05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Dönmelerini istiyorum SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Ankara Keçiören’de oturan 4 kişilik bir aile Kurban Bayramı’nın arifesinde IŞİD’in başkenti olarak bilinen Rakka’ya gitti. Başkentin göbeğinde IŞİD’le ilgili olduğu iddia edilen toplantılara katıldıktan sonra gittiği Bursa’daki çevresinin etkisiyle “IŞİD’e katılma” kararı alan babanın, 4 buçuk ve 9 yaşlarındaki iki çocuğu ve eşi ile birlikte sınırdan geçmesini Ankara’daki anneanne Meliha Yıldız anlattı. Yıldız, bu şekilde Rakka’ya yerleşen çok sayıda Türk’ün olduğunu polisten duyduğunu belirterek “Yavrularımdan haber istiyorum” dedi. Ankaralı, Keçiören’de oturan bir aile. Anne ve baba 32 yaşında. Anne çalışmıyor. Baba pide ustası. Biri 4 buçuk diğeri 9 yaşında iki çocukları var. Kurban Bayramı’nın arifesinden bir gün önce, 2 Ekim’de dördü birden ortadan kayboldu. Çocukların anneannesi Meliha Yıldız, o günü, “Bayramın ikinci günü, içimde bir rahatsızlık oldu, sanki hissetmiş gibi. Annesini aradım, telefon kapalı. Önceki gün aradığı yabancı numarayı aradım. Kızımın arkadaşı, ‘Anne olduğun için senin bilmeye hakkın var. Onlar çoktan sınırı geçti’ dedi. Ben orada yığıldım kaldım” sözleri ile anlattı. Tarih 13 Ekim olduğunda, Yıldız’ın telefonu “gizli numara” uyarısı ile çaldı. Arayan, kızıydı. Kızı Rakka’da olduklarını, “çok iyi ve çok mutlu olduklarını, isteyerek geldiklerini” söyledi, “Bizi merak etmeyin” dedi. IŞİD’in devlet kurduğunu ilan ettiği Rakka’ya gittiklerini anladılar. Telefonun sinyali zayıf, ses hışırtılıydı. Kızı annesine, “Küçük bir evde yaşadıklarını, oturdukları yerde internet kafe olduğunu, oradan da görüşebileceklerini” söyledi. Yıldız, damadının, kızı ve torunlarını “alıp götürmesini”, yani 4 kişilik bir ailenin “IŞİD’e katılma gerekçelerini” şöyle anlattı: “Damadımın 24 yaşındaki erkek kardeşi, El Kaide’ye katıldı. Afganistan’a düzenlenen bir hava saldırısında orada öldü. Damadım bu olaydan, cenaze töreninden çok etkilendi. Çevresi değişti. Ankara’da toplantılara katılmaya başladı. Sakalını uzattı. Daha sonra işini bıraktı. Suriye’ye gitmelerinden kısa bir süre önce Bursa’ya gitti. Bayram için Ankara’ya geldi. Sonra sınırı geçtiklerini öğrendik.” Anneanne Yıldız, kızını ve “kocasından nasıl etkilendiğini” de “Hiçbir iş yapmıyordu kızım. Kocasının kara çarşafa girmesini istediği anlattı bana. ‘Eğer kara çarşafa girersen seni asla kabul etmem’ dedim. Sonra benden uzaklaşmaya başladı. Kara çarşafa girmiş” ifadelerini dile getirdi. Ankaralı iki çocuklu bir aile bavulu ile sınırdan geçip IŞİD’e katıldı Olmayan Cinayetin Katili Önceki gün Radikal’de İsmail Saymaz imzalı ilginç bir haber vardı. Olay Kobani gösterileri esnasında Van’ın Çaldıran ilçesinde geçiyor. Polis, göstericileri gözaltına alıyor. Gözaltına alınanlar arasında bir zabıta memuru da var. Zabıta Abdülaziz Adıyaman, üzerinde üniforması ve elinde telsiziyle derdest ediliyor. Polise bakılırsa telsiziyle eylemcileri yönlendiriyor. Adıyaman’a bakılırsa telsizi kapalı. Zabıtanın avukatının söylediklerine göre kalp hastası olmasına rağmen bir de karakolda dayak yiyor. Çaldıran’ın zabıta memuru tutuklandı. Sebep? Silahlı örgüt üyeliği, görevli memura direnmek. Yeter mi? Yetmez. Bir de kasten adam öldürmekten tutuklandı. Kimi öldürmekten? Bilemiyoruz, çünkü gösteriler sırasında Çaldıran’da kimse öldürülmemişti. Çaldıranlı bir zabıta memurundan Schrödinger’in kedisi çıkaran müthiş fantastik bir iklimimiz var. Meşhur 1725 Aralık ve TOKİ soruşturmalarına ne oldu peki? Takipsizlik kararıyla kapatıldılar. Ölen kimse yokken adam öldürmeden tutuklu birinin olduğu bir ülkede evlerden fışkıran ayakkabı kutusu içinde paralar olmasına rağmen de soruşturma kapatılır. Kendi içinde tutarlı bir sistem olduğunu kabul etmemiz gerek. Hukukta önemli olan istikrardır. Hukuki güvenlik ilkesi de denir buna. Yani bir bireyin içinde yaşadığı toplumdaki hukuk kurallarını ve bunların sonuçlarını üç aşağı beş yukarı kestirebilmesi. Davranışlarımın hukuki sonuçları ne olabilir? Mesela ne yaparsam tutuklanırım, ne yaparsam tutuklanmam. Hangi soruşturma devam eder, hangisinin üzeri kapatılır. İnsan bunu biraz öngörebiliyorsa o ülkede asgari de olsa bir hukuki güvenlik var demektir. Bizde var bence. İktidara yakınsanız ve yolsuzlukla suçlanıyorsanız, o soruşturmanın sürmeyeceğini biliyorsunuz. Çaldıranlı bir zabıta memuru iseniz olmayan bir cinayetten dolayı tutuklanabileceğinizi de öngörebilirsiniz. Ya da Ankara’da görülen derin devlet davasına bakalım. İddianame 19 cinayetten bahsedebilir ama bu cinayetleri işledikleri öne sürülenler tutuksuz yargılanır. Hatta duruşmalara gelmeleri bile gerekmez. Bu da memleketimizde hukukun öngörülebilir olduğuna bir işaret. Herhalde “devlet için kurşun atıp yiyen bir şerefliyseniz” yargının size fazla dokunmayacağını tahmin edebilirsiniz. Özetle her şey olması gerektiği gibi işlemekte. Beş parmağın beşi eşit değildir. Bu eşitsizlikte hukuk kurallarının herkese aynı uygulanması en büyük eşitsizlik olacaktır. Bu sebeple ana hikâye bir tercihte bulunmaktır. Bir bakan oğlu mu olacaksınız, Çaldıranlı bir zabıta memuru mu? İktidara yakın bir işadamı mı, siyasi fikirleri olan bir üniversite öğrencisi mi? Devlet içinde çeteleşmiş bir yapının külhanbeyi mi, yoksa iktidarı eleştiren bir gazeteci mi? İlk seçeneklerde tutuksuz yargılanacağınız ya da soruşturmaların kapatılacağı muhtemeldir. İkinci seçeneklerde ise devletimiz sizi bir süre misafir edecektir. Mesele, tarafını seçme meselesidir. Hangi hukukta yaşayacağınızı hayattaki tercihleriniz belirler. Evinden çıkan paralara rağmen soruşturulmamak mı? Olmayan cinayetten tutuklanmak mı? İşte bütün mesele bu. KCK’DEN SOMUT ADIM ŞARTI I Ş İ D ’ İ N E Y L E M L E R İ N D E S İ L A H L A B A Ş I N D A N V U R U L M U Ş T U 4 bavulla sınırdan geçtiler IŞİD’e katılan ailenin yakınları, komşuları ise gittikleri günü, “4 bavulla gittiler evden. Bilgisayarlarını, çocuklarının yorganlarını bile alarak gittiler” diye anlatıyor. Şu soru akıllarında kalıyor: “Bu kadar eşyayla iki küçük çocukla ellerini kolları sallayarak nasıl geçtiler sınırdan?” Yine komşular anlatıyor, IŞİD’e katılmadan öncesi için ise “Öyle bir aşılanıyorlar ki orada kurdukları devletin üyesi olmanın onlar için çok daha iyi olduğunu hissederek gidiyorlar. Beyanları da bu yönde. Kendi inançları gereği, sizler bizler gibi işverenlerin yanında çalışmıyorlar Türkiye’de. Buralardan kazandıkları parayı haram para olarak görüyorlar. Kendi işlerinde çalışmaya başlıyorlar. Tezgâh açıyorlar, bir şeyler satıyorlar. Eve, çok sayıda kara çarşaflı kadın gelirdi. Nereden geldiği belirsiz paralar bırakıldığını, bu şekilde destek olunduğunu duyardık” ifadeleri kullanıyorlar. Taslak Yaralanan Kaçaroğlu öldü 4 AYRI ADRESE Kandil’e EŞZAMANLI BASKIN iletildi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan HDP heyeti, KCK yöneticileriyle yaptıkları görüşmelerinin ardından Kandil’den döndü. HDP heyeti çözüm sürecine ilişkin yol haritasının taslağını KCK yöneticilerine iletti. KCK, çözüm sürecinde somut adım atılması gerektiğini vurgularken AKP’nin polisin yetkilerini artıran yeni yasa taslağına da sert tepki gösterdi. HDP heyeti salı günü İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile bir görüşme yapacak. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bornova ilçesinde, Kobani’ye IŞİD’in saldırılarını protesto için geçen 7 Ekim’de düzenlenen eylem sırasında başından vurularak yaralanan Ekrem Kaçaroğlu tedavi gördüğü hastanede öldü. Geçen 7 Ekim Salı günü, Bornova ilçesine bağlı Doğanlar Mahallesi’nde IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını protesto için yapılan gösterisi sırasında 38 yaşındaki Ekrem Kaçaroğlu, açılan ateşle başından başından vurularak ağır yaralandı. Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi altına alınan Kaçaroğlu, dün sabaha karşı yaşamını yitirdi. Işıkkent semtinde çay ocağı işleten 3 çocuk babası Kaçaroğlu’nun cenazesi otopsi için İzmir adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Kaçaroğlu’nun vurulmasının ardından polisin yaptığı çalışmayla, olayı gerçekleştiren kişilerin kimlikleri tespit edilmiş, 4 ayrı adrese eşzamanlı yapılan baskınla R.A., K.A., S.D. ve M.K. gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda 5 adet fişeğiyle birlikte av tüfeği, 2 adet ses ve gaz tabancası ile birlikte bunlara ait 45 adet fişek ele geçirilmişti. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan K.A. ve M.K. tutuklanırken, R.A. ve S.D. ise serbest bırakılmıştı. İHD ÜYELERİ HASTA TUTUKLULAR İÇİN MUM YAKTI DHA HDP heyetinin KCK yöneticileriyle önceki gün Kandil’de yaptığı görüşmenin ardından dün HDP tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Toplantıda; çözüm süreci ve Kobani başta olmak üzere Rojava ve Ortadoğu’daki gelişmeler, Kürt Ulusal Kongresi’ne yönelik çalışmalar, AKP’nin çözüm süreci ve Kobani protestolarına yaklaşımı ile Rojava politikasının konuşulduğu belirtildi. Heyetin çözüm sürecine ilişkin yol haritası taslağını KCK yetkililerine ilettiği vurgulanırken KCK’nin çözüm sürecine ilişkin müzakereye geçiş mekanizmalarının halen kurulmaması yönünde eleştirileri olduğu belirtildi. Açıklamada, “Müzakereye geçiş açısından sözün bittiğine dikkat çeken KCK’li yetkililer, atılacak pratik adımlara karşı pratik tutumların gelişeceğini belirterek ‘Somut adımın şekillenmediği hiçbir tavrı hareketimiz ve halkımız kabul etmeyecektir’ uyarısında bulundu. AKP’nin Rojava ve Kobani politikasına KCK’nin sert tepki gösterdiğinin vurgulandığı açıklamada şöyle denildi: “KCK yetkilileri, AKP’nin Kobani’de Kürt halkı katliam tehdidi altındayken oradaki katliamı önleyecek bir koridorun oluşmasına dahi izin vermediğini, tam tersine PKK ile IŞİD’i bir tutarak, ‘Kobani düştü düşecek’ açıklamaları yaparak halkın öfkesini patlama noktasına getirdiğini ifade ettiler. Bu söylem ve politikalarla çözümün gelişmesini de AKP’nin önlediğini belirttiler.” Polise yeni yetkiler tanıyan yasa tasarısına karşı ise KCK’nin açıklaması şöyle aktarıldı: “Halkın gündeminde terörle mücadele kanununun kaldırılmasının ve çözüm yasalarının olduğu bir dönemde polise daha çok yetki veren, ‘makul şüphe’ kavramıyla tüm toplumsal muhalefeti sindirmeyi amaçlayan yasaların getirilmesi durumunda gerekli demokratik mücadelenin halkımız ve demokrasi güçleri tarafından güçlü bir biçimde ortaya konacağının bilinmesi gerektiği tespitinde bulundular. Gerek güvenlik yasasına, gerekse de AKP’nin çözümden uzak oyalamaya dönük tüm politikalarına karşı tüm demokrasi çevrelerinin de mücadele etmesi gerektiğini belirtiler.” Çözüm süreci ve Kobani ürkiye ayağı nasıl yürütüldü Anneanne ve geride kalan aile, olayı duyar duymaz polise başvuruyor. Bundan sonra anlattıkları, IŞİD ile mücadelenin Türkiye ayağının nasıl yürütüldüğünü gözler önüne seriyor: “Polise haber verildi. Terör Mücadele’de dosya oluşturuldu. Ailenin ve olayın tüm taraflarının 5 yıllık geçmişlerine kadar araştırılacağı söylendi. Ancak ailenin boşalttığı evde bir inceleme bile yapmadılar. Polisin anlattığı bir hikâye var: Genç bir erkek 18 yaşında Türkiye’de evleniyor. Karısını da götürüyor. Gittiklerinin hemen ertesinde erkek çatışmalar esnasında ölüyor. O kız geri gelemiyor. Orada başka biri ile evlendiriliyor. Polisin kendisi anlattı. Bu şekilde çok sayıda Türk’ün sınırdan geçtiğini söylediler. Facebook’tan çağrı yaptık. Oraya yazılan yorumların hepsi, ‘Benim de ağabeyim, amcam, dayım gitti’ ya da ‘gitmeye hazırlanıyorlar’ şeklinde.” T Kobani çözümü önlüyor 578 hasta yaşam DİYARBAKIR (Cumhuriyet) İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için Diyarbakır, Batman, Hakkâri, Van ve Erzurum gibi birçok ilde cezaevi önünde mum yakarak oturma eylemi yaptı. Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde hasta tutuklular ve aileleri adına bir açıklama yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Türkiye’deki infaz anlayışının insani olmayan bir yaklaşım üzerine kurulu olduğunu söyledi. Bilici, hapishanelerin duvarlarına kulak verilmesinin ülkedeki demokrasi ve insan haklarının gerçek durumunu gözler önüne sermeye yeteceğini vurguladı. Batman’da da İHD tarafından Atatürk Parkı’nda oturma gerçekleştirildi. Tutuklu ve hükümlülerin aileleri adına açıklama yapan İHD üyesi İlyas Tarım, 228’i ağır, 578 hasta mahkumun hapishanelerde yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çekerek “İnsan hakları savunucuları olarak, hasta mahkumların haykırışının duyulması ve taleplerinin karşılanması için yıllardır onların sesini duyurmaya çalıştık” dedi. Hakkâri’de belediye önünde düzenlenen mücadelesi veriyor FEHMİ TOSUN İÇİN EYLEM İstanbul Haber Servisi Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ve çocukları, Taksim Hill Otel’in dış cephesine “Fehmi Tosun’un akıbetini açıklayın, faillerini yargılayın” yazan bir pankart astı. Otel yetkililerinin şikâyetçi olmaması üzerine polis gözaltı işlemi yapmadı. 5 çocuk babası olan Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 tarihinde sivil polisler tarafından beyaz Renault araca zorla bindirilerek Avcılar’daki evinin önünden kaçırılmıştı. eylemde konuşan Hakkâri Şube Başkanı İsmail Akbulut da hasta tutukluların teşhis ve tedavilerinin yapılmadığını, kanser hastalığı veya felçli konumda bulunan, sürekli tedavi gerektiren ağır hastalığı ve sakatlık durumu olan hastaların ise durumlarının çok kötü olduğunu söyledi. Suçlanan gazeteci Suruç’ta öldü ‘Seslerini duymak istiyorum’ Anneanne ve Meliha Yıldız, son olarak bir çağrı yapıyor: “Biz öyle insanlar değiliz. Kızım da öyle bir insan değildi. Biz bilmeyiz, örgütü. Yavrularımdan haber istiyorum. Dönmelerini istiyorum. Zor durumdalarsa, dönemiyorlarsa, seslerini duymak istiyorum. Başkaları da böyle olmasın. Ellerini kollarını sallaya sallaya nasıl geçiyorlar sınırı. Damat da kızım da 32 yaşında, kandırılmış durumdalar. Kimse bunu yaşamasın. Devlet ne gerekiyorsa yapsın.” n ŞANLIURFA (DHA) İran’dan yayın yapan Press TV muhabiri 30 yaşındaki Serana Shim ile kameraman Juddy Irish’i taşıyan otomobil, dün karşı yönden gelen beton mikseri ile çarpıştı. Gazetecilerin Kobani’deki gelişmeleri takip etmek amacıyla Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine bağlı Aligör Mahallesi’nde kaza yaptıkları belirlenirken, muhabir Shin, olay yerinde hayatını kaybetti. Sürücü gözaltına alınırken soruşturma başlatıldı. Shim, Suriye sınırını geçen cihatçı militanları haberleştirdiği için AKP hükümetinin kendisini ajanlıkla suçladığını ancak kendisinin bir gazeteci olarak işini yaptığını söylemişti. n SİİRT (DHA) Siirt’in Çal Mahallesi’nde bulunan Şehit Komiser Osman Demir Ortaokulu’nun kütüphanesi ile bilgisayar laboratuvarı dün saat 16.30 sıralarında kimliği belirsiz kişi yada kişilerce ateşe verildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Şehit Komiser Osman Demir Orta Okulu, iki hafta önceki Kobani gösterileri sırasında da yakılmıştı. Okulu ateşe verdiler Kurtulmuş, ‘sınırlarımız içinde güvenli bölge oluşturabiliriz’ demişti Müzakerelerde pürüz BARKIN ŞIK ANKARA Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un, “Biz, kendi sınırlarımız içinde güvenli bölge oluşturabiliriz. Bununla ilgili zaten çalışmalar yapılıyor” yönündeki sözleri güvenlik kaynakları tarafından doğrulanmadı. Kaynaklar, Türkiye’nin güvenli cep bölgeler ve uçuşa yasak bölge ilanı konusunu Suriye toprakları içinde, uluslararası koalisyon askerlerinin de katılımıyla istediğini kaydetti. ABD ile konuyla ilgili yapılan pazarlıklar da ise pürüzler çıktığı belirtildi. Kaynaklar, “Bu süreci: ‘Ne verdik, ne alıyoruz?’ süreci. Türkiye’nin talepleri karşılanmış değil. Bu yüzden görüşmelerde pürüz var” dedi. Suriyeli ılımlı muhaliflerin “eğit donat” programına alınması konusunda da görüşmelerin sürdüğünü belirten kaynaklar, “Bizden istenenler, bir de bizim istediklerimiz var. Taleplerin karşılıklı olarak sağlanması için çaba sarf ediliyor” değerlendirmesinde bulundu. Ankara, bu eğitim programı kapsamına PYD’nin dahil edilmesine kesinlikle karşı çıkıyor. Bu konu üzerindeki ısrarın görüşmeleri noktalayabileceği kaydediliyor. İncirlik Üssü ile Türk Hava Sahası’nın ABD savaş uçaklarına açılması konusuna ise Türkiye’nin soğuk baktığı belirtildi. Kaynaklar, İncirlik Üssü’ndeki ABD predatörlerine istihbarat amaçlı uçuş için izin verildiğini, yine bu üssün insani amaçlarla kullanımına da Türkiye’nin “olur” diyebileceğini, ancak bombardıman amaçlı kullanım konusuna sıcak bakılmadığını kaydetti. Abdullah Cömert’in ağabeyi gözaltına alındı İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemlerinde Hatay’da hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert dün saat 21.00 sıralarında Atatürk Havalimanı’nda polis tarafından gözaltına alındı. Cömert’in hakkında açılan bir hakaret davasının duruşmalarına katılmaması nedeniyle gözaltına alındığı öğrenildi. Öte yandan, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, nöbetçi hâkimin olmaması sebebiyle, Zafer Cömert’in sabaha kadar gözaltında tutulacağını söyledi. n Yurt Haberleri Servisi Kars’ın Kağızman’da Aras Suyu üzerinde yapılan Narin Kale hidroelektrik santralına PKK’liler tarafından önceki gece saat 21.00 sıralarında saldırı düzenlendi. Şantiye binasını yakan PKK’liler bölgeden uzaklaştı. Şanlıurfa Viranşehir’de Kobani eylemlerinde çıkan olaylarla ilgili 2 kişi tutuklandı. Böylece kent genelinde tutuklananların sayısı 25’e yükseldi. Adana’nın Çukurova ilçesi Süleyman Demirel Bulvarı’nda bulunan Kurttepe PTT şubesi önündeki Türk bayrağı, önceki gece kimliği belirsiz bir kişi tarafından indirilmek istendi. Vatandaşlar tepki gösterince bu kişi kaçtı. PKK, HES şantiyesini yaktı n Yurt Haberleri Servisi Bingöl Emniyet Müdür Yardımcısı Atif Şahin ve Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu’nun şehit olduğu, Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve korumasının yaralandığı silahlı saldırıyla ilgili gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Umut Savaş K, cumhuriyet savcısının itirazı üzerine Mersin’in Tarsus ilçesinde ifadeye çağrıldı ve ardından nöbetçi mahkemece tutuklandı. Bingöl saldırısına 1 tutuklama
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle