08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA Kömüre zam geldi Zonguldak’ta yerin metrelerce altından çıkarılan ısınma amaçlı taşkömürünün tonunun fiyatı, “torba kanun”un maliyetleri artırdığı gerekçesiyle yüzde 10 zamlandı. EKONOMİ [email protected] Şirketlerin borcu arttı Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, eylül sonu itibarıyla 2013 yıl sonuna göre 6.1 milyar dolar artarak 163.6 milyar dolar oldu. 11 Çalışan yüzde 9 bekliyor Yönetim danışmanlığı şirketi Hay Group’tan yapılan açıklamaya göre, 1.227 şirketten 670 bin çalışanla yapılan araştırma sonuçları, Türkiye’de özel sektörde gelecek yıl ücret artışının ortalama yüzde 9 olacağını ortaya koydu. Meslek grubu oyuncak ve hediyelik eşya olan Mercan ve Meydan, yıllardır gaz fişeği getiriyor Halka hediyeleri gaz u Tepe yönetiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu’nun da yer aldığı Dünya Yetimler Vakfı Kurucu Mütevelli Heyeti Üyesi İlyas Yücedal yurttaşı gaza boğmak için Kore’den 5 ay içinde 2 milyon adede yakın gaz fişeği alacak. Gaz fişekleri Türkiye’de en fazla meşru eylemlerde halkın üzerine atılıyor. PELİN ÜNKER Türkiye Kalkınma Bankası Çalışanları Uyarıyor Türkiye Kalkınma Bankası çalışanı meslektaşlardan hafta başında bir mektup aldım. Bu köşede sıklıkla dile getirmeye çalıştığım ve kanımca Türkiye’nin çok önemli bir sorunu haline dönüşen “sanayisizleş(tir)me ve planlama ufkunun yok oluşu” konularına birinci elden deneyimlerini aktardıkları bu mektubu aynen yayımlamayı uygun gördüm. Bu katkı için tüm emeği geçen çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ederim. HHH Sayın Prof. Dr. Erinç Yeldan, Bir süre önceki bir yazınızda, imalat sanayi katma değerinin, GSYH içindeki payını, 1998 2012 dönemi itibarıyla vermiştiniz ve yüzde 24’lerden yüzde 15’lere gerileyişini de sanayisizleşme olarak tarifleyerek isabetle dikkat çekmiştiniz. Son altı aydır sizin bu tespitiniz, ekonomi yönetiminin üst düzeylerinde de seslendirilir oldu. Onlar da, inşaat destekli büyümenin sonuna gelindiğini, sanayinin payının artırılması gerektiğini sıkça vurgulayarak, Türkiye’nin yeni bir sanayileşme öyküsüne ihtiyacı olduğu ve bunun için de Türkiye Kalkınma Bankası’na büyük görevler düştüğünün altını çizmekteler. Bu tespite, Türkiye Kalkınma Bankası çalışanları olarak bizler de iştirak ediyoruz. Çünkü hem kendi tecrübelerimiz ve birikimlerimizden hem de Çin’den Japonya’ya, Rusya’dan Hindistan’a, Almanya’dan Fransa ve İtalya’ya sanayileşmesini başarı ile tamamlamış ülkelerin pratiklerindeki kamusal kalkınma bankalarının örneklerinden biliyoruz. İşte bu nokta TBMM, Plan Bütçe Komisyonu’nun gündemindeki Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı bağlamında sizinle birkaç hususu özet olarak paylaşmak istiyoruz; Bahse konu kanun tasarısı ya da “torba kanun” ile 40 yıllık Türkiye Kalkınma Bankası’nın kuruluşunu düzenleyen 4456 Sayılı Kanunun nerede ise tamamı yürürlükten kaldırılarak, bankamızın kamu ile bağı, Ankara ile ilgisi koparılmakta, Sayıştay denetimi kapsamından çıkarılmakta ve devlet malı niteliğinde haczedilemez olan mal varlığı da piyasa koşullarına teslim edilerek her türlü istismara açık hale getirilmektedir. Bugün itibarıyla Türkiye Kalkınma Bankası’nın personel sayısı 644’tür. Bu personelin yüzde 50.1’i (323 kişi) mesleğe yarışma sınavı ile girmiş ve yine yazılı sınav ile yetki almış, dil sınavı ve uzmanlık tezi ile uzman ve beş yıl sonra da sözlü sınav ile kıdemli uzman olmuş, kariyer – ihtisas personeli ve bu kariyerden gelen yöneticilerden oluşmaktadır. Banka personelinin tümünün sahip olduğu kamu güvencesi, kanun tasarısı ile ortadan kaldırılmaktadır. Çalışanların, 4857 Sayılı İş Kanunu’na tabi kılınarak, yıllık sözleşmelerle istihdam edilmesi planlanmaktadır. İş Kanunu çerçevesinde güvencesiz çalışmayı kabul etmeyenler de banka özelleştirme kapsamında olmamasına rağmen ihtiyaç fazlası personel statüsünde Devlet Personel Başkanlığı havuzuna devredilecektir. Ve böylece, personelin tüm teknik birikimi ve kariyeri ve de aile düzeni yıkıma uğrayacaktır. Daha tasarı kanunlaşmadan, Türkiye Kalkınma Bankası’nda çalışma düzeni ve barışı örselenmiştir. Genci ve kıdemli personeli ile tüm çalışanları, haklı olarak gelecek kaygısı sarmıştır. Bu kaygıya, düşük ücretlerle çalışılan Banka’nın finans merkezi (!) İstanbul’a taşınacağı söylentileri de eşlik edince huzursuzluğun boyutu büyümektedir. Takdir edersiniz ki, böyle bir kaotik ortamda, dağıtılmış ve birikimi yok varsayılmış kamu güvencesiz personel ile Türkiye’nin yeni bir sanayileşme öyküsüne destek vermek imkânsızdır. Oysa yapılacak iş son derece nettir. Türkiye Kalkınma Bankası mevcut hukuki statüsünü sürdürmeli ve kariyer personeli emsal kurumlarda olduğu gibi 3600 ek gösterge ve 2000 tazminat ile desteklenirken, diğer personelin de durumları bunun paralelinde yeniden gözden geçirilerek iyileştirilmelidir. Bu tür bir iyileştirmenin devlete herhangi bir maddi yükü de bulunmamaktadır. Durumu aracılığınızla kamuoyu ile paylaşırız. Saygılarımızla. Türkiye Kalkınma Bankası Çalışanları. Emniyet’in rakamları farklı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2015 Gaz Fişeği Teknik Şartnamesi’ne göre ihaleyi alan firma gaz fişeklerini Emniyet Genel Müdürlüğü İkmal Bakım Daire Başkanlığı’na bağlı Merkez Depolarına teslim ediyor. Şartnameye göre Emniyet’in belirlediği gaz fişeği ihtiyaç miktarı 1 milyon 509 bin 15 adet. Emniyet’in 2015’e ait Sis Bombası Teknik Şartnamesi’ne göre ise Emniyet Genel Müdürlüğü gelecek yıl 5 bin adet sis bombası almayı planlıyor. İlyas Yücedal ve Muhammed Yücedal Daekwang’ı ziyareti sırasında. Türkiye 2015’te yalnızca Kore’den 2 milyona yakın adet biber gazı kapsülü satın almak için düğmeğe bastı. Konuya yakın bir kaynağın verdiği bilgiye göre ihracatı yapan şirket Kore’nin tek göz yaşartıcı gaz bombası üreticisi Daekwang iken, alımı yapacak olan firma Meydan Av ve onun kardeş şirketi Mercan Pazarlama. İki hafta önce yapılan anlaşma ile ithalatın 3 ya da 4 parça halinde yapılması ve 550 bin adet kapsülün 2015 ocak ortasında teslim edilmesi planlanıyor. Fiyatlar kapsül başına 1316 dolar arasında değişiyor. Meydan Av Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 1994’ten bu yana faaliyet gösteriyor. Karaköy merkezli şirketin 9 şubesi var. İTO sicil kayıtlarına göre şirketin sahibi İlyas Yücedal. Şirket 3 milyon 500 bin TL sermayeye sahip ve meslek grubu “bijuteri, oyuncak ve hediyelik eşya” olarak görünüyor. Faaliyet konusu ise şöy le: İlgili mercilerden gerekli müsaadeler alarak her nevi ateşli silah ve mermilerini yurtiçinde satın almak, ithal etmek, yurtiçinde satmak ve ihraç etmek, Her nevi ok ve yayları; olta, zıpkın ve ağları; av bıçakları,çakıları,balta ve sapanları; kara, deniz ve hava avcılığında kullanılan hernevi alet ve malzemeleri; her nevi kamp malzemelerini; üretmek, yurtiçinde satın almak, ithal etmek, yurtiçinde satmak ve ihraç etmek. İthalatı yapan diğer firma Mercan Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi yine İlyas Yücedal ile Muhammed Yücedal ortaklığında. 600 bin TL sermayeli şirketin sahipleri yarı yarıya ortak. Bu şirketin de meslek grubu bijuteri, oyuncak ve hediyelik eşya olarak kaydedilmiş. İlyas Yücedal, Yüksek İstişare Konseyi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başba kan Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül, Egemen Bağış, Bülent Arınç, Fatma Şahin gibi devlet erkânından önemli pek çok ismin yer aldığı Dünya Yetimler Vakfı Kurucu Mütevelli Heyeti ve aynı zamanda Müşavere Kurulu Üyesi. Ayrıca Türkiye İktisadi Gelişim ve İş Ahlakı Derneği’ne üye. Dünya Yetimler Vakfı üyelerine baktığımızda Deniz Feneri’nden İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı İHH’ye, Kimse Yok mu Derneği’nden Cansuyu ve Yardımeli’ne, hükümete yakın pek çok vakıf ve dernek başkanlarının yanı sıra Wikileaks belgelerinde adı geçen ve ABD’nin İran’a silah satışı yapmakla suçladığı Mercan Tanıtım’ın sahibi Mehmet Bingöl de bulunuyor. Üyelerden bazıları şöyle: Sümeyye Erdoğan, Bilal Erdoğan, Hayati Yazıcı, Abdullah Tivinikli, Ahmet Çalık, Ahmed Hamdi Topbaş, Ahmet Al bayrak. Derneğin yapısı üyelerin ihale bağlantılarını ve paylaşımlarını bu kurum içerisinden sektörüne uygun olarak yönlendirdiği izlenimi veriyor. Konuya yakın kaynağın verdiği bilgiye göre Türkiye’nin planladığı ithalat miktarı 1 milyon 898 bin 515 adet. Toplam ödenecek rakam ise tahmini olarak 24 milyon 680 bin 695 dolar. Bu, Türk Lirası’na çevrildiğinde bugünkü kurla 54 milyon 840 bin 504 liraya denk geliyor. Paranın dolar üzerinden peşin olarak ödeneceğini söyleyen kaynak, 5 ay içinde ithalatın tamamlanacağını belirtti. Türkiye Kore’den gaz fişeği ithal eden ikinci büyük ülke. İlk sırada Bahreyn yer alıyor. Alınan bilgiye göre Türkiye’de gaz fişeği ithalatı yapan tek firmalar olan Mercan ve Meydan, Alım üç kat arttı 2013’te de toplam 660 bin adet gaz fişeği ithal etmişti. Birim fiyatı 13 dolardan hesaplandığında bu 8 milyon 580 bin dolara denk geliyor. Yani Türkiye 2013’te toplam 19 milyon 81 bin 920 liralık ithalat yaparken 2015’te ithalat miktarını üç katı artırdı. İçişleri Bakanlığı İkmal Bakım Daire Başkanlığı en son 22 Ekim 2014’te 2014/122506 numaralı gaz fişeği ve gaz tüfeği ihalesi açmış, ancak ihaleye hangi firmaların katıldığı ve alım miktarı belirtilmemişti. Af Örgütü Türkiye eposta, Twitter, Facebook vasıtasıyla konuyla ilgili büyük bir kampanya ve protesto hareketine başlayacak. Sivil Toplum Kuruluşları 2013’ten bu yana biber gazının yasaklanması için kampanyalar yürütüyor. Gezi Parkı protestolarında polis 20 günde yaklaşık 130 bin biber gazı fişeği kullanmıştı. Ekonomi Servisi Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Brüksel’de temsilcilik açtı. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, temsil ettikleri KOBİ’lerin Avrupa’daki etkinliğiy le Türkiye’den daha çok AB ekonomisinin kazanacağını söyledi. Onatça, demografik yapısı ve TÜRKONFED’in temsil ettiği KOBİ dinamizmi ile Türkiye’nin, AB’nin rekabetçiliğinin artırılmasına ve ekonomik büyümesine önemli katkı sağlayacağını aktardı. Onatça, “Yaklaşık 35 bin işletmeyi temsil eden üyelerimizin, ülkelerini AB üyesi olarak görme yönündeki kararlılığı sürüyor” dedi. KOBİ’ler Avrupa’da SGK’de açık ikiye katlandı u Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2002’de 7 milyar 964 milyon lira olan açığı 2013’te 19 milyar 675 milyon liraya, bu yılın ilk altı ayında da 12 milyar 70 milyon liraya çıktı. Ekonomi Servisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 2002 yılından günümüze kadar oluşan açık miktarının artmasında en önemli etkenlerden birinin erken emeklilik olduğunu söyledi. Çalışma Bakanı Çelik’in verdiği bilgiye göre 2014’ün 6 aylık döneminde açık 12 milyar 70 milyon TL oldu. CHP Genel Baş kan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Çelik, SGK bütçe açıklarının Hazine tarafından yapılan bütçe transferleri ile kapatıldığını belirtti. Çalışma Bakanı, 20022014’e ilişkin gelirgider dengesi (açık) tutarlarına ilişkin de bilgi verdi. Buna göre 2002’de gelirgider dengesi tutarı 7 milyar 964 milyon TL iken 2013’te 19 milyar 675 milyon TL, 2014’te (6 aylık) 12 milyar 70 milyon TL oldu. 20022014 itibarıyla SGK’ye aktarılan bütçe transferleri de şu şekilde oldu: 2014’te 6 aylık dönemde bütçe transferi 39 milyar 951 milyon TL, ödeme gücü olmayanların GSS primi 3 milyar 29 milyon TL. Ekonomi Servisi Dünya genelinde deri sektörünü buluşturan 9. İstanbul Deri Fuarı (İDF), Beylikdüzü TÜYAP Merkezi’nde açıldı. Deri sektörünün önde gelen firmalarının ürünlerini sergilediği fuar renkli görüntülere sahne oldu. 35 ülkeden 368 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla dört salon ve 35 bin metrekare kapalı alanda gerçekleşecek İDF 2014, 20 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek. Türkiye Deri Vakfı (TÜRDEV) Başkanı Ruken Mızraklı “2014 deri sektörü açısından zor bir yıl. 2015’in de çok kolay geçeceğini düşünemeyiz. Bu nedenle farklı inovatif etkinliklere yönelmek lazım” dedi. Deri sektörü buluştu Otoda kredi borç yükü artıyor Ekonomi Servisi Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarı 2014 OcakEkim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16.18 azalarak 540 bin 71 olarak gerçekleşti. Sektördeki kredi stoku ise yüzde 5.2 artarak 35 milyar 700 milyon lirayı aştı. Kredi stoku, son 3 yılda yaklaşık yüzde 25 büyüdü. Merkez Bankası verilerine göre taşıt kredi stoku bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5.2 artarak 35 milyar 709 milyon lira olarak gerçekleşti. Finansman şirketlerinin kredi hacmi Eylül 2014 sonu itibarıyla 15 milyar 117 milyon, bankacılık sektörü hacmi ise 20 milyar 583 milyon lira oldu. Taşıt kredi stokunun 13 milyar 793 milyon liralık tutarını bireysel tüketici kredileri, 21 milyar 907 milyon liralık tutarını ise ticari tüketici kredileri oluşturdu. Haber Merkezi Arkitera Mimarlık Merkezi’nin düzenlediği mimarlık etkinliği ARKIMEET, “Ya Sonra” temasıyla bu gün Four Seasons Hotel Bosphorus’ta başladı. İki gün sürecek Vitra sponsorluğundaki etkinliğe Mark Burry, Carlo Ratti, ünlü Fransız mimar Odile Decq gibi yıldız isimler katılıyor. Etkinliğin sponsoru Vitra. ARKIMEET başladı 301 maden işçisinin bile bile ölüme gönderildiği kömür madeni faciası ile zihinlere kazınan Soma’da acı henüz dipdiriyken bu kez yine aynı bölgede Yırcı, köyünde santral için 6 bin ağacın kesilmesi... Yine aynı günlerde bu kez Karaman Ermenek’te 18 madencinin yaşamını yitirmesi... Türkiye’de halen Soma benzeri, insan haklarına aykırı çalışma şartlarına sahip 400 civarında maden olduğunun tespit edilmesi ve hepsinin birer ölüm kuyusu olarak faaliyetlerini sürdürmesi... Hepsi büyük resmin parçaları. Ve kaçınılmaz şekilde devamı gelecek. Öyleyse adını koyalım: Tüm bu ölümlerin birinci sebebi, iktidarın bilerek isteyerek tercih ettiği fosil yakıt temelli enerji politikası. Enerji Bakanı Taner Yıldız geçen hafta 2015 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda hükümetin öngörülerini açıkladı: Önümüzdeki 10 yılda enerji talebinin 2 katına çıkmasını bekliyoruz. Türkiye’nin 2023’te birincil enerji talebinin yüzde 90 artarak 218 milyon ton eşdeğer petrole ulaşmasını bekliyoruz. Bu, doğrultuda kömürün yüzde 37, doğalgazın yüzde 23, petrolün yüzde 26, hidrolik enerjinin yüzde 4, nükleer enerjinin yüzde 4, yenilenebilir ve diğer enerji kaynaklarının payının yüzde 6 olmasını öngörüyoruz. Keza bütçe sürecini başlatan ve 20152017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da da (OVP) “Yurtiçi ve yurtdışında petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri hızlandırılacak, linyit kömürü ve jeotermal gibi yerli kaynakların arama ve üretim faaliyetleri azami seviyeye çıkarılacaktır. Kaya gazı ve diğer yeni teknolojilere yönelik kapsamlı araştırma faaliyetleri yürütülecektir” ifadelerine yer veriliyor ama yenilenebilir enerjinin adı bile geçmiyor. Neden Bu Kömür, Neden Bu Maden İnadı? Yeni Rapor: Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü Oysa, Bloomberg New Energy Finance, WWFTürkiye işbirliğiyle hazırlanan ve dün açıklanan “Türkiye’nin Yenilenebilir Gücü” raporu, yenilenebilir enerjiye yatırımı öncelikleri arasına alması halinde, Türkiye’nin hem artan elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini hem de bunu kömür odaklı mevcut politikalarla aynı maliyete başarabileceğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre 2030 yılına kadar Türkiye’nin artan enerji ihtiyacını karşılayacak elektriğin üretimi için sarf edilmesi gereken miktar 400 milyar dolar. Bunu taşkömürü ve linyit ile gerçekleştirmek yerine aynı rakama temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları da kullanabiliriz. Türkiye’nin resmi politikasında önümüzdeki dönemde enerjiye olan talebin haddinden fazla abartıldığının vurgulandığı araştırma “Rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımlarının pahalılığını gerekçe olarak gösterme” döneminin de artık sonuna doğru gelindiğini ortaya koyuyor. Örneğin bugün bir rüzgâr enerjisi santralının seviyelendirilmiş enerji maliyeti 120 dolar / MwH. Ancak 2013 yılında rüzgâr enerjisinin maliyeti 6080 dolar / MwH seviyesine inecek ki, dolayısıyla 80105 dolar / MwH olan kömürün altında olacak. Anlayacağınız bir taşla birkaç kuş vurmak mümkün: Hem doğalgaza ve petrole bağımlılığı azaltacak, dolayısıyla şiştikçe şişen cari açığı dizginleyecek Türkiye. (İthalat için ödenen her 100 doların 22.21 dolarını enerji ürünleri için harcadık). Hem yerin altında çıkarıldığı madencilik aşamasında hem de çıkarıldıktan sonra termik santrallarda elektrik üretimi aşamasında çevreyi, doğayı, insanı nasıl öldürdüğü raporlarla gözler önüne serilen kömür sevdasından vazgeçilebilir. Dünyanın bir numaralı kömür üreticisi ve tüketicisi konumundaki Çin bile yeni kömürlü termik santral yapımından vazgeçerken Türkiye kirli enerji inadında tutturmuş gidiyor. Bunun sebebi aşikâr: AKP iktidarı süresince büyümeyi sırtlayan sektörler inşaat ve inşaatfosil enerji bağlantılı sektörler oldu: Demirçelik, elektrikgazsu, karayolu taşımacılığı vs. Bu sektörler aynı zamanda Türkiye’nin sebep olduğu ekolojik ayak izinin yüzde 80’inden sorumlu. Büyüme stratejisini bu doğrultuda oluşturduğu için yeni kömürlü termik santrallar için sıraya giren özel sektöre hiçbir sosyal ve çevresel kaygı taşımadan büyük bir hevesle lisans dağıtıyor, ÇED süreçlerini anlamsızlaştırıp formaliteden ibaret hale getiriyor, hem çevre ve iş güvenliğini hiçe sayan kuralsızlığı artırıyor. AKP bunları vahşi kapitalizme odaklı, kuralsız politikalarını sürdürdükçe ve hiçbir şey olmamış gibi oyları topladıkça; biz daha çok, temiz enerji, yenilenebilir enerji diye didinip dururuz; gözümüzün önünde işlenen madenci cinayetlerine, kesilen ağaçlara daha çok ağıtlar yakarız... IFC, Soda Sanayii’ne ortak oluyor Ekonomi Servisi Şişecam’ın bağlı ortaklıkları Anadolu Cam portföyünden 20 milyon dolar ve Trakya Cam portföyünden 5 milyon dolar olmak üzere toplam azami 25 milyon dolar Soda Sanayii hisselerinin International Finance Corporation’a (IFC) satışı için sözleşme imzalamayı kararlaştırdı. Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada, sürece ilişkin işlemlerin tamamlanmasını takiben bilgilendirme yapılacağı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle