06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Piketty’nin servet vergisi önerisine ‘Öncelikle kayıt dışı sorunu çözülmeli’ yanıtını veren Koç bu konuda dertli ‘Bir gömleğimiz kaldı’ u Türkiye’de cari açık belasından kurtulmak ve istihdam yaratmak için sanayinin yeniden şekillendirilmesi gerektiğini, büyüme ve katma değerli üretim yapılmasını vurgulayan Mustafa V. Koç, ekonomist Piketty’nin servet vergisi konusundaki önerisine de “Öncelikle kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalı. Daha ne vereceğiz, bir gömleğimiz kaldı” yanıtını verdi. OLCAY BÜYÜKTAŞ Eğitim Cinayeti Hafta başında Öğretmenler Günü’nü kutladık. Öğretmenler Günü 1928’de Millet Mektepleri’nin açılış tarihi olan 24 Kasım gününü anmak amacıyla 1981 yılından bu yana kutlanmakta. Bu anlamlı günü izleyen günlerde ise Türk eğitim sisteminin en büyük cinayetlerinden birisi anlamına gelen TEOGTemel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı gerçekleştirilecek 1 milyon 250 bini aşkın (çocuk yaşta) genç Türkçe, Matematik, Din, Fen, İnkılap Tarihi ve Yabancı Dil alanlarında 20’şer sorudan oluşan sınavlara girecek. Nisan ayında bu sınavlar bir kez daha tekrarlanacak. Ezbere dayalı, düşünmeden (düşünmeye vakit bulamadan), kalıplaşmış sorulara hızlı yanıt verme becerisi defalarca sergilenecek. Söz konusu sınavlar, artık bir değerlendirme olmaktan çoktan çıkmış, milyonlarca genci anlık tepki verebilme becerilerine göre sıralayan bir sosyal cinayete dönüşmüş durumda. Söz konusu sınavların geçmiş sorularından bir iki örnek bu yorumumuzun ne derece haklı olduğunu gösterecektir. Örneğimiz İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük konusundan (hani Atatürkçü bir nesil yetiştirmeye önem veriyoruz...): M. Kemal’in bu okuldayken en çok sevdiği ders tarihti. Tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Bey’in de katkısıyla tarih bilinci gelişti. Bu gelişmeler aşağıdaki hangi okulda gerçekleşmiştir? (a) Selanik Askeri Rüştiyesi; (b) Manastır Askeri İdadisi; (c) Harp Okulu; (d) Harp Akademisi. Veya bir başka örnek seçelim: (...) Yukarıda verilen açıklamalar, M. Kemal’in fikir hayatının gelişmesinde etkili olan şehirlerden hangisine aittir? (a) Manastır; (b) Selanik; (c) Sofya; (d) İstanbul. Dikkat ediniz, ilgili sorularda “tarih bilincinin ne anlama geldiği”; ya da “M. Kemal’in fikir hayatının ne olduğu” hiç önemli değildir. Önemli olan, Mustafa Kemal’in bir dönem yaşantısının hangi okullar ve hangi şehirlerde geçtiğinin ezberlenmesinden ibarettir. Nitekim, aynı şıklardan oluşan yanıtlar, “sorusu” değiştirilerek daha önceki bütün benzeri SBS sınavlarında da yer almaktadır. Kalıplaşmış sorulara verilecek kalıplaşmış yanıtları eşleştirmeye ve hıza dayalı bu etkitepki sisteminin, Atatürkçülüğün başta bağımsızlık, çağdaşlık ve hür düşünce olmak üzere, gerçek anlamından uzaklaştırılarak genç beyinlere verdiği tahribatın boyutları “eğitimde cinayet” sözcüğünü hak etmektedir. Benzer uygulamalar Fen Bilimlerinde, Matematikte de sürdürülmekte; karşılıklı gelengiden tren seferleri ve dolupboşalan havuz problemleri en karmaşık sözcük oyunlarıyla öğrencinin karşısına çıkartılmaktadır. Türk eğitim sistemi daha anaokullarından başlayarak kalıplaştırılmış, standartlaştırılmış ve ezberci bir eğitim sisteminde “hızlı tepki vermeye” dayalı beceriler geliştirir iken yaratıcılığı, bilimsel kuşkuculuğu ve araştırmayı değersizleştirmektedir. Genç nesiller bu ezberci eğitim modelinde yetiştirilerek ucuz işgücü deposunun arz fazlalarına dönüştürülmektedir. Üniversitelerimiz ise, daha önceki yazılarımızda aktarmaya çalıştığımız üzere, “üniversitesanayi işbirliği”, “inovasyoncu üniversite” türünden içeriği boşaltılmış cilalı söz oyunlarıyla gerçek bilimsel faaliyetlerinden uzaklaştırılarak, piyasanın rant beklentilerine alet edilmektedir. HHH TÜSİAD tarafından 2011 yılında yapılan bir araştırma (*) sonuçlarına göre, Türkiye’de nüfusun ortalama eğitim süresi 6.5 yıl olarak tahmin edilmekte, 15 yaş üstü yetişkinler arasında okuma yazma bilenlerin oranında da dünya sıralamasında 97. olarak göze çarpmaktadır. Aynı raporda sunulan verilere göre, Türkiye’de 2534 yaş arası nüfusta lise mezunu olanların oranı yüzde 41; üniversiteyi bitirmiş olanların oranı ise yüzde 16.6 olarak verilmektedir. Her iki kategoride de Türkiye 34 OECD ülkesi arasında 33. olarak değerlendirilmektedir. Son sözümüz de Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı olduğu AKP üst yönetimine: Böyle bir eğitim sistemi altında “inançlı” bir nesil elde edileceği beklentileri hayaldir. Bu eğitim cinayetinin sonrasında ne “inanan nesiller” ne de “ara elemanlar” yetiştirilebilecektir. Bu sistem sadece kısa dönemci, çıkarcı, teknoloji bağımlısı ve her işittiğine tepkili, nihilist bir gençlik üretmektedir. (*) TÜSİAD (2011) Türkiye’de Büyümenin Kısıtları: Bir Önceliklendirme Çalışması, İstanbul: TÜSİAD Yay. Paradigmaları değiştirmek lazım Kendi know how’ına sahip olduğumuz veya yabancı ortağımızın olmadığı yepyeni bir işe girmemiz lazım. Paradigmaları değiştirmek açısından bizim de bu tip girişimlere açık olmamız lazım bununla ilgili de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Otomotiv olması mümkün değil. Beyaz eşya, bankacılık, enerji mümkün olmayabilir ana iş dallarımız dışında başka iş dallarına da odaklanabilecek o yaklaşıma açığız. Olmak istediğimiz yere; çıtayı yüksek yere koyuyoruz. Uzakdoğu’nun müjdesini daha sonra vereceğiz. fazla ağırlığımızı koyabiliriz. İçerideki yatırımlara yaptığımız yatırımları biliyorsunuz, otomotivde çok ciddi yatırım, açıkladık; Tüpraş’ın yatırımı Türk sanayisindeki en büyük yatırım. Ama biraz daha ağırlığımızı global şirket olmak yönünde dışarıya doğru kaydıracağız. İşsizlik sosyal barış için tehdit İşsizliğin yükselmesi sosyal açıdan da tehdit. Öbür taraftan formen bulamıyorsunuz fabrikalara. Enteresan bir çelişki. Ciddi anlamda sanayinin yeniden şekillendirilmesi lazım. Mesleki eğitim çok önemli. Katma değer, bizim özellikle bu cari açık belasıyla başa çıkabilmemiz için enerjiye bağımlı olduğumuz müddetçe daha fazla katma değerli ürünler yaratmak zorundayız. Sanayi evrimini, dönüşümünü gerçekleştirmemiz lazım. Bu işe ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi düğmeye şimdi basılsa en erken 1015 yıl sonra işler rayına girer. Diğer yandan Koç Holding’in sosyal sorumluluk projesi olan “Meslek Lisesi Memleket Meselesi (MLMM) Projesi” gibi projeler önemli. İş dünyası ve okul arasındaki modeli geliştirdik. Bunu TÜSİAD ve Ticaret Sanayi Odaları aracılığıyla tüm iş dünyasına yaymayı çalıştık. Çok önemli reformlar yapıldı mesleki eğitimde ancak fikrin değişmesi zaman alabiliyor. JOHANNESBURG Topluluk olarak küresel bir marka olma yolunda yurtdışı işlere odaklandıklarını aktaran Mustafa V. Koç, ülke ekonomisi için cari açığın ve işsizliği önemli birer sorun olduğunu belirtti. “21. Yüzyılda Kapital” kitabıyla ünlenen Thomas Piketty’nin birkaç gün önce Türkiye’de verdiği konferansta da dile getirdiği, “Gelir eşitsizliğini ortadan kaldırmak için servet vergisi alınmalı” önerisini, “Daha ne vereceğiz. Bir gömleğimiz kaldı. Kayıtsız ekonomiyi kayıt altına aldıktan sonra bunu tekrar konuşmak lazım” şeklinde değerlendiren Koç, ülkede kayıtlı ekonomiden dolaylı, dolaysız pek çok vergi alındığını dile getirdi. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, ana iş dallarının dışında, başka iş dallarına da odaklanacak bir yaklaşıma açık olduklarını söyledi. “Paradigmaları yıkmak lazım” diyen Mustafa Koç, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik AŞ. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu ve Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl, Arçelik AŞ’nin Güney Afrika’daki markası Defy’ın ziyareti sırasında ekonomi gazetecileriyle bir sohbet toplantısı düzenledi. Sohbette, Arçelik’in küresel marka algısından yeni küresel yatırımlara, ülkedeki işsizlik ve cari açık sorununda yapılacak seçimlerin ekonomiye etkisine, kutuplaşmadan futbolun durumuna pek çok soru ve konu gündüme geldi. Mustafa V. Koç’un sorulara yanıtları özetle şöyle: ‘Yapı Kredi’den çok memnunum’ Çok ciddi bir varlık bizim için. Marka, kredi kartları pazarı, çalışma sistemi, verimlilik, getiri ve piyasa değeri açısından çok iyi bir yerde. İtalyan ortağımız (Unicredit) ile de fevkalade iyi gidiyoruz. İtalyanlar da Türkiye’nin ne kadar önemli bir pazar olduğunun çok iyi farkındalar, azami önem gösteriyorlar. Sürpriz bozulmasın Önümüzdek yıl bir sürpriz olabilir ama adı üstünde sürpriz. Şimdi söylersek sürpriz olmaz, büyüsü bozulur. Nispi olarak söylemek biraz zor ama daha ‘Ferit Şahenk’i kutluyorum’ Garanti Bankası’nın satışı zaten belliydi, tam zamanında yaptılar. Kendilerini candan kutluyorum, çok iyi. Adım adım gayet iyi planlanmış, programlanmış bir süreçti. Bence de çok iyi şekilde finalize ettiler. oyuncu olarak umduğumuz yerde değiliz Küresel oyunda topluluk olarak henüz istediğimiz yerde değiliz. Ülker’in yaptığı muazzam bir iş. Bunu bir fon ile ortak alıp sonra devralmak… Açıkçası bu kadar dışarıyla ilintiliyiz. Her şeyi takip ediyoruz. Ama ben sonradan baktım. United Biscuits’in bu kadar yaygın olduğunu bilmiyordum. Ülker Grubu nokta atışı yapmış. Zaten Murat (Ülker) Bey’e mektup yazıp tebrik ettim. G lobal Mustafa V. Koç Futboldan hicap duyuyorum. Artık daha ötesi yok. Benim iki kızım da koyu Fenerbahçelidir. r Formaları giyip cumartesipaza maç günleri Kalamış Marina’nın a maç öncesi ritüeline gider, stad girerdik. Tüm bunları bıraktık. Ben ları bile artık televizyonu açıp maç izlemiyorum maalesef. ‘Futboldan hicap duyuyorum’ ‘İstikrarlı olacak ama kutuplaşma hâlâ çok mahsurlu’ Bardağın dolu tarafına bakacak olursak, bu kadar çalkantılı bir dönemden sonra ekonomide kesintiye uğramadık. Bu seçimden sonra Türkiye’de büyük ihtimalle 4 sene bir daha seçim olmayacak. O bakımdan daha istikrarlı bir döneme gireceğimize inanıyorum. Türkiye’de kalkınmanın en büyük tehditlerinden birinin kutuplaşma olduğu konusunda TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer’le aynı görüşleri paylaşıyorum. Kutuplaşmayı hâlâ çok mahsurlu görüyorum. Bence artık biraz önümüze bakıp işlerimize odaklanıp hayatımızı idame ettirmemiz lazım. Bu kutuplaşma çekişme kimseye bir şey getirmiyor. KISA... KISA... 4 ING Bank, gelecek üç yılda 1700 kişinin işine son verecek. İşten çıkarmaların dijital bankacılık planının bir parçası olduğunu açıklayan banka, dijital bankacılık için son çeyrekte 320 milyon Avro karşılık ayıracağını belirtti. İşten çıkarmalar ve dijital bankacılık yatırımlarıyla 2018’den itibaren yılda 270 milyon Avro tasarruf edeceklerini öngördü. 4 Enerji Bakanı Taner Yıldız, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in pazartesi yapacağı Türkiye ziyareti öncesi dün Moskova’ya gitti. Yıldız’ın Rusya’da 1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak doğalgaz fiyatlarında revizyon konusunu ele alacağı belirtildi. 4 ABD’de üçüncü çeyrek büyüme verisi çeyreksel bazda yüzde 3.9’a revize edildi. Verinin yüzde 3.5’ten yüzde 3.3’e indirilmesi bekleniyordu. Kişisel tüketim ise yüzde 1.9’luk beklentiye karşın yüzde 2.2 çıktı. Büyümedeki yüzde 4.6’lık ikinci çeyrek verisinden sonra bu seri 2003’ten bu yana arka arkaya gerçekleşen en güçlü 2 çeyreklik büyüme oldu. 4 Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Çin Merkez Bankası’nın bir yıllık gösterge borç verme faizini 40 baz puan aşağı çekerek yüzde 5.6’ya indirmesinin, Çin bankalarını negatif yönde etkileyebileceğini belirtti. 4 Ekim ayında Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1.09 artışla 3 milyon 439 bin 554 oldu. Ocakekim döneminde ise yabancı ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.57 arttı. Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sırasıyla Almanya, İngiltere ve Rusya oldu. ‘Yolsuzluk’ta anlaşamadılar Şekerbank çiftçiyi tarlada tutacak Şekerbank, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünerek küçülmesi nedeniyle geliri azalan ve tarlasını bırakıp kente göç eden çiftçiler toprağını bırakıp gitmesin diye “Aile Çiftçiliği Bankacılığı”nı başlattı. Şekerbank Genel Müdürü Halit Yıldız, 2018’de Türkiye’deki her dört aile çiftçisinden birinin Şekerbank müşterisi olmasını planladıklarını söyledi. Bankanın 200’e yakın tarım bankacılığı uzmanı çiftçilerin ihtiyaçlarını saptamak için sürekli sahada olacak. Banka, tarım kredilerinde yüzde 3.8 olan payını yüzde 7’nin üzerine çıkarmak için dört yılda 750 bin çiftçiye 5.2 milyar liralık kredi sağlamayı planlıyor. Türkiye’de tarım sektörünün büyüklüğü 130 milyar lira ve sektörü çevirebilmek için 100 milyar liralık finansmana ihtiyaç var. u G20’ye sunulacak konuları belirlemek için TÜSİAD’ın yaptırdığı öncelikler anketinde gelişmiş ve gelişmekte olan 6 ülkenin en ayrı düştüğü başlık ‘Yolsuzlukla mücadele’ oldu. Ekonomi Servisi Türkiye’nin 2015’te G20 dönem başkanlığında iş dünyasının oluşturduğu B20’nin sunacağı önerileri belirlemek için Türk Sanayici ve İşadamları Derneği, Earnst&Young’a küresel bazda bir anket yaptırdı. “Türkiye’nin 2015 G20 Dönem Başkanlığı Önerileri için İş Dünyasının Öncelikleri” başlığı ile tanıtılan rapora göre gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gündeme alınmasını istediği konular içinde “yolsuzlukla mücadele ve küresel refah”a aynı önemi vermedikleri ortaya çıktı. Yolsuzlukla mücadele gelişmiş ülkelerde yüzde 16 oy alırken gelişmekte olan ülkelerin oyu yüz de 13’te kaldı. Küresel refahın artırılması konusunda gelişmiş ülkelerin oyu yüzde 11, gelişen ülkelerin oyu yüzde 14 oldu. Ankette yer alan diğer yedi maddede ülkeler hemfikir çıktı. 24 sorunun yer aldığı çalışmada 900 katılımcı var ve bunların yüzde 59’u KOBİ’lerden yüzde 41’i büyük işletmelerden oluşuyor. Anket sonuçlarına göre iş dünyasının öncelikleri: l Sürdürülebilir ve yeşil büyüme. l Küresel refah. l İnsan sermayesi ve istihdam. l Yolsuzlukla mücadele l Yönetişim ve kontrol. l Girişimcilik ve inovasyon. de bir sonuç. Kadınların gelir getirici çalışmanın dışında kalması, erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümünün en somut yansımalarından biri olarak karşımızda. Bu yüzden kadın işgücü, istihdamı ve işsizliğindeki gelişmeleri anlamak ve irdelemek o kadar önemli. Ve tabii hükümetin son yıllarda sıklıkla dile getirdiği “kadın istihdamını artırıyoruz” söyleminin perde arkasını.. Kadın Emeği ve İstihdamı Platformu (KEİG), geçen hafta Türkiye’de kadın istihdamının durumu ve geleceği üzerine hazırladığı iki raporu kamuoyuyla paylaştı. KEİG uzmanlarıyla yaptığımız sohbet toplantısında, kadın istihdamını artıracağı iddiasıyla öne çıkarılan “esnek ve atipik” çalışma Neden herkes şaşırdı anlamadım. AkSaray’ın biçimlerinin nasıl yaygınlaştığını da konuştuk. KEİG’in araştırma uzmanı Aslı Çoban, bu tarz Sultanı ilk kez söylemiyor ki kadın ve erkeğin eşit olmadığını, fıtratlarının farklı olduğunu... Bundan çalışma biçimlerinin ortaya çıkardığı eğretilik 4 yıl öncesine gidelim. 20 Temmuz 2010’a. Dol halinin beş unsurunu şöyle tanımlıyor: l Alternatifsizlik: İşgücü piyasasına çıkan mabahçe Sarayı’nda kadın örgütü temsilcileriyle demokratik açılımla ilgili olarak yaptığı toplantıda kişi, önerilen iş dışında bir alternatife sahip değil. l Çalışan yoksulluğu: Koşullar, çalışana da hemen hemen aynı sözleri sarf etmiş ve aynı refah sağlamıyor ve yoksulluk koşullarından şok etkisini yaratmıştı. Cumhurbaşkanı R. T. çıkarmıyor. Erdoğan’ın söyleminde de görüşlerinde de bir l Güvencesiz koşullar: Çalışma koşulları değişiklik olmadığı aşikâr. Tam da böyle olduğu içindir ki Türkiye’de kadınların hali ortada. Böyle sağlık ve güvenlik şartları açısından olumsuz. l Geleceğe dönük belirsizlik: Çalışanlar konuşmayı sürdürdüğü için, kadınlar daha çok hayata ilişkin kritik kararları almakta güçlük şiddete maruz kalıyor; daha çok evin içine itiliçekiyor. yor; daha çok işsiz kalıyorlar... l Örgütlenememe: Çalışanın örgütlenme ve/ Ve böyle konuşmayı sürdüreceği için bu ülkeveya temsil edilme hakkı bulunmuyor. de kadının koşulları pek de fazla gelişmeyecek. Şimdi “bunlar sadece kadının sorunu değil ki, Nedensonuç ilişkisini bunun üzerine kurmadığımız, tepkilerimizi bu doğrultuda şekillendirmedi Türkiye’de çalışan kitlelerin büyük çoğunluğunun sorunu aynı zamanda” diyeceksiniz. Tamamen ğimiz sürece bu sürecek. Kadına yönelik şiddet Sultan’ın Söylemi ve Kadın Politikaları doğru. Ama burada temel sorun kadına yönelik politikaların ağırlıklı olarak “esnek ve atipik çalışma” üzerine kurgulanıyor olması. KEİG uzmanları bu durumu da şöyle özetliyorlar: l Esnekleşme ve atipik çalışma gündemi: “Kadınların kendilerinin esnek çalışmak istedikleri” iddiası çocuğuna uzun bir dönem, evde, kendi başına bakmak isteyen “iyi anne” kurgusuna dayandırılarak sık sık gündeme getiriliyor. Ancak bu kurgu yerine anneliğin bireysel bir seçim olarak yaşanmasını sağlayacak gerçek alternatiflerin yaratılması ve ulaşılabilir, kaliteli bakım hizmetlerinin yaygın olarak sağlanması gerekiyor. Örneğin kreş bu noktada can damar; ancak bir türlü yaşama geçirilmiyor. l Kadın girişimciliğinin desteklenmesi söylemi: İstihdam olanağı bulamayan kadınlar, ev eksenli çalışma ve küçük ölçekli fason üretim gibi düşük profilli işlere teşvik ediliyor. Bu politika, kadın istihdamı için alternatif politikalar düşünülmemesine sebep oluyor. l Düzensiz çalışma biçimlerinin kısmen desteklenip kurumsallaştırılmaması: Ev hizmetlerinde çalışanlara yönelik kısmi kapsayıcılık içeren sosyal güvenlik düzenlemeleri yapılıyor, tarımda çalışan kadınlar ve ev eksenli çalışan kadınların kooperatifleşmesi destekleniyor, hane içi bakım yükü nakit transferi yoluyla istihdam benzeri bir statüde düzenlenmesi isteniyor. Ancak bu iş alanlarında, çalışanların istihdam statülerini yasal zeminde tanıyıp destekleyecek, meslek ve işçi kimliğini güçlendiren düzenlemeler yapılmıyor. 2B satışından 3.2 milyar lira gelir Ekonomi Servisi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl ocakekim döneminde Hazine taşınmazlarının satışından toplam 2.5 milyar lira gelir elde edildiğini açıkladı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığın 2015 bütçesini sunan Şimşek, 21 Kasım itibarıyla 2B kapsamında toplam 708 bin hak sahibinin başvuruda bulunduğunu belirterek “Satışı yapılabilecek nitelikte olan taşınmazların işlemleri hızla devam ediyor. 21 Kasım itibarıyla 2B taşınmazlarının satışından toplam 3.2 milyar lira tahsil ettik” bilgisini verdi. Hazine’ye ait arazilerin satın alımına dair başvurular Mayıs 2012’de başlamış, satış işlemlerine 2013’ün başında geçilmişti. Maliye Bakanı, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin başvuru süresinin ise 27 Nisan 2015’e kadar uzatıldığını hatırlattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle