuşlar iki yıl sonra yapılmış, 2014’te de yayınlanmış. Duygusal bir yoğunluk içinde titreşen müzik, arkaik malzemesine rağmen çağdaş müzik gibi tınlıyor. Ses renklerinin birleşimindeki tezat derin bir zenginlik kaynağı. Kontrpuanların ve müzikal sessizliklerin oluşturduğu gerilim ile temaların melankoli yükü bizi sonucu belirsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Bir dramada olması gereken her şey var burada; ihanet, öfke, intikam, delilik ve tutku. Zaten Eleni’nin elinin değdiği her şeyin dokunaklı hale gelişine değinmeye hacet bile yok. Eleni efsanevi antik tragedya “Medea”yı Yunan kültürünün temel eserlerinden biri olmaktan çıkarıyor; tüm dünya mirasının ortak malı haline getiriyor. O nedenle zamansız bir albüm. [email protected] Elgiz Müzesi’nde çağdaş sanat turu Kültür Servisi Elgiz Müzesi, 10 Ocak’ta gerçekleştireceği “Modern Dünyaya İsyankâr Bir Fırça Darbesi” başlıklı çağdaş sanat turunda, kültür sanat gezileriyle tanınan Antonina Turizm’i ağırlıyor. Tur programı sabah Elgiz Müzesi’yle başlayacak. Müzedeki koleksiyon ve süreli sergiler gezildikten sonra, müzede Antonina Turizm’in sanat rehberi tarafından çağdaş sanat semineri verilecek. Yine aynı gün Maslak bölgesinde yer alan sanat mekânları ve sanatçıların heykel atölyeleri ziyaret edilecek. ANMA GÖKHAN KARAGÖZ Canım oğlumuz Her yeni güne senin yokluğunun verdiği acı ile başlıyoruz. Sesin kulağımızda, gülen gözlerin, gülen yüzün gözlerimizin önünde, sevgin yüreğimizde. Sensiz ama hep seninle tam on bir yıl geçti. Seni özlüyor, sevgi ve özlemle anıyoruz. Daima kalbimizdesin. Seni seven, Annen Baban ve Sevenlerin C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle