22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 PROTOKOLE GÖRE İMAMLAR VERECEK ‘AKP’nin Aleviliğe bakışında problem var’ Dr. Kâzım Ateş: AYŞE SAYIN ANKARA HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP hükümetinin Alevilerin sorunlarını çözmesini ya da gerçek anlamda bir “Alevi açılımı” yapabilmesini olanaklı görmüyor. “AKP’nin, Aleviliğe bir inanç olarak bakışında problem var” diyen Demirtaş, “Çünkü Aleviliği sapkın mezhep olarak tanımlıyorlar. İslamdan sapmış, yola getirilmesi gereken tehlikeli bir anlayış olarak görüyorlar. Bu Sünni kesimdeki aslında çok da dışa vurulmayan yaygın bir tartışmadır” görüşünü dile getiriyor. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP hükümetinin genel seçimler öncesinde bir kez daha “gündemine aldığı” yeni Alevi açılımı hazırlığı konusunda Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Siyasilerin Alevilerin haklarını savunmalarının, taleplerini dile getirmelerinin önemli olduğunu, ancak herkesin de Aleviler adına konuşmaması gerektiğini belirten Demirtaş, “Alevi inancına sahip olanların örgütlü güçleri var, vakıfları var, kurumları var ve onlar kendi içlerinde çok sayıda toplantıyla taleplerini netleştirdiler. Dışarıdan Aleviler adına yeni talepler üretmek doğru olmaz. Aleviler ne istiyorsa biz kendimizi bir dakika o taleplerle sınırlı kabul etmeliyiz. Ne eksik ne fazla” diyor. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a göre AKP Alevilerin sorununu çözemez... 4 yaşında din dersi LEVENT GENCELLİ BURSA Bursa’nın Yıldırım ilçesinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Yıldırım Müftülüğü arasında imzalanan protokolle ilçedeki 4 anaokulunda 46 yaş grubu çocuklara anlaşmalı imamlar tarafından Kuranıkerim, güzel ahlak bilgisi ve peygamber efendimizin hayatı dersleri verilecek. Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Güney Özkılıç, “Soyut zekânın gelişeceği ileriki yaş dönemlerinde anlatılacak dinsel konuları, çocuklarımızın kişilik ve özellikle dil gelişimlerinin hassas olduğu bir dönemde dayatmak, okulöncesi çocuklarımıza yapılan bir kıyımdır” dedi. Bursa’nın Yıldırım ilçesinde Milli Eğitim ile müftülük arasında imzalanan protokolle Mevlana, Sabiha Gökçen, Gülbahar Hatun,Yiğitler TOKİ anaokullarında din dersi verilmesinin önü açıldı. Velilere gönderilen yazıda, çocukların bu eğitime katılıp katılmaması konusunda bildirim yapmaları istenirken bu duruma karşı çıkan öğretmenlerin ise soruşturma tehdidiyle susturulmak istendiği belirtildi. Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Güney Özkılıç, “Çocuklar, okulöncesinden itibaren kendilerine dayatılan din eğitimini, yaşlarının özelliği gereği mutlak doğru görecek ve diğer dinlere mensup insanlara zaman içinde hoşgörüsüz bakacaklardır. Söz konusu uygulama, bilimsel düşünen öğretmenlerle velileri de karşı karşıya getirmektedir. Zira okullarda bu dayatmaları öğrencilerinin psikolojik gelişimlerine aykırı gören öğretmenlere soruşturmalar açılmakta, öğretmenle veliler birbirine düşürülmektedir. Bu yaş grubunda soyut zekâ henüz gelişmemiştir. İleri yaş dönemlerinde anlatılacak dinsel konuları, çocuklarımızın kişilik ve özellikle dil gelişimlerinin hassas olduğu bir dönemde dayatmak, okulöncesi çocuklarımıza yapılan bir kıyımdır” diye konuştu. “Bu yaş grubuna ders verecek imamlar hangi pedagojik formasyon eğitimini almışlardır?” diye soran Özkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Somut zekâ döneminde olan öğrencileri, bağırıp çağırarak mı ıslah edecek veya susturacaklar? Çocukların dil gelişimi, 4 yaşlarından itibaren olgunlaşmaya başlar. Yukarıda adı geçen dersler anlatılırken kullanılacak dil ağırlıkla Türkçe sözcüklerin azınlıkta kalacağı bir dil olacaktır.” Özkılıç, bu protokolün bir an önce iptal edilmesi ve bilimsel uygulamaların öngörüldüğü okulöncesi eğitimin aksatılmaması çağrısını yaptı. Kısakürek izinde Alevi sorunu çözülmez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi öğretim görevlisi Dr. Kâzım Ateş’in doktora çalışması, “Yurttaşlığın Kıyısında Aleviler: ‘Öz Türkler’ ve ‘Heretik Ötekiler’” başlığıyla Phoenix Yayınevi tarafından yayımlandı. Ateş, “Aleviliği ‘Doğru Yolun Sapık Kolları’ içinde bir kol olarak gören, bugün neredeyse bir kutsallık halesine büründürülen Necip Fazıl Kısakürek’in izinde Alevi sorununu çözmek mümkün değildir” diyor. Hükümetin yeni açılımının aynı akıbete uğramamasını sağlayacak hiçbir işaret görünmüyor. Alevilerin varlığını onaylayan bir söyleme, o varlığın Sünniİslami kimliğe tehdit ve tehlike oluşturduğunu anlatan bir söylem aynı süreç içinde işleyecek. Dersim ve Seyit Rıza için yapılması taahhüt edilenlere ‘Kılıçdaroğlu sen Alevi olabilirsin. Bunu açık açık söyleyebilirsin. Ben de Sünniyim. Ben de bunu açık açık söylüyorum. Milleti aldatmaya gerek yok’ sözlerinin eşlik etmesi, Berkin Elvan’ın annesinin miting meydanlarında yuhalatılması, Berkin’e ‘terör örgütlerinin maşası’ denmesi eşlik edecek. Bir yan dan cemevi ziyaretleri yapılırken, diğer yandan Reyhanlı’da öldürülen yurttaşlarımızın ‘Sünni’ olduğu ve ‘Alevi’ Esad rejiminin hedefi oldukları tekrar tekrar işlenecek. Cemevlerine verilecek statü tartışılırken, açık ya da örtülü olarak ‘yargı içindeki KemalistAlevi cunta’ benzeri antagonistik siyaset derinleştirilecek. Sözün özü, Aleviliği ‘Doğru Yolun Sapık Kolları’ içinde bir kol olarak gören, bugün neredeyse bir kutsallık halesine büründürülen Necip Fazıl Kısakürek’in izinde Alevi sorununu çözmek mümkün değildir. ‘Devlet Sünnierkek’ kodlandı Demirtaş, kendi halinde Sünni yurttaşların Alevilerin talebine karşı olmadığını belirtirken kendi ailesinden, annesinden örnek veriyor: “Mesela ben Sünniyim, ben Alevilerin bu talebine karşı değilim. Benim annem de başı kapalı bir Sünnidir. Hacca gitmiş bir insandır, Alevilerin bu talebine karşı değil. Hepsi uygulansa annem rahatsız olmaz mesela, örnek olarak söyleyeyim. Kim rahatsız peki bundan? Niye adım atmazlar? İşte hükümetteki bu dini ideolojik referanslar, kodlar adım atmalarını zorlaştırıyor. İkincisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesinde de sorun var, tekçi anlayış üzerine inşa edilen bir ulus ve bunun dayatmaları Alevilerin de bu çark içerisinde yoğurulmalarına erimelerine yol açtı. Yani devkabul etmeseydi, böyle görmeseydi, tümüyle bir inanç özgürlüğü meselesi olarak görseydi ki demokratik laik devletlerde, devlet dini mezhebi tanımlamaz, müdahale etmez, sınır çizmez, ibadethane nedir ne değildir tartışmasına girmez inanç özgürlüğü açısından çok rahat çözülebilecek bir sorundur. Ama Türkiye’de bu Alevi mevzusu bir inanç özgürlüğünün çok ötesi, dini ideolojik bir problemdir.” let ‘TürkİslamSünni erkek’ olarak kodlandı. Bu kimlikler üzerine kodlandı ve bunun dışına çıkan kimlikler ya eritilmeye çalışıldı ya katledildi, ya sürgün edildi ya yasaklandı, ya asimile edilmeye çalışıldı, bir şekilde entegre edilmeye çalışıldı.” AKP’nin CHP’yi “tekçi” anlayışı üzerinden eleştirirken, aslında kendisinin yeni bir “tekçilik” inşa ettiğini, soruna “çoğulculuk, çok kültürlülük” açısından bakmadığını ifade eden Demirtaş, tam da bu nedenle AKP’nin, Alevilerin sorunlarını çözemeyeceği görüşünde. HDP olarak bu sorunları kendilerinin dile getirdiğini, ancak Alevi inancına sahip olanların çok daha fazlasını hep seslendirdiğini belirten Demirtaş, “Yani Aleviler bütün bu konuşulanları, tartışılanları AKP’nin bu konudaki takıyyesini bizden daha iyi anlayıp çözüyorlardır” değerlendirmesini yapıyor. koyun, birebir aynıdır. Aynı sorunlar sıkıntılar, yaklaşım tarzı, Kürt sorununda da vardır. Hatta onu çıkarın, yerine işçiyi, emekçiyi koyun, yine aşağı yukarı sorun, sıkıntı aynıdır. Yani dolayısıyla bütün bu meselelerde hükümetin bize ne vereceği, ne vaat edeceği, ne lütfedeceği beklentisinden çok, biz ne yapacağız yani, bütün bu ezilen kesimler olarak biz mücadelemizi nasıl büyüteceğiz, yükselteceğiz noktası önemlidir. Yoksa AKP çalıştaylar yapacak, açılımlar yapacak, saçılımlar yapacak, vaatler dağıtacak, bütün bunlarda ustadır zaten. Fakat muhalefetin, AKP’nin bu takıyye ustalığı karşısında güçlü bir ortak muhalefet geliştirememiş olması da AKP’nin en büyük şansıdır. Bu da bizim, muhalefetin özeleştirisi olmalı.” BİTTİ ‘Sapkın’ görüyorlar, meşrulaştırmazlar Demirtaş, AKP anlayışı ve hükümetinin Alevi inancına dönük bakışını, anlayışını değiştirmediği sürece, Alevilerin sorunlarını çözmesi, taleplerini de karşılamasının olanaksız olduğu görüşünde: “Hükümetin Alevi açılımı meselesinde bence temel problem demokrasi, özgürlük, insan hakları bakış açısındaki farklılıklar değil. Hükümetin Aleviliğe bir inanç olarak bakış açısında problem var. Bu problem çözülmediği müddetçe AKP hükümeti Alevilerin haklarını özgürlüklerini asla kabul etmeyecek. Çünkü Aleviliği ‘sapkın mezhep’ olarak tanımlıyorlar. Buna yürekten inanıyorlar. İslamdan sapmış, İslam dışına çıkmış, yola getirilmesi gereken inanç, tehlikeli bir anlayış olarak görüyorlar. Bu Sünni kesimdeki aslında çok da dışavurulmayan yaygın bir tartışmadır. Sünni ulemada, Sünni devlet adamlarında dışavurmamış yaygın bir tartışmadır. Şimdi Türkiye’de hiçbir Sünni devlet yetkilisi özellikle de muhafazakâr kimlikte olanlar, AKP gibi olanlar Aleviliği resmiyete kavuşturup işte cemevi statüsüyle, Alevi inancıyla yasal anayasal güvencesiyle tanıyıp İslam tarihine sapkın bir mezhebi, inancı yasallaştıran meşrulaştıran kişi olarak geçmek istemiyor. Bakın tartışmanın bu yönü mesela çok yansımaz dışarıya, ama temel çelişki budur. Eğer ki hükümet Aleviliği kendisi açısından dini ideolojik bir problem olarak MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNDEN SKANDAL AÇIKLAMALAR ‘AKP’nin takıyyesine ortak muhalefet geliştiremedik’ Demirtaş, “Kürt sorununun çözümüyle Alevi açılımını bağlantılı görüyor musunuz?” sorumuza ise şu karşılığı veriyor: “Biraz önce yaptığım Alevi değerlendirmesini Alevi sözcüğünü çıkarın, yerine Kürt Haremselamlık servis açılımı Yurt Haberleri Servisi Antalya İl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, servislerde kız öğrencilerin arkaya, erkek öğrencilerin öne oturtulmasını, servis şoförlerinin öğrencilerle siyasi konularda konuşmamasını ve servis araçlarında Milli Eğitim’in belirlediği müziklerin dinlenmesini istedi. Antalya’da Servisçiler Odası’nın toplantısında konuşan Antalya İl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, tartışılacak açıklamalar yaptı. haber.sol.org.tr sitesinin haberine göre, Gülay, “Özellikle kız çocuklarımız servisin ön koltuğuna değil arka koltuğuna binecek. Ön koltuğa oturacak öğrencinin mutlaka erkek olması gerekiyor” uyarısında bulundu. Gülay bunun gerekçesini de can güvenliği olarak açıkladı. Şoförlerin öğrencilerle iletişim kurarken hem aileden biri gibi olması gerektiğini, hem de farklı konulara girerek sohbet etmemesi gerektiğini söyledi. Öğrenci velilerinin servislere kamera takılmasını istediğini kaydeden Gülay, “Her çeşit insan var. İnsanlar iftira atıyorlar. Şoförlerin iftiraya maruz kalmaması için gerekli bir uygulama. Böylece istenmeyen bir durum oluştuğunda siz de kendinizi rahatlıkla savunursunuz” gerekçesini ileri sürdü. T.C. KOCAELİ 5. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2010/617 TLMT. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Kocaeli ili, Kartepe ilçesi, Suadiye köyü, Bakirli Batak Mevkii 2816 parselde tarla vasıflı olarak tapuda kayıtlı taşınmaz, İzmitSuadiye yolu üzerinde, petrol ofisi istasyonunun güneyinde, Soylular Hazır Beton’un doğusunda kalan parselin üzerinde batı cepheden girilen 2+çatı arası katlı betonarme karkas bina bulunmaktadır. Binanın zemin katı restoran olarak kullanılmakta, içerisinde yemekhane, mutfak ve WC bulunmaktadır. Pencere doğramaları PVC, ıslak hacimleri seramiktir. 1. normal kat ve irtibatlı olan çatı arası katı kahvehane olarak kullanılmakta, içerisinde mutfak ve WC bulunmaktadır. 1. normal katın tavanları ve spot aydınlatmalı lamine asma tavandır. Çatı arası katının yer döşemeleri ahşap kaplama, duvarlar ve tavanlar laminant kaplamadır. Tapoğrafık olarak düz bir zemine sahiptir. Tapu kaydında vasfı tarladır. Yüzölçümü 7.775 m2, KDV oranı % 18’ dir. İmar Durumu: Parselin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı bulunmamaktadır. Parsel 1/15000 ölçekli nazım imar planında ise “Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanında” kalmaktadır. Kıymeti: 3.695.012,50 TL Arsa Payı: Tam Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydındaki gibidir. 1. Satış Günü: 30/12/2014 günü 10.00 10.10 arası 2. Satış Günü: 26/01/2015 günü 10.00 10.10 arası Satış Yeri: Mehmet Ali Paşa Mahallesi, Bağdat Caddesi, Doğu Kışla Gençlik Parkı, No: 28, İzmit/Kocaeli Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap. gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadaki hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/617 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 19/11/2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:74896) 23.10.2014 tarihinde kaybettik. 2010 yılından beri tedavi gördüğü Hacettepe Onkoloji Hastanesi Başhekimliği’ne, görevlerini özveriyle sürdüren çalışanlarına ve Ayşe Saime Kars’a değerli emekleri için teşekkürlerimizi sunarız. Sevgili Selçuk Altan’ı TEŞEKKÜR Nursi’nin kitapları Diyanet’e geçti Feride Altan ve Ayşe Eryavuz 23.10.2014 tarihinde yitirdik. O zor günlerde, törene katılan, çelenk gönderen, Türk Eğitim ve TEMA Vakıfları’na bağışta bulunan, başsağlığı dilekleri ve destekleriyle yanımızda olan, acımızı paylaşan tüm dost ve akrabalara ve kurumlara en içten şükranlarımızı sunarız. Sevgili Selçuk Altan’ı TEŞEKKÜR Feride Altan ve Ayşe Eryavuz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Said Nursi’ye ait kitapların devletleştirilmesiyle ilgili torba yasa konusunda Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar beklenirken, kitaplar üzerindeki haklar, Bakanlar Kurulu kararıyla Diyanet’e verildi. “Eser Sahibi Sait Okur (Bediüzzaman Said Nursi) Olan Eserler Üzerindeki Hakların Diyanet İşleri Başkanlığı Tarafından Kullanılmasına İlişkin Karar”, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararda, eser sahibi Sait Okur’un eserlerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklanan tüm hak ve yetkilerinin Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait olduğu belirtildi. Kararda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca verilen izin veya yetki çerçevesinde hareket edilmediğinin ya da eserlerin aslına uygun olma koşuluna riayet edilmediğinin tespiti halinde hukuki süreç başlatılacağı bildirildi. Hak sahipliğini belgelendiren kişilere, talep edilmesi halinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nca “münasip bir bedel” ödeneceği ve bu bedelin Başkanlık ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca oluşturulacak komisyon tarafından belirlenecek. Karar, Nursi’nin “Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şualar”ın da aralarındaki bulunduğu eserleri için geçerli olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle