14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EYLÜL 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 İBBŞT yeni sezon programını ve yeni projelerini açıkladı Az oyun, çok proje CEREN ÇIPLAK Anne Ben İnsan mıyım? İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği bienal 13. kez yapılıyor. İlk bienal “1. İstanbul Çağdaş Sanat Sergileri” adıyla 1987’de düzenlenmiş. Ben de gitmişim. İstanbullu olmanın en önemli niteliklerinden biri bütün dünyayı heyecanlandıracak bir etkinlik yapılırken yanından geçip gitmektir. İstanbullunun ya zamanı yoktur ya kıymetini bilmez ya da sonra giderim diye düşünür. Bir süredir “bienal”ler de benim için öyle olmuştu. Bu seferki bienal ise daha şubatta duyurulduğundan beri görme arzusu uyandırdı. Bienal, başlığı “Anne Ben Barbar mıyım?”ı bir şairin, Lale Müldür’ün kitabından alıyordu. Bienalin küratörü Fulya Erdemci’yi hazırladığı cesur sergilerle, Venedik Bienali’ndeki Türkiye Pavyonu gibi çalışmalarıyla biliyordum. 13. İstanbul Bienali’nin “siyasi bir forum olarak kamusal alan” fikrine odaklanacak olması da çağırıcıydı. “Ben KentliVatandaş Değil miyim?”, “Sürekli Yoksullaşan Bir Dünyada ‘Zengin’ Olmak Nasıl Mümkün?”, “İstanbul Hazır Hedef 2023”, “Bir Savaş Meydanı Olarak Kamusal Alan: Çatışma mı, Uzlaşma mı?” gibi çarpıcı sorular soruluyordu. Bu sorulara çağdaş sanatçıların verecekleri cevaplar belki de sanat zevki almanın yanında İstanbul’u daha iyi anlamakta da ufuk açıcı olacaktı. Sonra, “İstanbul’un katline bienal desteği... İstanbul katlediliyor... İstanbul uluslararası sermayeye pazarlanıyor... Tüm bienal sanatçıları, tasarımcılar, küratörler, düşünürler oyuna gelmeyin, oyuna alet olmayın...” diyen bir bildiri okudum. “Kamusal Direniş Platformu” adlı protestocular bildiri ile kalmamış, martta İTÜ Maçka Kampusu’nda yapılan “Kamuya Hitap Etmek” adlı etkinlikte sahneye fırlayıp “Anne Ben İnsan mıyım?” sloganını sahnede bir pankarta yazmış, protesto bildirilerini okumuş, seyirciler arasındaki beyaz tişörtlü bir grup yan yana durup bir metni okumaya başlamıştı. Sırtlarındaki harfleri birleştirdiğinizde “Barbarları Beklerken” yazısı okunuyordu, okudukları da Kavafis’in aynı adlı şiiriydi. 10 Mayıs’ta The Marmara otelindeki “Kamusal Sermaye” adlı sunumda kentsel dönüşüme uğratılan semtlerin adlarını taşıyan beyaz tişörtler giymiş eylemciler sırayla konuşmacıların oturduğu masanın önüne çıkıyor, İKSV’nin ve sponsorların logosunu taşıyan bezlere sarınıp sessizce yatıyor, güvenlik görevlileri de eylemcileri karga tulumba salonun dışına çıkartıyordu. Protesto eylemi olduğunu bilmeseniz bir performans izliyorum sanabilirdiniz. Protestolarla ilgili tartışmaları sanat sayfalarında izledik. Suçlamalar, işi kişisele dökmeler, karakol, davalaşmalar... Tam Türk tipi bir polemik. Bienale dikkat çekmek isteniyorsa başarılmıştı. Bu sırada bienalin nerelerde yapılacağı; hangi kamusal alanların, meydanların kullanılacağı; restore edilen AKM’de gerçekleştirilecek sergi haberleri gelmeye başladı. Gezi Parkı Direnişi ile ise “hiçbir şey eskisi gibi kalmadı”. Gezi’de kamusal alanda yapılabilecek tüm performanslar sergilendi. Devlet de kamusal alanı kamuya kapattı. Bienal, programını değiştirmek durumunda kaldı. AKM’den, meydanlardan vazgeçildi. Beş binada sergilerin gerçekleştirilmesine karar verildi. Ve kamuyu en etkili şekilde çağıracak haber verildi: Bienal bu yıl ücretsiz! 13. İstanbul Bienali 14 Eylül20 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu cezbedici tanıtım, bu kadar polemik ve “giriş ücretsiz!” denmesinden sonra gitmemek olmaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İBBŞT) bu yıl 2 Ekim’de, üç(!) yeni oyunla perde açacak. Aristophanes’in “Lysistrata: Kadınlar da Savaşırsa”sı, Necip Fazıl Kısakürek’in “Para” ve Nâzım Hikmet’in “Yolcu” oyunları seyirciyle buluşacak. Geçen sezon, Necip Fazıl Kısakürek oyunlarının sahnelenmeyip hep Nâzım Hikmet oyunlarının sahnelendiği yönünde tartışmalar yapılmıştı. Yeni oyunlar arasında her iki yazarın oyununun yer alması, tartışmaları sonlandırma çabası gibi duruyor. İBBŞT önceki gün Yıldız Parkı’ndaki Malta Köşkü’nde yeni sezon tanıtım toplantısı düzenledi. İBBŞT yönetim kurulu mayıstan bu yana karar alma mekanizmasını işletemediği için daha önceden alınmış kararlar sonucunda yeni sezona şimdilik 3 yeni oyunla merhaba diyebilecek. Toplantıda İBBŞT Genel u İBBŞT, karar alma mekanizmasını işletemediği için yeni sezonu şimdilik 3 yeni oyunla açacak. Bu arada Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu’na yıllarca ev sahipliği yaptıktan sonra teknik ve idari gerekçelerle kapatılan Muammer Karaca Tiyatrosu’nun İBBŞT Kültür Müdürlüğü’ne devri gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi Sanat Yönetmeni Hilmi Kültür Daire Başkanı Zafer Şahin, yönetim Abdurrahman Şen’den kurulunun 26 Eylül’de toplanacağını ve seçilen yeni üyeyle kurulun yeniden işlevini sürdürebileceğini belirtti. İBBŞT Genel Müdürü Salih Efiloğlu ise toplantıda, usta oyuncu Genco Erkal’ın Dostlar Kadınlar da Tiyatrosu’na Savaşırsa yıllarca ev sahipliği yapan, ardından teknik ve idari gerekçelerle kapatılan Muammer Karaca Tiyatrosu’nun İBBŞT Kültür Müdürlüğü’ne devrinin gerçekleştirildiğini açıkladı. Muammer Karaca Tiyatrosu Şehir Tiyatroları’nın bir sahnesi olmayacak. İstanbul edindiğimiz bilgiye göre Muammer Karaca Tiyatrosu, teknik tamirin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü bünyesinde, içinde tiyatronunun da yer aldığı bir kültür merkezi olacak. Efiloğlu, İBBŞT’nin usta oyuncularının kullandığı kostümler ile antika değeri taşıyan İBBŞT sahne ürünleri için bir müze oluşturulacağını da duyurdu. Efiloğlu, ayrıca Kartal, Maltepe, Avcılar gibi pek çok sahil ilçesine açıkhava sahnesi yapılacağını, Harbiye’deki Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nin üzerini hem yaz hem de kış etkinliklerinde kullanmak amacıyla kapatacaklarını belirtti. İBBŞT’nin 100. yılda toplam 1015 yeni sahneye kavuşacağını da sözlerine ekledi. Kadıköy’deki Haldun Taner Sahnesi yapı kompleksi de tamamen tiyatro sahnesine dönüştürülecek. Yapıda, iki sahne yer alacak. İBBŞT’nin 100. yıl etkinlikleri ise 1 Ocak’ta başlayacak. 100. yılda İBBŞT yazılı arşivi internet ortamına aktarılacak. Bu yıl sahnelemeyi planladıkları oyunlar ise şöyle: Melih Cevdet Anday’ın “İçerdekiler”i, Cenk Gündoğdu’nun “Radyonun İçindekiler”i, Sam Bobrick’in “Son Şans”ı ve Ira Lewis’ten “Çin Kahvesi”. 20122013 sezonundan “İstanbul Efendisi”, “Vişne Bahçesi”, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz”, “Yüzleşme”, “Ateşli Sabır” ve “Oyun” bu yıl sahnelenmeye devam edecek oyunlar arasında. 20. ULUSLARARASI ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ AÇILDI İKİ USTA MİMAR BİLGİ ÜNİVERSİTESİ’NDE BULUŞUYOR Nostaljik yıldız yağmuru Festivalin açılışına Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik katıldı. Filiz Akın, “masumiyetin tüketim toplumuyla birlikte yok olduğunu” vurguladı. Festival süresince 215 film gösterilecek. ASLI SELÇUK Gülru Necipoğlu Sinan ve Palladio kampusta hi Bölümü’nde Ağa Han İslam Sanatı Kürsüsü Profesörü ve Program Direktörü Gülru Necipoğlu’nun “Sinan Çağı: Osmanlı İmparatorluğu’nda Mimari Kültür” kitabının Türkçe baskısı vesilesiyle “Sinan ve Palladio” başlıklı bir konferans düzenliyor. Konferansta iki ustanın mimarlık, kültür ve sosyal tarihlerdeki paralel dünyaları ele alınacak. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından çıkacak ve ekim ayında okurlarla buluşacak olan kitabın yazarı Prof. Dr. Gülru Necipoğlu, üniversitenin Eyüp’teki Mimarlık Fakültesi E3101 Santral Kampusunda konferansın onur konuğu olacak. ADANA 20. Uluslara rası Adana Altın Koza Film Festivali’nin açılış töreni Yeşilçam’ın Dört Yapraklı Yoncası olarak bilinen Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik’in katılımlarıyla gerçekleşti. Sinemamızın yıldız oyuncularına Halit Ergenç, Yetkin Dikinciler, Yiğit Özşener ve Sinan Tuzcu eşlik etti. Açılış konuşmasını Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz yaptı. Aldırmaz’ın ardından ulusal yarışma jürisi sahneye çıktı. Jüri başkanı Beki Probst öncelikle bu görevinden ötürü onur duyduğunu belirterek “Bugün ilk günümüz. Jüride çok kıymetli meslektaşlarım var. Bu bir hafta hepimiz için çok ilginç ve güçlü bir hafta olacak” dedi. Göksel ise tören süresince Türk filmleri şarkılarını selendirdi. Sahneye ilk çıkan Fat ma Girik, “İlk Altın Koza Festivali’nde Ezo Gelin filmimle ödül almıştım. Üstünden seneler geçti, çok güzel günlerdi onlar. Böyle şık bir sahnede değil de bir çay bahçesi gibi bir yerde tören yapıldı. Topuklarım çamura bata çıka sahneye çıkmıştım, yine de her şey çok güzeldi. Bizler 50 seneyi devirdik, genç meslektaşlarımızın önünde aşacakları çok taşlı yollar var” diyerek duygularını açıkladı. Filiz Akın Adana’yı büyük sanatçıların, ışığın, yazın, pamuğun kenti olarak tanımladı: “Bir zamanlar çok yoğun film çevirdiğimiz dönemlerde başka bir eğlence olmadığı için seyirciyle çok tutkulu, çok yoğun bir ilişki yaşamıştık. Sinema çok büyük bir güç, bizleri o günlerden bugünlere taşıdı. Bana siz başkasınız, siz özelsiniz diyorsunuz. Halbuki masumiyet, romantizm tüketim toplumuy la birlikte yok oldu. Bizlerde galiba masumiyeti, romantizmi görüyorsunuz.” Koçyiğit, 100 yıldır var olan Türk sinemasının bu gece herkesi buluşturduğunu, bu özel gecede 50 yıldır Türk sinemasına hizmet etmiş, izleyicilerin gönüllerinde taht kurmuş büyük sanatçılarla aynı sahneyi paylaşmaktan onur duyduğunu vurguladı. Türkan Şoray gecenin konuklarını “Buranın mevsimi gibi sıcacıksınız, bana gösterdiğiniz sevgi ömrüme bir on yıl daha kattı, Altın Koza gerçekten Türk sinemasına büyük bir hizmet veriyor. Adana’da, Osmaniye’de film çevirdim, bu bölgede çok kaldım. En büyük dileğim buraya tekrar gelmek” diyerek selamladı. Festival süresince 215 film 450 seansta dönüşümlü olarak gösterilecek. Kültür Servisi İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, 20 ve 21 Eylül günleri, biri Anadolu diğeri İtalyan yarımadası coğrafyasından iki usta mimarı İstanbul’da buluşturuyor. Mimar Sinan, 600 yıl hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu’nun en tanınmış kişiliklerinden... Egemenliği altındaki topraklara en belirgin izlerini mimari aracılığıyla bırakan bir cihan imparatorluğunun dâhisi... Andrea Palladio , Avrupa Ortaçağı’nın zirvesinde iz bırakan eserler yaratan, moda olmuş ve taklit edilmiş bir Rönesans İtalyan mimarı... İstanbul Bilgi Üniversitesi, Harvard Üniversitesi Sanat ve Mimarlık Tari ADOB 29 Eylül’de perdelerini açacak Sinop’ta ‘Fantastik’ bir gün ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), 20132014 sanat sezonunu 29 Eylül’de, ATO Congressium’da vereceği yeni sezon konseriyle açacak. Ancak ADOB önce “Fantastik” adlı müzikal komedi ile yarın, Sinop Ayancık’a konuk olacak. Bestesi Harvey Lester Schmidt’e, librettosu Tom Jones’a ait olan müzikal, 1992’de “Tony Onur Ödülü”ne değer görüldü. Müzikal komedide, reji Doğan Çelik’e ait. Öte yandan ADOB, yeni sezonda pek çok eseri operaseverle buluşturacak. Ankara Opera Sahnesi perdelerini 2 Ekim’de “Rigoletto” operası ile açacak. Ardından sezon boyunca “Bir Yaz Gecesi Rüyası” modern dans gösterisi, “Amazonlar” balesi, “Tosca” operası, “Arda Boyları” modern dans gösterisi, “Seslerle Anadolu” müzikli oyunu, “Arşın Mal Alan” opereti gibi pek çok eser sahneye taşınacak. Kolektif İstanbul ‘Kerevet’ ile Babylon’da n Kültür Servisi Kolektif İstanbul, 3. albümleri “Kerevet” ile bugün saat 21.30’da Babylon’da dinleyicilerle buluşacak. Balkanlar ve Anadolu’dan derledikleri repertuvarlarını, funk ve caz altyapılarıyla harmanlayarak geleneksel melodiler ve enstrüman stillerini birleştiren Kolektif İstanbul, konserde eski parçalarının yanı sıra An Dro Nevez, Bana Hayat Zor Geliyor, Kerevet, Kurdelem gibi yeni parçalar da çalacak. 21. YIL KURBAN BAYRAMI REZERVASYONLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR Bodrum’un Mavi Bayraklı Bitez koyunda doğanın güzelliğini cömertçe yansıttığı, yeşilin, kumsalın bütünleştiği ve sımsıcak dostlukların buluşma yeri. GÜMÜLDÜR Kurban Bayramına Özel Eğlence Programları MAVİ DENİZ OTEL Denize Sıfır Oda + Açık Büfe Kahvaltı VEFAT VE TEŞEKKÜR Merhum Dr. Fuat Soragman ve merhume Seniha Soragman’ın kızı, merhum Av. İsmail İsa Caniş’in eşi; Ergun Otmar’ın kayınvalidesi ve Ayşe Otmar’ın annesi 50 TL 10 Adımda Odanızdan Plaja Tatil Keyfi Denize sıfır özenle dizayn edilmiş kumsal plajı, 20 yılı aşkın kalite ve güler yüzün hizmete yansıdığı, evinizi aratmayacak lezzet ve damak tadını ön planda tutan titiz ve zengin mutfağı... • 2013 yılı restore edilmiş odalar • Tamamıyla yenilenmiş plaj alanı • Yepyeni restaurant, mutfak ve bar alanı • Odalarda uydu sistemli LCD TV • Kablosuz internet • Bitez’e özgü yürüyüş turları keyfi • LİG TV Keyfi TEL: 0252.363 79 04 • GSM: 0533.722 81 81 Daha fazla bilgi için: www.manuelahotel.com FATMA MUALLA CANİŞ’in 14.09.2013 tarihindeki cenaze törenine katılan, bizi arayan ve destek olan bütün dostlara teşekkür ederiz. 0533 218 24 76 www.gmdotel.com AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle