19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ 6 HABERLER Polisin sıktığı biber gazı nedeniyle dilinin bir kısmını kaybetti, konuşma güçlüğü çekiyor İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi de polisin keyfi biber gazı kullanımı nedeniyle birçok insanın yaşamını yitirdiğini vurgulayarak, “Gaz kullanımı Gezi olayları nedeniyle Türkiye’nin gündemine oturdu, ancak Mersin’de bu sorun yıllardır yaşanıyor. Özellikle Kürt mahallelerinde bu gazın gelişigüzel kullanılması nedeniyle sakatlananlar oldu, felç geçirenler oldu. Evlere bile gaz bombası atıldığı oldu. Mersin gaz bombası kullanımında adeta pilot bölge seçildi. Gaz kullanımı doğrudan doğruya insan hakkı ihlalidir. Yasal değildir” dedi. İnsan hakkı ihlali Hayatını kararttılar Adli Tıp incelemesinin ardından yaralara biber gazının içindeki hangi maddenin neden olduğunun ortaya çıkacağına dikkat çeken İstif, “Benim sorunum, derdim polislerle değil. Ben biber gazındaki kimyasal içeriğin ortaya çıkarılması ve bu gazın yasaklanması için yargıya başvuracağım” diye konuştu. Akıl Almaz Şeyler Ülkemizde akıl almaz şeyler birbirini hızla izliyor. Bu zaten hep böyleydi derseniz, karşı çıkmam. Özellikle AKP döneminde Türkiye’nin giderek bir akıl hastanesine dönüştüğü çok açık. Fakat şu günlerde birbiri ardına olanları, akıl kavramaya yetişemiyor… Hangisinden başlamalı, hangi birinden söz etmeli… Sondan başa doğru gitmeye çalışalım… Mahallelere ihbar kutuları konulacakmış… Demek ki günün ya da gecenin bir saatinde kapınız çalınacak, hakkınızda ihbar var denerek eviniz darmadağın edilecek, alınıp götürüleceksiniz… İhbarcı kim, ihbar nedir? Bunları öğrenmeye bile hakkınız olmayacak… Bu uygulama, Ergenekon ve Balyoz davalarında zaten uygulanmakta olan gizli tanık hukuksuzluğunun ve ahlaksızlığının bütün ülkeye yayılması demektir. HHH Bir başka aklı almaz şeyi, AKP ileri gelenlerinden, şefin kuşkusuz en yakınlarından Mehmet Ali Şahin dile getirdi. Gezi Direnişi’ne katılanlara TCK 312’den dava açılmalı, ömür boyu hapis verilmeliymiş. Bu sözler, diktatörlüğe hukuk kılıfı geçirme çabasıdır. Demek istiyor ki, bizi eleştiremezsiniz, hayatınızı söndürürüz. Hepinizi yeni Ergenekon ve Balyoz torbalarına doldurur, hapishanelerde çürütürüz. Bu kadarı ancak adı diktatörlük olan rejimlerde olabilir. Tek bir farkla: O türden rejimlerde cinayetler hukuksal kılıfa gerek duyulmaksızın işlenir. Burada yasal kılıf aranıyor. HHH Kürt sorunu akıl almaz boyutlarda.vBDP eşbaşkanı, AKP yardakçılığının da ötesinde ihbarcılık yapıyor. Yarın bir savcı, Gezi Direnişi’nin askeri darbe planları hakkında bildiklerini anlat derse, acaba ne yanıt verecek? Bir halkın kimlik talebinin, birden fazla ülkeyi bölüp parçalamaya yönelmesi akıl dışıdır. Gezi’deki çağdaş enerjiyi anlayıp değerlendiremeyen bir kafanın, çağdaş dünyada, emperyalizm işbirlikçiliği, gericilik ve feodalizm çamuruna gömülmek dışında hiçbir şansı olamaz. HHH Kadın, sanat, çağdaş yaşam düşmanlığı akıl almaz boyutlarda. Çocuk bekleyen kadının sokağa çıkmaması gerektiğini söyleyen kişi, nasıl bir aklın ve ahlakın ürünü olabilir? Daha bu sözlerin şaşkınlığını üzerimizden atamamışken üstelik profesör titri taşıyan birilerinin müzik üzerine fetvaları, insanı şaşkınlıktan da ötelere sürüklüyor… Bunlardan iki tanesini, Zeynep Oral’ın “Bilime, Sanata, Yaratıcılığa Tahammülsüzlük” başlıklı yazısından (Cumhuriyet, 1 Ağustos 2013) buraya alıyorum: “Müzik için haram diyemeyiz, ama helal de diyemeyiz. İçeriği İslama uygun olmalıdır. Ama kadın sesi içeren müzik kesinlikle caiz değildir” (Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Orhan Çeker.) “Hanefi mezhebine göre müziğin icrası da, dinlenmesi de haramdır. Bir değneğin, bir çubuğun bir yere ahenkli bir şekilde vurulması bile bu hükme dahildir ve haramdır.” (İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman) Bilmem başka bir söz eklemeye gerek var mı? HHH Türbanlı öğrenciyi, yüksek yargı kararını uygulayarak dersine almadığı suçlamasıyla hapis cezasına mahkum edilen uluslararası değerde bilim insanı… Oruç tutmak ya da tutmamak kişisel bir seçimken, laik bir ülkede devlet bütçesinden yüksek rütbeli komutanlara iftar yemeği… Dil Kurumu adı taşıyan bir kuruluşça, hükümeti demokratik yollarla indirme girişimlerinin “darbe” tanımı içine alınması… Maçlarda siyasi slogan atma yasağı… Ülke kurucusunun sigaralı fotoğrafında sigarayı gizlemeyen medya kuruluşuna ceza… Ülke ekonomisinin omurgasını oluşturan bir kuruluşa intikam baskını… Ülkemizin ve çağdaşlığın birikimlerine aykırı sayısız söz, suç ve girişim… HHH Bu kadar akıl dışılığın sorumlusu olan bir siyasal iktidarın 5 Ağustos’ta gerçekleşecek büyük halk buluşmasından korkması doğaldır. Çünkü akıl dışılığa son verecek asıl ve gerçek güç, Gezi Direnişi’yle zirveye ulaşan direnişler zinciri olacaktır… Yasaklama ve korkutma çabaları boşunadır… ABİDİN YAĞMUR MERSİN Gezi direnişi sırasında yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkılan Mehmet İstif (36), ağzında oluşan yaralar nedeniyle 1 aydır tedavi görüyor. Dilinin dörtte birini kaybeden ve konuşma güçlüğü çeken İstif, “Biber gazındaki kimyasal içeriğin ortaya çıkarılması ve bu gazın yasaklanması için yargıya başvuracağım” dedi. Akdeniz Oyunları’nın açılış töreninin yapıldığı 20 Haziran’da Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerindeki protesto gösterisine katılan Mehmet İstif’in yüzüne polis yakın mesafeden biber gazı sıktı. Gaza maruz kaldıktan sonra yüzünde, ağız içinde ve burnunda şiddetli yanma hisseden İstif, gaza maruz kalan diğer kişilerin de benzer şikâyetleri olması nedeniyle yanma hissinin geçeceğini düşündü. Ancak ertesi gün İstif’in ağzında şişlik ve yaralar oluştu. Toros Devlet Hastanesi’ne başvuran İstif’e burada yapılan muayenenin ardından enfeksiyon tanısı konularak sprey türü ‘YASAKLANSIN’ ilaçlar verildi. Ancak yaralar daha da kötüleşince İstif, birkaç gün sonra Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Burada yapılan ilk incelemede Adli Tıp Birimi, “ağız içi yaralarına biber gazının neden olduğu” şüphesi kayda geçirildi ve İstif, Kulak Burun Boğaz Bölümü’ne sevk edildi. “Alerjik reaksiyon” tanısı konulan İstif, 10 gün önce ameliyat edildi. Dilinde oluşan mukoza ameliyatla temizlenirken, İstif, dilinin dörtte birini kaybetti. Mersin Üniversitesi Tıp Fakül tesi Araştırma Hastanesi’nde tedavisi süren İstif’in ağzında ki yaralar hâlâ tam olarak iyileşmedi. Konuşma güçlüğü çeken İstif’in dilinden alınan parçalar, biyopsiye gönderildi. İstif, “Yaralar ağız içimin tamamına ve dilime yayıldığı için ameliyat oldum. Dilimin üzerinde bir mukoza oluşmuş. Onu kazıdılar ancak dilimin dörtte birini kaybettim. Alerjik reaksiyon tanısı koydular ama bu tanı henüz net değil, çünkü yaralara hangi maddenin neden olduğunu tespit edemediler. 20 Haziran’a kadar hiçbir sağlık problemim yoktu. Bir süre daha hastanede kalmam gerektiği söylendi. Şu an şiddetli ağrılarım var. Enfeksiyon durmuyor, sürekli yüksek ateş sorunu yaşıyorum. Konuşamıyorum” dedi. İMRAN AYDIN’IN BABASI OĞLUNUN 2 YILDIR POLİSİN TAKİBİNDE OLDUĞUNU SÖYLEDİ HALKA KAPATILDI Ödev yaparken tutuklandı ÖZLEM GÜVEMLİ Adliyeye özel park ESP, Özgür Radyo ve Atılım gazetesine yönelik operasyonda 18 Haziran’da yapılan ev baskınlarında tutuklanan 18 kişiden biri de Radyo Televizyon Bölümü 2. sınıf öğrencisi 21 yaşındaki İmran Aydın. MLKP üyesi olduğu gerekçesi ile tutuklanan İmran’ın babası, oğlunun hem Atılım gazetesine haber yapmak hem de okuldan verilen belgesel ödevini yapmak için Gezi Direnişi boyunca Taksim’de olduğunu, hiçbir olaya karışmadığı halde sadece ESP üyesi olduğu için tutuklandığını düşünüyor. Gözaltında iken İmran’ın ağzının babasının deyişiyle “hayvan gibi zorla açılarak” tükürük örneği alınmasıyla ilgili suç duyurusu da yapıldı. Baba Hayri Aydın Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan oğlunu neredeyse hiç yalnız bırakmıyor. Aydın, “Özgür ruhlu bir çocuktu. Hapis ona çok zor geliyor. Alışık değil bizden ayrı kalmaya. Bunalıma girmesin diye sürekli görmeye gidiyoruz” diye konuşuyor. Eylemler boyunca Taksim’de olmasına karşın oğlunun başına bir şey geleceğini hiç düşünmediğini söyleyen Aydın, “Çünkü yanlış bir şey yapmıyordu ki... Çatışmadı, kırmadı, dökmedi. Suçsuz olduğu için oğlumun arkasındayım, gurur duyuyorum” diyor. Oğlunun daha yolun başında mesleğinden soğuduğunu, başka bir bölümde okumak için sınavlara hazırlanmaya başladığını ifade eden Aydın, “Oğlumun geleceğini söndürdüler. Fox TV’ye başvurmuştu, orada işe başlayacaktı” diye konuşuyor. Oğlunun üyesi olmakla suçlandığı ESP’nin de CHP ve AKP gibi yasal bir parti olduğunu vurgulayarak şöyle devam ediyor: “Suçu olsa cezasını çeksin der sineye çekersin. Halk direndi buna tahammül edemediler, baskı kurmak için tutukladılar. Beni 2 yıl önce de arayıp ‘oğlunuz ESP ile birlikte yürüyüşe katılıyor’ diyerek Emniyet’e davet ettiler. ‘Yürüyüşlere katılmanın anayasada yeri var. Üyesi olduğu parti de yasal. Oğlumla gurur duyuyorum, emiyete gelmeme gerek yok’ dedim.” Buradan da oğlunun 2 yıldır ESP’li olduğu için takip edildiğini anladıklarını aktaran Aydın, “4 yıl önce ESP’den bir arkadaşları vardı. Adı Yasemin Çiftçi. 2 yıl önce ortadan kayboldu. Sonra üzerinde bomba patlattı. Oğlumu da bu olayla ilişkilendirmek istiyorlar. Niye cenazesine, anmasına katıldınız diye sormuşlar. İsterse terörist olsun, eskiden arkadaşlarıydı, cenazesine tabii ki katılırlar. Cenazeye katılmak insanlık görevi.” Cömert ve Korkmaz MEHMET ALİ SOLAK için bulaşacaklar HATAY Gezi Direnişi’nde polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in ölümünün üzerinden iki ay geçti. Cömert’in katilleri hâlâ bulunamazken bugün Antakya’da “Demokrasi şehidi Abdullah Cömert için büyük buluşma” adıyla kitlesel bir eylem yapılacak. Cömert için Antakyalılar, saat 20.00’de öldürüldüğü yerde buluşacak. Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert, “Katillerin bulunması ve hesap vermesi için tüm kesimleri Antakya Uğur Mumcu Alanı’ndaki büyük buluşmaya davet ediyoruz” dedi. Antakya’daki eylemlerde gözaltına alınan 8 kişi ise sevk edildikleri Adana’daki mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Eskişehir Direniş Platformu da dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz için bu akşam “Adalet Yürüyüşü” düzenliyor. Platform üyeleri saat 21.00’de Espark AVM önünde buluşacak. İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bir yandan kentin yeşil alanlarına şehir parkı yapacağını açıklayarak göz boyarken bir yandan da mevcut parkları halka kapatıyor. Bunun son örneği Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin arka tarafında yer alan Abidei Hürriyet Parkı oldu. Park, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce yenilendikten sonra halkın kullanımına kapandı. Parka girmek isteyenler güvenlik tarafından engellendi. Gezi Parkı’ndan sökülen 5 ağacın dikildiği ve çardakların kurulduğu park, İstanbul Adalet Sarayı’nın kullanımına ayrıldı. İttihat ve Terakkici Mahmud Şevket Paşa’nın kabrinin de içinde bulunduğu parkta hâkim ve savcılar ile adli personel öğle arasında dinlenecek, önümüzdeki günlerde çay servisi de başlayacak. Parka 2 hafta önce belediye tarafından çeşitli noktalardan sökülerek getirilen 20’ye yakın çınar ve 7 manolya ağacı olmak üzere 60’a yakın ağaç dikilmişti. Çay servisi de başlayacak ‘Zorla tükürüğe’ göz yuman doktorlar için suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Gezi Direnişi Tutuklu Aileleri, gözaltındaki direnişçilerden zorla tükürük örneği alarak şiddet uygulanmasına göz yuman Haseki Hastanesi’ni protesto etti ve göz yuman doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Haseki Hastanesi önendeki eylemde, 73 yaşındaki İsmet Yurtsever yaşadıklarını anlatırken “Kafamı duvara dayayıp ağzıma bir sopa sokmaya çalıştılar” dedi. Yaşadıklarını 12 Eylül’e benzeten Yurtsever, odada gaz sıkıldığını anlattı. Hasan Tunç’un babası Haydar Tunç ise “Çocuklarımızı zorla ‘kuduz’ yazan bir bölüme alıp zorla tükürük örneği aldılar” dedi. Tutukluların avukatı Berna Yüksekdağ uygulamanın ne iç hukuka ne de evrensel hukuk normlarına uyduğuna dikkat çekti. Yüksekdağ, “Tıp etiğine de ters” dedi. AFYONKARAHİSAR (Cumhuriyet) Gezi Direnişi’ne destek veren eylemcilere açılan soruşturma ve davalar sürüyor. Afyonkarahisar’da CHP Afyon İl Başkanı Yalçın Görgöz’ünde aralarında bulunduğu 35 kişi ifadeleri alınmak üzere Emniyet’e çağrıldı. İfadeye çağrılanların büyük bir kısmını eylemler sırasında daha önce gözaltına alındığı belirtildi. 35 kişinin ifadelerinin alınmasına başlandı. 35 kişi ifadeye çağrıldı İstanbul Haber Servisi Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polis tarafından başından vurularak ağır yaralanan B.E’yi vuranların bulunması için yapılan basın açıklamasında polis müdahalesiyle gözaltına alınan 12 kişiden tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilen 6 kişi de serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlardan 6’sı ise Emniyet ve savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Gözaltına alınanlar serbest ‘anlamaya çalıştık’ Son yeşil alanın metrekaresi 25 kuruş! LEVENT GENCELLİ AKP’li Kılıç Gezi’ye arkadaşlarını göndermiş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gezi Parkı protestolarında eylemcilerin arasına “arkadaşlarını gönderdiğini” açıkladı. “AKP’den nefret var mı?” sorusunun yanıtını bulmak için “Eylemcilerin arasına arkadaşlarımızı gönderdik; Gezi Parkı’na da, Kızılay’a da arkadaşlarımızı gönderdik” dedi. AA’ya konuşan Kılıç, “Bizler hayatın genelini ilgilendiren bazı adımlarımızı topluma ve kamuoyuna yeterince izah edememişiz, özellikle de gençlere... İktidarın bireyin yaşam alanına müdahale edeceğine yönelik bir kanaat oturmuş” diye konuştu. BURSA Bursa kent merkezindeki son yeşil alanlardan ve SİT alanı olan Paşa Çiftliği’nin 191 dönümlük yeşil alanı mirasçıları tarafından İller Bankası’na metrekaresi 25 kuruştan satıldı. İller Bankası ise bu alanı imara açmaya hazırlanıyor. Bursa kent merkezinde Dinçsoy ailesine ait olan 1. sınıf tarım arazisi olarak SİT bölgesi ilan edilen Pa şa Çiftliği, kamulaştırmalar ve yerel yönetimlerce göz yumulan işgaller nedeniyle yıllar içerisinde 3 bin dönümden 1600 dönüme düştü. Eski Bursa Belediye Başkanı Muhiddin Dinçsoy’un kızı Şenay Çoruh, çiftliğin kendisine ait 349 ve 350 No’lu parsellerini içeren 191 dönümlük yeşil alanını geçen günlerde İller Bankası’na metrekaresi 25 kuruştan toplam 47 bin 160 TL’ye sattı. İller Bankası’nın bu alanı imara açmaya hazırlandığı belirtildi. CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz’ün soru önergesine yanıt veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar en üst seviyede gelir elde edileceğini söyledi. TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Nizamettin Kaya, kentin son yeşil alanlarının da birer birer yok edildiğini vurgulayarak “Burası, ‘Yeşil Bursa’ anlayışıyla kent parkı yapılmalıdır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle