04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] Sonunda “Kediler” İstanbul’a geldi. 30 yıldır dünya sahnelerinin afişinden düşmeyen, müziğinden koreografisine, dekorundan kostümüne her alanda ödüller toplayan, hiç eskimeyen, müzikal tarihinde önemli bir yeri olan “Cats”, şimdi , Akbank sponsorluğunda Zorlu Sanat Merkezi’nde ... (Kusura bakılmasın ben oraya “Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi” diyemiyorum. Böyle abuk sabuk bir isimde, bu yanlışta niye ısrar edilir, anlayamıyorum.) Önceki akşam izledim “Cats”i. Tek sözcükle mükemmeldi. Bir müzik, dans, şiir, ışık, renk ve yetenek şöleniydi. (20 yıl önce New York’ta izlemiştim. Buradakinde daha çok tat aldım. Belki de ikinci kez izlediğimden, ayrıntılara varmamdandır...) Ha Kedi Ha İnsan... lirtilmemiş. Kedi isimlerinin Türkçeye uygulanması çok esprili (Cicikolar, Kuçukiler, İhtiyar Ezeli vb...) Ancak baştan sona tüm referansları İngiliz tarihi, İngiliz coğrafyası, İngiliz toplumuna ilişkin bu eserde sık sık “Allah, Allah” sözleri biraz tuhaf (!) kaçıyor. “Aman Tanrım” denebilir... Bir de duygusal eleştiri: En ahlaksız, en düzenbaz kediye “Çapuliki” demek hiç olmamış! Çok yakışıksız. Gezi’den beri tüm çapulcular ve Çapuliki’ler başımın tacı! . İ İS T A N B U L ’D A .. L A İK Z Ü M ’ S T A ‘C KÜLTÜR 15 Sahibi olduğu Duru Tiyatro’nun tahliye kararını değerlendiren Emre Kınay ‘Hukuk guguk oldu’ ASLI ULUŞAHİN Zorlu’ya gitmek ya da gitmemek Zorlu Sanat Merkezi’ndeki etkinliklere ilişkin yazdığımda, kimi okurdan, “Orası rant merkezi, oraya nasıl gidersiniz” diyen ya da “İmar yolsuzluğunu protesto etmek için gitmediklerini” yazan mektuplar alıyorum. İyi ki böyle duyarlı okurlar var. Kimini yanıtladım, kimini yanıtlayamadım. Hatta bir okur, Zorlu’daki bir etkinliği yazsam bile, orada izlediğimi söylememem gerektiğini (!) belirtti. Özetle yanıtım şu: Ben İstanbul’un ne yanına baksam rant çağrışımı ve sahtekârlık görüyorum. Affedersiniz ama Başbakan’ın bir emriyle imar planlarında istenilen değişikliğin yapıldığını, inşaat alanlarının büyütüldüğünü bilmeyen mi var?.. 14 milyonluk İstanbul’da her yan tiyatro, konser ve opera salonlarıyla dolu olur da o zaman Zorlu’dakine gitmek ya da gitmemek seçeneğimiz olabilir. Ama AVM’ler dışında sinema salonu mu kaldı? Yedi kat yerin dibine inmeden izleyebileceğimiz tiyatro mu var? AVM’lere kızıp sinemaya gitmezsek, TRT’ye kızıp klasik müzik dinlemezsek nasıl yaşarız ki? Taksim’i getirdikleri bu rezil hale bakıp Taksim’den geçmeyi unutalım mı? Ben çağdaş evrensel nitelikli etkinlikleri izlemekten yanayım. İstanbul’da onlarca nitelikli salon yapılıncaya dek, nerede bulursam, orada... Mükemmeldi. Nasıl olmasın ki? Sözleri İngiliz şair, oyun yazarı, eleştirmen T.S. Eliot’a uzanıyor... Kedileri anlatırken insanı anlatması oradan kaynaklanıyor... Müzikleri, dünyaya birbirinden güzel müzikaller, (Evita, Jesus Christ Superstar,) armağan etmiş A. Lloyd Webber’e ait... Zaten çoktan dünyaya mal olmuş “Memory” (Anılar) şarkısı dışında da kulakta kalan melodiler... Öyküyle iç içe gelişen müzik türleri... İngiltere’nin en usta tiyatro yönetmenlerinden Trevor Nunn yönetmiş... Üstelik kurguyu, kimi beste, söz yazarlığını da üstlenmiş. John Napier’in bir çöplük alanını andıran, hurda otomobilden, dev lastik parçaları, kırık dökük eşyalar, paçavralarla dolu, yoğun bir atmosfer yaratan ve müthiş işlevsel dekoru... (Şaşaalı renkli ışıklar bir yana, üç halat bir dümenle gemi; iki çember bir kumaşla tren yaratıverdiler sahnede... ) ... Ve Gillian Lynne’in, İstanbul’un güzelim sokak kedilerini baştan çıkaracak koreografisi... Bu kadar çok “kedi adımı” nasıl keşfedilir Mükemmellik hâlâ inanamıyorum. Çarpıcı kostüm, saç ve makyajla kediye dönüşmüş kalabalık bir kadro. Hepsi cambaz, hepsi şarkıcı, hepsi dansçı. Sadece ses ve bedenleriyle, devinimlerle değil, bakışlarıyla, ağızlarıyla tüm mimikleriyle de üç saat boyunca “kedileşiyorlar” Tüm müzikal boyunca kediler, kendilerini ve birbirlerini anlatıyor, oyunlar oynuyorlar. Hepsinin ayrı bir kimliği, kişiliği var. Tıpkı insanlar gibi onlar da yaşamın anlamını, mutluluğun anlamını arıyorlar... İnsanlar gibi: Sevişmek, dövüşmek, kaçmak, kovalamak, öfkelenmek, eğlenmek, kıskanmak, korkmak, acı çekmek, ötekileştirmek, hayal kurmak hiç yabancı değil... (Tiyatrocu kediyi dinlerken sanki bizim eski yaşlı oyuncuları dinliyormuş gibi oldum!) Sonuç: Muhteşem bir şölen! Müzikali, üst yazı olarak geçen Türkçe çeviriyle izliyorsunuz. Çeviriyi kimin yaptığı be Yaşamın anlamını aramak Tiyatro oyuncusu Anadolu Lisesi’nin Emre Kınay’ın sabahçesindeki Duru hibi olduğu, Kadıköy Anadolu Lisesi’nin Tiyatro’yla ilgili bahçesindeki Duhukuki süreç devam ru Tiyatro’yla ilgiederken tamamının li hukuki süreç devam ederken tamamının tahliyesi için Kadıköy tahliyesi için Kadıköy Kaymakamlığı’ndan Kaymakamlığı’ndan tebliğ gönderildiği tebliğ gönderildiyıp depoya taşıyaöğrenildi. ği öğrenildi. Teblicağız. Artık burağe göre, tiyatronun 15 da perde açılmayaŞubat’a kadar boşalcak ama Duru Tiyatro’yu katılması gerekiyor. patamayacaklar. Nerede sahne 11 Aralık 2013’te de Duru bulursak orada oyun sergileTiyatro’ya bağlı Picasso Sahne meyi sürdüreceğiz” dedi. ile tiyatronun ofisi olarak kulla380 kişinin oyun izlediği bir nılan alan polis ve zabıta gözemekân yarattığını, sahne kapatiminde boşaltılmıştı. Emre Kınırsa bunun sorumluluğunun arnay, karara önceki gün açtıkları tık İstanbul halkında olduğunu, davayla itiraz ettiklerini, ne var ki itirazlarına belirtilen süre için “bir vatandaş olarak” vurgulayan Kınay sözlerini şöyle sürde yanıt alacaklarını sanmadıkdürdü: “Bundan sonra sorumlarını söyledi.“Memlekette hululuk sizde. Sahnenin kapankuk guguk olunca böyle şeylemasına neden olanları halka rin yaşandığını” söyleyen Kışikâyet ediyorum ve adalet istinay, “Geçen sefer olduğu gibi yorum. Çünkü acil hukuk, acil polis, zabıta kapımıza dayanacak ve biz neyimiz varsa topla adalet hepimize lazım.” u Kadıköy İşler’in tedaviye yanıtı umut verici İstanbul Haber Servisi Oyuncu Nejat İşler’in tedavisinin yoğun bakımda sürdüğü, bakteriyel zatürreenin yol açtığı septik şok tablosuna yönelik tedavinin devam ettiği belirtilerek “Tedavide başlayan olumlu seyir, yavaş da olsa sürmektedir” denildi. Acıbadem Maslak Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, yaptığı açıklamada ziyaretçi yasağını da anımsatırken “İşler’e hâlâ solunum desteği verilmektedir. Bakteriyel pnomoninin (zatürree) yol açtığı septik şok tablosuna yönelik tedaviye devam edilmektedir” dedi. Gündüz Vassaf, Robert Kolej’in konuğu oluyor n Kültür Servisi Robert Kolej, Aralık 2013 Mayıs 2014 tarihlerinde “öğrenmeye devam” teması çerçevesinde “Robert Kolej Konuşmaları” adlı bir etkinlik dizisiyle 150. yaşını kutlamaya devam ediyor. Uzman mezunların ayda iki kez Pera Müzesi’nde konuk edildiği etkinliğin, bu ayki konuğu yazar Gündüz Vassaf. Usta yazar, 28 Ocak Salı saat 19.00’da “Nereden geldik nereye gidiyoruz 22. yüzyıldan türümüze bakılınca” konulu konuşması ile Pera Müzesi’nde olacak. n Kültür Servisi Pera Müzesi müzik etkinliklerine, Türk müziğinin çeşitli açılardan sunuş ve sohbetlerle ele alındığı Türk Müziği Konserleri serisiyle devam ediyor. Serinin beşincisi olan Şevki Bey konseri, 26 Ocak Pazar günü saat 15.30’da Pera Müzesi Oditoryumu’nda sanatseverlerle buluşacak. Usta yorumcuların ve sazendelerin, seçme eserleri seslendirecekleri programların bu ayki misafir solisti ise Güzin Değişmez. Yuja Wang Türk Müziği Konserleri Pera’da 42. İstanbul Müzik Festivali’nin programı açıklandı Doğa müzikle uyanacak (bugün) ölümünün 4. yıldönümü olduğunu hatırlatan Festival Direktörü Yeşim Gürer Oymak, festivalin açılış konserinin Ahmet Adnan Saygun’un “Bir Orman Masalı” isimli eseriyle olacağını belirtti. Konserde viyolonselci Dorukhan Doruk’a, şef Gürer Aykal yönetimindeki İKSV sürekli orkestrası Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşlik edecek. Oymak konuşmasına şöyle devam etti: “Festival boyunca nehirlerin akışını, denizlerin dalgalarını, kuşların cıvıltısını, dağların müziğini dinleyecek; sanatın en büyük ilham kaynağı olan doğanın karşı konulmaz gücünü müzik yoluyla yeniden hatırlayacağız.” Festival bu yıl Onur Ödülü’nü, dünyanın önemli orkestraları ve seçkin şefleriyle sürdürdüğü müzik kariyerinde, özellikle Rachmaninov ve Chopin yorumlarıyla övgüler alan Gülsin Onay’a değer u 31 Mayıs 27 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek festivalin teması “Doğanın Şarkısı”. Festivalin açılış konseri de temaya gönderme yaparak Ahmet Adnan Saygun’un “Bir Orman Masalı” isimli eseriyle olacak. Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 42. kez düzenlenen İstanbul Müzik Festivali programı dün gerçekleşen basın toplantısıyla açıklandı. Bu yıl “Doğanın Şarkısı” temasıyla yola çıkan festival, doğanın sesini sadece tematik eserler yoluyla değil, bu yıl ilk kez açık havada gerçekleştirilecek ücretsiz “Pazar Klasikleri” konserleriyle de müzikseverlere duyuracak. Festival 31 Mayıs 27 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek. İKSV Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı 1993’ten ölümüne dek yürüten Şakir Eczacıbaşı’nın, 24 Ocak’ta Isabelle van Keulen Festival afişi GüherSüher Pekinel’den Dünyaca ünlü piyano ikilisi GüherSüher Pekinel bu yıl bir sürprizle festivalde yer alıyor. Festival afişi, sanatçıların 1983 tarihli “Sonat” ve “Karşıtların Armonisi” isimli yağlıboya tablolarından Bülent Erkmen tasarımıyla oluşturuldu. gördü. Yaşam Boyu Başarı Ödülü ise yaşayan en büyük orkestra şeflerinden biri olan Zubin Mehta’ya verilecek. Festivalin siparişi üzerine Alexander Raskatov’un bestelediği “Crying in the Wilderness” adlı yeni yapıtın dünya prömiyeri de gerçekleşecek. El Sistema’nın içinden yetişmiş yeteneklerden biri olan müzik direktörü Christian Vasquez’in yönetimindeki 240 kişilik Venezüella Teresa Carreno Gençlik Orkestrası da festival kapsamında sahnede olacak. Festival, Steven Isserlis, Isabelle van Keulen, Nelson Freire, Pepe Romero, Krzysztof Penderecki, Xavier de Maistre, Yuja Wang gibi isimlerle dünyanın önde gelen orkestralarından Sinfonia Varsovia’nın da aralarında bulunduğu 800’e yakın yerli ve yabancı sanatçıyı İstanbul’da ağırlayacak. Toplam 26 konserin yer aldığı festival programında, Polonya Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 600. yıldönümü nedeniyle de üç konser yer alıyor. (http://muzik.iksv.org/tr) Fazıl Say’dan eser Festival, 40. yılında gerçekleştirilen Mezopotamya Senfonisi’nin ardından Fazıl Say’la tekrar bir araya gelerek özel bir projeye imza atıyor. Fazıl Say, festivalin siparişi üzerine Sait Faik Abasıyanık’ın 60. ölüm yıldönümü nedeniyle özel bir eser hazırladı. Eserin dünya prömiyeri yazarın uzun yıllar yaşadığı Burgazada’nın meydanında gerçekleşecek. Özen Yula’nın yazdığı ve sahnelediği bir edebiyat müzik buluşması olan eserde, Demet Evgar, Songül Öden ve Esra Bezen Bilgin anlatıcı olarak yer alıyor. Sait Faik’in ölüm yıldönümünde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle