03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA 12 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK CHP lideri, ‘Türkiye’ye Yön Verenler’ toplantısında konuştu: n Baştarafı 1. Sayfada ... basın özgürlüğüne darbe vurmak değilmiş. Hukuksal bir davadaki suçlamalar nedeniyle kimi gazeteciler gözaltına alınmış. Oysa bütün Batı ayağa kalkmış, Bay RTE’nin demokrasisinde dünyanın dördüncü kuvvet diye tanımladığı medyayı ezmeyi öngören uygulamalarına, medyayı kapıkuluna dönüştüren siyasal ahlakına söylemediğini bırakmıyor. Sen istediğin kadar operasyonlar medyaya değil de. Pensilvanya’nın marifetlerini kapsayan hukuksal bir sorun diye açıkla. Kimse bu yalancı dolmayı yutmuyor. HHH Hem Allahını seversen hukuksal dediğin dava neyin nesi? Masallara başlarken söylendiği gibi ben desem beş, siz söyleseniz altı yıl önce, bir zamanlar bu ülkenin bir yöresinde Tahşiye Cemaati diye bir topluluk yaşarmış. Bunlar da Gülen gibi Nurculardan imiş. Ama bir gün Risalei Nur konusunda Tahşiyecilerle Gülen’in arası açılmış. Ne ki bir zamanlar iktidar koltuğunda oturan, bugün sultan, padişah diye ünlenen ve Gülen; ne isterse aldıkları başbakanın şemsiyesi altında Tahşiyecilerin pek çoğunu… ...söylendiğine göre Gülen’e bağlı gazetecilerin desteklediği uydurma belgeler tanzim ederek polisi, savcıları ve de yargıyı kullanarak zindanlara göndermişler. İddia edildiğine göre Gülen cemaatine ve ona bağlı yayın kuruluşlarının bu marifetlerine o zamanların başbakanı Bay RTE’nin 2008’lerde ve sonraki yıllar gıkı çıkamıyor.... ...yıllar sonra eski dostu Gülen’le kapışınca, birden aklına Tahşiyecilerle Gülen arasında yaşanan o eski olaylar geliyor ve... ...şu sıralar bu eski defteri taze bir olaymış gibi açıveriyor. Nasıl mı? Çok basit. Şeytanın avukatlığını yapalım. Yıllar sonra 17 ay hapis yatan Tahşiyecilerin ikinci ismi Mehmet Nuri Turan’ı bir el uyandırıyor ve o da suskun kaldığı yıllar sonra birden Gülen’den şikâyetçiyim diye savcılığa başvurunca veya başvurması sağlanınca, 14 Aralık Gülen basını operasyonları başlayıveriyor. HHH Adam sanki uluslararası çalışan bir haber ajansı. 14 Aralık operasyonlarını birkaç gün önceden açıklıyor ve yine; yahu bu ne iştir, RTE cumhurun başkanı mı yoksa ayaküstü ürettiği haberleri açıklayarak diğer medya organlarını atlatan sözlü yayın organı mı, nedir, diye tabii korku belası sorana da yazana da rastlanmıyor. HHH Dün Hürriyet’te “Batı’dan eleştiri yağdı” başlıklı uzun habere göz atanlar; AB ve başta Almanya’nın sorumlu bakanlarının, RTE’nin yolunun Avrupa kriterleriyle artık kesişmediğini açıkça söylediklerini görmüşlerdir. Üstelik RTE ve hükümetin ikiyüzlülüğüne vurgu yaparak... Bir hafta önce Ankara’ya gelen AB öncelikli sorumlusuna, Birliğe aday olmaktaki heveslerinden coşkuyla söz edenler... ...bugün, Bay RTE’nin AB’yi adeta gözden çıkaran nutuklarını hayretle izlediklediklerini açıklıyorlar. HHH Demokrasilerde devlet adamlarının söylemlerine etki ve tepkiyi olağan karşılaması kuralını, padişahlık taslayanların elbette sindiremediklerini Bay RTE kanıtlıyor. “AB bizi alır mı almaz mı? Bizim böyle derdimiz yok” cümlesi, RTE’nin AB üyesi olmamayı yeğlediğine bir işaret. Öyleyse nedir niyeti? Rusya lideri, Şanghay Beşlisi’nin önemli üyesi Putin’le Batı’ya inat çok yakınlık kurarak, AB’yi dışlayıp Şanghay Beşlisi örgütüne üye mi olmak istiyor.. ya da çoğu müflis Müslüman ülkeleriyle hocası Erbakan’dan miras kalan AB’ye benzer bir örgüt kurarak başına geçmeyi mi düşlüyor? HHH Olmaz olmaz, yapamaz demeyin. Halkımızda bu ense, RTE’de de bu enseye seçmen kaynaklı tokat vuracak iktidar eli oldukça... ...Yeni Türkiye’yi Batı’ya karşı ivme kazandırmak için bu olasılıkları gerçekleştirebilir mi diye düşünmeyin? Gerçekleştirir! Yolsuzluk meşrulaştı BAHÇELİ: GÜLEN’İN AKP’YLE İLİŞKİSİ TEŞHİR EDİLSİN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “14 Aralık operasyonu”nu değerlendirdi. “Çok değil, yaklaşık üç yıl evvel, Erdoğan tarafından ateşte açan çiçek gibi görülen bir gazete bugün fitne kaynağı olarak sunulmaktadır. Cemaatin ve Pensilvanya’da mukim Sayın Gülen’in AKP’yle olan ilişkileri her yönüyle teşhir etmesi artık kaçınılmaz bir sorumluluktur” dedi. Operasyonun “makul şüphe değişikliğinin ilk meyvesi” olduğunu dile getiren Bahçeli, “Tahşiyecilerin kumpas kurbanı olduğu sonucuna ğunu belirtirken “Bu ülkelerin hangisinde demokrasi var? Çin’de mi, Rusya’da mı var” diye sordu. Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: “Demokrasiden vazgeçme gibi bir irade açıkça beyan ediliyor. Bu vahim tabloyu değiştirmek bizim elimizde. Sağsol, ilerigeri demeden demokrasi, özgürlük, kadın erkek eşitliği isteyen, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti isteyen, uygar toplumun bir parçası olmak isteyen bütün yurttaşlarımı CHP çatısı altına bekliyorum. Türkiye farklı bir rotanın içinde varan ve bu maksatla hukuku harekete geçiren siyaset zihniyetinin, Türk askerine yönelik ağır tahrik ve tuzak konusunda çekimser davranması en açık tabirle çifte standarttır. AKP hükümeti, uzunca bir süredir rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek için adalet cinayetleri işlemektedir. Bir yıldır iktidarın sığınağı ve propaganda aracı olan ‘paralel devlet’ söylemiyle ahlak ve hukuk ilkeleri taammüden çiğnenmektedir” dedi. AKP’nin muhalif sesleri kısmak, ifade ve haber alma hürriyetini engellemek için uğraştığını dile getirdi. artık. Yolsuzluğun meşrulaştırıldığı bir sürecin içindeyiz.” Kılıçdaroğlu, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’a atıfta bulunarak, “Bir değil, 100 Orhan Pamuk’umuz olsa ülkenin saygınlığı artar. Bir değil, binlerce buluşumuz olursa ülkenin saygınlığı artar. Biz saygınlığı Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan saraya endekslemişiz. Bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz” dedi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada Ardından da Kamu İhale Yasası’nın kuşa çevrilmesi geldi. Her iki değişiklik de en hafif anlatımla, hükümet ve çevresinin akçeli konularda rahat hareket etmesini sağlayacak yöndeydi. AKP bu tutumunu giderek derinleştirdi, denetim mekanizmalarının tümüyle ortadan kaldırıldığı bir sınırsız icraat ortamı yarattı. Frensiz bir araç düşünün; işte AKP ekonomiden siyasete, hukuktan eğitime her alanda tam bir denetimsizlik ruhuyla gidiyor. Bu anlamda bütçe de havada uçuşan rakamlardan ibaret. Devletin en üst denetim organı olan Sayıştay’ın “yeterli bilgiye ulaşamadığımız için rapor veremiyoruz” raporları verdiği kurumların 2015 bütçesi “kaldır parmak, indir parmak; maksat Hazine’den pay koparmak” mantığıyla geçiyor. HHH 1725 Aralık süreci yukarıda özetlemeye çalıştığımız tablonun bir sonucudur. Olay sadece 4 bakanın yolsuzluğa bulaşması değildir. AKP ruhunun ortaya çıkması, bir yürütme anlayışının tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmesidir. 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk operasyonuna sert bir karşılık veren AKP, en iyi savunma saldırıdır ilkesini benimseyip operasyonu yöneten, katılan polis, savcı, hâkim kim varsa darmadağın etti. Tam 1 yıl sonra da uzun süredir konuşulan medya ayağına yöneldi. Sürmekte olan operasyonun özeti bu. AKP, “17 Aralık bana yönelik bir darbedir” dedi ve son bir yıllık çizgisini buna oturttu. Olaya böyle baktığı için operasyonlar sonrası haklarında komisyon kurulan 4 eski bakanın arkasında durdu ama altlarından koltuklarını aldı. Bu komisyon çalışmalarının sonunda AKP’nin tutumu ne olacak? 3 seçenek görünüyor... Eski bakanların tümünün arkasında durup “kelle vermem” demek... Hiçbirine sahip çıkmayıp “Yüce Divan’da aklansınlar” demek... Sembolik olarak bir ya da iki eski bakanın yargılanmasının önünü açıp hem darbe iddiasını diri tutmak hem de “biz yolsuzlukları savunmayız” mesajı vermek... HHH Bu kararların her birinin ciddi sonuçları var. Tümünün arkasında durursa onları seçim sürecinde de taşıması gerekecek. Muhalefet buradan yüklenecek. Hiçbirine sahip çıkmazsa her şeyden önce 14 Aralık’ta başlayan operasyon havada kalacak. Zira, 14 Aralık operasyonun temel nedeni, hükümeti devirmek için, olmayan yolsuzlukların gerekçe gösterilmesiydi... Bu durumda hükümetin cemaate yönelik tüm tezleri çökmüş olacak. AKP’nin ciddi olarak tartıştığı yöntem ise üçüncü şık... Parti içinde, “Biz eski bakanları sırtımıza alarak seçime gidersek yara alırız. Toplum vicdanını rahatlatacak bir görüntü şart” diyenlerin sayısı hayli fazla. Komisyonun AKP’li üyelerinin eski bakanlara yönelttikleri sorular da bunun bir yansıması. Halen Türkiye gündeminde baskın yer tutan haberlerin yanında AKP’nin içi de rahat görünmüyor. Bu konularda adı konmamış bir yayın yasağı olduğu için sızan haberler de haber değeri taşımıyor. Havanın en karanlık olduğu an, günün ağarmasına en yakın andır. Operasyonu yapanlarla buna hedef olanların birlikte çökerttiği katmerli karanlığı aşmanın başlıca zemini; duygulardan arınıp hukuku, adaleti her şeyin önünde tutmaktır. Bir de en az Türkiye’yi altlarına alıp devletin tepesinde kavga eden ikili kadar cesur, kararlı ve örgütlü olmaktır. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Genç İşadamları Derneği üyeleriyle “Türkiye’ye Yön Verenler” toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kan ve gözyaşıyla kurulduğunu, demokrasi için de ağır bedeller ödendiğini söyledi. Kendisinden önce söz alan dernek başkanı Ali Yücelen’in “teşebbüs hürriyeti” vurgusuna değinen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Üreteceksiniz ama başınızda Demokles’in kılıcı olacak. Eğer iktidarı eleştirirseniz, ertesi gün kapınıza vergi müfettişi gelecek. Bunun adı demokrasi değildir. Türkiye’nin en temel sorunu demokrasidir ve demokrasinin kan kaybetmesidir. Süratle Türkiye bir dikta yönetimine doğru gidiyor.” Kişiye, duruma, inanca, kimliğe göre hukuk olmayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, iktidarın hukuk düzenini kendisine göre şekillendirdiğini belirtirken “Hukuk evrenseldir. 17 Aralık operasyonlarından hemen sonra yasa değişiyor, ‘somut delile dayalı’ hukuk getiriliyor. Bitiyor 17 Aralık, ‘makul şüpheye dayalı hukuk’ getiriliyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin giderek zayıfladığına, hükümetin AB’yi “gözden çıkardığına” işaret eden Kılıçdaroğlu, hükümetin AB yerine Şanghay Beşlisi’ne özlem duydu ‘100 Orhan Pamuk olsa...’ AB: İlerleme hukukun üstünlüğüne ve temel haklara saygı gösterilmesine bağlı AB’den müzakere uyarısı Dış Haberler Servisi Brüksel’de toplanan DUMANLI VE KARACA DÜN SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇİRİLDİ AB dışişleri bakanları, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı daha sert tutum almayı kararlaştırdı. Diplomatik kaynaklar, 14 Aralık operasyonundan önce kaleme alınan taslağın, polis baskınlarına ve AB’nin bunu eleştirmesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gösterdiği pervasız tepkiye duyulan geniş çaplı kızgınlığı yansıtacak şekilde değiştirildiğini belirtti. Dün dışişleri bakanlarının dilini sertleştirmelerinin ardından onay verdiği Türkiye kararında, medyaya yönelik son polis baskınlarının ve toplu gözaltıların “AB’nin demokratik değerleriyle bağdaşmadığı” vurgulandı. Kararda, “Katılım müzakerelerinde ilerleme, hukukun üstünlüğü ve temel haklara saygı göstermeye bağlıdır” vurgusu yapıldı. Kararda özellikle Ortadoğu’daki pilot rolü ve IŞİD’e karşı savaş bakımından önemi dile getirilen Türkiye’nin “anahtar ortak” olduğu teyit edildi. Ama “17 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili suçlamalara hükümetin tepkisi, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına ciddi şüphe düşürüyor, siyasi muhalefete, kamusal protestolara ve eleştirel medyaya giderek artan tahammülsüzlüğü gösteriyor. Bu bağlamda son polis baskınları ve bir dizi gazeteci ile medya temsilcisinin gözaltına alınması, demokrasinin temel ilkesi olan medya özgürlüğüne saygı konusunda soru İstanbul Haber Servisi Cemaate destek için dün de emniyet müdürlüğü işaretleri oluşturuyor” denildi. yönelik soruşturma kapsamında hakkınönünde bekleyişini sürdürdü. Dumanlı ve Karaca daha sonra yenida gözaltı kararı bulunan Emniyet AmiİHM kararları uygulansın’ den Emniyet’e götürüldü. Dumanlı’nın ri Mustafa Kılıçaslan gözaltına alındı. avukatı Gazi Tanır, son çıkan yasa doğKılıçaslan sağlık kontrolünün ardından Kararda; düşünce, ifade ve basın özgürlürultusunda dosyaları görme ve okuma ğü dahil temel özgürlükleri ve demokrasiyi, eşitli sorgulanmak üzere Emniyet’e götürüldü. imkânlarının bulunmadığını anlattı. TaGözaltına alınan ve 1 günlük ek göği, kadın, çocuk ve azınlık hakları dahil insan haknır, “Müvekkilimizin ne ile yargılanzaltı süresi alınan Zaman Gazetesi Gelarına saygıyı, dini özgürlükleri, mülkiyet edindığını söyleme imkânımız yok” denel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve me hakkını ve kuvvetler ayrılığını güvence altıdi. Karaca’nın avukatı Fikret Duran Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu na alacak reformlarla ilgili “çağrı yapmak” yeriise savcı tarafından müvekkillerini saBaşkanı Hidayet Karaca da dün sabah ne, “AB Türkiye’den reformlar üzerine çalışvunma haklarının kısıtlandığını söylemasını talep ediyor” ifadesi kullanıldı. AİHM’nin sağlık kontrolünden geçirildi. Dumanlı di. Gözaltında tutulan gazeteci Fahri hastane girişinde, “Demokrasiden getüm kararların kararlılıkla hayata geçirilmesi de Sarrafoğlu’nun ifadesi, savcı tarafınriye dönüş yok” dedi. Zaman gazetalepler arasında yer aldı. Avrupa İnsan Hakladan alındı. Sarrafoğlu, serbest bırakıldı. rı Sözleşmesi’nin 46. maddesi uyarınca bunun bir tesi okurları ise gözaltında bulunanlara yükümlülük olduğunun altı çizildi. Örgütlenme ve toplantı özgürlüğü ve kolluk kuvvetlerinin yetkileriyle ilgili yasal mevzuat için “Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmeli” denildi. Yürütmenin yargıya müdahalelerinden, önemli yasalaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) gözaltına alınmasını ve “sözde hükürın paydaşlara yeterince danışılmadan sıkça demet eleştirilerini” büyük bir endişeyle ğiştirilmesinden ve bilgiye erişimin kısıtlanmasın Ankara ile Brüksel arasındaki “ifade ve izledikleri belirtildi. Eşbaşkanlar ayrıca dan “endişe duyulmaya devam edildiği” belir basın özgürlüğü” restleşmesi dün de devam etti. AP Türkiye’nin Dostları Gru AB’yi de Türkiye ile “hukukun üstünlütildi. Hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanınbu, gazetecilerin gözaltına alınmasını kı ğü” konusunda işbirliğini genişletmeye da Türkiye ile AB arasındaki işbirliği ve ortak çaçağırdı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavulışmaların artırılması çağrısı yapıldı. Kararda şu çı narken, Türkiye’nin AB değerlerinden kışlar da yer aldı: “Anayasa Mahkemesi’nin ro daha da uzaklaşmaması için temel hak şoğlu da AB’ye yönelik eleştirilerde bulunarak, “Bir yargı süreci başladıktan lünü vurguluyoruz. Aktif sivil toplumu olumlu lar ve adalet fasılların açılmasını istedi. Grubun Eşbaşkanları Artis Pabriks sonra Türkiye’ye ve Türkiye’deki hünot olarak alıyoruz ki, desteklenmelidir.” ve İsmail Ertuğ imzasıyla yapılan açıkkümete yönelik bu kadar ağır eleştiriAB, 14 Aralık operasyonuna tepki gösterince lamada, gazetecilerin polis tarafından yi biz kabul edemeyiz” dedi. Erdoğan “AB’ye girme derdimiz yok” demişti. Ek gözaltı süresi alındı ‘A Fotoğraf: DHA GAZETECİ ÖRGÜTLERİ: Türkiye’nin Dostları: Daha da uzaklaşmayın 2014 basının kara yılı oldu İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, dün “Basında Davalar Yılı: 2014 Değerlendirme Toplantısı” kapsamında 2014 yılını değerlendirdi. Meslek örgütleri, 2014’ün gazeteciler için kara bir yıl olduğuna dikkat çekerek “2014 ağır bir baskının yaşandığı yıl oldu. Akreditasyonlar, yayın yasakları, 17 Aralık davaları, sansür, gözaltı, işsizlik ve fiziksel saldırı yılı oldu” tespiti yaptı. TGS Genel Başkanı Uğur Güç, “Arkdaşlarımızın birçoğu saldırıya uğradı, birçoğuna dava açıldı, birçoğu ise işten atıldı. Cumhuriyet tarihinde gazetecilerin bu kadar mağdur olduğu bir yıl olmamıştı” dedi. TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise ekim ayında Azadiya Welat ile Özgür Gündem gazetelerinin Adana dağıtıcısı Kadri Bağdu’nun arkasından yaklaşan katilin sinsi kurşunu ile katledildiğini, foto muhabiri Erkan Koyuncu’nun Florya Metin Oktay Tesisleri’nin giriş kapısına sıkışarak can verdiğini belirtti. TGC Genel Başkanı Turgay Olcayto, kamuoyu ve medya üzerinde bir korku yaratma çabası olduğunu vurguladı. TGS Genel Sekreteri Mustafa Kuleli de medyaya yönelik cemaat operasyonunu eleştirdi. Kuleli: “Biz ilkeleri savunuyoruz, diğer davalarda arkadaşlarımızı nasıl savunduysak Zaman gazetesinde çalışan arkadaşlarımızı da öyle savunacağız. Görüşlerine bire bir katılmasak bile gözaltına alınan meslektaşlarımızın devleti ele geçirmek gibi bir şey yaptığına tanık değiliz ama gazetecilik yaptıklarına kefiliz” dedi. TRT GENEL MÜDÜRÜ GÖKA: Yargı sonucuna göre değerlendiririz Haber Merkezi TRT 1’in Zaman ve STV’ye yönelik cemaat operasyonunun haberlerini verirken Twitter’da “edenbulur” etiketi açması tepki çekerken kanalın genel müdürü Şenol Göka da dikkat çekici bir açıklama yaptı. Göka, “Medyanın tarafsız olması mümkün değil. TRT olarak gelenekten, milletten, kamuoyundan yana bir taraf sergiliyoruz” dedi. Göka, Akdeniz Üniversitesi Genç Fikirler Topluluğu tarafından hukuk fakültesi konferans salonunda düzenlenen “Medya ve Türkiye bağlamında TRT” konferansında konuştu. Medyayı tamamen tarafsız, “Biz ne verirsek, orada ne varsa bunu yansıtıyor” şeklinde algılamamak gerektiğini ifade eden Göka, medyanın çerçeveleme şekli, veriliş biçimi ve ondan sonraki beklentileriyle bir taraflılığı olduğunu dile getirdi.Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Göka, 14 Aralık operasyonuna yönelik soruyu, önceki gün sabah haberlerinde kullandıkları “edenbulur” etiketine rağmen “TRT diğerlerinden kendini ayırır. Yargıya intikal etmiş herhangi bir konuda ya da yargısal işlemlerde yorum yapmaz. Bırakalım, yargı nasıl bir sonuç çıkaracaksa o sonuca göre değerlendirmede bulunuruz” şeklinde yanıtladı. BAŞBAKAN’DAN GÜLEN İÇİN KIRMIZI BÜLTEN SİNYALİ Yargı isterse işlem yapılır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu Çad Başbakanı Kalzeube Payimi Dubet ile ortak basın toplantısı düzenledi. 14 Aralık operasyonuna ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, “Yargı sürecidir. Çok değişik spekülasyonlar, haksız yorumlar var. Haksız ve temelsiz deliler üretme nedeniyle silahlı örğüt olarak gösterilip, 17 ay haksız yere hapiste kalıyorlar. Yargı süreci, bu şikâyetle ilgili bir soruşturma yürütüyor. Bu hukuki bir süreçtir, yapılması gereken ne ise yapılacaktır” dedi. Konuşmasında AB’den gelen tepkilere de değinen Davutoğlu, “AB’den gelen açıklamalar, soruşturmanın detaylarına vakıf olmadan yapılan açıklamalardır. Bu hukuk devleti mantığıyla açıklanamaz” dedi. Davutoğlu, Gülen’in hakkında kırmızı bülten hazırlığı var mı sorusuna ise “Fethullah Gülen’le ilgili soruşturma neyi gerektiriyorsa yargı onun gereğini yapacak. Bizim, buradan şu veya bu yorumda bulunmamız doğru değil ancak yargı süreci içinde bir talep söz konusu olursa kırmızı bülten ve diğerleri, herhangi bir suç söz konusu olduğunda hangi işlem yapılıyor ise hiçbir ayrım gözetmeden eşit durumdaki bir vatandaşa ne uygulama yapılırsa o yapılır. Bu konuda da kararlılığımız kesindir” yanıtı verdi. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Binali Yıldırım’ın Tayyip Erdoğan’ın 5 Ocak 2015’ten itibaren 2 aylık periyodlarla Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceği açılaması ve bu durumun kendisine rahatsızlık verip vermeyeceği sorulması üzerine de “Cumhurbaşkanı ile ilişkilerimiz siyasetle başlamadı. Ortak dava arkadaşlığına dayanır. Ne ben ne Cumhurbaşkanı, basın önünde ilişkilerimize müdahil olunmasına izin vermeyiz. Ne konuşulacaksa bizi ilgilendirir” dedi. Davutoğlu, Pakistan’daki kanlı okul saldırısı nedeniyle Türkiye’de bir günlük yas ilan edildiğini açıkladı. Davutoğlu, “Türkiye Pakistan’la dayanışmasını sürdürecek. Bir daha terör saldırısı olmaması için herkesi dayanışmaya çağırıyoruz” dedi. New York Times gazetesindeki Patrick Chappatte imzalı karikatürde, AB dışardan bakarken içerde Erdoğan’ın Türk demokrasisini döner gibi kestiği resmedildi. l Ünlü analistten Erdoğan’a: Sisi’den farkı yok Dış Haberler Servisi Britanya’nın The Guardian gazetesinde Simon Tisdall, “Erdoğan yönetimindeki Türkiye hâlâ güvenilir bir Batı müttefiki addedilebilir mi?” başlıklı bir makale yazdı. Tisdall, yazısında “Aralarında gazeteci, medya çalışanları ve eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu 30’dan fazla kişinin açıkça saçma komplo suçlamaları üzerinden gözaltına alınmasıyla Erdoğan’ın paranoya siyaseti bir çirkin safhaya daha girdi. İstanbul’da kimse ülke çapındaki baskıların emrini bizzat onun verdiğinden şüphe etmezken, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın son darbesi AB ve ABD için daha büyük ve zorlu bir sorunun altını çiziyor” dedi. ABD’nin etkin düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi’nin Türkiye uzmanlarından Steven Cook ise, hafta sonunda yaşanan gelişmelerden yola çıkarak Erdoğan’ı, Müslüman Kardeşler iktidarını devirdiği için ‘düşman’ ve ‘diktatör’ ilan ettiği Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’ye benzetti; iki lider için de “Teneke diktatörden daha fazlası değiller” ifadesini kullandı. Şükür: Şık empati şansı verdi Haber Merkezi Gözaltına alınan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’ya destek veren Hakan Şükür T24’e konuştu. Şükür, cemaati deşifre etmek için yazdığı “İmamın Ordusu” kitabı yüzünden 375 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan gazeteci Ahmet Şık’ın Zaman gazetesine yapılan operasyona karşı gösterdiği tavırla birçok kişiye ders verdiğini söyledi. İstanbul Bağımsız Milletvekili Şükür, “O kitabı da hiç okumadım. Keşke daha önce tanıyabilseydim, bu süreçte bize empati yapma şansını sağladığı için ben de kendisine teşekkür ederim” dedi. Gazetemizin 16 Aralık 2004 tarihli sayısında, 6. sayfadaki, “Hukuk devleti olmalı” başlıklı haberde 14 Aralık operasyonuna ilişkin TOBB’nin açıklama yaptığı ifadesi yer almıştır. TOBB’den 14 Aralık operasyonuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Düzeltir, özür dileriz. Düzeltme C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle