05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2014 CUMA 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Erdoğan, yabancı basını şikâyet etti TÜRBAN KAMU YARDIMINA GİRDİ ... zor çıkılır bir duruma sürüklediğini... … ...tabii kendini överek (üstelik Bakanlar Kurulu sıralarında bugünün yasal başbakan, otururken) bir cumhurbaşkanı ağırlığında değil, hâlâ siyasetin tek egemeni içeriğinde bir cumhurbaşbakan tavrıyla savunan öven bir konuşma yaptı. IŞİD’le mücadelede gösterdiği yol ve yöntemlerin sorumluluğunu omuzlayarak üstlenen Başbakan AD de, Suriyeli Kürtleri savunmanın koşullarını HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile sözüm ona açıkça değil, zımnen pazarlık ediyor. Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan PKK’nin kardeş terör örgütü PYD’yle destek konusunda konuşabileceğini ima ediyor. HHH Yukarıdakinin başarısız politikalar nedeniyle bir türlü iktidardan indiremediği Esad’a karşı bu hükümet PYD terör örgütünü yönlendirme çabasında. Hükümetin Meclis’ten MHP ve AKP oylarıyla geçireceği tezkerenin gizli amacının Esad olduğu gibi bir anlam ve soru ortaya çıkıyor. Nitekim Başbakan AD, Güneydoğu Kürt milletvekilleriyle yaptığı toplantıda soruyu yanıtlıyor: Tek tezkere hazırlığında, Suriye ile Irak’ı birbirini besleyen tek bir sorun olarak gördüklerini belirtikten sonra, “Esad rejimi ortadan kaldırılmadığı sürece IŞİD’le mücadele sonuç getirmez” diyor Bu, açıkça Esad ortadan kaldırılmadıkça IŞİD’le mücadele sonuç vermez demek! HHH Bir cumhurbaşkanı şayet devlette paralel yapının tehlike olduğunu hâlâ bir başbakan üslubuyla söyleyince, belki daha önceleri görülmeyen, bir cumhurbaşkanı konuşurken ilk kez muhalefet sıralarından müdahalelere tanık olundu. Önceki gün RTE bu konuya değinirken “Daha önce aklın neredeydi?” diyen sesler duyuldu. HHH Dünden bugüne hükümet icraatını savunan, öven ifadeler yineleyen bir cumhurbaşkanı ilk kez 1 Ekim’de Meclis’in açılış konuşması yapıyor ve ilk kez konuşması cumhurun değil, hükümetin sözcülüğünü yaptığını içeren yorumlara neden oluyor. RTE’nin tek amacı, 2015 seçimlerinde hükümet ve Cumhurbaşkanlığı olanaklarını kullanarak partisinin 330’un üzerinde vekil kazanmasını sağlamak! O zaman bugün elindeki tek adam yetkileri yetmiyormuş gibi, başkanlık sistemini çoğunluğuna dikte edecek ve bu içerikte anayasa değişikliğini derhal onaylayarak cumhurun başkanı olduğunu ilan edecek! 7 yaşındaki aile vesayetindeki çocuğa ve ortaöğretimdeki kız öğrencilere türban giydirmeyi demokratik özgürklük diye yorumlayan bir anlayış, üstelik bir de cumhurun başkanı olduğunu kabul ettirirse artık laik eğitim dahil laik Cumhuriyeti yok etmek, cumhuriyeti dinci bir kıvama sokabilecek daha neler yapabileceğini artık siz hesap edin! HHH Üstüne üstlük RTE rejimine karşı sarılacak tek sopa CHP’deki örneğin türbanın ilkokullara kadar inmesine karşı aldığı da değil, alamadığı tavrı da izledikten sonra... Bilmiyorum artık RTE’nin bu konudaki özgürlük anlayışına karşı ne diyebilir, ne yapabilirsiniz! CHP’yi bu konuda savunmanın zorluğu genel başkanla, halka partinin ne kadar dine karşı olmadığını anlatmakla görevli Bekaroğlu nam zatın açıklamalarında. ME Bakanı ilkokullarda da türbanı serbest bıraktığını açıklayınca, Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “yazık çocuklara” demekten başka, laik eğitimin canına okunduğuna değinen tek bir cümle söylemedi. Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu ise milli eğitimin onca çözüm bekleyen sorunu varken partinin bu tartışma içinde olmayacağını açıkladı. HHH Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün partisi, laikliğin savuncusu olduğunu iddia eden CHP de laik eğitimi savunmayı üç beş oy uğruna es geçerse.. ....RTE tepemizde başkan da olursa, Batı’da dillere düştüğü gibi, “Türkiyeyi İslama doğru iten daha çoook adımlar atar”! Yargıçlara soruşturma ALİCAN ULUDAĞ HSYK, Mehmet Altan’ın MİT tarafından kod isimle dinlenilmesine ilişkin kararı veren üç isim için soruşturma izni verdi ANKARA HSYK 3. Dairesi, MİT’in talebi üzerine gazeteciyazar Mehmet Altan’ın “Pastör” kod adıyla telefonlarının dinlenilmesine karar veren üç yargıç hakkında soruşturma izni verdi. MİT İstanbul Bölge Başkanlığı’nın talebi üzerine gazeteciyazar Mehmet Altan’ın telefonlarının “Pastör” ve “Quaramaddin Fatimi” kod adıyla dinlenilmesine karar verilmişti. 20082009 yıllarını kapsayan kararı veren İstanbul’daki dönemin özel yetkili mahkemeleri, dinlemeye, “terör ve uluslararası terör örgütlerinin faaliyetlerini” ve “ülkemiz aleyhine yürütülen casusluk faaliyetlerinin önlenmesini” gerek MİT’ÇİLERE SORGUNUN DA ÖNÜ AÇILDI Öte yandan dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Altan ve diğer gazetecilerin kod isimle dinlenilmesi için mahkemeden karar aldıran MİT görevlileri hakkında soruşturma izni vermemişti. Ankara 12. İdare Mahkemesi, itiraz üzerine bu kararı kaldırmış, Başbakanlık ise Danıştay’a başvurmuştu. Alınan bilgiye göre Danıştay, yeni aldığı kararla Başbakanlık’ın itirazını reddetti ve MİT görevlileri hakkında soruşturma yapılması kararını onayladı. çe göstermişti. Benzer şekilde gazeteciler Yasemin Çongar, Ahmet Altan, Markar Esayan, Amberin Zaman ve Mehmet Baransu’nun telefonları da kod isimlerle dinlenmişti. Olayın açığa çıkmasının ardından Mehmet Altan’ın avukatı Ergin Cinmen, kararı veren üç hâkim hakkında HSYK’ye suç duyurusunda bulundu. HSYK 3. Dairesi ilk olarak oyçokluğuyla üç yargıç hakkında inceleme başlatılması talebini reddetmişti. İtiraz üzerine dosya HSYK Genel Kurulu’na gitmişti. HSYK Genel Kurulu da 3. Daire’nin kararını kal dırmıştı. Bunun üzerine başlatılan inceleme kapsamında görevlendirilen müfettişler, Mehmet Altan’ın yasadışı dinlenilmesine ilişkin incelemesini tamamladı. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre müfettişler, İstanbul Hâkimi Oktay Açar, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Metin Özçelik ve İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Yakup Hakan Günay hakkında soruşturma izni istedi. HSYK 3. Dairesi, salı günü yaptığı toplantıda üç yargıç hakkında soruşturma izni verilmesine karar verdi. Karara, 7 üyeden Resul Yıldırım, Ahmet Kaya ve Bülent Çiçekli muhalefet etti. Soruşturma izni kararının ardından müfettişler, İstanbul’a giderek üç yargıcın ifadesini alacak. ER UTKU KALI DAVASI ‘Suçluyu tanırım’ MEHMET MENEKŞE/ CANAN COŞKUN gözlerinden Dink’in katledildiği güne ‘Ermeni zulmü afişi’ ödül töreni koydular Tamamen tesadüfmüş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yapılan “Ermeni Zulmü Uluslararası Afiş Yarışması” sonuçlarının açıklanması için Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledildiği 19 Ocak günü seçildi. Agos’un haberine göre, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile Azerbaycan Büyükelçiliği’nin düzenlediği “Ermeni Zulmü Uluslararası Afiş Yarışması” açıklama metninin içeriği gündeme gelmişti. “Türklerin şefkatine rağmen Ermenilerin ihanet içinde olduklarını ve bu sebeple iki halk arasındaki sadakat döneminin bittiğini” belirtilen metinde, yarışmanın amacının şöyle ifade edildi: “Bu yarışma, I. Dünya Savaşı sürecinde ve sonrasında Ermenilerin Türk milletine yaptığı soykırımlara ve katliamlarına duyarsız kalan dünyayı uyandırmak amacı ile gerçekleşmekte, insan haklarına saygılı, insanca yaşama hakkını önemseyen tüm sanatçıların ve tasarımcıların katılımını beklemektedir.” Fakülte Dekanı Prof. Alev Çakmakoğlu Kuru, “Bu yarışma, I. Dünya Savaşı sürecinde ve sonrasında Ermenilerin Türk milletine yaptığı soykırımlara ve katliamlarına duyarsız kalan dünyayı uyandırmak amacı ile gerçekleşmektedir.” dedi. Yarışma sonuçlarının açıklanacağı gün olarak 19 Ocak’ı seçmelerinin “tamamen tesadüf olduğunu” belirten Kuru, tarihin değiştirileceğini söyledi. HALKEvİ üYESİ KADINLAR İL MİLLİ EĞİTİM MüDüRLüĞü’Nü İŞgAL ETTİ Türbanı protesto ettiler Haber Merkezi AKP hükümeti, Devlet Memurları Giysi Yardımı Yönetmeliği’nde değişiklik yaptı. Müftü, vaiz, imamhatiplere verilen cüppe ve sarık yardımına “başörtüsü” de eklendi. Bakanlar Kurulu kararıyla 14 Eylül 1991 Tarihli Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliği’nin 1 sayılı cetvelinde değişiklik yapıldı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan değişiklikle, cüppe ve sarık yardımından yararlanan personel listesine müezzinkayyımlar da eklendi. Ayrıca müftü, müftü yardımcısı, vaiz, imamhatip, müezzin kayyımlara 2 yılda bir yapılacak cüppe, sarık yardımına “başörtüsü” de dahil edildi. Ancak bu gruba yapılan giysi yardımları nakdi olarak ödenmeyecek. Cüppe, sarık ve başörtüleri ilgili personele Diyanet tarafından dağıtılacak. Listenin 17. sırasında da değişiklik yapılarak, avukat, hâkim, savcıların yararlandığı “cüppe” yardımından bundan böyle avukatlık ruhsatına sahip hukuk müşavirleri de yararlanacak. Onlara da 2 yılda bir cüppe ödemesi yapılacak. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) heyetini Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Heyet üyelerinin Türkiye temasları hakkında bilgi verdikleri sohbet sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son 12 yıllık süre içerisinde medya ve ifade özgürlüğü konularında Türkiye’de kaydedilen ilerlemeye dikkati çekmesinin yanı sıra, Türkiye’deki kimi olayların uluslararası bazı medya organları tarafından çarpıtma ya da abartma suretiyle dünya kamuoyuna yanlış aktarıldığına da işaret ettiği öğrenildi. Akyürek, Dink davasında ilk kez ifade verdi İstanbul Haber Servisi Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesine ilişkin 7 yıldır süren soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifade verdi. Soruşturma kapsamında ilk kez ifadesi alınan Akyürek, Dink cinayetine ilişkin daha önce de 2007’de Trabzon’da yapılan idari soruşturmada, 2008’de de TBMM’de kurulan Hrant Dink Cinayeti Alt Komisyonu’na da ifade vermişti. Soruşturmada daha önce Akyürek’ten önceki Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olan Sabri Uzun’un da şüpheli olarak ifadesi alınmıştı. Akyürek, soruşturma kapsamında dün avukatı ile Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek, İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlarla Bürosu savcısı Yusuf Hakkı Doğan’a yaklaşık 4 saat ifade verdi. Dink’in öldürülmesinin ardından başlayan ve 7 yıldır devam eden soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifadesi alınan Akyürek’e, Dink cinayetine ilişkin dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir’in bazı gazetelerde yer alan Dink cinayetiyle ilgili “Haberim olsa engellerdim” içerikli beyanlarına ilişkin sorular yöneltildi. İstanbul Haber Servisi Halkevi üyesi kadınlar dün İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasını işgal ederek okullarda türbanın serbest bırakılmasını protesto etti. Kadınlar okullarda türbanın serbestliğini eleştirerek “Kadınların yaşam hakkına doğrudan saldıran türban düzenlemesini kabul etmiyoruz” dediler. Cağaloğlu’daki İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasına gelen Halkevi üyesi kadınlar binayı işgal etti. Kadınlar binadan “Gericiliği, kadın düşmanı kuşatmayı durduracağız” yazılı pankartı sarkıtarak “AKP’den hesabı kadınlar soracak” sloganı attı. Ellerinde “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için sokaklardayız” ve “Çüş, oha 10 yaşında çocuğa türban mı” yazılı dö AMASYA/İSTANBUL Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te 53 kişinin öldüğü bombalı saldırıların istihbaratının önceden alındığına dair jandarma belgelerini Red Hack’e sızdırdığı iddiasıyla er Utku Kalı’nın yargılanmasına Amasya Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Er Utku Kalı, sağlık sorunları nedeniyle İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) sistemiyle ifade verdi. Kalı, o dönem görevde olduğu Amasya Cezaevi’nde gizli mesajların da geldiği santral odasına herkesin girebildiğini belirtti. Kalı, “Bir tek benim telefonum incelendi. Hiçbir rütbeli askerin telefonu incelenmedi” dedi. Kalı’nın görev yaptığı karakolun komutanı Astsubay Başçavuş Engin Arpa da “ Bana ‘Bilgiyi sızdıran kim olabilir?’ dediler. Er Utku Kalı’nın olabileceğini bildirdim. Bana iki kişi getirin hangisinin suçlu olduğunu gözünden tanırım” diye konuştu. Utku Kalı, ana davanın yetkisizlikle Samsun’dan Amasya’ya gönderilmesi nedeniyle dava kapsamında dün yeniden ifade verdi. Kalı, o dönem çalıştığı santral odasının gizli mesajların da geldiği bir oda olduğu için normal şartlarda yüksek güvenlikli ve kimsenin giremeyeceği bir yer olması gerektiğini kaydetti. Gelen her mesajı defterine kayıt ettiğini ve karakol komutanına verdiğini anlatan Kalı, Reyhanlı patlaması ile ilgili mesajın da geldiğini ve bunu ilgili deftere kayıt ettiğini, sivil sakallı şahısların gelerek mesajı aldığını söyledi. Kalı, karakol komutanının isteği üzerine Doğantepe ve Aydınca karakollarına da bu mesajın gelip gelmediğini, sivil, kişilerin alıp almadığını sorduğunda, oralardan da mesajın alındığını anlattı. Kalı’nın görev yaptığı karakolun komutanı Astsubaş Başçavuş Engin Arpa’nın ifadesi ise mahkemeye damgasını vurdu. Arpa, “23 yıldır ben bu işi yapıyorum, suçluluk kompleksi vardır. 21’inde bu olay olunca bana geldi, geceye geçmek istediğini söyledi. Elektronik cihazları iyi biliyor. Bana sordular bu değil, bu yapmıştır dedim” diye konuştu. Fotoğraf: VEDAT ARIK vizleri taşıyan kadınlar binanın duvarlarına da “AKP elini eğitimden çek” yazdı. Eylem sırasında kadınlarla, Mili Eğitim Müdürlüğü görevlileri arasında kısa bir tartışma yaşandı. Tartışmanın ardından bina içinde kadınlar basın açıklaması yaptı. Akademisyene terfi durdurma cezası CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eşkişehir’de Gezi Direnişi ve Berkin Elvan’ı anma yürüyüşüne katılan Osmangazi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Nuriye Gülmen’e üniversite yönetimi tarafından iki yıl süreyle terfi durdurma cezası verildi. Fen Edebiyat Fakültesi’nde Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde araştırma görevlisi olan Nuriye Gülmen, Gezi Direnişi ve Berkin Elvan’ı anma yürüyüşüne katıldığı için üniversite yönetimi tarafından hakkında soruşturma başlatıldı. İddiaya göre, ifade verdiği sırada Gülmen’e “Eyleme katılmanda siyasi ve ideolojik bir amacın var mıydı?” diye soruldu. Soruya tepki gösteren Gülmen ise buna yanıt vermedi. Soruşturmasını tamamlayan üniversite yönetimi Gülmen’e Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’ne göre, “Kamu hizmetini aksatacak davranışta bulunmak” suçundan iki yıl kademe durdurma cezası verdi. Kamu Emekçileri Cephesi, Gülmen’e verilen cezanın iptal edilmesi için imza kampanyası başlatıldı. Toplanan 500 imza Osmangazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Adnan Konuk’a teslim edildi. İSTANBUL 15. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NDE BAŞLIYOR Kılıçdaroğlu’ndan Arınç’a dernek tepkisi n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu, Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen Kimse Yok mu Derneği’nin 6 Şubat 2007 yılında verilen izin almadan yardım toplama yetkisini elinden aldı. Karar dün dernek yönetimine gönderildi. Dernek bundan böyle, mülki amirlikten izin almadan yardım toplayamayacak. Karara tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Yoksullara yardım yapan kuruluşun kapısına kilit vurulması doğru değil” dedi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın derneğin yardım toplama yetkisinin kaldırıldığına ilişkin soruya “Böyle bir kararın imzalandığı ben şahsen duymadım” diye cevap vermesinin hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, “Belki beyaz kararname imzalamışlardır. Bu açıklamayı yaptıktan sonra artık Bülent Arınç’ın o koltuğu bırakması lazım” diye konuştu. Selek davası yeniden İstanbul Haber Servisi Mısır Çarşısı’nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin 16 yıldır süren davada aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan Pınar Selek, bugün İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanmaya başlıyor. Yargıtay tarafından daha önce 3 kez bozulan dava kapsamında Selek hakkında 2 kez beraat kararı verildi. Patlamaya ilişkin yapılan ve 8 yıl süren ilk yargılamada mahkeme, patlamanın bombadan mı yoksa LPG’den mi kaynaklandığının tam olarak tespit edilemediği gerekçesiyle Pınar Selek’e ceza vermedi ancak beraat ettiği yönünde hüküm de kurmadı. Yargıtay 9. Dairesi, hüküm kurulması gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay’ın bozma kararının ardından ikinci kez yapılan yargılamada mahkeme heyeti, Mısır Çarşısı’ndaki patlamanın neden kaynakladığını tespitinin mümkün olmadığını ifade ederek patlamayı gerçekleştirdikleri iddia edilen Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk’ün delil yetersizliğinden beraatlarına karar verdi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi yerel mahkemenin beraat kararını bu kez “ceza verilmesi” yönünde bozdu. Yargıtay’ın ikinci kez verdiği bozma kararının ardından üçüncü kez yapılan yargılamada mahkeme heyeti, oybirliği ile sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında verdiği beraat kararında direndi. Bunun üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi, mahkumiyet kurulması gerekçesiyle kararı tekrar bozdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da dairenin kararına “Beraat kararı verilmesi gerekir” diyerek itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 9. Ceza Dairesi’nin kararını yerinde bularak dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. Direnmekten vazgeçti 22 Kasım 2012’de mahkeme heyetinin değiştiği duruşmada, Selek ve Öztürk yönünden verilen beraat kararına direnmekten usule aykırı olduğu gerekçesi ile vazgeçildi ve nihayetinde mahkumiyet kararı verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 3. kez ve son olarak 11 Haziran’da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine mahkumiyet kararını bozdu. Şimdi bu son bozma kararından sonra dava yeniden görülecek. n AFYON (Cumhuriyet) Afyonkarahisar’da 5 Eylül 2012’de meydana gelen 25 askerin şehit olduğu, 8’i asker 11 kişinin yaralandığı Şehit Mete Saraç Kışlası mühimmat deposundaki patlamayla ilgili 25 ay sonra keşif yapıldı. Askeri yetkililer ve 4 şehit ailesi dün saat 12.10 sıralarında 2 ayrı minibüsle Şehit Mete Saraç Mühimmat Depo Komutanlığı’na gitti. Şehit yakınları ise yaklaşık 250 metre geride tutularak yapılan incelemeyi uzaktan izledi. 25 ay sonra keşif yaptılar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle