03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 2014 PAZAR 10 DIŞ HABERLER [email protected] gelişimine ket vurmak amacıyla konulan bu kuralı uygulamak adına, sivil polis ve jandarmalar kahveleri kontrol altında tutarmış. Benim İspanya’da yaşadığım Franco sonrası ’80’lerin başında, “tertulia” grupları yeniden canlanıyordu. Tek kanallı televizyonda, siyaset meydanlarının ancak 1983 yılında başladığı düşünülecek olursa ülkede tartışmanın ne kadar uzun dönem (yarım yüzyıl!) sekteye uğradığı ortaya çıkar! Kültür dünyası bu denli canlı olan bir ülkeye dahi faşizmin faturası demek ki bu kadar ağır ve kaybettirdiği zaman bu kadar uzun olabiliyor! UNESCO 13 yıl hapiste yazılan eski solcu gerillanın günlüğünü ‘Dünya Tarih Mirası’ kabul etti Hapisten kurtarılan tarih Dış Haberler Servisi Latin Amerika ülkesi Uruguay’da diktatörlük döneminde hapse atılan solcu bir gerillanın 13 yıl sigara sarılan kâğıtlara yazıp tahta sandaletinde sakladığı günlüğü, BM tarafından “dünya tarihi” kabul edilerek korumaya alındı. UNESCO, hapishane hücresinde geçen 4646 günün hikâyesinin yazıldığı sigara kâğıtlarını, tarihi belgeleri yok olmaktan kurtaran Dünyanın Belleği Programı’na dahil etmesini “Uzun bir tecridin yaşayan hatırası, azmin ve sebatın simgesi” diye açıkladı. Uruguay’ı 1960 ve 70’lerde sarsan Tupamaros Ulusal Kurtuluş Hareketi’nin üyesi Jorge Tiscornia, 27 yaşında yakalanıp uzun süre gözaltında tutulduktan sonra, Ocak 1973’te hapishaneye nakledildiğinde, uzun süre kalacağını anlamıştı. Bugün 70 yaşında olan Tiscornia, günlük yazmaya başlamasını sebeplerini şöyle anlattı: “Doğal ışığın olmadığı bir hapishane hücresindeysen, zaman hissini kaybediyorsun, bir süre sonra hangi günde olduğunu bilemez hale geliyorsun. aşılanmasından izletilen filmlere, gardiyanlarla diyaloglardan değişen kurallara, yoldaşların ölümlerine her şey itinayla günlükleşmiş. O notlar benim kılavuzumdu, belleğim için bir çapaydı.” Önce kayda geçirmediği ilk ayları yazan, ardından ilk ziyaretçisinin geldiği, 9 ay sonra gardiyanların ilk kez mate çayı verdikleri günü, açık havaya çıkarıldıkları zamanları anlatan Tiscornia, daha hassas konulara el atınca şifreli yazmaya başlamakla kalmamış günlüğünü saklamaya karar vermiş. Kendisine bir çift tahta sandalet yapmış, kâğıtları katlayarak naylona sarıp sandaletin tabanındaki yarıklara saklamış. “Bunlarla duşa da girerdim” diyor. “Günlük zamanla, hayatım ve hapishanedeki olaylarla doldu taştı. Çok daha karmaşık bir şeye dönüştü” diye ekliyor. Mahkumların Özgür kalınca, günlüğü unutmuş. Mart 1985’te Uruguay demokrasiye geçince bırakılan Tiscornia, “Toplumla yeniden bütünleştim. Bunlar uzun süre çantamda kaldı” diyor. 2000’de eski mahkum arkadaşlarıyla konuşurken bir olayı nakletmek için günlüğüne bakma ihtiyacı hissetmiş: “Gittik, sandaletleri çıkardık, yarığı açtık ve günlüğü kurtardık. Herkes şaştı kaldı.” 2012’de eski siyasi mahkum Jose Pedro Charlo’nun “Almanak” adında belgesel filmini çektiği günlükler, önce eski Tupmaros gerillası Jose Mujica’nın seçildiği Uruguay Devlet Başkanlığı, şimdi de UNESCO tarafından tanındı ve koruma altına alındı. Tiscornia “Günlüğün kendi yoluna gitme vakti geldi. Umarım yeni bir dönem yaratılmasına katkısı olur” diyor. ‘Sohbet’ Geyik Olmadığında... MADRİD Sohbet İspanya’da bir sanat. Tabii “geyik”ten bahsetmiyorum… Sohbet sanatının adına burada “tertulia” deniyor. “Tertulia”, ev sohbetlerinden kahve sohbetine dek, ciddiyetini büyük ölçüde hâlâ koruyor. İspanya’nın “tertulia”ları gerçekte, televizyon ve internet öncesinden kalma. Kökleri ta 19. yüzyıla gidiyor… Tanınmış Madrid kahvelerinde bir araya gelen sanatçılar ve aydınlar, sınırları önden belirlenen konular etrafında oturup, izleyicilere kapalı bir açık oturum yaparcasına saatlerce aralarında tartışırlarmış. Aydınlanma düşünceleri İspanya’da böyle yayılmış. Kendi yoluna gitme vakti (AFP) Bugün 70 yaşındaki Jorge Tiscornia, günlüğünü 13 yıl boyunca kendi yaptığı tahta sandaletlerde saklamış. ir ‘tertulia’ gecesi Bugün halihazırda “tertulia” yapılan kahveler var, ama eskiye nazaran sayıları çok az. Araya TV’ler ve internet girmiş… Hoşgörüyle karşı tarafı dinlemek, laf kesmemek; edepsizce değil… ince ve zeki eleştiri yapmak gibi “tartışma adabı”nın püf noktaları üzerine kurulu olan “tertulia geleneği”; bizdeki gibi son dönemlerde televizyon ekranlarında bağırıp çağıran, reyting uğruna türlü şaklabanlıklar yapan demagoglar tarafından bastırılmış. İspanya’nın “tertulia”larını böylece bugün Franco polisi değil, “reyting canavarı” kurban almış oluyor… Buna karşın seçkin bazı entelektüel çevrelerde bu gelenek hâlâ sürdürülüyor. Bunlardan birine, İspanya’dan ayrılmadan az önce, Madrid’in Bernabeu Stadyumu’nun hemen arkasındaki bir çatı katında ben de dahil oldum. İspanya’nın ilk demokratik anayasasının yazılımına katkı yapan demokrasiye geçiş döneminin tarihi aktörlerinden Ramon Tamames; eşim ve benim için, eski dostlarımızı bir araya getiren çok hoş bir yemek verdi. Basın, diplomasi ve siyaset dünyasından gelen isimlerin katıldığı yemekte ev sahibi Tamames, tatlıdan sonra bıçağıyla bardağına “tın tın” vurarak “geceyi canlı bir tartışmayla sürdürmek istediğini” söyledi. Konuklara ardından tek tek özel ilgi alanlarındaki soruları yöneltmeye başladı. Eski AB büyükelçisine örneğin “Avrupa krizi” ile “AB’nin encamını” sordu. Bir İtalyan diplomata Renzi fenomenini anlattırdı... Felipe Gonzalez’den önce sosyalist parti genel sekreterliği yapan konuk Raul Morodo’dan, İspanya’nın en merak edilen siyasi fenomeni “Podemos” partisinin analizini istedi.Sıra bana gelince, haliyle bana da Türkiye’nin fenomeni “Erdoğan” sorusunu yanıtlamak düştü. Değme TV sunucularına taş çıkartan maharette bu derece özlü ve profesyonel bir ev sohbetine bugüne değin hiç tanık olmamıştım. Bu “İspanyol tertulia”sı yöntemini ilk fırsatta uygulamaya karar verdim. Ancak galiba maharet, ufuk çıtasını bu irtifada tutacak konukları bir araya denkleyebilmekte! B IŞİD’in Twitter militanı tutuklandı Dış Haberler Servisi Hollywood tipi kliplerle kafa kesme videoları yayımlayarak dünya çapında militan ve sempatizan toplayan IŞİD’in radikal İslamcı ideolojisini sosyal medyada yayan en popüler isimlerden birisi tutuklandı. Hindistan polisi kimliğinin “Mehdi Masroor Biswas” olarak açıkladığı Twitter’ın “ShamiWitness”i afişe olmasının hemen ardından yaşadığı Hindistan’ın güneyindeki Bangalore kentindeki evine polisin cumartesi sabahı düzenlediği baskınla ele geçirildi. 24 yaşındaki Biswas’ın cep telefonuna, dizüstü bilgisayarına el konuldu. Polis müdürü L. R. Pachuau, “Yıllardır ‘ShamiWitness’ hesabını yönettiğini itiraf etti. Gündüzleri ofiste çalıştığını geceleri ise internette Twitter’da olduğunu 17 bin anlattı” takipçisi olan dedi. Biswas Biswas’ın “devlete hesabına her karşı suçlara ay 2 milyon yataklık kişi bakıyor. yapmakla” itham ediliyor. Babası ise oğlunun masum olduğunu savundu. 17 bin 700 takipçisi olan ve her ay 2 milyon kişinin hesabına baktığı “ShamiWitness”in tweet’leri Müslüman gençleri radikalleştirmeye yönelik mesajlarla yüklüydü. Biswas, gençlere cihatçı gruba nasıl katılacaklarına dair yol yordam gösteriyordu. “ShamiWitness”in kimliğinin Britanya’nın Kanal 3 televizyonundaki haberle deşifre edilmesinin ardından hesabı kapatıldı. Kanal 4, bir gıda toptancısı için çalıştığı belirtilen Biswas’ın kişisel olarak IŞİD saflarına katılmadığını çünkü ailesinin mali olarak kendisine bağlı yaşadığını söylediğini, “Fırsatım olsaydı onlara katılırdım” dediğini aktardı. Biswas, Indian Express’teki röportajında ise Kanal 4’ü kendisini tuzağa düşürmekle suçladı. Kanalın muhabirinin “kendisine telefon açıp kimliğini teyit ettirmek için sorduğu soruya olumlu yanıt verdiğini, olayı haberleştirmemelerini umduğunu” söyledi. Tekfircilere Erbain’le meydan okudular rak’ta IŞİD tehditlerine meydan I okuyan milyonlarca Şii, beraberindeki 72 kişiyle birlikte susuz bırakılan Hz. Hüseyin’in kafası kesilerek katledilmesi anısına tutulan yasın 40. ve son gününde Kerbela’ya aktı. 60 ülkeden gelen 4 milyondan fazla Şiiyle birlikte 20 milyon kişinin katıldığı Erbain törenlerinde 680’de öldürülen İmam Hüseyin ve kardeşi İmam Abbas’ın türbeleri tavaf edildi. Iraklı yetkililer, IŞİD’in öncelikle Şiileri hedef alan saldırılarına rağmen, bu yılki Erbain törenlerinin kayıtlara geçen en büyüğü olduğunu belirtti. 300 km uzaktaki Nasiriye’den gelen 25 yaşındaki Kadim Hüseyin hissiyatı “IŞİD saldırıları da neymiş ki, gökten cihatçı yağsa bile bizim İmam Hüseyin’i ziyaretimizi engelleyemez” diye özetledi. Eller kabirlere uzandı, Hüseyin’in halifeliğini tanımadığı Emevi Sultanı Yezid’in orduları tarafından öldürülmesini önleyememenin acısıyla başlar ve göğüsler dövüldü, hep bir ağızdan kurbanların adları haykırıldı. Kerbela’ya önceki günkü top saldırısının ardından güvenli sağlayan kişilerin sayısı 15 binden 40 bine çıkarılmıştı. adrid’in üniversite kahveleri’ Viyana’da nasıl masalarda saatlerce okunan gazete ve dergileriyle ünlü kahveler varsa; Madrid’de de “tertulia”larıyla ünlü kahveler var. İspanyol düşünür Unamuno bu yüzden “En iyi üniversite, kahvelerin üniversitesidir!” dermiş… “Üniversite kahvelerin” en başta gelenini Café Gijon bir önceki yazımda anlatmıştım. Gijon’un öyle ki bazen bir ucunda yazarların, diğer ucunda da şairlerin “tertulia”ları olurmuş. On beşyirmi kişilik gruplardan oluşan bu “tertulia” toplantıları, öğle yemeği sonrasında başlar, kahvekonyak, sert “orujo” likörü eşliğinde akşama dek uzar, boğa güreşleri dahil, aktüalite veya edebi bir konu etrafında saatlerce sürermiş. Konuyu “masaya yatırmak” tabirinin hani bir karşılığı varsa o işte bu, “tertulia” olmalı… ‘M aşizm tartışmayı kesmiş F (REUTERS) Orban gazeteciye zorunlu uyuşturucu testi yapacak Dış Haberler Servisi Macaristan’ı 2010’dan beri yöneten, ikinci dört yıl için bu yıl seçmenden vize alan Başbakan Victor Orban’ın otoriter eğilimlerinin son tezahürü büyük tepki çekti. Lideri olduğu Fidesz Partisi’nin ortaya attığı 1218 yaş arası çocuklara yıllık zorunlu uyuşturucu testi tasarısını geri çekmek zorunda kalan Orban, bu kez siyasetçiler ve gazeteciler için zorunlu uyuşturucu testi uygulamaya başlayacaklarını söyledi. Medya ve yargıya baskılarıyla anılan ve “liberal olmayan bir devlet inşa ettiklerini” belirterek Rusya, Çin, Türkiye örneklerini “başarılı modeller” diye sunan Orban son çıkışını cuma günü yaptı. Uyuşturucu kullanımı ve mafyaya açtıkları savaşı şöyle duyurdu: “Hükümet Macaristan’ı uyuşturucu mafyasından temizlemeye karar verdi. Siyasiler, gazeteciler ve kamu güveni gerektiren pozisyonlarda olanlar uyuşturucu testine dahil edilecek. Bizzat tüketici olanların uyuşturucuyla mücadelesine güvenilemeyeceği açıktır.” 10 milyon’luk Macaristan’da 200 bin uyuşturucu bağımlısı var, uyuşturucu mafyası büyük sorun. Ama muhalifleri başbakanın daha önce dert etmediği meseleyi baskı için kullandığı görüşünde. Orban’ın internet vergisi girişimini gösterilerle engellemiş muhalefet lideri Balazs Gulyas, 800 bin kişinin alkolik olduğu ülkede asıl parlamentoya giren siyasilere alkol testi uygulanmasını istedi. Bağımsız Gazeteciler Birliği Başkanı Zsuzsanna Gyongyosi de buna destek verip zorunlu uyuşturucu testi önerisinin “medya çalışanlarını ahlaksız göstermek için girişilen yasal ve ahlaki olarak şoke edici bir tutum” diye niteledi. “Tertulia”, kökeninde o kadar ciddi bir disiplin içinde ele alınan bir pratik ki, her sohbet camiasını yöneten bir “aydın” oluyor. Düzenli aralıklarla bir araya gelen bu belli sohbet grupları konu temelinde değil “Lorca’nın ‘tertulia’sı” örneğinde olduğu gibigrupları bizzat yöneten aydınların adıyla anılıyor. Her önüne gelen bu gruplara katılamıyor. İspanya başkentinde belli oranda hâlâ yaşatılmaya çalışılan “tertulia”lara dahil olabilmek için Madrid’in küçük iç kültür çekirdeğine ait olmak gerekiyor. 1936’daki iç savaşa dek Madrid siyaseti ve kültüründe yer alan bu “tertulia” geleneği, Franco faşizmiyle sonra 40 yıl tedavülden kalkmış. Dikta döneminde kamuya açık yerlerde değil “tertulia” yapmak, 3 kişiden fazla insanın bir araya gelmesi dahi yasakmış. Kamuoyu oluşumunu engellemek ve siyasi fikirlerin Savulun, bir başka Bush geliyor... Dış Haberler Servisi Amerikan siyasetindeki “en başarılı siyasi hanedanlık” kabul edilen Bush ailesi yeni başkan çıkarmak için kolları sıvadı. CIA’nın 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası terör zanlılarına uyguladığı korkunç işkencelerle ilgili Senato raporu yüzünden dönemin başkanı George W. Bush yaylım ateşi altındayken, kardeşi Jeb Bush 2016 seçimlerinde başkan adayı olacağına dair çok güçlü sinyaller veriyor. 61 yaşındaki eski Florida Valisi’nin baş stratejisti Mike Murphy, Cumhuriyetçi kampanya çalışanları na diğer adayların kamplarına yazılmamalarını söylüyor. Bazı üst düzey Cumhuriyetçiler, Jeb’le konuşmaları sonucu adaylığından emin. 8 yıldır kamu görevi yapmayan Jeb, en “kirli” finans şirketlerinden Lehman Brothers, Barclays ve özel sermaye şirketlerinde çalışmıştı. Aile serveti eklenince, muazzam bir serveti ve derin iş ilişkileri var. Kampanyasını resmen başlatmadan bunların bazısından çıkmaya çalışıyor. Jeb’e yakın isimlerden biri, WPost’un “Aday olmaması için sebep görüyor musunuz” sorusunu “Böyle bir sebep bilmiyorum” diye yanıtladı. Jeb’in, bir diğer siyasi hanedanlığın temsilcisi olan ve Demokrat Parti’nin adayı olması beklenen Hillary Rodham Clinton’ın kendi hakkında neleri araştıracağı ve aleyhine neleri kullanacağına dair fikir edinmeden adaylığını duyurmayacağı belirtildi. Jeb, bu yüzden muhalefet gözüyle kendi üzerinde araştırma yaptırıyor. Nitekim Bloomberg Businessweek, “Jeb Bush’un Mitt Romney sorunu var” başlıklı haberinde, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun elindeki belgelere göre, Jeb’in BH Global Aviation adlı şirketin başkanı olduğunu duyurdu. Bu şirket eylülde büyük kısmı yabancı yatırımcılardan gelen 61 milyon dolar toplamış. VEFAT İstanbul Milletvekilimiz Bihlun Tamaylıgil’in sevgili annesi Ailesi artık destekliyor Jeb, 1 ay içinde adaylığını açıklarsa, rakipleri üzerinde baskı kurup kararlarını acilen vermeye zorlayacak. Hillary, kampanyası için baharı beklediğinin sinyalini vermişti. Ama Cumhuriyetçi cephede potansiyel 12 aday adayı var ve bağış toplamak için şimdiden kıran kırana rekabet olduğundan, Jeb için baharı beklemek riskli. Bir diz ameliyatı sonrası fiziksel egzersizlere başlayıp 7.5 kilo kaybeden Jeb’e adaylık için Bush ailesinin eskiden karşı çıkarken şimdi destek verdiği belirtildi. Bahar Tamaylıgil vefat etmiştir. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim. Merhumenin cenazesi 14 Aralık 2014 Pazar (bugün) öğle namazını müteakip Karacaahmet Şakirin Camii’nden kaldırılacaktır. MEHMET ERZİNCAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle