26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Kimse Artık Sayıştay’ın Gayreti Sayıştay, TBMM’ye gönderilecek raporlardan “kamu zararları” bölümlerini çıkaracak, buna karşılık Sayıştay Başkanlığı da “Sayıştay; anayasal bir kurum olarak, TBMM’ye doğru, yeterli, zamanlı raporlar sunmak gayreti içindedir” diyecek. Dikkat buyurunuz, Sayıştay, Meclis’e doğru, yeterli, zamanlı raporlar sunmuyormuş, “sunma gayreti içinde”ymiş... Emekli Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, Sayıştay’ın açıklamasını kendisi için “hüzün verici” buluyor. Niye? Çünkü, Sayıştay, yürütme organını mali yönden TBMM adına denetleyen bağımsız bir “anayasal” kuruluş. Bu denetimlerde hiçbir bilgi TBMM’den saklanamaz, gizlenemez ve Meclis’in bilgisi dışında kalamaz. Sayıştay denetiminin yapısı, sınırları ve biçimi ile Meclisçe değerlendirilmesi anayasal bir konu. Yani, bu konu Sayıştay başkanının takdir alanı içinde değil. Dinçer diyor ki: “Türkiye’nin anayasal yapısında Sayıştay’ın yerinden ve etkinliğinden vazgeçilemez. Sayıştay 150 yıllık bir kurumdur. Kendi konusunda köklü gelenekleri vardır. Sayıştay’ın etkisizleştirilmesi ve kadrolaşması Maliye Bakanlığı’nın yıkımı, yani Maliye müfettişliğinin ve hesap uzmanlığının kaldırılması programının bir parçasıdır. Sayıştay’daki olumsuz gelişmeler ve kadrolaşma çok eskilere dayanır. Özal döneminde devlet gelirlerinin önemli bir bölümü ‘fonlara’ aktarılmış ve Sayıştay denetimi dışına çıkarılmaya çalışılmıştır. O tarihte bir Sayıştay başkanı da ‘fonların Sayıştay denetimine tabi olamadığını’ söyleyebilmişti.” ANAP neden battı? Yolsuzluktan. Sıra AKP’ye geliyor, gelecek... Günü yorumlayan iletiler, şair dostumuz Şükrü Erbaş’tan geliyor... Birincisi: “Medya âlimi. Şeyhül muharririn. Kürtaj uzmanı. Mimari deha. Dünya iktisatçısı. Halife. Hayır, yeni zaman peygamberi. Özel hayat tasarımcısı. Rakı ve sigara derecelendirme eksperi. Ahlak zabıtası. Heykel, şiir, sinema, opera... hepsi Tanrı vergisi. Büyük eğitimci. Medeniyetler tarihçisi. Kent plancısı. Giyimkuşam mühendisi. Tek kişilik parti. Borsa koçu. Din bilgini. Şehvetli hatip. Kimin aklına kim gelirse artık...” İkincisi de alanın Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, CHP’nin Çankaya’da yeniden seçimi kazanmasıyla ilgili bir sorun yaşanmayacağına inanıyor. Hatta, AKP’lilerin oylarıyla çıkarılan son yasa ile Yenimahalle’nin 40 bin seçmeninin 30 bininin CHP’ye oy verdiği bölgenin Çankaya’ya bağlanması ile bu inancının tescil edildiğini düşüuzmanları için: “Başbakan her gün konuşuyor. / Başbakan alın damarları çatlayarak konuşuyor. / Başbakan kendine hayran konuşuyor. / Başbakan sevgisiz konuşuyor. / Başbakan her yerde konuşuyor. / Başbakan küçümseyerek konuşuyor. / Başbakan padişah hükmüyle konuşuyor. / Başbakan kibirle küfür sarkacında konuşuyor. / Başbakan mağrur konuşuyor. / Başbakan kimseyi duymadan konuşuyor. / Başbakan dişlerinin arasından parmak sallayarak konuşuyor. / Başbakan buzdan harflerle konuşuyor. / Başbakan kan kırmızısı ko TMMOB’yi Savunacağız! Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB); üyelerinin ekonomik, demokratik haklarını savunan, halktan yana duruşuyla öne çıkan bir mesleki demokratik kitle örgütüdür. Ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının talan edilmesine her zaman karşı çıkmış, korunması için mücadelesi aralıksız olarak devam etmektedir. Ormanlarımızı, nehirlerimizi, içme suyu kaynaklarımızı yağmalayan, kıyı şeritlerini ve tarım alanlarını imara açan uygulamalarla ve projelerle mücadele etmiş, dava açarak birçoğunun yürütmesini durdurmuştur. Bu konularla ilgili bilimsel açıklamaları ile kamuoyunda çevre bilincini ve duyarlılığını artırmıştır. En fazla proje hazırlamakla ve uygulama yapmakla övünen AKP hükümeti, aynı zamanda TMMOB’ye yasal saldırılarıyla da birinciliği elinde tutmaktadır. Yasama yetkisini kullanarak TMMOB’yi susturmaya çalışmaktadır. Çevreyi tahrip eden, halkın menfaatlerini gözetmeyen rant projelerine kimsenin ses çıkarmaması isteniyor. İstanbul’u yaşanmaz hale getirecek olan; 3. Boğaz Köprüsü ve 3. havaalanı projelerine kimsenin karşı çıkmasını istemiyorlar. Bu projeler, su havzalarını ve orman alanlarını yok edecek, İstanbul yaşanamaz bir kent haline gelecektir. Kentsel dönüşüm projesine, HES projelerine, ormanların yağmalanmasına sessiz kalınmasını istiyorlar. AKP hükümeti hangi yasayı çıkarırsa çıkarsın, gücünü üyelerinden ve halktan alan TMMOB bu projelere karşı olacak, asla susmayacaktır. AKP’nin TMMOB’ye düşmanlığı 1994 yıllarına kadar uzanmaktadır. Yönetime geldikleri belediyelerde, TMMOB ve bağlı odaların mesleki denetimlerini iptal etmişlerdir. Gerekçeleri rant amaçlı projelere odaların dava açması. Yaptığı tüm hizmetlere tüccar zihniyetiyle bakan anlayışın, kamu yararı gözetenlere saldırısı devam etmektedir. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olur olmaz, Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) TMMOB’yi denetleme emrini vermiştir. DDK’nin hazırladığı raporda, TMMOB hedef gösterilmiş, hükümetin yasal saldırılarına zemin hazırlanmıştır. Bu rapordan hemen sonra AKP hükümeti TMMOB’nin yetkilerini sınırlayan yasa tasarısını hazırlamış, TBMM gündemine getirmiştir. Bu taslak iki yıldır TBMM komisyonlarında bekletilmekteydi. 9 Temmuz 2013 tarihinde “Torba Yasa”ya ilave, imar kanunundaki bir yasa maddesinin değiştirilmesiyle TMMOB’ye bağlı odaların mesleki denetim yetkileri budanmıştır. Devamı da anayasa değişikliğinden sonra yapılacaktır. Gezi Direnişi karşısında panikleyen AKP, toplumun tüm kesimlerine saldırısının şiddetini artırmış, bu muhalefetin birleşeni olan TMMOB’den de intikam almıştır. TMMOB kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olarak kurulmuş, devrimci mühendis ve mimarların mücadelesiyle Mesleki Demokratik Kitle Örgütü’ne dönüşmüştür. Bu dönüşümle TMMOB demokrasi mücadelesinin bir mevzisi haline gelmiştir. TMMOB’nin bu dönüşümünde devrimci mühendis, mimar ve şehir plancılarının emeği ve fedakârlığı vardır. Her zaman olduğu gibi TMMOB’ye yapılan saldırıların karşısına ilk çıkacaklar bu kesim olacaktır. TMMOB bugüne kadar pek çok kez saldırıya uğramış, her seferinde üyelerinden aldığı güçle bu saldırıları savuşturmayı başarmıştır. 19 Eylül 1979’da üyelerinin tamamına yakınının katılmasıyla yaptığı direniş, TMMOB gücünün göstergesidir. Ancak Teoman Öztürk’ün gösterdiği yolda giderek engelleri aşabiliriz. TMMOB gücünü, üyelerinin yüzde 80’ini oluşturan ücretli çalışan üyelerinden almaktadır. Bu dinamik gücün örgütlü mücadelesi ile yasal saldırılar aşılacaktır. Ali ERDOĞAN İnşaat Müh. KESK/Tüm BelSen İstanbul 1 No’lu Şube Yön. Kur. Üyesi Edirne F Tipi Hapishanesi C97 nuşuyor. / Başbakan dünyadan büyük konuşuyor. / Başbakan şehvetle konuşuyor. / Başbakan ölümsüzlük cezbesiyle konuşuyor. / Başba kan bin korumayla konuşuyor. Başbakan bir gün susacak, çaresiz... Başbakan’ın susması kendisine çok acı verecek, çok…” İrtica Yakın geçmişte toplantılarda “irticai tehdit var” diyen komutanlar istenmiyormuş. Çünkü, irtica “tehdit” olmaktan çıktı artık. Doğrudan irticanın kendisi var. Yöntem Başkanlık sistemi yerine partili cumhurbaşkanı seçimi üzerinde duruluyor. Erdoğan’ı partisini de denetim altında tutacak şekilde Çankaya’ya taşımanın bir başka yöntemi böylece bulunmuş oluyor. Ha Ali Veli ha Veli Ali... meyvelerini almaya başladık. 2009’da kanısındayım. Buna kı aldığımız yüzde 58’lik nüyor: saca ‘halkçı belediye oy oranımızı gelecek “Sürdürdüğümüz seçimlerde 60’ın belediyecilik programı cilik’ diyebiliriz. Yani, üzerine çıkaracağımızı CHP’nin siyasal kimli kentleşme süreçleumuyoruz.” rinin barış, güvenlik ğine en uygun düşen Bülent Tanık, yenive esenlik içinde, program. Partinin den aday olacak mı? toplumsal farklılıkların 1970’lerdeki toplumcu “Evet” diyor Tanık, belediyecilik anlayışı bir dengeyle uyum “CHP’yi iyi temsil içerisinde yaşayabilir nı, felsefesi, ruhu ve konumuna dönüşme ettiğimi düşünüyorum. bakış açısıyla birlikte sini sağlayacak biçim Bu kadar emekten günümüz koşullarına sonra bir dönem daha uyarladık, uyarlıyoruz. de denkleştirme... çalışma enerjimin olaBu yönde toHatta bu konuda öncü humlarımızı attık, cağını düşünüyorum.” misyon üstlendiğimiz Çankaya’da Sorun Yok Gezi, İhbar Zihniyeti ve CHP Ne Yapmalı? SADIK ÇELİK AKP sözcüleri tarafından Gezi olaylarının partinin moralini bozmadığı, oy oranlarında düşme yaşanmadığı dile getiriliyor. Ancak Gezi ve arkasından yaşanan sürecin iktidarı etkilediğini, endişeye sevk ettiğini, son günlerde yoğun bir biçimde ve birbirinden farklı alanlarda başvurulan baskıcı yöntemlere bakarak bile, parayla yaptırılan kamuoyu yoklamalarını bir kenara bırakırsak, AKP’nin eridiğini rahatlıkla söylememiz mümkün. Peki, Gezi’yle birlikte topluma yayılan enerji, başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere muhalefet partileri tarafından ne kadar değerlendirilebiliyor? Sokaktaki muhalif ruhu bir araya getirip lehlerine kanalize etme, bu yolla bu tarihi olayların genç ve canlı enerjisini kendi enerjileriyle birleştirme ve iktidar karşısında kuvvetlenme fırsatını kaçırmamaları gereken bir dönemden geçiyorlar halbuki. Gezi ruhunu hayata geçirmek için demokratik kanallar açık tutulmalıdır. Protestolara katılanların sokaklarda hak aramaktan, muhalefet yapmaktan fazlasını gerçekleştirmesi, taleplerinin siyasi anlamda ete kemiğe büründürülmesi için temsil, var olma ve kendilerini ifade etme hakları olanaklı hale getirilmelidir. Yaklaşan yerel seçimlere hazırlık sürecinde bunu başarmak için yapılması gereken parti tüzüğünde yazılı olanların ötesine geçerek tarihi bir fırsatı yakalamaktır. Yerel yönetim seçimlerinde CHP’nin adaylarını kendi üye ve delegeleriyle, önseçimle belirlemesinin bile toplumsal muhalefetin örgütlenmesi ve sandığa yansıtılması için yeterli olamayacağı ortadayken üstüne üstlük adaylarını merkez yoklamasıyla veyahut da eğilim yoklaması gibi yol ve yöntemlerle belirlemesi seçim yenilgisinin daha baştan kabulünden başka bir şey değildir. Peki, ne yapmalı? CHP meclis üyesi ve belediye başkan adaylarının belirlenmesi, meydanlara konulacak sandıklarla, tüm yurttaşların oy kullanmasına açık, yargı denetimindeki bir seçimle gerçekleştirilmelidir. Kendini ilgili, yetkili ve sorumlu gören yurttaşlar önlerine konulan sandıkta adayları belirleme, yerel yöneticilerini seçme ve yönetme şansına böylece erişebileceklerdir. Ayrıca adaylık başvuru parası kaldırılmalı ve bu gönüllülük esasına dayandırılmalıdır. İkinci aşamada ise sandıklarda oy kullanmak yetmez; yurttaşlar kullandıkları oylarına sahip çıkarsa hiç kimsenin ummadığı ve beklemediği başarı sürpriz olmayacaktır. Bu söylediğimiz hayata geçirilirse Türkiye siyaseti ve demokrasisi bundan kazançlı çıkacak, Kılıçdaroğlu da ismini tarihe yazdıracaktır. Böylece hem ülkedeki demokratik siyaset zeminini ve hem de sahip oldukları kısıtlı muhalefet alanlarını ve güçlerini artırmış olmazlar mı? Aksi halde yapılan muhalefet, bilhassa da Gezi olaylarında ortaya çıkan ve iktidarın çekindiği enerjinin yanında, hâlâ zayıf ve sıradan görünmeye devam edecektir. Diğer yandan iktidar partisine ait söz konusu çekincenin dışavurumu yepyeni ve son derece karanlık mekanizmaların işletilmesiyle daha da belirginleşiyor: Her gün yeni bir sindirme ve korkutma politikası, otoriter yönetimin toplumu kontrol etme hamlelerinin baskıya dönüşme eğilimleri… Mahallelere “Sırdaş Polis İhbar Noktası Projesi” ismi altında ihbar kutuları, bir diğer tabirle ispiyon kutuları yerleştirme fikri bu iktidara özel yenilikçi bir yaklaşım değil tabii; fikrin çıkış noktası ta Abdülhamit dönemine, fikri en çok benimseyip sistemi kullananların “muhterem muhbir vatandaş” olarak yüceltilmeleri ise 12 Mart 1971 darbeci dönemine rastlar. Tüm bunlar insanları biraz daha ayrıştırıp, toplumdaki fay hatlarını derinleştirip adeta komşuyu komşuya, insanı insana düşürme projeleri, geleceğin, toplumsal hoşgörü, anlayış ve sağduyu temelleri yerine kin, nefret ve öç alma zemininde inşa edilmesine sebep olmaktadır. Sadece mahallelerde de değil üstelik, “toplumsal suskunluk” ve “itaat” kültürünü yerleştirme çabası doğrultusunda hiçbir silahlı çatışmaya, herhangi bir yakıp yıkma eylemine dahil olmasa da yalnızca derdini yüksek sesle dile getiren, duvara yazı yazan ya da yürüyüş yapan burs sahibi üniversite öğrencilerinin elinden burslarının alınabilmesini getiren yönetmelikler de konuşuluyor ve yürürlüğe sokuluyor bugünlerde. Üniversitelere, yani polislerin en son girmeleri gereken yerlere, yeniden polis sokulması da yine aynı başlık altında değerlendirilebilir. Tabii bu durum statlar ve taraftarlar için de geçerli. Protesto fobisine bağlı olarak getirilen baskı girişimlerinin, insan haklarıyla çelişen, toplumu kutuplaştıran tarafları bir yana; bu türden icatların insanlar üzerinde otoriteyi sağlamak yerine, zaten herkesin “tef gibi gergin” olduğu bir dönemde onları daha çok kışkırtmaya ve çok daha istenmeyen neticelerin ortaya çıkmasına yarayacağını söylemek de yanlış ya da ilginç olmayacaktır. Uzun lafın kısası; baskı ve sindirme araçlarıyla uzun vadede bugüne kadar hangi istenmeyen toplumsal hareketin önüne geçilebildi ki bu yöntemler 21. yüzyıl Türkiye’sinde sonuç versin… KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN T.C. ANKARA 6. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2012/12817 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Özellikleri: Ankara, Çankaya, Seyrantepe Malı Bağlarbaşı Caddesi No 26 adresinde imarın 5327 ada 4 parselinde kayıtlı 501 m2 yüzölçümlü kargir apt Bodrum kat, Zemin kat ve 3 normal kattan oluşan binada toplam 8 daire bulunmakta zemin kat daireler 90 m2 normal kat daireleri 110 m2 kullanım alanlı 3 oda, salon, mutfak, banyo, WC ve 2 balkonludur. Adresi: Bağlarbaşı Caddesi no 26 Esat/Ankara Yüzölçümü: 501.00 m2 Arsa Payı: Kargir Bina İmar Durumu: Bodrum + Zemin + Üç normal katlı Kıymeti: 1.473.000,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydı gibidir 1. Satış Günü: 24/09/2013 günü 14.10 14.15 arası 2. Satış Günü: 24/10/2013 günü 14.10 14.15 arası Satış Yeri: Ankara Adliyesi 1 No’lu mezat salon Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi olmak isteyenlerin 2012/12817 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur 24/07/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 47267) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Arkası ka 1 barık, oturacak 2 yeri geniş olan koltuk... Bir cet 3 vel türü. 2/ Ba 4 yağı, sıradan... 5 Oturan, bir ye6 re yerleşen. 3/ Küçük çocukla 7 rı uyutmak için 8 söylenen türkü... 9 İki tarla arasındaki sınır. 4/ Ya1 2 3 4 5 6 7 8 9 dırganacak yönü ol 1 O Y D A Ş M A O ma, tuhaflık. 5/ Bir 2 F A Ş E AME T ilimizin merkezi. 6/ 3 F R İ GO Çıplak vücut resmi... 4 İ L İ D A M A A L EM Önemli tarihsel olMA gu. 7/ İşe, eyleme da 5 İ K A M E T 6 Z A M İ R T E N yanan... “Göl sanır7 M E R İ V A N dık ne zaman dalsak A V A NO S M gözlerine” (F. H. 8 Çamlıbel). 8/ Hitit... 9 İ D İ L N A R A “Acıbalık, gördek” gibi adlar da verilen bir balık. 9/ Temel, esas... Bir şeyin kenarı... Eski Mısır’da güneş tanrısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Başı değişik biçimlerde bağlamak için kullanılan büyük mendil. 2/ Yapılan iş, icraat... “Dalavere, hile” anlamında argo sözcük. 3/ Uskumru iriliğinde bir balık... Derebeylik Japonyası’nda en aşağı sınıfı oluşturan halk. 4/ İtalya’da bir kent. 5/ Kışa kadar saklanabilen sarı renkli bir üzüm cinsi. 6/ Bir nota... Üye... Dolma yapmak için hazırlanan karışım. 7/ Lodosa verilen bir başka ad. 8/ Boyaların inceltilmesinde kullanılan kimyasal bileşimlerin genel adı... Kaynağı antik çağlara dayanan kirişli bir çalgı. 9/ Hayvanlara vurulan damga.. Hamağı yatılabilir konuma getirmek için başucuna ve ayakucuna konulan ağaç.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle