08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 KASIM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Türkiye alarm veriyor Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) Yönetim Kurulu’na göre, Türkiye’nin 2010’dan bu yana yıllık ortalama yüzde 6 büyümesi, ekonomiyi dış finansman şartlarına karşı hassaslaştırdı ve büyük bir dış açığa yol açtı. IMF Yönetim Kurulu’nun Türkiye hakkında IV’üncü madde çerçevesinde gerçekleştirdiği konsültasyon sonucu hazırladığı rapor yayımlandı. Rapor Türkiye’nin işsizlikte, enflasyonda, cari açıkta alarm zilleri çaldığını ortaya koyuyor. Rapora göre Türkiye bu yıl ve 2015’te yüzde 3 büyüyecek. Enflasyonun bu yıl yüzde 9, gelecek yıl ise yüzde 7.1 olacak. İşsizlik bu yıl 9.5 olacak, gelecek yıl yüzde 10.4’e yükselecek. Cari işlemler açığı bu yıl yüzde 5.8, gelecek yıl yüzde 6 olacak. İhracat bu yıl yüzde 1.6 artacak, gelecek yıl yüzde 0.4 düşecek. Türkiye’de uygulanan makro ekonomik politikaların gerektiği kadar sıkı olmadığı eleştirisine yer verilen kon Uluslararası Para Fonu Yönetim Kurulu ‘tasarruf yapın, teyakkuzda kalın’ dedi, işsizlik artışı öngördü Yapısal Bir Sorun: u IMF’den Türkiye ekonomisi ile ilgili kritik uyarılar geldi. IMF’ye göre 2010’dan bu yana Türkiye’de büyük bir dış açık oluştu. Enflasyon Merkez Bankası hedefinin üzerinde seyrediyor. En büyük risk, sermaye akışında yaşanacak ani bir değişiklik. İşsizlik bu yıl yüzde 9.5 olacak, gelecek yıl yüzde 10.4’e yükselecek. Dengesizlikler büyüme potansiyelini aksatıyor ve riskleri artırıyor. sültasyon raporunda, enflasyon oranının Merkez Bankası’nın hedefinin üzerinde seyrettiği, reel politika faizinin negatife düştüğü ve Türk lirasının ekonominin temellerinin işaret ettiğinden daha güçlü olduğunu vurguladı. Raporda, bu dengesizliklerin ekonomiye ilişkin riskleri artırarak büyüme potansiyelini sınırladığı kaydedilirken “Bu dengesizlikler, tasarrufları, rekabet gücünü ve potansiyel üretimi artıracak, dikkatlice sıralanmış makro ekonomik politikalar ve yapısal reformlarla giderilmeli” ifadelerine yer verildi. Türkiye’deki finans sisteminin yüksek sermaye yeterlilik oranları sayesinde iyi sermayelendirilmiş durumda olduğunun altının çizildiği raporda, Türk bankalarının ise yabancı para birimlerindeki dış fonlandırmaya bağımlı hale geldiğine işaret edildi. Bu durumun, bankaların dolaysız döviz kuru riskini artırdığı uyarısında bulunan IMF, bankalara teyakkuz halinde bulunulması çağrısında bulundu. Fon, Avrupa’da yavaşlayan büyüme ve jeopolitik sorunların Türk ekonomisini etkileyebilecek diğer riskler olarak nitelendirdi. IMF ayrıca “Türkiye ekonomisi için en büyük riskin, sermaye akışında yaşanacak ani bir değişiklik” olacağı değerlendirmesini yaptı. Söz konusu durumun, gelişmiş ülkelerdeki parasal normalleşmeden ya da ülkenin risk primindeki değişimlerden kaynaklanabileceği belirtildi. IMF, ulusal tasarrufların artırılmasının ve dış finansman bağımlılığının azaltılmasının önemini vurgulayarak 10. Kalkınma Planı’nda yer alan iddialı reform gündeminin hızlandırılması tavsiyesinde bulundu. IMF Yönetim Kurulu mali politikanın, öncelikli alanlarda daha büyük harcama için ortam yaratırken dış kırılganlıkların üzerine gidilmesi ve para politikası üzerindeki yükün azaltılmasında daha büyük rol oynaması gerektiği konusunda mutabık kaldı. IMF toptan döviz fonlamasında artışı sınırlandırmaya yönelik ek adımlar atılmasını ve finans dışı şirketler sektörünün döviz oranlarındaki riskini üstlenmelerine yol açan teşviklerin azaltılmasını tavsiye etti. Kadının Toplumsal Yaşamdaki Yeri Türkiye’nin siyasal düzeni, toplumsal ve ekonomik kalkınma açısından ciddi yapısal, ancak uzun sürede çözülebilecek sorunları vardır. Türkiye, bu temel sorunlar üzerine eğilmek yerine, yapay olarak yaratılmış ya da emperyal güçler tarafından dayatılmış, algı yönetimiyle sorun olarak benimsetilmiş konuları tartışıyor; ülkenin en önemli sorunu ya da sorunları çözülüyor propagandasına kapılıyor. Türkiye’nin sorunlar listesinin başında kızlarımızın eğitimi, özgür düşünme ve hareket etmeleri, kadınlarımızın politik, ekonomik, toplumun her tür faaliyetine etkin bir şekilde katılımı yer alır. Biz kızlarımızı gerçek anlamda eğitemezsek, özgürleştiremezsek, kişilik sahibi yapamazsak, daha sonra da toplumda etkin görev almalarını sağlayamazsak, ne kalkınabilir, ne demokratikleşebilir, ne de çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabiliriz. Ekonomik olarak orta gelir tuzağından kurtulamıyorsak, dünyada insani gelişme endekslerinde son sıralarda yer alıyorsak, şekli demokrasi kisvesi, alalaması altında ortaçağın patrimonyal, patronaj diye nitelenen bir düzene doğru sürükleniyorsak, bu olumsuz ve gelecek için de ümit vermeyen gelişmelerin nedeni temel yapısal sorunlarımızı çözememiş olmamızdır. Bu bağlamda kadınlarımızın toplumsal yaşamda gereken etkinliği göstermemesi de önemli bir yapısal sorun olarak algılanmalıdır. Kızlarımızın eğitimi denildiğinde, on yaşında başlarını bağlayıp imamhatipe gönderilmelerini kastetmiyoruz. Bilgi sağlama, yanı sıra fikir özgürlüğünü, yaratıcılığı, yetenekleri geliştirici, bireyi kişilik sahibi yapacak eğitimi amaçlıyoruz. AKP iktidarından çağdaş eğitimi destekleyici programlar, çabalar bekleyemeyiz. Sivil toplum örgütlerine, genel anlamda eğitimi de yerel yönetimlerin bir işlevi olarak benimsemiş, kişisel, partisel oy hesaplarından azade, çağdaşlaşmayı, özgürleşmeyi içselleştirmiş yerel yönetimlere de bu bağlamda görev düşmektedir. Basına yansıdığı kadarı ile Bursa Nilüfer Belediyesi’nin kız öğrenciler için yurt projesi bu bağlamda örnek alınabilir, geliştirilebilir. Tüm baskılara karşın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) türü dernekler desteklenmeli, sağlanan olanaklar tümüyle kız öğrencilerin eğitimine ayrılmalıdır. Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve benzeri dernekler pozitif ayrımcılıkla burslarının çok önemli bir bölümünü kız öğrencilere ayırmalıdır. Halkın girişimiyle halk odaları geliştirilmeli, güzel sanatlar alanında yetenekli olan kızlarımıza gereken olanaklar sağlanmalıdır. Havada kalan büyük projelerden, iddialı görüntülerden, laflardan çok, gerçekleştirilen ufak işler daha yararlı ve anlamlıdır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nü kutlamak, bazı örgütlerde kadın kontenjanı tanımak, sembolik olarak kurullara kadın temsilci atamak, seçmek iyi de, bir de alınan sonuçlara bakmak gerekir. Kadınlarımız ne ölçüde özgürleşiyor, bağımsızlaşıyor, ekonomik açıdan kendi ayakları üstünde durabiliyor, karar mekanizmalarında, yönetimlerde ne ölçüde etkili oluyor? Olaya bu yönlerden de bakmak gerekir. Kadınlarımızın yüzde 30 dolaylarında olan işgücüne katılma oranını yükselterek, kamu ve özel kurumlarda karar mekanizmalarında görev almaları konusunda daha fazla çaba harcamak, yanı sıra kadın girişimcilerin sayısını artırmak da amaçlanmalıdır. Bu bağlamda bazı bankaların özellikle kadın girişimcilerin projelerini desteklemek için kaynak ayırmaları, Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve benzeri sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini daha bağımsız, etkin şekilde yürütmeleri önerilebilir. Kadınların eğitime, iş yaşamına ve toplumsal alana katılımı konusunda temel engeller olarak yalnız baskıcı din sömürüsü yapan iktidar, dinciler, toplumdaki erkek egemenliği olarak görülmemeli; kadınlarımız kişiliği gelişmemiş, çıkarcı hemcinslerinin de bu bağlamda engel oluşturduklarını görmelidir. Asgari ücrete zammı büyüme oranı belirlesin 2.6 milyon işsiz İŞKUR’dan iş bekliyor ANKARA (ANKA) Türkiye’de her gün yüzlerce kişi işini kaybediyor. Yeni iş bulmak için yurttaşlar Türkiye İş Kurumu’na (İŞKUR) akın ediyor. Ekim ayında İŞKUR’a başvuruda bulunanların sayısı yüzde 14.7 artışla 216 bin kişiye yükselirken İŞKUR başvuranların sadece 100 binine iş bulabildi. 116 bin kişi ise yine işsizliğin pençesine itildi. İŞKUR’a kayıtlı toplam işsiz sayısı ise 2 milyon 644 bin kişi ile son yılların rekorunu kırdı. İŞKUR’a kayıtlı işgücü sayısı ise geçen yılın aynı ayına göre 445 bin 137 kişi artarak 4 milyon 738 bin 140 kişi, kayıtlı işsiz sayısı ise 135 bin 61 kişi artarak, 2 milyon 644 235 kişi oldu. 2014 Ekimi’nde 215 bin 842 kişi İŞKUR’un faaliyetlerinden yararlanmak için başvuruda bulundu. Başvuranlardan 155 bin 934 kişinin işsiz, 59 bin 888 kişinin ise çalışırken daha iyi bir iş arayanlar grubunda yer aldığı tespit edildi. u Asgari ücret zam oranını sadece enflasyona göre belirleyen hükümetin hesaplamasının gerçekdışı olduğunu ortaya koyan DİSKAR 20052014 döneminde büyüme oranı yüzde 4.3 iken asgari ücret zam oranı 2.3’te kaldı. Milli gelir pastası yüzde 66 büyürken asgari ücretteki reel artış 2 puan geride kaldı. Ekonomi Servisi Türkiye’de 20052014 Dönemi Yıllık Büyüme oranı yüzde 4.3 iken reel ücret maaş artışları bunun gerisinde kaldı. Hükümet asgari ücrete yaptığı zam oranını enflasyon oranı ile açıklayarak iyi bir tablo çizmeye çalışıyor, ancak bu gerçeği yansıtmıyor. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’nün (DİSKAR), “Yeni Türkiye’de Ekonomi” başlığı ile 2015 Bütçesi ve Asgari Ücret Çalıştayı’nda sunduğu rapora göre emekçilerin maaşlarına yapılan zamlar belirlenirken baz alınması gereken oran Türkiye’deki büyüme olmalı. Ekonomist Mustafa Sönmez’in hazırladığı araştırmaya göre AKP’nin iktidarda olduğu 2003 2014 milli gelir pastası yüzde 66 büyürken; işçi emeklisinin reel aylık gelir artışı yüzde 36, ortalama memur reel aylık gelir artışı 32.7, memur emeklisinin 7.8 ve ortalama kamu işçisinin 3.3 oldu. Yüzde 1’lik övünç kaynağı AKP hükümeti iktidarda olduğu zaman diliminde sosyal koruma adı altında yaptıklarından övünerek bahsederken bunların milli gelire oranı sadece yüzde 1. Hükümet sosyal yardım adı altında 89 milyon kişiye ayda 60 lira sağlık, yaklaşık 3 milyon yaşlı ve özürlüye ayda 230 lira SGK maaşı veriyor. Ayrıca yine aynı isim altında vali ve kaymakamlıklarca dağıtılan FakFunFon, evde bakılan 350 bin kişi, 320 bin öğrenciye ayda 200 liralık burs ve diğerlerinin toplamı da 1516 milyar lirayı buluyor. Bunun milli gelir içindeki payı ise sadece yüzde 1. Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Aziz Konukman, 2015 bütçesinde 2014’e göre daha az yatırım bütçesinin ayrıldığını kaydederek bunun da IMF’ye yaranmak ve sıcak para çekmek için yapıldığını ifade etti. 2014’te 48.1 milyar dolar yatırım kalemine ayrılırken 2015’te bu rakamın 41 milyar dolar olarak öngörüldüğünü, ayrıca yatırım kaleminin adının da sermaye gideri olarak değiştirildiğini ifade etti. İdris Onay Ayakkabı Dünyası 100 mağazaya çıkacak Ekonomi Servisi Geçen şubat ayında yüzde 60’ı Esas Holding tarafından satın alınan Ayakkabı Dünyası, yeni bir döneme girdi. 5 yıllık plan yapan şirket, 47 olan mağaza sayısını 100’e çıkarmak ve yeni satın almalar yapmak istiyor. Şirketin Genel Müdürü İdris Onay, 5 yılda yatırımlarının 70 milyon TL’yi bulacağını kaydederek, “Her yıl 12 mağaza açacağız. Yeni dönemde İstanbul ve batı ağırlıklı mağazalar açacağız. Bu operasyonu 2 yıl içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz. Mevcut şubelerimizin dönüşümü için planladığımız yatırım tutarı da yaklaşık 35 milyon TL olacak” dedi. Şirket, bu değişimi de 2015’in ikinci yarısından itibaren tanıtım kampanyaları ile son tüketiciye anlatacak. Yani asgari ücretteki reel artış, milli gelir pastasındaki büyümeden 2 puan düşük. Bu verilere göre Türkiye asgari ücrette üçüncü lig ülkesi konumunda kaldı. Ayrıca Türkiye’de çalışma hakkını kullanamayan milyonların olduğu belirtilen araştırmada, 5.4 milyon işsizin asgari ücretli bir işinin bile olmadığı ortaya çıktı. Verilere göre resmi işi olanlar yüzde 26.3, ücretli olmayanlar yüzde 9.5, ücretli olanlar yüzde 17.2, resmi işsiz yüzde 2.9, sayılan işsiz yüzde 2.5 ve ev kadını oranı yüzde 11.6. Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir Ekonomi Servisi Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, kıdem tazminatı konusunun ısıtıp ısıtıp önlerine konduğunu belirterek bunun kendileri için kırmızı çizgi olduğunu vurguladı. Bursa Nilüfer Şubesi 3’üncü Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Kavlak, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik sürekli kıdem tazminatı sürdürülebilir olmaktan çıktı diyor. Allahaşkına nasıl sürdürülebilir olmaktan çıktı? Kıdem tazminatını kimse bize bağışlamadı. Alnımızdan akan terle damla damla biriktirdik. Kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimizdir. Türkİş için genel grev sebebidir” dedi. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile toplu sözleşme görüymelerinin devam ettiğini anlatan Kavlak, 1 Aralık’ta MESS yetkilileriyle görüşeceğini ifade etti. MESS yönetimine seslenen Kavlak, “Kimseyi sokağa dökmeden, alana indirmeden, bu işi diyalog ile uzlaşarak, masada çözme iradesini gösterin. Bizim tercihimiz budur. Bizim yüzde 14 zam isteğimize karşı yüzde 3.78, sosyal yardımlarda yüzde 20 zama 9.54 enflasyon oranında zam teklif ettiler. Yani MESS yarattığımız o kadar değere, kırdığımız üretim rekorlarına, verimlilik artışına rağmen enflasyonu öneriyor” diye konuştu. KISA... KISA... 4 Kapadokya Havalimanı’nın kiralanmak suretiyle işletme hakkının devri ihalesinde teklif alma tarihi 23 Ocak 2015’e ertelendi. 4 Çiftlik hayvanlarının bulunduğu işletmelerde, hayvanlara uygulanan tüm tedaviler ile her kontrolde tespit edilen ölüm sayılarına ilişkin kayıtlar tutulacak ve bunlar en az 3 yıl süreyle muhafaza edilecek. 4 DİA Holding tarafından kamuözel işbirliği anlaşmasıyla hayata geçirilecek olan Mersin Entegre Sağlık Kampusu’nun proje finansmanı için DenizBank, Yapı Kredi ve UniCredit Bank Austria AG’nin katılımıyla 272 milyon Avro tutarında kredi sözleşmesi imzalandı. 4 Türkiye’nin 2014’ün 9 ayında gerçekleştirdiği 118.5 milyar dolarlık ihracatın yüzde 35’lik kısmı karayoluyla taşındı. Bu ihraç taşımaları için karayolunda 1 milyon 168 bin sefer düzenlendi. TIR başına düşen ihracat değeri ise ortalama 36 bin dolar oldu. Fahiş fiyata dilekçe uyarısı Ekonomi Servisi Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu, tüketicilerin kredi kullanımlarında bankalarca dosya masrafı, komisyon ve istihbarat ücreti gibi adlar altında alınan paraların iadesine yönelik tüketici hakem heyetlerine başvurularında geçen yılın ilk 8 ayına göre yüzde 26 artış olduğunu söyledi. Ağaoğlu, bankaların son 10 yılda 75 milyon tüketici kredisi kullandırmasına karşılık, şu ana kadar 642 bin 226 tüketicinin dosya masraflarını geri almak için başvuruda bulunduğunu anlattı. Ağaoğlu, bazı açıkgöz kişilerin danışmanlık şirketi adı altında bedava temin edilen boş dilekçe örneklerini fahiş fiyata sattıklarına dikkat çekti. Pevrul Kavlak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle