19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2013 PAZAR 6 HABERLER yöneticilerine operasyon düzenlendi. Abdullah Cömert’in posterine el konuldu İstanbul ve Ankara’da TGB, İşçi Partisi, Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal Silivri çağrısına baskın İstanbul Haber Servisi İstanbul Valiliği’nin Ergenekon davasının yarın gerçekleştirilecek karar duruşması için Silivri’ye gidilmesini yasaklamasının ardından İstanbul ve Ankara’da Türkiye Gençlik Birliği (TGB), İşçi Partisi, Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal yöneticilerine şafak operasyonu düzenledi. ‘5 Ağustos’ta Silivri’de buluşma çağrısı’ nedeniyle yapılan operasyonda 20 kişi gözaltına alındı. Toplanma çağrısı yapan ve organizasyonu yönetip halkı teşvik ettiği ileri sürülen kişiler hakkında “Hükümeti devirmeye çalışmak ve çağrı yapmak, adil yargılamaya müdahale” suçlamasıyla işlem yapılacağı öğrenildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, sabah saat 05.00’te Ankara ve İstanbul’da 25 ayrı adrese operasyon düzenledi. Beyoğlu’ndaki TGB İstanbul İl Merkezi ile TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, TGB İstanbul İl Başkanı Olgu Özdemir, TGB Genel Başkan Yardımcısı Utku Faik Yılmaz ile Cemil Gözal, Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel, İşçi Partisi (İP) İstanbul İl Başkanı Osman Bilge Kuruca ve İşçi Partisi İstanbul İl Yöneticisi Emine Akfırat, Silivri Nöbet Çadırı’nın kurucusu Hıdır Hokka, TGB İstanbul il yöneticileri Erkin Öncan ve Uğurcan Yardımoğlu, TGB Genel Sekre Bakmaz, Etmez, Yapmaz Silivri’de Ergenekon kararlarının açıklanması beklenen duruşma için halka katılım çağrısı yaptıkları gerekçesiyle Türkiye Gençlik Birliği, Aydınlık ve Ulusal Kanal yöneticilerine baskınlar yapılması, iktidarın anayasayı, yasayı çiğneyen yolda daha epey alacak yolları olduğunu gösteriyor. Valinin yaptığı açıklama, ardından Bülent Arınç’ın bu kararların siyasi olarak arkasında durduklarını belirtmesi, bir Vali işgüzarlığıyla karşı karşı olmadığımızı göstermekte. Hükümet emir vermiş, vali uyguluyor. Erdoğan ve ekibinin geldikleri nokta şudur: Her türlü gösteri, yürüyüş, miting, duruşmaları izlemeye gitmek, bizi devirmeye teşebbüs olabilir. Mehmet Ali Şahin, iktidarın önemli figürlerinden Gezi Parkı protestocularına karşı cezayı biçmişti, biliyorsunuz: Hükümeti yıkmaya teşebbüsten müebbetlik... İktidarın en çok yediği haltlardan biridir bu: Kimlere ne için, ne ceza verileceğini siyasal olarak belirlemek ve savcı ile mahkemelere de yol göstermek... Bunları açıklamaktan da duydukları bir kaygı yok, çünkü devlet de onlar, mahkeme de, savcı da, yargıç da. Her kurum onlar... Arınç bunu dün ifade etti: Ülkeyi yönetiyoruz, tabii ki bu kararları alacağız. HHH Bu anayasal suçlarının hesabını gün gelecek bir savcı önlerine koyacaktır... Bundan şüphesi olan var mı? Vali Bey bence ileride kendisine karşı yöneltilecek suçlamalara karşı sağlam bir belge düzenlemesi yapmalı... İşte şu emir verdi, belgesi bu... Şu saatte hükümetten veya bakanlıktan gelen şu içerikte talimat ve emirle, şu önlemleri aldık... Sonra günah keçisi olmasın. Ama kendini kurtarır, çünkü iktidar erkek adam, açıkça verdikleri bütün emirlerin arkasında duruyor ve bunu da kamuya deklare ediyor! Olay siyasetin anayasaya, yasalara uygun icraat yapması beklenen, çeşitli unvanlarla görev yapan yönetim ve icra memurlarını, yasaları çiğnemeye, suça teşvik etmesidir. Ama yasal olmayan emirleri uygulamak da suçtur. Vali Bey’in sözlerine ve gençleri gözaltına alma gerekçelerine bakılacak olursa suçlama, halkı isyan ve şiddete teşvik etmek... Şüphesiz bunun ucu hükümeti yıkmaya kalkışmaya kadar gider. Her diktatör heveslisinin en hassas olduğu konu, öncelikle iktidarına yönelik her türlü protestoyu önlemektir. Bu konuda çok titizlenirler çünkü işledikleri suçlara karşı sürekli bir “yıkılma” kuşkusunu içlerinde taşırlar. Yok yok, buna gerçekten inanırlar... Hastalık hastaları vardır; bunlar da birilerinin sürekli olarak kendilerine komplo, suikast, darbe hazırlığı içinde bulundukları kaygısıyla yaşıyorlar. M. A. Şahin ve benzerlerinin, protestoların ardında darbe rüyası görmelerini başka türlü izah edemeyiz. Böyle bir halisünasyon, insanı, iktidarı, yeni suçlar işlemeye zorlar... Çünkü iktidarlarına karşı gerçekten ciddi darbe tehlikesi olduğuna inanır ve bunu bertaraf etmek için de ellerindeki bütün olanakları seferber ederler... Giderek daha büyük hukuksuzluk batağına saplanırlar... HHH Ergenekon nedir? Dünyanın en büyük hukuksuz, delilsiz, mesnetsiz yargılamalarından biri... Bir siyasi dava! Hükümet sözcüsü Arınç şu an, mahkemenin kararını açıklamasını engellemeye yöneldiler, diyor. Böyle bir şey mi oldu, olabilir mi?.. İktidar olarak yapacağınız tek şey vardır: Halkın, Silivri’de duruşmayı izleme isteğini mümkün olduğunca yerine getirmek. Yasalar size bunu emrediyor! Fiziksel olarak herkesin izleme olanağı bulunmaz, fiziki kapasite kadar duruşmayı izlemeye girer insanlar. Geride kalanlar dışarıda kalır, onlara da insani muamele yaparsınız, piknik mi yaparlar, bağırıp çağırırlar mı, protesto mu yaparlar... İşte her neyse... Ama içeriye tıktığınız ve ağır cezalar vermeye hazırlandığınız insanların yakınlarına, destekçilerine, vicdanların sesine uyanlara, siyasi destekçilerine fiilen Silivri’yi yasaklamak ve bu amaçla askeri ve polisiye önlemlerin yanı sıra duruşmaya çağrı yapanları iki gün önceden gözaltına almak... ...ancak keyfi, yasaları çiğneyen bir iktidarın işi olabilir. RTE ve iktidarı pervasızca hukuku, yasaları hiçe saymayı sürdürüyor. Mahkemelerin açıklığını rafa kaldırıyor. İnsanları tutukluyor. Gençlere gözdağı veriyor... Bunu neden yapıyor? Normal bir iktidar olsa bu yola (veya yolsuzluğa) yeltenir mi? Meşruiyetini sürekli olarak yitiririr mi? Uluslararası kamuoyunun diktatörlük, otoriterlik, baskıcılık, anayasal ve yasaları çiğneme suçlamalarına karşı tüyleri diken diken olmaz mı, kaygı duymaz mı, kendisine dönüp bakmaz mı? Yapmaz, bakmaz, etmez, olmaz... Çünkü normal bir iktidar ve sahipleri ile karşı karşıya değiliz. Olgu Öztürk teri Mustafa Sevim, Genel Başkan Yardımcısı Aykut Diş’in evlerinde arama yapıldı. TGB Başkanı Cengiz, elleri kelepçeli şekilde gözaltına alınırken “Senin zorbalığın bize sökmez. Gençlikle uğraşan ayak altında kalır” diye seslendi. TGB üyeleri, Çağdaş Cengiz’in gözaltına alınmasını Galatasaray’daki evinin önünde protesto etti. Evin önünde toplanan grup “Ata türk gençliği görev başında”, “Kahrolsun AKP diktatörlüğü” ve “Gençlik vatan savunmasında” sloganları attı. Gözaltına alınanlar Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Ankara’da ise Ulusal Kanal Ankara Temsilcisi Mustafa Kaya, Ulusal Kanal muhabiri Mehmet Kıvanç, Aydınlık muhabiri Osman Erbil ve İP Ankara İl Başkanı Osman Yılmaz, Utku Reyhan’ın evleri arandı. bile el konuldu Cömert’in posterine Aramaların ardından 20 kişi gözaltına alındı. Polis, aramalarda baret, gaz maskesi, deniz gözlüğü, bilgisayar ve bazı dijital malzemelerle Gezi eylemlerinde Hatay’da öldürülen Abdullah Cömert’in posterine bile el koydu. Gözaltına alınanlar hakkında “Ülkede kaos ve kargaşa ortamı oluşturup anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine yönelik suç işleme yönünde çağrı yapmak, hükümeti devirmeye çalışmak ve çağrı yapmak. Şiddet içerikli eylemlere tahrik etmek. Mahkeme heyetini ve adil yargılamayı etkilemek” gerekçeleriyle işlem yapılacak. TGB’nin Çukurcuma’daki İstanbul İl Merkezi’nde yapılan arama sırasında çevik kuvvet bölgede geniş güvenlik önlemleri alarak merkeze çıkan tüm sokakları kapattı. Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel evi aranırken “Bizi teslim alarak direnişi sonlandıramazlar. Direniş yurtsever, devrimci, halkçı bir iktidar yaratana kadar devam edecek. Onlar Türk milletine teslim olsun” açıklaması yaptı. Aykut Diş de gözaltına alınırken “Bu toprakÇağdaş larda Mustafa KemalCengiz ler yenilmez” dedi. TGB’den yapılan açıklamaya göre TGB İstanbul il bürosundaki arama dün saat 20.30 sıralarında sona erdi. 13 saat 45 dakika süren aramada polis tarafından bürodaki tasarım bilgisayarlarına ve şahsi bilgisayarların harddisklerine el kondu. 13 saat arama CHP’DEN TEPKİ: Faşizmin yeni saldırısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Operasyonlara CHP’den sert tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan yaptığı yazılı açıklamada “AKP faşizmi hukuksuzlukta sınır tanımamaktadır. Yasadışı olan 5 Ağustos çağrısı değil, yapılan operasyonlardır. AKP özgürlük isteyen milyonların Silivri buluşmasından korkmaktadır. Ergenekon karar duruşması için yapılan çağrı, şiddet içermeyen hukuk ve özgürlüğe sahip çıkma noktasındadır. Operasyonlar bu çağrıyı itibarsızlaştırmaya yöneliktir” dedi. “Yandaş medyada başlayan provokasyon haberlerinin Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun açıklamalarıyla devam ettiğini” vurgulayan Tezcan, “Bugünkü (dünkü) operasyonlarla da sürmektedir. Biz çatışma ve şiddet istemiyoruz. Çatışmayı, şiddeti ve terörü provoke eden iktidarın kendisidir. Bu çabaların hiçbirisi sonuç getirmeyecek. Faşizmin saldırılarına boyun eğmeyeceğiz. 5 Ağustos’ta Silivri’deyiz!” açıklamasını yaptı. CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray da, 5 Ağustos’ta Mustafa Balbay’ı yalnız bırakmayacaklarını, tüm İzmir’in arkasında olduğunu söyledi. Çıray, “Hukukun üstünlüğünü ve saf vicdanı temsil eden ‘İzmir medeniyeti’ 5 Ağustos’ta verilmesi beklenen kararın doğrudan tarafıdır” açıklamasını yaptı. Çıray, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Balbay’ın tutukluluğu sadece demokrasiye karşı bir tasallut değildir; aynı zamanda Başbakan’dan tutun Diyanet İşleri Başkanı’na kadar her vesileyle hakaret edilen İzmir’e tasalluttur. AKP ileri gelenlerine ve onların yürütme organlarına kadar yayılmış bir İzmir düşmanlığı söz konusudur. Ama hiç önemi yok... İzmirliler üzerlerine düşen barbarlığın gölgesini medeniyetlerinin yaydığı ışıkla boğacaktır. Tarihte nerede ve ne zaman olursa olsun ‘İzmir medeniyeti’ her türden barbarı alt etmiştir. İzmirliler milli iradeyi kendilerine indirgeyen bu barbar zihniyeti tanıyor, biliyor; bundan ötürü de cezalandırıyor. Fakat önümüzdeki seçimlerde İzmir’in şamarı hepsinden ağır olacak.” ‘Vazgeçmeyeceğiz’ C HP milletvekilleri Mahmut Tanal ve Ali Özgündüz, İşçi Partisi Genel Başkanı Yalçın Büyükdağlı, Dünya Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Merkezi Başkanı Tarık Günersel ve tiyatro oyuncusu Suzan Aksoy’un aralarında bulunduğu grup öğlen saatlerinde Beyoğlu’ndaki Ulusal Kanal önünde toplandı. “Her yer Silivri, her yer direniş”, “5 Ağustos’ta Silivri’deyiz” ve “Barikatınız, yasaklarınız, sona erecek iktidarınız” sloganları atan grup burada basın açıklaması gerçekleştirdi. CHP Milletvekili Ali Özgündüz, AKP’nin hukuk tanımaz uygulamalarını eleştire rek “Ne yazık ki mahkemeler de bu işe araç oluyor. İleride hukuka aykırı kararları talep edenler ve uygulayanlar kanun çerçevesinde hesap vereceklerdir” dedi. Yabancı misafirler var PEN Türkiye Merkezi Başkanı Tarık Günersel de PEN’in, Türkiye’deki iktidarın antidemokratik uygulamalarını takip ettiğini anlatarak “5 Ağustos’ta Silivri’ye dünyanın çeşitli yerlerinden yazarlarımız gelecektir. Bunlardan bir tanesi Norveç PEN Başkanı ve Uluslararası Basın Enstitüsü yöneticilerinden William Nygaard’dır” dedi açıklamasından sonra 5 Ağustos’ta Silivri’de olacağız. Sanıkların yakınları dahi duruşmaya alınmıyor. Bu hukukun bittiğini gösteriyor” diye konuştu. CHP Milletvekili Mahmut Tanal da Kazlıçeşme’de yapılan eylemlerin serbest, demokratik, anayasal; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca, alenilik ilkesi olan duruşmaları izlemeninse yasak olduğunu vurguladı. Tanal, olaya mahal verilmemesi için de şu çağrıyı yaptı: “Spor ayakkabılarınızı giyin. Çünkü Emniyet’in Vali Mutlu’nun Pikniğe gidin açıklamaları suç İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “ Başka şehirlerden gelmeyin, engelleyeceğiz” açıklamasının Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesindeki “kamu görevlisinin görevini kötüye kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçunu oluşturduğunu vurgulayan Özgündüz, “Mutlu’nun suç teşkil eden ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, yarınki Ergenekon davasının karar duruşmasına izleyici alınmaması kararının “geri alınması” çağrısında bulundu. Feyzioğlu, anayasanın 141 ve CMK’nin 182/1. maddelerine göre duruşmanın herkese açık olduğunu vurguladı. CMK’nin duruşmanın düzen ve disiplinine ilişkin 203. ve devamı mad size yapacağı şu: Anayolları kapatacaklar. Arazi bol. Üstünüze kot pantolonlarınızı giyin, yanınıza ekmeğinizi, suyunuzu, ızgaranızı, etinizi alın. Orada piknik yapın. Şemsiyenizi alın, güneşten korunun. Barış ve özgürlük şölenine tüm insanlarımızı davet ediyoruz.” İşçi Partisi Genel Başkanı Yalçın Büyükdağlı ise Vali Mutlu’nun önceki günkü basın toplantısında İP, TGB, Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinin yöneticilerine yönelik bir gözaltı ve arama operasyonunun işaretini verdiğine dikkat çekerek, “5 Ağustos’ta 100 binler işlenecek hukuk cinayetine ‘dur’ demek için Silivri’de olacak. Verecekleri o sözde kararı reddediyoruz. 100 binlerle birlikte sadece sözde kararlarını yıkmak için değil, AKP iktidarını deliğe süpürmek için Silivri’de olacağız” dedi. TGB Genel Başkan Yardımcısı Ezgi Sağcan ise operasyonun Erdoğan’ın ve AKP iktidarının korkusunu gösterdiğini söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de yazılı açıklama yaparak operasyona tepki gösterdi. Tekin “Duruşma izlemek, ne zamandan beri suç oldu? Hükümet yanlıştan hemen dönsün ve yolları açsın. AKP iktidarı, neredeyse hepimize Mussolini’nin ‘Yaşam Kılavuzu’nu dayatacak” dedi. Mahkeme basılacaktı iddiası Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu operasyonla ilgili çok tartışmalı bir tweet attı. Uslu “İddialara göre Silivri’ye gidecek olan bir grubun planı mahkemeyi basıp tutukluları kaçırmaktı” diye yazdı. hat özgürlüğü ile 34. maddesinin “herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” hükmüne doğrudan aykırılık teşkil ettiğine işaret eden Feyzioğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik içtihadına göre, barışçıl gösterilerin güç kullanılarak engellenmesi ve dağıtılmasının sözleşmeyi ihlal olduğunu belirtti. Feyzioğlu: Hukuka aykırı karar geri alınsın delerine dayanılarak duruşmanın belirli kişiler dışında kalan izleyicilere yasaklanmasına hiçbir şekilde karar verilemeyeceğini belirten Feyzioğlu, aksine bir uygulamanın, duruşmanın açıklığı ilkesinin keyfi şekilde ihlali olduğunu söyledi. Mahkemenin anılan hukuka aykırı kararı ve İstanbul Valiliği’nin karara atıf yapan açıklamasının bağımsız ve tarafsız yargı ile kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğuna işaret etti. Valiliğin açıklamasının anayasanın 23. maddesinde yer alan seya İP’den CHP’ye ziyaret Operasyonların hedefi olan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. Görüşmeye İP Partisi Genel Sekreteri Serhan Bolluk ile CHP Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu ve Bülent Tezcan da katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle