04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2014 CUMA 6 HABERLER zeret olarak kullandığınızı düşünmeye başladım. Madem bu hareket Türkiye için bu kadar tehlikeliydi o zaman neden iktidarınız boyunca desteklediniz onları?” AKP hükümetine destek verdikleri 2010 anayasa referandumundan geri gidildiğini gördüklerini belirten Swoboda, “Demokratik kazanımlardan geri gidiyorsunuz. Oysa biz o pakete destek verdiğimiz için kardeş partimiz CHP ile kavga bile etmiştik!” diye sitem etmiş. Amasya Şeker Fabrikası’ndaki 12 milyon TL’lik yolsuzluk iddialarının ayrıntıları netleşiyor Tatlı tatlı çalmışlar MEHMET MENEKŞE AMASYA Amasya Şeker Fabrikası’nda 12 milyon TL’lik yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla düzenlenen operasyonda AKP’li eski yöneticilerin de bulunduğu 22 kişi adliyeye sevk edildi, 2 kişi ilk sorgularının ardından serbest bırakıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin fabrikadaki yolsuzluk iddialarıyla ilgili 2012 yılında hazırladığı raporlar ise yolsuzluğun boyutunu ortaya çıkardı. Müfettiş incelemesinde 20092010 şeker pancarı kampanya dönemin u Amasya Şeker Fabrikası’ndaki yolsuzluğun ayrıntıları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin 2012 yılında hazırladığı raporda tek tek ortaya konulmuş. Rapora göre, kurumda üretilen binlerce ton şekerin nereye ve kimlere gönderildiği belirsiz. Özellikle ‘ziyaret’ adı verilen 33 No’lu kantarda tartılan ürünler, fabrika kayıtlarından silinerek buharlaştırılmış. derilen 500 bin kilogram şekerin bedelinin alınmadığı belirlendi. Bölgelere gönderilen söz konusu şekerin 183 bin kilosunun bölgelerden yine Uğrak Gıda’ya bedeli alınmaksızın verildiğine ilişkin belgeler de müfettiş raporunda yer aldı. de 1 milyon 823 bin 350 kilogram şekerin akıbetinin belli olmadığı, 1 milyon 705bin 550 kilogram şeker için üç ayrı protokol düzenlendiği, 613 bin 640 kilogram şeker için kantar fişinin tutulmadığı belirtildi. Yine 2010 yılında fabrikadan 1 milyon 650 bin kilogram şekerin çıkışının yapıldığı ancak muhasebe kayıtlarına iletilmediği, Uğrak Gıda’ya gön ‘Ziyaret’ kantarında kayıt yok ! Kantar fişlerinin işletme dökümlerinde görülmediği, şeker çıkışlarının şeker ambarınca düzenlenen rapor ve cetvellerde yer almadığı, Uğrak Gıda’ya 34 Nisan 2010’de gönderilen 500 bin kilogram şekerin bedelinin alınmadığı, Merzifon ve Göynücek bölge ambarlarına 15 bin 250 kilogram şekerin sevk edildiği, ancak fabrika kayıtlarında bu bilgilerin olmadığı bilgisine ulaşıl dı. Müfettiş incelemesinde 20052006 kampanya döneminde 222 milyon 380 bin küspe üretildiği, 51 milyon 514 bin kilogram küspenin muhasebe kayıtlarına geçirilmediği, “Ziyaret” adlı 33 No’lu kantardan parça parça tartılarak sevk edildiği, kantarın geçmişe dönük kayıtlarının silindiği bilgilerine ulaşıldı. Müfettiş raporunda 33 No’lu kantardan sevk edilen küspenin fabrika kayıtlarına girmediğinin tespit edildiğini ve 33 No’lu kantara “Ziyaret” adı verilmesinin özel bir anlamı olabileceğine dikkat çekildi. Brüksel’de ‘Hitler Kavgası’ Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, Brüksel’de Başbakan Erdoğan ile görüşmesinin ardından kameralar önüne geçtiğinde görüşmenin gergin geçtiğini anlatmak için “İçeride tüyler uçuştu” dedi. Erdoğan da buna karşılık, “Ben zannettim ki ‘sandalyeler uçuştu’ diyecek ama koltuklar vardı, onların da uçması mümkün değildi. Gerçekten heyecanlı bir görüşme oldu” diye esprili bir yanıt verdi. Brüksel’den dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamalarda “İçeride ne oldu” sorusunun yanıtını bulamayınca toplantıda neler olduğu hakkında bilgi sahibi olan Avrupalı kaynaklara başvurduk. ‘AB süreci tehlikeye girer’ Görüşmelerin ağırlıklı konusu 17 Aralık sonrası gelişmeler oldu. AB kanadı, hükümetin özellikle yargı alanında attığı adımlardan kaygılarını dile getirirken hukuk devleti ve güçler ayrılığı ilkelerine bağlı kalınmasını istedi. Bu ilkelerden uzaklaşılması ve yargıya müdahalelerin sürmesi durumunda, “TürkiyeAB üyelik müzakerelerinde zorluklar yaşanacağı ve yeni fasıllar açılmasının tehlikeye girebileceği” uyarısında bulundular. Seçimle demokrat olunmuyor AB kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre, Erdoğan’ın AB Konseyi Başkanı Van Rompuy, AB Komisyonu Başkanı Barroso ve AP Başkanı Schulz ile görüşmeleri genel olarak sakin ve karşılıklı saygı havasında geçti. ‘Tüylerin uçuşmasına’ neden olan konu ise AP Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel CohnBendit ile Erdoğan arasında yaşanan tartışma oldu. CohnBendit, Erdoğan’ın yaptığı konuşmalarda zaman zaman AB’ye yönelik tepkilerini gündeme getirerek “Burada bizimleyken ‘AP çok önemli bir kurum’ diyorsunuz ama ülkenize dönünce yaptığınız konuşmalarda ‘Ben bu Avrupa Parlamentosu’nu tanımıyorum’ gibi açıklamalar yapıyorsunuz. Bunların hangisi doğrusu?” eleştirisinde bulundu. Asıl tartışma ise CohnBendit, Mısır konusunu açınca çıktı. Mısır’da bir ‘darbe’ yapıldığı konusunda Erdoğan ile hemfikir olduğunu belirttikten sonra CohnBendit, “Fakat sizin de ağzınızdan Mursi yönetimine yönelik tek bir eleştiri duymadık” eleştirisini getirdi. Erdoğan ise bu sözlere, Mursi’nin, halkının oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olduğunu anımsatarak karşılık verdi. ‘Avrupa değerlerine bağlıyız’ sözü CohnBendit ile yaşanan tartışma dışında oldukça sakin gözüken Erdoğan ise AB yetkililerine, “Güçler ayrılığı ve hukuk devleti gibi Avrupa değerlerini paylaştıklarını ve atacakları her adımın bu doğrultuda olacağı” güvencesi verdi. Türkiye’de yargıya müdahale etmediğini savunan Erdoğan, yargı içindeki bir grubun hükümete karşı hareket içinde olduğu tezi üzerinde durdu. Erdoğan, Türkiye’de olup bitenler hakkında AB kurumlarına ‘dezenformasyon’ yapıldığını da ileri sürdü. YAYIN YASAĞINA İTİRAZ ‘Uçsuz bucaksız sansür’ İstanbul Haber Servisi Cumhuriyet gazetesi, yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna yayın yasağı konulması kararının kaldırılması istemiyle İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Gazetemiz avukatları, itiraz dilekçelerinde “Karar ölçüsüz biçimde haber verme, habere ulaşma hakkını kısıtlamaktadır” dedi. Gazetemizin avukatları Bülent Utku, Akın Atalay, Tora Pekin ve Abbas Yalçın, 22 Ocak Çarşamba günü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sundukları itiraz dilekçesinde “usul ve yasaya aykırı yayın yasağı konulması kararının” kaldırılmasını istedi. Avukatlarımızın itiraz dilekçesinde 20 Ocak Pazartesi günü yayın yasağı konulduğu anımsatılarak “Yayın yapma yasağına dair karar, anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AHİS) ile usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğundan kaldırılmalıdır” denildi. Bakan çocuklarını örnek verdi Yolsuzluk meselesinin üzerine gidilmediği eleştirilerine de yanıt veren Erdoğan’ın “Biz seçimleri yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele ilkesiyle kazandık. Yolsuzluğa göz yummamız söz konusu olamaz. Şu anda da iki bakanın oğlu hapiste” dediği belirtildi. Müsteşar İpek için suç duyurusu İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Ercan Demir, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın durdurulması için Başsavcı Hüseyin Baş’ı iki kez telefonla aradığı iddia edilen Adalet Bakanlığı Müşteşarı Kenan İpek hakkında, “yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, tehdit ve görevi kötüye kullanmaktan” Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Baro yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın toplantısı gerçekleştiren Demir, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son grup toplantısında belgesini açıkladığı konuyu değerlendirdi. Başsavcı Hüseyin Baş’ı soruşturmanın durdurulması için telefonla arayan Müşteşar Kenan İpek’in, bulunduğu konum itibarıyla ancak Adalet Bakanlığı’na bağlı personele ve idari işlerle sınırlı olmak üzere talimat verebileceğini beliren Demir, “Süpheli İpek’in İzmir Cumhuriyet Başsavcısı’na veya başka herhangi bir cumhuriyet savcısına, yürütülen bir soruşturmanın durdurulması, bir savcının görevden alınması veya soruşturmanın kapatılması yönünde emir vermesi hukuken mümkün değildir” dedi. Birkaç yüz polis almak normal Toplantıda hükümetin 17 Aralık operasyonuna tepki olarak Emniyet ve yargıda yaptığı görevden almalar gündeme gelince, bu konuda kaygısını dile getiren Avrupalılara Erdoğan, “217 bin kişilik polis teşkilatında birkaç yüz kişinin yer değiştirmesi normaldir” yanıtını verdi. benzetmesi gerdi CohnBendit’in buna yanıtı “Seçilmiş olmak tek başına demokrat olmak için yeterli değildir. Aynı zamanda halkınızı demokratik olarak da yönetiyor olmanız gerekir. Hitler de seçilmişti ama demokrat değildi” oldu. CohnBendit’in ‘Hitler’ benzetmesi üzerine toplantının yapıldığı salonda tansiyon yükseldi. Erdoğan, “Siz Mursi ile Hitler’i bu şekilde karşılaştıramazsınız” diye çıkıştı. Gerginlik AP Başkanı Schulz’un, “CohnBendit karşılaştırma yapmadı. Sadece Hitler’in de seçilmiş olduğunu söyledi” diye devreye girmesi ile yumuşatıldı. MursiHitler HSYK tartışmasını izliyoruz Görüşmelerde AB kanadı, Meclis’teki HSYK kanun değişikliği teklifinin yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracağı ve HSYK’yi Adalet Bakanlığı’na bağlı bir daire haline getireceği yönündeki kaygılarını iletti. HSYK düzenlemesinin bundan sonraki safhalarını takip edeceklerini belirterek Meclis’e gönderilen şekliyle çıkarılmaması beklentisini hissettirdiler. AB tarafı yeni Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a yönelik güvensizlik duygusunu da hissettirdi. Avrupalı parlamenterler Erdoğan’a, “Sadullah Ergin’in geri çekilmesinin nedenini anlayamadık. Onun şu anda bakan olmaması çok üzücü” değerlendirmelerini aktardı. Savcının mütalaası aksi yönde Dilekçede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü ve tüm Türkiye’nin odaklandığı bir yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili olarak iki şüphelinin talebi üzerine yayın yasağı konulduğu anlatılarak cumhuriyet savcılığının aksi yönde mütalaa verdiğine dikkat çekildi ve “Temel kural basının özgür, sansürün yasak olması, olaylar hakkında yayın yasağı konamayacağıdır” denildi. Yolsuzluk soruşturmasına ilişkin olarak her türlü haber, röportaj, eleştiri ve dosya içeriğinin yayımlanmasının yasaklandığı anlatılan dilekçede şu görüşler savunuldu: “Yayın yasağı kararının içeriğine bakıldığında, uçsuz bucaksız bir yasaklama (sansür) görülmektedir. Yasak sadece yazılı basın için değil, internet medyası ve görsel medya için de verilmiştir. Buna göre karar ile amaçlanan, söz konusu soruşturmayla ilgili kitle iletişim araçlarında tek bir satır yayın yapılmamasıdır. Bu, sınırlanmanın ötesinde, haber verme ve habere ulaşma hakkının en sert biçimde kısıtlandığı, tümüyle sona erdirildiği bir uygulamadır.” Yayın yasağının soruşturmanın başında konulmuş olması durumunda Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutularının içinde 4.5 milyon dolar bulunduğundan kamuoyunun hiç haberdar olmayacağı anlatılan dilekçede “Bu iddiaların kamuoyunca öğrenilmesi ve tartışılması demokratik bir toplum için zorunludur. Bunun engellenmesi ise halkın haber alma hakkı ve basının haber verme hak ve ödevine aykırı olacaktır” denildi. Mal varlığı dondurulan yok Bakanlık: Şubat 2013’ten bu yana Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa kapsamında yaptırım uygulanmadı MUSTAFA ÇAKIR ‘Paralel yapı’ya ikna olmadılar Başbakan Erdoğan, görüşmeler sonrasında “Paralel yapıyı AB’ye örneklerle anlattım. İkna ettiğimi düşünüyorum. Onların da çok rahatsız olduklarını gördüm” dedi. Ancak Brüksel’den yansıyan hava çok farklı. Görüşmelere giren bir isim, bu konuda Erdoğan’ın hiçbir Avrupalı muhatabını ikna edemediğini vurguladı. Cemaate öteden beri mesafeli duran bir başka AP kaynağı ise “Gülen hareketi giderek daha fazla sorgulanır hale gelse de, Erdoğan’ın yolsuzluk soruşturmalarına karşı ileri sürdüğü ‘komplo’, ‘paralel devlet’ iddialarına kimse inanmıyor” dedi. ANKARA Türkiye’de, Şubat 2013’ten bu yana Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa kapsamında mal varlığı dondurulan kimse bulunmadığı ortaya çıktı. Son olarak El Kaide ile bağlantılı tüzelkişi, kuruluş veya organizasyonlar listesinde yer alan bir kuruluş hakkındaki mal varlığı dondurma kararının Bakanlar Kurulu kararıyla aralık ayında kaldırıldığı bildirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, “20022013 yılları arasında 16 Aralık tarihi itibarıyla kaç kişinin mal varlığı dondurulmuştur? El Ka ide ile bağlantılı tüzelkişi, kuruluş veya organizasyonlar listesinin 56. sırasında yer alan Sanabel Relief Agency Limited adlı kuruluşa ilişkin hükmün yürürlükten kaldırılmasının gerekçesi nedir? Mal varlığı dondurulması sebebiyle 20022013 yılları arasında yıllar itibarıyla Danıştay’a açılan dava var mıdır” sorularına yanıt istedi. Şimşek, BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarına istinaden yayımlanan Bakanlar Kurulu kararları kapsamında bulunun iki kişinin Türkiye’deki mal varlığının dondurulduğunu, bu kişilerin açtıkları davaların da reddedildiğini bildirdi. Anılan kişilerin daha sonra BM Güvenlik Konseyi kararları eki listelerden çıkarıldığı belirtildi. Bunun üzerine, 2008 ve 2012 yıllarında alınan Bakanlar Kurulu kararlarıyla bu kişiler hakkındaki mal varlığı dondurma kararının kaldırıldığı bildirildi. Yanıtta, 7 Şubat 2013 tarihli Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Yasa sonrasında söz konusu yasaya istinaden yayımlanan Bakanlar Kurulu kararları eki listelerde yer alan kişilere ait Türkiye’de bulunan herhangi bir mal varlığı tespit edilemediğinden mal varlığı dondurulan kişi bulunmadığı belirtildi. Şimşek, Sanabel Relief Agency Limited’in BM Güvenlik Konseyi’nce 9 Ekim 2013 tarihinde yaptırımlar listesinden çıkarılması nedeniyle, hakkındaki mal varlığının dondurulması kararının 11 Aralık 2013 tarihinde kaldırıldığını da kaydetti. Manşetlerde hep ben ve ailem var Görüşmelerde Avrupalı parlamenterlerin basın özgürlüğü konusunu gündeme getirmeleri üzerine Erdoğan, “Dünyada Türkiye gibi basın özgürlüğü olan başka yer yok. Ben ve ailem hakkında gazetelerin manşetlerinde neler yazıyor görseniz, inanmazsınız” yanıtını vermiş. Tutuklu gazeteciler konusunda da Erdoğan, “Gazetecilik faaliyeti yaptığı için hapiste yatan hiç kimse yok. Basın sektöründe olan 28 kişi terör suçu işledikleri için cezaevlerinde” savunmasını yaptı. Geri gidişe ‘cemaat’ mazereti Toplantıda Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ise ilginç bir saptama yapmış: “Sizin reformlardan geri adım atmak için Gülen hareketini bir ma BDP EŞ GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ: GÜMRÜK OPERASYONU RİZE’DE BROŞÜR DAĞITILDI 30 şüpheliden 2’si tutuklandı İstanbul Haber Servisi İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyonda gözaltına alınan 30 şüpheliden 2’si tutuklandı. Çin’den ithal edilen bazı tekstil ürünlerinin Halkalı Gümrüğü’nden geçirilmesi sırasında, usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla salı günü düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 30 kişinin savcılıktaki sorguları tamamlandı. Şüphelilerden 16’sı, tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilirken, 14’ü savcılıktan serbest kaldı. Mahkemeye sevk edilen 16 şüpheliden 2’si tutuklandı, 14’ü de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bekaroğlu’nu hedef aldılar RİZE (DHA) Rize’de Saadet Partisi Belediye Başkan adayı Prof. Mehmet Bekaroğlu’nun PKK sempatizanı gösteren broşürler dağıtıldı. İşyerlerinin önlerine bırakılan broşürlerle ilgili basın toplantısı düzenleyen Bekaroğlu, “Rize beni tanıyor. Kendimi tanıtmaya ihtiyacım yok” dedi. İnsan hakları ve barış aktivisti olduğunu ifade eden Bekaroğlu “Bu çerçevede yaptığım çalışmaları istismar edebilirler. Cezaevlerinde hücrelere konulan insanlara dikkat çekmek için gitmişim. O adam hangi örgütteyse beni o örgütten ilan etmişler. Güneydoğu’da haksızlık varsa ben oraya gitmişimdir” dedi. Biz hırsız değiliz DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şanlıurfa’da partisinin adaylarını tanıttı. BDP’nin Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Osman Baydemir ile birlikte miting yapan Demirtaş, “Urfa kararını vermiş. Hayırlı olsun. Demokratik, halkçı, şeffaf belediye sizlere hayırlı olsun. Urfa halkına borçluyuz. Bu yüzden kendini ispatlamış başkanımızı getirdik. Baydemir belediyecilik pratiği ile kendini ispatlamıştır, sizlere hayırlı olsun” dedi. AKP’nin Vali Celalettin Güvenç’i aday gösterdiğini hatırlatan Demirtaş, “Sizleri coplayanı, gaz sıkanı aday yaptılar. Vali meydanı izlesin. 30 Mart gecesi de valinin solan yüzünün rengini göreceğiz. Zulme, talana dur diyeceğiz. Urfa’da barışın, huzurun, eşitliğin geldiği kent olmanın coşkusunu yaşayacağız. Halkın duruşu karşısında duracak iktidar yoktur. Hırsızlık yapmadık, hizmet ettik. Diyarbakır’daki yeşil alan Türkiye ortalamasının 3 katıdır çünkü çalmıyoruz, hırsız değiliz. İşte en başarılı başkanımız Baydemir’i Urfa’ya getirdik” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle