23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM 2014 CUMA 12 Vladimir Jirinovski: “40 milyonluk Büyük Kürdistan kurulacak. Kürtler, nihayet kendi bağımsız devletine kavuşunca Ortadoğu’da nüfus bakımından kalabalık olacaklar. Böylece Kürtler bölgede Amerikan siyasasının taşeronu haline gelecek. Dolayısıyla tüm gelişmeler plana göre ilerliyor.” HHH PKK ile mücadele için ABD’yle “özel temsilci” olarak görüşmeleri yürüten Emekli Org. Edip Başer’in bir Türk televizyonuna “Büyük Kürdistan” yorumu ise şöyleydi: “Artık Amerika için Boğazların eskisi kadar önemi kalmadı. Amerika artık Boğazları elinde tutan bir Türkiye’ye, petrol bölgelerine hâkim ve İsrail’in güvenliği açısından hayati olan bir Kürdistan’ı mutlaka tercih eder. Kuzey Kürdistan’ı yani Türkiye ile ilgili olan bölümünü oluşturmak için PKK’ye çok önemli görevler verildiği kanısındayım. Mesud Barzani’nin ve diğerlerinin bu görevi verdiği, Amerika’nın da bunu desteklediği kanaatindeyim.” Hafta başında Avrupa Parlamentosu’nda, “Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY)” Ulusal Güvenlik Kurulu Başkanı Mesrur Barzani ile “Kürdistan’ın Avrupalı Dostları” grubu kuruldu. AKP’nin de üyesi olduğu “Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular İttifakı” grubu üyesi İngiliz milletvekili Charles Tanock oluşumun başkanlığını yüklendi. Toplantı sonrasında Barzani’nin şu sözleri ilginçti: “Biz PKK’yi hiçbir zaman terör örgütü görmedik. PKK’nin AB’nin terör listesinde DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr ABD, IŞİD’in ardından ‘Horasan’ diye andığı Nusra Cephesi ve Ahrar el Şam’ı da vurdu ‘Tarihin Tekerrürü...’ (8) İlk yedi yazımız şöyle başlıyordu: “Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)” terörü olayı ile tarih üç aşamalı tekrarlanıyor. Bu aşamaların çıkış noktasını, İngiliz casus, arkeolog, Yarbay Thomas Edvard Lavrence (18881935) şöyle tanımlamıştı: “Osmanlı İmparatorluğu’nu Ortadoğu’da parçalama başarısını yöredeki etnik mozaiği birbirine karşı kullanarak elde ettim!” HHH Lavrence, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortadoğu’da parçalanmasında rol alan arkeologkadın casus Gertrude Margaret Lovthin Bell ile birlikte, İngiltere Koloniler Bakanı Vinston Churchill’in 1921’de Kahire’de düzenlediği toplantıya katıldı. İngilizler, Osmanlı sonrasının Ortadoğu haritasını çizdiler. Sonraları Arap dünyasında krallar devrildi, diktatörler başa geçti. LavrenceBell ikilisinin yerini günümüzde alan ABD ajanları “Troya’nın tahta atı” rolü ile “Arap Baharı”nı yarattılar. ABD, bu bahara “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)” adını taktı, Sultan’ımızı da pohpohlayıp “başa” oturttu. Sonra ne mi oldu ya da oluyor? HHH Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli: “1. Dünya Savaşı sonrası Dış Haberler Servisi ABD yönetimi öncülüğündeki koalisyon güçleri IŞİD’in ardından yönetime karşı savaşan radikal İslamcı grupları da hedef alıyor. Koalisyon, Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’de Nusra Cephesi’nin yanı sıra Türkiye sınırındaki Ahrar el Şam mevzilerini vurdu. ABD Merkez Komutası (CENTCOM) saldırıda “Horasan” diye andıkları, analistlerin El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra olduğunu belirttiği grubun hedef alındığını duyurdu. Sarmada yakınında 5 yerde grubun binaları, araçları, bomba imalat ve eğitim tesislerinin vurulduğu belirtildi. Cihatçılar hedefte Fransız bombacı öldürüldü saldırıları doğruladı, “Haçlılar ve Arapların ittifakı El Nusra pozisyonlarını vurdu, çoğu sivil ölümlere yol açtı” dedi. Amerikan medyası “Horasan”a katıldığı belirtilen 24 yaşındaki Fransız bomba imalatçısı David Drugeon’un öldürüldüğünü belirtti. Askeri kaynaklar, vurulan aracın şoförünün bir bacağını yitirerek ağır yaralandığı, araçta bulunan Drugeon’un ise öldüğüne inanıldığını aktardı. Gözlemevi Harem kasabasındaki saldırılarda 2 çocuğun öldüğünü kaydetti. Koalisyon ilk olarak 23 Eylül’de Nusra’yı hedef almışken, Ahrar el Şam da ilk kez vuruldu. Cilvegözü sınırının karşısındaki Bab el Hava’daki kaynaklar, grubun Babsalka’daki merkezinin vurulduğunu ve silah bölümünün başındaki Ebu el Nasr’ın öldüğünü aktardı. Militan sayısı 20 binle ifade edilen Ahrar el Şam son bir yılda İslam Cephe’nin parçası. Ancak komutanlarının Nusra ile birlikte hareket ettikleri belirtiliyor. 13 yaşındaki çocuk: Türkiye’yi vur deseler yaparım Dış Haberler Servisi BBC, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) çocukları saflarına katarak nasıl beyinlerini yıkadığını ortaya serdi. BBC’nin Hatay’ın kenar mahallelerinden birinde konuştuğu ve ismini “Ebu Hattab” olarak veren 13 yaşındaki Suriyeli çocuk “Allah’ın düşmanlarına karşı savaşmak” kararlılığını “Türkiye’yi vur derlerse yaparım” sözleriyle ortaya koydu. Arapça öğretmeni olan 53 yaşındaki annesi “Fatima”nın da desteklediği ve “cihat için savaşırken ölürse memnun olurum” dediği Ebu Hattab, ailesiyle Lazkiye’nin sahil kesimindeki Cebla kasabasından gelmiş. IŞİD ile Facebook ve Twitter üzerinden tanışmış ve mesajlaştığı militanla buluşmuş. “Yaşımı söyledikten sonra daha çok video, daha çok fotoğraf göndermeye ve benimle daha çok ilgilenmeye başladılar” diyen çocuk, militanların “yeni bir nesil yetiştirmek istediklerini” söyledi. IŞİD’e katılma nedenini ise “Çünkü şeriatı uyguluyorlar. Çünkü Nusayrileri, kâfirleri ve mürtedleri (Müslümanlıktan çıkanlar) öldürüyorlar. Allah’ın düşmanlarını öldürüyorlar” diye yanıtladı. Savaştan önceki en güzel hatırası sorulunca şu yanıtı verdi: “Devrimden önce, denize girer, parka giderdik. Devrimden sonra yaptığımızın yanlış olduğunu anladım. Şimdi doğru yolu bulduk.” Annesi de oğlunun büyüyünce “emir’ olmasını istediğini söyledi. Silahlı grupları destekleyen Londra merkezli İnsan Hakları Gözlemevi, önceki geceki hava saldırılarında Türkiye sınırına yakın Sarmada kasabasında bir ofis ve mühimmat taşıyan aracın hedef alındığını duyurdu. El Nusra, Twitter hesabından Obama’dan Hamaney’e mektup Dış Haberler Servisi ABD’de Demokratların ağır yenilgi aldığı ara seçimlerde Kongre’de Cumhuriyetçi ‘Şahinlerin’ sayısının artmasının hemen arkasından Başkan Barack Obama’yı dış politikada ‘sıkıştıracak’ haberler gelmeye başladı. Wall Street Journal gazetesi, Obama’nın geçen ay İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e “Irak ve Suriye’de ortak çıkarlarının bulunduğunu” belirttiği bir mektup yolladığını yazdı. Beyaz Saray’ın haberi yalanlamaması dikkat çekti. Wall Street Journal’ın haberine göre, Obama, ekim ortalarında Hamaney’e gönderdiği mektupta ABD ile İran’ın Irak ve Suriye’deki cihatçı militan gruplara karşı “ortak savaştıklarını” belirtiyor. Obama, ABD ile İran arasındaki militanlara karşı savaştaki işbirliğinin İran’ın tartışmalı nükleer programına dair BM Güvenlik Konseyi’nin beş dördüncü mektup olduğunu da belirtti. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Obama’nın Hamaney’e gönderdiği mektupla ilgili sorular üzerine “ABD’nin İran politikalarının değişmediğini askeri yahut istihbari işbirliği yapmadıklarını” tekrarlamakla yetindi. Earnest, Obama’nın dünya liderleriyle arasındaki özel yazışmaları hakkında yorum yapamayacağını da ekledi. IŞİD için yeni savaş yetkisi Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama, Irak ve Suriye için Kongre’den yeni askeri güç kullanımı yetkisi peşinde. Halen Bush yönetiminin 11 Eylül saldırıları sonrası çıkardığı yetkiyi kullanan Obama, talebini önceki akşam partisi Demokratların ara seçim yenilgisinin ardından Beyaz Saray’daki basın toplantısında ortaya koydu: “Artık farklı tipte bir düşmanımız var. Bu strateji farklı ve uluslararası koalisyonla, Irak ve Körfez ülkeleriyle ortaklığımızın farklı yapılandırılması gerekir.” Obama, “Askeri Gücün Kullanımı Yetkisi”nin 23 aylık değil uzun vadeli stratejiyi kapsaması gerektiğini belirtti. Obama’nın şu sözleri dikkat çekti: “Odak noktamız, tüm Suriye meselesini çözmek değil, IŞİD’in bulunduğu alanları izole etmek.” daimi üyesi ile Almanya’dan oluşan 5+1 Grubu’yla yürütülen ve nihai tarih olarak 24 Kasım mühletinin konulduğu anlaşmayla bağlantılı olduğunun da altını çiziyor. Gazete haberini mektupla ilgili bilgi verilen kaynaklara dayandırırken “Yönetim yetkilileri son günlerde yabancı diplomatlar tarafından sorgulandığında mektubun varlığını yalanlamadı” ifadelerini kullandı. Gazete bunun Obama’nın 2009’da işbaşına gelmesinden sonra Hamaney’e gönderdiği Muallim: ABD söz verdi Öte yandan dün Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’den de çarpıcı açıklamalar geldi. Muallim, Lübnan’ın El Akbar gazetesine demecinde ABD yönetiminin kendilerine Suriye ordusunu vurmayacağı sözünü verdiğini söyledi. Ancak Muallim, Obama’nın Cumhuriyetçilerin baskısı altında kalacağı için olası ABD saldırısı için Rusya’dan S300 füzeleri talep ettiklerini kaydetti. Abbas Erdoğan’dan yardım istedi Büyük Kürdistan bölgeyi şekillendirenler ile, bugün birileri aynı mahiyette o rolü devraldı. Haritalar yeniden çizilmek üzere, kendi amaçları doğrultusunda araç olarak gördükleri PKK’yi hareketlendirerek, destekleyerek, belki sözler vererek, kendi uzun vadeli amaçları için, terörü harekete geçirdiler. 1914 dizaynına, yeni şekil verilmesi gerekiyor. Buna çalışılıyor, gayret gösteriliyor. Suriye, Irak ve Türkiye’den parçalarla Büyük Kürdistan projesi olabilir, gibi duruyor.” HHH Rusya’nın resmi televizyonuna Kandil’de konuşan “Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK)” Eşbaşkanı Cemil Bayık şu yorumu yaptı: “Bize göre bölgede 3. Dünya Savaşı oyunu oynanıyor. Çağdaş kapitalizm sistemini temsil eden Batılı güçler, Ortadoğu’yu yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Çünkü bu bölge onların çıkarlarını memnun etmiyor artık. Eğer Ortadoğu’yu insan organizmasına benzetirsek, bu durumda da omurga Kürdistan olacak!” Rus televizyonu ise şu değerlendirmede bulundu: “BOP’ta iki husus değişmez olarak kaldı. Öncelikle, dünya siyasal haritasında Kürdistan’ın ortaya çıkması, Suriye ve Irak’ın ortadan kalkması... İkincisi ise 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın yıkılması sonucunda ortaya çıkan sınırların yeniden çizilmesi fikrinin ta kendisi... Eğer 1990’lı yıllarda Balkanlar’da sınırlar serbest biçimde çizildiyse, 2000’li yıllarda sıra Ortadoğu’ya geldi.” Rusya aşırı sağcı Liberal Demokrat Partisi lideri bulunmasını desteklemiyoruz!” İngiliz Times gazetesinin “Kürtler Yeni Bir Devlet Kurmak İçin Uzlaşıyor” başlıklı haberi: “Suriyeli Kürt liderler bir araya gelerek, özerk bir bölge ilan etme konusunda görüştü. Liderler, Suriye’deki üç bölgede kurulacak yeni bir siyasal varlık konusunda uzlaşmak üzere Irak’ın Duhok kentinde bir araya geldi. Üç kantonu kapsayan yarı özerk Rojava’da daha sonra seçimlerin yapılacağı belirtildi.” “Kürtlerin Tarihi” adlı kitabın yazarı Stephen Mansfield, CNN televizyonundaki konuşmasında “Büyük Kürdistan geliyor!” dedi. HHH “International Crisis Group (Uluslararası Bunalım Grubu)” adına, Türkiye’yi çok iyi bilen Hugh Pope’dan şu öneri geldi: “Hükümet bir barış anlaşması için yasal ve siyasal çerçeve oluşturmaya devam etmelidir. PKK’nin tutuklu lideri Abdullah Öcalan altında bir müzakere heyeti kurmasına izin vermelidir. Devlet geçmiş hataları için tazminat ödemeyi kabul etmelidir. Şiddet sona erdikten sonra PKK’lilerin yasal Kürt partilerine katılabileceği ve Öcalan’ın bile özgürlük umudu taşıyabileceği senaryoları yasallaştırmayı sürdürmelidir.” Artık “katil Apo” yerine “Sayın Öcalan” denmesinin nedeni anlaşılıyor! BOP’un yerine “Büyük Kürdistan’ın” gelişi hakkında Rus TV kanalına konuşan yorumcu Stanislav Tarasov’un kehanetten de öte, “Bölgede bazı ülkeler fiiliyatta parçalandı. Türkiye’de ciddi gelişmeler yaşandı. Bölgede Kürdistan isimli bebek doğmaya başladı bile!” demesi de boşuna olmasa gerek... Dış Haberler Servisi Kudüs’te Yahudilerin Süleyman Tapınağı’nın da bulunduğu bölgede El Aksa avlusuna girme talebinin tetiklediği gerilim sürerken, Filistin lideri Mahmud Abbas, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan yardım istedi. Abbas’ın yanı sıra Hamas lideri Halid Meşal’le de görüşen Erdoğan ihlallerin son bulmasının barış için önemine dikkat çekti, Türkiye’nin konuyu BM’ye taşıyacağını belirtti. Erdoğan “Mescidi Aksa bizim için iki kıbleden biridir. İsrail’in barbarca, alçakça girişimi affedilemez” dedi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise İsrail yönetimini “kirli postallarla kutsal mekânı kirletmekle” suçladı. Mavi Marmara UCM’ye dert değil Dış Haberler Servisi Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Mavi Marmara saldırısıyla ilgili takipsizlik kararı verdi. İsrail güçlerinin, Gazze’ye ablukayı delerek insani yardım ulaştırmaya çalışan Mavi Marmara’ya 31 Mayıs 2010’da düzenlediği baskında 9 Türkiye vatandaşı ölmüştü. UCM Başsavcısı Fatou Bensouda ise İsrail askerlerinin yol açtığı yaralanmalar gözönüne alındığında bilgilerin savaş suçuna makul temel oluşturduğunu, ama dikkatli bir incelemeden sonra, UCM tarafından ele alınacak kadar ağır bir durum olmadığını söyledi. UCM, kararın herkese açık bilgilere dayanarak verildiğine dikkat çekti. Mahkemenin, üyesi olmayan Türkiye ve İsrail’de işlenen suçlarla ilgili yargılama yetkisi yok. Mavi Marmara gemisinin Komor Adaları bandıralı olması ve bu ülkenin UCM’ye başvurması üzerine inceleme başlatılmıştı. Komor Adaları davada Türk hukuk firması Elmadağ tarafından temsil edildi. İsrail’in ‘özel statüsü’ Komor Adaları’nın avukatları Rodney Dixon ve Geoffrey Nice, savcıların soruşturma girişiminde bile bulunma dıklarını öne sürerek “Bu da İsrail’in ‘özel statü’ye sahip olduğu görüşlerini doğruluyor” dediler. UCM’nin kararını gözden geçirmesi için başvuru yaptıklarını belirttiler. UCM’deki İsrailli avu kat Nick Kaufman ise Mavi Marmara’nın yola çıkmadan birkaç gün önce bayrak değiştirdiğini ve İsrail’e karşı “obsesif” bir yargılama başlatılmasının sağlandığını kaydetti. Mujica’nın Vosvos’una 1 milyon dolar önerildi Dış Haberler Servisi Dünyanın en mütevazı lideri olarak dikkatleri üzerinde toplayan Uruguay’ın devlet başkanı ‘Pepe’ Jose Mujica’nın ünlü 1987 model açık mavi Volkswagen Beetle marka otomobiline talip çıktı. Üstelik bu kişi 79 yaşındaki Mujica’ya tam bir milyon dolar öneren bir Arap şeyhi. Haftalık Busqueda dergisine göre, öneri bu yıl başlarında Bolivya’nın Santa Cruz kentinde düzenlenen zirvede yapıldı. Mujica, bu tür önerilerden, “Biraz şaşırdım, hatta önce algılayamadım. Ama sonra bir başka öneri gelince daha fazla ciddiye aldım. Neyse eğer gerçekleşirse bütün para Uruguay’ın Plan Juntos gibi hizmetleri için kullanılacak” diyerek bahsetti. Plan Juntos, yoksullara konut sağlayan bir program. Bu yıl sonunda görevi sona erecek olan 79 yaşındaki Mujica, ülkesinde sosyal reformlar ve ekonomik refahı artırması ve marihuana, kürtaj ve gay evlilikleri yasallaştırarak yürüttüğü liberal programıyla dikkat çekmişti. Dış Haberler Servisi El Kaide lideri Usame bin Ladin’i 2011’de Pakistan’ın Abbotabad şehrinde Amerikan “Navy Seal”e bağlı “Tim 6” tarafından düzenlenen baskında öldüren kişinin deniz komandosu Rob O’Neill olduğu açıklandı. O’Neill’in kimliği, özel operasyonlarla ilgili bilgilerin paylaşıldığı “SPFrep.com” blogunda yer aldı. Haber, O’Neill’in, Fox News kanalına kimliğini açıklama kararından önce geldi. Röportaj 1112 Kasım’da yayınlanacak. Daily Mail gazetesine konuşan O’Neill’in babası Tom O’Neill de bilgiyi doğruladı ve IŞİD’in kendilerini cezalandırmasından korkmadığını, hatta evinin kapısına büyük bir hedef tahtası çizdiğini söyledi. Bin Ladin’i vuran komando
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle