Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 2014 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... CHP’nin seçim vaatleri, olası uygulamaları açıklanmadı. AKP’de bu konuda bir telaş, bir heyecan görünmüyor. İktidar partisinin kampında ilgi çeken konu, Güneydoğu’da artık kırsala da yayılan kamu güvenliği sorunu! Medyamızın pek iltifat etmediği haberlere göre bölge milletvekilleri çöken kamu düzeni nedeniyle kaygılarını açıkladılar. Bu gelişmenin sonu nereye varacak kuşkusunu, kaygısını hükümete açıkça dile getirdiler. Oysa hükümet dolaylı kimi açıklamalarla özellikle son Kobani eylemlerinden sonra bölgede ve genelde yurt düzeyinde kamu düzeninin çöktüğünü kabul ediyor. Hükümet başkanı; böylece oralarda devlet otoritesinin tamamen çöktüğünü ve PKK’nin vergi toplayacak kadar kendine özgü düzeni giderek yerleştirdiğini… …bir iki gün değil; aylardır söyleyen muhalefeti nihayet doğruladı. 12 yıldır uyarılara kapalı bir anlayış, Güneydoğu ve Doğu illerinde kamu ve devlet düzeninin elden gitmesini sağladı. HHH Söz ve yetki sahibi olanların, örneğin çözüm süreciyle her biri ayrı telden çalıyor. Başbakan AD’ye göre çözüm süreci hükümetin açıkladığı yol haritasının saptadığı yönde, hiçbir arızaya takılmadan tıkır tıkır yürüyor. HDP’nin bu konudaki kaygılarını hadi partiseldir diye bir kenara koyalım. Ama Cumhuriyet’te pazar günü iç sayfalarda çıkan, İçişleri Bakanı Ala’nın “Kırsalda terör baskısı arttı, şehirlere inmeye başladı ve süreçte hâkimiyeti kaybettik” içerikli haberi önemsizdir diye sepete mi atacağız? HHH Hey gidinin Kasımpaşa efesi hey! Haberin yok galiba. Eski çamlar bardak oldu. Çıkıp TV’lere, son dört şehit olayını HDP’nin sokağa çıkın emriyle başgösteren, yakıp yıkan, 40 cana mal olan Kobani sokak eylemlerine bağlayarak; “Sabrımızın da bir sınırı var ha” diye bu partiyi tehdit etmenin amacı neydi acaba? Yoksa bu tehdit, çözüm sürecine ve teröristlerle siyasal uzantılarını okşayan önerilere karşın son zamanlarda bir türlü önleyemediği PKK’ye mi yönelik? Oysa Kobani eylemleri, devlete açıkça isyan diye HDP’yi kapatmak için cumhuriyet başsavcılığını harekete geçirebilirdi. Bu tehdidin altında böyle bir istek veya niyet yatıyor ama… ...diyoruz ya; eski çamlar bardak oldu. Artık parti kapatmak hayaldir hayal! HHH AKP kampında kürsüye çıkan bölge vekillerinin sesine bir kulak versin. Gazetelerde görünmüyor ama bölge milletvekillerinin, peşmergelerin topraklarımızdan geçerek Kobani’ye geçişlerini eleştirdiklerini görecek. Fakat gerçek nerede, beyefendi nerede? O şimdi Kobani eylemlerinde ölen vatandaşları “ölen Kürt, öldüren Kürt” diye Kürtleri birbirine düşürecek bir üslupla konuşuyor. Dahası var. “Kobani dediler, aslında (Kürtler) ne kadar korkak olduklarını gösterdiler” diyor. Anayasal görevi birleştirici, toplumda ve devlet yönetiminde uyumu sağlamak olan bir Cumhurbaşkanı, affedersiniz, anayasaya ve yasalara aykırı bir sıfatla devletin tepesinde oturan Cumhurbaşbakanı bu! Peşmergenin geçisine izin verdik diye gerine gerine övünen Cumhurbaşbakanı’nın fiyakasını Kürt Yönetimi Başbakanı bozdu. Amerikalılar bastırdı da peşmergelerin Türkiye’den geçisi sağlandı deyiverdi