19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2013 PAZAR 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, deprem raporunu açıkladı: göstermesi olası adayların isimleri yayımlanıyor... Partiler arasında en çok CHP adayları üzerinde irdelemeler, daha doğrusu spekülasyonlar yapılıyor. Medyamız daha çok CHP adaylarına meraklı... Oysa asıl önemli olan AKP’nin adayları, kazanacağı ya da yitirmesi olası belediyeler…Yeterince yer verilmiyor haberlerde. AKP’nin dışarıya bilgi sızdırmayan, kapalı kutu, sır vermeyen yönetici kadroları değil neden... Örneğin partide hayli söz sahibi olanlar bile kimin nerede belediye başkan aday olacağını bildiği yok!.. Her aday RTE’nin iki dudağı arasında. Yakınlarıyla bile ne adaylar üzerinde konuşuyor, ne görüş alıyor ne de kafasındaki büyük kentlere münasip gördüğü başkan adayının ismini fısıldıyor. HHH Parti tüzüğü gereği bir kez daha milletvekili olamayacak pek çok AKP’li, RTE’nin ağzına bakıyor. Ya başkanlık ya da bir yerlerde yüklü maaşlı bir görev beklentisiyle... Ankara adayı Egemen Bağış mı? Kendi de çevresinde de bilen yok. İstanbul? Kadir Topbaş’ın Gezi Parkı olayları sırasında lidere aykırı düşen kimi söylemleriyle suyunun ısındığı söyleniyor. Son günlerde lidere hoş görünmeye, yeniden gözüne girip bir kez daha başkanlığı kapmaya heveslendi... Kentteki yatırım hamlelerini TV’lerde anlatmaya ve hatta Gezi Parkı’nın ta şubat ayında yapılan örtülü toplantılarda kararlaştırıldığını içeren belgelerin ellerinde (sonra düzeltti, devlette) olduğunu söylemeye, dünyaya örnek eylemleri neredeyse, lideri gibi darbe öncüsü diye niteleyen açıklamalar yapmaya başladı. Ya Ankaralıların artık kurtulmayı bekledikleri Melih Gökçek?.. O da yalan, saldırgan, hakaret dolu açıklamalarla sahibi olduğu TV’de haberlere, yorumlara konular veriyor; bu davranışlarıyla, lidere ne kadar sadık diye nam salarak bir kez daha başkanlık koparmaya çabalıyor. Parti illerde anketler yaptıracak, halkın aday olmasını işaret ettiği isimlerin yetkili kurullarda dikkate alınarak saptanacağını açıkladı. AKP’de ilk, orta ve sona kadar her konuda her aşamada söz yalnız ve yalnız RTE’ye aittir. Anketler, örgütle müşterek karar alınacağı söylemleri; RTE, adayları kararlaştıracağına dek kamuoyunu uyutmaktır! Ötesi palavra! HHH Gelelim CHP’ye... Medya AKP’deki derin sessizliğin içindeki kaynaşmalardan, olası adaylar arasında çekişmelerden hiç söz etmezken; baş konusu illaki CHP!.. Geçen günlerde böyyük bir gazetemizde, CHP’nin belediye başkan adaylarını irdeleyen uzun bir haber yayımlandı. İstanbul’dan başlıyor. İzmir adayını açıklıyor. Antalya’ya geçiyor. Oradan Mersin’e, hemen kuzeye çıkıyor, Ordu adaylarını düzenliyor. Adı olası genel başkanlar arasında geçen Muharrem İnce gibi parlamentoda gerçekten etkili muhalefet yapan milletvekilini Bursa’dan, CHP gerçeklerine bağlı parti sözcülüğünü başarıyla sürdüren milletvekili Haluk Koç’u Ankara belediye başkanlığı adayı yapıveriyor. Gazetemiz; adı, ünü yaygın, partinin başarılı isimlerini parlamentodan, parti içi yönetimden alıp kimi illerde belediye başkanlığına neden münasip gördü acaba? Partinin geçmişten kaynaklanan ilkelerine, inançlarına, kurallarına, geleneklerine bağlı olan bu değerli isimlerden, CHP’yi bir çeşit AKP’ye benzetmeye çabaladığı sürekli söylenen, genel başkan çevresinde yuvalanmış bir ekip, kurtulmak amacıyla bu yolu, yöntemi kullanmak istemiş olmasın? HHH Bir başka konu. Genel başkan yardımcılarından Umut Oran’ın açıkladığına göre İstanbul’da CHP; AKP ile arayı kapatmaya çok yakın. Amma? Burada seçimi almak ve aday olabilmek için kamuoyunda “tanınır” olmak, anketlerde baş sırada çıkmak yeterli değil. Bu anlatımlar tabii İstanbul’da seçimi kazanacağını söylenen Mustafa Sarıgül’ü anımsatıyor. Sarıgül’e aday olma diyen yok. Önce gir partiye, koy aday adaylığını çağrıları yapılıyor ama Sarıgül ağırdan alıyor. Erzurum’da kalabalıklar karşılamış. Orada “arkadaşlarıyla yeniden konuşarak karar vereceklerini” söyledi. Arkadaşları ile? HHH Bu açıklama; Sarıgül’ün partiye dönerken beraberinde hayli kalabalık ayrı bir kadro ile geleceğinin kanıtı ve aday olsa seçilse ya da seçilmese partide yeni bir huzursuzluğun işareti gibi.. ve bu gelişmeler... ...partide hayırlara vesile olmayacak bir davranışa işaret!.. Maalesef hazır değiliz İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Sadece İstanbul Belediyesi’nin değil, Türkiye’nin deprem konusunda hazır olmadığı çok net bir şekilde görülüyor” dedi. Tekin, İstiklal Caddesi’nde yürürken Nijeryalı bir gencin isteği üzerine CHP rozeti taktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, öncülüğünü yaptığı “Depremler ve Doğal Afetler Değerlendirme Çalışması”nı dün Beyoğlu’ndaki Gazeteciler Lokali’nde düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Toplantıya katılan TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyesi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Haluk Eyidoğan Türkiye’nin afet politikası geliştirmede geri kaldığını belirterek “Kentsel dönüşüm alanları tamamen rantsal bakış açısıyla ilan ediliyor” diye konuştu. Tekin, gazetecilerin “İstanbul’un olası bir depreme hazırlıklı olup olmadığı” sorusunu yanıtlarken “Ne yazık ki sadece İstanbul Belediyesi’nin değil, Türkiye’nin deprem konusunda hazır olmadığı çok net bir şekilde görülüyor. Halen İstanbul’da yapı stokunu bilmiyorsanız, Başbakan’ın ‘Ben de rahatsızım’ dediği 678 emsallerinin kaç tane olduğu sorusuna cevap yoksa İstanbul’da depreme hazır olunmadığı çok net ortada. Başbakan kaçak yapılardan çok rahatsız olmuş, geç de olsa kendisine teşekkür ediyorum. 67 emsallerde de çok rahatsız olmuştu” diye konuştu. Deprem dönüşümünde kullanılması gereken arsaların “yandaşlara peşkeş çekildiğini” anlatan Tekin, bu konudaki belgeleri Başbakan’a mektup olarak gönderdiğini söyledi. Tekin, öte yandan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’nin İstanbul Büyükşehir belediye başkan adayı gösterilip gösterilmeyeceğine ilişkin soru üzerine “Hiç merak etmeyin. Depremi merak edin, Mısır’ı merak edin. Biz hiç merak etmiyoruz” diye konuştu. n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Başbuğ: Aynı acı yaşanmasın İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında müebbet hapse çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 14. yıldönümü nedeniyle taziye mesajı yayımladı. Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Twitter hesabından “#17AgustosuUnutmadik, depremde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. Aynı acıların tekrarlanmaması, derslerin çıkarılmış olması ümidiyle...” mesajı yazıldı. 17 Ağustos 1999 depreminde yaşamını yitirenler unutulmadı u Yalova Belediyesi ve Yalova Müftülüğü tarafından düzenlenen programla devam eden anma törenine vekiller, Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal, CHP İl Başkanı Özcan Özel, sivil toplum örgütleri ve bine yakın Yalovalı katıldı. FARUK KIRTAY Hüzün eksilmiyor YALOVA Yalova’da 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara depreminde yaşamını yitirenler Deprem Anıtı’nda Saat 03.02’de düzenlenen törenle anıldı. Gece saatler 03.02’yi gösterdiğinde, depremde yakınlarını, arkadaşlarını, sevdiklerini kaybeden yüzlerce Yalovalı Deprem Anıtı’nda saygı duruşunda bulundu. Depremin 14. yıldönümü nedeniyle Yalova’daki Deprem Anıtı’nda anma töreni düzenlendi. Depremin anısına yapılan ve Yalova’da depremde hayatını kaybedenlerin adlarının yazılı olduğu mermer bloklardan oluşan Deprem Anıtı’nda fotoğraf sergisi de açıldı. Vatandaşlar depremde kaybettikleri yakınlarının isimlerinin yazılı olduğu bloklara çiçekler koydu. Anma töreninde Yalova Mahalle Afet Gönüllü leri Derneği (MAGDER) üyeleri de meşalelerle depremde ölenler anısına Gazipaşa Caddesi’nden Deprem Anıtı’na yürüyüş yaptı. Yalova Belediyesi ve Yalova Müftülüğü tarafından düzenlenen program la devam eden anma törenine AKP Yalova Milletvekili Temel Coşkun, Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal, CHP İl Başkanı Özcan Özel, sivil toplum örgütleri ve bine yakın Yalovalı katıldı. Gece saatler 03.02’yi gösterdiğinde, depremde yakınlarını, arkadaşlarını, sevdiklerini kaybeden yüzlerce Yalovalı Deprem Anıtı’nda saygı duruşunda bulundu. Google depremi unutmadı İSTANBUL (AA) Google ana sayfasında, 1999’da Marmara depreminde yaşamını yitirenlerin anısına siyah kurdele yer aldı. Marmara depreminin 14. yılında Google, depremde hayatını kaybedenlerin anısına, arama çubuğunun hemen altına siyah kurdele yerleştirdi. İmleci siyah kurdelenin üzerine getiren kullanıcılar, “1999 İzmit depre minde hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz” mesajıyla karşılaştı. Doodle uygulamaları, dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere bu platformda yer vererek dikkati çekmeyi amaçlıyor. İnternet kullanıcıları, özel tasarımlı logonun üstüne tıklayarak, o güne, kişiye, konuya özel daha ayrıntılı bilgilere erişebiliyor. Dil Derneği’nin Türkçe sözlüğünde “hesaplaşma” sözcüğünün anlamı şu: “Karşılıklı yenişme, kozları paylaşma.” Bütün kuralları iktidarın koyduğu, kuralları uygulayacak kişileri iktidarın saptadığı bir hesaplaşmadan bundan başka sonuç da beklenemezdi. İkinci adamlar “hesaplaşma”nın altını doldururken gerçekleri söylemeye devam ediyorlar. Şöyle diyorlar: “Kimine göre cezalar ağır gelebilir ama, örneğin 28 Şubat mağdurlarına göre de hafif gelebilir. Ergenekon cezalarında insancıllıktan söz edenler, 60’ta, 71’de, 80’de, 28 Şubat’ta yaşanan dramları hatırlamıyor mu?” Bu demeçleri Türkçeye çevirdiğimizde iktidar şunu söylüyor: Bugünü hukuksuz bulan, geçmişteki darbe dönemlerine baksın, o dönem yapılanların âlâsını bugün yapıyoruz. Ne olmuş? Demek ki darbe olmuş! HHH Ergenekon kararlarıyla birlikte iktidarın geleneksel nakaratları olan, “yargı bağımsızdır”, “hukukun üstünlüğü” gibi sözler de bir kenara bırakıldı. Söyleyebildikleri en “hukuki” söz şu: “Daha Yargıtay aşaması var...” Sözümüz Yargıtay’dan dışarı, kararlara bu kadar sevinip sonra da bunu söylemek hiç de adalete alamet değil. İktidar bugün için anlamak istemese de biz doğruları söylemeye devam edeceğiz. Hiçbir darbenin bozdukları bir başka darbe ile düzelmez. Daha kestirme anlatımla; darbe darbeyle temizlenmez. Her hesaplaşma bir başka hesaplaşmayı beraberinde getirir. Her hesaplaşma, toplumda hep saflaşma yaratır. Hesaplaşma aracı olarak hukuku kullandığınız an, hiçbir haklılığınız kalmaz. Hukuku kötüye kullanmanın hiçbir mazereti olamaz. Hukuku kılıç olarak kullanmaya başlarsanız, kucağınıza sapsız düşer; tutup karşınızdakileri kılıçtan geçirmeye giriştiğinizde ilk kan, sizin elinize bulaşır. Ergenekon kararları kökten AKP’ci radikallerin dışında hiçbir kesimin vicdanında yer bulmamıştır. Kararların arkasındaki kesimler de nasıl bakacağını bilememektedir. Örneğin bir kesim, “Bu zaten cinayetler davasıydı. Yeni cinayet de olmuyor” deyip davaya bakışını dar bir açıda tutuyor. Bir kesim davayı çok dar buluyor, “Buzdağının ucu bile aydınlanmadı” diyor. Bir başka kesim, “Kimi hatalara bakmayın, kuruyduyaştı aldırmayın, davanın sonuçlanması bile önemli” diyor. Bu söylemlerin içinde her şey var ama, hukuk yok. Kimi AKP’liler “hesaplaşma” sözcüğünün ağır kaçtığını, toplum katında kabul görmediğini fark edince şöyle çark ettiler: “Biz hukuk yoluyla hesaplaşma diyoruz...” Hukuk hesaplaşmaz... Hesaplaşmada kullanılırsa hukuk olmaz. HHH Ergenekon kararlarının açıklandığı 5 Ağustos günü, salondakilere seslenirken yaptığım “Sıcak bir sonbahar geliyor” değerlendirmesi, iktidar katlarında değişik şekillerde yorumlanmaya devam ediyor. Anlaşılan o ki “ülkesel ısınma”dan çok endişe ediyorlar. Toplum; haksızlıklara, hukuksuzluklara, keyfi yönetim anlayışına, yaşamına karışılmasına, bir hiç sayılmasına artık sessiz kalmıyor. Toplumdaki bu doku değişikliğine kimi AKP milletvekilleri de kayıtsız kalamıyor, Gezi’ye yanlış bakan “Bal” gibi biziz, diyor. Benim de bir gazeteci olarak, bir milletvekili olarak gözlemim o ki, toplumdaki doku değişikliği artık geri döndürülebilecek çizgiden çok uzak. İktidarın Meclis’i erken toplama eğilimini de elinden kaçırdığı gündemin yeniden belirleyicisi olma arayışı olarak değerlendiriyorum. Gezi ruhuyla da iktidara sesleniyorum: Ver bakalım, ver bakalım. Ağır cezaları ver bakalım. Çek elini hukuktan, dinle halkı Kim haklıymış gör bakalım! Kadın muhtarlar Bozdağ’a atılan yumruk CHP ile AKP’yi karşı karşıya getirdi Van’da buluştu YUSUF ZİYA CANSEVER Öldürseler miydi? Bozdağ rapor peşinde CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat Bozdağ’a sert çıkarak “Alevilere Alevilik dersi vermeye çalışıyor. Bu tepkiye neden oldu” dedi. Özbolat, Bakan Bozdağ’ın ısrarla hastanede rapor almak istediğini ifade etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da “Olayın, CHP yetkililerinin zanlıyı koruması olarak anlatılmaya kalkışılması, ülkemizde kaba siyaset anlayışının bir tezahürü” dedi. n ZONGULDAK (AA) Ereğli ilçesine bağlı Ormanlı Beldesi Belediye Başkanı Yaşar Sever’in makam aracı, emekli olduktan sonra tazminatlarını alamadıklarını iddia eden 3 işçinin şikâyeti üzerine haczedildi. Sever, belediyeden emekli olan 3 işçinin tazminatlarını alamadıkları gerekçesiyle belediyeyi icraya verdiğini anlatarak, bu nedenle makam aracına haciz kararı geldiğini söyledi. Rahatsızlığı nedeniyle özel bir hastanede tedavi görmek üzere aracını ilçe merkezinde otoparka bıraktığını ifade eden Sever, geldiğinde aracın çekilerek götürüldüğünü kaydetti. Belediye başkanına haciz ANKARA (Cumcektik orada” karşıhuriyet Bürosu) ‘Bir daha gelsin’ lığı geldi. Olayı anHacı Bektaş Velatan Bozdağ, “KürHacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğli Anma Kültür ve süden inerken orada Sanat Etkinlikle lu da Bozdağ’a yapılan saldırı ‘Neden buraya gelasla kabul edilemeyeceğini ri sırasında Başba nın din’ diye bir ses duybelirterek “Ben sayın bakanın kan Yardımcısı Bedum. Dönünce yumHacıbektaş’a tekrardan gelkir Bozdağ’a atılan mesini, halkın bunu paylaşma ruk geldi” dedi. Bozyumruk, CHP’liler dığını görmesini isterim” dedi. dağ, CHP lideri KeBu arada Bozdağ’a saldırıda ile AKP’liler arasınmal Kılıçdaroğlu’nu da tartışmalara ne bulunan Hüseyin Satı’nın gö saldırıyı dile getirmeden oldu. Bozdağ’ın zaltı süresi 1 gün daha uzatıldı. yip kınamamakla da “Saldırgana büyük suçladı. Bozdağ’ın bir şefkat gösterdiler, alnından saldırganın yanına gitmekle suçöpmedikleri kaldı” suçlaması ladığı Umut Oran, “Biri ‘Polisler na CHP Genel Başkan Yardımcısı gazeteciyi öldürüyor’ diye bağırUmut Oran ve PM üyesi Durdu dı. 30 kadar polis bir kişiye sert Özbolat’tan, “O alnı öpmez ka müdahalede bulunuyordu. Emnirışlarız. Ama adam mı öldürte yet ile temasa geçtik” diye anlattı. VAN Türkiye’nin çeşitli illerinde görev yapan 50 kadın muhtar, Van Belediyesi’nin davetlisi olarak Van’da bir araya geldi. Van Belediye Başkanvekili Ayşan Harmancı, başlatılan barış süreci çerçevesinde doğu ve batı arasındaki önyargıyı yok etmek amacıyla yerelde görev yapan kadınların barışa olan desteklerini bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunmak amacıyla böyle bir buluşmayı gerçekleştirdiklerini söyledi. Onurlarına verilen kahvaltıda konuşan Türkiye Kadın Muhtarlar Derneği Başkanı Serpil Erenoğlu, batı ile doğu arasında ayrımcılığın olmadığını ve gönüllerin bir olduğunu belirterek “Yaşam şekillerimiz ve bakış açılarımız farklı olabilir ama tek vücut gibiyiz. Sizlerle sevgiyi paylaşmak için buraya geldik. Biz kadın muhtarlar olarak yaşanan acılı süreçten kaynaklı Van’a hiç gelememiştik. Hepimiz aynı yüreği taşıyan insanlar olarak barışı destekliyoruz. Hem Van depreminin acısını paylaşmak hem de Van insanı ile buluşmak için buraya geldik. Biz buraya insanların yüreğine dokunmaya ve yüreğini hissetmeye geldik” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle