16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2013 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Liseliye Gezi fişlemesi İki müfettiş, öğretmen ve öğrencileri sorguya çekti. Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıktığını söyleyen öğrenciyi müfettiş ‘Kendini ihbar ettin, sonucuna katlanırsın’ diyerek tehdit etti AÇILIŞLARA GİDEMİYORLAR SOSYAL MEDYAYA KELEPÇE Protesto korkusu İKLİM ÖNGEL 3 üniversite aynı gün ANKARA Hükümetin akademik yıl açılışlarında Gezi benzeri protestolar olacağı kaygısıyla üniversite açılışlarına bakan ve milletvekillerinin katılmaması kararı alması üzerine üniversiteler kendi kendilerine açılış törenleri yapmaya başladı. ODTÜ’nün önceki gün gerçekleşen açılışına hiçbir bakan ve milletvekili kalıtmazken, Ankara, Gazi ve Hacettepe üniversitelerinin açılışına da bakan düzeyinde katılım olmayacak. Protesto edilme kaygısı ve güvenlik önlemleri nedeniyle bakanlar açılışlarda olmayacak ama Emniyet’in alarm düzeyinde güvenlik önlemleri alacağı öğrenildi. “Eylülde Gezi benzeri büyük protestolar olacak” istihbaratı doğrultusunda bakanların üniversite açılışlarına katılmamaları kararı alındı. Buna göre protesto olmamasının garanti edileceği birkaç istisna dışında hiçbir bakan ve AKP’li milletvekili üniversite açılışlarına katılmayacak. Kararın ilk uygulaması ODTÜ’nün önceki gün düzenlenen açılış töreninde gerçekleşti. Hükümetin protestolarla karşılaşmamak amacıyla aldığı karara karşın Ankara’nın üç büyük üniversitesinin açılış töreninin aynı gün gerçekleşecek olması da dikkat çekti. Geçen yıl Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte pek çok bakan ve milletvekilinin katıldığı ve öğrencilerin yoğun protestolarıyla karşılaştıkları Ankara Üniversitesi ile Gazi ve Hacettepe üniversitelerinin yeni akademik yılı açılış törenleri 7 Ekim Pazartesi günü düzenlenecek. Törenlere protesto edilme kaygısı ve güvenlik önlemleri nedeniyle bakanlar katılmasa da, bu üç büyük devlet üniversitesinin açılış törenlerini nedeniyle polisin olağanüstü güvenlik önlemleri alacağı belirtiliyor. Vakıf üniversitelerinden Turgut Özal Üniversitesi de yeni akademik yılı açılış törenini dün sabah gerçekleştirdi. Geçen yıl çok sayıda bakan ve AKP’li milletvekilinin katılımıyla akademik yıl açılışını yapan üniversitenin törenine bu yıl siyasi hiçbir katılım olmadı. Bu durum, “Turgut Özal Üniversitesi’nde dahi protesto kaygısı mı yaşanıyor?” sorularına neden oldu. Haber Merkezi CHP Bursa İl Başkanı Metin Çelik, Gezi Parkı olayları nedeniyle Gemlik ilçesinde öğretmen ve öğrencilerin müfettişler tarafından sorgulanarak fişlendiğini açıkladı. Çelik, “Bugünlerin 12 Eylül’den ne farkı var? Aynı sıkıntılar yaşanmıyor mu? O zaman askeri vesayet vardı, bugün sivil vesayet var! 1314 yaşındaki çocukları sorgulayan, annebabalarını fişleyen ve 12 Eylül’ün ruhuna rahmet okutan bir zihniyet!” dedi. Çelik’in verdiği bilgilere göre Milli Eğitim müfettişleri, Gezi olayları nedeniyle Gemlik Hisar Anadolu Lisesi öğretmenleri ve öğrencilerini sorguya çekti. İki müfettiş, okul yönetiminden, 11 ve 12. sınıfların başkan ve yardımcılarından oluşan toplam 32 öğrencinin sorgulanması için okulun yanındaki Gemlik Ticaret Meslek Lisesi’ne gönderilmesini isteyerek sorular sordu. TC kimlik numaraları, annebaba isimleri ve iletişim bilgileri alınan öğrencilere müfettişler, “Okul müdürünüz Gezi olaylarına katıldı mı, sizleri yönlendirdi mi, konuşma yaptı mı?”, “Öğretmenleri niz Gezi olaylarında nasıl tavır aldı, sizleri nasıl yönlendirdi, isimlerini veriniz?”, “Olaylara katılan arkadaşlarınızın adını yazınız”, “Katılanların listesi var mı?” sorularının yer aldığı matbu kâğıtları dağıttı. Öğrenciler bu durum üzerine tepki göstererek “Bizlerden neden bunu istiyorsunuz?” diye sordu. Müfettişler bu soruya “Bu bizim görevimiz, yapmak zorundayız. Soruları yanıtlayın” şeklinde uyarıda bulunarak cevap verdi. Öğrencilerden biri sorulan soruya “Annemin ve babamın bilgisi dahilinde olaylara katıldım. Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak Türk gençliğinin görevi” diye cevap verdi ve müfettişler “Sen kendi kendini ihbar ettin, sonucuna da katlanırsın” diye tehdit etti. Öğrenciler, yanıtları yazdıkları kâğıtları imza karşılığında müfettişlere teslim etti. Çelik, AKP’nin Taksim Gezi Parkı olayları nedeniyle büyük korku ve paranoya içine girerek “muhaliflere cadı avı” başlattığını söyleyerek “Bu, ileri faşizmin ayak sesleridir. Bu, Gestapo ruhudur” dedi. Gözaltı hazırlığı MAHMUT LICALI ALİ İSMAİL KORKMAZ İDDİANAMESİ KABUL EDİLİRKEN POLİS M.S. İÇİN MÜEBBET İSTENDİ Davayı kaçıracaklar mı? CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’deki eli sopalı kişilerce dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz soruşturmasıyla ilgili hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. 5’i tutuklu 8 sanık, “kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istemiyle hâkim karşısına çıkacak. İddianamede, tutuklu polis memur M.S. olayın bir numaralı sanığı oldu. Ankara’da Gezi eylemleri sırasında bir polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybettiği belirtilen ve dün Ankara’da görülen Ethem Sarısülük duruşmasında yaşanan olaylar göz önüne alınarak Korkmaz duruşmasının güvenlik nedeniyle Eskişehir’den başka bir ile alınma ihtimali olduğu da belirtiliyor. Cumhuriyet Savcısı Hakan Ali Erkan tarafından hazırlanan iddianame, 9 Eylül’de Eskişehir 2. Ağır Ce TÜBİTAK’IN İNCELEMESİ BEKLENİYOR Silindiği için jandarma kriminal biriminde kurtarılan Harman Fırını’nın kamerasının görüntülerinde dövülen kişinin Ali İsmail Korkmaz olup olmadığının belirlenmesi için TÜBİTAK’a gönderilen görüntülerle ilgili raporun gelmediği kaydedildi. TÜBİTAK’ın konuyla ilgili çalışmalarını sürdürdüğü ve önümüzdeki günlerde raporu tamamlayarak savcılığa göndereceği belirtildi. za Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme Başkanı Ahmet Şanverdi, 5’i tutuklu 8 sanığın “suç kastıyla kasten adam öldürmek” suçundan müebbet hapis cezasıyla yargılanmalarının istendiği Korkmaz iddianamesini kabul etti. Önümüzdeki günlerde de sanıkların yargılanmasına başlanacak. İddianamede, tutuklu polis memur M.S’nin olayın bir numaralı sanığı olduğu belirtildi. M.S’nin müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor. İfadeleri alındıktan sonra salıverilen polis memurları Ş. G., H. E. ve Y. A’nın da ölüm olayına destek verdikleri gerekçesiyle yargılanmalarının istendiği iddianamede, tutuklu fırın sahibi İ.K. ile akrabaları R.K., M.H. ve E. H’nin Korkmaz’ın ölümü ilgili olayda suçun icrasını kolaylaştırdıkları, tutuklu polis memuru M.S’nin eylemini destekleyici, hazırlayıcı ve kolaylaştırıcı eylemlerde bulundukları ve bu nedenle ayrı ayrı müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaları gerektiği anlatılıyor. 6 klasörlük iddianamede, Korkmaz’ın ölümüyle ilgili olarak şu ifadeler yer alıyor: “Cumhuriyet başsavcılığımızca maktul üzerinde aynı gün yapılan klasik otopsi işlemi sonucu, kişinin ölümünün kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve buna bağlı komplikasyonlar sonucu husule geldiği, kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların kafa travması sonucu oluşan beyin kanaması ile irtibatlı bulunabileceği, yani kendisinde mevcut hastalık nedeniyle kafa travmasının ölümünü hızlandırdığı, kafa travması husule gelmeseydi ölümün de husule gelmeyeceği, maktulün üzerinde ateşli, ateşsiz silah yarası, kesici, delici, alet izi, zehirlenme, boğma ve boğulmaya ait iz ve bulgulara rastlanmamıştır.” ANKARA AKP’nin, Gezi Direnişi’nin örgütlendiği sosyal medyanın kullanımı ve denetlenmesine yönelik düzenleme yapma sinyalleri vermesinin ardından; Kalkınma Bakanlığı 10. Kalkınma Planı’nda olumsuz etkilerine karşı tedbir alınacak sosyal medya ve internetin aileler üzerindeki etkilerini “bağımlılık”, “nefret söylemi”, “kişisel bilgilerin kötüye kullanımı” ve “siber zorbalık” diye sıraladı. Sosyal medyanın olumsuzluklarına karşı alınacak tedbirler bu konuda hazırlanacak bir “eylem planıyla” belli olacak. Gezi Direnişi’nin ardından TBMM’de kabul edilen 10. Kalkınma Planı’nda sosyal medya ve internetin aile üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik tedbirlerin alınmasına yönelik hedefler de yer alıyordu. Kalkınma planındaki söz konusu hükümleri bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıyan CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’e Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz yanıt verdi. Yılmaz, bu dönemde Türkiye’de geniş bant abone sayısının 20 milyonu aştığını dile getirdi. Yılmaz, internetin bu kadar yaygın kullanımının birtakım olumsuzlukları beraberinde getirdiğini ifade etti. Bakan Yılmaz, sosyal medya ve internetin aileler üzerindeki olumsuz etkilerini “bağımlılık”, “nefret söylemi”, “kişisel bilgilerin kötüye kullanımı”, “siber zorbalık” diye sıralarken söz konusu risklerin kalkınma planında bu kapsamda ele alındığını ifade etti. Yılmaz, ailelerin internet konusunda bilgilendirmeye ihtiyacı olduğunun ortaya konulduğunu belirtti. Yılmaz, söz konusu olumsuz etkilerin ve risklerin azaltılmasının hazırlıklarına devam eden Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı’nda ele alınacağını ifade etti. Bakan Yılmaz, eylem planında internet ve sosyal medyaya sansür anlamına gelebilecek herhangi bir çalışma yer almayacağını ileri sürdü. TAKSİM DAYANIŞMASI: Sarısülük’ün ailesine polis tacizi sürüyor. Şimdi de gözetleme başladı ÇIPLAK ARAMA SKANDALI Gardiyanlar da ifade verecek! OZAN YAYMAN Önce davada, sonra evde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ethem Sarısülük’ü vurarak öldüren polisin yargılandığı davaya sivil çevik kuvvetlerle “çıkartma” yapan Ankara Emniyeti, davanın ardından ailenin Batıkent’te yaşadığı evinin önüne polis gönderdi. Ethem’in kardeşi İkrar Sarısülük Twitter’daki hesabından şöyle duyurdu: “Kardeşimi katlettikleri yetmiyormuş gibi, evimizin karşısında sivil ve resmi polisler kol geziyor şu an. Biz kaybedeceğimizi kaybettik, bu tip psikolojik baskılarla bizi yıldıramazlar. Haklı mücadelemiz devam edecek, ve unutmayın ki, kardeşimin katilini aklayan ve koruyanlar da en az onun kadar katildir. Susmayın, bilip susan da yapan kadar suçludur.” Hepimiz şahidiz İstanbul Haber Servisi Taksim Dayanışması, polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün ilk duruşmasında yaşanan olaylarla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada “Hepimiz gördük, hepimiz şahidiz! Polisin şiddetine, kurşununa ve sonrasında söylenen tüm yalanlara karşı Ethem’in ne kaskı, ne kurşun geçirmez yeleği ne de silahı vardı” denildi. Dayanışma adına yapılan açıklamada, Ethem Sarısülük’ün ölümüne yol açan polis memurunun “meşru müdafaa sınırları içinde kaldığı” gerekçe gösterilerek tutuksuz yargılanması yetmezmiş gibi, dava sürecinin de işlemez hale getirildiğine dikkat çekildi. Hukuka, yasaya ve uluslararası bütün sözleşmelere aykırı olarak duruşmaların kapalı yapılabilmesi için kamuoyunun gözü önünde bir oyun oynanarak mahkeme salonunun polisle doldurulduğu, avukatlara ve acılı ailelere şiddet uygulandığı vurgulandı. Duruşma salonunda herhangi bir tepki ve müdahale olmamasına rağmen duruşmanın iptal edilmesine ve bundan sonra duruşmaların kapalı yürütülmesi yönünde verilen karara tepki gösterildi. İZMİR Gezi Parkı protestolarının İzmir bölümüne katılan ve gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Elif Kaya’yı, Aliağa Yenişakran Cezaevi’nde tamamen soyarak aramak isteyen gardiyanlar, 9 Ekim’de hâkim karşısında ifade verecek. Kaya, halen tutuklu kaldığı Aliağa’daki cezaevine getirilmesinin hemen ardından, kendisini çıplak aramaya çalışan gardiyanlara direnmesi üzerine 1 ay görüşten men cezası almıştı. Söz konusu cezaya yapılan itiraz, Karşıyaka İnfaz Hâkimliği’nde görüşülmeye başlandı. Mahkeme olayda adı geçen gardiyanların ve Elif Kaya’nın dinlenmesine karar verdi. Taraflar, 9 Ekim günü hâkim karşısına çıkacak ve yaşananları anlatacak. Kaya’nın avukatı Ali Aydın, “Müvekkilim karşı çıkınca, 1 ay kimseyle görüştürülmeme cezası alıyor. Bu cezaya itiraz ettik. Söz konusu ceza hukuka aykırı” dedi. Peruklu sanık polis Meclis gündeminde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ethem Sarısülük’ün öldürülmesiyle ilgili davada sanık polis memuru Ahmet Şahbaz’ın mahkeme salonuna peruk ve kalın çerçeveli gözlükle gelmesini Meclis gündemine taşıdı. Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şu sorularına yanıt istedi: “Sanık bu şekilde korunmakta mıdır? Mahkeme karşısına çıkartılan bir sanığın adaletten, mahkemeden korunmasına neden gerek duyulmuştur? Sanığın kimlik tespiti mahkeme heyeti tarafından nasıl yapılabilmiştir? Buna hangi yetkili merci onay vermiştir? Türkiye’de mahkemelerde sanıkların peruk ve bir de kalın çerçeveli gözlük takarak istediği şekilde yüzünü, dolayısıyla açık kimliğini saklayabileceğine dair gizli yasal bir düzenleme mi yapılmıştır? Türkiye’de sanık durumundaki herkes, bu hakka sahip midir? Son 10 yıl içerisinde bu tür açıkça kimlik gizlemeye yönelik bir davranış kaç kez yaşanmıştır?” Sarısülük ailesine polis tacizi sürüyor. Odatv’ye konuşan İkrar Sarısülük, kapının önünde polislerin bekleyerek tacizde bulunduklarını belirterek “Bizim evimizin perdeleri her zaman açıktır. Kimseden gizlimiz saklımız yok. Şu anda (dün) evimizin önünde bir resmi aracın içinde iki resmi polis, bir sivil aracın içinde de 3 sivil polis bekliyor” bilgisini verdi. Mahkeme salonunda polisin “sizi rahat bırakmayacağız” diye kendisini tehdit ettiğini söyleyen Sa rısülük, “Tacizleri şu anda bu şekilde sürüyor, ama bu baskılardan ve bu tacizlerden korkacak değiliz” ifadesini kullandı. Ağabey Mustafa Sarısülük ise buradaki hesabından polise “Ankara Emniyeti polisini evimizin önünden çek. Sizin provokasyonunuza gelmeyeceğiz” çağrısında bulundu. Evlerine bir saldırı olmadığını dile getiren Sarısülük, “Sadece bekliyorlar tahrik etmek için” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle