27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 hep sürmüştür... Demokrasi ve özgürlükler olmadığı için halk baskı altında kalmış, dinsel, mezhepsel, ırksal ağırlıklı kıyımlar sürmüş, kanlı hesaplaşmalar, iç savaşlar yaşanmıştır. Aynı durum 1980 öncesi ve 90 sonrası Türkiye’de de denenmiştir. Darbelere ön hazırlık olarak emperyalist güçlerin Türkiye’ye üzerindeki oyunları NATO Gladyosu üzerinden, ırksal ve mezhepsel olarak ortaya çıkmış, katliamlar yaşanmıştır. Bu katliamlar bitmemiş en son Reyhanlı’da kendini göstermiş, Suriye’deki iç savaşta öne atılan Türkiye Ortadoğu liderliğine soyunurken tuzağa düşürülmüştür. HHH Şimdilerde iktidar ve yandaşları, Gezi Direnişi üzerinden yeni senaryolar hazılıyor, iç ve dış güçlerden söz ediyor. Hızını alamayan kimi iktidar sözcüleri Gezi Direnişi’ni darbecilerin hazırladığını, dışarıdan destek aldığını öne sürüyor. Bir yandan da çözüm sürecini savsavlamak için değişik yöntemleri uyguluyor. PKK’nin Kuzey Irak’a tümden çekildiği falan yok! Hem hükümet hem BDP ve İmralı oyalama içinde... Bilek güreşi yapıyorlar! Oyalamaboyalama... El Kaide’nin bir kolu Ceylanpınar’ın dibinde... Amaçları, Esad’ı devirip ya da bir bölgeye sıkıştırıp köktendinci bir devlet kurmak! ABD bu gerçeği gördü... İngiltere ve AB ülkeleri de. ABD, Mısır’da Sisi’ye silah yardımı gönderirken Suriyeli muhaliflere “hayır” yanıtını veriyor. HHH Türkiye Gezi Direnişi’nden dersini almamış... Başta söyledim, yineleyeyim: Hayatın renklerini görmek gerek! O renkleri görürseniz, türküler başlar yüreğinizde... Gezi’deki gençleri, 90 kuşağını onların yaşama sevincini, özlemlerini anlarsınız. 14 yaşındaki Berkin’in annesini, babasını, arkadaşlarını... Kahire’de ibadet ederken üzerlerine zalimce ateş yağdırılarak öldürülen insanlara benim de içim yanıyor. Şimdi size soruyorum: “Öldürülen beş kişiye, Ali İsmail’e, Adana’da köprüden düşen polisimize, 14 yaşındaki çocuğumuza, Ethem’e, komadaki Berkin’e, gözlerini yitiren insanlarımıza, yaralananlara içiniz acıyor mu, yüreğiniz yanıyor mu?” Yeni anayasada yüksek yargıya üye seçiminde TBMM’nin ağırlığı artıyor Güçler ayrılığı rafa EMİNE KAPLAN ANKARA Yeni anayasanın yargı bölümündeki düzenlemeler, 12 Eylül referandumunda kabul edilen yeni yapısıyla hükümetin güdümüne girdiği eleştirileri yöneltilen Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin üye seçiminde son sözü TBMM’ye bırakıyor. HSYK, hâkimler ve savcılar olarak iki kurula ayrılırken üyelerinin TBMM tarafından seçilmesi konusunda iktidar ve muhalefet partileri uzlaşmış gözüküyor. Uzlaşılamayan kısım ise Meclis’teki seçimin hangi nitelikli çoğunlukla yapılacağı konusunda yaşanıyor. Yeni anayasa çalışma larında Anayasa Mahke İmralı’ya sandıktan vazgeçildi Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda “Seçme ve seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” başlıklı maddenin görüşmelerinde İmralı’ya sandık konulmasının yolunu açtığı belirtilen düzenlemeden vazgeçildi. MHP’nin itirazlarına AKP ve CHP’den de destek gelmesi üzerine “silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri mahkemece kısıtlılığına karar verilmiş hükümlülerin oy kullanamayacağı” biçiminde düzenlendi. mesi, HSYK, Danıştay ve Yargıtay’la ilgili şu düzenlemeler üzerinde duruluyor: l HSYK, Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu biçiminde ikiye ayrılıyor. Hâkimler Kurulu’nun 11 üyesinin 5’inin doğrudan Meclis, 6’sının Yargıtay ve Danıştay genel kurulları ile kürsü hâkimlerinin aralarından seçeceği adaylar arasından yine Meclis tarafından atanması öngörülüyor. Bu düzenlemede partilerin tam mutabakatı var. Görüş ayrılığı ise TBMM’deki seçim lerin nitelikli çoğunluğu konusunda yaşanıyor. CHP ve MHP, milletvekillerinin üçte iki, AKP ve BDP ise beşte üç çoğunluğuyla seçimin yapılmasını istiyor. Ancak AKP, en çok oy alan iki aday arasında kura çekimi yapılmasını istiyor. 7 üyeden oluşacak Savcılar Kurulu’nun üyelerinin de yine aynı yöntemle Meclis tarafından seçilmesi öneriliyor. Mevcut anayasada, HSYK’ye Meclis tarafından üye seçimi yetkisi bulunmuyor. l Anayasa Mahkemesi için de benzer yapı öngörülüyor. 17 üyenin 6’sının Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’ın belirleyeceği adaylar arasından ve 11 üyenin doğrudan TBMM tarafından seçilmesi hükmü yer alıyor. CHP, MHP ve BDP, bu düzenlemeye onay verirken AKP, üyelerin 9’unun Meclis tarafından, 8’inin başkan tarafından seçilmesini istiyor. Muhalefet, Meclis’teki seçimin üçte iki çoğunlukla yapılması, ilk üç turda yeterli çoğunlu ğun bulunamaması durumunda kura çekilmesini isterken; AKP, son turda salt çoğunluk aranmasında ısrar ediyor. Mahkemeye üye seçimi için de 45 olan yaş koşulu 40’a düşürülüyor. Mevcut anayasada, Anayasa Mahkemesi’ne TBMM’nin yalnızca 3 üye seçmesi yetkisi bulunuyor. l Danıştay üyelerinin seçiminde ise cumhurbaşkanının atama yetkisi kaldırılırken üyelerin dörtte birinin Bakanlar Kurulu’nun her üyelik için göstereceği 3 aday arasından TBMM tarafından seçilmesi düzenlemesi yer alıyor. Muhalefet, bu düzenlemede görüş birliği içindeyken AKP, üyelerin başkan tarafından belirlenmesini istiyor. Yüreğiniz Yanıyor mu? Hayatın renklerini, yaşama sevincini, aşkı, barışı, özgürlüğü, kardeşliği sık sık yazıyorum. Bilerek yapıyorum bunu! Burnumuzun dibinde, Suriye’de bir iç savaş var, Mısır’da ordu darbe yaptı. Ne adına? Demokrasi ve özgürlük adına değil elbet... Aynı dine, peygambere, Tanrı’ya bağlı insanlar birbirini boğazlıyor, ordunun, polisin keskin nişancıları insanların üzerine ateş açıyor... Kimilerine göre 100, kimilerine göre 200 ölü var! Kardeş kardeşi öldürüyor! Namaz kılan, ibadet eden, oruç bozan insanları acımasızca öldüren bu katliamın sorumlusu, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin atadığı dindar General Sisi... General Sisi, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren bir komutan elbet değil! Varsıl Kuzey dünyası kendi çıkarları için bir bakıyorsunuz kendisine düşman El Kaide ile işbirliğine giriyor; Mursi seçimle geldiği halde demokrasiye giden yolları, Mısır anayasasından yararlanıp daha da kapıyor. HHH Mursi’nin iktidarı sürecinde canları yanan aydınlar, emekçiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri eyleme geçiyor, Tahrir Alanı’nı dolduruyor, arkasından Sisi darbeyi patlatıyor... Darbenin adı da devrim(!) oluyor. Bu nasıl bir devrim, anlaşılması zor! Mısır anayasasında bir madde var, o hep yerinde kalacak: “Mısır’da yasalar ve uygulamalar Kuranıkerim’e göre uygulanır!” Oysa Mısır öteki Ortadoğu ülkelerinden farklıdır... Farklı uygarlıkları ve tarihi yaşamıştır. Edebiyatı, sineması ve müziği vardır... Sendikalar ve demokratik kitle örgütleri güçlüdür... Buna karşı varsılı daha varsıl, yoksulu daha yoksuldur. Köktendinci terör ve özellikle El Kaide, Mısır’da pek çok kitlesel kanlı terörü gerçekleştirmiştir. HHH Mısır’ın hiçbir dönem demokrasiye geçme gibi bir niyeti olmamış, biraz olsun laikliğe adım atmaya çalışmıştır, Suriye ve eski Irak gibi. Atmıştır ama baskıcı rejimler RESMİ TELEKULAK TİB, tüm Türkiye’yi dinliyor u Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın mahkeme kararı olmaksızın tüm Türkiye’nin telefon ve veri trafiğini dinleyerek depoladığı ortaya çıktı. Haber Merkezi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımladığı bir belge, TİB’in tüm konuşmaları, mahkeme kararı olsun ya da olmasın takip ederek depoladığını ortaya çıkardı. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün’ün Halk TV ekranlarında yayınladığı belge, TİB’in kanunsuz dinlemelerini ortaya çıkardı. Aygün’ün iddiasına göre TİB, internet sitesinde yanlışlıkla yayımladığı, kısa bir süre sonra da kaldırdığı belgenin yayılmasına engel olamadı. Ortaya çıkan belgeye göre TİB tüm konuşmaları, mahkeme kararı olsun olmasın mutlaka takip ediyor ve depoluyor. Bir başka deyişle tüm Türkiye’nin telefon konuşmaları dinleniyor ve depolanıyor. Belgeye göre takip yalnızca telefonlarla sınırlı değil. TİB önde gelen servis sağlayıcılarından tüm veri trafiğini topluyor. Belgede, şu ifadeler yer alıyor: “Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın 5397 sayılı Kanun kapsamında hizmet verdiği ilgili kolluk ve güvenlik birimleri tarafından uzun süredir ısrarla takip edilen STH işletmecilerine ait tüm yurtdışı giriş ve çıkış trafiklerinin yönlendirilmesi ve takip altına alınmasının önemi, son yaşanan Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki patlamayla da tekrar gündeme gelmiş, STH işletmecileri üzerinden geçen trafiğin alınamamasından dolayı istihbarat zafiyetlerinin yaşanmaması için gerekli önlemlerin tekrar alınması Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan talep edilmiş olup bu kapsamda ilgili taleplerin karşılanması amacıyla, 1) Sabit Telefon Hizmeti işletmecileri tarafından ilgili mevzuat uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın faaliyetleri gereği, her bir STH işletmecisinin tüm POP noktalarına ait trafiğini Başbakanlık Ankara lokasyonuna IP protokolü üzerinden noktadan noktaya özel hpatlar ile teslim edilmesi. (...)” YAŞ üyeleri Erdoğan başkanlığında Anıtkabir’i ziyaret etti. Fotoğraf: Necati Savaş 3 kuvvete 3 yeni komutan BARKIN ŞIK ANKARA İlk gün çalışmalarını tamamlayan Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ), Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Korgeneral Salih Zeki Çolak, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Korgeneral Bülent Bostanoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Korgeneral Abidin Ünal’ın bir üst rütbeye terfi ettiği belirtildi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu’nun, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesine ilişkin belirsizlik sürerken krizin aşılması için Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in önceki gece verdiği YAŞ iftarının ardından, Başbakan Tayyip Erdoğan ile sahura kadar görüştüğü kaydedildi. YAŞ, dün Başbakan Erdoğan başkanlığında Genelkurmay Karargâhı’nda toplandı. Erdoğan, karargâha gelişinde Orgeneral Özel tarafından karşılandı. Öğle saatlerinde tamamlanan ilk gün çalışmalarının ardından Erdoğan, Genelkurmay Karargâhı’ndan ayrıldı. YAŞ toplantısında alınan kararlar, yarın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulduktan sonra kamuoyuna açıklanacak. Şura çalışmaları öncesinde, YAŞ üyeleri Erdoğan başkanlığında Anıtkabir’i ziyaret etti. Erdoğan, Aslanlı Yol’un başında komutanlar tarafından karşılandı. Erdoğan’ın, Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Erdoğan başkanlığındaki heyet, Misakı Milli Kulesi’ne geçti ve Erdoğan burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. İlk kez koramiral katıldı YAŞ toplantısı ilklere de sahne oldu. Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in ocak ayında istifa etmesi nedeniyle bu göreve getirilen Donanma Komutan Vekili Koramiral Bülent Bostanoğlu da şurada yer aldı. Bostanoğlu, şurada oramiral rütbesine yükseldi. Bostanoğlu, kendisiyle ilgili konular görüşülürken şura kurallarına göre toplantı salonunda bulunamıyor. Kara Kuvvetleri’nde Korgeneral Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri’nde ise Korgeneral Abidin Ünal’ın da terfi ettiği kaydedildi. Sahura kadar mesai Kalyoncu’nun Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması ve Jandarma Genel Komutanlığı’na kimin getirileceğine ilişkin yaşanan kriz nedeniyle Özel, Erdoğan ile verdiği iftarın ardından sahura kadar görüştü. Erdoğan’ı ikna etmeye çalışan Özel’in bu konuda başarılı olup olamadığı ise belirsiz. Ağustosta açıklanacak kararlarda Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlarının görev sürelerinin 1’er yıl uzatılması gündemde. Bu komutanların görev süresi uzatılmazsa bu sene orgeneral/oramiralliğe terfi eden isimler doğrudan kuvvetin başına geçecek. Ergenekon davasında yargılanan ve halen GATA’da tedavi gören Orgeneral Nusret Taşdeler ile Balyoz davasından tutuklu bulunan Orgeneral Bilgin Balanlı’nın, görev süreleri dolduğu için emekliye sevk edildikleri kaydedildi. Korgeneral Damcı’nın istifası onaylandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, TSK’de yalnızca Korgeneral Nezih Damcı’nın istifa ettiğini ve istifasının onaylandığını bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 3 generalin istifa ettiği yönündeki haberler üzerine bir açıklama yaptı. Açıklamada, yalnızca bir generalin istifasının onaylandığı belirtilerek şöyle denildi: “Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Nezih Damcı kendi isteği ile emeklilik talebinde bulunmuş, emeklilik isteği onaylanmıştır. Korgeneral Damcı’nın emeklilik talebinin basında yer alan olaylar ile ilgisi bulunmamaktadır.” Koç’tan Sarıgül’e ‘karar ver’ mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığıyle ilgili olarak “Öncelikle kendisinin bir konumlandırma, bir değerlendirme yapması gerekiyor. Boş atışlarla bunlar olmaz. Siyaset günü geldiğinde objektif tavır, bir duruş, onun arkasında da söylem gerektirir. Böyle kırmızı, yeşil, sarı trafik lambası gibi olursanız ne tarafa bakacağınızı şaşırırsınız” dedi. Koç, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın korku ve sağlıksız bir ruh hali içinde olduğunu belirterek, “Başbakan ne kadar kin, öfke de duysa Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Ethem Sarısülük’ün hayali herhalde rahatsız ediyordur” diye konuştu. AKP’li Mehmet Ali Şahin’in Gezi eylemcilerinin müebbetlik olduğu yönündeki açıklamalarıyla ilgili olarak Koç, “Türkiye’nin yarısını mı cezaevine koyacaksın Sayın Şahin. Aklını peynir ekmekle mi yedin sen? Bu kafa nasıl anayasa yapabilir” diye sordu. Hükümetin maçlarda slogan yasağı çalışmasına ilişkin Koç şunları söyledi: “Kolayı var, kapat kardeşim; seyircisiz oynat bütün maçları ya da koli bandı al gişelere girenlerin ağzını kapat. Hepimiz mumya mı olacağız bu ülkede. Belki evde yediğinden içtiğinden de korkuyorsun. Usta bu zor zanaat. Bu işi götüremezsin usta. Bence sen vitesi al boşa, bırak gitsin kendi kendine.” YAŞ toplantısına ilişkin bir soru üzerine Koç, “Daha önceki yıllardaki gibi yani majestelerinin özel güçleri haline gelen bir kurum hakkında daha fazla konuşmayayım” yanıtını verdi. Sözleşmelilere kadroya onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 6495 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u yayımlanmak üzere Başbakanlık’a gönderdiği belirtildi. Kanun, 4/B’liler, 100 bin sözleşmeli personelin kadroya alınması, şehit yakını, gazi, muhtar ve köy korucularına yeni haklar verilmesi, meraların geçici yerleşime açılması, sürücü belgelerinin değiştirilmesinin de bulunduğu çok sayıda düzenlemeyi içeriyor. İşte torpilin resmi belgesi! Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne alınacak öğretim üyeleri için gazetelere verilen ilanda, kadroya alınacak öğretim üyelerinin ismi de yer aldı RİZE (Cumhuriyet) Tayyip Erdoğan Üniversitesi, öğretim üyesi almak için gazetelere verdiği ilanda büyük bir skandala imza attı. İlanda, alınacak öğretim üyelerinin adı da yer aldı. Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Basın İlan Kurumu aracılığıyla öğretim üyesi almak için ulusal bir gazeteye reklam verdi. İlanda, Tıp, Mühendislik, Fen Edebiyat Fakültesi’ne 1’er, Su Ürünleri Fakültesi’ne 2 doçent; İlahiyat Fakültesi’ne ise 1 yardımcı doçent alınacağı belirtildi. Ancak ilanda alınacak öğretim üyelerinin isimleri de ilan edildi. Tıp Fakültesi için aranan öğretim üyesinin karşısında Ahmet Pergel ismi yer aldı. Pergel’in isminin yanında ise “Doçentliği alamadı sorulacak” yazısı dikkat çekti. Fen Edebiyat Fakültesi’ne alınacak öğretim üyesinin karşısında ise Murat Tomakin’in adı ve “İzinli” notu yer aldı. TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, “Söz konusu kadro ilanında da görülüyor ki ilan edilmekte olan kadrolara kimlerin atanacağı, ilanı verenler tarafından önceden belirlenmiş. Adrese teslim kadro ilanı yapmak, Türkiye’de üniversiteler arasında sıradan oldu, burada ise skandalın büyüğü var. YÖK’ü ve Cumhurbaşkanı’nı göreve çağırıyoruz. RTE Üniversitesi açısından utanç verici bir durum. Torpil hiç bu kadar aleni ve çarpıcı olmamıştı” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adı AKP’den Ankara Anakent Belediye Başkanlığı için geçen TBMM Başkanı Cemil Çiçek ilk kez konuştu. Çiçek, mevcut başkan Melih Gökçek’in yerine adaylıkla ilgili soruya, “Başarılı bir belediye başkanımız Melih Gökçek var. Benim hiçbir zaman düşünmediğim bir görevdir” dedi. Çiçek Ankara için aday olmayacak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle