02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Çözüm sürecinin başlamasından bu yana PKK’ye yönelik ilk hava operasyonu gerçekleşti Süreçte bir ilk Ülkücü Kırcı: Kurgunun Tuzakları Tarihçi Hobsbawm’ın tarihle ve onun kötüye kullanımı ile ilgili ufuk açıcı sözleriyle başlamama izin verin. Şöyle der: “Nasıl haşhaş, eroin müptelalığının hammaddesiyse tarih de milliyetçi, etnik ya da fundamentalist ideolojilerin hammaddesidir. Geçmiş bu ideolojilerin asli öğelerinden birisi, belki de asli öğesidir. Eğer amaca uygun bir geçmiş yoksa, böyle bir geçmiş her zaman için yeniden icat edilebilir. (...) Geçmiş, meşrulaştırır. Geçmiş, övünülecek fazla bir şeyi olmayan şimdiki zamana daha şerefli bir arka plan sunar(...). Bizim, genel olarak tarihsel olgulara karşı bir sorumluluğumuz bulunduğu gibi, özelde tarihin siyasalideolojik açıdan istismar edilmesini eleştirmek gibi bir görevimiz de var.” (Tarih Üzerine; Agora Kitaplığı; s. 67) Bu değerlendirmenin günümüzdeki kimi şaklabanlıklara ışık tutabileceği kanısındayım. HHH Tarih kötüye kullanılabilir ama günümüzle ilgili analizlerde yeterli ve doğru bilgiye sahip olduğumuz kanısıyla kalem oynatmanın zorluğu da ortadadır. İster istemez ideolojik bakışların, yaklaşımların süzgecinden geçen “olgular”, doğru yanlış bilgi, belge desteğinde masaların üzerine yağıyor. Bunların içinden seçerek yapılan analizlere kuşku ile yaklaşmakta büyük yarar var. Öte yandan günümüzü değerlendirmekten, ona göre davranmaktan, saf seçmekten ve harekete geçmekten de uzak duramayız. Çünkü biz nihayet tarihçiler değil, yaşadığımız günlerin siyasal aktörleriyiz. Olgulara bakmak ve olabildiğince nesnel bir gözle onları ilişkilendirmek durumundayız. Sorun, olgu ile kurguyu birbirinden ayırmada başarı kazanabilmektir. HHH Yaşadığımız günlerin somut gelişmelerinden teorik kaygılarla uzak durmanın âlemi yok. Sapla saman her ne kadar karışmış, kimi gerçekler kurgularla biraz kararmış, gerçek flulaşmış olsa da görünenlerden yola çıkmak mümkündür: Kendini hukuk ve yasalardan bağımsız hisseden ve ona göre davranan bir iktidarla karşı karşıyayız. Yasama, Yürütme ve Yargı’nın tek elde toplandığı, iktidarın “artık her şeyi yapabilirim; yaptıklarımı meşrulaştırmak için sahip olduğum araçlar yetersizse onları çoğaltmak da benim elimdedir” mantığıyla pervasızlaştığı, bunu yüksek sesle söylediğini biliyoruz. İktidar kendisinden farklı düşünenleri yasadışı ilan etmeye hazırlanıyor. Bu dikkate almamız gereken birinci nesnel durumdur. HHH İkincisi, iktidar birbiri ile bağlantılı iki konuda satranç ustası olduğuna, başarı kazanacağına öylesine iman etmiştir ki, zücaciye dükkânına girmiş fil kadar bile dikkatli olma gereği duymuyor. Dış politikada büyük güçlerle aşık atabileceğinden, onları kendi kurgularına inandıramasa bile durumu içeride uygun fiyata satabileceğinden emindir. Kürt sorununda da büyük bir kumarbazın refleksleriyle hareket ediyor. Cemaatle birlikte kotardığı Ergenekon ve özellikle Balyoz operasyonlarıyla ve son iki seçimle büyük ve sarsılmaz bir güç kazandığı kanısındadır. Cemaatin devreden çıkarıldığı koşullarda Kürt siyasetçilere “Artık baş başayız, oyunu bozacak plan dışı işler, örneğin bilgi dışı KCK tutuklamaları yapacak oyunbozanlar kalmadı; sizin de alanınız iyice daralmıştır, bölgede daha denetlenebilir, devletçe denenmiş güçler de var, bilesiniz” diyebilmektedir. HHH Öyle midir, tam bilemiyoruz. Bildiğimiz şudur: Sırtında büyük bir hukuk tanımazlık ve yolsuzluklar kamburu ile iktidarı sürdürmek, Ortadoğu labirentinde yol bulmak zordur. Çareyi baskı ve zorbalığı artırmakta aramalarının nedeni de budur. Keyfe göre kurgulanmış tarih değil, nesnel tarih bu yolun yol olmadığını ama çok can yaktığını söylüyor. İktidarla pazarlıkta olan Kürt siyasetçilerin yalnızca kendileri için bir “demokratikleşme” olabileceğine inanmamalarını tavsiye ediyoruz. Yok bu arada yeni polisiye önlemlerin önemsiz olduğuna, Terörle Mücadele Yasası’nın yakında kalkacağına ya da Doğu Perinçek gibi HSYK seçimlerinde “sol”un zafer kazandığına, Yargı’nın iktidardan bağımsızlaştığına inanıyorlarsa ona bir şey diyemeyiz. Ne diyelim! 5’ini ben 2 kişiyi Çatlı öldürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Bahçelievler katliamı davasında ifadesi alınan Haluk Kırcı, 7 öğrenciden 5’ini kendisinin, 2’sini de Abdullah Çatlı’nın öldürdüğünü savunarak, “O günkü şartlar içinde inanmış bir militandım. İliklerime kadar inanmıştım. Yüz kişi de gelse öldürecektim” dedi. Haluk Kırcı 7 TİP’li öğrencinin 1978’de öldürülmesine ilişkin açılan Bahçelievler katliamı davasından hüküm giyen Ünal Osmanağaoğlu’nun, AİHM’nin lehine verdiği “adil yargılanmadığı” kararı üzerine açılan ve Osmanağaoğlu’nun hayatını kaybetmesiyle birlikte mirasçılarının sürdürdüğü “yeniden yargılama” talepli davada, hükümlü Haluk Kırcı Bursa Cezaevi’nden sesli ve görüntülü sistem üzerinden tanık olarak dinlendi. Bahçelievler’deki eylemi kendisiyle birlikte Kürşat Poyraz, Mahmut Korkmaz, Ercüment Gedikli ve Abdullah Çatlı’nın gerçekleştirdiğini söyleyen Kırcı, Ünal Osmanağaoğlu ile Duran Demirkıran, Ömer Özcan ve Bünyamin Adanalı’nın olayda yer almadığını savundu. “Olayın bir intikam saldırısı olduğunu ve o gece planlanıp, yapıldığını” kaydeden Kırcı, “eylemin, o günkü şartların gereği olduğunu” iddia etti. Maktullerden 2’sinin Sovyet ajanı olduğunu ileri süren Kırcı, “bu kişilerin peşlerinde aylarca dolaştıklarını” söyledi. Maktullerden 5’ini kendisinin, 2’sini ise Çatlı’nın öldürdüğünü savunan Kırcı, “ 5 kişiyi ben infaz ettim, 2 kişiyi Abdullah Çatlı. ‘İnfaz ettim’ derken, bunu göğsümü gere gere söylemiyorum. O günkü şartlar içinde inanmış bir militandım. İliklerime kadar inanmıştım. Yüz kişi de gelse öldürecektim. Keşke Türkiye o günleri yaşamasaydı, kardeş kavgasına sürüklenmeseydi. Ama o günkü şartları da bakıp, anlamak lazım” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çözüm sürecinin başlamasından bu yana yurtiçinde PKK’ye yönelik ilk hava operasyonu dün Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesine gerçekleştirildi. Diyarbakır ve Malatya’dan kalkan F16 ve F4’ler Dağlıca’yı bombaladı. Türk jetlerinin bombardımanı için Genelkurmay’dan sadece “ateş destek vasıtaları ile derhal karşılık verildi” açıklaması geldi. Kobani eylemlerinin ardından, çözüm süreci boyunca Türk Hava Kuvvetleri’ne ait jetler tarafından PKK hedeflerine ilk kez hava bombardımanı gerçekleştirildi. Dağlıca Karakolu’na 3 gündür PKK’lilerin doçka ve roketatarlarla saldırısının ardından Genelkurmay Başkanlığı harekete geçerek Hava Kuvvetleri’ne ait jetlere bombalama talimatı verdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da bilgisi dahilinde Diyarbakır ve Malatya’dan kalkan F16 ve F4 savaş uçakları tarafından bölgedeki PKK hedeflerine hava operasyonu düzenlendi. Türk savaş uçakları PKK’ye ait Dağlıca’daki birçok hedefi bombaladı. Hava operasyo nunda PKK’nin ağır zayiatlar verdiği kaydedildi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada bombalamaya hiç değinilmezken, yalnızca “Teröristler tarafından Dağlıca Üs Bölgesi’ne birkaç noktadan uzun namlulu silahlar ile yoğun şekilde taciz ateşi açılmış, teröristlere mevcut ateş destek vasıtaları ile derhal karşılık verilerek teröristler susturulmuştur” ifadeleri kullanıldı. ‘Susturulmuştur’ 90’lara dönüş gibi SAVAŞ KÜRKLÜ Gazete dağıtıcısı Bağdu silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi 200 KİŞİ HALEN KAPALI SPOR SALONU’NDA TUTULUYOR ADANA Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerini dağıtan gazete görevlisi 46 yaşındaki Kadri Bağdu, silahlı saldırısı sonucu boynundan ve kafasından vurularak ağır yaralandı. Bağdu, hastanede yapılan tüm müdahaleleKadri re karşın yaşamını yitirdi. ÖzBağdu gür Gündem ve Azadiya Welat çalışanları, Kobani için düzenlenen protesto gösterilerinden sonra polis, Hizbullah ve IŞİD yanlılarının hedefi haline geldiklerini, sürekli tehdit edildiklerini söyledi. Gazete dağıtımı için dün sabah saatlerinde bisikletiyle Ova Mahallesi’ne giden Arkasından yaklaşan maskeli ve motosikletli kişinin silahlı saldırısı sonucu yaBağdu, iki sokağın birleştiği şamını yitiren Bağdu için yapılan basın açıklamasında, basın çalışanlarının IŞİD kavşakta, arkasından yaklaşan ve Hizbulkontra’nın hedefi haline getirildiği belirtildi. Bisikletiyle dağıtım yapan kırmızı motosikletli maskeBağdu’nun öldürülmesinin ardından geriye bu görüntüler kaldı. li bir kişinin silahlı saldırısı sonucu boynundan ve kafa1992 yılında yayın hayatısına yürümek istedi. Polisin, yürüyüşe sından vuruldu. Bağdu, Özel na başlayan Özgür Günizin vermemesi üzerine HDP yöneticileAcıbadem Hastanesi’ne kaldem gazetesi sayısız kez karinden oluşan heyet, Vali Mustafa Büyük dırılarak tedavi altına alındı. patılıp tekrar açıldı, hakkınile görüştü. HDP İl Başkanı Uğur Bayda davalar açıldı. Özellikle Bağdu’nun cenazesi otopsi rak, “Görüşmede, bu olayla ilgili has1990’lı yıllarda bölgede, ga için adli tıp kurumuna gönsasiyetimizi, kaygılarımızı ve beklenzeteyle bağlantılı gazeteciderildi. lere, dağıtımcılara, yazarlatilerimizi dile getirdik. Onlar da dikAdana Emniyet ra çeşitli saldırılar düzenlenkate alacaklarını söyledi” dedi. Müdürlüğü’nden yapılan di ve çoğu faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Bunların arasında1992’de Diyarbakır’da öldürüaçıklamada, görgü tanıklaontra saldırı gibi’ len köşe yazarı Musa Anter de bulunuyor. rının beyanı doğrultunda olaHDP Eş Genel Başkanları Selahattin yı gerçekleştirdiği öğrenilen Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ise “özdi. Baskılara rağmen gerçekleri halka ancak açık kimliği henüz bigür basına yönelik gerçekleştirilen kaulaştırmak için canla başla mücadele linmeyen, motosikletli bir şahsın yakalanması için çalışmaların sürdüğü belirtildi. eden Ape Musa’nın (Musa Anter) ar ranlık saldırıyı nefretle kınadıklarını” Hastane önüne koşan Azadiya Welat ve dılları, son dönemlerde AKP başta ol ifade etti. Demirtaş ve Yüksekdağ, açıkÖzgür Gündem gazetesi çalışanları adı mak üzere IŞİD yandaşları ve Hizbul lamada şunları kaydetti: “Güpegündüz bir gazete dağıtımna Azadiya Welat gazetesi çalışanı İb kontra güçlerin açık hedefi haline gecısının sokak ortasında ensesine kurtirilmeye çalışılıyor. Özelikle Kobani rahim Karakaş bir açıklama yaptı. Karakaş, “Özgür basın çalışanları 90’lı eylemlerinin başlaması ile özgür ba şun sıkılarak katledilmesi 1990’lardaki yıllarda JİTEM ve kontra güçler tara sın çalışanları, bu güçlerin hedefi ha kontra saldırılarını hatırlatmaktadır. Bu cinayetin bütün yönleriyle araştıfından, gazete binaları bombalanıp so line geldi. ” dedi. Bağdu’nun arkadaşları Mücahitler rılması, aydınlatılması gerekir. İçişlekak ortasında katledilirken, yüzlercesi sorgusuz sualsiz cezaevlerine gönderil Caddesi’ni trafiğe kapatıp Valilik bina ri Bakanlığı’nı göreve çağırıyoruz. ” Faili meçhul cinayetler ‘K 4 asker ve 3 polis dün memleketlerinde son yolculuklarına uğurlandı 66 kişi sınır dışı edildi Yurt Haberleri Servisi IŞİD’in Kobani’ye girdiği gece kaçarak Türkiye’ye sığınan ve o günden bu yana Suruç Kapalı Spor Salonu’nda tutulan 265 kişiden 63’ü ve bu kişilerin 3 yakını dün sınır dışı edildi. Yaklaşık 200 kişi hâlâ Suruç Kapalı Spor Salonu’nda tutuluyor. HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, spor salonunda tutulan kişilerin kadınlar, çocuklar ve yaşlılardan oluşan siviller olduğunu belirterek “Devlet keyfi ve siyasi bir tutum izliyor. Ankara’dan gelen özel bir ekip tarafından günlerce sorgulandılar. Parmak izleri alındı. Hiçbir sonuca ulaşılamadı. Sınır dışı edilme kararının Bakanlar Kurulu Toplantısı’ndan çıktığını düşünüyoruz” dedi. Spor Salonu’ndan tutulan yaklaşık 200 kişinin akibetinin henüz belli olmadığını belirten Sarıyıldız, “Muhatap bulamıyoruz. Valilik, üslerinden emir beklediğini söylüyor, Ankara’daki yetkililer gerekli talimatların verildiğini söylüyor ancak ortada tam bir kaos var. 200 kişi de ülkelerine dönmek istiyor” dedi. Sarıyıldız, aralarında yaralıların da bulunduğu gözaltındaki Kobanililerin çoğunun halsiz ve bitkin olduğunu belirtti. Yaraları enfeksiyon kapan insanların olduğu ve çöplerinin de sekiz gündür toplanmadığı da gelen bilgiler arasında. 7 şehit toprağa verildi Yurt Haberleri Ser visi Kocaeli’de helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 4 asker ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın programından dönerken Sivas’ta geçirdikleri trafik kazasında şehit olan 3 polis dün düzenlenen törenlerle toprağa verildi. Pilot Üsteğmen Çağrı Ceyhan için İstanbul Ataköy 5. Kısım Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. Radar Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mehmet Karakaşoğlu için Ankara Kocatepe Camisi’nde tören düzenlendi. Törene TBMM Başkan Cemil Çiçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel, Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Janeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu katıldı. Şehidin tabutuna Galatasaray forması konuldu. Polis Beşir Kurt için Malatya Şehir Mezarlığı Camisi’nde cenaze namazı kılındı. Şehit polis Emrah Horoz (31) için Elazığ’da tören düzenlendi. Cenazeye Vali Ömer Faruk KoCeyhan’nın babası Ay çak, 8. Kolordu Komutanı tunç Ceyhan, tören sıra Korgeneral Yılmaz Uyar, sında şehidin tabutuna katıldı. Şehit polis Fatih sarılarak öptü. (AA) Çevik için de Mersin’in Erdemli ilçesindeki Ulu Cami’de tören düzenlenmirel, AKP Eskişehir Milletvekili Salih Koca katıldı. De di. Çevik’in eşi ilkokul öğniz Pilot Binbaşı Deniz Akde retmeni Hilal Çevik, kucaniz için memleketi Gölcük’te ğında 3 aylık bebeği Elif Setören düzenlendi. Törene Mil na ile törene katıldı. Bebeğili Savunma Bakanı İsmet Yıl ni, taşımak isteyenlere “Bemaz, Bilim, Sanayi ve Tekno nim kocam nerede? Bu acıloji Bakanı Fikri Işık, Deniz yı kim söndürecek? Benim Kuvvetleri Komutanı Orami çocuğuma kim babalık yaral Bülent Bostanoğlu, Koca pacak?” dedi. Erdoğan’a kına gönderen şehit babasına hapis n KIRIKKALE (DHA) TBMM’den çıkan çözüm süreciyle ilgili son yasayı protesto etmek için 14 Temmuz 2014 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir kilo kına gönderen eski Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Mehmet Gençer, “Kamu görevlisine hakaretten” bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gençer’in cezası, 5 yıl süreyle ertelendi. Oğlunu ve yeğenini şehit verdiğini belirten Gençer, eşi Nebahat Gençer ile birlikte Kırıkkale Postanesi’ne giderek TBMM’den çıkan çözüm süreci ile ilgili yasaya tepki gösterdiğini belirtip elindeki poşetteki 1 kilo kınayı Erdoğan’ın ev adresine göndermişti. Soruşturmaya gizlilik örtüsü darma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay katıldı. Üstçavuş Ömer Burak Öğüt için memleketi Eskişehir’de tören düzenlendi. Törene şehidin ailesinin yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Eskişehir Vali Vekili Rıza Dalan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar De n Yurt Haberleri Servisi Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’e yönelik düzenlenen ve 2 polisin şehit olduğu saldırıyla ilgili gözaltına alınan 8 kişiden 7’si, çıkarıldığı mahkeme tarafından denetimli serbestlik yasası kapsamında serbest bırakılırken, Ali Kılıçgedik tutuklandı. Dosyaya gizlilik kararı getirildi. Bingöl’de geçen çarşamba akşamı Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ile Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu’nun şehit olduğu Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve polis memuru Uğur Atlı’nın yaralandığı saldırıyla ilgili Ali Kılıçgedik tutuklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle