15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2013 ÇARŞAMBA 4 HABERLER AKP hükümeti, yandaşa ihaleyi kanunlara uyduramayınca kanunları bu duruma uyduruyor Mevzuat delik deşik MUSTAFA ÇAKIR ANKARA AKP, 10 yılda kamu ihalelerinde uygulanacak kuralları belirleyen Kamu İhale Yasası’nda değişiklik yapan tam 29 yasa ve kanun hükmünde kararname (KHK) çıkardı. Yasa ilk çıktığı halinden bir hayli uzaklaşırken dün de 5 ihale yönetmeliği bir kez daha değiştirildi. Değişiklikle Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda ihale tebligatlarındaki 7 gün şartı kaldırıldı. Böylece Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği 4 yılda 12. kez, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği de 10. kez değiştirilmiş oldu. 4 Ocak 2002’de kabul edilen u Hükümet, 10 yılda İhale Yasası’nı değiştiren tam 29 yasa ve kanun hükmünde kararname çıkardı. Değişikliklerden yönetmelikler de nasibini aldı. İhale mevzuatındaki sadece bir yönetmelik 4 yılda 12 kez değiştirildi. En az değişiklik yapılan yönetmelikte bile 5 kez değişikliğe gidildi. Kamu İhale Yasası’nda ilk değişiklik sadece 5 ay sonra 12 Haziran 2002’de yapıldı. 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AKP ise yasada değişiklik öngören tam 29 yasa ve KHK çıkardı. Yasada Anayasa Mahkemesi kararı gereği de 2 değişiklik yapıldı. Son değişiklik ise 13 Temmuz’da gerçekleştirildi. Değişikliklerden yönetmelikler de nasibini aldı. 2009’da yürürlüğe giren 5 ihale yönetmeliği dün bir kez daha değiştirildi. Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği, İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği ile Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı. Ayrıca İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Tebliğ ile Kamu İhale Genel Tebliği de değiştirildi. Anayasa Mahkemesi, Kamu İhale Yasası’nın tebligatlardaki 7 gün sınırını iptal etmişti. Yönetmeliklerde değişiklikle de bildirim ve tebligatlardaki 7 gün şartı kaldırıldı. “İadeli taahhütlü mektupla yapılan tebligatta, mektubun postaya verilmesini takip eden 7. gün, yabancı isteklilerde ise 19. gün tebliğ tarihi sayılır” ifadeleri, “iadeli taahhütlü mektupla yapılan tebligatlarda mektubun teslim edildiği tarih, tebliğ tarihi sayılır” şeklinde değiştirildi. İhalelere yönelik idareye ya da yargıya yapılan başvurularda, bu merciler tarafından gönderilen dilekçeleri7n ihaleyi yapan idare veya kurum kayıtlarına girdiği tarih başvuru tarihi olarak kabul ediliyordu. Yargıya yapılan başvurularda bu şart kaldırıldı. Stratejik Derinlikten Stratejik Saçmalıklara... Türkiye’nin “yalnız kaldığı” konuşuluyor. Siyasal İslamın kimi yazarlarına göre bu “onurlu” bir yalnızlık, kimilerine göre de aslında böyle bir şey yok. Sorun başka yerde. Tarihsel, kültürel miras, küresel hegemona yaslanarak güç yansıtmak, komşularla “sıfır sorun” diye başlayıp siyasal İslamın jeopolitik “uzmanı” yazarlardan birinin ifadeleriyle “Suriye ile adeta savaş halindeyiz. İran’la eski dostluk bitti. Irak merkezi hükümetiyle ilişkiler son derece kötü. Mısır’da Türkiye’ye en yakın hükümet askeri darbeyle yönetimden uzaklaştırıldı. S. Arabistan ve Katar’la ilişkiler her zaman kaygan ve belirsiz olacak. ABD ile ilişkiler sorunlu. Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğu ile sorun yaşıyoruz vs.” durumuna geldiysek bir şeylerin fena halde yanlış gitmiş oluğunu kabul etmek gerekmez mi? Gerekir ama bunu kabul etmesini beklediğimiz “akıl” önemli ölçüde istikrarsız alanlara sahip. Bu alanlardan biri projelerini Türkiye’nin ekonomik kapasitelerine değil, radikal biçimde yanlış okuduğu bir tarihsel miras fantezisine dayandırmasıyla ilgili. Bu akıl realitenin nesnel bir resmini kafasında üretmeyi bir türlü beceremiyor. Örneğin yukarda değindiğim yazara göre dünya şöyle: “İki taraf vardı. Biri Şam yönetimi, yani Baas istihbarat yönetimi, diğeri de muhalifler. Suriye halkının önemli bir bölümü bu rejimi artık istemiyordu. Kanlı bir çatışma, kıyım, katliamlar zinciri başladı. Böyle bir dönemde ‘emperyal projeler’ gerekçe gösterilerek Baas yönetimini savunabilmek pek de insanca bir duruş değildi.” ... “ABD ve Batı için tehlike, Müslüman Kardeşler anlayışının bütün Arap devletlerinde iktidarlara akın etmesidir. Bu akımın önünü kesmek istiyorlar. Savaşların, darbelerin, siyasi krizlerin sebebi budur.” Şimdi, bir kere, Suriye iç savaşında iki taraf yok. En azından dört taraf var: Rejim, El Nusra ve El Kaide, Özgür Suriye Ordusu, Kürtler. En azından dedim, çünkü Kürtler içinde farklı projelere sahip taraflar var. Sayıları çok az da olsa El Nusra, El Kaide, ÖSO dışında, demokratik radikal unsurların olduğuna ilişkin veriler de söz konusu. Rejim düşerse, ki her geçen gün bu olasılık zayıflıyor, daha şimdiden çatışmaya başlayan tarafların yeni bir iç savaşı ile karşı karşıya kalacağız. O zamana kadar “sarin gazı” tartışmaları yüzünde patlamış olmazsa, AKP Türkiyesi acaba bu ikinci iç savaşta kimi destekleyecek? Rejim düşmez, bir “denetimli istikrarsızlık üzerinde” kalıcılık kazanırsa, delik deşik olan sınırlarla, yenilgiye suçlu arayacak olan “Devrimci Müslüman” akımlarla, 400 bin civarında olduğu düşünülen sığınmacılarla Türkiye’ye ne olacak dersiniz? Yazarın ikinci saptamasından bir ipucu edinebilir miyiz acaba? ABD ve Batı’nın Müslüman Kardeşler anlayışı neden savaşlara, darbelere, siyasi krizlere yol açacak biçimde değişti? Neden “Batı” baştan desteklediği, hatta iktidara taşımaya başladığı MK’den vazgeçti? MK’nin, Batı’yı bölgeden çıkaracak özel bir ekonomik modeli mi var? Yoksa, MK 500 yıllık Batı merkezli dünyaya karşı bilimiyle, teknolojisiyle, sanatıyla, felsefesiyle, siyasi teorileriyle yeni bir dünyanın şekillenmekte olduğunu düşündüren bir “Müslüman Rönesansı”nı mı haber veriyor? Hayır, ABD ve Batı Müslüman Kardeşler akımına, bu akım bir Kızılderili deyimiyle “çatal dilli konuştuğu”, devlet ve ekonomi teslim edildiğinde yönetmekten âciz kaldığı için güvenini yitirdi. Batı, “peki şimdi bunu ne yapacağız kızgınlığıyla” tavır alıyor. Bu Batı’nın kendi sorunu. Çare üretmek bizim işimiz değil. Ama, yabancı kaynak balonu üzerinde yüzmekte olduklarının farkında olmadan, kendilerine “yönetişim” başarıları atfedenlere bir tavsiyemiz olacak: Balon sönmeye başladığında, demokrasi cilası sıyrılırken, dış politikada fiyaskolar birbirini izlerken, biber gazı bulutlarının arkasına saklanmaya çalışmak kimseyi realitenin elinden kurtaramıyor, yalnızlığa çare olamıyor... Bir yönetmelik 12 kez değişti Son değişiklikle Danışmanlık Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği 4 yılda 9. kez, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği 10. kez, İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik 5. kez, Mal Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği 6. kez, Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği 12. kez değiştirilmiş oldu. 2009’da yürürlüğe giren İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Tebliğ 3. kez, Kamu İhale Genel Tebliği 11. kez değiştirildi. SAYIŞTAŞ ÖZTÜRK’Ü YARGILIYOR DİKİLİ CHP’liysen yurt da açamazsın u Sayıştay’ın, öğrenci yurdu yaptığı için 1 milyon TL istediği Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, dün sözlü savunmasını yaptı. Sayıştay’ın yetkileri arasında belediye başkanının görev ve yetkilerini tanımlamak olmadığını belirten Öztürk, ‘Benimki siyasi bir mücadeledir’ dedi. ÖZLEM GÜVEMLİ Özgüven iade bekliyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İhaleye fesat karıştırdıkları savıyla eski Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven ve 8 belediye çalışanı hakkında verilen hapis cezalarının 4. yargı paketiyle düşmesinin ardından Özgüven, İçişleri Bakanlığı’ndan göreve iade kararı bekliyor. Özgüven ve arkadaşları, bugün Bergama Ağır Ceza Mahkemesi bünyesindeki 4. Yargı Paketi Uyarlama Mahkemesi’nde bir kez daha hâkim karşısına çıkacak. Daha önceki iki duruşma, hâkim değişmesi ve araya adli tatilin girmesi nedeniyle yapılamamıştı. Avrupa Parlamentosu ve Yunanistan’dan gelecek heyetlerin de izleyeceği duruşma, bugün saat 15.00’te başlayacak. Duruşmada, 4. yargı paketi gereğince kararların alınmasını beklediklerini vurgulayan Özgüven, İçişleri Bakanlığı’ndan da göreve iade beklediğini vurguladı. Vahim bir realite sorunu ‘Hekimler savaşa karşı’ İstanbul Tabip Odası üyeleri, Türkiye’de ve dünyada barışın egemen olması gerektiğini belirterek “Hekimler savaşa karşı” adlı bir kampanya başlattı. Savaşlar son bulana dek beyaz önlüklerinin üzerine “Hekimler savaşa karşı” yazılı rozet takacak olan hekimler, aynı mesajları içeren pankartları da hastanelere ve şehir meydalarına asacaklarını, arabalara, panolara, duvarlara da bu çağrıyı yazacaklarını söyledi. İstanbul Tabip Odası üyeleri Çapa’daki İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Temel Bilimler binası önünde dün bir araya geldi. Tıp fakültesi öğrencilerinin de destek verdiği eylemde konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Taner Gören, “Tüm halkın misyonu savaşa karşı çıkmak olmalıdır ve bu düşünceye sahip herkesin yapacakları bir şeyler olmalıdır” dedi. Grup adına basın açıklamasını okuyan İstanbul Tabip Odası Temsilciler Kurulu Divan Üyesi Dr. Deniz Türkyılmaz ise hekimlerin doğası gereği savaşa karşı olmak zorunda olduğunu vurguladı. Türkyılmaz, “Savaşları önlemenin yolu barış ortamı ve demokrasinin inşasından geçmektedir” dedi. Sayıştay’ın öğrenci yurdu yaptırmanın belediyenin görevleri arasında yer almadığını belirterek faizi ile birlikte 1 milyon liraya yaklaşan masrafları şahsen ödemesine karar verdiği Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, dün sözlü savunmasını yaptı. Kadıköy Belediyesi, 2008’de yüksek öğrenimde eğitim gören erkek öğrenciler için Moda’da yurt açtı. Sayıştay Genel Kurulu da yurt açmanın belediyenin görevleri arasında yer almadığına hükmederek, öğrenci yurdu açmak için yapılan 240 bin 65 lira 17 kuruş harcamanın faiziyle birlikte Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ten tahsil edilmesine karar verdi. Öztürk, kararı temyiz etti. Sayıştay’ın konuyla ilgili iki ayrı kararına karşı yapılan iki itiraz bulunuyor. Öztürk dün Sayıştay’da 2011 tarihli karara ilişkin ilk savunmasını yaptı. başkanlarının görev ve yetkilerini Sayıştay’ın tayin edemeyeceğini vurgulayarak “Görev ve yetkileri Anayasa Mahkemesi tayin eder. Sayıştay da onların belirlediği görevleri yapıp yap madığımızı kontrol eder. Ama Sayıştay Genel Kurulu toplanıyor ve belediyenin yurt açamayacağına karar veriyor. Böyle bir yetkileri yok” diye konuştu. Yurt açan onlarca belediye başkanı olmasına karşın sadece kendisinin yargılandığına dikkat çeken Öztürk “Benimki siyasi bir mücadele” dedi. Sahte avukata 21 yıl hapis İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat Zafer Yegin’le isim benzerliğinden faydalanıp kimlik bilgilerini kullanarak, vekalet ve avukatlık ücreti alan sahte avukat Zafer Yegen (53), 10 kişiye karşı, ‘nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve yetkisi olmadan avukatlara ait yetkileri kullanmak’ tan 21 yıl 3 ay hapis ve 21 bin 500 lira para cezasına çarptırıldı. Kartal’da 2009 yılında, birçok kişiden vekâlet ve para alan sahte avukat Yegen, mağdur ettiği yurttaşların şikâyeti üzerine gözaltına alınmıştı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan sahte avukat Yegen, 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Adapazarı ve Mudanya belediyelerinde ‘ihaleye fesat’ soruşturması başlatıldı AKP’ye yolsuzluk baskını Yurt Haberleri Servisi Adapazarı ve Bursa’da AKP’li belediyelere yönelik operasyon düzenlendi. Adapazarı’nda AKP’li Belediye Başkanı Süleyman Dişli ile Belediye Başkan Yardımcısı Rıdvan Özüm’ün de aralarında bulunduğu 6 kişi ‘ihaleye fesat karıştırmak’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Sakarya Cumhuriyet Savcılığı tarafından sürdürülen yolsuzluk iddialarıyla ilgili araştırma sonunda gözaltına alınan 6 kişiye bir alışveriş merkezinin yapılması sürecinde yöneltilen suçlamalar olduğu bildiriliyor. Adapazarı’nda yapımı günlerce tartışılan Sangarius adlı alışveriş merkezi ve spor kompeksi ihalesi konusunda yürütülen soruşturma kapsamında gerçekleştirilen operasyonun kapsamının genişletilebileceği bildirildi. Bursa’da da AKP’li Mudanya Belediyesi’ne baskın düzenledi. Aralarında 2 belediye başkan yardımcısı, bazı AKP’li meclis üyeleri, bürokratlar ve belediye ile iş yapan müteahhitlerle esnafın da bulunduğu 30 kişi gözaltına alındı. Mali polisin elinde 60 kişilik gözaltı listesinin ol Mudanya’da 30 gözaltı yargılanıyorum Sadece ben Öztürk, belediye duğu da öğrenildi. Operasyon kapsamında, belediyenin son yıllardaki kimi tartışmalı ihaleleri ve alımlarıyla ilgili belgeler incelenmeye alındı. Gözaltıların, “rüşvet, zimmet, vergi usul kanununa muhalefet, evrakta sahtecilik” iddialarına dayanılarak yapıldığı bildirildi. Öte yandan AKP’li Refik Yılmaz’ın başkanvekili seçilmesiyle tartışmalı sürece giren Gemlik Belediyesi de dün kurşunlandı. ESKİŞEHİRODUNPAZARI Yargıtay ve Danıştay’da da uzlaşma sağlanamadı EMİNE KAPLAN Çocukların okul parasıyla makam aracı alacaklar GAZİANTEP (Cumhuriyet)Gaziantep’te derslik yapılmak için ayrılan bütçe, İl Genel Meclis’indeki AKP’li üyelerin oylarıyla kaymakamlara aktarıldı. Gaziantep İl Genel Meclis’inde olağanüstü meclis toplantısında yüzde 99,567’si Özel İdare’ye ait olan Karpuzatan Alabalık Üretim ve Piknik Tesisleri A.Ş’nin sermayesinin arttırılması maddesi yer aldı. Tesise yatırım yapmak amacıyla sermayesinin 850 bin TL’ye çıkarılması öngörüldü. Ancak sermaye artırımı için finansmanın “Derslik Yapımı” harcama kaleminden alınması kararlaştırıldı. Bunun üzerine söz alan CHP Oğuzeli meclis üyesi Cemal Koca, tesisin alabalık üretme ünitesinin kapalı olduğunu belirterek “Sermayesi artırılınca ne olacak? Artırılan bu sermaye nerede kullanılacak” diye sordu. Koca’nın sorusuna cevap veren İl Genel Meclisinin AKP’li Başkanı Menderes Karaduman; “Kaymakamlara makam aracı alınacak. Kaymakamlarımızın makam aracına ihtiyacı var” dedi. İlgili madde AKP’lilerin oyuyla kabul edildi. CHP’nin köy ziyaretinde kaza ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) CHP Eskişehir Odunpazarı İlçe Örgütü üyelerinin seçim çalışması kapsamında İmişehir ve Türkmentokat köylerine yapacağı ziyaret kazayla bitti. EskişehirAnkara karayolunun 20’nci kilometresinde CHP parti minibüsü köy yoluna dönmek üzere sol şeride geçtiği esnada A.T.K. yönetimindeki otomobille çarpıştı. Şiddetli çarpma sonucu CHP’nin parti minibüsü içerisinde bulunan CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer, CHP Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Ertan Koşarsoy, Odunpazarı İlçe Yöneticileri Doğan Gündoğdu, M. Ali Çelik, Necmettin Mede ile araç şoförü çeşitli yerlerinden yaralandı. Diğer otomobilin sürücüsü A.T.K. ise araçtaki hava yastıkları sayesinde yara almadan kurtuldu. ANKARA Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve üye seçimi konusunda görüş birliğine varamayan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, Yargıtay ve Danıştay’ın yapısıyla ilgili maddelerde de uzlaşma sağlayamadı. Komisyonun dünkü toplantısında Yargıtay’a üye seçimine, “Seçimden önce adaylar HSYK’nin birlikte oluşturacağı bir komisyon tarafından kamuya açık olarak dinlenir. Bu komisyon, her adayın başvuru dos yasını inceleyerek bir rapor hazırlar” fıkrasına MHP, “kura ile seçilme” önerisi getirdi. Diğer partiler buna itiraz etti. Danıştay’ın yapısıyla ilgili madde de CHP, “Danıştay, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek” hükmünün kuvvetler ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle itiraz etti. Uzlaşma sağlanamaması üzerinde uzmanların Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla ilgili madde de dahil olmak üzere yeni bir çalışma yapması benimsendi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle