23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 AĞUSTOS 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 Telefonumda Kulak Var... Hırsız görünümündeki jurnalciler milletvekillerinin evlerine giriyor, istihbaratın fil kulakları CHP’yi fişliyor, faşizmin hamamböcekleri telefonların içinde dolaşıyor. CHP’li Erdal Aksünger’in, haberleşme özgürlüğüne ve özel yaşamın gizliliğine yönelik ihlallere ilişkin TBMM’de kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’na sunduğu raporda okumuştuk. Türkiye’de yasa dışı dinlemelerin en önemli kaynağı GSM operatörleriymiş. Örneğin, Turkcell ve Vodafone’da bu sistem olmasına karşın Avea’da bu sistem yokmuş. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) veriler, GSM operatörleri aracılığıyla geliyormuş. İzinsiz girişleri önlemek için teknik yazılım ve donanımların sağlanması, ilgili logların tutularak sisteme kimlerin ya da hangi kurumların giriş yaptığı tespit edilerek kayıt altına alınmalıymış. Cep telefonları ithal edilirken, Türkiye’de kullanım için mevcut yönetmeliğin değiştirilmesi ve kripto koşulunun getirilmesi gerekirmiş. Aksünger raporunda şu önerilerde bulunmuştu: “Telekomünikasyon altyapısının ulusal anlamda imalat kodlarına hâkim olmamız gerekiyor. Buna hâkim olmadığımız müddetçe sonuç alamayız. Komisyona yapılan sunumlardan 1990’lı yıllarda Türkiye’de böyle birtakım çalışmalar yapıldığı, ancak uluslararası bir firmanın çalışma yapan firmayı satın alarak tasfiye edildiği ifade edilmişti. Tüm GSM operatörlerinin santralları ve kullanılan yazılımlar yerli olmalı, yasal olarak GSM şebekelerinin nasıl kontrol edilebileceğine, nasıl denetim altına alınacağına ilişkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Dinleme ve izleme yapılan kuruluşların binalarından dışarıya elektromanyetik dalga çıkışının engellenmesi gerekir. Giriş yerlerinde kullanılan bilgisayarların tümü biometrik olmalıdır. Bu işlerde görevlendirilecek kişilerin güvenirliği test edilmeli, akreditasyon uygulanmalı, herkes kendi yetkisindeki işlemlere giriş yapabilmelidir. Bu işlemler tüm dinleme ve izleme yapan kuruluşlarla birlikte GSM operatörleri ve TİB’le birlikte bu kuruluşların bağlantıları olan tüm yerlerde (81 il) zorunlu hale getirilmelidir. Dinleme ve izleme yapma yetkisi bulunan kuruluşlar ve GSM operatörlerinde çalışanların özel kimlikleri olmalı, kimin nereye girip çıktığı bilinmelidir. Bilgisayar oturumlarına şifreli olarak değil, biometrik (optik) el okuyucuyla yapılmalı, ayrıca güvenliği artırmak için pin ve elektronik imza kullanılmalıdır. Sistemlerde güvenlik açısından kullanılan algoritmaların her görüşmede değişmesi gereklidir. Acil dinlemelerde hâkim kararı haricinde yapılan ve 24 saat içerisinde hâkime getirilmek zorunda olunan dinlemelerin kararını hangi kuruluş adına kimin talep ettiğini içeren kayıtlarının tutulması zorunlu hale getirilmelidir. Son dönemlerde siyasi parti temsilcilerini itibarsızlaştırmak için yapılan operasyonlarda kullanıldığı bilinen, çift sim kart takılarak kullanılan, görüntüleri 3G sistemiyle aktarılabilen, sim kartlarını arama veya SMS gönderme yöntemiyle çalışan kameraların hangi kurumlarda bulunduğu, bunların ülkeye hangi yollardan giriş yaptığı ve envanterlerinin bulunup bulunmadığı sistemin bugüne kadar nerelerde kullanıldığı tespit edilmelidir.” Laf olsun diye kurdukları komisyonlardaki ciddi saptamaların peşi bırakıldı, öneriler kulak ardı edildi. Abdülhamit dönemi hortladı. Dinleyen dinleyene.... ARADA BİR İ. GüRşEN KAFKAS Samsun Potada Geleceğin Samsun’u Atakum mu olacak? CHP’li Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, bu sorunun olumlu yanıtlanması için tek bir somut verinin yettiği kanısında: “Karadeniz’de nüfus artışı olmazken Atakum’da her yıl yüzde 10 oranında nüfus artışı olmaktadır.” Atakum Belediyesi, bütçesinin yüzde 60’ından fazlasını yatırıma ayırıyor. Kültür sanat merkezi inşaatı sürüyor. Çakırlar Korusu düzenlendi, halka açıldı. Burma’nın, CHP’nin bir kez daha Atakum’da seçimi kazanacağından şüphesi yok, hatta Samsun Büyükşehir için de umutlu: “CHP, Türkiye’deki bütün yönetim birimlerine taliptir. Samsun’da geçmişte bunu yaptık. Belediyeciliğin temelini oturtmuş bir partidir. Halkın talep ettiği, istediği belediyecilik CHP belediyeciliğidir. Kentlerin gelişmesinde, kentlerde kentsel yaşamın sürdürülebilmesi noktasında CHP projelerine ihtiyaç vardır. Bu noktada iyi bir çalışmayla ve kamuoyuna projelerimizi aktarabilecek iyi bir adayın seçilmesi halinde iddialı durumda olacağımıza yürekten inanıyorum.” ‘Neyiniz Eksik? / Neyimiz Değil ki!’ “Neyiniz eksik?’’ yerine, neyimiz eksik değil ki sözünün yerindeliği tartışmasızdır. Sevgisiz bir toplum olduk. Huzurumuz, barış, özgür düşünce, birlik, beraberlik, sen/ben ayrımcılığı, korku, şiddet, ispiyon, güvensizlik, her an tutuklanma, sorgulanma kaygısı… Daha da çoğaltılacak istenmezler eksiğimizdir. Gezi Parkı eyleminde çocuğunu yitiren aile “Bize bayram yok’’ diyor. Ölen beş genç, gözünü yitirenler ve yaralananlar eksiğimizdir. İnsanı insan yapan en önemli değer sevgidir. Her nedense! Sevgisiz, güvensiz ve fakat korku dolu bir yaşamın içinde sürükleniyoruz. Yunus Emre 13. yy’da, “Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz” diyor. Korku imparatorluğunun bayraktarlığı yerine, huzurun, güvenin, sevginin yayıcısı olmak daha kalıcıdır. Onca günahsız insan tutsak. Onlar ki; yıllarını başarılarıyla, kalemleriyle, bilgileriyle, vatan sevgileriyle ülkemizde ve uluslararası çalıştaylarda ödüller alan değerlerimizdir. İktidar olmak, halk için, halkla beraber, halka doğru ülkeyi, sevgiyle yönetmek demektir. Halkı yıldırmak, korkutmak, baskı kurmak, yasaklarla sindirmek, bayrak satmayı, asmayı, engellemek, Atatürk posterlerine tepki göstermek, konuşmayı, yazmayı, cezalandırmak iktidar olmak değildir. Nice canlar pahasına elde edilen özgürlük ve Cumhuriyet; demokrasiyi laiklikle taçlandırılıp şekillenmiş bütünleyici Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturmuştu. Halkın din, mezhep, etnik ayrışımı söz konusu değildir. “Ne mutlu Türk’üm diyene” özdeyişinin kucaklayıcılığı, halkın bütünselliğini kapsıyordu. Ayrımcılık yerine bütünsellik, vatandaşlık kavramlarının geçerliliği söz konusuydu. Söylencesi Vardarlı Ali Paşa’ya kadar uzanan (14 yy.) Vardar Ovası türküsüne bile “Atatürk’ün sevdiği türküdür” diye tepki koymanın anlaşılırlığı olabilir mi? Duran insan olmaya tepki olumsuzluk, azarlayıcı, korku, şiddet, içerikli sözlere ve de doğayı korumak için polis gazı, suyu yerine sevgi içerikli, güven duyulan, umut aşılayan, yakınlaşma, ilgi ve yakınlık göstermek daha erdemli olmaz mıydı? Her görüşten, kulüpten, düşünceden ve inançtan bir araya gelen gençlerin yakınlaşması, bütünselleşmesi, yarınlarımız için bir umuttur diye düşünülmelidir. O gençler özgürlük, demokrasi, adalet ve kardeşlik istiyorlarsa; yönetim empati yaparak, sevginin ateşiyle yakınlaşmalıydı. Halkımızın gönlünde taht kuran dokuz yerde sanal mezarı olduğu düşünülen Yunus Emre’nin şiiri de sorgulanıyorsa, pes yani!.. Şiir, sözün altın sarısıdır. Bilim insanlarını zindanlara atmak, sanal suçlu, kanser hastalarını, acımasızca tutukluluklarını sürdürmek adaletin incitici yanıdır. Ülkemiz insanının içinde yaşadığı belirsizliğin kör karanlığı yetmiyormuş gibi; hudutlarımızda yaşananlar, dış basının haykırışları yönetimimize birer uyarıdır. Ülkeyi yönetenler önce kendi dillerini arıtmalıdırlar ki başkalarını da arıtabilsinler. Bunca ölüm, yaralı, kaygı, korku, tutuklama, sorgulama, endişe ve umutsuzluk varken; “Neyimiz eksik?” diye sorulunca fikir yürüttüm. Neyimiz eksik değil ki! diye düşündüm. Huzurlu mutlu, kavgasız, ayrımsız, kaygısız, endişesiz ve güvenli bir yaşama sevinci içinde olmalıydık. Kendimizle, ailemizle, ülkemizle gurur duymalıyız. Birliğiyle, dirliğiyle hepimizin olan sevgi dolu insanların ülkesi diye onurlanmalıydık. Payanda Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, partiler “türbanlı kadın milletvekili” konusunda anlaştılar. Kadınlara uygulanan bir yasağın “özgürlük” olarak görülmesine CHP’yi payanda edenler, tarih önünde hesap vereceklerini de göz önüne almışlardır herhalde. Diktatör Attı tuttu, cart curt... Dayattı, şart şurt... Konuştu, zart zurt... Şişindi, patladı “cart” diye. Artık şarttı gitmesi, kaydı ayağı “zart” diye. Kaldı ondan geriye bir curt, bir şurt, bir de zurt! GÖRüş MİTHAT MELEN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr İşte Hendek, İşte Deve Dünyayı başka gözlerle izlemek, gözlük takmakla olmuyor. Taktığınız gözlüğün yakını ya da uzağı göstermesinin çok önemi yok. Sizin ne kadar vizyonunuz var? Küreselleşmeyi ne kadar izleyebiliyorsunuz? Dünyadaki ekonomik ve politik gelişmeleri nasıl algılayabiliyorsunuz? Bunlar önemli. Türkiye’de başta siyasi partiler olmak üzere ülkeyi yönetenler, hatta akademik çevreler, ben uzağı görüyorum gözlüğe ihtiyacım yok diye bırakın vizyon sahibi olmayı, gözlük bile takmıyor. Hiç olmazsa gözlük takmak bile bir erdem. En azından bu gözlükle daha iyi görebiliyorum, demek cesaretiniz var. Vizyonu boş verin. Yüzümüzü dönelim Mısır’a ve iki yıl önce neler olduğuna bir bakalım. Müslümanlara yaranmak adına, okyanus ötesi destekli bir grubun iktidara gelmesine göz yumuyorsunuz. Bu sözde demokrasinin arkasında kim var? Demokrasi sözleriyle büyütülmüş, ama bir türlü laikliği kavrayamamış, din ve devlet işlerini birbirinden ayırt edemeyen bir ordu var. Bu öyle bir ordu ki aslında Mısır ekonomisinin tek hâkimi. Çarşı pazar ondan soruluyor. Bu ordu yarı Müslüman Kardeşler’e, yarı da uluslararası güçlere dayanıyor. Ayrıca da ABD eğitimi almış, Karun kadar zengin generallerce yönetiliyor. Buraya bir nokta koyup bir parantez açalım. ABD ordusu ticaretin hiç içinde olmamıştır. Ekonominin de yöneticisi değildir. Çünkü ABD’de piyasa ekonomisi hâkimdir. ABD askerleri ise piyasa ekonomisinin emrindedir ve bunun koruyucusudur. Müslüman dünyada piyasa güçlerine hâkim olanlar nedense siyaseti de ellerinde tuttuklarından mıdır nedir? Askerlerin de piyasayı elden kaçırmamaya çaba harcadıklarına tanık oluyoruz. Belki de bu yüzden bu coğrafyada sık sık askeri darbeler olur. Ekonomi kötüye gidince bunu iyi yönetememiş sivillere karşı asker yönetimi ele alır ve halkı mutlu eder. Tekrar Mısır’a döneyim. Sisi’nin askeri müdahalesiyle devrilen Mursi’yi daha önce kim iktidara getirdi? Bu bir demokratik güç mü yoksa laik bir değişim mi? İkisi de değil. Doğrudan doğruya asker. E, vaktinde Mursi, Hüsnü Mübarek’i deviren askeri darbenin kendisine koltuk değneği olmasıyla iktidara geldiğinde niye demokrasi çığlıkları atılmıyordu da bugün bağırışlarımız yeri göğü inletiyor? Günde 800 insanın öldürülmesini hiçbir demokratik yapı ve insana değer veren yönetimler kabul edemez. Bırakınız insan hakları ihlalini, insan olarak kan dökülmesine evet diyemezsiniz. Başta büyük Batı ve demokrasi havarisi çevrelerin neden sesleri çıkmıyor bütün bu yapılan katliama? Çünkü önce İslamofobi, ardından da gerçekten laik olmayan bir yapıya ciddi güvensizlik var. Bundan şu anlaşılıyor: Dünyadaki 1.5 milyar Müslümanı kontrol edecek gücün artık laik bir ekonomik düzeni temel alması gerektiği biliniyor. Aksi halde haklı da olsanız sopayı yiyeceksiniz. Şapkayı önünüze koyup gözlük mü takarsınız, dürbün mü kullanırsınız, yoksa teleskoba mı başvurursunuz? Bunu çok iyi düşünmeniz gerekiyor. Gelin, rahmetli Barış Manço’yu analım. İşte hendek, işte deve. HARBİ SEMİH POROY BULMACA UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK SEDAT YAŞAYAN fhakancelik@mynet.com T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 1. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/996 TLMT. Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin % 50’sine istekli bulunmadığı takdirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin % 50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 22/07/2013 l. İhale Tarihi: 13/09/2013 günü, saat 10:00 10:05 arası. 2. İhaIe Tarihi: 01/10/2013 günü, saat 10:00 10:05 arası. İhale Yeri: CİHANER PARKI YEDİEMİN OTOPARKIFİRUZKÖY MAH. LATİFE HANIM SOK. 176/1 AVCILAR İSTANBUL No: 1 Takdir Edilen Değeri TL: 30.000,00 Adedi: 1 KDV: %18 Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri): 34UK4909 Plakalı, 2008 Model, FIAT Marka, DUCADO MARKA BEYAZ RENKLİ ARKA SOL HAFİF VURUK, AYNALAR KIRIK, SAĞ YAN TARAF ÜSTTEN VURUK VE EZİK, KAPALI KASA KAMYONET ANAHTAR VE RUHSAT YOK. (İİK m. 114/1, 114/3) “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 49997) 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Venedikli gon 1 dolcuların genel 2 likle doğaçtan söyledikleri şar 3 kı. 2/ Mert, ka 4 lender ve baba 5 can kimse... Kent 6 ya da kasabada dış mahalle. 3/ 7 Üzeri petek bi 8 çiminde, bisküvi 9 ye benzer tatlı bir yiyecek... Uzak1 2 3 4 5 6 7 8 9 lık işareti. 4/ Utanç 1 B İ Y O G R A F İ duyma... Ayak dire 2 E R E K A NO T me. 5/ Kekeme ya da 3 D O N E D A N İ dilsiz kimse... Nâzım 4 U N T R İ P Hikmet’in bir oyuK AMA nu. 6/ İzmir’in Sel 5 H İ L E 6 O L T A A R çuk ilçesindeki ünlü A R A antik kent... Çin’in pa 7 S A K A R OĞU Z ra birimi. 7/ Vladimir 8 A Y A K Nabokov’un, sinema 9 K A L İ G R A F İ ya da aktarılan ünlü romanı... Eski dilde yüz, çehre. 8/ Arapça eylem çatısını konu edinen bilim ve kitap... Bir şeyi yapmak için en uygun an. 9/ Ucu sivri demirli kısa övendire. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Belli bir biçimi olmayan, hafif ve kısa müzik yapıtı. 2/ Açık alanlardan ve kalabalık yerlerden duyulan korku. 3/ Sergen... Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval. 4/ Endonezya’nın plaka imi... Büyük tepsi. 5/ Kötü bir işteki yardımcılar... Genellikle içine sulu şeyler konulan kap. 6/ Kökü sürgün kesici olarak hekimlikte kullanılan bir bitki. 7/ Önü hendekli siper... Sinir hücrelerinde bulunan protein... Boru sesi. 8/ Borsada belli miktardaki hisse senedini belirtmekte kullanılan işlem birimi... Fayda. 9/ Çorum’un Ortaköy ilçesinde ortaya çıkarılan, Hititlerin ikinci büyük kenti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle