Katalog

SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2014 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... gelişmelerle ilgili bugüne dek kamuoyuna yansımayan tepkiler, partide söz sahibi kişilerin itirafları, Güneydoğu milletvekillerinin yakınmalarıyla medyaya yansıdı. Çözüm süreci HDP’lilere göre kalp krizi geçirdi. Bir adım ilerlemiyor. Hükümet o kadar umutsuz vaka ki HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a göre, çözüm sürecinin yeniden canlanması ancak RTE ile İmralı’nın açıklamalarına bağlı. Eski başbakan yardımcısı, parti sözcüsü Beşir Atalay, Kobani eylemlerinden sonra ortaya çıkan gerçekleri... ....hükümetin engelleyemediği kamu düzenine darbe vuran iç kargaşanın parti içinde tereddüt diye nitelediği, ki besbelli bölünmeye neden olduğunu açıkladı. Beklendiği gibi, RTE yukarıya çıkınca çözüm sürecinde tıkanıklık baş gösterdi ve bölge milletvekillerinin eleştirileriyle partide ilk bölünmenin işareti de alındı TÖ’den sonra ANAP’ta izlenen siyasetin doğasına uygun gelişmeler, AKP’de o eski birlik ve beraberlik türkülerinin mazide kalacağını gösteriyor. HHH Oysa, Güneydoğu milletvekilleri Afyon’daki toplantılarda, ilgili bakanlara olumsuz içerikteki görüşlerini açıkladılar; tabii medya bu şikâyetleri o gün öğrenmesine karşın yazamadı. Üç dört gün önce, bölge milletvekilleri Kobani eylemlerini zamanında müdahale etmediği için önleyemeyen hükümeti topa tuttu. Parti sözcüsü, bu eleştirileri çözüm sürecindeki duraksamaları yorumlarken açıkladı. Medya hâlâ AKP’de giderek büyüyen ayrışmaları gereği kadar yansıtmamakta direniyor. Muhalefet yapan gazeteler bile Atalay’ın açıkladığı, partide giderek başka gelişmelere de olanak sağlayacağa benzer çözüm süreciyle ilgili kargaşayı, iç sayfalara alarak gerektiği ölçüde büyütmemeye özen gösteriyor. HHH PKK’nin Güneydoğu’ya hâkimiyetinin artık ne gizlenecek ne de bu gerçeği örtmeye çalışmanın geçerli bir yanı kaldı. Oysa, Güneydoğu ve Doğu illerinde PKK, bölünmenin altyapısını tamamlamış görünüyor. Kobani benzeri olası diğer PKK eylemleri, hükümetin ya kamu düzenine riayet edersiniz ya da çözüm sürecinden vazgeçeriz tehdidi, önümüzdeki süreçte bakalım ne kadar etkili olacak, göreceğiz. PKK şayet hedeflerine yönelmekte gerekli görüyorsa hükümet hangi içerikte yasa çıkarırsa çıkarsın, yine bir bahane bulup yurt çapında eylemler yapmaya devam edecektir. HHH Kısacası hükümet, devlet otoritesinin ipini elinden kaçırmış görünüyor. Haberler doğru ise Başbakan Genelkurmay’da çözüm sürecine askerin katkısını araştırıyor. PKK eylemlerine, saldırılarına, aman süreç zarar görmesin anlayışıyla uzun süre askerin karşılık vermemesini sağlayan RTE ve AD hükümetleri ve başbakanları, bölünme olasılığının güçlenmesinde ve bugün parti içinde dalgalanmalara yol açan gelinen noktanın bir numaralı sorumlularıdır. HHH Çözüm sürecinin hareketsiz kalışı, ülkeyi yakıp yıkan, 40’a yakın insanımızın öldürülmesiyle sonuçlanan Kobani eylemleriyle ilgili duyarlılığı Güneydoğu AKP milletvekilleri gösteriyor. Canım Kürt Kürt’ü vuruyor diyen yakışıksız bir ifadeyle olayları yorumlayan ve kamu güvenliğinin sıfıra inmesinin sorumlusu eski başbakan, şimdi ne yazık ki cumhurbaşbakanı olan kişi, hâlâ kendini dünya lideri sanıyor ve... ....katrilyonlara mal olan kimine göre Kasap Saray, kimine göre Kara Saray’da inanılmaz vurdumduymazlık, utanma duygusundan yoksun bir rahatlıkla oturuyor. Tepkilerden etkilenerek yahu hiç olmazsa çık ayrılamadığın TV ekranlarına, her zamanki demagojik, halkı uyutmayı başaran üslubunla yaptırdığın saraya harcamaları, adı kasap mı, kara mı sarayını savun da biraz eğlenelim bari. HHH AKP grubu acaba halkın cebinden çıkan Kasap Saray, bu depdebe, hakkında ne düşünüyor? O ağzı laf eden grup başkanvekilleri, partinin yeni genel başkanı AKP’yi b.. çukuruna iten katrilyonluk saray ve uçağı nedense savunamıyorlar. AKP içinden bir grup başkanvekili ile bir milletvekili yalaka medya görevini üstlendi: RTE’yi de sarayını da övüyor. Dediklerine göre bu saray RTE’ye az bileymiş. Ohaaa! HABERLER Dink cinayeti davasında 7 yıl sonra şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı Cerrah ifadeye Nasuh Mitap DevYol’un kurucularındandı Binlerce kişi İstanbul Haber Servisi Devrimci Yol’un (DevYol) kurucularından Nasuh Mitap’ı (65) dün son yolculuğuna binlerce kişi uğurladı. Mitap için düzenlenen cenaze törenine, HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ile ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ve eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda isim katıldı. Mitap’ın cenazesi sabah saatlerinde hayatını kaybettiği hastaneden alınarak Gaziosmanpaşa Meydanı’na götürüldü. Cenaze arabasına konulan Mitap’ın tabutu DevYol bayrağı ile sarıldı. “Sana söz Devrimci Yol’da kurtuluşa kadar savaşacağız” pankartı arkasında, “Nasuh’a sözümüz devrim olacak”, “Nasuh Mitap onurumuzdur” sloganlarıyla yürüyen grubun önünde Mitap’ın oğlu ve kızı yer aldı. HDP Eş Genel Başkanı De uğurladı mirtaş Türkiye’de halen ciddi bir emek sömürüsü olduğunu belirterek “Nasuh Ağabeyi yolcu ederken halen 18 emekçinin cenazelerine ulaşılamadı. Emek mücadelesinin ne kadar zorunlu olduğunu bugünkü Türkiye şartlarına bakarak anlayabiliriz. Birileri lüks saraylarda yaşamayı tercih ederken birileri de yoksulun emekçinin hakkı hukuku için devrimciliği seçiyor” dedi. HDP’li Önder, 12 Eylül askeri darbesinin ardından Mitap ile Mamak Cezaevi’nde birlikte yattıklarını anlatarak “12 Eylül zulmünü, onun faşist uygulamalarını başına çalan bir devrimci ağabeyimizdi” dedi. Törenin ardından cenaze Kırklareli’ne götürüldü. Hızırbey Camisi’nde düzenlenen törende, Mitap’ın oğlu Ertan ile eşi Fatoş Mitap ve yakınları taziyeleri kabul etti. Mitap’ın cenzesi, ikindi namazının ardından toprağa verildi. Ertan Mitap, “Babamın herkeste ayrı bir değeri vardı. Onu belki kaybettik ama kalbimizde yaşayacak” dedi. İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Cinayetinde, Adalet Bakanlığı’nın kamu görevlilerinin soruşturulmasının önünü açmasının ardından dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın da aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesine ilişkin Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16 kamu görevlisine yönelik yürüttüğü soruşturma ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam eden iki ayrı soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı Yusuf Hakkı Doğan’da birleştirildi. Dink’in öldürülmesine ilişkin 3 ayrı soruşturmanın tek savcıda birleştirilmesinin ardından da dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile yine dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in de arasında bulunduğu bazı kamu görevlileri ifadeye çağrıldı. Dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in de ifadeye çağrılacağı belirtildi. Ergun Güngör, suikasttan kısa süre önce, Dink’i valiliğe çağırıp dolaylı olarak tehdit eden isimdi. Dink, Güngör’ün sözlerini yazısında şöyle aktarmıştı: “Hrant Bey” diyordu “Daha dikkatli haber yapmanız gerekmez mi? Hayır, biz sizi biliyoruz ama sokaktaki adam ne bilsin? Ermeni Patriği’nin bir başvurusu vardı, bazı internet sitelerinde Ermeni toplumunun bazı kurumlarına yönelik bazı densizler terör sayılabilecek girişimlerde bulunmaya çalışıyorlarmış. Bakın işte sokaklar ne gibi insanlarla dolu.” Suikastın ardından Cerrah ve Güler 2008 ve 2010’da yapılan idari soruşturmada Mülkiye müfettişlerine ifade vermişti. Mülkiye müfettişlerine “Bize Dink’i tehdit etmişti bir bilgi iletilmedi” diyen Cerrah, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na 7 yıl sonra ilk kez ifade verecek. Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler de Mülkiye müfettişlerine verdiği ifadede cinayetin kendi sorumluluklarında olmadığını, Trabzon’un sorumluluğunda olduğunu iddia etmişti. Dink’in öldürülmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Savcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz ay eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ‘şüpheli’ olarak ifade vermişti. Akyürek, Trabzon Emniyet Müdürlüğü olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü bilgilendirdiklerini belirtmiş, Dink’in korunması için gerekli tedbirin İstanbul tarafından alınması gerektiğini kaydetmişti. Akyürek, “Hrant Dink ilimizde yaşasaydı tedbirlerin tümü konuşulmuş olacaktı. Hrant Dink’e koruma tahsis edecektik. İstanbul İl Emniyet Müdürü olsaydım mutlaka tedbir alırdım” demişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 7 yıldır yürütülen soruşturma kapsamında daha önce de dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir tanık sıfatıyla ifadeye çağrılmıştı. Yavuzdemir, Dink cinayetine ilişkin bir röportajında, “Haberim olsa engellerdim. İstanbul valisine bunu özel ve gizli bir yazıyla bildirirdim” demişti. Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu baştan beri kamu görevlilerinin sorgulanması taleplerinin bulunduğunu, geç de olsa bu taleplerinin yerine getirilmeye başlanmasının önemli bir gelişme olduğunu ifade etti. Hrant Dink’in ailesinin avukatları, 2011 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları başvuruda, cinayette ihmali bulunduğunu öne sürdükleri Güngör, Cerrah, Güler ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 6 polis hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Geç de olsa önemli l Öğrenciler okuldaki polis dehşetini anlattı (Fotoğraf: AA) ‘Polis boğazımı sıktı’ ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin polisinin, Pozantı Cezaevi mağdurlarından Ümit Temur’u, hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle okulundan döverek gözaltına almasına ve duruma müdahale eden öğrencileri darp ederek havaya ateş açmasına tepki gösteren çok sayıda öğrenci dün derslere girmedi. Öğrenciler, “bize sahip çıkmadılar” diyerek okul idaresine tepki gösterirken İHD (İnsan Hakları Derneği) olaylarla ilgili olarak polisi suçladı. Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Sinan Muşlu ise “Can kaybı olmaması tesadüf” açıklaması yaptı. Öğrenciler adına açıklama yapan H.K, “Polis tarafından okul bahçesinde darp edildim. Boğazımı sıktılar, küfürler ettiler. Gözaltına alınan Ümit Temur’u feci şekilde dövdüler. Silahın arkasıyla kafasına vurdular. Ben de tepki gösterdiğim için darp edildim, birçok arkadaşım darp edildi. Polis ateş açtı. Okulda bunlar olurken sadece 3 öğretmen karşı çıktı. Okul müdürü, müdür yardımcıları ve diğer FIRAT KOZOK ANKARA RTÜK, CHP’lilerin “Burunları halkalı, boyunları tasmalı, Allah düşmanı, Allahsız partinin kapı kulları” diye nitelendiği ve kamuoyunda tartışmalara neden olan programa bir hafta gecikmenin ardından para cezası verdi. Ancak üst kuru, daha ağır yaptırımlar içeren cezalara gerek görmedi. Para cezası kararının, Başbabakan Yardımcısı Yal Ermenek’te 10. günde 2 madenciye ulaşıldı KARAMAN (DHA) Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız, maden ocağında mahsur kalan 18 işçiden 2 işçinin cansız bedenine yemek yedikleri bölgeye yakın bir yerde ulaşıldığını açıkladı. Ermenk’te linyit maden ocağında 28 Ekim Salı günü saat 12.15 sıralarında su baskını sonucu 34 işçiden 18’i mahsur kaldı. Kurtarma çalışmalarının 10. gününde 2 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Bakan Yıldız, saat 22.20 sıralarında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Maden ocağında iki kardeşimizin çıkartılması ile ilgili gayret var. Savcılığın uygun görmesi halinde aileleriyle birlikte DNA testine tabi tutulacaklar. Arama kurtarma çalışmalarına 24 saat devam edeceğiz. Şu an bulunduğumuz yerde bazı problemlerimiz var, bazı yerlerde çökmeler var.” Bakan Yıldız, metan gazı seviyesinde bir kısım yük öğretmenler uzaktan izlediler, bize sahip çıkmadılar. Olaydan sonra okul müdürüne gidip güvenlik kamerası kayıtlarını istedik ama vermediler. Ben de darp raporu aldım. Bana bunu yapanların peşini bırakmayacağım” diye konuştu. Öğrencilerden D.D. de “Ümit’i dövdüler, yerlerde sürüklediler. O şekilde götürmeleri şart mıydı? Biz tepki gösterince bizi de dövdüler, tehdit ettiler. Silahlarını kullandılar. Arabaya binip giderken bile arabanın penceresinden ateş ediyorlardı” dedi. İHD Şube Başkanı Ali Tanrıverdi de “Okul önünde dövülerek gözaltına alınan Ümit Temur, Pozantı Cezaevi’nin mağdurudur. Gözaltında ve hapiste işkence gördüğünü derneğimize yaptığı başvurularda beyan etmiştir. Ümit, Pozantı Cezaevi’nden tahliye edildikten sonra baskılar nedeniyle okulunu terk etmek zorunda kalmıştır. Ümit de diğer Pozantı mağduru çocuklar gibi Mersin’i terk etmesi için baskıya maruz kalmaktadır” diye konuştu. çın Akdoğan’ın “Gereken ceza verilmelidir” sözlerinin ardından verilmesi dikkat çekti. Üst kurul geçen haftaki toplanıtısında karar yeter sayısına ulaşılamaması nedeniyle kanal hakkında bir karar alamamıştı. Dünkü toplantıda ise kanalın RTÜK yayın ilkeleri arasında geçen 3 hükmü ihlal ettiği gerekçesiyle cezalandırılması görüşüldü. Yapılan oylama sonucunda kanala para cezası kesilmesine oybirliği ile karar verildi. Fotoğraf: AA Baskı yüzünden okulu bıraktı Maden ocağında yine kaza: 1 ölü, 1 yaralı ELAZIĞ (DHA) Alacakaya ilçesinde krom madeni ocağında üzerine kaya parçası düşen işçilerden Hacı Aygül öldü, Ahmet Şengül ise yaralandı. Olay, Elazığ’ın Alacakaya ilçesinin Kef mevkisinde özel bir şirkete ait krom madeni çıkarılan ocakta akşam saatlerinde meydana geldi. İşçilerin çalıştığı sırada düşen kaya parçasının altında kalan işçilerden Hacı Aygül, olay yerinde öldü, Ahmet Şengül ise yaralandı. Şengül, Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alındı. Jandarma soruşturma başlattı. EMNİYET’TE ALARM ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü, maden kazasının Ermenek’te protesto edilmesi için yapılan çağrılar üzerine alarma geçti. Emniyet Genel Müdürlüğü 81 İl Emniyetine gönderdiği yazıda bazı grupların hafta sonunda maden kazasını protesto etmek için ilçeye topluca giriş yapabileceğini, bunun önlenmesi için Ermenek’e gideceklerin bulundukları illerde engellenmesini istedi. Kanal A’da Atatürk’e hakaret İlhan Erdost anılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost, öldürülüşünün 34. yıldönümünde Ankara Karşıyaka Mezarlığı’ndaki gömütü başında bugün anılıyor. Sol ve Onur yayınları sahipleri Muzaffer ve İlhan Erdost kardeşler, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nın emriyle evlerinde yapılan aramada, kendi yayınları olan ve hakkında herhangi bir kısıtlılık bulunmayan Engels’in “Doğanın Diyalektiği” kitabı nedeniyle ve yasak yayın bulundurdukları iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Mamak Askeri Cezaevi’nde, bir bloktan bir başka bloka nakilleri sırasında, araca bindirilmeden, araç içersinde ve araçtan indirildikten sonra dövülmüşler, koğuşa alındıktan birkaç dakika sonra İlhan Erdost ölmüştü. Öte yandan “İlhan Kitap Günü” dolayısıyla, Sol ve Onur yayınları, İlhanilhan Kitabevi’nde bugün, İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı’nda ise 8 Kasım’dan itibaren okura özel indirimle sunulacak. selme olduğuna dikkati çekerek, “Oksijen gazı maskeli arkadaşlarımız çalışmalara devam ediyor. Tabii kömür çökmeleri olduğu için çok zor şartlarda ulaşıldı. İki işçi kardeşimizi aldıktan sonra o zemin temizlenecek” diye konuştu. RTÜK’ten sadece para cezası CHP’li Özel: Soma fezlekesinden bürokratlar çıkarıldı ‘Asil failler gizleniyor’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma’daki maden katliamıyla ilgili hazırlanan savcılık fezlekesinin, asıl failleri gizleme amacını taşıdığını belirterek “Soma dosyasına gölge düştü” dedi. Fezlekenin, olaydan 6 ay sonra hazırlanmasını ve kamu yöneticilerinin sürecin dışında bırakılmasını eleştiren Özel, “Maden İşleri Genel Müdürü’nden, TKİ Yönetim Kurulu Başkanı’na, TKİ bürokratlarından, ocağın projelerini inceleyen, denetleyen ve onay veren MİGEM elemanlarına, son 2 yılda ocağın denetimini yapan ÇSGB İş Teftiş Kurulu iş müfettişlerine kadar, bürokratlar dosyadan çıkartılmıştır. Aylardır söz konusu müfettişlerin soruşturma izinleri bekleniyor. Kim neden, nasıl, niçin ve hangi ‘ricalar’ üzerine bu soruşturma izinlerini vermiyor” dedi. Özel, sorumluğun maden mühendisleri ve teknikerlerin üzerine yıkılmak istendiğini vurguladı.