de! Öteki de Türkiye’yi savaşa sokmak isteyenlerin oyununu bozduklarını ve Mehmetçiğin savaşa girmesini engellediklerini söyledi. Oysa Esad’ı devirmek için koalisyon kara harekâtına karar verirse bu ikili Mehmetçiği ön safta savaşa sokmayacaklarını açıklasalar ya… Bugün savaş karşıtıymış havasında söylediklerini, kin tuttukları Esad söz konusu oldu mu, o gün unutur, inkâr ederler ve…. Mehmetçiği savaşa sürmekte bir an tereddüt etmezler! HABERLER FINANCIAL TIMES’TAN ÇÖZÜM SÜRECİ ANALİZİ GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ‘Öcalan hükümetin umudu’ Haber Merkezi İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye’de şiddetin yeniden tırmanması nedeniyle barış sürecinin kritik bir noktaya geldiğini belirterek, çatışmaların yeniden başlamasının PKK için bir “halkla ilişkiler ve strateji felaketi” doğurabileceğini belirtti. BBC Türkçe’de yer alan habere göre, gazetenin İstanbul muhabiri Daniel Dombey, çözüm sürecine ilişkin analiz yayımladı. Yazıda, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın adının Türkler için terörle özdeş olduğu belirtilerek, “Ancak son iki yılda, Öcalan, Kürt hareketinin lideri olarak kanlı isyanın durdurulması için hükümetin en büyük umudu haline geldi” denildi. Dombey, Kobani protestoları sırasında onlarca kişinin ölmesinin süreci kırılganlaştırdığını vurgulayarak, “PKK ile çatışmaların yeniden başlaması ve güneydoğuda bazı askerlerin öldürülmesi nedeniyle Ankara’yla Öcalan arasındaki görüşmeler en hassas ve kanlı aşamasına girdi” dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, “şiddetin devam etmesi halinde görüşmelerin duracağı uyarısında bulunduğunu” hatırlatan Dombey, “Kısmen, Suriye’deki savaştan kaynaklanan gerginliğin sonucu olarak ortaya çıkan şiddet, diğer PKK liderlerinin daha çatışmacı tavır aldığı bir ortamda, Öcalan’ın nüfuzuyla ilgili soru işaretleri doğurdu. Hükümetin uzlaşma kabiliyeti ve istekliliği konusunda da şüpheler var” yorumunda bulundu. Haberde Uluslararası Kriz Grubu’ndan Hugh Pope’un “Öcalan sonuçta hapisten çıkacaksa ve bir barış olacaksa uzlaşmak zorunda olduğunun farkında. Ama sokaktaki Kürt hareketi daha radikal bir noktaya kayarsa Öcalan onlardan çok ayrı hareket edemez” şeklindeki yorumu da aktarılarak, “İmralı, henüz resmi müzakerelere dönüşmeyen barış görüşmelerinin odağında yer alıyor. Ancak Öcalan’ın açıklamalarıyla başka yerlerde yaşananlar arasında giderek artan bir şekilde senkron sorunu olduğu görülüyor” denildi. n Baştarafı 1. Sayfada ...konuştuktan sonra bir grup gençle sohbet ettik. Her biri, parlayan gözleriyle ülkede olup biten her şeyi izleyen, yakın gelecekte sorumluluk almak için can atan öğrenciler. İçlerinden biri şu değerlendirmeyi yaptı: “Bugün Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Recep Tayyip Erdoğan oturuyor, bundan dolayı büyük üzüntü duyuyorum. 10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanmadım, bundan dolayı da kendimle gurur duyuyorum...” Aradan 3 aya yakın süre geçmesine karşın Cumhurbaşkanlığı seçiminin AKP karşıtı seçmen katındaki yankıları devam ediyor. Uzlaşma adayına oy vermeyenlere kızandan, uzlaşma adayı önerisine öfkelenenlere kadar geniş bir yelpaze var. 10 Ağustos Erdoğan’ı isteyenlerle karşı olanlar bağlamında Türkiye’yi ortadan ikiye böldü. Erdoğan, kendi yüzde 50’sini bir arada tutmak için “ötekilere” karşı sergilediği gerilim politikasını sürdürüyor... Erdoğan’a karşı olanlar da birbirlerine karşı gerilim içinde! HHH Yukarıdaki tabloya öncelikle siyasetin şu atasözü çerçevesinde yaklaşmak gerekiyor: Demokrasilerde halka kızılmaz. Elbette halk neylerse güzel eyler türü bir halk dalkavukluğu içinde değiliz ama, 10 Ağustos’ta seçmenin sergilediği tutum, Haziran 2015 seçimleri açısından da büyük önem taşıyor. Önce AKP tarafındaki görünüme bakalım... Parti içinde ciddi bir kaynama var ama, kol kırılır cüppe içinde kalır ilkesi önde olduğu için kaynamanın sadece buharı dışarıya yansıyor. Erdoğan, 10 Ağustos sonuçlarının 2015’e de yansıması için fiili başkan havasında yola devam etmek istiyor. Halka teşekkür ediyorum kılıfıyla Anadolu’yu gezip, “istikrar benimle uyumlu çalışacak hükümetten geçer” propagandasıyla AKP’ye oy isteyecek. AKP, seçimden anayasaya hükmedecek bir çoğunlukla çıkarsa şu anda fiilen yaratılmaya çalışılan başkanlık sistemi oturtulacak. İşler Davutoğlu ile gidiyorgitmiyor tartışması da bu sonuçların ardından bitmiş olacak; zira ortada Başbakanlık makamı kalmayacak. Bu gidişin nereye varacağını görmek için uzun yorumlara gerek yok; bugünkü karmaşa birkaç kat artacak... HHH AKP’nin bu politikasına karşı muhalefet partileri ister istemez sistemi koruyan bir konuma sürükleniyor. Bu durumda AKP de, “ben yeniliklere açık partiyim, onlar değil” yalanını yol haritası yapıyor. CHP buna meydan vermeyecek bir politika arayışını sürdürüyor. CHP’yi de kapsama alanı içine alan AKP karşıtı toplumsal tabanda ise arayıştan daha farklı bir duygu yoğunluğu hâkim. Daha net ifadeyle; CHP’den çok şey beklemekle CHP’ye çok kızma iç içe geçmiş durumda. Bu tablo önümüzdeki günlerde seçim atmosferine girilmesiyle birlikte daha çok konuşulur olacak. Tunus seçimleri, “Arap coğrafyasında İslamcı bir parti iktidara gelirse onun karşısındaki partilerin seçim kazanması zor” algısını ortadan kaldırdı. Arap dünyasının coğrafya ve kültür komşusu olarak Türkiye’de de bu başarılabilir. Tunus seçimleri de gösterdi ki bunun başlangıcı şuradan geçiyor: Ana hedefi iyi seçmek. AKP iktidarı eksenli Türkiye’yi nelerin beklediği ortada; bu durumda ana hedef, AKP iktidarının gerçek yüzünü halka anlatmak ve bugün AKP’de olmaması gereken geniş yığınları çekmek olmalı. Aksi her adım, AKP’nin duvarına tuğla koymak olacaktır. Konuyu daha çok işleyeceğiz... Cumhuriyet için duyarlı olan tüm kesimlere önümüzdeki dönem için ilk sözümüz şu: Ya hedef ortaklığı, ya AKP bataklığı! Kobani’deki çatışmalardan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli Kürtlerin kamplardaki zorlu yaşamı mücadelesi devam ediyor. 2. konvoy da geçti Peşmergelerin geçtiği Kobani için IŞİD de güç topluyor. Örgütün 500 militan daha (Fotoğraf: REUTERS) getirdiği belirtilirken 2. peşmerge konvoyu da Türkiye’den sessiz sedasız geçti MAHMUT ORAL DİYARBAKIRIŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırıları 51. gününü geride bırakırken, geçen hafta Türkiye üzerinden Kobani’ye geçen peşmerge ve ÖSO üyeleri de IŞİD’e karşı YPG ile birlikte savaşıyor. Kobani’deki Peşmerge Güçleri Komutanı Albay Ahmet Gerdi, IŞİD’e karşı birlikte savaştıklarını ve ilerleme kaydettiklerini söyledi. Bu arada Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Kobani’ye ağır silah ve cephane göndermeyi sürdürüyor. Bu çerçevede gönderilen 2. konvoy da Türkiye’den geçti. Peşmerge Bakanlığı Basın Sözcüsü Osman Rişeyi, Kobani’de konuşlanan askeri güçleri için yeni bir silah ve mühimmat grubunun gönderildiğini bildirdi. Rişeyi, “Türkiye ile Kürdistan bölgesi arasında, peşmergelerin silah ve mühimmat ihtiyacı duyduğunda gönderilmesine ilişkin bir anlaşma yapılmıştır” dedi. Silah ve mühimmat desteğinin Türkiye üzerin EL NUSRA, SINIR KAPISI BAB EL HAWA’YA DAYANDI Dış Haberler Servisi El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra militanlarının Suriye’nin Türkiye’yle sınır kapısı Bab el Hawa çevresine yönelik yığınağını artırdığı, bunun Batı destekli “ılımlı muhalif güçlerin” geçişinin olduğu bölgenin kuşatılmasına yönelik bir girişim olduğu yorumları yapılıyor. AP ajansının haberine göre, muhalif kaynaklar son günlerde Nusra militanlarının İdlib’in kuzeyindeki Sarmada’da toplandıklarını, buranın Bab el Hawa’ya yaklaşık 6 km. uzaklıkta olduğunu duyurdu. Sınırın kontrolünün şu anda İslami Cephe’de olduğu kaydedildi. den gönderildiğini belirten Rişeyi, Kobani’deki peşmergelerin ihtiyaç durumuna göre yardımların bundan sonra da süreceğini ifade etti. IŞİD’in Kobani’yi ele geçirmek için başlattığı saldırılar 51’inci gününü geride bıraktı. Geçen hafta Kobani’ye ulaşan peşmerge güçleri ile ÖSO mensuplarının YPG ile koordinasyon içinde operasyonlar gerçekleştirdikleri bildirildi. Kobani’nin batısında kalan, Türkiye içinden de gözlenebilen Tıl Şeir Tepesi ve çevresinde YPG, ÖSO bileşenlerinin oluşturduğu Burkan El Fırat Operasyon Birliği ile peşmerge güçleri, eşzamanlı operasyon düzenliyor. YPG ve ÖSO birimleri, IŞİD mevzilerine ferdi silahlarla saldırı gerçekleştirirken, peşmergeler de ağır silahlarla IŞİD mevzilerini bombalayarak, destek verdi. Peşmergelerin, ağır silahların kullanılmasıyla ilgili YPG’lileri de eğittiği belirtildi. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin bölgedeki peşmergelere ve YPG’lilere yeniden ağır silah ve cephane gönderdiği, Erbil’den yola çıkan silah konvoyunun yine Türkiye üzerinden Kobani’ye geçece ği belirtildi. ‘İlerleme kaydettik’ Kobani’deki Peşmerge Güçleri Komutanı Albay Ahmet Gerdi, “Getirdiğimiz ağır silahlarla teröristlerin hedeflerini sürekli bombalıyoruz. İlk günden itibaren bazı bölgelerde ilerleme kaydettik” dedi. ÖSO ve YPG ile birlikte operasyon birimi oluşturduklarını ifade eden Gerdi, “Birkaç köyde terör örgütü IŞİD ile çatışmalarımız devam ediyor. Peşmerge ve YPG güçleri birlikte savaşıyor. Yanımızda getirdiğimiz ağır silahlarla teröristlerin hedeflerini sürekli bombalıyoruz. İlk günden itibaren bazı bölgelerde ilerleme kaydettik. Bütün taraflarla ortak bir operasyon hazırlığı içindeyiz” diye konuştu. IŞİD’in bölgeye yeni birlikler gönderdiğini ifade eden Gerdi, “Kobani sınırına 500 militan daha getirdiler ve bize yönelik 4 ağır saldırı düzenlediler. Ancak yenilgiye uğrayarak geri çekildiler” diye konuştu. Şırnak’ta 1 PKK’li teslim oldu 32 POLİSE 9 AYRI SUÇLAMA ŞIRNAK (DHA) Şırnak’ta terör örgütü PKK’den kaçan 17 yaşındaki 1 PKK’li İl Emniyet Müdürlüğü’ne silahsız olarak teslim oldu. Valilikten yapılan açıklamada çözüm sürecinin başladığı 21 Mart 2013’ten bu yana Şırnak’ta teslim olan PKK’li sayısının 403’e ulaştığı belirtildi. SAMER ARAŞTIRMASI: PKK yöneticisi CEMİL BAYIK: ‘Masraf çıkardı ama kızmadık’ BOLU (DHA) Tabaklar Mahallesi’ndeki Sakarya İlkokulu’nun duvarına kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından sprey boyalarla “Kahrolsun AKP diktatörlüğü”, “Yazısız duvar istemiyoruz”, “ Günaydın gençler okuyun yoksa sürüneceksiniz”, “Savaşmayın sevişin”, “Bir de sokak çocuklarına sor kirlenmek güzel mi?” gibi birçok yazılar yazıldı. İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Çavuşoğlu, “Okulların duvarlarına yazı yazmak uygun değil. Biz boyarız, kızgın değiliz ama bir sürü masraf çıkıyor” dedi. Bölgede ‘çözüme’ inanç azalıyor ABD süreç için gözlemci olsun Haber Merkezi KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, Avusturya gazetesine yaptığı açıklamada, “Erdoğan’ın yürüttüğü politika Türkiye’nin izolasyonuna ve ülke içinde bir iç savaşa götürüyor” ifadelerini kullandı. Bayık, çözüm süreci için de ABD’nin gözlemci olmasını istedi. radikal.com.tr’de yer alan habere göre, PKK’nin Kandil’deki en önemli liderlerinden olan Bayık, Der Standard muhabiri Michael Völker’e açıklamalarda bulundu. Bayık, “AKP herkesi kandırdı; sorunu çözmek gibi bir meselesi yok. PKK’yi yok etmek için zamana oynuyor” dedi. Çözüm sürecinin çok kritik bir aşamada olduğunu yineleyen Bayık, “Türkiye bize başka seçenek bırakmazsa, kendimizi savunuruz” dedi. “Üçüncü bir gücün” çözüm sürecine gözlemci olmasını istediklerini söyleyen Bayık, “Uluslararası bir heyet de olabilir. Aracılara, gözlemcilere ihtiyaç var. Bizler Amerikalıları da (gözlemci olarak) kabul edebiliriz ve gördüğümüz kadarıyla o yöne doğru bir gidiş var” dedi. İzmir ‘paralel’ davası başladı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Emniyet’teki yasadışı dinleme iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında 32 polis sanığın yargılanmasına başlandı. İzmir merkezli 13 ilde yapılan operasyonun ardından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı Okan Bato tarafından hazırlanan iddianamede, 32 sanığa 9 ayrı suçlama yöneltiliyor ve 10 ile 961 yıl arasında değişen hapis cezası isteniyor. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmasında eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan dışında tüm sanıklar katıldı. İddianamede “suç örgütü liderleri” arasında sayılan Okan’ın avukatı, mahkemeye müvekkilinin beyin kanaması geçirdiğine ilişkin rapor sundu. İlk duruşmada kimlik tespiti yapıldı ve sanıklara iddianame okundu. Aralarında polislerin de yer aldığı 12 kişi de “müşteki” sıfatıyla duruşmada hazır bulundu. Polislerin avukatlarından Ali Aksoy, 36 sayfalık iddianamenin savcı tarafından “kopyalayapıştır” sistemiyle yazıldığını ve 30 tane bariz hata yaptığını ileri sürdü. İddianameyi “garabet” olarak nitelendiren Aksoy, “36 sayfanın 20’ye yakını, kişilerin kimlik ve adres bilgilerinden ibaret. İddianamede müvekkillerin isimleri bile yanlış yazılmış” diye konuştu. MAHMUT ORAL Seyyar satıcılardan palalı eylem İstanbul Haber Servisi Fatih Belediyesi’ne bağlı zabıta ekiplerinin kendilerinden rüşvet aldığını iddia eden seyyar satıcılar Abdülkadir O. ve Fatih D., Çağlayan Adliyesi’nin “D” kapısının karşısında bulunan elektrik trafosunun üzerine çıkarak palayla vücutlarını çizdiler. Sık sık “Fatih Belediyesi rüşvet alıyor”, “Darp ediliyoruz, mallarımız alınıyor, fiş kesilmiyor, bunlar günümüzde yaşanıyor”, “Fatih Belediyesi hak yiyor” sloganı atan seyyar satıcılar 1 saat sonra ikna edilerek trafodan indilidi. Eylemciler, polis tarafından gözaltına alındı. 3 kişiye 90’nar bin lira ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen 3 kişi, 90 bin 892 lira ikramiye kazandı. Kazandıran numaraların 1, 2, 3, 6, 10, 14, 15, 21, 22, 28, 30, 41, 43, 46, 49, 50, 52, 59, 65, 66, 68 ve 79 olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler 2 bin 714 lira, 8 bilenler 128 lira, 7 bilenler 24 lira, 6 bilenler 4 lira ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 3 lira 15’er kuruş ikramiye kazandı. DİYARBAKIR Diyarbakır merkezli Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER) tarafından Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki 22 ilde ülke ve bölge gündemini meşgul eden çözüm süreci, Kobani ve IŞİD terörüne ilişkin algı ve tutumları tespit etmek amacıyla 3 bin 380 kişi ile yapılan çalışmanın sonuçları merkezin genel koordinatörü Welat Ay tarafından açıklandı. Araştırmaya katılanların yüzde 70.9’u kimliğinin Kürt, yüzde 20.1’i Türk, yüzde 2’si Arap olduğunu açıklarken yüzde 0.5’i memleketi ve kimliğini açıklamadı. Ay, Türkiye’nin en önemli sorunu nedir sorusuna, araştırmaya katılanların yüzde 63’ünün Kobani, yüzde 16.4’ünün çözüm süreci, yüzde 6.6’sının IŞİD terörü, yüzde 2.7’sinin Kobani için yapılan eylemler, yüzde 2’sinin dış politikalar, yüzde 1.4’ünün askerlerin şehit edilmesi, yüzde 0.7’sinin işsizlik yanıtını verdiğini söyledi. Araştırmaya katılanların yüzde 84.7’sinin çözüm sürecini desteklediğini belirttiklerini söyleyen Ay, “Araştırmaya katılanların yüzde 26.3’ü son dönemde Kürt sorununun çözümüne ilişkin birtakım olumlu gelişmeler yaşandığını düşünürken, geçen yıl yapılan araştırmada bu oranın yüzde 39.6 olduğu ve bu konuda bir düşüş söz konusu olduğu görülüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 17.1’i hükümetin çözüm sürecinde üstüne düşeni yaptığını belirtirken, yüzde 64.3’ü ise hükümetin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini düşünüyor” dedi. arayılan: Yeniden değerlendiririz PKK yöneticilerinden Murat Karayılan da dün telsizden PKK’lilere yaptığı konuşmada çözüm sürecinin durduğunu belirterek, “Birkaç gün önce AKP, önderlikle görüşme ve diyalog sürecini de askıya aldıklarını ilan ettiler. Eğer bu tutumlarını önümüzdeki günlerde de sürdürürlerse, o zaman biz de hareket olarak bu durumu yeniden değerlendirmek durumunda kalırız. Çatışmasızlık sürecinin de herhangi bir anlamı kalmayacaktır” ifadelerini kullandı. K