24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 2014 CUMA 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK başını gidiyor. Her yeni yıl insanlarımıza daha bir zenginlik, daha ferah günler vaat ediyor. Yaşamsal sıkıntıların, bunalımların giderek azaldığı günler müjdeliyor. Başbakan’ın ağzından ballar gibi akan bu sözleri dinliyor, rahatlıyorsunuz belki ve bir de uyanıyorsun ki, 1 Ocak sabahı hükümet, ne zorba rejimden geri adım atıyor, ne yaşam sıkıntılarının giderileceğini öngören kararlar açıklıyor ne de zamlardan... ekonomi ve mali baskın önlemlerinden bir adım geri atıyor! İşit de inanma derler ya bazılarının sözlerine. Bu sözün doğruluğunu kanıtlama görevini üstlemiş bir başbakanı var bu ülkenin. Her sözü Allah’la başlayıp biten Başbakan, zamlara da Allah’ın emri gereğidir derse şaşıracak mısınız? HHH Bu iktidar zaten uzun zaman yeni yıl kutlamalarını İslama aykırı diye propaganda yapanlara sesini çıkarmayarak destek verdi. Halkın yollara, sokaklara dökülerek istediği gibi bağırıp eğlenmesine TOMA’larla, biber gazıyla müdahale etmedi, tabii bir geceliğine. 31 Aralık’ın 1 Ocak’a bağlandığı gece zorbalığı hiçe saymanın tadını çıkardı halkımız ve öyle ki TV’ler, örneğin Kanal D, yılbaşı gecesinin ertesi akşam haberlerinde bütün önemli haberleri bir yana attı, 25 dakika yılbaşının, özellikle İstanbul’da, kısaca tüm Türkiye’de nasıl coşkuyla kutlanıldığını yayımladı. Oysa o sabah orta sınıfa, ortanın altındaki milyonlara darbe vuran zamlar açıklanmış, yürürlüğe girmişti ama... ne gam Kanal D’ye ve diğerlerine... Zamların halkın güncel, aylık hatta yıllık olanaklarına vurduğu darbeyi yorumlayan tek bir haber yayımlanmadı. Milyonları etkileyen TV’ler bu kafayla giderlerse seçimlere... ... RTE korkusundan sıyrılacak havayı nah yakalarlar demek geliyor insanın içinden! HHH Geçende particilik nedeniyle siyasal mantığını yitirmeyen bir muhalif milletvekili bana köyde kentte bire bir görüştüğü insanların, örneğin bir çifçinin, bu Başbakan’ın zamlarla canlarına okuduğunu söylediğini, ama yine gözlerinin içine bakarak aynı çiftçinin muhalefet partilerine oy vermeyeceğini belirttiğini anlattı. Benim Müslüman vatandaşımdı, şaşırmadım. Toplum ayakta... İktidar elinde cop, yasa yoksa yeni yasa çıkararak demokratik hak ve özgürlüklere, yaşam sıkıntılarına zamlarla her gün yeni bir darbe vuruyor. Böyle bir manzara çizen Batılı demokrasilerde böyle bir hükümet ve başbakanı acaba bir gün görevde kalabilir mi? HHH Bu ülkede üç ay önce, Taksim’deki sapanlı görüntüleri nedeniyle polis operasyonunda tutuklanan Emine Hanım gibi kadınlarımız, toplumsal bir güç olarak bu iktidarın lanetlediği, darbe dediği, suikast diye tanımladığı Gezi eylemlerinin “sadece bir iki ağaç için değil, haksızlığa ve adaletsizliğe isyan olduğunu” ve Gezi eylemleri başlasa yine katılacaklarının açıklayıcı işaretlerini verebilseler... ... ya da Edirne’de kendini çay içmeye davet ettirmeye çalıştığı evin hanımının “çay yok, evime gelmeniz de istenmez” diye balkonundan iktidar bakanına ve tabii iktidara duygularını ifade eden yanıtını örnek alarak kadınlarımız topyekun harekete geçebilseler..... Bu iktidar ne yaparsa yapsın, zorbalığını dikta rejimlerini aratmayacak düzeyde uygulasın; kadınlarımız, Edirne’deki hanımla Emine Hanım gibi davransalar... ... Oy yitirmeyeceği sanısıyla sandık da sandık diye meydan okuyan AKP iktidarına önce yerel sonra genel seçimlerde okkalı bir Osmanlı tokatıyla gidiş yolunu gösterebilirler. HHH Durup durup insanların özel yaşamlarına müdahale etmediklerini söyler başbakanları. Oysa son zamlarla bir kez daha bir bakıma insanların yaşamlarına müdahalenin, hatta koşullarını yaşanmaz durumuna getirmenin dik âlâsı uygulamalar yapıyor. Sigara adamın keyfi... Bira içip rahatlıyor... Sağlığını koruyoruz diyebiliyor... Hadi canım sende!.. Sen bütçendeki açığı kapatmak amacıyla insanların güncel yaşamlarına bal gibi müdahale ediyorsun. Yakındır, bu zamların gerekçesini açıklarken halka hizmet verebilmeyi sağlamak için başka olanak bulamadığını söyleyebilir. Özel yeni uçaklara, makam arabalarına şuna buna hazineyi çarçur ettiğini örtmek için son zamları getirdim diyebilir mi? Hatta uygulamaya koyduğu dolaylı dolaysız vergileri, aman ha bana hizmet diyen halk beni zamlara zorladı, diye de savunabilir. Her şey beklenir bu iktidardan... ... Demokrasinin temel kurallarını uygulamadan gayri! B. Erdoğan El Kadı Fotoğrafı Neden Haberden Sayılmadı? Cevabı bildiğimden değil, merak ettiğimden soruyorum: Bir Başbakan’ın oğlunun, bir dönem dünyada “terörü finanse eden isim” olarak aranan ve ülkeye girişi yasaklanan bir işadamıyla buluşmasına ilişkin fotoğraf haber değil midir? Dünyanın her yerinde haberdir. Bu fotoğraf bütün medya kuruluşlarına “servis edildi”. Neden birkaçı dışında büyük çoğunluk, görmezden gelmeyi tercih etti? HHH İyi niyetli bakmaya çalışalım: O işadamı hakkındaki suçlamalar ve yurda giriş yasağı daha sonra kaldırılmış. Dolayısıyla bu buluşmada hukuki bir sorun görmemiş olabilirler. Peki etik bir sorun yok mu? Devletin tüm imkânlarını elinde tutan ve üstelik bu imkânları menfaat için kullandığı gerekçesiyle daha geçen hafta savcılığa ifadeye çağrılan bir Başbakan oğlundan söz ediyoruz. Onun belki “Kimse bize dokunamaz” özgüveniyle, belki “Yanlış bir şey yapmıyorum ki” düşüncesiyle İstanbul’un en işlek otellerinden birinde, bu kadar şaibeli bir şahısla uluorta iş görüşmesi yapmasında etik bir sorun yok mu? HHH Haber yapmamanın daha ciddiye alınabilecek bir mazereti, manipülasyona alet olmama kaygısıdır. Doğrusu bu, son dönem tarafsız kalmaya gayret eden bütün gazetecilerin ortak sorunu... Çünkü hükümet de, cemaat de medyayı kullanmak için dosya sızdırmadan haber çarpıtmaya, sahte belge üretmeden yalan beyan üretmeye kadar her yolu deniyor. Artık sızdırılan bilgiler, haber formatında yazılmış, başlığı, ara başlığı konulmuş, fotoğraf altı dizilmiş olarak yollanıyor. Gelen bilgiyi doğrulatmanın da zor olduğu bu ortamda, taraflardan birine alet olmadan habercilik yapabilmek çok zor. O yüzden temkinli olmak şart... Ne var ki El Kadı’nın yasaklı döneminde Türkiye’ye girdiğine dair haber ve fotoğraflar daha önce yayımlandı ve yalanlanmadı. Görüşmeye ve tapelere dair de şu ana kadar yalanlama gelmedi. Diyelim ki buna rağmen Bilal Erdoğan El Kadı görüşmesi, medya yöneticilerince ilginç bulunmadı. Peki polisin Başbakan’ın oğlunu otel lobisinde izleyip, görüntüleyip, konuşmaları kaydedip basına servis etmesi de mi haber değil? Başbakan’ın “Asıl hedef benim. Beni oğlum üzerinden vurmaya çalışıyorlar” sözlerini de doğrulayan bu durum, nasıl görmezden gelinir? HHH Neyse, bahane aramayalım: Maalesef biliyoruz ki çoğu medya kuruluşunun haberi görmezden gelme nedeni işine gelmemesi değilse korkudur. Ama artık onların görmemesi, kamuoyunun bilmemesi anlamına gelmiyor. Ve onlar devekuşu gibi davrandıkça, kusurunu gizledikleri insanlar değil, kendileri itibar kaybediyor. Böyle devlet adamları da vardı Bugünlerde başbakan ve bakan çocuklarının, baba nüfuzuyla yaptığı işler gündemde ya... İsmet İnönü’nün asla devletle iş yaptırmadığı çocuklarından Erdal’la, cumhurbaşkanlığı dönemindeki bir yazışmasını anımsadım. ““Canım Erdalım, Sevgili Babacığım” kitabımda (Can Y. Ekim, 2011) yer verdiğim bu iki mektubu, bugünlerle kıyaslamanız için özetliyorum: HHH 21 Şubat 1949 ”Sevgili anneciğim, Dün bir kürkçüye gittim. Bir hermin kap (dediğiniz gibi kısa ve tuvaletin üzerine omuza alıcak şekilde) (beyaz), vergiyle beraber 1260 dolar, fakat Amerika dışına satılırken bu vergiden muaf tutuluyor, biz 1000 dolara alabileceğiz. Bugünler Christmas’tan sonraki ucuz zaman içinde olduğu için şimdi nispeten ucuzmuş, yaza doğru daha pahalılaşacakmış. Ben söylediğim beyaz kapı benim için saklamalarını tembih ettim. Üç haftaya kadar bir cevap vereceğimi söyledim. O zamana kadar düşündüğünüzü söylerseniz iyi olur. 27 Şubat 1949 “Erdalım, sevgili oğlum, Annene yazdığın 21 tarihli mektubunda (...) kürk hikâyesini okudum. Olacak iş değil. O kadar doları bulamayız. Hemen sözünü geri al. Senin bu kadarcık ihtiyat paran için üç senedir uğraşıyoruz. Hulasa, olacak iş değil.” İsmet İnönü Tutuklu vekiller için komisyon kuruldu MHP’den AKP’ye ret, CHP ve BDP olumlu AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “tutuklu” milletvekilleri konusunda siyasi partilerin grup başkanvekillerinin bir araya gelip çalışma yapması önerisi doğrultusunda AKP dün harekete geçti. MHP, Balyoz davasından hüküm giyen İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın hüküm giydiği ve yasal düzenleme ile de düzeltmenin mümkün olmayacağını belirterek görüşmelerde yer almayacağını bildirirken, bu konuda çalışma yapmak üzere CHP ve BDP’nin destek vermesi üzerine AKP, CHP ve BDP’nin hukukçu milletvekillerinden bir komisyon kurulmasında uzlaşıldı. AKP yönetimi, biri hükümlü, cezaevinde bulunan 6 milletvekilinin tahliyelerini sağlayacak düzenleme konusunda, muhalefetin nabzını yokladı. Bu kapsamda AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, muhalefet partilerinin grup başkanvekilleriyle ilk teması sağladı. Ünal’ın telefonla aradığı ve daha sonra da TBMM Genel Kurulu’nda görüştüğü MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, bu girişimin tutuklu BDP vekillerin tahliyesini sağlama amaçlı olduğunu belirterek gerek kendilerinin gerekse de Balyoz davasından hüküm giyen Engin Alan’ın böyle bir sonuca yol açmak istemediklerini iletti. Fotoğraflar: SELAHATTİN ŞAHİN Cumhurbaşkanı’na anlattı Feyzioğlu’ndan davaları kökten bitirecek formül İLHAN TAŞCI ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Çankaya Köşkü’nde sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi. Toplantının içeriği ile ilgili taraflar açıklama yapmadı. Ancak Feyzioğlu, bugün düzenleyeceği basın toplantısıyla Ergenekon ve Balyoz’un da içerisinde bulunduğu siyasi nitelikteki davaları “kökten biterecek bir formülü” kamuoyuyla paylaşacak. Cumhurbaşkanı Gül ile de paylaşılan bu formülün, bir af niteliğinde olmayacağı öğrenildi. Cumhurbaşkanı Gül’ün günlük programında gözükmeyen görüşme saat 16.50’de başladı ve yaklaşık 1 saat sürdü. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında yaşanan gerilimle ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün devreye girmesi çağrısında bulunmuştu. Randevu talebinin Feyzioğlu’ndan geldiği öğrenildi. Ayrıca Feyzioğlu, Gül ile görüşmesinin ardından bugün saat 11.00’de “gündemdeki devlet krizi ile Ergenekon ve Balyoz davalarının yeniden görülmesi konuları” ile ilgili basın toplantısı yapacak. Bu toplantıda Feyzioğlu’nun, Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “kumpas” açıklamasından sonra hukukilikleri tartışma yaratan siyasi davaların yeniden yargılama mı yoksa bir genel afla mı “temizleneceği” tartışmaları yapılıyordu. Feyzioğlu, bu siyasi davalar için “kökten bitirecek bir formül”ü kamuoyu ile paylaşacak. Gül ile Feyzioğlu’nun görüşmesinde de gündeme gelen formülün af niteliğinde bir çözüm olmadığı bildirildi. ‘İlhan Abi ben geldim’ Gazetemiz yazarı ve CHP Milletvekili Mustafa Balbay, gazetemizin eski imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk ile duayen karikatürist Turhan Selçuk’un Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesindeki mezarlarını ziyaret etti. Mezarlara karanfiller bırakan Balbay, “İlhan Abi ben geldim, belki biraz geciktim ama bil ki bedenen ve beyin olarak mücadeleye hazır bir şekilde sapasağlam geldim” dedi. Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, CHP Nevşehir İl Başkanı Mehmet Değirmenci ve yurttaşlar tarafından sevgi gösterileriyle karşılanan Balbay’a, yolsuzluk operasyonuna gönderme yapılarak boş bir ayakkabı kutusu hediye edildi. Balbay, “Sizleri çok yola baktırdım, ama hiç yere baktırmadım. Hapiste hücredeydim, ama bilmiyorlar ki çok kalabalıktım. Yanımda Mahzuni ve Âşık Veysel vardı. Telleri çok kırılmış sazım vardı. Ben Tevfik Fikret’lerden, Namık Kemal’lerden, Âşık Veysel’lerden, Âşık Mahzuni’lerden gelirim ve sadece halkın önünde eğilirim. İçerde en çok gelecek biriktirdim. Biz yeni bir Türkiye isteyeceğiz. Biz; yolsuzluklardan arındırılmış, hukukun üstünlüğüne inanan, Atatürk değerlerini benimsemiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini özümsemiş, 21 yüzyılla da barışık bir Türkiye kuracağız” dedi. Aylin Kotil: Tüm projelerin meşruluğu sorgulansın İstanbul Haber Servisi CHP Beyoğlu Belediyesi başkan aday adayı Aylin Kotil, Beyoğlu’nun 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planlarının iptal edilmesine ilişkin değerlendirme yaparak sadece Beyoğlu için değil, 3. havalimanı, 3. köprü ile Kanal İstanbul dahil tüm projelerin meşruluğunun sorgulanması gerektiğini belirtti. Kotil “Mahkeme kararında eleştirilen noktalar çok önemli. Bütünsel olarak hazırlanmadığı, katılımcı olmadığı, tarihi kentin hiçe sayıldığı yönünde ifadeler kullanılmaktadır. Ayrıca kültür odaklı turizm yerine, ticaret ve hizmet odaklı turizmin teşvik edildiği, bu yapılırken de özellikle gelir seviyesi yüksek turistlere göre yapıldığını görüyoruz. Bölgede yaşayan insanların görmezden gelindiği ve çokrenkliliği olan bu insanları Beyoğlu’ndan uzaklaştırmaya yönelik kararların alındığı görülmektedir” dedi. Mahir Ünal’ın, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ı kastederek “CHP’li milletvekilleri şu an oyun bahçesine çıktılar. Yarın mahkeme mahkumiyet kararlarını onarsa milletvekilliklerinin düşmesi söz konusu. Yeniden içeriye girmeleri gündeme gelecek. Tuncel’in kararı da onandı. Farklı bir durum yok” görüşünü dile getirmesi dikkat çekti. 5 milletvekili tutuklu olan ve sorunun çözümü için Ceza Muhakemeleri Yasası’nın 108. maddesinin değiştirilerek tutuklu olan kişilerin milletvekili seçildikleri anda tahliye edilmesini öneren BDP ile 2 milletvekili uzun süre tutuklu kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest bırakılan CHP ise AKP’nin görüşme önerisine olumlu baktıklarını bildirdi. TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeler sürerken CHP, MHP ve BDP’nin grup başkanvekilleri bir araya geldi. Görüşmede 3 partiden birer hukukçu milletvekilinden bir komisyon kurulması kararlaştırıldı. Komisyonda AKP’den Doğan Kubat, CHP’den Atilla Kart, BDP’den ise Hasip Kaplan yer aldı. Komisyon ilk toplantısını pazartesi günü yapacak. ‘Farklı bir durum yok’ Gülser Yıldırım ve İbrahim Ayhan’ın tutukluluğunun makul süreyi aştığına ve seçilme haklarının ihlal edildiğine hükmetti Anayasa Mahkemesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi (AYM), KCK davası sanıklarından BDP milletvekilleri Gülser Yıldırım ve İbrahim Ayhan’ın tutukluluklarının makul süreyi aştığı ve seçilme haklarının ihlali iddiasıyla yaptıkları başvuruyu haklı buldu. Yıldırım ve Ayhan’a 3’er bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Bireysel başvuruda bulunan diğer üç tutuklu milletvekilinin başvurularının henüz ulaşmadığı için ele alınmadığı öğrenildi. Anayasa Mahkemesi, KCK davası sanıklarından BDP milletvekilleri Yıldırım ve Ayhan’ın, tutukluluklarının makul süreyi aştığı ve seçilme haklarının ihlali iddiasıyla yaptıkları başvuruyu haklı buldu. Tahliye talepleri reddedilen 4’ü BDP’li, biri bağımsız 5 tutuklu milletvekili, avukatları aracılığıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştu. Diyarbakır 5 ve 6. Ağır Ceza mahkemelerinde görülen KCK davalarında tutuklu yargılanan BDP Şırnak mil K ISA . . . K ISA . . . Evime izinsiz girdiler Başbakan’ın Akhisar’daki konuşması sırasında, evinden ayakkabı kutusu gösterdiği için bir süre gözaltında tutulan Nurhan Gül, evine izinsiz girdiklerini ileri sürdüğü polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Nişanyan teslim oldu Sit alanına ev yaptığı ve mühür bozduğu için 4 yıl hapis cezasına alan yazar Sevan Nişanyan, Torbalı Açık Ceza İnfaz Kurumu’na teslim oldu. Lahmacun sürgünü Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Oğuz Bayraktar’ın ofisinde yapılan aramada, bacak bacak üstüne atan, elinde tespihle ofis çalışanlarına lahmacun siparişi verdirttiği öne sürülen Başkomiser Recep Can, pasif göreve atandı. Bakandan özür diledi Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun Edirne ziyaretinde, “Çay var mı?” sorusuna olumsuz yanıt veren Mümin Büyükköşdere’yi, Müezzinoğlu’nun danışmanı ziyaret etti. Büyükköşdere, bakanı tanıyamadığını belirterek, “Bakan olduğunu bilsem, kapıyı açardım” dedi. Süper Loto devretti Süper Loto’da kazanan numaralar “1, 13, 18, 24, 35, 50” olarak belirlenirken, 6 bilen çıkmayınca 2 milyon 396 milyon lira devretti. 5 bilenler 3 bin 743 lira, 4 bilenler 78 TL, 3 bilenler ise 6.85 lira kazandı. BDP’lileri de haklı buldu letvekilleri Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ile Van Bağımsız Miletvekili Kemal Aktaş’ın avukatları başvurularında “Uzun tutukluluk süresi” ve “Seçilme hakkının ihlalini” gerekçe göstermişti. AYM Birinci Bölümü, başvurulardan ikisi hakkında kararını verdi. Diğer üç başvurunun henüz ulaşmadığı, ulaştıktan sonra ele alınacağı öğrenildi. Yıldırım ve Ayhan’ın başvuruları, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları yönünden “Başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle kabul edilemez bulundu. Başvurular diğer iddialar yönünden ise kabul edildi. Başvurucuların, tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiasıyla ilgili anayasanın seçme ve seçilme hakkını düzenleyen 67. maddesinin 1. fıkrasıyla bağlantılı olarak, anayasanın 19. maddesinin 7. fıkra 3 biner lira tazminat sındaki, “Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişinin, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkı”nın ihlal edildiğine karar verildi. Seçilme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla ilgili de anayasanın 19. maddesinin 7. fıkrasıyla bağlantılı olarak, 67. maddesindeki seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiğine hükmedildi. Başvuruculara 3’er bin lira manevi tazminat ödenmesine de karar verildi. BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, AYM’nin kararına ilişkin, “Karardan ziyade bu kadar hızlı ele almalarını olumlu değerlendiriyoruz. Mahkemenin, özgürlük lehine tutukluluğu sonlandırmak için karar vermesini önemli bir adım olarak görüyoruz” diye konuştu. ‘Önemli bir adım’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle