06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] Sırma Aksüyek’in ‘Usulca’ sergisi 7 Aralık’a dek sürecek KÜLTÜR 17 D OSTLAR TİYATR OSU Aksüyek’ten romantik bir sergi Kültür Servisi Sırma Aksüyek’in ikinci kişisel sergisi “Usulca” İşlik Sanat Galerisi’nde açıldı. 7 Aralık’a dek sürecek sergi için sanatçı, “Benim için önemi, romantik bulduğum bir sergi olmasıdır” diyor. Aksüyek, “neydi” dediğimiz, tarif edemediğimiz, hatta unutmuş olduklarımızı içinde bulabileceğimiz bir sergi olduğunu dile getiriyor. Her şeyin hızlıca ilerlediği, hatta tüketildiği günümüzde bir parça da olsa anda kalabilmek, o anı hissedebilmek için Aksüyek’in “Usulca” sergisi görülmeli. ‘Ben Bertolt Brecht’ yeniden Kültür Servisi Genco Erkal’ın yönettiği, oynadığı ve sahneye uyarladığı, altı ödüllü “Ben Bertolt Brecht” uzun bir aranın ardından 3 Aralık’ta saat 20.30’da Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde seyirciyle buluşacak. Erkal’ın, Bertolt Brecht’in şiir, şarkı ve öykülerinden uyarladığı oyunda Tülay Günal’da rol alıyor. Hem En Yakın, Hem En Uzak Erivan’dan baktığınızda Ağrı Dağı’nı görürsünüz. Sanıyorum Iğdır’dan bakıldığında da Erivan’ın tepeleri görülebilir. Haritada da iki şehir birbirlerine çok yakın görünüyorlar. Ama Iğdır’dan Erivan’a gitmek isterseniz arabayla yüzlerce kilometre kat edip 10 saatten fazla bir yolculuğu göze almanız gerekiyor. Çünkü Türkiye Ermenistan sınırı 1993’ten beri kapalı. Ermenistan’a Gürcistan üzerinden ulaşılabiliyor. Alican Sınır Kapısı açık olsaydı herhalde 1 1.5 saatte Iğdır’dan Erivan’a gidilebilirdi. “Hem en yakın, hem en uzak” dememin ilk nedeni bu. Ermenistan’la Türkiye’nin birbirine “en uzak”ta olmasının çok daha önemli nedenleri var. En önemli neden “1915”. İster soykırım, ister tehcir, mukatele, kırım densin ortada bir gerçek var ve bu konuda adımı Türkiye’nin atması gerekiyor. Yakınlıkların ise çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Türkler ve Ermeniler daha doğrusu Anadolu halkları yüzyıllarca bir arada yaşamışlar. Gelenekleri, görenekleri, alışkanlıkları ve görünümleri birbirlerine çok benziyor. Birbirlerinin en yakını olmuşlar. Hrant Dink Vakfı, Avrupa Birliği’nin (AB) desteği ile iki komşu ülke halkı arasında doğrudan temasların artırılması ve her alanda işbirliklerinin teşvik edilmesi amacıyla “TürkiyeErmenistan Seyahat Fonu” açmış. Bu fonla 16 aylık bir sürede 200 kişi TürkiyeErmenistan arasında seyahat edecek. Bu seyahatlerde gerçekleştirilecek buluşmalarda Ermenistan ve Türkiye’den sivil toplum, gençlik ve gönüllülük politikaları, insan hakları ve demokrasi, eğitim, çevre, tarih, kültürsanat, kalkınma, spor, bölgesel işbirliği ve Avrupa entegrasyonu gibi çeşitli temalar çevresinde gerçekleştirilecek işbirliklerine katkı sunmak hedefleniyor. “TürkiyeErmenistan Seyahat Fonu” ile dört günlüğüne Erivan’a gittik. Amacımız Ermeni yayıncılık sektörünü tanımak, işbirliği olasılıklarını araştırmaktı. Yayınevlerini, kitabevlerini, kütüphaneleri ziyaret ettik, sektör temsilcileri ile toplantılar yaptık. Ermenistan için Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1990 bir milat. Kitap dünyası için de 1990 yayıncılık sektörünün sıfırlanıp yeniden kurulduğu bir tarih olmuş. Sovyetler döneminde her şey gibi yayıncılık sektörü de devlet kontrolündeymiş, destekleniyormuş. 1990’da dolaşımda 10 milyon kitap varken 1995’te bu sayı 500 bine düşmüş. Günümüzde de rakamlar pek iç açıcı değil ve her yıl daha da düşüyor. 2012’de 1549 başlık kitaptan 993 bin adet üretilmiş. 1995’e göre bir büyüme var gibi görünse de 2009’da 2064 başlıkta 2 milyon 392 bin adet kitap üretildiği düşünülürse kitap üretiminde çok ciddi bir gerileme var. Ermenistan’da 140 yayınevi var. Ama yayıncılık üretiminin yarısını iki yayınevi yapıyormuş. Bu iki yayınevi matbaaları, dağıtım şirketleri ve kitabevleri ile de sektörü yönlendiriyor. Erivan’da 20 kitabevi var. Kitapların ortalama baskı sayısı 640. Kitap üretiminin yüzde 80’inin ders kitapları olduğu düşünülürse edebiyat ve kültür kitaplarında bu rakamların çok daha düşük olduğu anlaşılır. Ermeni yayıncılık sektörü içinde çevirinin payı sadece yüzde 6. 2012’de 89 kitap çevrilmiş. En çok kitap çevrilen diller Rusça ve İngilizce. Kitabevlerinde yaygın olarak Rusça kitaplara rastlanıyor. 1991’den beri Türkçeden Ermeniceye çevrilen kitap sayısı sadece yedi. Kitapçılarda Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı”, Elif Şafak’ın “Baba ve Piç” ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanlarının çevirilerini gördük. Erivan’da yayıncı, kitapçı ve kütüphaneciler bizi büyük bir heyecanla, sıcak bir dostlukla karşıladı. Toplantılar dışında uzun sohbetler yaptık. Ne kadar yakın olduğumuzu tekrar hatırladık. Uzaklıklarımızın nedenlerini anlamaya çalıştık. Bu bir ilk adımdı. İkinci adımı Ermeni yayıncı dostlarımız atacak, İstanbul’a gelecekler. Bu adımlar sıklaştıkça işbirlikleri oluşacak ve uzaklıkları aşıp daha da yakınlaşacağız. ‘Ordu... Göreve...’ esprisi suç oldu SELDA GÜNEYSU DT Genel Müdürü Birecik’ten Aziz Nesin’lik soruşturma İspanyol edebiyatının en önemli ödülü ‘İspanya’nın Nobeli’ Juan Goytisolo’ya Kültür Servisi 1975 yılından bu yana verilen Cervantes Ödülü’ne bu yıl Katalan yazar Juan Goytisolo layık görüldü. İspanya Kültür Bakanlığı tarafından verilen ödül “İspanya’nın Nobeli” olarak tanımlanıyor. Ödüle değer görülen 83 yaşındaki Juan Goytisolo aynı zamanda 125 bin Avro para ödülü alacak. Bosna ve Çeçen savaşlarında gazetecilik de yapan Juan Goytisolo Goytisolo’nun şiir, öykü, deneme, gezi ve anı kitapları bulunuyor. Yazar 2008 yılında İspanya Ulusal Edebiyat Ödülü’nü de almıştı. Franco rejimi döneminde sansüre uğrayan, yasaklı durumuna düşen yazar, ödülü Miguel de Cervantes’in ölüm tarihi olan 23 Nisan’da alacak. Ödül, Alcala de Henares Üniversitesi’nde düzenlenecek törende İspanya Kralı 6. Felipe tarafından verilecek. ANKARA Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Nejat Birecik, Aziz Nesin’lik soruşturmaya imza attı. Birecik, Ankara Ekin Tiyatrosu’yla Ordu iline turneye giden Ankara DT oyuncusu Tuncer Yığcı’nın, kişisel Facebook hesabından esprili bir dille yazdığı “Ordu... Göreve...” şeklindeki sözlerini “TSK’yi kendisine ve DT’ye karşı kışkırtmak” olarak yorumlayarak, oyuncu hakkında soruşturma başlattı. Ankara DT oyuncusu Tuncer Yığcı, Nejat Birecik DT Genel Müdürü olarak atanmadan kısa bir süre önce, Ankara Ekin Tiyatrosu’nca sahnelenen ve gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun kaleme aldığı “Söz Meclis’ten İçeri” adlı oyunla, Ordu iline turneye gitti. Turne sırasında, oyunun fotoğraflarını kişisel Facebook hesabından paylaşarak, fotoğrafların altına esprili bir dille “Ordu… Göreve…” yazdı. Yazı, Facebook’taki arkadaşları tarafından da espriyle değerlendirildi. Ancak söz konusu yazı Yığcı’ya soruşturma olarak geri döndü. Birecik, kurumun başına atanır atanmaz, Yığcı’nın bu söz birden çok kişiye ulaşarak, alenileştirdiğiniz iddia edilmektedir” denildi. Yığcı’nın savunması istendi. Cumhuriyet’in Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan edindiği bilgiye göre, DT Disiplin Kurulu söz konusu soruşturmanın içinden çıkılamaz hal aldığı gerekçesiyle Bakanlık Teftiş Kurulu’na havale etti. Teftiş Kurulu’nun söz konusu dosyayla ilgili nasıl bir değerlendirme yapacağı merak konusuyken, DT Disiplin Kurulu’nun bir hafta süreyle Yığcı’nın gerleriyle ilgili olarak hakkınçekten turnede olup olda disiplin soruşturması madığını araştırdığı bebaşlattı. Yığcı’ya başlatılirtildi. Yığcı’nın da solan soruşturmanın gerekçesinde, “DT Genel Müdür Cumhurbaşkanı Erdoğan ruşturmayla ilgili olada Cumhurbaşkanlığı rak bakanlığa Birecik Vekili’nin (Mustafa Kurt), seçimi sürecinde hakkında “devlet gügörevden alınmasından Ordu’ya gittiğinde sonra sosyal paylaşım si “Arkasında Ordu Var...” cünü kötüye kullandıtesi aracılığıyla makama ğı ve olmayan bir suafişini kullanmıştı. atanması muhtemel kişiyi çu üretmek amacıyla (Nejat Birecik) kast edehakkında soruşturma rek, ‘Ordu… Göreve…’ şeklinde orbaşlattığı” gerekçesiyle, bizzat Ömer duyu göreve davet niteliğinde ifaÇelik’in kendisine şikâyet mektubu deler kullandığınız ve bu ifadelerin yazdığı öğrenildi. u Birecik, Ankara Ekin Tiyatrosu’yla Ordu iline turneye giden Ankara DT oyuncusu Tuncer Yığcı’nın, kişisel Facebook hesabından esprili bir dille yazdığı “Ordu... Göreve...” şeklindeki sözlerini “TSK’yi kendisine ve DT’ye karşı kışkırtmak” olarak yorumlayarak, oyuncu hakkında soruşturma başlattı. Bern Müzesi, Gurlitt’in bağışladığı yüzlerce yapıtı kabul etti ‘Lanetli’ koleksiyon İsviçre’ye u Hitler’in sanat tacirinin oğlu Gurlitt, değeri 1 milyar Avro’yu bulan yapıtları Bern Sanat Müzesi’ne bağışlamıştı. Müze, bağışı kabul ettiğini, ancak Nazilerce yağmalandığı belirlenen eserlerin müzeye alınmayacağını açıkladı. Kültür Servisi İsviçre’deki Bern Sanat Müzesi, Hitler’in sanat taciri Hildebrand Gurlitt’in oğlu Cornelius Gurlitt’in bağışladığı yüzlerce sanat yapıtını kabul etmeye karar verdi. Ancak müze sözcüsünün yaptığı açıklamada, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerce yağmalandığı belirlenen yapıtların müzeye alınmayacağı vurgulandı. 500 kadar yapıtın, gerçek sahipleri belirleninceye kadar Matisse’in “Oturan Kadın” adlı tablosu. Almanya’da kalacağı öğrenildi. yapıtlarının da bulunduğu tabloları yılCornelius Gurlitt, aralarında Courlarca evinde saklamıştı. bet, Manet, Renoir, Monet, Chagall, Bavyera eyaleti yetkilileri, 2012 Matisse, Picasso gibi ünlü ressamların Şubatı’nda, Gurlitt’in Münih’teki evinde 1280 kadar sanat yapıtını ele geçirmişlerdi. Ancak 2013 Kasımı’nda kamuoyuna açıklanan olay, Nazilerin yasadışı bir biçimde elde ettikleri eserlerle ilgili yasal tartışmaları yeniden gündeme taşımıştı. Geçen mayıs ayında 81 yaşında ölen Gurlitt ise, Bern Sanat Müzesi’ni “tek mirasçısı” olarak göstermişti. Bu arada, Almanya’nın da, İsviçre’nin de yağmalanmış sanat yapıtlarının geri verilmesi konusunda parlak bir sicile sahip olmadığı belirtiliyor. Yağmalandığı belirtilen yapıtların değerinin 1 milyar Avro’yu bulduğu ileri sürülüyor. Almanya’da oluşturulan bir ekibin, aralarında ünlü Yahudi sanat taciri Paul Rosenberg’in de bulunduğu tablo sahiplerinin ailelerinin iddialarını incelediği belirtiliyor. Söz konusu yapıtlar arasında, Matisse’in “Oturan Kadın” adlı tablosunun Rosenberg’e ait olduğu saptanmıştı. ‘YILIN TİYATRO KADINI’ Ayşe Emel Mesci’ye ödül Kültür Servisi Gazetemiz yazarı, tiyatro yönetmeni ve oyuncusu Ayşe Emel Mesci, Tiyatro Gazetesi’nin düzenlediği I. Anadolu Tiyatro Ödülleri kapsamında tiyatro adına yaptığı rejiler, ülke tiyatrosuna örnek teşkil ettiği gerekçesiyle “Yılın Tiyatro Kadını” ödülüne değer bulundu. I. Anadolu Tiyatro Ödülleri töreni 1 Aralık saat 20.00’de İstanbul Su Gösteri Sanatları Sahnesi’nde gerçekleştirilecek. AHMET CEMAL’E AVUSTURYA DEVLET ÖDÜLÜ VERİLDİ Behramoğlu şiirleriyle Hollanda’da Kültür Servisi Hollanda’nın Eindhoven şehrinde genç müzisyen Orkun Ağır yönetimindeki “Okur Ensemble”ın gerçekleştirdiği dinletilerde, Ataol Behramoğlu’nun “Beni Bir Yaza Gömdülerdi Bir Zaman” adlı şiirinden, Orkun Ağır’ın yaptığı beste yer aldı. Pazar günü de Sevinç Ölçer yönetimindeki “TiyatroKulis” tarafından da Behramoğlu’nun şiirlerinden yapılan bir gösteridinleti gerçekleştirildi. Gösteridinletinin bitiminde Behramoğlu, Eindhoven’de Türkler tarafından kurulan kültürsanat toplulukları ve başarıyla gerçekleştirilen etkinlikler konusunda övgülerini dile getirerek izleyicilere şiirlerinden örnekler sundu. ‘Tutkulu bir çevirmen’ ZEYNEP ALTAY ‘Casablanca’daki piyano satıldı Kültür Servisi Hollywood klasiklerinden “Casablanca” filminde kullanılan piyano ABD’nin New York kentinde düzenlenen bir açık artırmada 3.4 milyon dolara (yaklaşık 7.5 milyon TL) satıldı. 1942’de beyazperdede gösterilen filmde aktör Dooley Wilson’ın canlandırdığı “Piyanist Sam” Ingrid Bergman’ın isteği üzerine bu piyanoyla “As Time Goes By” şarkısını seslendiriyordu. “Bir daha çal Sam” repliğiyle anımsanan film üç dalda Oscar ödülü almıştı. Piyanonun sahibi diş hekimi Gary Milen’di. Satışı yapan Bonhams müzayedeevi tarafından piyanoyu kimin satın aldığı açıklanmadı. 2012’de, yine filmde kullanılan bir başka piyano 602 bin dolara (yaklaşık 1.3 milyon TL) satılmıştı. Edebi Çeviri alanındaki Avusturya Devlet Ödülü, yazarımız Ahmet Cemal’e önceki gün Avusturya İstanbul Başkonsolosluğu’nda düzenlenen resmi tören ile Avusturya Kültür Ofisi Müdürü Doris Danler tarafından takdim edildi. Danler bu ödülün çevirmenlere verilen en yüksek ödül statüsünde olduğunu ve her yıl Avusturya Edebiyatı’nın yabancı bir dile aktarımı ile ilgili verildiğini belirterek, “Bu sene çok üst düzeydeki jürinin tamamı, Dr. Ahmet Cemal’in çevirilerinin bütününü bu devlet ödülüne, sadece tutkulu ve yo rulmak bilmeyen bir çevirmen olduğu için değil aynı zamanda bir gazeteci ve yazar ve de özellikle Avusturya Edebiyatı âşığı olduğu için layık görmüştür” dedi. Ahmet Cemal ise konuşmasında, “Ben deneyimlerine dayanarak Umberto Eco gibi edebiyat çevirisini imkânsızı denemek diye tanımlıyorum. Edebiyat çevirisine kalkışan biri sadece teknik bir işe adaylığını koymamıştır. Onun çok daha büyüğüne adaylığını koymuştur...” diyerek edebiyat çevirisini mümkün kılanın onun iklim koşulları olduğunu ifade etti. n Kültür Servisi Alternatif rock müziğin en önemli gruplarından The Smiths’in vokalisti Morrissey’nin 7 Aralık’ta İstanbul Volswagen Arena’daki konserinde et ürünleri satışı yapılmayacak. Morrissey’nin konser alanı ve dışında et ve et ürünleri satışının yapılmaması isteği üzerine, konser biletinin satıldığı internet sitesine konuya ilişkin uyarılar konuldu ve dinleyicilerin mekân içinde, çevresinde et ürünleri tüketmemesi talep edildi. Morrissey konserinde et ürünleri satışı yasak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle