Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 OCAK 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ve yılgın Uğur, anlat bana!” Şeyhlerin, vurguncuların, soyguncuların ülkesi olduk Uğur... Ölümler gördük, acılar, hüzünler... Gözyaşlarımızı kimse görmedi... Zindanlar doldu Uğur, El Kaide, El Nusra sınırımıza yerleşti, kamplar kurdu, askeri eğitim aldı. Laik demokratik Cumhuriyette, aydınlanma devriminin kazanımlarından geriye ne kaldı? Tepeden tırnağa şaibeli devlet, yargı, polis, muhalefet, cemaat... Milyonlarca yoksul insan, din bezirgânları, siyasal İslam tezgâhı... Düzmece belgeler, bilgiler, tapeler... Yaftalama, karalama, ezme! Emekçileri ezerek, yoksullara nohut, mercimek dağıtarak, 12 yıldır haramileri kollayarak... Vurguna, soyguna göz yumarak... Telefonları dinleyerek, belden aşağı vurarak... İnançları sömürerek, ayrımcılık yaparak... Ayakta duranlar... Anlat bana arkadaşım Uğur Mumcu anlat... Sen ne diyorsun? HHH Yaşamın boyunca, soyguncuların, talancıların gerçek yüzünü gösterdin... Terörün arkasındaki gerçekleri araştırdın... Başta Abdi İpekçi olmak üzere pek çok cinayetin perde arkasını, iç ve dış güçleri araştırdın... Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Musa Anter, Vedat Aydın’ı öldüren “derin devlet”in peşindeydin. Sen öldürüldükten sonra da pek çok katliam, cinayet işlendi... Hrant Dink, Malatya Zirve Yayınevi, Gaffar Okkan, Hablemitoğlu... Daha pek çok ad, asit kuyuları... Bugün emperyalistler, bölgede acımasız bir oyun oynuyor, Büyük Ortadoğu Projesi hayata geçiyor, köktendinci BağdatŞam eksenli bir din devleti kurulmak isteniyor... Kuvayı Milliye ruhuyla, şoven milliyetçiliği birbirine karıştıran bir siyasal hareket din bezirgânlarının işine yarıyor... Sen, Kuvayı Milliye ruhuyla yaşayan bir yurtsever ve devrimciydin! Şoven milliyetçiliğin her türlü güç tarafından nasıl kullanıldığını bilirdin sen! Hayatın boyunca mücadeleyi bu yurtsever ve devrimci ruhla yürüttün! Ne din, ne dil, ne ırk, ne de mezhep ve inanç ayrımcılığı yaptın... Şimdi bizler 21 yıl önceki Türkiye’yi arar duruma düştük... Koç’tan Suriye fotoğraflarını yayımlayan hukuk bürosuyla ilgili çarpıcı açıklama ‘Erdoğan müşterisi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Suriye’deki işkence fotoğraflarını dünyaya duyuran Katar kaynaklı ve Londra Merkezli “Curter Ruck” adlı hukuk bürosunun müşterileri arasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da olduğunu açıkladı. Koç, “Katliamlar kim tarafından yapılırsa yapılsın kuşkusuz kınıyoruz. Ama bir şeyler nasıl tezgâhlanıyor bazı görüşmeler öncesinde ve siyasete nasıl taşınıyor, nasıl, neler, ne şekilde mahkum ediliyor; bunların bağlantıları da oldukça ilginç ilişkiler karşımıza çıkarıyor” dedi. Koç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında önceki günkü CHP MYK toplantısı hakkında bilgi verdi. Parti yönetimi olarak Suriye’de yaşanan gelişmeler ve Suriye yönetimi tarafından yapıldığı belirtilen işkence fotoğraflarının da değerlendirildiğini ifade eden Koç, bu görüntülerin insanlığın “kanını dondurduğunu” söyledi. Suriye’de, hiç kimsenin kazanamayacağı bir savaşın sürdüğünü belirten Koç, “Türkiye hükümeti herkesin kaybedeceği bir savaşın en günahkâr ortaklarından bir tanesi” değerlendirmesini yaptı. Irak savaşında dünya kamuoyunun sahte TBMM’de düzenlediği basın toplantısında önceki günkü CHP MYK toplantısı hakkında bilgi veren Koç, Suriye’deki şiddetin ortağının AKP hükümeti olduğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) Uğur Mumcu’ya Mektup... Uğur Mumcu’yu yitireli bugün 21 yıl oldu... Yıllar ne çabuk geçti! Yazı masamın başına oturmuş, ne yazacağımı düşünüyorum... Düşünürken şu soru geliyor aklıma: “İnsanlığın özlemi nedir?” Daha aydınlık, daha güzel bir düzene doğru yürümek. Uğur, yaşamı boyunca bunun için çabaladı, devrimci kişiliğiyle gerçekleri aydınlatmak için uğraş verdi. Pusulası o aydınlığı gösterdi hep! 2005 yılında bir yazıda, din pazarlamacılarını, Türkiye’de “devlet içinde devletin” nasıl oluştuğunu, tarikatların yargıda, poliste, eğitimde nasıl örgütlendiklerini yazmışım... (25 Ocak 2005) 1995 yılında Pakistan kökenli İngiliz yurttaşı Asaf Hüseyin’in İstanbul’a gelişini ve yaptığı konuşmaları... Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Asaf’ı Türkiye’ye “İstanbul Organizasyon” adlı bir şirket getirmişti. Kitapları Türkiye’de iki yayınevi tarafından yayımlanan Asaf Hüseyin, Londra Kraliyet Uluslararası İlişkiler Üniversitesi’nde sosyolog olarak görev yapıyor, köktendinci örgütler üzerine araştırmalar yapıyordu. HHH Uğur Mumcu öldürüleli iki yıl olmuştu... Asaf, konuşmalarında şöyle demişti: “İslamiyetin terörizmle bir ilişkisi olamaz. Ancak zulme karşı tarih yazarken kan dökülebilir. İslamı diriltmek için kan dökülmek gerekirse dökülebilir...” Şimdi düşünüyorum Suriye, Pakistan, Afganistan, Irak’ta yaşananları... Kelle avcılarını, insanların kılıçla kafasını koparıp, ciğerlerini söküp yiyenleri... Asaf’ı merak etmiştim, kimdir bu kişi, diye... Londra Kraliyet Akademisi’ni arayıp sormuştum... Öyle bir kişi yoktu ve Londra’da kendisini tanıyan da yoktu... 9 yıl önce yazdığım “Uğur’a Mektup” başlıklı yazımda şöyle seslenmiştim: “Türkiye nereye gidiyor anlat bana... Anlat bana seni uğurlayan kalabalıklar ne yapıyor 12 yıl sonra?” Bugün de aynı şeyi söylüyorum: “Ankara’da 21 yıl önce seni son yolculuğuna uğurlayan milyonlar, bugün niye suskun tup gönderildiğine dair, işte bu fotoğrafları çıkaran CarterRuck firmasının sayfasında, avukat Cameron Doley’in kısa bir açıklaması bulunuyor. Gazete, 2011’de ‘yanlış bilgilendirildik’ diye bir açıklama yapıyor. Bakıyorsunuz bu büroya kimler müşteri olarak başvurmuşlar? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yasin el Kadı, Yusuf el Karadavi ve El Kaide ile bağlantılı başka kişiler” Koç, Adana ve Hatay’da “devlet TIR’ları”nın ortaya çıktığını belirterek “Acaba MİT Müsteşarlığı’nda bir isim değişikliğine mi gidildi? TIR Müsteşarlığı mı oldu burası? MİT Müsteşarlığı mı, TIR Müsteşarlığı mı?” dedi. Koç, istifa eden dört bakanın fezlekelerinin TBMM gündemine gelmemesini eleştirirken milletvekilleri ile bakanların fezleke işlemlerinin farklı olduğuna işaret etti. Koç, “Fezlekeyi 30 Mart öncesi getirseler, fezlekenin içi dökülecek ortaya. Örtülmeye çalışılanlar tekrar didiklenecek. Çok manidar bir zamanlama. Zamanlaması mı var kardeşim? Hırsızlığın, ahlaksızlığın zamanlaması, manidarlığı, manidarsızlığı olur mu?” dedi. TIR Müsteşarlığı belge ve bilgilerle savaşa ikna edildiğini anımsatan Koç, “AKP hükümeti, Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Suriye’deki şiddetin ortağı ve baş aktörlerindendir” dedi. Haluk Koç, basın toplantısında Suriye’deki işkence fotoğraflarını yayımlayan İngiltere merkezli hukuk firması ile ilgili de bilinmeyen bir gerçeği ilk kez açıkladı. Suriye’deki işkence fotoğraflarının “Sezar” kod adlı bir kişi tarafından, Katar kaynaklı Londra’daki bir hukuk bürosu tarafından dünyaya duyurulduğuna dikkat çeken Koç, “Bu hukuk bürosu ile, ‘CarterRuck’ firmasıyla, Sayın Başbakan’ın bir ilişkisi var mı acaba? Sayın Başbakan Londra merkezli bu hukuk bürosu ile daha önce bir alışverişe girdi mi? Müşterihukuk bürosu bağlamında...” sorularını yöneltti. Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “15 Eylül 2010’da İngiltere’de The Daily Telegraph gazetesinde bir haber çıkıyor; ‘İran AKP’ye 25 milyon dolar verdi’ diye. Başbakan Türkiye’den çok sert cevaplar veriyor. Erdoğan adına haberin kaldırılması ve özür dilenmesi için bu gazetenin editörüne bir mek Eleştiri üzerine Koç sözcülüğü bıraktı, Kılıçdaroğlu ikna etti CHP’de istifa krizi AYŞE SAYIN Kılıçdaroğlu, Konya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bazı fabrikalara ziyarette bulundu ve işçilerle yemek yedi. ANKARA CHP’nin önceki günkü MYK toplantısında yaşanan “sözcülük” tartışması nedeniyle “istifa krizi” yaşandığı ortaya çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun, “Parti sözcülüğünde yetersiz kalıyoruz” eleştirisine, parti sözcülüğü görevini üstlenen Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç istifasını vererek tepki gösterdi. Kriz, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun devreye girerek Haluk Koç’u ikna etmesiyle önlendi. CHP’nin önceki gün Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında yapılan toplantısına iki genel başkan yardımcısı arasında yaşanan tartışma damgasını vurdu. Edinilen bilgiye göre toplantıda alınan kararlar tartışılırken, bazı konularda Parti Sözcüsü Haluk Koç’un açıklama yapması kararlaştırıldı. Ancak bu sırada Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Parti sözcülüğünde yetersiz kalıyoruz. Daha etkin sesimizi duyurmalıyız. Onun için parti sözcüsü sayısını 3’e çıkaralım” önerisinde bulundu. Bu sözlere tepki gösteren Parti Sözcüsü Haluk Koç, “Bu, benim görevimi yerine getiremediğim anlamına geliyor. O halde ben istifa ediyorum” diyerek toplantıyı terk etti. Haluk Koç, istifa dilekçesini de hazırlayıp, genel başkanlık makamına iletti. Bazı MYK üyelerinin istifadan vazgeçirmeye çalıştığı Koç, kararından geri adım atmayınca, kısa süren MYK toplantısından hemen sonra genel merkez dışındaki programına katılmak zorunda kalan CHP lideri Kılıçdaroğlu devreye girdi. Kılıçdaroğlu akşam görüştüğü Koç’u istifadan vazgeçmeye ikna ederek krizi çözdü. Kılıçdaroğlu’nun istifasını işleme koymadığı Koç, krizin çözülmesi üzerine dün TBMM’de MYK toplantısıyla ilgili basın toplantısı yaptı. ‘Şantajı açıkla’ ‘AB yetkililerinin endişeleri var’ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 17 Aralık operasyonuyla ilgili AB yetkililerinin ikna edildiği yönündeki açıklamaları üzerine Kılıçdaroğlu, “İkna olup olmadığını AB yetkilileri açıklar arkadaşlar. ‘Ben orayı ikna ettim’. Ama onların hiç sesi çıkmıyor. AB’nin de endişeleri var. HSYK düzenlemesiyle ilgili endişeleri var. Hiçbir yargıç, siyasi baskı altında olmamalıdır. Savunduğumuz nokta bu. Bana bir tane demokratik ülke gösterin ki; adalet bakanlığı müsteşarı bir yolsuzluk dosyasının kapatılmasıyla ilgili başsavcıya böyle bir talimat versin. Bunlar doğru değil. Biz çağdaş uygarlığın bir parçası olmak istiyoruz” dedi. BARIŞ YAMAN KONYA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cemaatin kendilerine şantaj yaptığı yönündeki açıklamalarını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Şantaj yaptı demek yetmiyor, neyi yaptıysa açıklasın” dedi. Kılıçdaroğlu, Konya’da, Birlik Parkı’nda partililerce karşılandı. Daha sonra Konya Sanayi Odası’na (KSO) geçen Kılıçdaroğlu, KSO Başkanı Memiş Kütükcü’yü makamında ziyaret etti. Anayasa değişikliği teklifine sıcak baktıklarını, ancak iktidarın “başkanlık sistemi” teklifi nedeniyle görüşmelerin tıkandığını belirten Kılıçdaroğlu, “12 Eylül darbe hukukunu değiştirmezseniz anayasayı değiştirseniz de bir şey olmaz, darbe hukukunu değiştirmeniz lazım. Bu demokrasi üçüncü sınıf demokrasidir, biz bunu kabul etmiyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, gazetecilerin “Sayın Başbakan’ın cemaatin şantaj yaptığına dair açıklamaları var. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?”sorusuna, “Şantaj yaptı demek yetmiyor, neyi yaptıysa açıklasın. Bakın hükümet diyor ki; ‘bize darbe yapıldı’. Her türlü darbeye karşıyız. Hükümete bir darbe yapılıyorsa gelip bize söylesinler, ‘şu darbe yapıldı’. Emin olun önce ben itiraz edeceğim.Siyaset kurumuna birisinin vesayet kurmasını istemeyiz. O ayrı bir şey. Hiçbir siyasi iktidar, hiçbir siyasal parti, hiçbir siyasal organ, hiçbir kurum şantaja boyun eğmemeli, onu da söyleyeyim. Şantaj olmaz, doğru olmaz” diye konuştu. Suriye’de Esad rejiminin tutuklulara yaptığı işkencelere ve işkenceden ölümlere dair fotoğrafların anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Vahşeti kim yaparsa yapsın, Esad mı yapıyor, karşı taraf mı yapıyor, hepsini şiddetle kınıyoruz. Suriye’de kan akmasını istemiyoruz. Suriye’nin içişlerine Türkiye’nin müdahale etmesini istemiyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a çağrıda bulundu ‘Vahşeti kınıyoruz’ Erdoğan ve kızının yeni ses kaydı çıktı Haber Merkezi Türkiye’yi sarsan Büyük Rüşvet Operasyonu’yla birlikte ortaya dökülen telefon konuşmalarına bir yenisi daha eklendi. Bu kez internet ortamına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile kızı Sümeyye Erdoğan’ın telefon konuşmaları düştü. Dinlemeye takılan telefon konuşmalarında Başbakan Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan’ın yolsuzluk soruşturmasının ikinci dalgasında hakkında yakalama kararı çıkarılan Mustafa Latif Topbaş’la yapıldığı iddia edilen iki görüşme yer alıyor. Konuşmaların içeriğinde ise İzmir Urla ilçesi Zeytineli köyündeki deniz koyunda Topbaş’ın inşa ettiği villalardan Erdoğan ailesine verildiği iddia edilen 2 villaya dair ifadeler geçiyor. Erdoğan’ın Brüksel’de ‘minibarlı yurtları’ anlattığı cümleye makas AA’dan Başbakan’a sansür MAHMUT LICALI ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’deki temasları kapsamında gerçekleştirdiği bir toplantıda öğrenci yurtlarından bahsederken “Bu yurtlar (...) her odada 3 karyola, tuvaleti banyosu içinde, minibarı içinde, çalışma masaları içerisinde” diye yaptığı konuşma Anadolu Ajansı (AA) tarafından sansürlendi. AA’nın servis ettiği haberde Erdoğan’ın “minibarı içerisinde” diye ifadesiyle anlattığı öğrenci yurtlarına ilişkin bölüme hiç yer verilmemesi dikkat çekti. Erdoğan’ın Brüksel’deki temasları kapsamında 21 Ocak’ta katıldığı “Belçika’ya İşgücü Göçünün 50. Yıldönümü Sempozyumu” adlı etkinlikte yaptığı açılış konuşmasında öğrenci yurtlarıyla ilgili gelişmelerden bahsederken “öğrenci yurtlarında minibar” olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, konuşmasında “Bu yurtlar; koğuş sistemi değil, ranza sistemi değil, karyola sistemi ile her odada 3 karyola, tuvaleti banyosu içinde, minibarı içinde, çalışma masaları içerisinde...” ifadelerini kullandı. AA, Erdoğan’ın sempozyum açılışındaki konuşmalarını abonelerine 3 parça halinde toplam 16 bin karakter uzunluğunda servis ederken Başbakan’ın konuşmasındaki minibar ifadesinin kullanıldığı öğrenci yurtlarına ilişkin bölüme yer vermedi. Başbakan Erdoğan’ın minibarlı konuşmasının sansürlenmesi TBMM gündemine de taşındı. CHP Milletvekili Turgut Dibek, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Dibek, “Başbakan’ın ağzından çıkan her sözü yazan Anadolu Ajansı, Başbakan’ın minibar sözünü sansürlemiştir” görüşünü bildirdi. Dibek, AA’nın Erdoğan’ın açıklamalarını neden sansürlediğini sordu. Dibek, Erdoğan’a, “Minibar kelimesinin anlamı nedir? Başbakan’ın söz ettiği yurt odalarındaki minibar nasıl bir minibardır?” sorularını yöneltti. Minibar nasıl bir şey? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Ge zi eylemleri ve 17 Aralık yolsuz luk operasyonunu “dış mihraklara” bağlayan sözlerine Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mus tafa Kamalak’tan sert karşılık gel di. Düzenlediği basın toplantısın da, hükümetin yolsuzluklar kar şısındaki tavrını ve AKPcemaat kavgasını değerlendiren Kamalak, “Dış mihrak dış mihrak diyo rlar. Dış mihrakın en somut örneği AKP’nin kurulmasıdır” dedi. Ka malak, Suriye’ye giden TIR’ların arattırılmamasıyla ilgili olarak da “Dünyanın dört bir tarafından dep remler oldu. MİT’in oralara yard ım sevk ettiğini gördünüz mü? Hem Türkiye’nin yardım kuruluşu Kızı lay mı, MİT’mi” diye sordu. ‘Dış mihrak varsa somut örneği AKP’ ‘Bilal Erdoğan’la Savcı Bingöl: ilgili çağrı yok’ Sindiremiyorum İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, “Müvekkilim sabit ikamet sahibi olup, savcılık makamlarınca yapılacak bir bildirim üzerine ifadeye gitmek için hazır olduğumuzu kamuoyuna arz ederiz” dedi. Özel, ikinci dalga yolsuzluk soruşturması kapsamında müvekkili hakkında ellerine ulaşan herhangi bir çağrı kâğıdı bulunmadığını bildirdi. Bu dosya veya başka bir dosyadan müvekkili hakkında gözaltı ya da yakalama kararı da olmadığını belirten Özel, “Müvekkilim hakkındaki haberler, hukuki temele sahip olmayıp tamamen siyasi amaç güden açıklamalardır” dedi. KAYSERİ / ANKARA (Cumhuriyet) Kayseri Barosu’ndan 40 avukat, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Sakarya’ya atanan Başsavcı Bülent Bingöl’e veda ziyaretinde bulurdu. Bingöl, “Birileri, ‘Sadece bizim savcımız olacaksın’ dedi. Biz kabul etmeyiz dedik” dedi. Bingöl, atamaların içine sinmediğini söyledi. Öte yandan, HSYK tarafından Gebze’ye düz savcı olarak atanan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen’in yaptığı itiraz reddedildi. Seçen’in itirazını görüşen HSYK 1. Dairesi 4’e karşı 3 oyla ret kararı aldı. Seçen’in söz konusu kararın genel kurulda değerlendirilmesi için yeniden itiraz edeceği öğrenildi.