06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 KASIM 2014 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 kazanmasın, MHP’ye oy verelim” diyerek sandık başına gidiyor. Genel seçimlerde de tepki oylarının yüzde 23’ü CHP’den MHP’ye kayıyor. Karadeniz ve İç Anadolu’da MHP seçmeni AKP’ye göz kırparak oyunu “Ak Saray”a verdi bunca yıl... Güneydoğu’da BDP, sol kimliğinden koptu, “Kürtçülük” etkisinde kaldı; Kürtİslam Sentezi’ni kullandı... Bilindiği gibi Güneydoğu’da salt AKP ve HDP kaldı... Türkiye’nin sosyal, kültürel, siyasal yapısını CHP henüz algılayamadı... CHP şu sıralar “şaşkın ördek” gibi suya dalıp çıkıyor... HHH Atatürk Cumhuriyeti kurulurken Türkçülük defteri kapatıldı; çağdaş yurtseverliğin sınırları çizildi; önce CHP programına, tek parti devletinin anayasasına yazıldı yurtseverlik. Tek parti döneminde CHP içinde yuvalanan Türkçüler, Atatürk’ün ölümünün ardından bunu “Türkçülük” olarak algıladı... Oysa altı okun içinde yer alan “milliyetçilik”in karşılığı kültürel içeriği ağır basan yurtseverlikti. Tuncelililer bilinçlidir, aydındır! Türk ve Kürt fark etmez! Bağnaz bir Türkiye’den değil, özgürlükçü, çağdaş, evrensel hukuka saygılı bir Türkiye’den yanadır. Savaş değil barış ister! Bugün kimi CHP’liler Türkçülükten beslenir ama sayıları çok azdır... Kendilerini solcu sanırlar ama solcu falan değildir... Kemal Kılıçdaroğlu bu gerçekleri görebiliyor mu? Sanırım görüyor ama elini çabuk tutmuyor! CHP emekten yana, özgürlükten yana bir parti olacak; değişik düşünceleri tartışmaktan kaçınmayacak... Bugün CHP içinde sayıları çok az olan sözde ulusalcılar, delegelerin katıldığı bir önseçimde (genel seçim öncesi) zaten seçilemeyecek... Türk ve Kürt olmak ayrı, Türkçü ve Kürtçü olmak ayrı şeyler... Dersim’de yakın tarihimizin kanlı sayfalarına bakmak, gerçekleri görmek, kıyımı yok saymak ayrı bir şey... Sahi siz hiç Tunceli’nin o güzelim doğa harikası Munzur Vadisi’ni gördünüz mü? Bir türküyle noktayı koyayım: “Dersim dört dağ içinde...” ‘Sarayın gerçek maliyeti 5 milyar lira’ SERTAÇ EŞ ANKARA Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “KaçAk Saray” diye de adlandırılan yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın gerçek maaliyeti ile ilgili hükümet kanadından gelen açıklamaların doğru olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı’nda kullanılan malzemenin “özel imalat” olduğuna dikkat çeken Candan, “KaçAk Saray her şeyiyle özel imalat. Açıklandığı gibi maliyeti 1.5 milyar değil, 5 milyar liradır” iddiasında bulundu. Mimarlar Odası yöneticileri, düzenledikleri basın toplantısında KaçAk Saray’ın maliyetine ilişkin yaptıkları çalışmaların sonuçlarını açıkladı. Ankara Şube Başkanı Candan, binanın dört katının kot altına dört katının da yer yüzüne inşa edildiğini belirterek yapıdaki oda sayısının açıklandığı gibi 1000 değil en az 2 bin olduğunu söyledi. Sarayın fotoğrafını pul olarak basan PTT’ye mahkeme kararıyla birlikte yazı yazdıklarını belirten Candan, gerekirse hukuki yollara başvuracaklarını kaydetti. Bina için verilen iskanda metrekare birim fiyatının 800 TL olarak göründüğünü belirten Candan, “Tüm binanın da 1.5 milyar TL’ye mal olduğu açıklanmıştı. Buna göre metrekare fiyatı 5 bin TL oluyor. Ancak biz biliyoruz ki KaçAk Saray her şeyiyle özel imalat. Bu durumda metrekare maliyeti en az 10 bin TL’ye yükseliyor” diye konuştu. l Mimarlar Odası, malzemenin özel imalat olduğuna dikkat çekerek hükümetten yapılan açıklamaların doğru olmadığını iddia etti Dersim Dört Dağ İçinde... Yaşadığımız toprakları kan gölüne çevirmek isteyen emperyal güçler zaman zaman amaçlarına ulaşır... Şovenlik ve mezhepçilik üstüne yükselen bir etnik çatışmanın tohumlarını ekmek isteyenlerin ardına yuvalanmış emperyalizmi yakın tarihinde çok yakından tanımıştır halkımız... Anadolu halkı, ne Türkçülüğün ardından koşacaktır ne Kürtçülüğün ne de mezhepçiliğin... Yakın tarihimizi bilmeyenlerin kimileri Turancılık, kimileri İslamcılık akımlarının Orta Asya’yı, yetmedi Kuzey ve Güney Amerika’yı saracağını düşlüyor... Kimileri açık açık şöyle diyor: “Bu Aleviler niye CHP’ye oy veriyor anlamıyorum...” Gerekçeleri Dersim olayları... Orada akan kan! Vahşet! Osmanlıcı ve İslamcı bakış açısı, yaşananların, akan kanın üzerinden düşlemeler yaparken, Ankara Gençlerbirliği’nin futbolcusu Deniz Naki, koluna “Dersim” yazılı dövme yaptırdığı için faşistlerin saldırısına uğradı; korkusundan, doğup büyüdüğü Almanya’ya kaçtı. HHH Medyamız Deniz Naki olayının üzerine gitti mi? Genç futbolcuyu kulüp başkanı çıkıp savundu mu, saldırıyı gerçekleştiren, Deniz’i kıyasıya dövenler yakalandı mı? Genç futbolcu, sessiz sedasız Türkiye’yi terk etti? Herhangi bir CHP milletvekili bu olayın üzerine gitmedi bildiğim kadarıyla... Türkiye liglerinde oynayan hiçbir futbolcu bu olay için açıklama yapma yürekliliğini göstermedi, kulüp yöneticileri konuşmadı, Türkiye Futbol Federasyonu olayı görmezden geldi... Anadolu’yla Turan arasında duvarlar çoktan yıkıldığı halde, Türkİslam Sentezi ve Kürtİslam Sentezi sarmaş dolaş ülkemizde... MHP Türkİslam Sentezi’nden besleniyor AKP’yle birlikte. CHP tabanında bulunan “ulusalcı kesim” yerel seçimlerde “CHP güçlü değil, AKP Etiyopya merak etti Mimarlar Odası Ankara Şubesi, KaçAk Saray’ın yapım sürecini kronolojik olarak bir metinde topladı. Hazırlanan rapor, tüm içeriği ile birlikte İngilizceye çevrilerek Türkiye’deki diplomatik temsilciliklere gönderildi. AOÇ’nin yağmalanması sürecini yakından izleyen oda, bu süreçte yerli basının yanı sıra yabancı ajans ve gazetelerin de ilgi odağı oldu. Oda temsilcileri, AOÇ’deki talanı ve KaçAk Saray’ın yapım sürecini, çok sayda yabancı basın yayın organına anlattı. Daha sonra raporun gönderilmediği ve Türkiye’de fahri konsolosluk düzeyinde temsil edilen Etiyopya’nın da Cumhurbaşkanlığı Sarayı hakkında bilgi istemesi dikkat çekti. Oda yetkilileri, ellerindeki bilgi ve belgeleri bu ülkenin temsilciliğine de gönderdi. Etiyopya yetkililerinin, KaçAk Saray’la ilgili dosyayı, “İlgi uyandıran bir konu, ülkemizde anlatacağız” diyerek istedikleri öğrenildi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nce hazırlanan raporda, yerleşkenin nasıl başladığı ve nasıl genişlediği fotoğraflarla gözler önüne seriliyor. 5 milyon liralık yol, 25 milyon liralık kavşak Yerleşkeye ulaşım için yollar ve katlı kavşaklar yapıldığını belirten Candan, “Hesaplamalarımıza göre KaçAk Saray’a 45 milyon TL’lik yol, 25 milyon TL’lik de katlı kavşak yapıldı. KaçAk Saray’ın peyzajı için Büyükşehir Belediyesi bütçesinden ve ANFA aracılığıyla çok sayıda ağaç ithal edildi. Geçtiğimiz mayıs ayında ihaleleri yapıldı. Edindiğimiz bilgilere göre ana binanın terasında toplam maliyeti 2 milyon TL olan 150 tane ağaç bulunuyor” dedi. Candan, yapılan tüm bu hesaplamaların ardından KaçAk Saray’ın maliyetinin 5 Milyar düzeyine çıktığını söyledi. Candan, bölgenin maketini göstererek “Burada Atatürk’ün evi kendi mekânında bir sığıntı durumuna düşürülmüş. Ancak Marmara Köşkü ve Marmara Havuzu yok. Biz bu iki yapı için kaygılıyız. Bu yapılar tehdit altında” dedi. 4 ‘O ağaçlar yaşayamaz’ Mimarlar Odası’nın Kent İzleme Merkezi’nde üye olarak çalışan Redife Kolçak, KaçAk Saray’ın çevre düzenlemesine ilişkin bilgi verdi. Fotoğraflarla bölgede kesilen ağaçları ve daha sonra dikilmesine karşın kuruyan ağaçları gösteren Kolçak, “Bu ağacın büyüklüğüne bakınca 50 yaşında olduğu görünüyor. Bu ağaçlar burada yaşamaz. Ben Büyükşehir Belediyesi’nde de çalıştım. Bu ağacı burada yaşatsınlar diplomamı geri iade edeceğim” dedi. Binanın girişine dikilen ağaçların yaşamadığı için üç kere değiştirildiğini belirten Kolçak şunları söyledi: “Ağaçlara sarf malzemesi gözüyle bakılıyor. Bu ağaçların taşınmasından aktarılmasına özel özen gösterilmesi gerekiyor. Bu ağaçların köklerinin hava almaması gerekiyor. Hava alınca kuruyor. Giriş kattaki bitkilerin ve ağaçların üçüncü kez değiştirildiği söyleniyor. Planlarda ağaç dikilen saksıların boyları 64 santimetre. Boylu ağaçları buraya dikemezsiniz. Bu bitkilerin tutması ve yaşatılması halinde, ağaçları getiren Büyükşehir Belediye Başkanı’na diplomamı hediye edeceğim.” Yerleşkenin tüm alanı düşünüldüğünde 350 bin metrekarelik bir bölümünün peyzajının yapılması gerektiğini anlatan Kolçak, “Düzenlemesi yapılacak daha sonra da idamesi ve bakımı sürdürülecek ciddi bir meblağ tutuyor. Metrekare fiyatı en az 2 bin 500 Avro olsa, tüm alanın düzenlemesi öldüm fiyatıyla 700 milyon Avro’ya maliyet çıkarır. Bunun hepsi Türk halkının cebinden çıkacak. Bu bitkiler asla doğal halini almayacak. Nereye kadar ithal” değerlendirmesini yaptı. Ağaç ithalatına da karşı çıkan Kolçak, Adapazarı bölgesinde ağaç üretimi yapıldığını ve buradan uygun ağaçlar getirilebileceğini söyledi. Bozdağ: 8 bin 500 hâkim ve savcı alacağız Yargıda hamlesi l Balyoz davası avukatlarından Hüseyin Ersöz, 5 No’lu harddiskle ilgili raporları mahkemeye sunacağını söyledi kadrolaşma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hükümetin aleyhinde kararların çıktığı Adli Tıp Kurumu’nun Teşkilat Yasası’nda da değişiklik yapılacağını kaydetti. Bozdağ, bu yıl sonuna kadar 3 bin 500, 2015 yılı içinde ise 5 bin hâkim ve savcı ile 5 bin personel alınacağını açıkladı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının bütçesi üzerinde sunuş konuşması yapan Adalet Bakanı Bozdağ, muhalefete çağrıda bulunarak, “Yargıyı siyaset üstü bir konu olarak birlikte ele almalı ve anayasanın yargıya ilişkin maddelerini yeniden yazmalıyız. Buradan bütün siyasi partilerimizi, anayasanın yargıya ilişkin maddelerini uzlaşma ile değiştirmeye davet ediyorum. Bunun yapılması Türkiye’ye yarar sağlar.” Şu anda 14 bin 500 hâkim ve savcı olduğunu belirten Bozdağ, hakim ve savcı sayısının son 10 yılda yüzde 55 artmasına karşın Avrupa Konseyi standardını yakalayamadıklarını öne sürdü. 2018 yılında kadar yapacakları alımlarla bu standardı yakalayacaklarını dile getiren Bozdağ, “Bu kapsamda yıl sonuna kadar 3 bin 500, 2015 yılı içerisinde de 5 bin kişi civarında hâkim ve savcı adayı alımın ilişkin sınav yapılacaktır” bilgisini verdi. Bozdağ, ayrıca yakın bir tarihte faaliyete geçirmeyi planladıkları bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri ile kuracakları yeni ilk derece mahkemeleri nedeniyle bu yıl sonuna kadar 5 bin personel alınacağını ifade etti. Bozdağ, hükümetin aleyhinde kararların çıktığı Adli Tıp Kurumu’nun Teşkilat Yasası’nda da değişiklik yapılacağını kaydetti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adli Tıp Kurumu’nun Teşkilat Yasası’nda değişiklik yapılacağını açıklarken,“Önümüzdeki süreçte Adli Tıp Kurumumuzun Teşkilat Kanunu’nda önemli yenilikler getirecek çalışmamazı da son hali verilecektir” dedi. Adli Tıp, son olarak dört bakanla ilgili Meclis’te kurulan yolsuzluk komisyonuna bir rapor göndermiş ve 17 Aralık tapelerinin üzerinde oynama yapılmadığını vurgulamıştı. O parmak izi l Rüşvet suçlamasına AKP kalkan oldu Atatürk kavgası Poyrazköy dosyasında FIRAT KOZOK CANAN COŞKUN Balyoz ve Poyrazköy davasının en önemli delillerinden biri olarak kabul edilen 5 No’lu harddisk üzerindeki kaybolduğu ileri sürülen parmak izi örneklerinin İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Poyrazköy dava dosyasında olduğu ortaya çıktı. Dava avukatlarından Hüseyin Ersöz, Gölcük Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın Balyoz davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden parmak izleri örneklerini istediğini anımsatarak, “Askeri savcılık, Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde olduğunu bilmediği için istemeyecektir. Ben perşembe ya da cuma günü Balyoz davasının görüldüğü Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak ‘bu parmak izleri Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin içindedir’ diye dilekçe vereceğim” dedi. Dönemin İstanbul özel yetkili savcılarından Fikret Seçen tarafından 6 Aralık 2010 tarihinde Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramalarda ele geçirilen ve davanın en önemli delilerinden olan 5 No’lu harddisk üzerindeki parmak izi örneklerinin Poyrazköy dava dosyasında olduğu ortaya çıktı. Gölcük Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı Balyoz davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden yürüttüğü soruşturma kapsamında 5 No’lu harddisk üzerinde tespit edilen parmak izlerinin örneğini istedi. Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan Balyoz davası avukatlarından Ersöz, “Hard diskin üzerindeki parmak izlerini tespit edecekler ama hard diskin üzerinde son 34 günlük parmak izleri tespit edilebiliyor. Bu yüzden aradan uzun zaman geçtiği için aynı parmak izlerini tespit edemeyebilirler. O yüzden Poyrazköy dava dosyasındaki o raporları BalANKARA Daha önce Atatürk’e ve CHP’ye hakaretler yağdırılan program nedeniyle RTÜK tarafından para cezasına çarptırılan Kanal A televizyonunda bu kez Atatürk’e “rüşvet” suçlaması yöneltildi. Kanalın cezalandırılmasını isteyen muhalefet üyeleriyle iktidar kontenjanından seçilen üyeler arasında çıkan tartışmalar nedeniyle toplantı yarıda kesildi. Kanal A televizyonunda yayımlanan “Resmi Tarihten Gerçek Tarihe” adlı programın 20 Ekim tarihli bölümünde CHP ve Atatürk’e hakaretler edildi. Program konuğu Sadık Alpsoy, CHP’nin tek parti olarak ülkeyi yönettiği yılların hukuksuzluk, yolsuzluk, rüşvet olayları ile dolu olduğunu savunurken 19231950 arasında “kelimenin tam manasıyla yolsuzluğun gözünün çıkartıldığını” savundu. Programda şu ifadeler kullanıldı: l İsmet Paşa’nın ailesinden gelen öyle çok muazzam bir geliri, serveti olmadığı malum. Pembe Köşk’e nasıl sahip olduğu, bu Taşlık’taki villaya nasıl sahip olduğu Heybeli Ada’daki köşke nasıl sahip olduğu, geri kalan taşınırtaşınmaz o kadar muazzam mal varlığına ki, şu an onlar İnönü Vakfı’na can vermekte olan hazineler. Bütün bunlara nasıl sahip oldu? l Gene tam manasıyla ortaya çıkartılmamış fakat üzerinde çok ciddi delillerin, şüphelerin bulunduğu Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’dan Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinin ona verilmesi, Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlığı RTÜK’te ikinci na alınması karşılığında 900 bin lira rüşvet alındığına dair çok ciddi bir suçlama var. Hatta bu suçlamada iddialar Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsına kadar gidiyor, araştırılması lazım. l (...) Mete Tunçay diyor ki, bütün bu muazzam servetin (Atatürk’ün serveti) mesela bu çiftliklerin alımında, yani kiminde gaspa varan uygulamalar söz konusu. aşkan cezaya gerek görmedi Programla ilgili rapor üst kurulun dünkü toplantısında gündeme geldi. Kurul başkanı Davut Dursun ile yine AKP kontenjanından seçilen üye Hasan Tahsin Fendoğlu, yayın nedeniyle kanala ceza verilmesine gerek olmadığını savununca CHP kontenjanından seçilen üyeler itiraz etti. CHP’li üyeler, “Bunu kamuoyunun gündemine taşıyacağız” deyince Dursun, “Türk Ceza Yasası’na göre suç işliyor durumuna düşersiniz” diye tepki gösterdi. CHP’li iki üye Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan toplantıyı terk etti. Bunun üzerine toplantıya son verildi. Bunun Atatürk’e hakaretle ilgili ikinci örnek olduğunu söyleyen Öztunç, “Böyle bir şey asla kabul edilemez. Ülkenin kurucusu rüşvet almakla suçlanıyor, saçma sapan belge ve bilgilere dayanan iddialarda bulunuluyor. Bu ve benzeri iddialar sayın cumhurbaşkanı ve başbakan için söylense AKP’li arkadaşlar ne yaparlardı?” diye konuştu. B yoz davasına sunacağım. Bilirkişi incelemesinde o parmak izlerinin araştırılmasını isteyeceğim” diye konuştu. Aramadan sonra ele geçirilen deliller üzerinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine 7 Aralık 2010 tarihinde inceleme yapılmış, inceleme sonrasında da “Suç yerinin incelenmesi raporu” hazırlanmıştı. Raporda, mevcut eşyalar üzerinde tozlama yöntemi ile ancak son 45 gün önce kalmış izlerin tespit edilebileceği belirtilmişti. Harddiskler üzerinde yapılan incelemede hard disk üzerinde 1 adet parmak izi tespit edildiği, folye ile kart üzerine transfer edilerek 1 No’lu parmak izi kartı olarak numara verildiği kaydedilmişti. Ele geçirilen deliller arasında yer alan siyah renkli kasetçalar üzerinde de 1 adet parmak izi tespit edildiği, folye ile kart üzerine transfer edilerek 2 No’lu parmak izi kartı olarak numara verildiği aktarılmıştı. Yine raporda ele geçirilen deliller arasında yer alan 15 adet CD arasında yer alan “HP Operating System” ibareli CD yüzeyinden 2 adet parmak izi tespit edildiği belirtilmişti. ‘Suç yeri inceleme raporu’ Salonu terk ettiler Son hedef Adli Tıp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle