15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP, hazırladığı raporla Gezi Parkı Direnişi’nin fotoğrafını çekti, yaşanan ihlalleri sıraladı 7 ‘Yaşam hakkı ihlali’ AYŞE SAYIN Laf Lafı Açıyor Vergisiz devlet olur mu? Olmaz diyorlar. Olmaz herhalde. Bilmem ki, belki de olur. Örneğin insanlar gelirlerinin ve zamanlarının bir kısmını öncelikle yaşadıkları yerler, sonra birlikte yaşadıkları diğer komşuları için harcamayı kabul edebilirler. Bizim şu Gezicilerin dediği gibi, “bağzı” şeyleri de kabul etmeyebilirler. Askeri harcamaların bu kadar yüksek olmasını istemeyebilirler. Olur olmaz orman kesilip köprü yapılmasını, yolların yolsuzluğa dönüşmesini hoş görmeyebilirler falan... Ama olmuyor işte; devlet diye bir şey var. HHH Yine de ben şu vergiler meselesine kafayı takmış durumdayım. Çünkü arttıkça artıyor. Olmasa olmaz mı? Yanıt kesin ve bir kerelik. Olmaz. Üstelik vergi kaçırmak büyük suç. Biz böyle bir suç işlemeyelim diye devlet zaten önlemini almış. Vergiyi keserken bize sormuyor. Baştan ücretimizden, maaşımızdan kesiyor ki, vergi kaçırmak gibi bize ayıp bir suçu işlemeyelim. İşlemiyoruz. Vergi kaçırma suçunu işleyenlerin memlekete, memleket ekonomisine katkıları ise çok “büyük” oluyor, kaçırdıkları kısmın lafı bile olmaz. Bu “büyüme” dedikleri sihirli laftan kaynaklanan bir durumdur. Kim büyüyor? Memleket ekonomisi. Kim büyütüyor? Onlar; vergilerini kendileri tayin edenler. Bizim, yani vergileri baştan ödettirilenlerin “büyümeye katkımız” ve “büyümeden aldığımız” tek tek ele alınırsak devede kulak bile değildir. Tek tek ele alınmamız gereklidir zaten. Topluca ele alındığımızda durum karışıyor ve bizim topluca bir araya gelmemiz de hoş bir şey değildir. Tom Amca değil, TOMA geliyor o zaman. HHH Her kim yaptıysa şu kimyasal silah kullanımını bir vur kaç operasyonuyla cezalandırmak için üç vakte kadar Suriye’ye saldıracak olan Obama’nın ülkesinde de eskiden, çok eskiden bu vergi meselesi çok önemli bir meseleydi. Daha Obama doğmadan yıllar yıllar önce bu Amerika, şimdi küçük oğlu gibi olan Britanya Krallığı’nın kolonisiydi. (Şimdi bütün sömürgelerini, kolonilerini yitirip bir adaya sığıştığı için biz bu Britanya Krallığı’na kolaylık olsun diye İngiltere diyoruz.) O yıllarda Amerika daha devlet olmamış, yani vergi toplamayı, vergileri bir merkezden harcamayı falan bilmiyor; koloniler birbirini yemekte, ama Britanya Krallığı da bindirdikçe bindiriyor. Bindiriyor çünkü bu üzerinde güneş batmayan krallığın masrafı çok. Bütün kolonileri neyle zapturapt altına alacaksın, asker beslemek, silahlandırmak, dünyanın dört bir yanında “pıt” diyene “höt” demek para ister. Kraliyet hükümeti de Amerika’daki her biri ayrı telden çalan kolonilerine şeker vergisi, pul vergisi, oradaki kraliyet askerlerinin bakımı beslenmesi için kışla vergisi ve daha aklınıza ne gelirse, koydukça koyuyor. HHH Bazen küçük bir olay işleri karıştırıverir. Vergiler can sıkınca kral da geri adım atmak zorunda kalmış. Çay vergisi dışındaki vergileri bir süreliğine iptal etmiş. Ama olmayınca olmuyor işte. Ünlü West India Company’nin çay taşıyan gemisini yerli kılığına girmiş eylemciler talan edip çayları denize dökünce çok kızan III. George da Amerika’ya şaka gibi birini General Gage’ı göndermiş. “Git hallet şu işi” demiş. Bir de “Intolerans Act Hoşgörmezlik Yasası” çıkarıp eline tutuşturmuş. Koloniciler de hoş görmemişler tabii. Uzatmayalım, bu vergi meselesi uzadı gitti. Sonunda Bizim Teks ve arkadaşları bir yandan yerlileri, Kızılderilileri hallederken bir yandan da kırmızı ceketlileri kovmayı başarmışlar. Chris Herman’ın “Halkların Dünya Tarihi” kitabında (Yordam Kitap) yazdığına göre, George’un askerleri Amerika’yı terk ederken bando, “Dünya altüst oldu” melodisini çalıyormuş. Ne diye bu kadar uzattım lafı? Bu vergi meselesi aklıma takıldığı için bir; “şu koskoca Britanya İmparatorluğu’nun inadı nelere yol açmış bak” diye içimden “bağzı” şeyler geçtiği için iki. Laf lafı açıyor işte. Gökkuşağı eylemleri Öğrenciler boyadı belediye sildi Haber Merkezi Edirne Belediye Başkanlığı Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne bağlı 10 kişilik bir ekip, Sarıcapaşa Mahallesi Cami Sokak üzerindeki devlet hastanesine çıkan beton merdivenleri gökkuşağı rengine boyadı. Ancak üniversitelilerin Saraçlar Caddesi’ndeki kaldırımı boyama girişimine izin verilmedi. Edirne Belediyesi’ne bağlı temizlik işler müdürlüğü ekipleri tiner ve suyla boyalı alanı temizledi. İstanbul Cihangir’de Hüseyin Çetinel adlı bir yurttaş tarafından başlatılan “Gökkuşağı Eylemi” yurdun en güney batı ucu Datça’ya da ulaştı. Yurttaşlar 282. sokağa giderek kamuya ait merdivenleri yanlarında getirdikleri boyalarla boyadılar. Bu arada İzmir’de Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, 343 sokağı renklendirdiklerini söyledi. ANKARA CHP, 28 Mayıs’ta başlayan ve polis müdahalesi nedeniyle 6 yurttaşın yaşamını yitirdiği Gezi Parkı eylemlerine ilişkin “İnsan hakkı ihlalleri” raporunda, “işkence yasağı ve yaşam hakkı”nın ihlal edildiğini saptadı. Gezi eylemlerinde, 8 bin 163 kişinin, polisin “orantısız güç” uygulaması nedeniyle yaralandığı, 11 bin kişinin gazdan etkilendiği, 3 bin 600 kişinin gözaltına altına alındığı ve tutuklu sayısının 133’e çıktığı belirtilen raporda, hukuksuz yakalama ve gözaltı işlemleriyle yurttaşların “özgürlük ve güvenlik hakkı”nın ihlal edildiği belirtildi. CHP İnsan Hakları Çalışma Grubu tarafından hazırlanan “Gezi Parkı Eylemleri İnsan Hakkı İhlalleri” başlıklı Merkez Yönetim Kurulu raporu 8 Eylül’de toplana 6 KİŞİ ÖLDÜ, 8 BİN KİŞİ YARALANDI Gezi Parkı projesine yönelik 28 Mayıs 2013’te protestolarda 15 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla 8 bin 163 kişi yaralandı veya kimyasal gazdan etkilendi. TTB’nin düzenlediği ankete katılan 11 bin 155 kişi kimyasal silah/gösteri kontrol ajanlarına maruz kaldığını belirtmiştir. 11 kişi de gözünü kaybetmiştir. 48 kişinin gözaltına alınmasına Twitter mesajları gerekçe gösterilmiştir. Gösterilere katılan 5 kişi ile bir polis yaşamını yitirmiştir. Tüm Türkiye’de gözaltına alınanların sayısı ise TİHV verilerine göre 3.636’ya, tutuklanan kişi sayısı ise 16 Temmuz 2013’te itibarıyla 133’e yükselmiştir. Tutuklamalara, “yasadışı örgüt yöneticisi veya üyesi olmak, halkı isyana teşvik etmek, kamu malına zarar vermek, silah ve mermi bulundurmak veya cami basmak” gerekçe olarak gösterilmiştir. Evlerinin balkonundan tencere ve tava ile ses çıkartarak katılan şu ana kadar 10 kişiye “Kabahatler Kanunu’na muhalefet ettikleri” gerekçesiyle 88’er lira, 9 öğrenciye ise aynı kanundan dolayı 1000’er lira para cezası verildi. cak Parti Meclisi’ne sunulacak. Raporda Gezi’nin fotoğrafı şöyle çekildi: Toplantı ve gösteri yürüşüyü hakkı ihlali: Polis tarafından belki de dünyada bugüne kadar örneği görülmemiş şekilde yoğun biber gazı kullanılarak, gaz kapsülleri göz ve diğer organ kaybı ve yaralanmaları yaratacak şekilde atılarak, eylemcilerin üzerine içine biber gazı kim yasalı karıştırılmış tazyikli sular sıkılarak ve hatta ateşli silah kullanılarak, eylemcilere şiddet uygulanarak, çadırları yakılarak dağıtılması uluslararası ve ulusal mevzuat ve AİHM içtihatlarına göre açıkça “toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının” ihlalidir. Özgür basın cezalandırıldı: Eylemler sırasında gazetecilere şiddet uygulanması, gözaltına alınması, ba CHP’li Sezgin Tanrıkulu: Polis hukuk dışına çıkıyor İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP’nin Beyoğlu’nda yaptığı esnaf ziyareti sırasında resmi polislerin yurttaşalara yönelik fiziki müdahalesine ve tacizine tepki göstererek polisin hukuk dışına çıkarak bütün halkı cezalandırdığını, yetkilerini kötüye kullandığını söyledi. İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ve Beyoğlu İlçe Başkanı İnan Güney’le dün basın toplantısı düzenleyen Tanrıkulu, il emniyet müdürlüğünü Meclis vasıtasıyla 3 kez arattıklarını, ancak ulaşamadıklarını belirtti. Polisin saldırısına maruz kalan yurttaşlarda darp edildiklerine dair rapor alarak polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. ‘Diren Elif, seninleyiz’ Yeni Demokrat Kadın üyeleri, İzmir Şakran Kadın Cezaevi’nde Gezi direnişinde çıkan olaylardan dolayı tutuklu bulunan Elif Kaya’nın cezaevinde cinsel işkence görmesini protesto edip, Elif Kaya’ya destek için bir açıklama yaptı. Galatasaray Meydanı’nda dün akşam saatlerinde bir araya gelen kadınlar adına açıklama yapan Rahime Karvar, Elif Kaya’nın kendisine verilen görüş yasağı ve tacizlere karşı dava açtığını belirterek, “Elif tüm baskılara karşı direnmeye devam ederken, kuşkusuz en büyük gücü başta biz kadın yoldaşları, dostları olmak üzere onun yanında olanlardan alacaktır, almaktadır” dedi. Elif Kaya ise cezaevinden gönderdiği mektupta, “Biz de burada her gün ‘Her yer Taksim, her yer direniş’ sloganı atıyoruz. Yani Gezi ruhunu hapishanelere taşıyoruz” dedi. Gezi Tutsaklarıyla Dayanışma Ağı üyeleri ise Elif Kaya için kadına yönelik şiddetle simgeleşen Karaköy’de buluşarak gri merdivenleri gökkuşağı renklerine boyadı. (KAYHAN AYHAN) Taksim Platformu yerel seçimler öncesi kampanya başlattı ‘Savaş kışkırtıcılığı’ iddiası Erdoğan’a suç duyurusu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Barosu ve Avrupalı Avukatlar Birliği üyesi Avukat Hüseyin Durdu, savaş kışkırtıcılığı yaptıkları gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Durdu, başvuru dilekçesinde, her iki ismin de son iki yıldır Suriye’ye karşı hasmane bir tutum izledikleri, bu ülkedeki muhaliflere açık destek verdiklerini vurguladı. Durdu, Türkiye’nin Suriye’yle savaşın eşiğine getirildiğine de dikkat çekti. ‘Çevreye değer vermeyene oy yok’ İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı Direnişi, yaklaşan yerel seçimleri de etkisi altına aldı. Taksim Platformu, kent halkının nasıl bir şehirde yaşamak istediğine ilişkin ortak bir zemin oluşturmak için öneriler hazırlayarak “Evet demeyene evet demeyelim” kampanyası başlattı. Platform, yerel seçimlerin, demokratik yöntemleri ilke edinen, çevreci, korumacı ve katılımcı bir İstanbul yönetimi beklentilerinin karşılanması için dönüm noktası olabileceği düşüncesi ile bir talep metni hazırladı. İstanbul’u yönetmeye talip olan adaylara öncelikle “evet” yanıtı vermesi istenen 13 soru yöneltiliyor. “Sizin yerinize siyasi otoritenin ve merkezi yönetim organlarının karar vermesini önlemek üzere gereken mücadeleyi vermeye hazır mısınız? Yaşayanların şehirle ilgili her türlü karara katılımını sağlayacak mısınız? Kuzey Ormanları gibi yaşamsal varlıkların, su havzalarının ve tarım alanlarının tahrip edilmesine engel olacak mısınız? Denizlerin doldurularak kıyıların ekolojik yapısının bozulmasını önleyecek misiniz” bu sorulardan birkaçı. Kampanyadaki önerilerin başında da kentlilerin ortak alanlar konusunda önereceği projeleri destekleyen bağımsız yapılar kurulması var. Görevinin başına döndü zı televizyon kanallarına eylemler sırasında “yayın hizmetleri ilkesine aykırı olarak” yayın yaptıkları gerekçesi ile ceza kesilmesi, Başbakan ve hükümet üyelerinin direniş eylemlerini haber yaptıkları için basın hakkında adeta aba altından sopa göstererek ağır suçlamalarda bulunmaları ifade ve basın özgürlüğünün ihlalidir. Gezi’ye katılana fişleme: Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Gezi eylemlerine katılan öğretmen ve öğrencilerin isimlerinin, Sağlık Bakanlığı tarafından Gezi eylemleri nedeni ile sağlık hizmeti alanlar için ayrı bir form doldurulmasının, Adalet Bakanlığı tarafından da Gezi eylemleri ile ilgili gözaltına alınanların listesinin istenmesi kişilerin toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanmalarının engellenmesine yönelik bir girişim olduğu gibi ayrıca özel hayatın dokunulmazlığı, sağlık ve eğitim hizmeti alma hakkı ihlali niteliği taşımaktadır. Eylemci başına kapsül: Gezi eylemlerinde adeta eylemci başına bir kapsül düşecek oranda biber gazı kapsülü fırlatıldığına, bu biber gazı kapsülleri nedeniyle onlarca vatandaşta organ kaybı ve yaralanması meydana geldiğine, biber gazının toplantı ve gösteri yürüyüşünü dağıtmak amacı ile değil eylemcileri cezalandırmak amacı ile kullanıldığına dehşet içinde tanıklık ettik. Yaşam hakkı ihlali: Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz başına aldığı darbeler nedeni ile, iki vatandaş da biber gazına maruz kalma neticesi kalp krizinden, bir polis memuru da eylemler sırasında görev başında iken köprüden düşerek yaşamını yitirdi. Eylemler sırasında polis tarafından uygulanan hukuksuz ve orantısız güç ile “işkence yasağı” ve hayatını kaybeden yurttaşların “yaşam hakkı” ihlal edilmiştir. Çocuklar da fişlendi: Gezi eylemleri sırasında ne yazık ki birçok çocuğun biber gazından etkilendiği, gaz fişeği ve plastik mermi isabet ettiği, gözaltına alınan çocuklara polisler tarafından şiddet uygulandığı, kelepçe takıldığı, hakaret ve küfür edildiği Gündem Çocuk Derneği raporunda belirtildiği gibi yazılı ve görsel medyada da buna ilişkin pek çok haber ve görüntü yer almaktadır. TEV’den binlerce öğrenciye burs İstanbul Haber Servisi Türk Eğitim Vakfı (TEV), 20132014 eğitim ve öğretim yılında 9 bin 500 öğrenciye burs sağlayacak. Bugüne kadar yaklaşık 200 bin gence eğitim desteği veren TEV, başarılı öğrencilere destek olmayı sürdürüyor. TEV, meslek lisesi öğrencilerine aylık 150 TL, üniversite öğrencilerine 400 TL, yüksek lisans öğrencilerine 700 TL ve doktora öğrencilerine 1000 TL burs verecek. Öğrenciler 20 Eylül 20 Ekim 2013 tarihleri arasında www.tev.org.tr adresinden burs başvurusu yapabilecekler. TEV Üstün Başarı Bursu’na, 2013 Lisans Yerleştirme Sınavı’nda puan türlerine göre bölüme yerleştirildiği puan ile ilk 2000’e giren öğrenciler başvuru yapabilecek. Temel bilimler dalında öğrenim görecek olan öğrencilerden ilk 3000’e girenlerin başvurularının da kabul edildiği TEV Üstün Başarı Bursu’na üniversite hazırlık sınıfından birinci sınıfa geçen öğrencilerle ikinci sınıfa geçen öğrencilerin de başvuruları kabul edilecek. TEV’in kız öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla İzmirBalçova ve Trabzon’da hizmete açtığı kız öğrenci yurtları için de burs sağlanıyor. Yurtlara ücretli ve burslu olarak iki tür başvuru yapılıyor. Başarılı ve maddi desteğe ihtiyacı olan öğrenciler, burs kriterlerini sağladıkları takdirde yurt ücreti ödemeden yurtlarda kalabiliyor. Savcı Ali’nin dosyasını aldı ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Gezi Direnişi sırasında 2 Haziran’da Eskişehir’de polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından Sanayi Sokak’ta öldüresiye dövülen ve geçirdiği beyin kanamasının ardından 10 Temmuz’da yaşamını yitiren 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz soruşturması, Cumhuriyet Savcısı Hakan Ali Erkan’ın tatile çıkması üzerine Cumhuriyet Savcısı Hasan Gönen’e verilmişti. Adli tatilin sona ermesi üzerine görevine dönen Cumhuriyet Savcısı olan Hakan Ali Erkan, soruşturmayı tekrar aldı. Polis memuru M.S, fırın sahibi İ.K. ile fırın çalışanları R.K. ve M.V, pideci E.H. tutuklanmıştı. İstanbul’u ranta kurban ettiler İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile Sancaktepe ilçe örgütü üyeleri, ilçede hastane yapılması için Sağlık Bakanlığı’na tahsis edilen Veysel Karani ve Akpınar mahallelerindeki 50 dönümlük arazinin Sancaktepe Belediyesi tarafından ikinci kez satışa çıkarılmasını oturma eylemiyle protesto etti. AKP döneminde İstanbul’da yapılan alışveriş merkezlerinin haritasını gösteren Gürsel Tekin, “Son 15 yılda İstanbul’un nasıl talan edildiğini, nasıl ranta kurban edildiğini birebir görmeniz lazım” diye konuştu. CHP Sancaktepe İlçe Başkanı Ayten Durmuş da bu arazinin satılmaması için temmuz ayından bu yana mücadele ettiklerini belirterek “Kamu arazilerinin kullanımıyla ilgili projeler üretilmeli, bu projeler hazırlanırken de halka sorulmalı” dedi. Çevik kuvvet polisi belediye önünde önlem alırken, bir TOMA da yolda bekledi. Öte yandan arazinin satış ihalesini SİNPAŞ GYO aldı. Fotoğraf: HAZAL OCAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle