04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2014 CUMA 12 savcı Zekeriya Öz’e, Başbakan’ın “Kamu Başdenetçisi” Nihat Ömeroğlu’nu göndererek baskı yaptırdığı basına açıklandı. Sonrasında, sıra “yargıçların” şutlanmasına geldi. “Tarafsız, bağımsız” olması gereken “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)” delik deşik edildi. Demokratik, özgür bir ülkede “4Y” erkleri arasında bağımsızlık kuralının geçerli olması gereklidir. Bu kurala göre “yasama, yürütme, yargı, yayın” hiçbir biçimde birbirlerinin emrinde olamazlar. Şimdi AKP iktidarı, HSYK’yi partinin hukuk bürosuna çevirmeye çalışıyor. Dört bakanın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını öngören “fezlekeler” TBMM’ye geldi, ama iktidar 30 Mart yerel seçimlerinde oy yitirmemek için sonraya erteledi. Brüksel’den dönerken Başbakan gazetecilere “Şantaj devam ediyor! Kimin eli, kimin cebinde belli değil!” diyor. Bu sözleri ile Başbakan önemli bir itirafta bulunmuş olmuyor mu? “Şantaj” kime yapılır? “Suçundan” dolayı başkalarına “gebe kalanlara” yapılmaz mı? İnsanın aklına Bilal oğlandan dolayı mı gebe kalındığı sorusunu getiriyor... Başbakan bu açıklamasında gerçekten bir kez de olsa doğruyu söylüyor. 12 yıllık yönetiminde Türkiye’de “kimin kuşu kimin kafesinde kimin eli kimin eldiveninde” bilinmiyor. Bu ortamı kim yarattı? Feto efendinin sırtında iktidara geldikten sonra 17 Aralık’taki “kürtaj” bu nedenle yapılmadı mı? DIŞ HABERLER [email protected] Taraflar görüşme masasında ateşkes, yardım, geçiş yönetimi gibi başlıkları ele alacak Hallaç Hükümet! AKP iktidarı mayısta Gezi Parkı olaylarında hamile kaldı! 17 Aralık’ta “milat (doğum)” değil, Feto Efendi’den kaynaklanan gayri meşru “kürtaj” yaşandı. Adı “yolsuzluklara” karışan dört bakan görevden alındı. Aralarında AKP’nin güvendiği (!) bazı Emniyet müdürleri de dahil, birkaç bin polisin yerleri değiştirildi. Emniyet’te hallaççı, pamuk yerine polisleri atmayı sürdürüyor. “Emniyet’ten” sonra sıra Cenevre’de ilk perde DUYGU GÜVENÇ “cumhuriyet savcısı” unvanına sahip kişilere geldi. İzmir Liman İdaresi’nde yolsuzluğun ucu, bu kentten belediye başkanı adayı olması için bakanlık koltuğunu bırakan Binali Yıldırım’a da uzandı. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, İzmir liman yolsuzluk olayı için Başsavcı Hüseyin Baş’ı arayıp “soruşturma dosyasını kapatması talimatını” verdi. Savcı, tutanakla olayı kamuya açıkladıktan iki saat sonra Samsun’a atandı. İstanbul’da CENEVRE Suriye’de 3 yıl aradan sonra tarafların masaya oturmasıyla başlayan süreç, bugün BM’nin Cenevre binasında 2 ayrı odada devam edecek. Görüşmelerin ilk etapta 1 ay sürmesi planlanıyor. Haftalık görüşme turlarıyla sürecek görüşmelerde masada, ateşkes, yardım, cezaevlerinin boşaltılması ve geçiş yönetimi kurulması var. Müzakere dili Arapça olacak gerektiğinde İngilizceye geçilecek. BM Özel Temsilcisi Lahdar İbrahimi dün taraflarla ilk görüşmesini yaptı. Bugün ise iki ayrı odada görüşecek. Heyetler ilk etapta yüz yüze gelmeyecek. Cenevre Zirvesi’ndeki müzakerelerde öne çıkan başlıklar şöyle: Yardım: İnsani yardımın ulaştırılması öncelikli hedef. Özellikle havadan BM’nin farklı kurumlarına yardım izninin verilmesi hedefleniyor. Yardım için bir hava koridoru oluşturulması gündemde değil. Ateşkes: Muhalefet, Humus ve Şam çevresinde ateşkes isterken rejim Halep üzerinde duruyor. Ateşkes aşamasına hemen gelinmesi beklenmese de bu süreçte en büyük kaygı IŞİD gibi iki cephenin de dışında kalan gruplar. Humus halkı; gıda, tıbbi malzeme vb. sorunlarına dikkat çekmek için kampanya başlattı. Suriyeli küçük kızın elindeki sarı pankartta “300 çocuk iki yıldır okula gitmiyor” yazıyor. (Fotoğraflar: REUTERS) Cezaevlerinin boşaltılması: Muhalefetin gündeme getirdiği bu talep karşısında rejimin savunması, “hukuki gerekçeler.” Hapisteki birçok ismin de zaten öldüğü ancak yerini yenilerinin aldığına işaret edildi. Geçiş yönetimi kurulması: Rejim müzakereler boyunca bu başlıktan kaçınacak, muhalefet ise sürekli olarak bunu gündeme getirecek. Müzakere sürecinde muhalefet Kıbrıs sürecinde deneyimli olan Türk diplomatlardan da taktik aldı. Bunların başında ne olursa olsun masadan kalkılmaması yer alıyor. Bir Türk diplomat, “İki tarafın da Suriyeli olması bir avantaj” dedi. Heyetlerde kadınların yer alması özellikle istendi. Muhalefetteki üç kadın müzakereci Hollanda tarafından eğitildi. Rejimin heyetinde ise iki kadın yer alıyor. Erkeklerin eğitiminde ise Almanya, Türkiye, İsviçre ve ABD rol aldı. bir gücün içinde ABD askerlerinin yer almayacağını açıkladı. Öte yandan dün Cenevre’deki görüşmeleri değerlendiren ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, pek çok ülkenin bir anlaşma sağlanması halinde Suriye’ye barış gücü göndermeyi önerdiğini söyledi. Kerry, böyle gücü önerildi Kerry: Barış Bu arada Cenevre2 konferansı öncesinde işkence ve vahşet fotoğraflarının yayımlanmasının ardından konferans sürerken yeni fotoğraflar yayınlandı. Fotoğraflar, Montrö’de Suriyeli muhaliflerin düzenlediği basın toplantısında dağıtıldı. Yeni fotoğraflar Ruhani: Suriye’de tek çözüm seçim Dış Haberler Servisi Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu toplantılarının yıldızı haline gelen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye’deki krizin ancak seçimlerle çözülebileceğini söyleyerek, Batılı ülkeleri çözüm dayatmama konusunda uyardı. Suriye halkına kendi kaderini belirleme hakkının verilmesi gerektiğini belirten Ruhani, “En iyi çözüm adil ve özgür seçimlerdir. Dışardan hiç kimse ya da hiçbir güç Suriye halkı yerine karar veremez” diye konuştu. On yıldır Davos’a giden ilk İran lideri olan Ruhani, Suriye’de yaklaşık üç yıldır yaşananları “büyük çöküş” diye niteleyerek, bu ülkedeki yabancı “teröristlerin” kendileri için büyük endişe kaynağı olduğunu vurguladı. İran Cumhurbaşkanı, “Milyonlarca masum insan öldürüldü, sakat ya da evsiz kaldı. Hepimiz teröristleri Suriye’den çıkarmak için birlikte çalışmalı ve teröristleri destekleyen ülkelere, bunun çıkarlarına olmadığını, bundan sonra sıranın onlara geleceğini anlatmalıyız” dedi. Ruhani, 30 yılı aşkın süredir kapalı olan ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’nin yeniden açılabileceği sinyalini de verdi. SURİYE MUHALEFETİ: İran Cumhurbaşkanı Davos’un yıldızı (Fotoğraf: REUTERS) Masadan kalkmayacağız DUYGU GÜVENÇ Kendisi Anlatabildi mi? Başbakan, Ankara’da Türk büyükelçilerinden, 17 Aralık’taki “bu en ahlaksız darbe girişimini” görev yaptıkları ülkelerde yabancılara iyice anlatmalarını istedi. Büyükelçiler, bu isteği, “Mission Impossible (Görevimiz Tehlike)” adlı Amerikan TV dizisinin adıyla yorumladılar! Her gün yabancı basın Türkiye’de olup bitenleri, AKP iktidarının yolsuzluklarını, demokrasinin dışında diktaya yürüyüşünün haberlerini veriyor. Bu haberler karşısında yabancılar kendi gazetelerine mi yoksa Türk elçilerine mi inanacak?.. Yabancı ülkelerin yöneticilerine gelince, onlar da bırakın kendi basınlarında çıkan haberleri, Ankara’daki kendi diplomatlarının gönderdikleri “açıkgizli” raporları dikkate almıyorlar mı? Ankara’daki yabancı diplomatlar, “Gezi Parkı” ve “17 Aralık” olayları ile Türkiye’de “fazla mesai” yapmaktan yakınıyorlar. Basın bürolarının Türk gazetelerinde çıkan haberlerin kendi dillerine çevrilmesi günlerinin önemli zamanını alıyor. Haberleri değerlendirip başkentlerine günlük, haftalık raporlar sunuyorlar. Türk basınındaki haberleri bir yana bırakıp, bu konuda yabancı basından bazı örnekler verelim: 7 Ocak İngiliz Independent gazetesi: “ABD’de yaşayan cemaatçi Fethullah Gülen’in görevden aldırttığı kıdemli subaylardan sonra, Erdoğan hükümeti yolsuzluk olayları nedeniyle yüzlerce polisi tasfiye etti!” 8 Ocak Amerikan Nev York Times gazetesi: “Yolsuzluk soruşturmasında Türk polisindeki tasfiye genişliyor!” 9 Ocak Alman Der Spiegel dergisi: “Yolsuzluk skandalı Türk liderini tehdit ediyor!” 9 Ocak İngiliz The Times gazetesinin başyazısında Erdoğan eleştiriliyor, “Türkiye’nin bir Putin’e gereksinimi yok” deniliyor. 11 Ocak Nev York Times gazetesi: “Oğlunun da adının karıştığı yolsuzluklar soruşturması altındaki Erdoğan hükümeti medya üzerindeki gücünü yitiriyor!” 17 Ocak The Economist: “İçindeki düşmanının kökünü kuruturken Türkiye’nin AB üyeliği şansını tehlikeye atıyor!” Ankara’daki diplomatlarından aldıkları raporlardan sonra yabancı yöneticilerin tepkileri nasıl? 10 Ocak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, “Erdoğan’ı demokrasiye saygı gösteren bir lider olarak görüyor musunuz” sorusuna yanıtı: “Onun eylemlerindeki endişelerimizi dile getiriyoruz. Hiç kimsenin hukukun üstünde olmadığını ve kamusal kişilere karşı suçlamaların tarafsızca soruşturulup adaletin, saydamlığın en yüksek standartlarını karşılayan bir hukuk sistemine yönelik arzumuzu net biçimde dile getirmeyi sürdürüyoruz!” 12 Ocak ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Türk bakan Ahmet Davutoğlu’na: “Türkiye’nin içişlerine karışmaya niyetimiz yok. Hukukun üstünlüğüne ilişkin görüştük!” 13 Ocak AB Sözcüsü Peter Stano: “Gelişmeleri Türkiye’nin katılımına uygunluğu açısından ve HSYK yasa taslağının bağımsız kalmasını sağlama açısından inceliyoruz!” Büyükelçilere görev veren Erdoğan, Brüksel’de Avrupa Birliği (AB) yöneticileri ile görüştü. Türkiye’nin katılımına ilişkin gelişmeler yerine HSYK gündem oluşturdu. 21 Ocak AB Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un Başbakan’la görüşmesinden sonra bir soruya yanıtı: “Hukukun üstünlüğü önemli. Erklerin ayrılığı (4Y) ilkesine saygı gösterilmeli, yargının bağımsızlığı tartışmasız korunmalı!” AB Konseyi Başkanı Herrman Von Rompuy: “Türkiye, yargının ayrımcılık ya da seçkilerinden bağımsız eylemlerini, saydam, tarafsız olarak güvence altına almalıdır!” Başbakan yabancıları ikna edemezse bu sorumluluğu büyükelçiler nasıl yerine getirebilirler ki!.. İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısına katılan Ruhani, İsviçre devlet televizyonu RTS’ye verdiği mülakatta, ABD elçiliğinin açılıp açılmayacağı sorusunu “İmkânsız değil. Amerika’nın eylemleri olumlu olursa cevabımız olumlu olacaktır” diye yanıtladı. Bu arada, diplomatların on yıllardır başaramadığını Zürih Havaalanı trafik kontrol görevlileri başardı. Ruhani ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ’nun uçakları yan yana park edilince, iki ülke yetkilileri de yan yana geldi. İki lider Davos’a geçmek üzere helikopterlere binerken iki ülke heyetleri ve gazeteciler birbirlerinin fotoğraflarını çekti. Havaalanı bir araya getirdi HÜKÜMETE 24 SAAT SÜRE VERDİLER (Fotoğraf: REUTERS) DENİZ BERKTAY KİEV Ukrayna’nın başkenti Kiev’de radikal gruplarla polis arasında çatışmalar sürerken muhalefetin liderleri, önceki gece Bağımsızlık Meydanı’nda düzenlenen geniş katılımlı mitingde, iktidara 24 saatlik ültimatom sunduklarını açıkladı. Ukrayna yönetimi, sorunu müzakerelerle çözmek istediğini açıklarken Batılı ülkelerden Kiev yönetimine tepkiler giderek sertleşiyor. Parlamentoda iktidar milletvekilleri tarafından kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç tarafından onaylanan, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını kolaylaştıran ve toplantı hürriyetini kısıtlayan yasa tasarıları, protestoların şiddetlenmesine neden olmuştu. Kiev’in merkezinde radikal gruplar polis noktalarına saldırılar düzenlerken milliyetçi eğilimlerin ve Rusya karşıtlığının yoğun olduğu Batı Ukrayna’daki Rovno ve Lvov kent lerinde valilik binaları göstericilerin işgaline uğradı. Kiev’e ziyarette bulunan Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile görüşen Yanukoviç, söylenZevahiri’den cihatçılara: Birleşin tilerin aksine olağanüstü hal ilan etmeyeceklerini n Dış Haberler Servisi El Kaide lideri söyledi. Yanukoviç soEyman el Zevahiri, Suriye’deki radikal runun bir taraftan kendiİslamcı gruplara aralarındaki çatışmalara si ve muhalefet liderleri “derhal” son vermeleri çağrısı yaptı. arasındaki müzakerelerZevahiri, “Müslümanların kalpleri, İslam le, diğer taraftansa parlaiçin cihat edenler arasında yayılan çatışmalar mento zemininde çözülyüzünden kan ağlıyor” dedi.. mesi gerektiğini belirtti. CENEVRE Suriye muhalefeti, Suriye sorununa çözüm amacıyla tarafların 3 yıl aradan sonra oturduğu masadan sonuna kadar kalkmamakta kararlı olduğunu açıkladı. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu’nun (SMDK) müzakere heyetinde yer alan Siyasi Komite üyesi Hadi el Bahra, “Cenevre1 temelinde sonuna kadar masada kalacağız” dedi. El Bahra, kritik müzakereler öncesinde Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı: Cenevre’de ne kadar kalmayı planlıyorsunuz? Ne kadar sürerse o kadar, rejim Cenevre 1’i tam olarak kabul edene kadar. Suriye Dışişleri Bakanı Muallim bir çağrıda bulundu ve “Burada oturmamıza yardım edin” dedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunu not ettik ama konuşmasında Cenevre1’e atıfta bulunmadı. Bu çok kötü bir işaret ve bizim büyük şüphemizi doğruluyor. Şüphemiz de şu: Rejim burada Cenevre1’e referansta bulunmuyor. O zaman niye buradasınız? Buradayız çünkü bizim insanlarımıza karşı bir so rumluluğumuz var. Ve Suriye’de çözüm ancak siya si yöntemle mümkün. Bu siyasi çözümün tek yolu Cenevre1. Suriye halkının temsilcileri olarak buraya gelmemiz ve görüşmemiz bizim görevimiz. Suriye halkının maruz kaldığı baskı ve mahrumiyeti yok etmek için buradayız. Eğer rejim Cenevre1’i kabul etmeye hazırsa ve bizimle Cenevre 1 temelinde müzakereye hazırsa o zaman ilerleme kaydedebiliriz. Yani rejim terk edene kadar, sonuna kadar masayı terk etmeyecek misiniz? Evet. Rejim Cenevre 1 çerçevesinde burada olduğu müddetçe biz masayı terk etmeyeceğiz. Eğer rejim ‘Cenevre 1 beni bağlamaz’ derse konuşacak bir şeyimiz yoktur. Lavrov, “Suriye’de laik bir devlet olacak” dedi. Laik mi olacak? Bizim tek bir referans noktamız var. O da Cenevre 1. Cenevre 1’in ruhu geçiş hükümetinin tüm yetkiyle oluşturulması, tüm devlet kurumlarıyla ki buna ordu ve güvenlik güçleri dahil tüm tarafların isteğiyle. Bize göre Suriye için en iyi seçenek tüm halkının eşit olduğu demokratik bir devlet.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle