04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR KABALIĞA VE HOYRATLIĞA KARŞI İNCELİK VE DAHA ÇOK SANAT 15 İNTERNET ÜZERİNDEN MÜZAYEDEDE SATILDI keman Kavgaya karşı ‘Çalınan’ 1 milyon sterlin yaratıcılık Geçen yılın son, yeni yılın ilk günleri... Sayısız yeni yıl tebrikleri... Her birinin gönlümde apayrı yeri... Sonra bir okur mektubu. Adı bende saklı... O mektup, günlerdir beni terk etmiyor. Okurum, İstanbul’daki “Beethoven Festivali” çerçevesinde Zeynep Tanbay’ın Beethoven’ın yaylı çalgılar dörtlüleri üzerine koreografisini yaptığı ve sahnelediği, müziklerini Borusan Quartet’in seslendirdiği “Symbiosis”i izlemiş ve çok etkilenmişti. Bu bir dünya prömiyeriydi. Ne zamandır merakla beklenen bir olaydı. Okurum eseri izledikten sonra boşuna beklemişti eser hakkında bir yorum, bir eleştiri, bir değerlendirme yazısını Türk basınında... “Oysa” diyordu okurum, “Oysa geçen yıl, aynı Zeynep Tanbay’ın bir koreografisi Berlin Devlet Opera ve Balesi’nde sahnelenmişti ve ertesi sabah, tam 17 gazetede, eleştirilerini okumuştum.” Ah işte yarama tuz, biber basmak buna denir! Zeynep Tanbay’ın bu son çalışmasını sağlık nedenleriyle izleyememiştim. Ve sonraki günlerde ben de boşuna aramıştım, izlenim yazılarını... Ancak salt bu eseri izleyememenin sıkıntısı değildi benimki. Derdim medyadan sanata ilişkin değerlendirme, eleştiri ve yorum yazılarının kovalanması... Derdim, hayatımızın güncel politik tartışmaların egemenliğine girmesi... Sanatın, bilimin, gerçek yaratıcılığın neredeyse yok sayılması. Varsa yoksa politik çarkların dişlileri arasında üretilen lafların çatışması... Havada uçuşan saldırılar, suçlamalar, küfürler ve hoyratlık... Sonuçta o dişliler arasında un ufak olan yine bizleriz... Politika ve kavga bunca ön plandayken, ülkemizde “popülariteye” giden yol sansasyon ve karşısındakini “dövmekten” geçerken; toplum kaygıya, korkuya ve korku imparatorluğuna itilmişken... Sanatın dışlanmasını nasıl önleyeceğimizi düşünmemiz gerek. Okur mektubu beni yıllar öncesinin gazeteciliğine döndürdü. Bir olayı, bir oyunu izler, Sanatın dışlanması Kültür Servisi 2010 yılında Londra’daki bir garın kafesinden çalınan 317 yıllık Stradivarius keman, internet üzerinden düzenlenen müzayedede 1 milyon 385 bin sterline alıcı buldu. Ünlü keman virtüözü MinJin Kym’in kullanmakta olduğu ve 1696’da Antonio Stradivarius tarafından yapılmış olan keman, üç yıl önce, Kym bir kafede yemek yerken çalınmış ve geçen yaz bulunmuştu. Hırsızların, değerinden haberleri olmadığı için, kemanı 100 sterline satmaya çalıştıkları öğrenilmişti. Kemanı çalmaktan suçlu bulunan John Maughan, dört buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. İngiltere’de ünlü bir kemancının yönettiği bir müzik festivalinin yönetimi tarafından satın alındı ğı açıklanan kemanın, ilginç geçmişi dolayısıyla 2 milyon sterlinden fazla bir fiyata satılması bekleniyordu. Ancak Tarisio şirketi tarafından internet üzerinden gerçekleştirilen açık artırmada fiyat beklenildiği kadar yükselmedi. Kemanın “tamamen kullanılabilir” durumda olduğunu açıklayan Tarisio’nun direktörü Jason Price, Stradivarius kemanın hırsızlığa kurban gittiği için fazladan bir değer kazanmadığını, ama bu olayın enstrümanın geçmişine renk ve gizem kattığını söyledi. Ünlü şair Lord Byron’ın torununun 30 yıldır sahip olduğu Stradivarius yapımı bir keman ise 2011 yılında düzenlenen bir müzayedede 9.8 milyon sterline alıcı bulmuş ve alanında bir rekor kırmıştı. HRANT DİNK ANISINA DÜZENLENİYOR o gece eleştirisini yazar, ertesi sabah gazeteye yetiştirirdik. Sadece Cumhuriyet’in değil, her gazetenin kültür sanat sayfaları vardı... Yaşamımızda daha çok, daha çok sanata yer vermek için yollar aramalıyız. 2014’ün ilk sabahı TRT Haber televizyonu Viyana Filarmoni Orkestrası’nın sunduğu Yeni Yıl Konseri’ni canlı yayınla verdi. Muhteşem bir ziyafetti. Yeni yıl konserleri arasında en ünlüsü kuşkusuz Viyana’daki ünlü “Musikverein” salonunda yer alanı... Bu yıl 92 ülkede canlı yayımlanan bu konserde efsanevi orkestrayı, efsanevi şef Daniel Barenboim yönetti. Konseri televizyondan izlemenin bir hoşluğu da, tüm hazırlıklara, o benzersiz inceliklere, özene, o olağanüstü çabaya ve emeğe tanıklık etmeniz... (Salonun, fuayelerin hazırlanışı, İtalya’dan çiçeklerin getirilişi, orkestranın konser öncesi çalışmaları, kulislerden görüntüler, şefin Viyana’ya gelişi, vb.) Barenboim, kendisiyle yapılan röportajda “Bu konseri yönetmek için seçilmiş olmak, bir şefe verilebilecek en büyük armağan” diyordu. Bu seçimin gerisinde hiç kuşkusuz “maestro”nun dünya barışı çabaları vardı. Çağdaş evrensel değerleri yücelten bu konseri, 92 ülkeyle birlikte bizlere de yaşattığı için teşekkürler TRTHaber’e. İFSAK’ta Kültür Servisi Hrant Dink anısına düzenlenen “Vicdan Filmleri” 16 Ocak’ta İFSAK’ta gösterilecek. Hrant Dink Vakfı’nın, Hrant Dink’in “Sağduyunun, vicdanın sesi suskunluğa mahkum edildi, şimdi o vicdan çıkış yolu arıyor” cümlesinden yola çıkarak düzenlediği Vicdan Filmleri Uluslararası Kısa Film Projesi’nin 2013 dönemi filmleri 16 Ocak saat 19.30’da İFSAK’ta gösterilecek. Vicdan Filmleri projesinin seçici kurulunda Ahmet Boyacıoğlu, Cem Mansur, Petros Markaris, Rakel Dink, Susanna Harutyunyan, Thomas Balkenhol ve Yeşim Ustaoğlu yer alıyor. Seçici kurulun oylamaları sonucunda vicdan konulu 21 film seçildi. Teşekkürler TRT Haber 4 yıldır geri çevriliyor SELDA GÜNEYSU ANKARA Samsun Devlet Opera ve Balesi (DOB) Müdürlüğü, Tiyatro Kare’nin yıllardır sahneye taşıdığı, Zülfü Livaneli’nin yazdığı “Leyla’nın Evi” adlı oyunun, operaya ait sahnede sahnelenmesine “sahnenin dolu olduğu” gerekçesiyle izin vermedi. Tiyatronun kurucusu Nedim Saban, yaklaşık 4 yıldır bu operaya ait sahnede oyunlarını sahnelemek istediklerini ancak her seferinde müdürlüğün “dolu” yanıtını verdiğini belirterek, “Opera sahnesini özel tiyatrolara açmak istemiyor. Özel tiyatrolar Samsun’da mağdur oluyor” dedi. Samsun DOB Müdü u Tiyatro Kare’nin kurucusu Nedim Saban, ‘dolu olduğu’ gerekçesiyle Samsun DOB sahnesinden 4 yıldır geri çevrildiklerini söylüyor. DOB Müdürü Volkan Kıran ise bir yanlış anlaşılma olduğu kanısında. bulunduğunu, ödüllü bu oyunun mutlaka Samsun’da da sahnelenmesi gerektiğini belirttiğini söyleyen Saban, bu durumun “politik bir tavır olduğunu düşünmediğini” de kaydetti. “Oyunu her yerde sahneledik, bir tek Samsun’a gidemiyoruz. Biz, rü Volkan Kıran ise kendisinin de bale sanatçısı olduğuna dikkat çekerek, “Tiyatrolara karşı tavır almamız asla mümkün değil” görüşünü dile getirdi. Samsun DOB Müdürü Volkan Kıran’la da görüşmelerde özel tiyatrolar olarak oyunlarımızı herhangi bir düğün salonunda sahnelemek istemiyoruz. Samsunlu vatandaşın ne günahı var? Neden bir tiyatro oyununu düğün salonunda izlesin, olanaklı salonlar varken” diyen Saban, belediyeye ait Atakum’un sahnesinin de “inanılmaz pahalı” olduğunu vurguladı. Saban, “Atakum, bu salonun 2 katı ücretli. Ancak her şeye karşın 8 Ocak’ta Ordu’da, 9 Ocak’ta da Samsun’dayız” diye konuştu. Samsun DOB Müdürü Volkan Kıran ise şu açıklamayı yaptı: “Tiyatrolara karşı tavır almamız asla mümkün değil. Ben de bir bale sanatçısıyım. Salonu neden tahsis etmek istemeyelim? Nedim Bey, ülkemizin yetiştirdiği değerli sanatçılardan bir tanesi. Ancak onların sahneyi istedikleri tarihte bir doluluk söz konusuydu. Bir yanlış anlaşılma söz konusu.” ‘İdeal figürü arıyorum’ SAMSUN DOB İLE TİYATRO KARE ARASINDA SAHNE KRİZİ YAŞANIYOR Baskıresim ustası Cieslinska FMV Galeri Işık Teşvikiye’de dedir. Dikim kalıbı gibi grafik figür vücuda uyar, ölçülerini alır, yüzeyde durur ve yeni imgeyi oluşturmaya çabalar. Benim ideal figürüm tamamlanmamıştır ve dışardan güzel görünmez; tıpkı çizgiler, bölümler, set yapılar, kalıplar ve gizli bilginin diğer ilkeleri gibi. Kaybolmuş bir dünyanın imidir, dönüşümde yok olmuş bir bilgidir” şeklinde anlatıyor. Eserlerini üretirken, sesli kitaplar dinlediğini söyleyen sanatçı, eserlerinin bir diğer yönünü “Roman veya oyun dinlerken odanın içine sızan kelimelerin melodisi, ortaya çıkan eserlerimde çok büyük bir etkiye sahiptir” sözleriyle açıklıyor. Kültür Servisi Baskıresmin usta isimlerinden Polonyalı sanatçı Agnieszka Cieslinska’nın “Figuratio” adlı sergisi, 6 Ocak’ta FMV Galeri Işık Teşvikiye’de açılacak. 31 Ocak’a kadar görülebilecek sergi, Işık Üniversitesi’nin organizasyonuyla, TürkPolonya dostluğunun 600. yılı kapsamında düzenleniyor. Eserlerindeki anlatım tarzıyla dikkat çeken Cieslinska, neredeyse tüm kompozisyonlarında insanı konu ediyor. Çalışmalarını, “İşlerimde insanoğlunun ideal figürünü arıyorum. İdeal form yalnızca uyum ve orantı değil, her şeyden önce figürün iminde kaydolan iç hayatın gizemin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle