05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 15 İnsanlık ve Kobani için, yok mu artıran? u İnternet üzerinde iki hafta sürecek etkinlikte Türkiye’den de imzalar bulunurken sanatçılar verdikleri demeçlerde ‘Sorun, insan olabilme sorunu; Kobani, insanlığın direnişidir’ mesajı veriyor. EVRİM ALTUĞ Küratör, yazar ve sanatçılar, Kobani’ye maddi destek amaçlı bir müzayedeye hazırlanıyor Bir Kent Nasıl ‘Uçurulur’? Bilbao’dayım. Çoook yıllar önce gördüğüm (80’li yılların başıydı) bu kent o zamanlar yaralıydı. Eksikti. Yorgundu, yoksuldu. İspanya’nın en büyük limanlarındandı ama için için kanıyordu. Kentin var olma nedeni çok güvenli bir liman olması ve 18. yüzyılda sanayi devrimiydi. (Çevresi demir madenleriyle sarılı.) Ancak 1970’lerde demir çelik sanayii ve gemi yapımının çöküşü ve ardından toplumsal çalkantılar bölgeyi büyük bir ekonomik krize soktu. Sanayi kentinde sanayinin toptan durması Bask ülkesini iyice karanlığa bürümüştü. Bilbao turizm yolları üzerinde değildi, turist çekemezdi. Sanayi artıklarıyla, bomboş tersanelerle, çalışmayan fabrikalarla ve kenti işgal etmiş boş konteynırlarla dolu kentin yaşamını sürdürebilmesi için bir mucize gerekliydi. O mucize gerçekleşti. Mucize dediğim, akıllı insanların akıllarını kullanmalarından başka bir şey değildi. Bask otonom bölgesi yöneticileri 1991 yılının Şubat ayında Guggenheim Vakfı’yla ilişkiye geçti. Kente bir çağdaş sanat müzesi kazandırma yolunda işbirliği istediler. Dedikleri şuydu: Bu kenti uçuracak bir kültürel araç gerekli bize. Nisan ayında vakıf direktörü Bilbao’daydı. Mayısta Guggenheim Vakfı Amerikalı mimar Frank Gehry’yi yer seçimi için Bilbao’ya getirdi. Ok yaydan çıkmıştı. Altı ay gibi olağanüstü kısa sürede Bask yönetimi ile Guggenheim Vakfı yöneticileri tüm konularda özellikle yer seçimi ve mimar seçiminde anlaşmış; tasarı yürürlüğe girmişti. (Kocaman bir parantez açıp içine koca bir “ah” yerleştiriyorum... İnan Kıraç, Frank Gehry’yi seçmişti gerçekleştirmek istediği müze ve kültür merkezi için... Yer de belliydi... Tepebaşı’nda yanan Dram Tiyatrosu yerine yapılan ucube TRT binası ve çok katlı otopark alanı... Olayın, İstanbul Belediyesi, TRT yönetimi ve proje sahibi arasında nasıl bir yılan hikâyesine döndüğünü anımsayın... Parantezi kapıyorum.) Bilbao Guggenheim Modern Sanat Müzesi 1997’de açıldı. Kent tarihinde bir kilometre taşı oldu; Bilbao’nun miladı oldu. Artık MÖ ve MS vardı. Müze öncesi ve müze sonrası... Müze inşaatının başlamasıyla kent yerli ve yabancı mimarlara tüm kapılarını açtı. Ulusal ve uluslararası mimari yarışmalar birbirini izledi. Bilbao’da bir mimari eser gerçekleştirmek dünyanın en prestijli işi oldu. Örneğin İngiliz Norman Foster metro giriş çıkışlarına imzasını atarken Japon mimar Atea İsozaki ikiz kulelerle, İspanyol mimar mühendis Calatrava Köprüleri’yle ve daha nicesi kenti zenginleştirdi. Bilbao artık tependen tırnağa bir sanat kenti olmuştu. Turizm patlamış, insanlar sırf bu çarpıcı müzeyi görmek için buraya akın etmiş, festivaller birbirini izler olmuştu. Ttiyatro ve opera binaları onarılmış, yenileri eklenmiş, müzeler, konser salonları çoğalmıştı. Bilbao nüfusunun büyük bir çoğunluğu artık hizmet sektöründe çalışıyordu. Benim seksenli yılların başında gördüğüm yaralı yoksul ve yoksun kent 21. yüzyılı kucaklamış , halkının yaşam kalitesi değişmişti. Bir kent nasıl uçurulur? Yıkarak değil, AVM ler açarak, gökdelenler dikerek değil, doğaya karşı gelerek, ağaçları söküp yerine mevsimlik çiçek dikerek, parkları, meydanları yok ederek değil, kent sakinleriyle kavga ederek hiç değil... Bir kent ancak o kent halkının yaşamına artı değer katarsanız, sürdürülebilir gelişmeye açık olduğunuzda, kültürel yaşamı zenginleştirdiğinizde, geleceğe yöneldiğinizde, yaratıcılığı, niteliği, evrensel ve çağdaş değerleri yücelttiğinizde “uçurulur”. Savaş Boyraz, ‘Suruç’tan Bir Kare’ Kobani’de mülteci durumuna düşen insanlara yardım amacıyla, internet üzerinden 4 ve 18 Aralık 2014 tarihleri arasında özel bir açık artırma düzenlenecek. Başını sanatçı, küresel güncel sanat portalı eflux’un kurucusu Anton Vidokle ile Münih doğumlu görsel sanatçı Hito Steyerl’in çektiği projeye katılmayı kabul eden sanatçılar arasında Türkiye ve dünyadan önemli imzalar dikkat çekiyor. Etkinlik, Rojava için Yardım ve Dayanışma Derneği Kobani İçin Sanatçılar İnisiyatifi imzasını taşıyor. Müzayedeye “Menzil” adlı işiyle katılan Şener Özmen, Steyerl’in geçen yaz farklı bir proje için burada olduğunu ve tam da o sıra, Şengal’deki katliamdan kaçan Ezidi Kürtlerin kentte, belediyeye ait sanat mekânına (Amed Sanat Galerisi) geçici olarak yerleştirildiğine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: “… Gelişen olaylar Hito’yu, müteakiben beni de Suruç’a, Kobani sınırına değin götürdü ve oradaki dramı gördüm, gördük. Sanatçılar olarak kendi aramızda zaten tartışıyorduk, Hito’nun önerisi de tam bu sırada geldi. Böyle bir şeyi Diyarbakır’dan yapmış olsaydık, üç kişi bile katılmayacaktı ve bunu da biliyorduk. Öneriyi hemen kabul ettik.” Öte yandan, sanatçı Ahmet Öğüt de, açık artırmaya son fotokolaj işlerinden üçünün birer edisyonunu bağışlamış. Sanatçının yapıtı, dünyanın birçok yerinden, polis köpeklerinin saldırısına uğra yan barışçıl göstericilerin arşiv fotoğraflarıyla, kendisinin yolculukları sırasında ya da toplumsal gösteriler veya sonrasında çektiği karelerin bir bileşimi olma niteliğini taşıyor. Projeye, yakın zaman önce Suruç’ta çektiği bir kare ile katılan Savaş Boyraz da, etkinliğe özellikle doğrudan fark yaratabilecek bir girişim olduğu için, yaşanan duruma karşı kendi alanından bir şeyler yapabilme fırsatı sunduğu için katılmış. Nevin Aladağ ise katıldığı projenin çok önemli olduğunu ve “Sanatçılar, küratörler ve diğer uzmanlar olarak, bölgeye yardım için ellerinde her ne unsur varsa kullanıyor olmalarından duyduğu memnuniyeti” dile getiriyor. Etkinliğe görece küçük ebatlı bir işini, kolay alınıp satılabilsin diye sunduğunu belirten Aladağ, fotoğrafik işinin 1996 tarihli “Voyeur / Dikizci” isimli videosuna ait olduğunu kaydediyor. Cumhuriyet’e Almanya’dan yanıt veren Aladağ için bu iş, “Birer Dikizci olarak duruma izleyici kalan bizlerin karşısında, kadının gücü ve kırılganlığını da temsil etmekte.” Sanatçılar bu tür girişimlerin salt Kobani için söz konusu olmayabilece Ahmet Öğüt’ün yapıtı. ğinin altını çizerken Özmen şöyle konuşuyor: “Kobani insanlığın direnişi Müzayedeye eser veren sanatçılar Nevin Aladağ, Halil Altındere, Allora & Calzadilla, Julieta Aranda, Savaş Boyraz, Phil Collins, Braco Dimitrijevic, Jimmie Durham, Maria Eichhorn, Olafur Eliasson, İnci Eviner, Antje Ehmann / Harun Farocki, Claire Fontaine, Liam Gillick, Nilbar Güreş, Hans Haacke, Joana Hadjithomas ve Khalil Joreige, Sharon Hayes, Berat Işık, Sanja Ivekovic, Carsten Nicolai, Hans Ulrich Obrist, Ahmet Öğüt, Erkan Özgen, Şener Özmen, Trevor Paglen, Pussy Riot, Walid Raad, Raqs Media Collective, Martha Rosler, Anri Sala, Slavs & Tatars, Cengiz Tekin, Rirkrit Tiravanija/Tomas Vu/Miguel Cardenas, Hito Steyerl, Anton Vidokle, Clemens von Wedemeyer ve Tobias Zielony. dir. Bir halkı yok etmek üzerinden gelişengeliştirilen her türden kıyama aynı duygularla ve aynı hassasiyet ile karşılık verdiğimiz unutulmamalıdır.” Aladağ ise, konuya şöyle açıklık getiriyor: “Elbette, daha önce Gazze için yapmış olduğum gibi yine böyle bir şeye girişirdim. İnsan yaşamlarının söz konusu olduğu krizler gündeme geldiğinde, hiçbir ayrımcılık gütmem.” Ahmet Öğüt’ün aynı konudaki aktarımı ise şu şekilde oluyor: “Ben şahsen bu sene birçok global krizle bire bir karşılaştım, Avustralya’da, Amerika’da, bu tip kampanyalarda yer aldım. Krizin nerede olduğu fark etmez, bir katkıda bulunabileceğimiz her yerde, sanatçılar olarak ayni ivedilikte, aynı gayreti göstermemiz gerekiyor.” Savaş Boyraz ise şu açıklamayı yapıyor: “Elbette sorun, insan olabilme sorunu. Yalnız Kobani ile bir ilk yaşandığını da göz ardı etmemek gerekiyor. İlk defa Kürtler, uluslararası arenada hak ettikleri ilgiyi görebilmeye başladılar. Bunun maliyeti onlar açısından çok yüksek oldu / oluyor tabii ki… Binlerce ölü, on binlerce mülteci… Ayrıca Rojava’da oluşturulmaya çalışılan alternatif otonom yönetim biçimine karşı oluşmuş bir gerici cephe var. Oluşan bu sanatçı inisiyatifi, getireceği maddi katkıdan ziyade, aslında bu gerici cepheye karşı bir mesaj olması açısından önemli. Dünyanın her yerinden alanlarında söz sahibi olmuş birçok sanatçının burada tarafını belli etmesi söz konusu. Bu girişimin asıl heyecan verici tarafı budur benim açımdan.” (Bilgi için: www.rally.org/Kobani / http://paddle8.com/auctions/Kobani) Çocuklar müzikle iç içe Antalya Piyano Festivali Çocuk Korosu bugün sahnede olacak Kültür Servisi 15. Antalya Piyano Festivali, bu yıl çok sayıda yeniliği hayata geçiriyor. Türkiye’nin önde gelen konservatuvarlarından seçilen yetenekli gençler Antalya’ya getirilerek, ünlü virtüözlerle ustalık sınıflarında ya da müzik atölyelerinde çalışma yapmaları sağlandı. Bu yıl festival kapsamında kurulan Çocuklarla Koro Atölyesi, önemli etkinliklerden biri. Antalya ilçelerindeki ilkokul ve ortaokullarda okuyan çocuklarla, Türkiye’nin farklı şehirlerinden ve İtalya’dan gelen koro müziği eğitmenleri buluştu. Fabio Lombardo ve Bülent Halvaşi yönetiminde yürütülen çalışmalar sonucunda APF Çocuk Korosu oluşturuldu. Piyano Festivali Çocuk Korosu bu süreçte hazırladığı repertuvarı, yarın festival çadırında sahneleyecek. Ayrıca KeKeÇa Beden Perküsyonu Atölyeleri ile de Antalyalı çocuklarla, bedenleriyle müzik üretmek isteyen Antalyalılar festival boyunca çalışmalar yaptı. Şehrin çeşitli yerlerinde çocukların yaptıkları doğaçlama müzikle yarattığı çalışmalar, 29 Kasım’da yine festival çadırında sergilenecek. Gezici Piyano ile de çocuklar, okullarına gelen piyanistleri dinleme fırsatı yakalıyor. Antalya ilçe okullarındaki konserler devam ediyor. n İZMİR (AA) “İzmir Müzisyenler Derneği”, Kobani’deki çatışmalar nedeniyle Türkiye’ye gelen çocuklar için kendilerinin yaptığı ve bağışlarla topladıkları oyuncakları Urfa’nın Suruç ilçesine gönderdi. Hem 40 gün boyunca topladıkları hem de oyuncak yapma atölyelerinde hazırladıkları 5 bin kadar oyuncağı tasnif ederek gönderdiklerini söyleyen dernek üyesi Serdar Türkmen, her çocuğa yaşına göre bir oyuncak düşeceğini ifade etti. Türkmen, İzmirlilerle savaş mağduru çocuklar arasında “oyuncak köprüsü” kurulacağını belirterek yardımlarda çocuklarda travmaya neden olmamak için asker, silah gibi savaş oyuncaklarına yer verilmediğini kaydetti. İzmir’den Suruç’a ‘oyuncak köprüsü’ n İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) Arkeoloji öğrencileri Beyazıt Meydanı düzenleme projesi kapsamında ortaya çıkarılan Bizans sarnıcının molozla örtülmesini protesto etti. Beyazıt Meydanı düzenleme projesi kapsamında yapılan inşaat çalışmalarında ortaya çıkarılan Bizans sarnıcının, ihaleyi alan şirket tarafından beton ve molozlarla doldurulduğu basına yansımıştı. Beyazıt Meydanı’nda toplanan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Arkeoloji Sanat Tarihi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü öğrencileri yaptıkları açıklamada, İBB ve Fatih Belediyesi’nin ortaklaşa yürüttüğü projenin, İstanbul’un kalbi tarihi yarımadanın göbeğinde olduğunu söyledi. Öğrenciler, bu alanda yapılacak çalışmalarda herhangi bir buluntuya rastlanmayacağını düşünmenin açıkça “aymazlık” olduğunu ifade etti. Bizans sarnıcına beton dökülmesine protesto Shakespeare’in kayıp kopyası Ünlü yazarın tüm eserlerini bir araya getiren ilk kitabın değeri 12 milyon TL Kültür Servisi William Shakespeare’in tüm eserlerini bir araya getiren ilk kitap olan, 1623 tarihli Birinci Folyo’nun bir kopyası, Fransa’nın St. Omar kentindeki yerel bir kütüphanede bulundu. Tüm dünyada sadece 230 kopyası olan kitap “Macbeth” gibi bazı klasikleşmiş Shakespeare oyunlarını içeren tek koleksiyon olma özelliğini taşıyor. Uzmanlar, Shakespeare’in ölümünden 7 yıl sonra basılan ve sadece 1 sterline piyasaya sürülen kitabın yeni keşfedilen 231. kopyasının en az 5.5 milyon dolar (12 milyon TL) değerinde olduğunu belirtiyor. Fransa’da bulunan Birinci Folyo’nun 30 sayfasının eksik olduğu ancak bunun dışında eserin oldukça iyi bir şekilde korunmuş olduğu ifade edilirken, önümüzdeki aylarda St. Omar kentindeki yerel kütüphanede sergilenecek. n Kültür Servisi Gripin, konserleriyle ÇEVKO Vakfı’na destek vermeye devam ediyor. 30 Kasım saat 17.00’de Eskişehir Leman Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek Gripin konseri, geri dönüşüm konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Konsere giriş için yapılması gereken tek şey ise ambalaj atıklarını getirerek geri dönüşüme kazandırmak olacak. Gripin’den çevre koruma bilinci için konser n Kültür Servisi Hüseyin Avni Danyal, zamanında Ulvi Uraz Tiyatrosu, Gelenbe Tiyatrosu Kadıköy Bahariye Caddesi’nde geçen yıl açtığı Tiyatro Seyirlik sahnesi, bu sezonu “Soytarılar” oyunu ile açtı. R. Ppavelkic’in yazdığı, Yunus Emre Bozdoğan’ın yönettiği, Salih Usta, Serdar Yeğin ve Mertcan Semerci’nin performansları ve kondisyon isteyen akrobatik hareketleriyle dikkat çeken oyun, yarın saat 20.30’da Tiyatro Seyirlik’te olacak. Tiyatro Seyirlik sezonu ‘Soytarılar’ ile açtı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle