28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 Osmanlıcanın yolu Hayrat’tan geçiyor BÖYLE GİDERSE DAHA ÇOK YANARIZ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’de Gezi Direnişi eylemlerine katılan Emre Güneş ile Tolga Rahmi Solak, trafiği engelledikleri gerekçesiyle kendilerine verilen 356 liralık trafik cezasının iptali için Eskişehir 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Cezayı iptal eden mahkeme, gerekçesinde örnek bir karara imza attı. Mahkeme kararında “Darbe sonrası asılan Erdal Eren’in ardından yazılan ‘son bakıştaki gözler kaldı aklımızda’ şarkısını dinler, Muhsin Yazıcıoğlu’nun işkenceleri anlatan ‘üşüyorum’ şiirini okudukça yapılan zulümlere yanar, Nâzım Hikmet’in, Ahmet Kaya’ların başka ülkelerdeki mezarlarını ziyaret ederiz, çiçek bırakır, Fatiha okuruz. Sürgünde bırakılan Osmanlı torunlarına hayıflanır, Berkin Elvan’ın ölümüne yanarız. Bu vatan hepimizin, birbirimizi sevelim. İnsanımızı koruyalım, anlayalım. Daha güzel l MEB’le daha önce protokol imzalayan Nurcu vakfın, 150 bin tarih, Türk dili ve edebiyatı ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenine Osmanlıca kursu vermesi planlanıyor. ‘İsteseler de İstemeseler de...’ Sanırım 1984 yılıydı. Arkadaşım Petra Kappert, “Şu sıra öğrencilerimle orijinal Yunus Emre metinleri üzerinde seminer çalışması yapıyoruz, ilgini çekerse gel, bir bak” deyince “niye olmasın” demiştim. Petra, Hamburg Üniversitesi’nin AsyaAfrika Enstitüsü’ndeki Ön Şark Kültürü ve Tarihi Bölümü’nde Türkoloji profesörüydü. Almancanın yanı sıra Türkçe, İngilizce, Fransızca, Arapça, Farsça, Altayca, Çağatayca, Uygurca dillerinde yazan, çizen, araştırmalar yapan değerli bir bilim kadınıydı. 2004 yılında Berlin’de hayata gözlerini yumduğunda ardında çok sayıda yapıt bırakmıştı. HHH Arkadaşımın çağrısına uydum. Seminer çalışması enstitünün giriş katındaki küçük bir derslikte haftada iki gün olmak üzere 19.0020.30 saatleri arasında yapılıyordu. Derslikte, öğrenimlerini oryantalizm (şarkiyat) dalında akademik kariyer yapmak üzere planlayan sekiz öğrenci vardı. Uzatmayayım, Osmanlıcanın Türkçe, Arapça, Farsça karışımından oluşan, Arap alfabesiyle yazılan başlı başına bir dil olduğunu ilk gün öğrendim. Aklıma amcam Faik Kavukçuoğlu’nun bir sözü gelmişti: “Eski yazıyı sana sekiz saatte öğretirim, ama bu Osmanlıca bir metni okuyup anlayacağın anlamına gelmez!” Amcam, genellikle Süleyman Fahir takma adıyla İslami makaleler kaleme alan, kitaplar yazan bir yazardı. En bilinen, bugün de aranan, okunan yapıtı Ayıntabî Mehmet Efendi’nin Tibyan Tefsiri’ni yorumlayıp güncelleştirdiği, 1956’da Bütün Kitabevi tarafından yayımlanan iki ciltlik Kur’ânı Kerim Meâli ve Tefsiri adlı kitaptı. Amcama göre Arapçayı ve Farsçayı öğrenmeden Osmanlıca bir metni okumak, metinde ne dendiğini anlamak olası değildi. O gün Hamburg Üniversitesi’nin o küçük dersliğinde önümde Yunus Emre’den Eski Türkçe bir metin, boş boş bakındığımı gören Petra gülerek yanıma gelmiş, “Neler yaptığımızı bir gör istedim” demişti. Doğal ki ilk gidişim aynı zamanda son gidişim oldu o seminere. HHH Son günlerdeki Osmanlıca tartışmalarına “İsteseler de istemeseler de öğrenecekler” diyerek Cumhurbaşkanı da katıldı. Bu sözlerin bir dayatma içerdiği apaçık ortadadır. 19. Milli Eğitim Şurası’nın tavsiyesi ve Başbakan’ın söyleminin tersine Cumhurbaşkanı’nın bu “talimatına” uyulması durumunda eski yazının (Arap abecesinin) müfredata “zorunlu ders” olarak alınması beklenmelidir. Oysa haftada bir iki saat seçme ders olarak eski yazı öğrenmenin bir zararı yoktur, zaten orta zekâda bir öğrenci eski yazıyla yazılmış bir metni en fazla 12 ders saatinde öğrenecektir. Fakat kasıt, okul çocuklarına Osmanlıca öğretmekse bu çok sorunlu bir hedeftir. Bilindiği gibi Osmanlıcada saptanmış yaklaşık 18 bin Arapça ve Farsça sözlük, her iki dilin de hiç kolay olmayan grameri vardır. İki dilin de gramerini öğrenmeden, sözcük dağarcığını yeterli düzeyde geliştirmeden okul öğrencilerinin Osmanlıcayı okuyup anlayacak ölçüde öğrenmeleri olanaksızdır. Küçük bir örnek: Bulmacalarda sıkça karşımıza çıkan su karşılığı “âb” sözcüğü aynı zamanda deniz, ırmak, tükürük, özsuyu, ter, döl suyu, sidik, parlaklık, yüzsuyu, letafet, hava ve ağustos anlamına gelmektedir. HHH Osmanlıca öğreniminin destekçileri bunun olanaksızlığını bilmiyor olabilirler mi? Sanmıyorum. Amaç sıkça dile getirildiği gibi “ecdadın mezar taşlarını okumak” değildir. Görüldüğü kadarıyla kimi kafalarda yarına dönük olarak, “Çocuklar madem Arap abecesiyle yazmayı öğrendiler, onlara artık ‘Kuran dili’ Arapçayı öğretebiliriz” düşüncesi fır dönmektedir. Bunun ortaya dökülmüş sayısız ipucu vardır. Bekleyip göreceğiz. Yazımızı Ziya Paşa’dan iki dizeyle noktalayalım: “Pek rengine aldanma felek eski felektir / Zîrâ feleğin meşrebi nâsâzı dönektir...” Kolay gelsin! MAHKEMEDEN ÖRNEK KARAR: 6 AY BOŞUNA YATTILAR Haber Merkezi İzmir’deki Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle 6 ay tutuklu kalan 8 kişi beraat etti. Tutuklunan Elif K, İbrahim K, Erhan İ, İzzet U, Kubilay Y, Ozan A, Vedat Y. ve Orhan Ö. hakkında dava açılmıştı. 6 ay tutuklu kaldıktan sonra yargılamalarına tutuksuz devam edilen 8 kişi tüm suçlardan beraat etti. geleceklerle hep birlikte yürüyelim” ifadelerini kullandı. Kararda “Ayakta duranı, oturanı, yürüyeni, tencere tava çalanı, ışık yakıp söndüreni tehdit olarak görmek, bırakın ilerisini, demokrasi ile bağdaşmaz... Gösteri ve toplantılar valilik makamının onayına bırakıldığı takdirde çoğunluğun görüşünde olmayan hiçbir gösteri için ağırlıklı olarak izin verilmediğinden, farklı düşünen kimsenin gösteri hakkı ne yazık ki görülemeyecektir.” SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Osmanlıca dersinin tamamen zorunlu olması gerektiği yönünde mesaj verirken bu derse hangi öğretmenlerin gireceği sorusu önem kazandı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kurucusunun Nur cemaatine ait olduğu belirtilen Hayrat Vakfı ile imzaladığı protokolle başlattığı Osmanlıca eğitimlerinin kapsamını genişletiyor. Bu yolla 150 bin Türk dili ve edebiyatı, tarih ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenine Osmanlı Türkçesi eğitimi vermeyi planlayan MEB, Hayrat Vakfı sertifikası ile öğretmenleri Osmanlıca dersinde görevlendirmeyi düşünüyor. Osmanlıca dersi ile ilgili tartışma, Erdoğan’ın önceki gün “İsteseler de istemeseler de öğrenilecek ve öğretilecek” sözleri alevlendi. Mevzuata göre 10 öğrencinin talep etmesi ile bir okulda Osmanlı Türkçesi dersi için sınıf açılabiliyor. MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 80 sayılı Kararı’na göre Osmanlı Türkçesi derslerine sadece din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri girebiliyor. Talep artarsa, öğretmene daha fazla ihtiyaç olacak. Bunun için de kurucusunun “Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin vekili Ahmet Husrev Altınbaşak” olarak tanıtıldığı Hayrat Vakfı ile daha önce imzalanan Osmanlı Türkçesi eğitimi ve öğretmenlere ilişkin protokolün kapsamı genişletilecek. MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü’nün bu kapsamda Osmanlı Türkçesi Kursu Mesleki Gelişim Programı hazırladığı ortaya çıktı. Kursun hedef kitlesi “Bakanlığımızda görevli tüm personel” olarak tanımlandı. Amaçları ise öğretmenlerin, “Osmanlı Türkçesinin yaşayan kültürümüzle ilişkisini fark etmesi, Osmanlı Türkçesinde kullanılan alfabeyi ve özelliklerini kavraması, Türkçe ekler ve kelimelerin imlasını bilmesi, Osmanlı Türkçesi ile yazılmış eserlerin kültür tarihimizdeki yerini kabul etmesi” olarak sıralandı. Erdoğan başta olmak üzere diğer yetkililer Osmanlı tartışmasındaki tezlerini “tarihi köklerle bağlantının yeniden kurulması” üzerine kursalar da derslere girecek öğretmenlere verilecek eğitimin ayrıntıları amacın sadece tarih eğitimi olmadığını ortaya koyuyor. Öğretmenlerden “Osmanlı Türkçesinde yaygın olarak kullanılan Arapça ve Farsça unsurları tanıması” isteniyor. Ayrıca verilecek eğitimin farklı türlerden seçilmiş metinler aracılığıyla uygulamalı olarak verilmesi söz konusu. Öğretmenlere, “Osmanlıca şiir, öykü, makale, tarihi ve kültürel metinlerin” yanı sıra “dini metinlerin” de öğretilmesi isteniyor. 64 saatlik olması planlanan Osmanlı Türkçesi kursunun 20 saatini kapsıyor. Sertifikayla görevlendirme Üniversitede bakana protesto Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu”na katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın konuşması sırasında salonda ayağa kalkan bir öğrenci, “AKP’nin bilimle alakası yok. AKP’yi protesto ediyoruz” diye bağırdı. Daha sonra ayağa kalkan iki öğrenci de İzmir Ege Üniversitesi’nde, türbanlı öğrencilerin şikâyeti üzerine “Öğrenim özgürlüğünü engellediği” gerekçesiyle aldığı 2 yıl 1 aylık cezası Yargıtay tarafından onanan ve cezaevine giren Prof. Dr. Renan Pekünlü’ye destek için, “Renan Hoca yalnız değildir” sloganı attı. 3 kişi, bakanın korumaları kendilerini engellemek için harekete geçtikleri sırada salonu terk etti. Konuşmasına devam eden Bakan Işık ise protesto karşısında gülümsemekle yetindi. (Fotoğraf: DHA) Tüm MEB personeline kurs ‘HAYATA DÖNÜŞ’ TANIĞI: BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM İstanbul Haber Servisi Bayrampaşa Cezaevi’nde “Hayata Dönüş Operasyonu” sırasında görev sınırlarını aşarak 12 kişinin ölümüne sebep oldukları, 29 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettikleri öne sürülen dönemin 39 jandarma görevlisinin yargılandığı davada, dönemin İstanbul İl Jandarma Komutanı Halil İbrahim Tüysüz tanık olarak dinlendi. Halil İbrahim Tüysüz, birçok soruya “bilmiyorum”, “hatırlamıyorum” cevabı verdi. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tanık olarak dinlenen Tüysüz, “Hayata Dönüş Operasyonu” için “Bu çok değişik bir operasyondu” dedi. Tüysüz, bilirkişi raporlarına rağmen, gaz kullanıldığını reddederek “Operasyonda Jandarma envanterinde olan silahlar kullandı. Sadece göz yaşartıcı gaz Jandarma envanterinde var. O kullanılmış olabilir” diye konuştu. Tüysüz, operasyon öncesi bir araya gelmediklerini iddia etti. Duruşmada operasyonun komuta kademesinde yer alan Zeki Bingöl hakkında mahkemenin verdiği zorla getirilme kararına İstanbul 1. Ordu Komutanlığı’nın verdiği cevap okundu. Komutanlık yazısında “Bingöl hakkında verilen koruma kararını biz uygulamaktayız. Kendisini zorla getirmemiz mümkün değildir” ifadeleri yer aldı. Mahkeme, Zeki Bingöl’ün dinlenmesi için hakkında zorla getirilme kararı vererek duruşmayı 6 Mayıs 2015 tarihine erteledi. Amaç tarih mi? HAMZAÇEBİ: DERDİ ARAP ALFABESİNİ GETİRMEK CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü Din Şurası’nda yaptığı konuşmaya tepki gösterdi. Hamzaçebi Erdoğan’ın Osmanlıca dersini savunarak Atatürk’le geçmişte Bağdat’ı, kütüphanelerini yakanyıkan Moğol İmparatoru Hülagü arasında benzerlik kurmaya çalıştığına dikkat çekerek, “Kin ile konuşuyor. Atatürk ile Hülagü arasında benzerlik kurmak, Atatürk’ü Hülagü’ye benzetmek en masum ifadeyle cehaletin örneğidir” dedi. Hamzaçebi, Erdoğan’ın derdinin “Arap alfabesini getirmek” olduğunu savundu. Öte yandan CHP’li kadın milletvekilleri de, Meclis’te düzenledikleri basın toplantısında, Milli Eğitim Şurası kararlarına tepki gösterdi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] YÜKSEKOVA’DA TANSİYON DÜŞMÜYOR DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hakkâri Yüksekova’da geçen yıl 3 kişinin yaşamını yitirdiği olayların yıldönümünde geçtiğimiz cumartesi günü 17 yaşındaki R.Ö.’nün öldüğü, 1 kişinin de gaz bombasıyla çenesinden yaralandığı olayların ardından gerginlik dinmiyor. Askeri araçların çarşı merkezinden geçişi sırasında çoğunluğu çocuklardan oluşan bir grup konvoya taş atınca polisler gruba gaz bombası, plastik mermi ve basınçlı su ile müdahale etti. İşyerleri zarar gören esnaf ve yurttaşlar, müdahaleye tepki gösterdi. Kobani protestolarında Diyarbakır’da HüdaPar üyesi Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Hüseyin Dakak ve Riyat Güneş’in öldürülmesiyle ilgili 2. operasyonda gözaltına alınan 17 kişinin tamamı “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” ve “öldürmeye teşebbüs” suçlarından tutuklandı. Tutuklananların sayısı, 5’i çocuk 25’e çıktı. Kobani protestolarıyla ilgili Erzurum Karayazı’da 15, Bitlis Hizan’da 16 kişi gözaltına alındı. Yüksekova’da 7, Kızıltepe’da 2 kişi tutuklandı. BULMACA SEDAT YAŞAYAN ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com O ‘HEDİYELER’ İÇİN NE KADAR ÖDENDİ? Spor Servisi CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Suat Kılıç döneminde, Spor Bakanlığı başta olmak üzere, bazı federasyonlar ve spor il müdürlüklerinin, yabancı konuklara verilmek üzere tedarik ettiği hediyelik ve VIP hediyelik ürünlerin, dönemin bakanlarından Egemen Bağış’ın eşi Beyhan Nilser Bağış’a ait firmadan alındığı iddialarını TBMM gündemine taşıdı. Oran, AB Bakanı Volkan Bozkır, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in yanıtlamaları isteğiyle verdiği önergede “Konuklarınıza sunulmak üzere satın alınan hediyelerin ne kadarlık bölümü selefiniz Egemen Bağış ve eşinin sahip olduğu Anatoli isimli hediyelik eşya firmasından (Dekorname Dekorasyon Hediyelik Eşya San. ve Tic. Ltd. Şti) karşılanmıştır? Ödemelerin toplamı kaç TL’dir?” diye sordu. HARBİ SEMİH POROY Yolsuzlukta 5 yıl sonra ilk 10’dayız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, 9 Aralık Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Erdemir, verilere göre Türkiye’nin küresel yolsuzlukta 64. sıraya yükseldiğini belirterek, “Bu hızla devam edersek 5 yıl sonra dünyanın en yolsuz 10 ekonomisinden biri olacağız” dedi. SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Daha son 1 ra anlatılacak 2 olanlara ilgi çekmek, oku 3 ru sürüklemek 4 için yazılan söz. 5 2/ Kütahya’ya 6 özgü bir sürahi türü. 3/ Bir 7 ilimiz... “Fi 8 iller, eylem 9 ler” anlamın da eski sözcük. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 4/ Azerbaycan’ın 1 D E V E T Ü Y Ü plaka imi.. “Deniz 2 E C E V İ T MA çakısı” da denilen, 3 M E T B Ü K E N dar ve uzun kavkılı 4 İ L İ C E A R İ deniz yumuşakçası. 5 R R E T İ N A 5/ Yumurtadan yeni L A A çıkmış civcivin ağzı 6 K İ E V Ş A K L O Z nın kıyısında bulunan 7 I R E D A ve sonradan kaybo 8 R İ M E L lan sarı renk... Gae 9 I S N E K T A R tano Donizetti’nin bir operası. 6/ Osmanlılarda gece bekçisi... Japon lirik dramı. 7/ Badana ya da boya yapmakta kullanılan, silindir biçimli fırça... Sulu hamurun kızgın tavaya dökülmesiyle yapılan tatlı bir yiyecek. 8/ Çaylak, toy... Yunan abecesinde bir harf. 9/ Görkem, heybet. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Anadolu’nun bazı yörelerinde geceleri insanların üstüne çöküp korkuttuğuna inanılan düşsel yaratık. 2/ Alçak enlemlerde esen düzenli rüzgâr... Kuyruksokumu kemiği. 3/ İnce ve keskin ses... Deniz kıyısında dalga aşındırmasıyla oluşmuş sarp ve yüksek yer. 4/ Akla ve sağduyuya aykırı olan... İlk damıtılan ve içinde anason bulunmayan rakı. 5/ Bir nota... Tarımda kullanılan azotlu gübre... Anlamlı iz. 6/ Dikilitaş. 7/ Kimi hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan, iğne biçiminde billur madde... Uygun bulmama, geri çevirme. 8/ Cinsel güçsüzlük. 9/ Güreşte bir oyun... İnce ve düzgün dokunmuş pamuklu kumaş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle