19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2013 CUMA 6 Ali İsmail Korkmaz cinayeti İLHAN TAŞCI HABERLER ANKARA Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül, dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın organlarını Adli Tıp’a göndermek için “kutu” yaptırdıklarını doğrularken bunun nedenini “Parçalar özel kavanozlara konuldu. Yolda başına bir iş gelmemesi için ahşap kutu yaptırdık, onun içine koyduk” diye açıkladı. Korkmaz cinayetinin kendileri için “namus borcu” olduğunu ve çözeceklerini savunan Çetingül, “Medyadaki ilk görüntüler Ali İsmail’in dövüldüğü görüntüler değil. Yanlış bir adamı gözaltına almayı, tutuklamayı istemiyoruz. Kamuoyu hassas, biz de hassasız. Susmak çok zor ama susmak zorundayız” değerlendirmesini yaptı. Eskişehir Başsavcılığı, dünkü Cumhuriyet’te yer alan “Ali’nin organları için sanayide kutu” manşetimiz üzerine “...cesetten alınan materyal parçalarının usulüne uygun alınmayarak ve bilimsel çalışmaya elverişli olmayan şekilde ilgili Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği ileri sürülmüş ise de” bunun doğru olmadığı şeklinde düzeltme gönderdi. Düzeltmeye konu ifadeler ise haberimizde yer almıyordu. Bu nedenle aradığımız Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül, hem Ali İsmail Korkmaz’ın organları için sanayide neden kutu yaptırıldığına, hem de soruşturmada gelinen aşamaya ilişkin sorularımızı yanıtladı. Başsavcı Çetingül, Ali İsmail Korkmaz’ın Adli Tıp’a gönderilmek üzere alınan doku ve kan örnekleri için kutu yaptırıldığını doğrularken “Kaportacıda galvaniz değil ahşap bir kutu..” yaptırıldığını söyledi. Faturada “galvaniz kutu” yazıldığını söylememiz üzerine Çetingül, şu açıklamayı yaptı: “Faturada her ne kadar öyle yazılmış olsa da kutu ahşap. Ondaki maksat da şudur, parçalar özel cam kavonazlara konulup özel sıvıyla, solüsyonla kapağı kapatılır. Bunu bir koliyle göndermeniz gerekir. Bu koliyi biz özel olarak orada (kaportacı) yaptırıyoruz. Alınan parçalar kutuya doldurulup gönderilmedi. Yolda başına bir iş gelmemesi için ahşap kutu yaptırdık, onun içine koyduk. Nüans bu. Biz bunu daha önce 100 defa, 1000 defa yaptık. Bu da aynı farklı bir şey değil. Daha önce yapıldığı gibi. Alınan numunelerin konulduğu kavanozun kırılmaması için koruma maksatlı.” Başsavcı: Namus borcumuz l Başsavcı Orhan Çetingül, “Medyada ilk ‘Ali İsmail Korkmaz’ın dövüldüğü görüntüler’ diye görüntüler yayınlandı. Onlar Ali İsmail’in dövüldüğü görüntüler değil. O görüntüye göre yola çıksaydık yanlış kişiler tutuklanmış olacaktı. Bu bizim namus borcumuz. Biz bu olayı çözeceğiz ama mağduriyet yaşatmak da istemiyoruz. Yanlış bir adamı gözaltına almayı, tutuklamayı istemiyoruz. Kamuoyu hassas, biz de hassasız. Bizim gösterdiğimiz hassasiyeti siz de gösteriniz. Susmak çok zor ama susmak zorundayız” diye konuştu. Parti faaliyeti suç oldu ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Gezi eylemlerine yönelik Ankara merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda “MLKP terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla gözaltına alınan 10 kişiden, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi’ye tartışma yaratacak sorular yöneltildi. Yasal bir parti olan ESP, sorguda “MLKP’nin açık alan yapılanması” olarak adlandırılırken Çelebi’ye emniyette “Yürüyüş sırasında ESP flamasını taşımak için talimat aldınız mı? ESP Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya neden katıldınız” gibi tuhaf sorular yöneltildi. Parti eylemlerinin suç gibi gösterildiği sorguda, terör örgütü kurucuları olarak nitelendirilen Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ın fotoğraflarının bir toplantı sırasında duvarda asılı olduğuna dikkat çekilerek Çelebi’ye “Gezmiş ve Çayan sizin için ne anlam ifade ediyor” diye soruldu. Operasyonda Çelebi’nin eşi Orhan Çelebi de gözaltına alınınca 9 yaşındaki çiftin kızı ortada kaldı. Küçük çocuk, bir arkadaşına emanet edildi. Mahkeme, akşam saatlerinde Fadime Çelebi’nin de aralarında bulunduğu 4 kişiyi adli kontrol kararı ile serbest bıraktı. l Milliyet Dündar da ‘Uçan kuşa’ SİNAN TARTANOĞLU MEB öğrenci tweet’lerinin peşine düştü yollandı yeni dalga ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin polisi, Gezi Parkı direnişine destek veren eylemcilere karşı 2. kez operasyon düzenledi. 20 eve eşzamanlı düzenlenen operasyonda, 5 kişi gözaltına alındı. Polis, arama yaptığı evlerde eylemcilerin bilgisayar ve cep telefonlarına el koydu. Mersin polisi Gezi direnişçilerine karşı cadı avı başlattı. Polis, CHP Gençlik Kolları yöneticisi Özgür Berkin Deniz’in de aralarında bulunduğu 5 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlardan Mehmet Deniz Sonuvar’ın, 11 Temmuz’daki operasyonda da gözaltına alındığı ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı öğrenildi. Evinde arama yapılan isimlerden biri olan işadamı Ethem Dinçer, “Bu soruşturma benim Gezi eylemlerinden dolayı uğradığım üçüncü soruşturma oldu. 1 Haziran ve 20 Haziran’daki eylemlerden dolayı ifadeye çağrıldım ama susma hakkımı kullandım. Dün de polis evimin her yerini didik didik aradı. Kitaplarımı tek tek incelediler. Mahkemenin arama kararı yazısında elektronik eşyalara el konulması ibaresi yer aldığı için dizüstü bilgisayarıma ve çocuğumun oyun oynamak için kullandığı bilgisayara el koydular. Telefonuma da el koydular. Bilgisayarlarımızı ve telefonumuzu götürmeden önce imajlarını alıp bize teslim etmeleri gerekiyormuş ama öyle bir işlem yapmadan alıp götürdüler” dedi. Mersin’de İstanbul Haber Servisi Zorunlu izne gönderilen Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar’ın işine gazete yönetimi tarafından dün son verildi. Milliyet’te geçen günlerde Derya Sazak da genel yayın yönetmenliğinden alınmış yerine Ankara Temsilcisi Fikret Bila getirilmişti. Zorunlu tatiliyle ilgili Time dergisine konuşan gazeteci Can Dündar, “Gazeteden bana gelen resmi bir bildirim yok. Ama 3 haftadır yazılarım hiçbir gerekçe gösterilmeden yayımlanmıyor” demişti. En son 10 Temmuz tarihinde Mısır’daki olayları yerinde gözlemleyerek köşesine taşımıştı. Dündar yazısını “İzninizle yarım kalan tatilime devam edeceğim. Dönüşte devam etmek ümidiyle...” şeklinde bitirmişti. Dündar’ın 3 haftadır yazılarına yer vermeyen Milliyet gazetesi yönetiminin dün saat 15.30’da işten çıkarıldığını kendisine tebliğ ettiği öğrenildi. ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne “cep telefonları ve benzer elektronik ürünler üzerinden işlenen elektronik suçları eklemeyi” gündemine aldı. Yetkililerin “Öğrenciler, öğretmenin dersteki fotoğrafını çekip Facebook’ta paylaşıyor, etik değil” açıklamasına karşın, yapılmak istenen değişiklik “öğrencilerin sosyal medya etkinliklerinin izlenmesi” olasılığını akıllara getirdi. Bakanlık, Gezi olayları sırasında protestoları destekleyen bazı öğretmenler hakkında inceleme başlatmış, öğretmenlerin Twitter hesapları da mercek altına alınmıştı. İnceleme kapsamında öğrencilerin de Twitter şifreleri istenmişti. MEB, bakan ve müsteşar değişikliği nedeniyle bir yıldan fazla süredir taslak halinde tuttuğu Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin bağlı mevzuatından Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne bir madde eklemeyi planlıyor. Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin değiştirilmesi için yeniden düğmeye basılması durumunda, Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne de elektronik suçlara ilişkin bir madde eklenecek. Madde, “cep telefonu, bilgisayar, internet, çağrı cihazı ve benzeri elektronik araçlarla ilgili disiplin hükümleri” içerecek. gözaltı Direniş ABD Senatosu’nda: Daha fazla İslam Zaten yasak! Ancak söz konusu yönetmelikte, sınıfta cep telefonu kullanımı zaten yasak. Yönetmeliğe göre, “Cep telefonu ile ses ve görüntü alarak eğitimi olumsuz etkilemek kınama, etik olmayan ses, söz ve görüntülerle rahatsız edici davranışlarda bulunmak uzaklaştırma, yasak yayın bulundurarak kişi ve kurumlarla ilgili ses, söz ve görüntüleri sanal ortamda yaymak ise eğitimöğretim dışına çıkarma” cezalarını gerektiriyor. Gezi’nin nedeni Dış Haberler Servisi ABD Senatosu’nun Dış İlişkiler Komitesi’ne bağlı Avrupa İşleri Alt Komitesi’nde Gezi Direnişi konu edildi. Komitede önceki gün “Türkiye nereye yöneliyor? Gezi Parkı, Taksim Meydanı ve Türk Modelinin Geleceği” başlığıyla düzenlenen oturumda AKP iktidarının baskıcı politikaları dile getirildi. Dört Amerikalı uzmanın yer aldığı toplantıya Demokrat Partili Connecticut Senatörü Chris Murphy başkanlık etti. Murphy, iktidar partisinin, arkasındaki çoğunluk desteğini, siyasi özgürlükleri bastırmada kullandığını kaydederek Türkiye’nin izlediği politikanın özellikle de demokrasinin eşitliği sorusu bağlamında, ABD’nin, Türkiye’nin de içinde yer aldığı coğrafyadaki çıkarları açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Boston Üniversitesi öğretim Gazeteciye ‘yaşam tarzı’ görevlilerinden antropolog Jenny White da Gezi’nin Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu belirterek protestoları yaşam biçimlerine saygı duyulmasını isteyen gençlerin düzenlediğini söyledi. Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda sorunlar olduğunu da vurgulayan White, Gezi olaylarının ardından 59 gazetecinin işine son verildiğini belirtti. White, Türkiye’de seçimlerin özgür olmasına rağmen sistemin, iktidarda olanın iktidarda kalması için donatıldığını ileri sürdü. Arizona Devlet Üniversitesi McCain Uluslararası Liderlik Enstitüsü Direktörü Kurt Volker da son yıllarda “İslamın, toplumun daha laik kesimlerinin büyük kısmını rahatsız eder şekilde kamu hayatının içerisine girdiğini ve ülkedeki muhalefet ve protestolara yanıtta otoriter eğilimlerin görüldüğünü” belirtti. cadı avı ‘Bir kedim bile yok’ LONDRA (ANKA) Türk hükümetini eleştiren Oscar’lı sinemacılar ilanı ile Ankara’nın sert tepkisine yol açan İngiliz Times gazetesi, bu defa Türk hükümetinin gazetecilere karşı “cadı avı” yürüttüğünü yazdı. The Times, 31 Mayıs’ta başlayan hükümet karşıtı protestolar dalgası sırasında 59 gazetecinin işinden uzaklaştırıldığını kaydettiği haberinde öğrencileri, doktorları, avukatları ve mimarları da kapsadığı söylenen “baskıları”, 1940’ların sonunda ABD’de Senatör Joseph McCarthy öncülüğünde toplumun çeşitli kesimlerinden kişilerin “hainlik” iddiasıyla soruşturulmasına benzetiyor. Haberde ayrıca göstericilere otelinin kapısını açan Koç Holding’e bağlı şirketlere “vergi denetimi baskınları yapıldığı ve mimarmühendis odalarının denetim yetkilerinin parlamento kararıyla kaldırıldığı” da kaydediliyor. Veliler ihbar etmişti Bu hükümlerin varlığına karşın, elektronik suçlara ilişkin yeni bir düzenlemenin gündeme gelmesi, bakanlığın ve il milli eğitim müdürlüklerinin Gezi olayları sırasındaki uygulamalarını anımsattı. Protestolar sırasında, öğrencileri ve öğretmenleri olaylara destek vermek üzere kışkırttığı düşünülen bazı öğretmenler hakkında inceleme başlatılmıştı. Açılan incelemede, il milli eğitim müdürlükleri, velilerden gelen şikâyet üzerine öğretmenlerin Facebook’ta protestolarla ilgili paylaştıklarını da mercek altına almıştı. Hakkında inceleme başlatılan öğretmenler ile irtibat içinde olduğu düşünülen öğrenciler de müfettiş karşısına oturtulmuş, öğrencilerin Twitter hesapları dahi istenmişti. Savcılık Sarısülük anmasını yasadışı eylem sayıp 35 kişiye dava açtı, limon kanıt oldu Gezi Gezi Direnişi’ne verdikleri destekle ön plana çıkan Antikapitalist Müslümanlar hareketinin önderi İhsan Eliaçık, önceki gün polislerin, hem ev hem işyeri olarak kullandığı Fatih’teki adresine mal varlığı soruşturması için gittiğini, kendisinin o esnada orada olmadığını söyledi. Kendisine yöneltilen soruları dün yanıtladığını anlatan Eliaçık, “Ev var mı, araba var mı, neyle geçiniyorsunuz gibi sorular sordular. Ben de hiçbir şeyim olmadığını söyledim. ‘Bir dikili ağacım yok!’ şeklinde yanıt verdim. Çünkü bir kedim bile yok! Büyük ihtimalle Başbakan’ın bana açtığı dava kapsamında yapıldı bu işlem” diye konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Eliaçık’ın kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle tazminat davası açmıştı. postmodern darbe girişimi Menderes Türel: İlk dava direnmeye OMBUDSMANLIK LİSELİ GENCE SALDIRIYI İNŞAAT FORMÜLÜYLE ÇÖZÜMLEDİ! İLHAN TAŞCI ANKARA Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık), 1 Mayıs’ta polisin attığı gaz bombasının kapsülüyle kafatası kırılan 17 yaşındaki, lise öğrencisi D. A.’nın başvurusunda idareyi kusurlu buldu. Gerekçe olarak D.A.’da polistekine benzer “donanım” olmaması gösterilirken polisin gaz bombası kullanması “denge üstü davranış” olarak nitelendirildi. Denge üstü kavramı, inşaat yapımında kullanılan bir formül. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu “D.A’nın örgüt üyesi olduğu” açıklamasını yapmıştı. Açıklamadan sonra D.A., zorla taburcu edilmişti. Gündem Çocuk Derneği de liselinin yaşadıklarıyla ilgili olarak Kamu Denetçiliği Kurumu’na İstanbul Valiliği aleyhine başvuruda bulundu. Başvuruda polisin orantısız güç kullandığı ve Mutlu’nun da açıklamalarıyla D.A.’nın haklarını ihlal ettiği görüşü dile getirildi. Kurum, müdahale ile D.’nin davranışları arasında “denge” bulunmadığını belirledi. Polisin davranışını “denge üstü” davranış olarak nitelendiren Kurum, sıkça dile getirilen “polis orantısız güç kullandı” yerine “denge üstü davranış” söylemini geliştirmiş oldu. ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, başkentte düzenlenen Gezi eylemlerine ilişkin ilk davayı, Kızılay’da düzenlenen Ethem Sarısülük anmasına açtı. Basın savcılığı, Sarısülük’ü vurulduğu yerde anmak için toplanan, ancak polis müdahalesi ile dağıtılan gruptan 35 kişi hakkında iddianame düzenledi. Kabul edilen iddianamede, haklarında 3 yıla kadar hapis cezası istenen şüpheliler “yasadışı eylem yapmak ve ihtara rağmen dağılmamakla” suçlandı. Bir diğer basın savcısı ise 4 farklı tarihte düzenlenen Gezi eylemine katıldığı gerekçesiyle 15 kişi hakkında iddianame düzenledi. Polise direnmekle suçlanan bu şüpheliler hakkındaki iddianame henüz başsavcılık tarafından onaylanarak mahkemeye gönderilmedi. Böylece Ankara’daki eylemlerle ilgili hakkında iddianame düzenlenen kişi sayısı 50 oldu. Sarısülük’ün anması ile ilgili iddianamede, gözaltına alınanların üst aramalarında “özellikle eyleme katılmak ve güvenlik güçlerine direnç göstererek dağılmamak üzere gaz maskesi, deniz gözlüğü, solüsyon, iş eldiveni, biber gazı, limon, süt, sirke, sivil toplum örgütlerine ait flama ve kolluk, yüz kapatmaya yarayan poşu ve bezler, laboratuvar gözlüğü, baret, yüz maskeleri, sprey boya, taş ve gaz fişekleri” bulunduğu belirtilerek, bazı görüntülerden de kimi sanıkların taş attığının belirlendiği aktarıldı. “Direnme” suçunu düzenleyen söz konusu maddede, “Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerine katılanlar, ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar ederlerse, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” deniliyor. Diğer yandan savcılık, anmaya katılan 73 kişi hakkında ise dava açmayarak takipsizlik kararı verdi. Ağabey Mustafa Sarısülük ve aileden kimseye dava açılmadı. ANTALYA (Cumhuriyet) AKP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Menderes Türel, “Gezi Parkı olayları, 35 ağacı korumaktan ibaret masum bir çevre olayı değil. Gezi olayları, AKP’ye karşı yapılmış postmodern bir darbe girişimidir” dedi. Gezi Direnişi’ne destek için The Times gazetesine ilan veren dünyaca ünlü sanatçılara tepki gösteren AKP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu da “Bu insanların hayat biçimi ve ilgi alanlarının ne olduğunu gazetelerden okuyabilirsiniz” ifadesini kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle