15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 9 Rusya Dışişleri Bakanı, BM’den Suriye aleyhinde karar çıkartmak için baskı uygulandığını söyledi ‘ABD şantaj yapıyor’ Dış Haberler Servisi Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin kendilerine Birleşmiş Miletler (BM) Güvenlik Konseyi’nden Suriye rejimi aleyhinde karar çıkartmak için “şantaj” yaptığını söyledi. Lavrov, “Amerikalı ortaklarımız bize şantaj yapmaya başladı” diyerek ABD’nin, BM Güvenlik Konseyi’nde silahlı müdahaleye izin veren 7. maddenin uygulanmasını öngören kararı desteklemezlerse, Suriye’nin kimyasal silahlarını uluslararası denetime bırakmasıyla ilgili anlaşma uyarınca Kimyasal Silahların Önlenmesi Örgütü (OPCW) ile işbirliğine son verme tehdidinde bulunduklarını belirtti. Şam yönetimini devirme düşüncesinin Batılı ülkeleri “kör ettiğini”, Batı’nın (AP) Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’yi, BM Güvenlik Konseyi’nden, Suriye’ye silahlı müdahale kararı çıkartmak için kendilerine şantaj yapmakla suçladı. Ortadoğu Düzelir mi? “Doğu ve Batı Blokları” varken de Ortadoğu küresel güçlerin çıkar çatışmalarının çekişme alanı idi. Sovyetler Birliği dağıldı; ancak küresel güçlerin çıkar kavgaları sürüyor. Yöntemler değişti, kullanılan araçlar farklılaştı. Ancak özde değişen önemli bir şey var; 1990 sonrasının “yeni küresel düzeninde” büyüklerin birbirlerine iktisadi bağımlılıkları arttı ve “çatışan çıkarlar” yanında örtüşen iktisadi çıkarlar oluşmaya başladı. Kerry ve Lavrov’un Suriye konusunda anlaşmaları ya da ABD ile Çin’in uluslararası ticaretin aksamaması üzerinde karşılıklı özveride bulunma zorunluluğu yeni dönemin yarattığı oluşumların örnekleridir. Büyüklerin yürüttüğü küresel sistem, büyükleri bile kendine bağlamaya çoktan başladı bile. Küresel sistem karşısında ABD, Rusya, Çin, AB büyükleri ve Hindistan bir anlamda kırılgan ve bağımlı duruma geldiler. Kimilerine göre küresel düzen kazandı. Kimilerine göre, nükleer silah benzeri, denetimi zor bir sistem ortaya çıktı. Ve bazıları da kapitalizmin sonu geldi dedi. 10 yıl kadar önce üst düzey bir Çinli bürokrata Pekin’de “Siz nasıl bir düzen içindesiniz” sorusunu yönelttiğimde bana, “iç ilişkilerde sosyalist, dış ilişkilerde kapitalistiz” yanıtını vermişti. ABD’nin son yıllarda, “içerde yürüttüğü müdahaleci politikaya” baktığımız zaman, geleneksel kapitalizmden ne kadar uzaklaştığını açıkça görebiliriz. Ortadoğu yeni küresel düzende en aşağı kata itilen bölgedir. Arap ülkeleri, İran ve Türkiye siyasi, iktisadi, askeri ve kültürel olarak bunun bedelini en fazla ödeyenler. “Yeniden biçimlendirilmek istenen” bölgenin insanları Hitler Almanyası’nın, Stalin Rusyası’nın benzeri katliam ve iç çatışmaların içine itilmişlerdir. Büyük küresel güçler bölge üzerindeki çıkar kutuplaşmalarını azaltabiliyorlar; aralarında “asgari müşterekler oluşturuyorlar”. ABD, İngiltere, Almanya, Rusya, Çin son yıllarda bunun örneklerini verdiler. Buna karşılık bölge ülkeleri olan Arap devletleri, İran ve Türkiye kutuplaşmaları derinleştirerek aralarında hem silahlı çatışmaya giriyorlar hem de mezhep ve sınır kavgalarını derinleştiriyorlar. Irak, Bahreyn, Yemen, Lübnan, Mısır, Tunus, Libya ve Suriye’de yaşanmakta olan iç çatışmalar, “mezhep ve etnik farklılaşmaları öne çıkarılarak” yürütülüyor. Küresel güçler aralarındaki kutuplaşmayı azaltırken Ortadoğu’da mezhep ve ırkçılık üzerinden kedifare oyununu oynatıyorlar. Türkiye ve Suriye arasında yapay olarak üretilen çatışmaların, “ABD ve Kanada arasında neden hiçbir zaman yaşanamayacağını” analiz etmemiz gerekiyor! Ortak (ve karşılıklı) çıkarları geliştirmek yerine mezhebe ve etnik ayrımcılığa yönelik çatışmaların yaşanması en basit deyimi ile ilkellik ve çağdışılıktır. Antidemokratik ortamı beslemektir. Bölgede yaşanmakta olan bugünkü eğilimler ve yapılanma sürerse Ortadoğu’nun geleceği demokratik beklentiler açısından çok karanlıktır. Libya bombalanırken, Kaddafi linç edilirken Sarkozy’nin haçlı seferi benzetmesi boşuna değildir. Bunu bugün anımsatanlar bir anlamda Ortadoğu’nun karanlık çağlara itilmekte olduğunu açıklamış oluyorlar. Ortadoğu ülkelerinin aydınları çağdaş demokrasi kültürünün ülkelerinde gelişmesi için örgütlenmek ve aralarında işbirliği yapmak zorundadırlar. Esad’ın Suriye’de yaşadığı dram bunun göstergesidir; İngiltere’de eğitim görmüş, Avrupalı yaşam tarzını benimsemiş, ama bugün El Kaide ve uzantıları ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bugün ABD ve Avrupa ülkelerinde eğitim gören yüz bini aşkın öğrencimiz vardır. Sadece ABD’de 50 bin dolayında yükseköğrenim gören gencimiz bulunuyor. Bunlardan dönenler, çağdaş demokrasinin ve Batılı değerlerin Türkiye’de geliştirilmesi için ne oranda katkı sağlayabileceklerdir? Yoksa sistemin edilgen bir parçası olarak mevcut yapıya dahil mi olacaklardır? Bu soruya yanıt vermekte çok zorlandığımı itiraf etmeliyim... ideolojik bir misyon güttüğünü söyleyen Lavrov, OPCW’nin “karar aşamasında” olduğunu, ancak sürecin “Batılı ortakların küstah tutumu” yüzünden tehdit altında olduğunu vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanı, “Bütün söyledikleri Beşşar Esad’ın gitmesi gerektiği. Sadece kendi üstünlüklerini kanıtlamakla ilgililer” diye konuştu. Lavrov, Suriye’de kimyasal silahların bulunduğu bölgelerde çalışacak uzmanların güvenliğini sağlamak için asker göndermeye hazır olduklarını, ancak çok sayıda asker göndermenin gerekli olmadığını, gözlemcilerin yeterli olacağını da belirtti. Esad’ın kimyasal silahların imha edilmesi programının bir milyar dolara mal olacağı yolundaki açıklamasına da değinen Lavrov, programın maliyetinin çok daha düşük olduğunu söyledi. Rus medyası ise ABD ve ortaklarının, Suriye’deki kimyasal silahların imhasının Rusya tarafından ya pılmasını istediğini, ancak Türkiye’nin kimyasal silah yüklü gemilerin boğazdan geçmesini yasaklayabileceğini yazıyor. Suriye’nin başkenti Şam’da ise Rusya Büyükelçiliği havan topuyla vuruldu. Havan topu mermesinin elçiliğin içine düştüğü, 3 kişinin yaralandığı öğrenildi. BM Genel Kurul toplantıları için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi. Gül, Suriye sınırındaki bölgelere yerleşen radikal grupların Türkiye’nin en büyük kaygılarından biri olduğunu vurgulayarak “Bizim için bu büyük bir güvenlik tehdididir. Bu birinci derecede bizi ilgilendirir” dedi. Gül: Birinci derece tehdit İRAN’DA DİPLOMASİ TARTIŞMASI Devrim Muhafızları Ruhani’yi uyardı Dış Haberler Servisi İran Devrim Muhafızları, ABD ile diplomatik yakınlaşma konusunda uyarıda bulundu. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin, New York’ta yarın başlayacak BM Genel Kurulu çerçevesinde yapacağı temaslar öncesinde Devrim Muhafızları’ndan gelen açıklamada, “Tarihsel tecrübe ülkemizin diplomatik aparatının Beyaz Saray yetkililerinin tutumunu dikkat ve kuşkuyla izlemesini gerektiriyor” denildi. İran haber ajansı Tasnim tarafından duyurulan açıklamada, Devrim Muhafızları’nın ülkenin dini lideri ve en yüksek otoritesi Ayetullah Ali Hamaney tarafından oluşturulan stratejileri ve ulusal çıkarlar çerçevesindeki girişimleri desteklediği belirtildi. Ruhani’nin, ABD Başkanı Barack Obama ile BM Genel Kurul toplantıları sırasında “planlanmış bir karşılaşma” ile gayri resmi olarak görüşmesi de bekleniyor. Obama, Ruhani ile görüşmesinin ihtimal dışı olmadığını söylerken İran Cumhurbaşkanı da “her şey mümkün” demişti. ABD ve Batılı ülkelere ılımlı mesajlar veren Ruhani, ülkesinin hiçbir zaman nükleer silah geliştirme peşinde olmadığı ve olmayacağı açıklamasıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Ruhani dün yaptığı bir açıklamada ise Batılı ülkelerin, ülkesinin nükleer enerji elde etme amacıyla uranyum üretme hakkını tanımasını istedi. Ruhani, Batılı ülkeler bu hakkı tanırsa, ülkesinin nükleer programı konusunda işbirliğine hazır olduklarını söyledi. Peşaver kentinde düzenlenen intihar saldırısı, Pakistan tarihinde Hıristiyanlara yönelik en kanlı saldırı oldu. Ölenler arasında kadın ve çocuklar da var. İntihar komandolarının kiliseden çıkanlara doğru koşarak üzerlerindeki bombaları patlattıkları öğrenildi. (Fotoğraf: AFP) Aşağı kattakiler Pakistan’da Dış Haberler Servisi Pakistan’ın Peşaver kentinde dün bir kiliseye düzenlenen intihar saldırısında 70 kişinin öldüğü 100’den fazla kişinin yaralandığı bildirildi. Kadın ve çocukların da ölenler arasında bulunduğu saldırının iki kişi tarafından gerçekleştirildiği kaydedilirken kentteki Lady Reading Hastanesi doktorlarından Muhammed İkbal çoğu kritik olmak üzere yaralı sayısının 120 olduğunu belirtti. Ölü ve yaralı sayısının artmasından korkulurken bugüne kadar Hıristiyanlara yönelik en ölümcül saldırı olduğu vurgulanan olayda en az dört çocuk ile altı kadının yanı sıra iki de polis memurunun öldüğü ifade edildi. Kentin üst düzey emniyet yetkilisi Zahir İslam’ın verdiği bilgiye göre patlama sırasında kilisede 600 kişi bulunuyordu. Bir diğer emniyet yetkilisi Necib Bogvi, iki intihar bombacısının kilisedeki pazar ayini bittikten sonra dağılan topluluğa doğru koşarak kendilerini havaya uçurduklarını belirtti. Saldırının hemen ardından kent sakinlerinin protesto gösterileri için sokağa çıktıkları belirtildi. Peşaver’in en üst düzey yetkilisi Sahibzade Anis, “Kilisenin bulunduğu bölge terörizmin hedefinde olan bir bölge olduğu için özel güvenlik korumasındaydı. Nerede aksaklık olduğunu araştırıyoruz” dedi. Sünni ve Şii toplulukları arasında uzun zamandır süren mezhep çatışmalarının yaşan l İntihar eylemcileri ayin bitiminde vurdu: 70 ölü, 100 yaralı kiliseye saldırı dığı ülkede yeni hedefin Hıristiyan azınlıklar olduğu belirtirilirken Peşaver’in de içinde bulunduğu Hayber eyaletinde 200 bine yakın Hıristiyanın yaşadığı bunlardan 70 binin de Peşaver’de bulunduğu kaydedildi. Hayber eyaleti aşırı muhafazakârlığı ile biliniyor. Pakistan Başbakanı Navaz Şerif kilise baskınını kınayarak “Masum insanları hedef alan teröristlerin dinleri olmadığını, bu tür eylemlerin İslam öğretisine ve tüm dinlere aykırı olduğunu” belirtti. ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu da Pakistan’daki azınlıkların risk düzeylerinin yükseldiği konusunda yetkilileri uyararak önlem almaya çağırdı. ALMANYA’DA YENİ HÜKÜMET SENARYOLARI Merkel kazandı ama ortağı değişebilir Dış Haberler ServisiAlmanya’da yaklaşık 62 milyon seçmen, federal parlamentonun yeni üyelerini seçmek için dün sandık başına gitti. Kesin olmayan ilk sonuçlara göre Angela Merkel’in Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) oyların yüzde 42’sini aldı. Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) yüzde 26’da kaldığı seçimlerde Yeşiller Partisi de yüzde 8.5 oy toplayabildi. Koalisyonun küçük ortağı Hür Demokrat Parti’nin (FDP) yüzde 4.7 oy oranı ile barajı henüz aşamadığı, bu nedenle bir CDU/ SPD koalisyonun gündeme gelebileceği belirtiliyor. Yüzde 5’lik seçim barajını aşarak Meclis’e girip girmeyeceği merak edilen “Almanya için Alternatif” (AfD) partisi de ilk sayımlara göre yüzde 4,9 oy almış gözüküyor. Kesin olmayan sonuçlara göre Almanya Federal Meclisi’nde oy dağılımı ise şu şekilde: CDU ve CSU 297, SPD 184, Yeşiller 57, Sol Parti 60. Seçimlere katılım oranının 2009’a göre yüzde 4 artarak yüzde 76 olarak gerçekleştiği bildiriliyor. İlk sonuçları değerlendiren Merkel, “Bu süper bir sonuç” dedi. Partisinin merkezinde coşkuyla karşılanan Merkel, sorumluluk içinde davranacaklarına söz verdi. Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabirel ise başbakan adayı Peer Steinbrück ile toplantı düzenledi. Gabriel, oylarını artırdıklarını ancak beklentilerinin altında kaldığını belirtti. 800 bin Türkiye kökenli Navaz Şerif kınadı Ortadoğu’nun geleceği (REUTERS) seçmenin de oy kullandığı seçimlerde 66 Türkiye kökenli aday da Federal Meclis’e girmek için yarıştı. 2009’daki seçimlerde 622 koltuklu Federal Parlamento’ya Türk kökenli 5 milletvekili seçilebilmişti. En çok göçmen kökenliyi aday gösteren parti olan Yeşiller partisinden Cem Özdemir, Özcan Mutlu ve Ekin Deligöz’ün kazanma şansları yüksek. Data 4 U kamuoyu şirketinin yaptığı ankete göre Türk kökenlilerin yüzde 64’ü SPD’ye oy vereceğini söylemişti. SPD’nin başkan yardımcılarından Aydan Özoğuz’un parlamentoya girebileceği tahmin ediliyor. Macit Karaahmetoğlu ve SPD’nin en genç adaylarından 26 yaşındaki Mahmut Özdemir’in de şansı yüksek görülüyor. CDU’da ise ilk kez Türk kökenli bir Müslüman aday olan Batı Trakyalı Cemile Yusuf da seçimde iddialı. Kazanırsa Yusuf’un CDU’lu Türk asıllı ilk milletvekili olacağı vurgulanıyor. İsrail timleri devrede Dış Haberler Servisi Kenya’nın başkenti Nairobi’de önceki gün Somalili İslamcı militanlarca lüks bir alışveriş merkezine düzenlenen ve en az 59 kişinin ölümüne 175 kişinin de yaralanmasına yol açan baskın sonrası işgal hâlâ sürerken İsrail’den gelen özel timlerin de alışveriş merkezindeki işgalin sona erdirilmesi için devreye girdiği bildirildi. Kenya makamları zaman zaman silah seslerinin geldiği belirtilen alışveriş merkezine İsrail güçlerinin girdiğini kaydederken, İsrail Dışişleri Bakanlığı gelişme konusunda herhangi bir açıklama yap Kenya’daki baskına İsrail özel timleri müdahale ederken, madı. Üç İngiliz ile iki Fransızın binada büyük panik yaşandı. (REUTERS/AFP) da hayatını kaybettiği belirtilen saldırının El Kaide bağlantılı Es bulunduğunu sandıklarını kayde cezalandırılacak” dedi. Saldırının sorumluluğunu üstŞebap adlı İslamcı örgüt tarafın derek “Binada masum insanlar dan İslamcılara karşı Somali’de da var” derken saldırıda yeğeni lenen El Şebab yaptığı açıklamaoperasyon düzenleyen Kenya’dan ve yeğeninin nişanlısı da hayatı da saldırı öncesi Müslümanların intikam almak için düzenlendiği, nı kaybeden Kenya Devlet Baş binadan çıkartıldığını ve sadebunun için de sahibi İsrailli olan kanı Uhuru Kenyatta da televiz ce Müslüman olmayanların healışveriş merkezinin seçildiği ifade yondan ulusa seslenerek ölenle def alındığını da savundu. Bazı edildi. Kenya İçişleri Bakanı Jo rin yakınlarına başsağlığı diledi. görgü tanıkları da saldırganlaseph Ole Lenku, alışveriş merke Kenyatta, “Bu iğrenç saldırının rın Müslümanların binadan ayzinde 10 ya da 15 kadar teröristin failleri mutlaka yakalanacak ve rılmasına izin verdiğini iddia etti. TAZİYE ÇADIRINA SALDIRI BM’den Irak uyarısı Dış Haberler Servisi Irak’ta önceki gün başkent Bağdat’ın Şiilerin yoğun olduğu Sadr semtinde bir taziye çadırı yakınında düzenlenen saldırıda ölenlerin sayısı 73’e çıkarken, yaralı sayısı da 200’ü geçti. Olayın ardından Birleşmiş Milletler’den yapılan açıklamada, intikam saldırılarının daha fazla şiddete yol açacağı uyarısında bulunuldu. Saldırıdan bir gün önce bir Sünni camii bombalanmış, 18 kişi hayatını kaybetmişti. Kuzey Irak’ta ise seçimlerin ardından oy sayımı sürerken, Kürdistan Demokratik Partisi’nin birinci, Goran hareketinin ikinci, Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin ise üçüncü olduğu bildiriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle