19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 bitenleri pek fark etmez... Özgürlükler elinizden alınır... Bir sabah öyle bir eylem patlar ki yerinizden zıplarsınız. Bilinçlenmediğini sandığınız halkın uyanışını görürsünüz sandıklar açıldığında. Ne gözaltı dalgaları, ne baskı, şiddet halka vız gelir... Hukukun üstünlüğü, demokrasi, özgürlükler öne çıkar! Halk bilir bu saatten sonra darbelerle, faşist baskılarla ülkenin yönetilmediğini. Sandığa, demokrasiye, hukuka, özgürlüğe sımsıkı sarılır ve bırakmaz. O halk hem devlet terörüne, hem bireysel hem de örgütsel teröre karşı demokrasi için kenetlenir. Tek nedeni vardır: “Bu coğrafyada din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yapılmadan özgürce yaşamak!” O zaman yitip gitmiş bir evrende yeniden çiçeklenir hayat. Sömürü düzeni ve kölelik biter... AVM inşaatlarında o naylon çadırlarda yatan işçiler cayır cayır yanarak ölmez, ucuz emek gücü biter, taşeron varsılları ortadan kalkar. İnsanca yaşamdır bunun adı, bir torba dolusu mercimek, tarhana, zeytin, şeker dağıtılıp sadaka toplumu yaratmak değil. HHH Geçecek gülüm üstümüzdeki kara bulutlar, gün ışıyacak, şafak vakti kapılar çalınmayacak, evler basılmayacak. Bir yol var o kadar! Sen demokrasiye sahip çıkacaksın, sandığa inanıp üşenmeden gidip oyunu özgürce kullanacaksın! Demokrasi ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceksin! Yüreğinle direneceksin, oyuna gelmeyeceksin! 5 Ağustos’ta Silivri’de karar günü... 3 Ağustos sabaha karşı İP, Aydınlık, Ulusal Kanal, TGB’lilerin evleri basıldı... Son gelen haberlere göre gözaltı sayısı 15... Yıldırmadır, gözdağıdır bunun adı... Demokratik hukuk devletinde sudan nedenlerle baskınlar olmaz... Gözler açıldı beyler, efendiler, paşalar, sultanlar... Bu halk Gezi’den sonra demokrasiye, özgürlüğe, hukuka, sandığa daha çok sahip çıkacak... Hâlâ farkında değilsiniz! Ne yazık ki “çok üzgünüm” demeyeceğim, bir hayli mutluyum, mutlu! ‘Silahlı gruplarla ilişkinizi kesin’ ANKARA (Cumhuriyet) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, hükümetin Suriye politikasını eleştirerek “Hükümetin bölge politikasını barışçıl ve demokrat bir perspektifle yürütmesi, daha fazla kanın akmasına da engel olabilir” ifadesini kullandı. Tanrıkulu, yazılı açıklamasında, “El Nusra isimli silahlı grupların, Suriye’nin kuzeyinde sivillere yönelik katliam girişimlerinde bulunduğunu” anımsattı. Bu durumun oluşmasında hükümetin bölge politikasının etkili olduğunu belirten Tanrıkulu, “AKP Hükümeti, başta El Nusra olmak üzere sivillere yönelik katliamlara imza atan tüm silahlı gruplarla ilişkisini derhal kesmeli ve bunlara karşı tutum almalıdır” değerlendirmesinde bulundu. “Suriye’ye silahlı grupların geçişine değil, insani yardımın aktarılmasına olanak tanınmalıdır” diyen Tanrıkulu, “Hükümetin bölge politikasını barışçıl bir perspektifle yürütmesi, daha fazla kanın akmasına da engel olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Vahim iddialar var BDP’li Tuncel ‘İktidar, El Kaideli grupların Taksim’de barındıkları yönündeki bilgilere ilişkin açıklama yapıp Rojava’yı kınamalı’ dedi İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, hükümeti Suriye’nin Kürtlerin yaşadığı Rojava bölgesindeki ElKaide’ye yakın grupların yaptığı katliamı kınamaya çağırdı. Tuncel, Taksim’deki otellerde Rojava’ya gitmek üzere çetecilerin kaldığı iddialarına ilişkin hükümetin açıklama yapması gerektiğini ifade etti. BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarına gönderdiği mesajı anımsatarak “Şimdi devletin güven artırıcı adımlar atması gerekiyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde görkemli bir etkinlikle adımların atıldığına ilişkin önemli mesajlar vermek istiyoruz” diye konuştu. Tuncel, şöyle devam etti: “Rojava’ya gitmek üzere Taksim’deki otellerde kalan çetelerin olduğuna, AKP’nin çetecilere yardım ettiğine yine PYD Eşbaşkanı Salih Muslim’in İstanbul’da devletle görüşürken aynı gün çetecilerin Antep’te Rojava’daki katliamlara ilişkin toplantılar yaptığına ilişkin iddialar var. Bunlar korkunç iddialardır. Hükümet bu iddialara açıklama yapmak zorunda. AKP yardımların gitmesi için değil çetelerin geçmesi için kapıları açıyor.” Tuncel “Hükümet Rojava’daki katliamı kınamadı. Bu bile hükümetin bu politikaların yanında olduğunu gösteriyor. Hükümet bu katliamı net bir şekilde kınadığını belirten açıklama yapmalıdır. Rojava konusunda da adım atmalıdır” diye konuştu. Tuncel çözüm sürecine ilişkin “KCK güçlerini sınır dışına çekti. Devletin adım atması gerekiyor. Devletin, Kürt halkının bu sürece gerçekten inancını güçlendirecek ve daha etkin katılımını sağlayacak bir politika ortaya koyması gerekiyor. Bu yüzden ‘hükümet adım at’ kampanyası başlattık” dedi. Tuncel “1 Eylül’e kadar hükümet tarafından somut bir adım atılmalı, 1 Eylül’de BDP olarak görkemli bir şölenle ‘Türkiye’de bir daha savaş asla’ diyebileceğimiz bir sürecin müjdesini vermek istiyoruz” dedi. Toplantıda BDP İstanbul İl Eşbaşkanları Emrullah Bingül ve Arife Çınar, ağustos ayı etkinliklerini açıklarken bugün saat 17.00’de Galatasaray’dan Taksim Meydanı’na “Sömürgeci uygulamalara son” sloganıyla yürüyüş yapılacaklarını söyledi. Etkinlikler ağustos boyunca sürecek. Programa göre 6 Ağustos Salı günü Kartal ve Taksim’de saat 18.00’de Abdullah Öcalan’ın sağlığının İmralı’da bağımsız bir heyet tarafından incelenmesi talebiyle basın açıklamaları yapılacak. Tuğluk, Şenyurt sınır kapısının açılarak Nusra saldırısı altındaki Kürtlere yardım götürülebilmesi için yöredeki kadınlarla insan zinciri oluşturdu. (Fotoğraf: AFP) İsyankârım İsyankâr!.. Masmavi bir gökyüzü, aydınlık bir sabahın ilk saatlerinde neyi anlatır size? Dünyanın kayasının yosunlu bir yamacı üzerinde oturup düşünmek, güzel günlerin habercisi olan kuşların kanadında yaşamı güzelleştirmek... Belki çocukların dilini anlamak... Yalnızlığı ötelemek! İki çocuğuyla köyünden Ceylanpınar’a gelen babanın sınırdan seken kör bir kurşunla orada ölmesi. İki çocuğunun çığlıkları... Yanı başımızdaki savaş... Ceylanpınar halkının çaresizliği... Çayınızı yudumlarken İP, Aydınlık, Ulusal Kanal ve TGB yöneticilerinin evlerine yapılan baskınlar, YAŞ kararları... Adı şafak baskını mı, yoksa cadı avı mı? Hukuk devleti mi, yoksa polis devleti mi? Bu kin, bu nefret neyin habercisi? Mersin’de Gezi eylemlerinde polisin yüzüne biber gazı sıktığı Mehmet İstif’in, ağzında oluşan yaralar sonucu dilinin dörtte birini yitirmesi. Sabah olanca yalnızlığını taşımıştı içime! Hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnendiğini apaçık görüyorduk artık! Faşizmin dili yoktur! Dilsizdir! Ezer geçer, yakar yıkar... HHH Yakın tarihin sayfalarına baktığımızda bunu görürüz. Mağdur edebiyatı yapanlar iktidar gücünü ellerine geçirdiklerinde darbeci faşistlere taş çıkartırlar. Bu hep böyle olmuştur! Kendi ülkelerinde hukuku çiğnerlerken, demokrasiyi ve özgürlükleri yok ederken, gözüne kestirdikleri ülkelere demokrasi ve özgürlük getirmeye kalkarlar. Kardeşim Esad, kardeşim Ali, Veli, Hasan gün gelir “düşmanım” olur, yerini “Kardeşim Mursi” alır... Ağababaları “hizaya gel” deyince “düşmanım Sisi”, “kardeşim Sisi” olarak yer değiştirir. Aşkın ve ölümün içinde olan halk olup BDP’ye izin yok, İHH konvoyu yola çıktı!.. Haber Merkezi Suriye’ye insani yardım götürmek için yola çıkan BDP heyeti Mardin Kızıltepe’de bekletilirken İnsan Hak ve Hürriyetler (İHH) İnsani Yardım Vakfı tarafından organize edilen yardımların yola çıktığı belirtildi. Suriye’nin Resulayn bölgesinde yaşanan çatışmaların ardından ortaya çıkan koşulların iyileştirilmesi için insani yardım toplayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) heyetine Mardin Kızıltepe’de izin verilmedi. DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk başkanlığındaki heyet geçtiğimiz perşembe gününden itibaren bölgede bekletiliyor. DTK Eşbaşkanı, Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk “Tahammülün sınırına geldik” dedi. Tuğluk, yörede toplanan kadınlarla “insan zinciri” oluşturdu. Tuğluk, Twitter’dan şunları paylaştı: “Bir yandan PYD’nin eşbakanıyla görüşülüyor ve kapıların açılacağına dair de bilgi veriliyor. Ama 12 kamyonluk yardımı gönderemiyoruz? Sınır kapıların açılması için burdayız. Kalmaya devam edeceğiz.” Öte yandan El Kaide’ye yakın grupların Suriye’ye gitmek üzere İstanbul Taksim’deki otellerde konuşlandığı iddiaları dün yeni bir boyut kazandı. Bu kişilerin Suriye’ye yardım götüren İngiltere merkezli yardım kuruluşlarının üyeleri olduğu öğrenildi. Tartışma yaratan grup dün Kazlıçeşme’den Suriye’ye uğurlandı. İHH Başkanı Bülent Yıldırım, konvoyun bayramda Suriye’ye ulaşacağını söyledi. İddialara yeni boyut PAMUKKALE’DE Bahçeli’ye izin verilmeMİŞTİ ‘Araçla girmek yasak’tı... DENİZLİ (Cumhuriyet) Denizli’ye 2011 yılında il başkanları toplantısı için gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Araçla Pamukkale’ye girmek yasak” gerekçesiyle alınmadığı Pamukkale içindeki antik havuzda, düzenlenen iftar yemeğine İl Özel İdaresi Başkanı Hüseyin Gürlesin’in makam aracıyla girmesi, meclis üyelerinin tepkisine neden oldu. İl Genel Meclisi üyeleri, iftar yemeğine ring araçlarıyla alınarak antik havuza götürüldü. Pamukkale’de dönemin İşletme Müdürü Nevzat Sallıo’nun görevden alınmasına kadar uzanan “Bahçeli krizinin” ardından Sallıo’nun yerine AKP Denizli Milletvekili Bilal Uçar’ın imam ağabeyi Mustafa Uçar, vekâleten müdür olarak atanmıştı. HASTA TUTUKLULAR Fotoğraf: SERKAN YILDIZ ‘Onların da tedavi hakkı var’ İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, dün Galatasaray Meydanı’ndaki “F oturmaları” eyleminde Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu olan ağır hasta olan Abdullah Tetik (38) ve Kemal Avcı’nın (26) serbest bırakılmasını istedi. İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Sevim Kalman yaptığı açıklamada, “Tekirdağ F Tipi cezaevinde yatmakta olan Abdullah Tetik ve Kemal Avcı yaşadıkları tecritten dolayı ağır hastalıklarla boğuşmaktadırlar. Daha sağlıklı muayene olamadıkları için kilo kaybettikleri gibi günden güne ölüme bir adım daha yaklaşmaktadırlar. Bir hasta mahpusun daha hapishanede yaşamını yitirmesine tahammül edemeyiz. Mahpuslar insandır, onların da tedavi olabilme hakları vardır” dedi. Cumartesi Anneleri 436. kez bir araya geldi Özgür basın vurgusu İstanbul Haber Servisi Gözaltında kaybedilen yakınlarının bulunması istemiyle her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 436. kez bir araya geldi. Kayıp yakınları, bu haftaki eylemlerinde 28 Temmuz 1993 tarihinde evinden çıktığı zaman gözaltına alınarak öldürülen Özgür Gündem gazetesi çalışanı Ferhat Tepe’yi anarak katillerin cezalandırılmasını istediler. Cumartesi Anneleri “Gazeteci Ferhat Tepe şahsında gözaltında kaybedilen, katledilen tüm gazeteciler için, kayıplar için hakikat ve adalet için, özgür basın istiyoruz” dediler. Cumartesi Annelerine destek veren BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de Tepe ve diğer insanların gözaltında kaybedilmesinin Türkiye’nin ayıbı olduğunu belirterek katillerin bulunmasını istedi. Cumartesi Anneleri adına açıklama Ocak 1996’da gözaltında dövülerek öldürülen gazeteci Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe tarafından yapıldı. Açıklamada, Tepe ve avukatı Şevket Epözdemir’in öldürülmesinden dönemin sivil ve asker yöneticilerinin sorumlu olduğu kaydedilerek “ Ferhat Tepe şahsında gözaltında kaybedilen, katledilen tüm gazeteciler için, kayıplarımız için, hakikat ve adalet için, özgür basın istiyoruz” denildi. Liselerimizde 450 puan üzerinde başarı gösteren gösteren öğrencilere kademeli olarak parçalı burs sağlanmaktadır. Ayrıca ilkokuldan liseye tüm sınışara açık olan Akademik Değerlendirme sınavına katılarak öğrencilere tam burs ve 450 puan altında başarı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle