28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2014 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr ‘Bu sizin savaşınız’ MİT görevlileri aldı ABD Dışişleri Bakanı, El Kaide’nin yükselişi karşısında Irak’a asker göndermeyeceklerini söyledi Bünyamin Aygün serbest Haber Merkezi Görev için gittiği Suriye’de 40 gün önce muhalif gruplarca kaçırılan Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün, MİT’in devreye girmesiyle dün akşam saatlerinde özgürlüğüne kavuştu. MİT’in Dış Operasyonlar Başkanlığı’na bağlı 8 kişilik bir tim, dün akşam saatlerinde sınırdan 20 kilometre içeri geçerek Aygün’ü teslim aldı ve Türkiye’ye getirdi. Yurda döndüğü için çok mutlu olduğunu belirten Aygün, “Kaçırılmamda El Kaide bağlantısı olduğunu düşünüyorum” dedi. Meslektaşlarının yaptığı eylem ve girişimlerin ardından Aygün’ün serbest bırakılmasına ilişkin ilk açıklamalar Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan geldi. Daha sonra Aygün, kendisini teslim alan ekiple birlikte Reyhanlı’daki Cilvegözü Sınır Kapısı’na geldi. Hatay Vali Yardımcısı Mehmet Eriş’in karşıladığı Aygün’ün, ilk cümleleri, “80 milyonluk bir ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum. Hiçbir zaman umudumu yitirmedim” oldu. Aygün, “Terlikle mi geldiniz” sorusu üzerine “Arkadaşlar ayakkabılarımı çok beğendi, o yüzden aldılar” dedi. Aygün, zor günler geçirdiğini belirterek şöyle devam etti: “Kendi ülkemde olmak müthiş. Bu kadar erken beklemiyordum. Ne kadar umudunuzu kaybetmeseniz de sürecin uzayacağını düşünüyorsunuz. Ama en olumsuz tarafı, aleyhimde verilmiş olan infaz kararı. Çünkü Milliyet gazetesinin Müslüman olmadığını, bizim Türkiye olarak İsrail ve ABD’ye çalıştığımızı, benim de casus olduğumu düşünüyorlardı. Sorgulama bitince 20 günden sonrası biraz daha rahat oldu. Ama elleriniz kelepçeli, gözleriniz bağlı.” Bu arada Aygün, El Kaide unsurlarınca kaçırıldı. El Kaide’ye karşı Suriyeli muhalif grupların bir araya gelerek kurduğu “İslam Cephesi” adındaki grup ile El Kaide’nin uzantısı IŞİD arasında çatışma yaşandı. IŞİD unsurlarının bölgeyi terk etmesi üzerine, “İslam Cephesi” üyeleri Aygün’ün kurtarılmasını sağladı. Sonra MİT özel timi devreye girdi. Dış Haberler Servisi Irak’ta hükümet ile IrakŞam İslam Devleti (IŞİD) militanları arasında şiddetli çatışmalar sürerken ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, El Kaide bağlantılı militanlara karşı verdiği mücadelede Irak’a yardım edeceklerini, ama bu ülkeye bir kez daha asker göndermeyeceklerini açıkladı. Nuri el Maliki hükümetinin militanları yenilgiye uğratabileceğini inandıklarını söyleyen ve Irak’ı istikrarsızlaştırmaya çalışanlarla savaşında Bağdat hükümetinin yanında yer alacaklarını belirten ABD Dışişleri Bakanı, “Elden gelen her şeyi yapacağız. An u Irak’ta Felluce kentini ele geçiren El Kaide bağlantılı militanlarla hükümet güçleri arasındaki şiddetli çatışmalar sürerken, ABD Dışişleri Bakanı “Bu sizin savaşınız. Asker göndermeyi düşünmüyoruz” dedi. cak bu onların savaşı ve bu nedenle asker göndermeyi düşünmüyoruz” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf da yazılı bir açıklama yaparak olayları çok yakından izlediklerini belirtti. Harf, “El Kaidebağlantılı IŞİD örgütünün Suriye’nin yanı sıra Irak’ta da otoritesini kurma gayretlerinden kaygı duyuyoruz” dedi. İran Genelkurmay Başkanı General Muhammed Hicazi ise El Kaide’ye karşı savaşında Irak yönetiminin istemesi durumunda askeri ekipman ve danışmanlık yardımı sağlamaya hazır olduklarını belirtti. Bağdat’da dün gerçekleştirilen bir dizi bombalı saldırıda en az 15 kişi hayatını kaybetti. Üç bombalı aracın başkentin farklı yerlerde patlatılması sonucu en az kırk kişinin yaralandığı kaydedildi. Diyala kentinde ise altı Iraklı TIR şoförü öl Kumpas Kime Kuruldu? Başbakan başdanışmanının cemaati, “Ergenekon ve Balyoz aracılığı ile TSK’ye kumpas kurmakla suçlaması” bir milat niteliğindedir. Çünkü içinde, TSK’den başka pek çok şeyi de barındırmaktadır. Ergenekon ve Balyoz’u bir kumpas aracı olarak gördüğümüz zaman kurgulanan oyunun hedefinde daha başka pek çok şey vardır; Atatürkçü ve Cumhuriyetçilere karşı kurulan oyun... Türkiye’nin güvenliğine ve bütünlüğüne karşı düzenlenen bir operasyon... Demokrasiye ve çağdaş değerlere karşı bir kurgunun da beraberinde düşünülmesi gerekenlerdir. İktidar ve cemaat, en azından 20032009 döneminde, kurgulanan operasyonların aynı tarafında bulunuyorlardı. Bu birliktelik gerek uygulamada, gerekse her iki tarafın söylevlerinde net bir biçimde görüldü ve yaşandı. Şiddet artıyor dürüldü. Ramadi ve Felluce kentlerinde ordu birlikleri ile kendilerine “Aşiret devrimcileri” adını veren silahlı kişiler arasında bir haftadan bu yana devam eden çatışmalar nedeniyle halkın, evlerini terk etmeye başladığı belirtildi. Gıda sıkıntısının başgösterdiği her iki kentin de bulunduğu bölgede elektrik ve suların kesik olduğu, yaralıların yollar kapalı olduğu için hastaneye götürülemediği kaydedildi. Bu arada, Irak ordusunun Ramadi ve Felluce’de düzenlediği operasyonda, IŞİD üyesi 55 kişinin öldürüldüğü bildirildi. Peki ne değişti de Cemaat kumpasçı oldu? AKP mi değişti? Otoriter ve totaliter bir yapılanma içine girerek cemaate karşı cephe mi aldı? Kürdistan sorunu (ve Kürdistan) üzerindeki iç ve dış hesaplar mı değişti? AKP açısından bu olamaz, açılımlar konusunda ellerinden geleni yaptılar ve bütün kapıları açtılar. ABD’nin hesaplarında revizyona mı gidildi? Yoksa AKP üst yönetiminin İslami derinliklere saplanmasından rahatsız olanlar mı vardı? Ya da bunların hiçbiri geçerli değilse, “ikisini birbirine kırdırıp” daha rahat at oynatmak isteyenler mi ortaya çıktı? Öyle anlaşılıyor ki “yerel, bölgesel ve küresel aktörler arasındaki etkileşim” tek yönlü çalıştığı için bu tür beklenmedik sonuçların(!) ortaya çıkması kaçınılmazdır. AKP iktidarı da cemaat de “sistemin edilgen öğeleridir”. Gerektiği zaman işbirliği yaptıkları gibi kavga da ettirilebilirler. Bunları “doğal” karşılamak gerekir. ‘İnfaz kararı verilmişti’ Seçim sırasında çıkan çatışmalarda 18 kişi öldü, 200 seçim merkezi kundaklandı ve oylar yakıldı. (Fotoğraflar: AFP) Suriye’yi konuştular Cenevre öncesi karamsar hava DUYGU GÜVENÇ ANKARA Suriye’de istikrar sağlanması için 22 Ocak’ta yapılması kararlaştırılan 2. Cenevre Konferansı öncesinde, Suriye muhalefetine destek veren 11 ülkenin bakanları 12 Ocak’ta Paris’te buluşma kararı aldı. Çekirdek Grup, önceki gün yapılan telekonferansta da Cenevre öncesi Esad yönetiminin saldırılarının süreci olumsuz etkilediğinde uzlaştı. ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Türkiye, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Ürdün ve Suudi Arabistan’dan oluşan Çekirdek Grup, Cenevre öncesinde ortak tutum, strateji ve yol haritası belirlemek için dün telekonferans yöntemiyle bir araya geldi. Çekirdek Grup görüşmesi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından gerçekleşti. Davutoğlu, Çekirdek Grup görüşmesinde, Suriye muhalefeti ile geçen hafta yaptığı görüşme hakkında bilgi verdi. Koalisyon üyelerinin, “rejimin sivil halka yönelik saldırılarının amansızca devam ettiği bir ortamda yapılacak görüşmelerden netice alınabilmesi konusunda” tereddütleri bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, “Cenevre çok önemli ama sahadaki durum atmosferi zehirliyor” dedi. Davutoğlu, geçiş döneminde Beşşar Esad’ın görevini bırakmasını şart koşarken Batılı ülkelerden bu yönde güçlü mesajlar gelmiyor. Bu arada, Irak ve Şam İslam Devleti’nin İdlib bölgesinde Özgür Suriye Ordusu’nun kontrol noktalarında esir aldığı 30 muhalifi öldürdüğü bildirildi. Bangladeş’te kanlı seçim Dış Haberler Servisi Bangladeş’te dün yapılan seçimler ülkeyi savaş alanına çevirdi. Seçim sandıklarının bulunduğu merkezlere seçimleri boykot eden kesimlerin yangın bombalarıyla gerçekleştirdikleri saldırılarda en az 18 kişinin öldüğü bildirildi. Ölenlerden ikisinin seçim merkezlerinin güvenlik görevlilerince dövülerek öldüğü kaydedilirken, ölenlerin çoğunluğunun muhalefet yanlıları olduğu ifade edildi. Muhalefet ise ölü sayısını 22 olarak açıkladı. Son bir haftadır süren şiddet olaylarında yaklaşık 150 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor. Binlerce gösterinin 200’den fazla seçim merkezini kundakladığı, yağmaladığı ve oy pusulalarını yaktığı Bangladeş’te polisin “seçimleri sabote etmeye çalışan” protestoculara ateş açtığı belirtildi. Bogra kenti polis müdürü Siyed Abu Sayem “durum olağanüstü derecede istikrarsız” derken, saldırıların koordineli olduğunu belirten Parbaitpur kenti polis yetkilisi Makbul Hüseyin de “Bize silah ve el bombalarıyla saldıran ve silahlarımı elimizden almaya çalışan göstericilere ateş açmak zorunda kaldık” şeklinde konuştu. Kürdistan, Ergenekon ve Balyoz onuçların bugün açıklanması bekleniyor İktidardaki Avami Birliği Partisi, ülkedeki şiddet olaylarından muhalefetteki Milliyetçi Parti’yi sorumlu tutarak adı geçen partinin liderinin ev hapsine alınması istedi. Sayım işlemlerinin bittiği ülkede seçim sonuçlarının bugün açıklanması beklenirken, seçimleri iktidar partisinin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Muhalefetteki Milliyet S çi Parti’nin lideri Halide Ziya oy verme işlemini “şaka gibi” sözleriyle eleştirdi. Ülkenin ilk kadın başbakanı olan ana muhalefetteki Milliyetçi Parti (BNP) lideri Begüm Halide Ziya (69), seçimlerin bağımsız bir kurum tarafından düzenlenmesi talebi reddedilince boykot çağrısı yapmış, boykot çağrısına, liderlerinden Abdülkadir Molla’nın idam edilmesi sonrası hükümete savaş açan Cemaati İslami partisi dahil 18 muhalefet partisi de destek vermişti. 2008 seçimlerinde yüzde 70 oy alan Avami Birliği Partisi lideri Başbakan Şeyh Hasina (65) ise seçimlerin anayasaya uygun şekilde düzenlendiğini savunarak geri adım atmamıştı. Siyasi uzmanlar seçimin ülkenin Pakistan’dan bağımsızlığını kazandığı 1971 yılından bu yana en kanlı huzursuzluğa yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu. REUTERS ESKİ YUNAN SAVUNMA YETKİLİSİ Yalçın Akdoğan’ın bugün “keşfettiği” kumpas aslında çok önceden kurgulanmıştı. Kürdistan, Ergenekon ve Balyoz birbirine endekslenmiş ve birbirini tamamlayan öğelerdir. “Ergenekon ve Balyoz operasyonları (kumpasları) olmasa Kürdistan’ın oluşmasında bu noktaya gelebilir miydik” değerlendirmesini yapanlar sadece iktidarın kimi yöneticileri değildir; Fırat’ın doğusunda bu ifadeye gönülden inanan çok büyük bir çoğunluk bulunmaktadır. Kumpasın mağdurlarından, “Silivri’yi görmüş, kumpas sonucu kanser bile olmuş bir mağdur akademisyen olarak” olayların nasıl kurgulandığını iliklerimde hissetmiş ve yaşamış bir insanım. Halen de yaşamaktayım. Aslında Yalçın Akdoğan daha 10 yıl önce, kurulmakta olan kumpası farkında olmadan televizyon kanallarında ifade etmişti. “Bizim Batı ile taleplerimiz 200 yıldan beri ilk defa örtüşüyor” demişti. Ben de 16 Ocak 2004’te Bıçak Sırtı köşemde kendisine nelerin örtüştüğünü sormuştum(*). Dolayısıyla, Yalçın Akdoğan’ın “Kumpas” ı keşfi yeni değildir; 10 yıl öncesinde bu gerçeği görmüştür! Kumpas oyunları bu coğrafyada hep oynanageldi. Önemli olan şudur: Siz oynayan mısınız? Yoksa sizin üzerinizde başkaları mı oynuyor? Bütün mesele budur. (*) 16 Ocak 2004, Bıçak Sırtı, Cumhuriyet Aldığı rüşveti geri verdi Dış Haberler Servisi Yunanistan’da eski Savunma Bakanlığı Silahlanma Genel Müdür Vekili Antonis Kantas, yolsuzluk ve rüşvetten sağladığı 9 milyon Avro’yu Merkez Bankası’na iade etti. Kantas, silah ihalelerindeki yolsuzluklar karşılığında aldığı toplam 16 milyon Avro’nun geri kalan kısmını da yakında iade edeceğini açıkladı. Maliye Bakanı vekili Hristos Staykuras, Yunanistan’da ilk defa suç eylemlerinden elde edilen paranın Yunanistan Merkez Bankası’na geri ödendiğini, paranın sağlık ve eğitime harcanacağını söyledi. Yunan medyasında, Türkiye ile gerginlikler bahane ederek ordunun ihtiyacı olup olmadığına bakılmaksızın çok sayıda savunma programı ihalesine girildiğini ve ihalelere fesat karıştırıldığını yazıyor. Yunanistan’da patlak veren skandallarla ilgili olarak İsviçre’deki banka hesapları da araştırılıyor. İsviçre’de yayımlanan Tages Anzeiger gazetesi, UBS, Credit Suisse ve Julius Baer bankalarındaki bazı hesapların incelendiğini yazdı. Gazete, İsviçre Federal Savcılık Ofisi yetkililerinin, Yunan yetkililerle işbirliği yaparak rüşvet skandalı çerçevesinde İsviçre’de para aklanması konusunda soruşturma yürütüldüğünü belirtti. DavutoğluZarif görüşmesi İran: Önce Erdoğan gelsin Afrikalı sığınmacılar DUYGU GÜVENÇ ANKARA İran’daki seçimlerin ardından Ankara’nın ısrarla davet ettiği ve aralık ayında geleceğini duyurduğu İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ziyaret için önce Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Tahran’a gitmesini istedi. Erdoğan kabul etti. Türkiye, İran ile ekonomik işbirliğini de artırma kararı aldı. İran’la sürdürülen altın ticareti nedeniyle Türkiye’ye yönelik eleştiriler devam ederken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, önceki gün İstanbul’da bir araya geldi. Yolsuzluk operasyonu kapsamında tutuklanan işadamı Rıza Sarraf’ın ardından, iş ortaklığı yaptığı Babek Zencani de İran’da gözaltına alındı. Ancak iki bakanın önceki gün İstanbul’da yaptıkları görüşmede Sarraf ve Zencani’nin durumunu ele almadıkları öğrenildi. İki bakanın görüşmesinin ardından Zarif, Başbakan Erdoğan tarafından da kabul edildi. Görüşmede, aralık ayında Türkiye’ye gelmesi beklenirken bu ziyareti gerçekleştirmeyen İran Ruhani’den önce Erdoğan’ın ocak sonunda Tahran’a gitmesi kararlaştırıldı. Ruhani’nin ziyaretininse bu defa şubat ayında olması bekleniyor. İsrail’e isyan etti n Dış Haberler Servisi İtalya’da 2001’de düzenlenen G8 toplantısını protesto eylemlerinde onlarca kişinin yaralanmasına yol açan baskının sorumlusu 3 polis müdürü ev hapsine alındı. Cenova kentinde 13 yıl önce, kapitalizm karşıtı protestolar sırasında yaklaşık 100 kadar göstericinin sığındığı bir okula giren polisler, 5’i ağır yaklaşık 60 kişiyi yaralamıştı. Polislerin okula molotofkokteylleri ve bıçaklar koyarak göstericiler aleyhinde sahte delil yarattığı da anlaşılmıştı. Daha önce zaman aşımından hapisten kurtulan polis müdürlerinden 2’si birer yıl biri 8 ay ev hapsinde tutulacak. 13 yıl sonra polislere ev hapsi Dış Haberler Servisi İsrail’e kaçak yollardan giren Afrikalılar, tutuklamaların durdurulup sığınma taleplerinin karşılanması amacıyla Tel Aviv’de eylem yaptı. Levinsky Parkı’nda toplanan 30 bin kişi, “Biz insanız”, “Özgür olmak istiyorum” ve “Suçlu değil, mülteciyiz” yazılı pankart ve dövizlerle Tel Aviv Belediyesi’nin bulunduğu Rabin Meydanı’na geldi. Aralarında Eritre, Kongo, Sudan ve Etiyoplalıların bulunduğu kalabalık grup “Ne istiyoruz, özgürlük!” diye slogan atarken belediye binasının önündeki demir parmaklıklara yüklenen eylemcilerle İsrail polisi arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. İsrail hükümetinin sığınma taleplerini karşılamasını isteyen mülteciler, mecliste geçen hafta çıkarılan ve ülkeye kaçak göçmen girişini engellemeye yönelik yasayı protesto etti. İsrail’de yasadışı yollardan ülkeye giriş yapan 60 bin kadar Afrikalı olduğu tahmin ediliyor. Çoğunluğu Eritre, Etiyopya ve Güney Sudan gibi ülkelerden olan göçmenler, mülteci statüsü ya da vatandaşlık hakkı elde etmeyi amaçlıyor. n Dış Haberler Servisi Hindistan’ın Goa eyaletinde inşaat halindeki bir binanın çökmesi sonucu 10 kişi hayatını kaybetti. Eyalet merkezi Panaji’ye 80 kilometre mesafedeki Canacona kasabasındaki 5 katlı binanın enkazından 10 ceset çıkarılırken çoğu inşaat işçisi 30’dan fazla kişinin de enkaz altında kaldığı bildirildi. Yerel yetkililer, enkaz altındakileri kurtarma çalışmalarının sürdüğünü ve binanın çökme nedeninin araştırıldığını söylediler. Hindistan’da, yaygın olarak kalitesiz malzeme kullanımı, kaçak kat çıkma gibi nedenlerle sık sık benzeri olaylar yaşanıyor. Hindistan’da yine inşaat çöktü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle