05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2014 PERŞEMBE 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... kapağı atan RTE her gün yaptığı açıklamalarla... ..asla cumhurun değil, kendi kişisel amaçlarıyla laik Cumhuriyeti dinci devlete dönüştürme ihtirasını kanıtlıyor. Merak ediyorum: Sözüne önem verilen siyaset adamları veya bir parti genel başkanı acaba ne zaman: RTE’nin yeni Türkiye saplantısının gerçek yüzünü, Müslüman halkın gözünü boyuyarak, devleti adım adım İslam cumhuriyetine dönüştürme planı olduğunu ayrıntılı örneklerle ve... ... elbette demokrat maskesi altındaki RTE’yi açıklayacak! HHH Bu konuda kanıt mı? Ohooo yığınla. İşte son on günde yumurtladığı iç ve dış kamuoyunun şaşkınlıkla izlediği kanıtlar... ...Yeni Türkiye’nin ve RTE’nin gerçek yüzünü açıklamaya dış basında çıkan yorumlar yeter de artar bile. Biz dediği Müslümanların Kolomb’dan yüz yıllar önce Amerika’yı keşfettiğini açıklayarak dünya medyasında hakkındaki hayli mizahi yazılara, yorumlara neden olduğu yetmiyor muş gibi... ...üstelik adı Kadın ve Adalet olan toplantıda bu kez kadına saldırdı. Çağdışı kalan kimi Müslüman kurallarıyla yoğrulmuş imam hatipli kafasından kaynaklanan anlayışı; New York Times ve Washington Post’tan (ABD) başlayarak Batı medyasını; “kışkırtıcı” özetinde yerden yere vurdu. Örneğin Carriera della Sera’nın yorumu şöyle: “RTE kadınları aşağıladı. Avrupa sessiz, tepki göstermiyor.” Uzmanların değerlendirmelerini yazan New York Times, “Kadınları eve kapamak için iş yasalarını değiştirme konularında girişim var” diye ayrıntılı bir yazıyorum yayımlıyor. Washington Post, kadın haklarına saldırısının, Kolomb uydurmasının ardından RTE’nin “Son kışkırtıcı açıklamasıydı” diyor. HHH Ya bizim siyaset dünyamız ne âlemde? RTE’nin saldırılarının yeni Türkiye’nin asıl amacı olan rejimi başka yönlere devşirmeyi içeren konuşmalar olduğunu açıklayacakları, RTE kafasına vuracakları yerde... ...kadın konusunda idarei maslahatçı bazı açıklamalarla kadın oylarının gönlünü almaya çabalıyorlar. Yeni Türkiye demek, ülkeyi İslama dönüştürmenin özeti demek. RTE’nin bu rejimsel manevrasını artık konuşmalarında verdiği örneklerle açıklayarak yeni Türkiye’nin tamamen kendi Müslüman kafasından kaynaklanan bir özlemin sonucu ve... ... bunun 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kural ve öğelerine tamamen aykırı bir saptamanın ürünü olduğunu vakit yitirmeksizin... ....siyaset adamları, elbette RTE’ye kapı kulu olmayan ilim, bilim, hukuk adamları ve de medya toplumu ne zaman uyaracaklar? HHH Yoksa? Dostlar, devlet, özgürlükler bu kaba, zorba çağdışı kafa ile onu izleyen hükümetle... ...bir gün uçup giden laik devletin, savaşını verdiğimiz demokrasi ve özgürlüklerin arkasından bakakalacağız ve... İş işten geçmiş, camileri saltanat koltuğuna dönüştüren ... çağdışı badem bıyıklıyla zorba rejim gelivermiş olacak! Gidiş olanca hızıyla o gidiş: Olmazların olmasını mı bekleyeceğiz? HABERLER MUSTAFA BALBAY İmralı ziyareti için hükümetten Bağrıyanık’a vize çıkmadı GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada Ada ekibi 4’e indi MAHMUT LICALI ANKARA İmralı’ya 30 Kasım’da yapılacak ziyarette, mevcut 3 kişilik HDP heyetinde DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle’nin yer alacağı öğrenilirken DÖKH üyesi Ceylan Bağrıyanık’a yapılacak bu ziyaret için vize çıkmadı. Bağrıyanık’ın bundan sonraki ziyaretlerde heyete dahil olabileceği ya da başka bir ismin bu görevi yürütübileceği konuşulurken Dicle’nin katılımıyla dört kişiden oluşacak genişletilmiş HDP heyetinin de İmralı ziyareti öncesi bir araya gelerek toplantı yapması bekleniyor. Tıkanıklığın ardından yapılacak ilk İmralı ziyareti öncesi HDP heyetinin hangi kişilerle adaya gideceği netlik kazanmaya başladı. HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan HDP heyetine 30 Kasım’daki ziyarette DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle de dahil olacak. HDP ise 30 Kasım ziyaretinde Bağrıyanık’ın da heyette yer alması için hükümet kanadıyla çeşitli görüşmeler yürütüyor. Bu kapsamda cuma günü heyette kimlerin yer alıp almayacağının resmen açıklanabileceği belirtiliyor. Heyetin İmralı ziyareti öncesi bir araya gelerek bir toplantı yapması da bekleniyor. Adaya gidecek HDP heyetinin yanında müzakere aşamasıyla ilgili öneri ve projeleri de götüreceği, görüşmede müzakere aşamasıyla ilgili öneri ve projelerin ele alınacağı kaydediliyor. Baluken ziyaret öncesi Kandil’e gidiyor 30 Kasım’daki İmralı görüşmesinden önce bugüne kadar HDP heyetinin uy guladığı görüşme trafiği dışında yeni bir gelişme daha yaşandı. Sürecin başından bu yana HDP heyetinde yer alan isimler İmralı sonrasında Kandil’e giderek bilgi verirken ilk kez tersi durum yaşanacak. Grup Başkanvekili Baluken İmralı ziyareti öncesinde bugün Kandil’e giderek görüşmeler yapacak. Baluken Kandil’de görüşmeler yürütürken Ankara’da da çözüm trafiği yaşanacak. HDP heyetinde yer alan diğer iki isim olan Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder de bugün ve yarın hükümet temsilcileriyle çeşitli görüşmeler yapacak. HDP heyetinin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yanı sıra başbakan yardımcılığı görevini yürütürken çözüm sürecini koordine eden AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay ile de görüşebileceği dile getiriliyor. DAVUTOĞLU’NA MEYDAN OKUDU BAŞBAKAN, KILIÇDAROĞLU’NUN İDDİALARINA YANIT VERDİ Bahçeli Tunceli’ye gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün partisinin grup toplantısında kendisine yönelik sözleri üzerine yarın Tunceli’ye gitme kararı aldı. Başbakan Davutoğlu’nun önceki günkü grup toplantısında “Tunceli bu ülkenin bir parçası ve cesaretin varsa git bu hain, terörist sözlerini Tunceli’de söyle” restini, Bahçeli, Tunceli’ye gitme kararıyla gördü. Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada Davutoğlu’na sert çıktı. Davutoğlu’nun grup konuşmasını “Edep ve hayâ sınırlarını zorlayan müflis bir siyasetin bozguncu yorumu” olarak nitelendirdi. Davutoğlu’nun Tunceli’ye gidip gidemeyeceği konusundaki merakının da “hastalıklı bir noktaya geldiğini” belirten Bahçeli, “Bu aşamada bize düşen Davutoğlu’nun merakını gidermek ve ateşini düşürmektir. MHP Genel Başkanı olarak 28 Kasım 2014 günü (yarın) Tunceli’de bulunarak, Tuncelili kardeşlerimi ve Tunceli Valiliği’ni ziyaret etme kararını almış bulunmaktayım” dedi. Suruç ilçesine giden Davutoğlu, Kobanili sığınmacıların bulunduğu AFAD kampını ziyaret etti. Bazı sığınmacıların kaldığı çadırları gezen Başbakan Davutoğlu, daha sonra otobüs üzerinden sığınmacılara hitap etti. (Fotoğraf: AA) Sığınmacıları ziyaret etti Davutoğlu: MİT iddiasının arkasında paralel var Yurt Haberleri Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “MİT’in içinde bir grubun sadece CHP için görevlendirildiğini biliyoruz. CHP içinde karışıklık çıkarmak istiyorlar” açıklamasına Başbakan Ahmet Davutoğlu, Şanlıurfa’dan yanıt verdi. Davutoğlu, “İthamda bulunuyorsunuz MİT Müsteşarlığı’yla ilgili, ispat sizin üzerinize düşer” dedi. Davutoğlu, isim vermeden iddiaların arkasında Gülen cemaati ve dış mihrakların olduğunu ileri sürdü. AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nın 99’uncusu için Şanlıurfa’ya giden Başbakan Davutoğlu’na eşi Sare Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala eşlik etti. GAP Tarımsal Eğitim Merkezi’ndeki toplantıda konuşan Davutoğlu, çözüm sürecinden taviz vermeyeceklerini belirterek Kobani eylemlerinde çıkan olayları eleştirerek “Çözüm süreci kamu düzeni olmadan hayata geçirilemez” dedi. CHP’nin geçmişiyle yüzleşmek yerine kendilerini suçladığını ileri süren Davutoğlu, “Sırf kendisini bir anlamda kitlesi nezdinde tatmin edebilmek ve partiden ayrılanları da itham edebilmek için ‘CHP’nin iktidar olamayacağına inananlar partiyi terk etsin’ diyor. Böyle bir kriter koyacaksa önce kendisinin kapıdan çıkıp gitmesi gerekecek. Allahaşkına bir anket yapılsın, CHP’nin iktidara geleceğine inanan kimse çıkar mı? Herkes ‘Allah bizi muhafaza etsin’ der. Sadece tek parti geçmişi değil, yakın geçmişi ile de yüzleşemeyen Kılıçdaroğlu, şimdi bize meydan okumaya kalkıyor. Sayın Kılıçdaroğlu kendi partisinin geçmişiyle yüzleşsin dedim. Dersim’den kaçındı” dedi. Kılıçdaroğlu’nun MİT ile ilgili iddialarına da günler sonra yanıt veren Davutoğlu, “Bir ithamda bulunuyorsunuz MİT müsteşarlığıyla ilgili, ispat sizin üzerinize düşer. Hâlâ rövanş peşindeler, çatı adayı kim BARZANİ’YE DAVET Başbakan Davutoğlu, IŞİD’in Kerkük’e saldırmasının ardından Irak Başbakanı Haydar el Abadi ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile görüştü. Davutoğlu, İbadi ile IŞİD tehdidi altındaki Kerkük’ün güvenlik durumunu değerlendirdi. Davutoğlu, Barzani ile de Kerkük’teki son durumu ele alarak Türkiye’nin Irak’ın istikrarı için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurguladı. Davutoğlu Barzani’yi Türkiye’ye davet etti. ler belirlediyse, dikte ettiyse, şimdi MİT’e saldır diyorlar. Hani 7 Şubat’ta MİT müsteşarımıza yönelik komplo var ya, o hükümetimize dönüktü, devlete dönüktü. Siyasi istikrara yapılan komploydu. Hak ettiği cevabı aldılar. Orada MİT müsteşarımızı hesaba çekemeyenler, şimdi anlaşılan o paralel çete Kılıçdaroğlu’na yeni tüyo, yeni malzeme vererek MİT’e saldırtmaya çalışıyorlar. Bunun arkasında başkaları da var” diye konuştu. Davutoğlu, akşam saatlerinde katıldığı toplantıda 67 Ekim olaylarını hatırlatarak HDP’lileri ‘şiddet dili’ kullanmakla suçladı. Davutoğlu, “Biz eleştirdiğimizde, ‘Niye bu şiddet dilini kullanıyorsunuz?’ dediğimizde, birçok HDP milletvekili ‘Bir kere ok yaydan çıktı, biz de kontrol edemiyoruz’ ya da ‘Karar bizde değil’ dediğinde, o zaman demokratik şartlarda konuşmanın sınırlarına gelinmiş olunur. O zaman kimle nasıl konuşacağız? Halktan yetki alması önemli. Bütün bir toplum, bu çözüm sürecine, muhatabı olmak bakımından, kamu düzenin devamı konusunda hepimizin hassasiyet göstermesi lazım” dedi. Tuncelililer: Gelmesin TUNCELİ (DHA) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yarın Tunceli’yi ziyaret edeceğini açıklamasına Tunceli Belediye Başkanı DBP’li Mehmet Ali Bul, DBP, HDP, Emek Partisi ve KESK yöneticileri sert tepki gösterdi. Bahçeli’nin Dersim olaylarıyla ilgili sözleri ve Seyit Rıza’nın torunlarına “Alçak” dediğini belirten siyasiler, Bahçeli’nin ziyaretinin “provokasyon” yaratacağını vurgulayarak kente gelmemesi çağrı yaptılar. Öte yandan bir basın toplantısı düzenleyen CHP Tunceli İl Başkanı Hüseyin Zeytin de “Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bahçeli, Dersim olayları üzerinden tartışarak ilimizi istismar ediyorlar. Bu iki liderin restleşmesi kesinlikle bir oyundur, bir provokasyondur. Biz acılarımızın üzerinde oynamasını kınıyoruz. Sayın Bahçeli, Davutoğlu’nun Hacıbektaş’ta yaptığı bir konuşma üzerine Dersim halkına zalim, cani, alçak gibi onur kırıcı ifadeler kullanmıştır” dedi. Zeytin, Bahçeli’nin gelişi ile birlikte yaşanacak olayların sorumlusunun Başbakan Davutoğlu olacağını sözlerine ekledi. ... sayarak yaptırdığı Kaçak Saray toplumun vicdanında yer bulmadı. Daha ne kadar genişletileceği belli olmayan saray büyüdükçe, temsil gücü küçülecek. Erdoğan ve çevresi Kaçak Saray’ı halkın gözünde meşru ve kabul edilebilir kılmak için değişik yöntemler deniyor. “Saray zaten halkındır, demirbaştır” dediler, olmadı... İlk kokteyli Öğretmenler Günü nedeniyle Anadolu’nun dört bir yanından gelen öğretmenler için veriyoruz, dediler. O da olmadı. Zira Erdoğan’ın okuma yazmayla ilgisi yok. Kendileri okumak deyince, bildiğini okumaktan, önüne gelene meydan okumaktan, Meclis’e gelecek yasaları önceden ilan edip hariçten gazel okumaktan başka bir şey bilmiyor. Bu saray bir sanat abidesidir, içine sanat eserleri koyacağız deseler, o da olmayacak. Zira, kendilerinin sanatla ilgisi yok. Evren bile hiç değilse arada eline fırça alıp resim yapıyordu. Kendileri fırça deyince, sesini yükselteni azarlamaktan başka bir şey anlamıyor. Fırça darbesi desek, felaket... Darbeye hazırlanıyorlar naralarından geçilmez... HHH Kaçak Saray iktidar partisinin vidanında yer buldu mu? Bulmamış görünüyor. Arınç’ın ve Bozdağ’ın, “Cumhurbaşkanı lükse düşkün” türünden teğet açıklamaları AKP standartlarına göre çok ileri düşünceler. Oysa Erdoğan, bu sarayı, “kalıcı bir eser bırakmak için” inşa ettirdiğini söylerken ecdadı da unutmamış, Selçuklu mimarisinden esinlenildiğini vurgulamıştı. Anadolu’da Osmanlı’dan çok Selçuklu eseri var. AKP’liler isteseler Alparslan’dan girip Keykubat’tan çıkarlar, Erdoğan’ı her yere kondururlardı. Ama konduramıyorlar... Yaz sonunda Başbakan’ın da Kaçak Saray’a taşınacağı, üst katta Erdoğan, alt katta Davutoğlu, yeni bir düzen kurulacağı söyleniyordu. Davutoğlu’nun buna yanaşmadığı görülüyor. Üzerine başka gündem maddeleri oturtulmak istense de Kaçak Saray her yerden fışkırıyor. Son olarak Ermenek’teki maden cinayetinde oğlunu kaybeden baba Recep Gökçe’nin yırtık ayakkabısından da fırlayıp çıkan Kaçak Saray, iki Recep’i karşı karşıya getirdi. Meclis’te de Kaçak Saray’a yönelik eleştirilere AKP sıralarından güçlü bir karşı savunma ya da saldırının gelmediği dikkati çekiyor. Bunun Erdoğan’ın da dikkatinde olmaması mümkün değil. “Parti içinde bana tam destekte kaçak var mı” sorusunu çoktan sormaya başlamış olmalı. HHH Malı Ye Bakanı’nın verdiği resmi bilgiye göre, 1 milyar 350 milyon liraya mal olan Kaçak Saray gerçekten kalıcı bir eser. Cumhuriyet tarihiyle sürekli kavga ederken Cumhuriyetin ekonomik birikimlerini de sata sata bitiremediler. Üstüne de saray diktiler. Bu kalıcı eser AKP iktidarının en büyük yatırımı olarak da tarihteki yerini alacak. Eser o kadar büyük ki; karşılaştır karşılaştır bitmiyor... Bir milyon işçinin bir aylık maaşından daha büyük... Üç milyon öğrenciye verilen burstan daha büyük... Milli Eğitim Bakanlığı’nın kitap bütçesinin üç katından daha büyük... Her ilimize beş okul yaptırmak için yapılacak harcamadan daha büyük... Mars’a gönderilecek dört uydunun maliyetinden daha büyük... Bu karşılaştırmalara bakınca Kaçak Saray sakininin çok sevdiği söz insanın aklına geliyor: Eşek ölür kalır semeri Fakir ölür kalır kemeri Sultan ölür kalır sarayı Sorarlar bir gün, nerden buldun parayı! ÖZAL’A SUİKAST DAVASI Levent Ersöz YARGI PAKETİNDE DEĞİŞİKLİK beraat etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne ilişkin davada, sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün beraatına karar verildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, esas hakkındaki görüşünü veren cumhuriyet savcısı İsmail Şafak, davanın gizli tanık beyanlarına dayanılarak açıldığına dikkat çekti. Ölümün zehirlenme sonucu meydana gelip gelmediğinin belirlenemediğini, dosyada inandırıcı ve kesin delil bulunmadığını, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu ve belgelere göre tanıkların, sanıkla aynı yerde bulunmalarının mümkün görülmediğini bildiren Şafak, “Cumhurbaşkanına suikast suçunun, uzman çavuş rütbesinde olan tanığa anlatılmasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığını” söyledi. Şafak, bu nedenlerle atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın beraatına karar verilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Hayrettin Türe de “suç sabit olmadığından” sanığın beraatına karar verdiklerini açıkladı. ‘İlimizi istismar ediyorlar’ Danıştay üyelerine sınavsız geçiş yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, yargı paketi üzerindeki görüşmelere dün de devam edildi. Pakette yapılan değişiklikle, idari yargıda 5 yıl süreyle görev yapmış hâkim veya savcılar ile Cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş Danıştay üyelerinden hukuk fakültesi mezunu olmayanlara talepleri halinde hukuk fakültelerine sınavsız olarak yerleşmelerine ilişkin öneri metninden çıkarıldı. Bir başka değişiklikle HSYK Genel sekreterlerinin de Danıştay’a üye seçilebilmesinin önü açıldı. Görüşmeler sırasında MHP’li Celal Adan’ın “Hırsızlığı, arsızlığı bastırma adına adalette düzenleme yapılır mı allaha aşkına? Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk olayı olarak tarihe geçmiş bir yolsuzluğu bırakın mahkemeler ayıklasın yüreğiniz yatıyorsa. Neden kaçıyorsunuz?” dedi. CHP’li Gürkut Acar da, yasa önerisiyle asıl amaçlananın AKP’nin emrinde bir yargı yaratmak olduğunu belirterek, “Bu halk bunları öğrendiği zaman sizi sokaklarda süpürge sapıyla kovalayacaklardır” diye konuştu. CHP’li Tufan Köse, hükümetin Alevi açılımını eleştirerek, açılım, çalıştay, ziyaret ve şovlarla Aleviler’in gözlerinin boyanamayacağını söyledi. Köse’nin, “Dersim diyorsun sayın başbakan, Horasan erenleri, Hacı Bektaş Veli, Baba Mansur diyorsun. Ama 3. köprüye de Yavuz Sultan Selim diyorsun. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” sözleri tartışma yarattı. Bazı AKP’liler “Ne olmuş yani” diye laf atmaları üzerine Köse, “Yavuz Sultan Selim, Aleviler’in gözünde bir Hitler’dir. Alevi çocuklarının kanını içmiştir döneminde” yanıtını verdi. Görüşmeler öncesinde CHP’nin Uludere olaylarına ilişkin araştırma önergesinin görüşülmesine ilişkin önerisi kabul edilmedi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Üst düzey MİT görevlisinin TSK’ye ‘PKK’li Bahoz Erdal sınırı geçiyor’ dediğini ve bunun üzerine bu vahim olayın yaşandığını” söylediğini belirterek, “Ortada ciddi bir iddia var. Bu MİT görevlisi kimdir” diye sordu. AKP’li Hamza Dağ ise “Siyasi olarak mefta olanların söyledikleri üzerinden siyaset yürütülmez” dedi. GÖREVDEN ALINAN GENEL YAYIN YÖNETMENLERİNDEN ORTAK AÇIKLAMA ‘İftira kampanyası başlatıldı’ İstanbul Haber Servisi Star ve Akşam gazetesinde “yeniden yapılanma” kapsamında görevlerinden alınan Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan, haklarında çıkan haberlere ilişkin ortak açıklama yaptı. Yaşanan sürecin “iftira kampanyası” olarak nitelendiği açıklamada iddialara ilişkin hukuki sürecin başlatılacağı kaydedildi. Karaalioğlu, Cömert ve Ocaktan tarafından yapılan ortak açıklamada “Çalıştığımız kurumlarla yollarımızın ayrılma sebebi, meslek içerisinde her zaman yaşanan ve yaşanabilecek olağan bir süreçtir. Üzerinde spekülasyonlar yapmak iyi niyetle bağdaşmamaktadır. Ancak bu olayın ardından medya tarihinde bir benzerine rastlanmayan, ağır, mesnetsiz ve tamamen itibarsızlaştırmaya yönelik bir saldırının hedefi olduğumuz görülmektedir” denildi. Konuyla ilgili Es Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak da açıklama yaparak Karaalioğlu, Ocaktan ve Cömert hakkında ortaya atılan “tüm parapul iddialarının” yalan olduğunu söyledi. Sancak görevlerinden alınan gazetecilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde olmadığını belirterek, “Cumhurbaşkanımızın işi ayrı, bizim işimiz ayrıdır. Biz kendi işlerimizi Cumhurbaşkanımıza sormayız” dedi. Üç ismin görevden alınması Erdoğan’a verdiği tam destekle bilinen Yeni Şafak’ta köşe yazarlarının da gündemini oluşturdu. Abdülkadir Selvi yazısının sonuna “Kalemleri kırıldı” başlığı altında üç isim için “Başımızın üstende yerleri var” diye yazdı. Ani Nur Kutlu ise ‘Bu davanın çocukları’ başlıklı yazısında, “Bu çocukları ne kadar hatalı olursa olsun, zerre kadar davaya katkısı olmayan, çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen insanlara kurban edemeyiz” ifadelerini kullandı. Yine gazetenin yazarlarından İsmali Kılıçarslan da yazısında, “Operasyon tamam mı abi” başlıklı köşesinde “Üçünü de tanıdığım, bildiğim kadarıyla ‘bugün ve burada elde ettikleri için’ oldukları yerde değillerdir. Üçü de, meselenin aslında ne olduğunu bilen, davacısı oldukları davayı ‘çekirdekten’ sahiplenmiş isimlerdir. Hatalarıyla sevaplarıyla, eksikleriyle fazlalarıyla bu üç isim de ‘mahallemizin’ abileridir. Ve mahallemizin abilerine reva görülen bu ‘operasyon’, asla hak etmedikleri bir biçimde gerçekleştirilmiştir. Bazıları bu operasyonun arkasında Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Yiğit Bulut’un olduğunu iddia ediyor. İhtimal vermem, veremem. Çünkü Yiğit Bulut’un gücü mahallemizin abilerine yetmeye başladıysa bizim dükkânı kapatıp gitmemiz iktiza eder” ifadelerini kullandı. ‘Bizden kim özür dileyecek’? Ersöz, duruşma sonra Ersöz sında gazetecilere yaptığı açıklamada Ergenekon, Balyoz, Zirve Yayınevi ve Turgut Özal’ın ölümüne ilişkin davalarda yargılandığını, davaların tek dayanağının gizli tanık beyanları olduğunu ifade etti. Bu davaları “sanal” olarak niteleyen ve dosyalarda kesin ve somut deliller olmadığını kaydeden Ersöz, “Maksat, bizler üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ni itibarsızlaştırmaktır” dedi. Tarihi bir karar verildiğini söyleyen Ersöz, “TSK’den kim özür dileyecektir? Siyaset mi özür dileyecek veya yıllarca cemaat denilen bu F tipi yapıyla işbirliği yapan siyaset mekanizmasının içindeki, sosyal yaşamdaki kendisine çeşitli kisveler, çeşitli isimler veren kişiler, kuruluşlar mı özür dileyecekler” diye sordu. Yeni Şafak’ta isyan!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle