28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EKİM 2014 ÇARŞAMBA 12 Londralı Türk yargılanıyor DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr İran ile Suudi Arabistan karşılıklı ‘işgalci güç’ ithamlarıyla ağız dalaşına tutuştu n Dış Haberler Servisi Britanya’da geçen yıl ekimde Hindistan’ın Mumbai kentindeki türden saldırı planlamak ithamıyla yakalanan 26 yaşındaki Türk asıllı Erol İncedal ile ilgili dava başladı. Davanın eski Başbakan Tony Blair’i hedef alan unsurları yüzünden gizli tutulduğu anlaşıldı. İncedal, bomba yapımı dokumanları ile hafıza kartı olduğunu itiraf eden Münir Rarmul Buhadja isimli zanlı ile yakalanmıştı. Britanya vatandaşı İncedal ithamları reddediyor. Savcılık ise net planlama olmasa da İncedal’ın trafik polislerince durdurulan siyah Mercedes’inde Blair’in adresinin yazılı olduğu kağıta atıf yapıyor. Suud ile İran kapıştı Dış Haberler Servisi Körfez’in iki rakip ülkesi Sünni Suudi Arabistan’la Şii İran arasında ipler geriliyor. Suudi Dışişleri Bakanı Saud el Faysal’ın önceki gün İran’ı Suriye, Irak, Yemen’de “işgalci güç” diye nitelemesine Tahran’dan yanıt geldi. İran, Suudi Arabistan’ı “Bahreyn’de işgalci olmakla, Irak ve Suriye’de ise cihatçı Sünni örgütlerin arkasında durarak terörizme destek vermekle” suçladı. uluslararası hukuk çerçevesinde yardım etmekte” diyen Adullahiyan “Eğer Riyad, Bahreyn’de askeri varlığına son verirse, bu ülkenin halkı ezilmekten kurtulur ve milli mutabakata varırlar” vurgusunu eksik etmedi. Batı Kopyacılığı... Bu siyasi heyetin kafası bir amorf ki sormayın. “Eyyy Batı!..” diyerek Batı’nın demokrasi ikazlarını işittikleri anda irrasyonel her türlü zırvayla saldırırlar. Mesele polisiye uygulamalar oldu mu, bülbül gibi Batı’dan örnekler şakımaya başlarlar. İşte, şimdi Ortadoğu’da yaratılmasına katkıda bulundukları bataklık giderek Türkiye’ye yayılırken, toplumsal çalkantıları dindirmek için buldukları da bu topraklarda pek aşina olduğumuz yöntemlerin “Batı sosuyla” yasal kılıfına sokulmuşu... Kendilerini “yerli” diye pazarlayan bu zihniyet, “suimisal emsal olmaz” deyişimizle alakadar olacak değil ya... Milletin ensesinde 12 senedir “boza pişirenler” her sıkıştıklarında mütemadiyen içini boşaltarak “demokrasi demokrasi” nidaları atıp durdular. Şimdi de kalkmışlar Batı’da “istisnai” addedilen “demokrasiyi kısıtlayıcı” yöntemleri ballandıra ballandıra referanslar veriyorlar. Bu retorik önce ABD’yle başladı. 11 Eylül saldırıları sonrası neocon Bush yönetiminin ceberutluğuyla kıyaslanır da zihinlerinin arka planındaki “neocon Türklük” sergilenir diye midir artık bilinmez, şimdi de Almanya örneğinden destek almaya kalkışıyorlar. Yoksa uygulamaları eyaletten eyalete değişen federal Amerika Birleşik Devletleri’nin Missouri eyaletinin St. Louis kentinde, geçen yaz siyahilere yönelen ırkçı beyaz polis şiddetinin estiği Ferguson Mahallesi vakasında, Obama’nın çıkıp valiye “Dur” demiş olması yahut “polise ağır silah alımlarına son verilmesi için” soruşturma açtırması akıllarına gelmemiştir elbet. Almanya’da muhafazakâr Hıristiyan Demokrat iktidarın 2008’de “Hitler dönemi uygulamaları! Gestapo devleti geri geliyor!” yolunda şiddetli tepkilere yol açan, gizli servis ile polis güçleri arasında farkı sona erdireceği eleştirileri getirilerek iki yıl boyunca tartışılan Federal Polis Teşkilatı’na geniş yetkiler veren yasayı bizimkiler bir yerlerden okumuş olsalar gerek! “Terör zanlılarını” ilkesel olarak hâkim kararıyla sıkı elektronik takip, dinleme ve izleme; çok önemli şüpheler bulunması halinde de hâkim iznine de mahal bırakmadan evlerini basabilmeyi içeren ve özü itibarıyla Batı’nın kendi yarattığı demokrasinin ilkelerini ayaklar altına alan bu yasayı anlaşılan pek beğenmişler. Yüzyılların demokrasi kültürünün bulunduğu topraklarda “uygulamada kısıtlayıcılık” mefhumu vardır. Bu mefhumdan ne anladıkları pek şüpheli olan bizim emniyetçilerin ise bu yasaya ihtiyacının olmadığı deneyimle sabit tabii ki. Twitter ve Facebook’tan hesapların talep edilmesinden tutun da, TİB’in yasallığı pek şaibeli dinlemelerine kadar pek çok vakaya tanıklık ettik son dönemde. İzlenmediğini, dinlenmediğini düşünen kaldı mı ki! Sonra, polisin, her türlü demokratik hak talepleriyle barışçı gösteri yapanları susturmanın yolu olarak takır takır genç ve çocuk da öldürebildiği, siyasilerin ise “Ben emir verdim” diyerek o çocukları “terörist” ilan edip, annelerini “yuhalatabildiği” bir ülkede yeni yasaya ne hacet! Olacağı cinayetlerin artarak devamını “yasal kılıfına” sokmaktan ibaret... Üstüne bir de “Batı sosu” koydun mu, yeme de yanında yat! Tabii “Batı kopyacısı” İhvancı zihniyet pek kurnaz. En çok da “yasal” olmayı seviyorlar. Yasal olmaktan kasıt elbette, “güçler ayrılığını” ortadan kaldırdıktan sonra her türlü baskıyı “resmi” kılmak. Bir nevi Nazi devlet anlayışının kopyası. Kimilerinin “tedrisatında” olsa gerek. Nazi yargıçları da “keyfi kararlar” almamışlar, her zaman rezil yasalarını uygulamışlardır. Yasaların yetmediği yerlerde paramiliter güçleri devreye girmiştir. İşin bir de “yandaş” kısmı var ki, o da içler acısı. Geçen yıl Hamburg’da polis merkezini basan anarşistler vakasında polise özel yetkiler vererek birkaç mahallede sıkıyönetimin devreye sokulması karşısında “İşte Almanların gerçek yüzü” diye höykürenlerden, Almanya’dan esinlenen polisiye önlemlerimiz için yeni yeni övgü yazıları bekliyoruz... Ha bir de unutmadan... Bu yazıyı yazmak için işe gelirken otomobilimi belirsiz bir sebeple durduran trafik polisini görünce bir an “ellerim direksiyona” yapışıverdi. Neocon Bush’u ve dünyamıza bıraktığı mirası anımsadım! Hemen elimi direksiyondan çektim! İşte bir kısım zevatın anlamadığı da bu. İstedikleri faşizan yasalar geçse de, güçler ayrılığı yok edilse de, paramiliter lümpenler sokağa salınsa da, polisler “Yaşasın IŞİD” sloganı atabilir olsa da... Ben demiyorum tarih diyor: Hiçbir diktatörlüğe kalmaz bu dünya... urucerdi Türkiye’yi eleştirdi İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Alaeddin Burucerdi de Suudi Bakan’ın İran’ı hedef alan sözlerini “ilerleyen yaşına” verdi. Burucerdi, ABD dahil herkesin İran’sız bölgesel krizlerin çözülemeyeceğini bildiğini söylerken, Türkiye’nin de Suriye, Irak ve IŞİD politikalarının “kabul edilemez olduğunu” savunarak “gözden geçirilmesi” çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün isim vermeden İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney’e eleştiriler yöneltmişti. Erdoğan, “Kalkıp da bir dini öndere soruyorum, neden 250 bin kişiyi öldürenlere destek veriyorsunuz? ‘İsrail’e karşı ayakta duran tek kişi Esed’dir’ diyor. Öldürülenler, İsrail kendilerine saldırdığı zaman dik durmadı mı? Böyle bir dini önder olabilir mi?” demişti. İran, Suudi Arabistan’ı Suriye ve Irak’taki Sünnileri destekleyerek yaşanan cihatçı yükselişten sorumlu tutuyor. Suudi Arabistan ise İran’ın Hizbullah yoluyla Şam’a destek olmasını eleştiriyor. B Riyad’da bir ABD’li öldürüldü nDış Haberler Servisi Irak ve Suriye’de IŞİD karşıtı koalisyonun hava saldırılarına katılan Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da dün Vinnell Arabia isimli ABD savunma şirketinin iki Ameriaklı çalışanı hedef oldu. Kral Fahd Spor Stadyumu yakınlarında bir benzin istasyonunda gerçekleşen olayda, bir Amerikalı öldü, diğeri yaralandı. Suudi güvenlik güçleri saldırganı yaralı olarak ele geçirdi. İçişleri sözcüsü saldırgan hakkında “Amerika doğumlu bir Suudi” bilgisini verdi. 20032006’daki El Kaide şiddet dalgasından beri Suudi topraklarında ilk kez Batılı öldürüldü. ‘Husi’ler kilit kenti ele geçirdi El Faysal, önceki gün Riyad’ı ziyaret eden Alman mevkidaşı FrankWalter Steinmeier’le önceki gün görüşmesinin ardından, Suriye’de İran güçleri bulunduğunu iddia edip bunları “işgalci” diye niteledi. El Faysal, “İran eğer sorunları çözmek istiyorsa güçlerini Suriye’den geri çekmeli. Bu konu, Yemen, Irak veya İran’ın müdahil olduğu diğer ülkeler için de geçerlidir” ifadelerini kullandı. Dün bu sözlere İran’ın yanıtı gecikmedi. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran’ın bölgede terörle mücadelede en önde gelen ülke olduğunu savunup, Riyad’ın da “Baheyn’de işgalci olduğunu” söyledi. “Suudi yetkililere düşmanların komplolarına dikkatli olmalarını ve bölgede olumlu bir rol oynamalarını tavsiye ediyoruz. Tahran, Irak ve Suriye hükümetleri ve halklarına terörle mücadelede Suriye, Irak, Yemen... (AP) Irak’taki Şii milisler de savaş suçları işliyor Dış Haberler Servisi Irak’ta Sünni cihatçı IŞİD’in vahşetine karşı Irak ordusuna destek veren Şii milislerin de savaş suçları işledikleri kaydedildi. Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre, IŞİD’le savaşa destek veren Şii savaşçılar, son aylarda misilleme amacıyla çok sayıda Sünni sivili kaçırıp öldürdü. Birçok Sünni ailenin kaçırılan yakınlarının özgürlüğü için binlerce dolar fidye ödediği ancak bazılarının özgürlüklerine kavuşamadığı belirtildi. Raporda Irak yönetimi de olaylara sessiz kalmakla suçlandı. Örgüt ayrıca Irak ordu güçlerinin de “gözaltında ölüm, işkence, tutuklulara kötü davranma” gibi insan hakları ihlallerine dair ellerinde kanıtlar bulunduğunu kaydetti. Af Örgütü’nden Donatella Rovera, Bağdat’ın savaş suçu işlenmesine izin vermesinin, etnik, mezhepsel şiddeti daha da alevlendireceği ikazını yaptı. nDış Haberler Servisi Yemen’de Şii Husiler ile muhalefet güçleri başkent Sana’nın ardından Kızıldeniz kıyısındaki kilit liman kenti El Hudeyde’de biri askeri, diğeri sivil iki havaalanı ile limanda kontrolü ele aldı. Sana’ya 226 km. uzaklıktaki kentte isyancıların güçlü direnişle karşılaşmadıkları belirtiliyor. El Beyda bölgesinde ise El Kaide’ye bağlı bir grup ile Husiler arasında çatışmalar çıktığı kaydedeliyor. Ulusal uzlaşı hükümeti çabaları sürerken, Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi, başbakanlık için Halid Mahafoudh Bahah’ı önerdi. Bu isme Husilerin de olumlu baktığı söyleniyor. (Fotoğraflar: AFP/AP) Ukrayna’nın faşist geçmişi hortladı Britanya parlamentosundan da Filistin’de ılımlılara destek Katalan başkanı oylamada ısrarlı nDış Haberler Servisi İspanya’nın 7.5 milyon nüfuslu özerk Katalonya bölgesi parlamentosu, 9 Kasım’daki bağımsızlık referandumunu askıya alsa da yönetim kararlı. İspanya’nın muhafazakâr Başbakanı Mariano Rajoy, parlamento kararını “mükemmel haber” diye nitelese de Bölgesel yönetimin başkanı Artur Mas, “9 Kasım’da önoylama yapacağız bu da nihai bir oylama öncesi hazırlık niteliğinde değerlendirilebilir” dedi. Merkezi hükümet referandumu “yasadışı” ilan etmiş, İspanyol Anayasa Mahkemesi de referandumu askıya almıştı. 9 Kasım için Katalanlara, “Katalonya’nın bir devlet olmasını ister misiniz? İstiyorsanız bağımsız olmasını ister misiniz” sorusu yöneltilecek. Dış Haberler Servisi Ukrayna’nın başkenti Kiev dün aşırı sağcı şiddeti yüzünden savaş alanına döndü. Milletvekilleri, 2. Dünya Savaşı’nda Sovyet birliklerine karşı Nazilerle saf tutmuş aşırı milliyetçi Ukrayna İsyancı Ordusu (UPA) üyelerini “savaş gazisi” hakkı veren yasayı ele almayınca ortalık karıştı. Yasayı Kiev’de Batı yanlısı hükümetin ortağı Svoboda (Özgürlük) Partisi önermişti. Svoboda’nın mirasçısı olduğu UPA, savaş suçlarıyla itham ediliyordu. Dün siyah maskeli Svoboda ve Sağ Sektör üyelerinin protesto gösterisinde polise zincirlerle saldırdığı, suratlarına gazlar sıktığı gözlendi. Çatışmalarda 15 polis yaralandı, 20’den fazla kişi gözaltına alındı. Siyah bastonlu Kim Dış Haberler Servisi Britanya Parlamentosu, İsveç’in yeni solcu hükümetinin ardından Filistin’i “gelecekte devlet olarak tanımayı” içeren tasarıyı onayladı. 650 üyeli Avam Kamarası’nda iktidardaki Muhafazakâr Partililerin çoğunun katılmadığı, 12 itiraza karşılık 274 oyla onaylanan karar “iki devletli çözüm” bulunmasına endekslenirken, bağlayıcılığı da bulunmuyor. İşçi Partisi’nden Grahame Morris’in önayak olduğu tasarıda “Bu parlamento hükümetin iki devletli çözüme ulaştıracak müzakerelere katkı olarak İsrail’in yanında Filistin devletinin hükümet tarafından tanınması gerektiğine inanıyor” ifadeleri yer aldı. Karar Filistin’de iki devletli çözümü benimseyen ılımlıları desteklemeyi hedefliyor. Ancak kararın hükümetin diplomatik tutumunu değiştirmesi beklenmiyor. Oylama öncesi tartışmalarda eski Muhafazakâr Başbakan Winston Churchill’in torunu Nicholas Soames’un “Filistin’i tanımak hem etik olarak hem de ulusal çıkarımızadır” sözleri dikkat çekti. Filistin Özerk Yönetimi memnuniyetini dile getirirken, İsrail Dışişleri kararın barış çabalarını zedelediğini savundu. Filistin Yönetimi’ni 134 ülke “devlet” olarak tanıyor. Britanya 2012’de BM’de gözlemci statüsü verilen oylamaya katılmamıştı. teftişte Dış Haberler Servisi Kuzey Kore resmi basını dün, haftalardır hasta olduğundan (AFP) öldüğüne hatta ordunun düzenlediği darbeyle devrildiğine dair iddialar üretilen Kuzey Kore lideri Kim Jongun görüntülerini yayınladı. Devlet televizyonu ve KCNA ajansı Kim’in, “bilim insanları için inşa edilen yerleşimde yaptığı rehberlik’ ile Pyongyang’da katıldığı uydu programındaki görüntülere yer verdi. Kim’in elinde siyah baston tuttuğu görülürken, sebebi açıklanmadı. 30’lu yaşlarındaki Kuzey Kore lideri iktidarı üç yıl önce babası Kim Jongİl’den devralmıştı T.C. İSTANBUL ANADOLU 3. İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ADÎ TASFİYE VE İFLASIN AÇILMASININ İLANI DOSYA NO: 201465 İFLAS Müflisin adı,soyadı ve adresi: Emir Medikal Gıda Ürünleri Tic Ltd ŞtiAlemdağ Cad. No: 77 Kısıklı/Ümraniye/İstanbul İflasın açıldığı tarih: 14.08.2014 İstanbul Anadolu 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce iflasına karar verilmiş olan yukarıda ismi ve adresi yazılı müflis hakkında tasfiyenin şimdilik ADİ TASFİYE şeklinde icrası tensip kılınmış olduğundan: 1 Müflisten alacaklı olanlarla, taşınır ve taşınmazlar üzerinde istihkak iddiasında bulunanlar ilandan itibaren BİR AY içinde İstanbul Anadolu 3. İcra ve İflas Dairesi’ne yazılı olarak alacak ve istihkak iddialarını kaydettirmeleri ve delillerinin (Senet, Defter hülasası vesaire) asıl veya onaylı örneklerini tevdi etmeleri, 2 Müflise borçlu olanların aynı süre içinde kendilerini ve borçlarını bildirmeleri, aksi halde İcra ve İflas Kanunu’nun 336. maddesi uyarınca cezai sorumluluğu gerektirecektir. 3 Müflisin mallarını her ne suretle olursa olsun ellerinde bulunduranlar, o mallar üzerindeki kanuni hakları saklı kalmak şartıyla bunları aynı süre içinde iflas dairesi emrine tevdi etmeleri ve etmezlerse geçerli mazeretleri bulunmadıkça cezai sorumluluğa uğrayacakları ve rüçhan haklarından mahrum kalacakları. 4 14.11.2014 günü saat 14.00’te İstanbul Anadolu Adalet sarayı E blok zemin kat 13 No’lu seminer salonunda ilk toplantı yapılacağından alacaklıların bu toplantıya gelmeleri veya yetkili bir vekil göndermeleri ve aynı zamanda müflis ile müşterek borçlu olanlar ve kefillerinin ve borcu tekeffül edenlerin veya bunların vekillerinin bu toplantıda hazır bulunmaya hakları olduğu ilan olunur. 08.10.2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 63728) 9 Şubat 195315 Ekim 2010 DENİZ SOM 19 Ocak 195215 Ekim 2013 OKTAY EKİNCİ Vatikan homoseksüellere ‘yeşil ışık’ yakıyor nDış Haberler Servisi Katolik Kilisesi’nin Papa Françesko başkanlığında aile ve cinsiyet meselelerinde değişimleri anlama gündemiyle Vatikan’da başlayan toplantısından ilginç haberler geliyor. Kilisenin öğretilerinde homoseksüelliğe karşı tutumunda pozitif anlamda değişiklik sinyali verildi. Sen Sinod toplantısından ilk rapor basına yansırken, “homoseksüellerin de Hıristiyan topluma sundukları yetenekleri ve değerler bulunduğu” cümlesi yer aldı. Liberal Katolik eşcinsel hakları kuruluşları olayı “temel başarı” diye niteledi. Muhafazakâr gruplar ise raporu reddedip “ihanet” ifadeleri kullanmaya başladı. 200’den fazla başpiskoposun 5 Ekim’de başladıkları toplantıları iki hafta sürecek. Aramızdan ayrılışının dördüncü yılında gazetemiz yazarı sevgi ve özlemle anıyoruz. Deniz Som’u C çalışanları Aramızdan ayrılışının birinci yılında gazetemiz yazarı Oktay Ekinci’yi sevgi ve özlemle anıyoruz. C çalışanları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle