05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 KASIM 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER MİT RAPORUNA GÖRE MAHMUT YILDIRIM, PKK LİDERİNE DÜZENLENEN İKİ OPERASYONA KATILDI, ARDINDAN KAYBOLDU 7 Yeşil’in Öcalan’a operasyonu ALİCAN ULUDAĞ ANKARA 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar ve özel harekâtçılar aleyhinde Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın eklerinde Milli İstihbarat Teşkilatı’nın 29 Mayıs 1998 tarihli “Yeşil” raporu yer aldı. Rapor, Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan Susurluk raporunda Yeşil konusunda MİT’in suçlanması üzerine hazırlanmış. “Mahmut Yıldırım (Yeşil) ile teşkilatımız arasındaki ilişki ve teşkilat mensuplarının adı geçen ile temasları” konulu soruşturma kapsamında Yeşil ile irtibatlı olan MİT’çilerin ifadeleri tek tek alınmış. 37 sayfalık “çok gizli” ibareli rapora göre Yeşil, MİT’in Yunanistan’da “Yıldırım Operasyonu”, Suriye’de Öcalan’a yönelik “Mercedes1 Operasyonu” ile Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Öcalan’a yöne lik gerçekleştirilmesi planlanan “Lübnan Fırsat Operasyonu”nda kullanıldı. Cumhuriyet’in raporda yer alan MİT’çilerin ifadelerinden yaptığı derlemeye göre, Yeşil’in de katıldığı başarısız Lübnan Fırsat Operasyonu şöyle gelişti: 14 Eylül 1996 tarihinde PKK Lübnan Sorumlusu olan Azman Öztürk, Türkiye’nin Lübnan Büyükelçiliği’ne giderek teslim oldu. Yapılan sorguda, “Lübnan Bekaa Vadisi Anjar bölgesindeki bir telsiz evinden Abdullah Öcalan’ın PKK’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle bir konuşma yapacağı” öğrenildi. Bunun üzerine “Ankara”, Öcalan’a operasyon yapılması talimatı verdi. Tarih 2021 Kasım 1996. Yer MİT’in AOÇ’deki Çiftlik Ünitesi. KontrTerör Merkezi yöneticisi Mehmet Eymür başkanlığında Lübnan operasyonu için bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Yeşil’in arasında bulunduğu toplam 14 kişi katıl dı. MİT içinde Hacı kod adını kullanan Yıldırım’ın görevi “hedef eve yerleştirilecek olan patlayıcı ve teknik dinlemeye 3540 km mesafeden kumanda edebilecek bir alıcıverici cihazlarının kullanılması” olarak belirlendi. Hacı, yanındaki bir MİT görevlisi ile birlikte 23 Kasım 1996’da işadamı maskesiyle İstanbul üzerinden Beyrut’a ulaştı. MİT’in iki ekibi, PKK itirafçısının söylediği evde keşif çalışmasına gitti. Ancak gidildiğinde büyük bir şok ile karşılaşıldı. Söz konusu ev inşaat halindeydi ve tadilat çalışmaları vardı. Bu nedenle Ankara’dan gelen talimat üzerine operasyona son verildi ve Türkiye’ye dönün çağrısı yapıldı. Ekipler, 28 Kasım’da Ankara’ya döndü. 29 Kasım’da ise Çiftlik’teki Ünite’de operasyonun kritiği yapıldı. Bu toplantıya Yeşil de katıldı. Ancak, bu toplantıdan sonra Yeşil’den bir daha haber alınamadı. İş İşten Geçmeden Başkalarını özellikle de siyasi hasımları aldatmak siyasette “doğal” karşılanıyor olabilir ama kendini aldatmak kesinlikle aptallıktır. Kendinizi hayal ettiğiniz yerde değil, hiç aklınızdan geçmeyen bir yerde, konumda bulabilirsiniz. Elinize tutuşturulan kavramların sizi götürdüğü yere de bu nedenle dikkat etmeniz gerekir. Türkiye’yi siyasal ve toplumsal olarak değiştirmek, dönüştürmek isteyen iktidarın, boyun eğilmesini istediği kavramlara öncelik verdiği, bunca yıldan sonra artık anlaşılmış olmalı. Bu kavramlar dinsel köklerden besleniyor, itiraz kabul etmez dogmalar olarak hayatımıza sızıyorlar. HHH Anakronik bir şekilde siyasal ve toplumsal sorunlar ayet ve hadislere dayalı referanslarla anlatılıyor, “sağlam” analizler olarak önümüze konuyor. Tarihin çok derinlerinde kalmış, o zamanlarda bile neyi ne kadar çözdüğü belirsiz olan çözümlere, o çağlardan kalma akıllara inanmamız isteniyor. Başarabilirler mi? Etkili bir şekilde yapılmış olsa bile ideolojik baskı, her zaman kaçınılmaz ve öngörülebilir sonuçlar elde etmeye yeter mi? HHH Öyle olsaydı Hitler döneminin bin yıl hayali de, iktidarlarının kalıcı olacağına ilişkin kibirli hikâyelerin tümü de gerçek olurdu. Olmadı. Peki, yitirdiğimiz kazanımları unutabilir miyiz? Su sıralarda Berlin Duvarı’nın yıkılışı üzerine yürek sızlatan ama gerçeğin yalnızca bir tarafını, yoğun bir ideolojik güzellemeyle anlatan hikâyeler dinliyoruz. Batı Berlin’i Demokratik Almanya içinde bir ada haline getiren sınırlar ve ikiye bölünmüş kent görüntüsü daha büyük bir kuşatmayı gizliyordu aslında. Ve sonunda kazanan o büyük kuşatmanın güçleri oldu. Doğu’dan bir arkadaşın söylediği gerçekleşti! O, “Adada oturan denizden korkmalı” diyordu; öyle de oldu. Deniz adayı yuttu. Kimin ada kimin deniz olduğunun ise daha sonra bilincine vardı adada yaşayanlar. Duvarı geçenlere muz atan ukala Batılı, ideolojinin muz tadında olduğunu söylüyordu belki; ama duvarı aşan bir kesim Doğulu, maymun olmak istemediğini geç de olsa anladı. HHH Laik cumhuriyetin sağlam olduğuna ilişkin çok güvendiğimiz temeli, ağır bir saldırı altında şimdi. Deniz miyiz ada mı, belli değil artık. Aklı başında kimi köşe yazarlarını okuyunca tehlike daha da belirginleşiyor. İktidar partisinin köklü değişimi gerçekleştirmek için giriştiği, etkileri uzun yıllar sürecek kimi değişikliklere, değişikliklerin derin içeriğine ve ideolojik anlamına bakmaksızın, hayırhah bir tutum takınabiliyor bu arkadaşlar. Örneğin Jandarmanın iktidara bağlanması, polisin baştan aşağı değiştirilmesi, yargıda “Cemaat etkilerinin ortadan kaldırılması” kılıfındaki değişiklik çabaları demokratikleşme adımları olarak algılanabiliyor, iktidarın siyaseti ve toplumu dönüştürme eyleminden, ideolojik anlamından koparılabiliyor. HHH Oysa öncelik, o değişiklikleri gerçekleştiren siyasi iradeye ve onun sürekli beslendiği ideolojik arka fona bakmakta olmalı. Pek sevimli görünen “Küçük, muttarid, muhteriz damlalar”ı büyük su baskınları izliyor. Ahlaklı olmak, evrensel anlamını terk edip dinsel bir söylemle bu dünyanın işi olmaktan çıkıyor; çürümeyi, yolsuzlukları örten bir kılıfa dönüşüyor. Bu arada siyasetin sonradan görmeleri, gerçekten müsamereye benzeyen hitaplarıyla dönüşümün propagandasını yapabiliyorlar. Acı olan bu tuhaf temsili izleyenlerin kültürel birikimlerinin giderek zayıflamasıdır. Sahnedeki komik aktörlerin kimler olduğunu unutmuş gibidirler. Anlattıklarını huşu içinde neredeyse hayran kalarak dinliyorlar. Köprü, yol, büyüme, ihracat derken, kapıdan arkaik düşünce, ideolojik “yeni” yapı giriyor. HHH Bir kere daha mı yanılmak istiyorsunuz? Yanılmak istemiyorsanız, size boyayarak sundukları “işlere” değil, o işin arkasındaki ideolojik akla ve o akılların sahiplerine bakın. Ancak o zaman yapılan işin analitik bir analizini yapma şansınız olur. Ancak o zaman formel takıntılardan kurtulabilir, Türkiye’nin başına gelenin ne olduğunu anlayabilirsiniz. Yoksa bir kere daha “kandırıldık” demek zorunda kalacaksınız. Bu kez size “ya git işine kardeşim” diyenlere söyleyecek bir sözünüz de olmayacaktır. Çözüm sürecinde Ankara’da buzları eriten süreç, İmralı’daki görüşmelerin ardından geldi Heyet genişliyor u Çözüm sürecinde HDP ile hükümet arasında gelecek hafta tıkanıklık öncesinde olduğu gibi temasların yaşanması bunun ardından da İmralı ziyaretinin gerçekleşmesi bekleniyor. Hükümet kanadında Akdoğan’ın görüşmeleri yürüteceği ifade edilirken, HDP heyetine de yeni isimlerin ekleneceği ifade belirtiliyor. MAHMUT LICALI ATALAY: PROVOKASYONLARA DİKKAT ETMEK GEREKİYOR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, AKP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında hükümetin geçen günlerde düzenlediği çözüm süreci toplantısı hakkında bilgi verdi. Hükümet olarak süreçle ilgili hiçbir zaman olumsuz tavır içinde olmadıklarını, kararlılığın devam ettiğini söyleyen Atalay, “Kararlı ve sabırlı olmak gerekiyor. Provokasyonlara çok dikkat etmek gerekiyor. Hazırlıkları büyük oranda tamamlanmış, yol haritası ortaya çıkmış, mutabakatlar sağlanmış. Hükümet bu konuda kendine düşenleri yaptı” dedi. Bir gazetecinin, çözüm sürecinde HDP’lilerin hükümetin yetkilendirdiği “Çözüm Kurulu” ile görüştüklerine dair açıklamalar ile bu kurulun kimlerden oluştuğuna dair sorusu üzerine Atalay, “Başbakanımız başkanlığında 2 haftada bir toplanan bir heyet var. Görüşmeleri yürütenler, bu heyetin içinden hepsi değil, heyet görevlendiriliyor ve onlar görüşmeleri yapıyor, onu isimlendirmek gerekli değil” diye konuştu. Çözüm sürecinde müzakerelere geçişin ne zaman olacağının sorulması üzerine Atalay, “Burada özel bir tarih, dönüm noktası gibi bir şey değerlendirmemek lazım. Karşılıklı görüşmeler devam eden şeyler. Yeni mekanizmalar ihdas edilebilir. Verilmiş bir kararı bilmiyorum” dedi. ANKARA Kobani eylemleriyle başlayan tıkanıklıkta Ankara’da HDP ile hükümet arasında kesilen diyaloğun yeniden başlamasında İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler etkili oldu. Ankara’da taraflar, sürecin devam edeceği iradesini beyan ederken, İmralı’da sürecin nasıl yürütüleceğine ilişkin ayrıntılar ele alındı. Heyetin değişmesi yerine yeni isimler eklenerek İmralı ziyaretinin yapılacağı ifade ediliyor. Çözüm sürecinde ya DİYARBAKIR Barikatta ölüme DİYARBAKIR (Cumhuriyet)Diyarbakır’ın Lice ilçesinde Abalı Jandarma Karakolu yakınlarındaki barikatta “dur” ihtarına uymayan 23 yaşındaki Muzaffer Görül’ün başından vurularak öldürülmesiyle ilgili Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında karakolda görevli jandarma erler Erkan G. ve Ömer K’nin ifadesine başvuruldu. Erkan G, ifadesinde, “Komutanımızın bize herhangi bir ateş emri olmadı. Ben ateş ettikten sonra 2 el ateş sesi daha duydum. Ancak kimin ateş ettiğini görmedim. Daha sonra araç savrularak yolun sol tarafında bulunan toprak yığınına çarparak durdu. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. Savcılık ifadelerin ardından şüpheliler Erkan G. ile Ömer K, tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edildi.Erkan G, “kasten adam öldürmek” suçundan tutuklandı, Ömer K. ise adli kontrol uygulaması kapsamında serbest bırakıldı. tutuklama Yeni isim Ceylan Bağrıyanık şanan tıkanıklığın; hükümet ile HDP arasında geçen salı günü kurulan temasın ardından gelecek hafta başından itibaren rutin görüşmelerle olağan seyrine dönmesi bekleniyor. Taraflar arasında bu hafta başına kadar karşılıklı olarak sert açıklamalar yükselirken görüşmelerin yeniden başlamasında sürecin askıya alındığı süre boyunca İmralı’da yapılan görüşmelerin de etkili olduğu ifade ediliyor. Edinilen bilgiye göre Abdullah Öcalan ile MİT heyeti arasında yapılan görüşmelerde sürecin nasıl yürütüleceği konusunda somut kararlar alındı. Buna göre, AKP’nin daha önce sıcak bakmadığı seçim öncesi süreçle ilgili bazı adımların atılması konusunda yeni bir anlaşma sağlandı. Kulislere sızan bilgilere göre söz konusu adımların başında Öcalan için kurulacak sekretarya bulunuyor. Öcalan’a yardımcı olacak sekretaryada görev yapacak isimlerin doğrudan HDP İmralı heyetine dahil edilmesi ve böylece İmralı görüşmelerinin “geniş heyet yapısıyla” devam ettirilmesi değerlendiriliyor. YPG, IŞİD’in yolunu kesti DANİMARKA İŞİN PEŞİNİ BIRAKMIYOR Haber Merkezi Danimarka Adalet Bakanı Mette Frederiksen, İslam karşıtı yazar Lars Hedegaard’a saldırıda bulunan ve İstanbul’da gözaltına alınan şüphelinin Türkiye’de serbest bırakılmasına dair Türk makamları tarafından kendilerine 12 sayfalık rapor verildiğini söyledi. Frederiksen, Türkiye’de yakalanan Basil Hassan (27) adındaki saldırganın MİT’in elinde iken kayıplara karıştığı bilgisinin kendilerine sunulan raporda yer aldığını söyledi. Frederiksen, “Maltepe Cezaevi Müdürü resmi olmayan açıklamasında kendisi ile MİT görevlisi arasında bir telefon konuşması geçtiğini ve ‘MİT’in isteği üzerine saldırganın MİT’e teslim edildiğini’ söyledi. Türk makamlarından inandırıcı ve gerçeği yansıtan bir açıklama alıncaya kadar peşini bırakmayacağım” dedi. 5 Şubat 2013 tarihinde Kopenhag’ın Frederiksberg semtindeki dairesinin girişinde 7.65 mm silahla saldırıya uğrayan ve silahın tutukluk yapması nedeniyle saldırganla boğuşarak hayatta kalmayı başaDİYARBAKIR (Cumhuriyet) IŞİD’in Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin kontrolündeki Rojava’nın Kobani kantonuna başlattığı saldırılar 60. gününü geride bıraktı. Peşmerge ve ÖSO’dan bir grubun Kobani’ye giderek YPG’ye destek vermesinin ardından, YPG Miştenur ve Til Şeir tepeleri ile kentin doğu ve güneyinde birçok noktayı geri aldı. YPG, dün yaptığı açıklamada, IŞİD’in militan ve mühimmat takviyesi yaptığı Rakka ve Telebyad’dan gelen ve Helinc’den geçen yolu kontrol altına aldığı belirtildi. YPG’den yapılan açıklamada, “Yolu yeniden açmak için saldırı düzenleyen çeteler püskürtülmüş ve ağır darbeler vurulmuştur. Şu ana kadar tespit edilebilen 15 çete öldürülmüştür” denildi. Kobani’deki çatışmalar dün kentin batısında yoğunlaştı. Koalisyon güçleri dün de IŞİD mevzilerini bombalamaya devam etti. Hükümetin aldığı karar doğrultusunda Türkiye’ye sığınan Suriyeli Kürtlere tanıtım kartı veriliyor. Çok sayıda Suriyeli sığınmacı, kayıt işlemleri için Şanlıurfa’nın Veysel Karani Mahallesi’ndeki Suriyeli Misafirler Koordinasyon Merkezi’ne başvuruyor. HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ise Suruç ilçesinde Kobani Kriz koordinasyonu adına Arin Mirkan Çadır Kenti’nde basın toplantısı düzenledi. Ayhan, “Sağlık, beslenme, giyinme sorunları başlayan kış koşulları nedeniyle daha da yakıcı hale gelmiştir. Barınma ivedilikle çözülmeli. Şu anda 2 AFAD çadırında kalan 6 bin 100 kişiyle diğer çadırlarda kalanların sayısı 17 bin 256 kişiye ulaştı. 180 ile 190 bin civarında insanın Kobani’den geldi. Diğerlerinin değişik ortamlarda ve çoğunluğu da sağlıksız koşullarda” dedi. 50 yaşındaki Sarı Müslim de 11 çocuğuyla Kobani’den 2 ay önce birlikte Viranşehir’deki akrabalarının yanına sığındı. Eşi Faruk İsmail ile 12 yaşındaki kızı Rojin’in Kobani’nde terör örgütü IŞİD tarafından kaçırıldığını anlatan Müslim, kızının kısa süre sonra serbest bırakıldığını, eşinin ise halen rehin tutulduğunu söyledi. Müslim, “Eşimden haber alamıyorum. Sağ mı, ölümü bilmiyoruz. Çocuklarımla ortada kaldım” dedi. Heyete eklenmesi değerlendirilen isimlerin başında Hatip Dicle geliyor. KCK davası kapsamında uzun süre cezaevinde kalan Dicle’nin bölgenin dinamiklerini çok iyi bilen deneyimli bir siyasetçi olduğu dile getiriliyor. Heyete dahil edileceği ifade edilen diğer ismin Kürt siyasi hareketi bünyesinde yer alan Demokratik Özgür Kadın Hareketi temsilcisi olan Ceylan Bağrıyanık olduğu belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre, geçen salı günü yapılan temasın ardından yapılacak ilk görüşme önümüzdeki pazartesi günü gerçekleşecek. Görüşme Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP heyeti arasında yapılacak. Bu görüşmede heyete dahil olacak isimler konusunun da ele alınması bekleniyor. Bu görüşmenin ardından İmralı ziyaretinin de gelecek hafta yapılabileceği ifade ediliyor. Rapora göre takasta kullanıldığı iddia edilen Hassan’ı cezaevinden MİT çıkardı ran Lars Hedegaard, saldırganın kasıtlı bırakıldığı görüşünü yineledi. Hedegaard, İslam dini ve Müslümanların yanlışlarını eleştirdiği için Türk hükümetinin saldırganı kasıtlı olarak serbest bıraktığını iddia etti. Muhalefet partileri de hükümet üzerindeki baskılarını arttırarak, Türkiye ile ilişkilerin tekrar gözden geçirilmesini ve Türkiye’nin yalan bilgiler vermesine tepki gösterilmesini istediler. Raporda, saldırganın Türkiye’de MalLars Hedegaard tepe Cezaevi’nde Basil Hasan tutuklu iken, MİT’e teslim edildiği ve daha sonra kayıplara karıştığı bilgisi Danimarkalıları yeniden ayaklandırdı. Danimarka’nın iadesini istediği bir Basil Hassam’ın IŞİD’le yapılan pazarlıklar sonucu Musul’da kaçırılan 49 büyükelçilik personeli karşılığında serbest bırakıldığı iddiası iki ülke arasında krize neden olmuştu. Duruma sert tepki gösteren ve Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçisi Mehmet Dönmez’i birkaç kez Danimarka Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak izahat isteyen Danimarka hükümeti, olayın peşini bırakmayacağını açıklamıştı. Yaşam zorlaşıyor Askerden taşa taşla yanıt n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’ın Cizre ilçesinde Suriye sınırında bulunan askeri karakola taş atan çocuklara bir grup asker de taşla karşılık verdi. Cihan Haber Ajansı’nın haberine göre karakola yaklaşan yaşları küçük 7 çocuk binayı taşladı. Bu durumu gören karakoldaki askerler de çocuklara taşla karşılık verdi. Kısa süreli karşılıklı taş atmanın ardından askerler karakola çekildi. Kürt öğrencilere saldırı Eşi ve kızını IŞİD kaçırdı n Yurt Haberleri Servisi Kayseri Talat Yenidoğan Mahallesi’nde önceki akşam saatlerinde evlerine gitmek isteyen 4 Kürt öğrenci, 75. Yıl Parkı içinde ülkücülerin saldırısına uğradı. Başından darp edilen Hasan Y., Kayseri Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alınırken, diğer 3 öğrencinin hafif yaralandığı belirtildi. Antalya’nın Kaş ilçesinde 3 Eylül gecesi Kürtçe konuştuğu için linç edilerek öldürüldüğü iddia edilen 20 yaşındaki Mahir Çetin’in dövülme anına ait güvenlik kamera kayıtları ortaya çıktı. Kayıtlara göre Çetin, yaklaşık 15 kişinin 10 saniye süren tekme ve yumruklu saldırısı sonrası yaşamını yitirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle