19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2013 CUMA 4 HABERLER Vukuatlı nüfus kayıtlarında 1923’ten beri gizli ‘soy kodu’ kullanıldığı ortaya çıktı Abdülhamit’in Jurnalcisi ve Muhbiri Dün 12 Mart askeri faşizminin bir kurumu olan “Sayın Muhbir Vatandaş”ın, “Sırdaş Polis İhbar Noktası” uygulamasıyla yeniden geri getirildiğinden söz etmiştim. Tehlike sanıldığından daha büyüktür ve kimi yetkililerin bile “155’li Alo Polis hattı varken buna neden gerek duyuldu ki” diyerek şaşkınlıklarını dile getirdikleri bu uygulama ile korku toplumunun çemberi iyice kapanacak, tarihin en karanlık totaliter uygulamalarını andıran örnekler yaşanacaktır. Diktaların yoğunluğuyla, ihbar müessesesinin muteberliği her zaman doğru orantılı olmuştur. Totaliter rejim için makbul olan, her yurttaşın iyi bir “Sayın Muhbir Vatandaş”a dönüştüğü yönetimdir. Doğrusu ya ülkemizde de ihbar kurumu her zaman yaygınlığını korumuş,“Sayın Muhbir Vatandaş”, hep başımızın tacı olmuştu. Tarihimizde, muhbir vatandaşın en gözde olduğu zamanlar askeri yönetimlerle Osmanlı’da Abdülhamit dönemidir. Abdülhamit döneminde muhbire muhbir değil, jurnalci denirdi. Görülüyor ki ilk modernleştiğimiz alanlardan biri de muhbirlik olmuştur. Abdülhamit döneminin jurnalleri arasında, çok ilginç olanlardan biri de şudur: Polisiye romanlara çok düşkün olan ve Sherlock Holmes öykülerinin hepsini çevirtip okutan Abdülhamit, 1904 yılında Sir Conan Doyle’u İstanbul’a çağırmış, fakat son anda huzura kabul etmeyerek münasip bir şekilde mükâfatlandırdıktan sonra geri göndermiştir. HHH Sultanın kendisini çağırıp nişan ve ihsan ile taltif etmesine rağmen huzuruna kabul edemeyişine anlam veremeyen Sir Conan Doyle, Doğu Ekspresi (Orient Express) ile İstanbul’dan ayrılmıştır. Sultanın tutkuyla izlediği, yazarı huzura kabul etmemesinin nedeni yazarın İstanbul’a gelişinin akabinde kendisine sunulan şu jurnal olduğu ileri sürülüyor; jurnal metni şöyle: “Zatı Şahanelerinin en sadık ve canını vermeye hazır bendelerinden bulunmam nedeniyle şu hususları bildirmeye cesaret ettim. Yüksek buyruğunuz sonucu olarak ünlü hikâyecilerden Sir Arthur Conan Doyle isimli İngiliz dün sabah Doğu Ekspresi ile İstanbul’a gelmiştir. Söylenen sözlere göre, bugünlerde huzurunuza kabul şerefini kazanacaktır. Conan Doyle’un bu daveti kabul etmesindeki gayesi sizin iltifat ve ihsanlarınıza kavuşmakla birlikte, kendisine verilecek özel izinden yararlanarak sarayınızın içini ayrıntılı olarak araştırıp, bunları yeni bir romana konu etmekten ibaret olup, bunun ise herhalde sizin şan ve şöhretinize uygun olmadığı apaçıktır. Conan Doyle bu amacını kendi dost ve yakınlarına bizzat söylediği gibi, hatta söz konusu yeni romanını basacak olan yayıncı ile anlaşma bile yapmıştır. Edinmeye muvaffak olduğum bu bilgiyi ayaklarınızın altına sunarım. Bu konuda her durumda ferman sizindir.” HHH Abdülhamit hakkında çok ilginç bir eser vermiş olan François Georgeon’un da zikrettiği Conan Doyle’un İstanbul’u ziyareti ve sultana gönderilen jurnali, Erol Üyepazarcı, “Sherlock Holmes’in Maceraları, Sherlock Holmes’in Anıları” adlı kitaptaki yazısında böyle anlatıyor. Böylelikle dünyaca ünlü polisiye yazarıyla ilgili olarak kaleme alınmış olan trajikomik jurnal, 109 yıl sonra açığa çıkmış oluyor. Jurnali verenin adı ne yazık ki yazıda yok. Zaten “Sayın Muhbir Vatandaş”ın ya da başka deyimiyle muhterem jurnalcinin adının gizli kalmasıydı matlup olan. Peki Abdülhamit döneminde “Sayın Muhbir Vatandaş”a jurnalci deniyordu da “muhbir” kime diyorlardı? O zamanlarda muhbir tabir edilen kişiler ise haberleri alıp belki de okuma yazma kıtlığından dolayı sözlü olarak muhabirlere, muharrirlere nakledenlerdi. Ne garip değil mi, aradan yüzyıl geçtikten sonra, Tayyip Bey’in devri iktidarında, bambaşka bir şekilde, bu sefer polise hizmet sunan “muhabirmuharrirmuhbir” karışımı yeni bir tip peydah oldu. Devletin ‘soy kodu’ ayıbı BAROLARDAN TEPKİ: İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN İftira merkezi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Denizli, Muğla ve Uşak baro başkanları, iktidarın “sırdaş polis ihbar noktası” projesinin “muhalifleri avlamak” için ortaya atıldığını vurgulayarak “Bağıra bağıra gelen polis devletine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Baro başkanlarından yapılan ortak açıklamada, projenin hukukun evrensel ilkeleri ve temel anayasal hükümlere aykırı olduğu vurgulandı. Girişimin her an bir “iftira merkezi oluşumuna” dönüşebileceği anımsatılarak “Ayrıca siyasal amaçlarla rahatlıkla kullanılabilecek ve iktidara, onun emrindeki kolluğa ‘muhalif avı’ için yoktan gerekçeler yaratma olanağı sağlanmış olacaktır” denildi. “Sırdaş Polis”in tamamen siyasi bir proje olduğu vurgulanan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Şimdi, etkin ve yaygın biçimde kitleselleşen, sokakta, meydanda, balkonda ortaya çıkan muhalefete karşı ‘çözüm’ için polis devleti oluşturmak istiyorlar. Bağıra bağıra gelen bir polis devleti girişimlerine kararlılıkla karşı duracağız.” [email protected] istemiyoruz Haber Merkezi Ermeni kimliğine geri dönerek çocuğunu bir Ermeni anaokuluna yazdırmak isteyen anneye İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce verilen resmi bir yazı, vukuatlı nüfus kayıtlarında gizli “soy kodu” kullanıldığını ortaya çıkardı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün resmi nitelikli yazısında Türkiye vatandaşı Ermenilerin “soy kodu”nun ‘2’ olduğu ifadesi yer alıyor. Nüfus müdürlüklerinde gizli tutulan “soy kodu”, talep eden devlet kurumlarına resmi bir yazıyla bildiriliyor. 0 yıldır ‘soy kodu’ ile fişlemişler AGOS gazetesinde dün yayımlanan habere göre Ermeni kimliğine geri dönen bir anne, yasal hakkını kullanarak çocuğunu Ermeni anakoluna kaydettirmek istedi. Bu esnada İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce verilen bir belgede “soy esasına göre fişleme” gerçeğiyle karşılaştı. Resmi yazıda, 1923’ten bu yana “vukuatlı” nüfus kayıtlarının gizli “soy kodu” taşıdığı belirtilen haberde, soy koduna örnek olarak “Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2’dir” ifadesinin yer aldığı belirtildi. Her şey bir Ermeni anaokuluna çocuğunu kaydettirmek isteyen bir ebeveynin verdiği mücadeleyle başlıyor. Vaftiz olup kendi kimliğine dönmüş bir Ermeni olan anne, nüfus cüzdanındaki din hanesini Hıristiyan olarak değiştirir; çocuğun baTheGreenParkHotels 9 Beko 1 Mayıs soruşturması kapsamında ifade verdi İstanbul Haber Servisi DİSK Genel Başkanı Kani Beko, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün ihbarı üzerine başlatılan 1 Mayıs soruşturması kapsamında dün ifade verdi. Beko, “1 Mayıs günü haklı ve yasal gösterilerini yapmak isteyenlere, bayramlarını kutlamak isteyenlere yoğun gazla, suyla, fiziksel şiddetle müdahale edenler hukuka aykırı davranmış, suç işlemişlerdir” dedi. 1 Mayıs’ta Şişli ve Beşiktaş’ta toplanan gruplara polis yayalaştırma projesini bahane ederek izin vermemiş, gaz bombaları ve tazyikli suyla müdahale etmişti. Beko, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Türk Tabipleri Birliği Merkez Komite üyesi Osman Öztürk ve CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın da aralarında bulunduğu 6 GREENPARK izmir kişi hakkında başlatılan soruşturma Asıl suçlu iktidar devam ediyor. Sendikacıların ve parti, dernek yöneticilerinin, “halkı yasadışı gösteri yürüyüşüne özendirdikleri ve kışkırttıkları” ileri sürülüyor. Çağlayan Adliyesi’nde, soruşturmayı yürüten savcıya ifade veren Beko, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının yasaklanması nedeniyle DİSK ve KESK’in 2008’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı başvuru sonucu, Türkiye’nin, ifade özgürlüğünün engellenmesi nedeniyle, 27 Kasım 2012’de mahkum olduğunu anımsattı. Beko, adliye önünde yaptığı açıklamada da şunları söyledi: “Kutlamalar, ilan edilmemiş bir sıkıyönetimle tüm İstanbul’a yasaklandı. Suçlu aranıyorsa İstanbul valisi, başbakan ve içişleri bakanı suçludur. 1 Mayıs kana bulanmıştır. Emek ve Dayanışma Günü 1 179x250.pdf 1 25.07.2013 17:19 Mayıs yargılanamaz.” basının kimliğinin din hanesinde ise Müslüman yazmaya devam eder. Ermeni anaokulunun müdürlüğü ise yasal mevzuat gereği kendilerine şu cevabı verir: “Milli Eğitim’den okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın.” Ailenin avukatı İsmail Cem Halavurt, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurur. İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılarından Ahmet Molak, Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hitaben resmi bir yazı yazar ve Halavurt’a bu yazıyla birlikte ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvurmasını söyler. Resmi yazıda şu ifadeler yer alıyor: “…Söz konusu okullara kayıt olacak öğrencinin velisinin mahkeme kararı ile din, isim, mezhep değiştirip değiştirmediğinin bilinmesi, 1923 yılından bu yana ‘Vukuatlı’ nüfus kayıtlarının gizli soy kodunun da (nüfus kayıt örneğinde Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2 dir.) çıkarılması gerektiğinden ancak adı geçen öğrencinin velisinin ilgili Nüfus ve vatandaşlık müdürlüğünden nüfus kayıt örneğinde gizli soy kodunun 2 olması halinde kaydının yapılabileceği hususunda gereğini rica ederim.” Halavurt ve ailenin, verdiği mücadele hâlâ sürüyor. Şimdi bir resmi mercinin kendilerine “Evet sizin gizli soy kodunuz 2’dir, çocuğunuzu Ermeni okuluna kaydettirebilirsiniz” demesini bekliyorlar. Bu talebe cevap veren resmi bir merci henüz yok. TheGreenPark TUTUKLU FÜSUN ERDOĞAN’IN KARDEŞİ: Ailemizi dağıttılar İstanbul Haber Servisi MLKP davasında yargılanan ve 7 yıldır Gebze Kapalı Kadın Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Özgür Radyo Genel Koordinatörü Füsun Erdoğan’ın kardeşi Şengül Tanrıverdi, MLKP operasyonunun aileyi parçaladığını belirtti. Tanrıverdi, kardeşi Erdoğan’ın Özgür Radyo’da çalıştığı dönemde radyonun sürekli olarak kapatılmasıyla ilgili hukuk mücadelesi verdiğini söyledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 2013 Basın Özgürlüğü ödülü sahibi Füsun Erdoğan, MLKP davası kapsamında yargılanıyor ve terör örgütü yöneticisi olmakla suçlanıyor. Şengül Tanrıverdi, TGC’nin verdiği Basın Özgürlüğü Ödülü’nden sonra Füsun Erdoğan’ın yaşadığı hukuksuzluğun daha bilinir hale geldiğini belirterek, kardeşinin cezaevinde olmasının nedeninin muhalif ve sosyalist bir gazeteci olmasından kaynaklandığını ifade etti. Füsun Erdoğan’ın eşi Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek de aynı dava kapsamında tutuksuz yargılanıyor. Tanrıverdi, kardeşinin tutuklu bulunduğu 7 yıl içinde ailesinin parçalandığını belirterek “Füsun, MLKP davası kapsamında tutuklanınca ‘örgüt dağıtıldı’ denildi. Fakat dağıtılan Füsun’un ailesi oldu” dedi. Erdoğan’ın 26 yaşında bir oğlu olan anne olduğunu anlatan Tanrıverdi, “Oğlu annesini çok özlüyor. Her görüş gününde dağılıyoruz. Füsun o kadar hayat dolu bir insan ki o bize yaşam sevinci veriyor” ifadelerini kullandı. C M BAYRAMDA 99 'ye KONAKLAMA SABAH KAHVALTISI AKSAM YEMEGI YUZME HAVUZU SAGLIK KULUBU Bostancı buldu AİHM haklı Y CM Merter Pendik AKP’li milletvekiliyle tartışan emniyet amiri merkeze alındı AFYONKARAHİSAR (Cumhuriyet)Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 25 Temmuz Perşembe günü memleketi Şuhut’ta verdiği iftar yemeğine katılan AKP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün park yeri nedeniyle kendisini uyaran Şuhut İlçe Emniyet Müdür Vekili Ahmet Sadık Semerci ile tartıştı. Semerci geçen salı günü görevinden alınarak merkeze çekildi. AKP’li Ürün, “Benim yazılı ya da sözlü bir şikâyetim olmadı. Semerci’nin tayininde bir dahlim yoktur” dedi. Ürün’ün danışmanı Taner Tükelay ise “Afyonkarahisar’da 16 ilçe emniyet müdürünün yeri değişti. Zaten ilçeden Afyon merkeze gelmek bir polis için sürgün değil, ödüldür. Öyle sürgün olmaz” diye konuştu. Füsun Erdoğan’ın uzun tutukluluk süresi ile ilgili AİHM’ye başvurduğunu ve haklı bulunduğunu vurgulayan Tanrıverdi, özetle şöyle konuştu: “7 yılın öngörülen tazminatı için Türkiye dostane çözüm öneriyor. Füsun bu başvuruyu maddi kaygı ile değil, hukuk mücadelesini kazanmak için yaptı. Bu yüzden bu çözüm önerisini kabul etmedi. Kardeşime 1995 yılında 1 Mayıs ve 8 Mart eylemlerine katıldığı gerekçesiyle işkence yapıldı. İşkence doktor raporuyla kanıtlandı. Hatta şimdi İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan Sedat Selim Ay bu yüzden 14 ay hapis cezasına çarptırıldı; ancak Yargıtay aşamasında ceza zamanaşımına uğratıldı.” CY CMY K MY Kartepe Merter: (212) 507 73 73 Bostancı: (216) 573 30 30 Kartepe: (262) 315 47 00 Pendik: (216) 585 21 21 Bu kampanya 0212 Ağustos 2013 tarihleri arasında sadece The Green Park Hotels & Resorts’un Merter, Bostancı, Kartepe ve Pendik otellerinde geçerlidir. Ücretlendirme; Kdv dahili, gecelik, 2 kişilik odada kişi başı fiyatıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle